19 Haziran 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

19 Haziran 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 19 Haziran 1941 ( Kısa Tethikler Ağır cezada verilen iki karar Kestaneciyi öldüren kavuncu Ahmed mahkum oldu Ç Şehir ve Memleket Haberleri ) için harb istihsalâtı Amerika terbiyemeselesi ne kad^r cileri vazife başınmühim olursa ols'.m, dadır. 1941 tenamugenc nesüleri bu garunda Amerika fabye uğruna feda etrika istihsalâtı azamemek, bilâkis her mî bir randımanla ferdi kendi şuurile, Hasırcılarda Tahmis sokağmda aralaçahşacaktır. Bu fabiradesile çalışmak rında çıkan kavgada kestaneci Mehmedi rikalardaki makinehususunda tam bir ölduımekten maznun kavuncu Ahmed lerin başında vaziserbesti ile yetiştir Tükenmezin muhakemesi, İstanbul bife alacak Hyakatli mektir. Genc işçiler rinci ağırceza mahkemesinde neticelenmakinistlere ihtiyac makine sanayiinin miştir. Dün bildırilen karara göre, bu vardır Bunları yeçarkları altmda şah iki esnaf. seyyar olarak satış yaparken, tiştirecek de meksiyasetinden tecer Mısırçarşısı tarafınden bir araba gelteblerdir. Binaenarüd etmiş, birer ma miş. Araba yanlarmdan geçeceği sıraleyh Amerikan terkine parçası olmuş da, kavuncu, kestaneciye sedyesini bibiyecileri 1940 senesi kalmış değillerdir. ra7 beri çekmesini söylemiş. Kestaneci, nihayetlerinde AmeBilâkis mensub ol «Sen misin buranın kabadayısı?» diye rikan meslek mekdukları hür memie çıkışmış. Diğer esnaf, araya girerak, teblerinin kadrolaketin, birer hür va çarpışmayı önlemişlerse de, kestaneci rını şayanı hayret tandaşı sıfatile de Mehmed, az sonra elini arka cebıne derecede tevsi etmokrasi prensipleri ataıak bir nöbet daha çıkışınca, kamişlerdir. Ve 1941 ni kurtarmak azmile vuncu Ahmed bıçağım Mehmedın göğtemmuzunda işe baş fabrikalarda çalışır süne iki kere saplamış. lamak üzere 750,000 „ Yazan : Mahkeme, ağır tahrik yollu müdaken evvelâ tamamen mütehassıs işçi yefaayı reddedip, adiyen tahrikle kasden meslekî bir terbiye tiştirmektedir] er. görüyor, saniyen ve tehevvüren oldurmekten ceza verdi Amerika Mesai Na gayet yüksek ücret 18 sene ağır hapis, adiyen tahrikten 12 tırı; ve Amerikanın alıyorlar. Her fabri scneye İndirildi ve Ahmed Tükenmez, en yüksek kadm si" ka amelesinin masasmın üzerinde bır evvelce başka birisini yaralamaktan üç tnalarından birisi olan Mis Perkins veray hapse mahkum olduğundan, şimdiki diği bir radyo konferansmda 1941 se levhada (Muhakkak bu haıbi kazana cezası 10 gün artırıldı. cağız. Harbin istikbalini kurtarmak benesinde Amerikanın iş âleminde 5 mil• yon ilâ 6 milyon yeni iş açılacağım te nim vazifemdir. Işimi azamî dikkatle Ayni mahkeme. Taksimde Biiyükziba yapmak. demokrasi davasına şahsan yapa UJİn etmiştir. Buna ilâveten orduda vaBife deruhde edecek olan 1 milyon gen bileceğim en büyük hizmettir) cumleleri sokağınde. geçen sene haziranının yircin boş bırakacağı yerler de yeni işçi yazılıdır. Radyosunda dünya siyasetinı minci günü Nazmiyeyi peşinden kovalayarak öldürmek kasdile yaralamaktan ler tarafından dolduralacaktır. Bu mu büyük bir serbesti ile takib eden, gazemaznun lostracı ve çalgıcı Ali Sonat telerinde, mecmualarında, bütün kitab «zzam İşçi ordusunu yetişürmek Amehakkındaki kararmı da, dün bildinnişrikan meslekî dersler muallimlerinin va neşriyatında dünyanın hangi istikamete tir. Ali Sonatın, kendisile birlikte oturdoğru yürüdüğünü büyuk bir sarahatle «üeleridır. İşte Amerikan meslekî tedmak teklifini reddeden Nazmiyeyi tatetkik eden genc, orta yaşlı, ihtiyar bürisat mütehassıslannın vatamn selâmetl banca kurşunile sol memesinden yaratün fabrika işçileri bilerek, anlayarak, namına vazife deruhde edecek bu muladığını sabit görmüştür. Sübut şekezzam mütehessıs işçi ordusunu yetiş azmederek çalışmaktadırlar. Binaenaleyh line göre, İlk kurşun memeye rastlatirmeğe muvaffak olduklarını aşağıdaki harb sanaylinde çalışmak bu şahıslar mış, ikincisi boşa gitmiş, üçüncü kuriçin bir fedakârlık değil, fakat kendilemisallerle göreceğiz. şun da, tabanca namlusu şistiğinJen rini her sahada yükselten bir arrdl olMeslekî tedrisat teşkilâtını Idare eden patlamamış ve bu sırada etraftan yetimaktadır. en muktedir simalardan birisi, Dr. Mc şilerek, öldürmek kasdile vâki hareket, 6herry, mesaisini üç kısrnâ ayırmıştır: Maznunun «Bu kıj Amerikanın en büyük mütefekkirle yarıda kalmıştır. 1 Mütehassıs ve ustabaşı ve işçi rinden birisi olan Dr. Henry Grady, benim paramı yedi, sonra yüz çevirdi. lerin heyeti umumiyesinin bir Iistesinl meslek mrktebleri tedrisatı mevzuubahs Ben, gene hazımlı davrandım. O gün de sadece şakalaşırken tabanca kazaen açıkararak, çahştıkları sahadan daha yük olurken su mütaleada bulunmuştur: teşlendi> yollu müdafaası, reddedilınişcek bir sahada müfid olmaları imkânı « Bence meslekî muallimlerin vazitir. Ancak, mahkeme, »kendini sevgiye bulunanlan tefrik etmek ve kendilefeleri sadece müdafaa silâhı yapan fab kaptırmak zâfını» bu katle nâkıs terinden azemî randıman teminine çalışrikalara mütehassıs İşçi yetiştirmek de şebbüs hâdisesinde tahfif sebebi saymak. ğil, fakat müdafaa silâhlarını kullana mıştır. Ali Sonatın cezası, bu sebeble 2 Meslek mekteblerinde, fabrikala cak insanlan doyuracak gıda madde 6 seneden 4 seneye indirilip azaltılrın muhtac olduğu işçi ve mütehassıs leri hazırlayacak muktedir çiftçiler de mıştır. ları en kısa bir zamanda tamamen fab yeüşürmektir. Bizim ilk ve en emin rikaların lüzum gösterdikleri sahalar i kalemiz çiftliklerimizdir. Amerikanın en çin hazırlamak. kuvvetli içtimaî varlığı ziraî mıntakaADUYEDE 3 Fabrikaların içinde ilâve dersler lardaki refah, istihsal seviyesinin yükBeşiktaş cinayetinin tesis ederek, işçilerln boş zamanlarında, sekliğidir. Bu refah ve istihsal seviyesi daha yüksek işler deruhde edebilmele ne kadar yüksek olursa olsun, gene mesmuhakemesi ^ rini temin için kendilerini yeni dersler lekî tedrisat muallimlerinin yeni nesilBeşiktaşta Köyiçinde bir gece, içklli leri en fennî ziraat metodlarile terbialmağa teşvik etmek. ye etmeleri ihtiyacından bizi müstağni bir eğlentide otomobil değnekçisi TevDr. Sherry bu plân dahilinde harbin bırakamaz. Binaenaleyh meslekî ders fiği bıçakla öldürmekten maznun Ilhabidayetindenberi çahşarak bir sene gibi ler çiftlik mıntakalarında da her za mi ile Cevdetin muhakemelerine, İskısa bir zamanda Amerikan fabrikalamankinden daha büyük bir itina tanbul ikinci Ağırceza mahkemesinde rına 750,000 yeni mütehassıs işçi ilâveile verilmelidir. Ta ki, Avrupa ve As dün devam olunmuştur. Bu davada, •İne muvaffak olmuştur. mahkemedeki bazı yakışıksız hareketBazı meslek mektebleri ve fabrıka yanın harb felâketzedelerini açhktan öl leri ve sözleri üzerine, İlhami, Adll Tıbdershaneleri günün yirmi dört saatin mekten kurtarmak, insaniyet« hizmet da müşahede altına alınmıştı. Gelen de mütemadiyen faaliyet halinde bu edebilmek mes'uliyetini deruhde ede rapor, deli olmadığını kafiyetle gösterlunmuştur. Çok defa on sekiz, on do cek genc bir nesil yetiştlrmeğe muvaf miştir. Bunun üzerine, sorguya çekilen kuz yaşındaki genc işçilerin yanıbaşın fak olalım. Hiç bir Amerikan çocuğu İlhami, bu sefer derli toplu ifade veda altmış, altmış beş yaşındaki büyük bugünün felâketleri muvacehesinde bos rerek, cinayetle alâkasını inkâr etmişbabalar ve eski işçiler de yeni ihtira bir saat geçirmeğe mezun değildir. Va tir. İlhami, «ben o akşam Cevdetten, ları kullanmek, makinelerde yapılan ta kitlerini tasarruf ederek daha çok mah şıracıdan çıkar çıkmaz aynldım> digittik, dilât hakkında malumat almak, yahud sul yetiştirmek yollarım gösterecek şah yor. Cevdet ise, «eve birlikte mesleklerinde terfi edebilmek için yeni siyetler; işte ziraî sahalardaki meslekî Tevfiği ikimiz birden yere serdik» diye, iştirakle suç işlediklerinde ısrarla yeni dersler almaktadırlar. Bu sayede tedrisat muallimleridir.» demiştir. durmaktadır. Mahkeme, tahkikatı yaAmerikan fabrikaları muazzam müdaAmerikan fabrikaları için 750,000 müfaa silâhları imalâtmda vazife deruhde tehassıs işçi yetiştirildiğini matbuat kay panlan şahid olarak çağıracaktır. edecek bilgili işçilere, muktedir müte detmektedir. Amerikan ziraî mıntakalaBir beraet kararı hassıslara kavuşmaktadır. rında mes'uliyet deruhde edecek yüz Üsküdarda İmrahorda bakkal Enver Fakat Amerikan terbiyecilerinin en binlerce genc yetişmekte olduğuna emin Köygen hakkında, geçenlerde, bir şecalibi dikkat vazifesi, vatan müdafaası olabiliriz kanaatindeyim. ker meselesinden dolayı mtlll korunma kanununa muhalif hareket davası açılmıştı. Üsküdar asliye ceza mahkeme since, Temyizden nakız üzerine yapı lan muhakeme neticesinde, bakkal Enver Köygen beraet kazanmıştır. HU küm kat'ileşerek, emanet dairesinde bulunan şekerleri kendisine geri verilmiştir. Amerikan meslek mektebleri Kartaldaki feci cinayetin failleri meydana çıktı Köy muhtarının husumet beslediği zavallı çoban bir geceyarısı üç kişi tarafından vahşiyane bir surette öldürülmüş Bir kac gün evvel Kartalda, Başıbü tırmışlardır. Bağırmaması için ağzını suçun, sırf intikam almak için muhtayük köyü civarında işlenen cinayetin sımsıkı kapayarak, Muradı baskıya al nn teşvikile işlendiği kanaatini ver failleri, tespit edilerek ele geçmiştir. mışlar, yumruk, tekme vurarak dayak miştir. Şimdiye kadar ortaya konulan vaziBasıbüyük köyü muhtarı Mustafa ile atmışlar, yerden yere çarpmışlar, adaçoban Mehmed oğlu Sabahaddin, Sa makıllı hırpalamışlardır. Bitkin bir ha yete nazaran, cinayet, tasarlanarak işbahaddinin ağası Sabrinin oğlu İbra le getirilen Murad. bir aralık üzerine lenmiştir. Bu itibarla da, ceza kanu him ve köy bekçisi HalU, cinayetin suç çullananlann altında nefesi kesılerek nunun idam cezası yazılı 450 nci madcan vermıstir. Boynuna bir tel takılan desme uyan bır suçtur. lusu olarak yakalanmışlardır. cesed, sürüklene sürüklene. SüreyyaCina5'ete teşvıkten maznun Mustafa Jandarma ve Adliye tahkikatma g re, öldürülen çoban mühtedi Muradla paşa çiftlıği yakınındaki Susuz çukur ile suçu işlemekten maznun Sabahaddin, köy muhtan Mustafanjn arası, bir denilen yere kadar götürülüp, orada İbrahim ve Halil. Kartal jandarma kumüddettenberi açıkmış. Bunun sebebi kısmen toprağa gömülmüş, üstü çalı mandanlığmca Üsküdar Müddeiumumiligine gönderilmislerdir. Adliyece. bu de. bir iş sırasında arada çıkan kav çırpı ve taş parcalarile örtülmüstür. Muradın yanında bulunan 150 lira hususta tahkikat, ehemmiyetle derin gada, çobanın köy muhtanna sövüp mymasıdır. Mustafa, o gflndenberi Mu kadar bir paraya dokunulmaması da. leştirilmektedır. rada husumet beslemiş, fırsat düştükçe aleyhinde ileri geri söylenmiştir. Husumeti gittikçe artan muhtar. hasmının vücudünü ortadan kaldırtmağı tasarlamış. geçende, çoban Mehmed oğlu Sabahaddin. Sabahaddinin ağası Sabrinin oğlu İbrahim ve köy bekcisi Halille konuşurken. bu meseleden bahis açmış, onlara mühtedi Muradın bir suretle kayıblara karışması kendisini son dereİktısad Müdürluğu Toprak Mahsulleri Bu sene yapılacak Barbaros ihtiface memnun edeceğlni anlatmıştır. Ötekilerin tereddüdünü görünce de. or Ofisile temas ederek hastalar İçin bır linde Barbaros türbesi meydanı tamatada korkacak bir şey olmadığını, eğer miktar çavdar ekmeği çıkarılmasma mü mile açılmış ve tanzim edilmiş olacakbir şev olursa kendilerini kurtaraca saade istemiştir. Ofis buna muvafakat tır. Türbenin denize ve caddeye bakan etmiştir. Çavdar ekmekleri 250 gram kısımlarının tamamen açılması için VaU ğını söyliyerek, bu suçu müştereken ika için her üçünü iknaa çalışmıştır. Ni lık olmak üzere imal edılecektir. Bun ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar icab edenlere direktifler vermiştir. Beşiktaş hayet bu üç kişi, muhtarla mutabık lar serbest satılacaktır. kalmışlardır. Bu gün Belediye tarafından 450 gram karakolunun satın alınmasına mütealHaziranın 14 üncü gecesi. tam gece lık müdevver ve 950 gramlık uzun ek lik muamele yakında İkmal edilecektir yansı, Sabahaddin, İbrahim, Halil, mek imali tecrübesi yapılacaktır. Ek Beşiktaş karakolu o civardaki İlk okul kalkmışlar, Muradın yattıgı mandıraya meklerin rutubet miktan Belediye kim binasına taşınacaktır. Bu bina yıkılayollanmışlardır. Kapıyı vu\irak, dısa yahanesinde tesbit edilecek, ekmekçi cak ve arsa plâna göre tanzim edilendan fkoyunlanmız kayboldu, belki ler cemiyetine bu rutubet derecesinde cektir. Türbenin deniz istikametine tesenin sürüne kanşmıştır. Aç da bir ba ikmek imali İçin tebligat yapılacaktır. sadüf eden kısmmdaki çatal ve bıçak İstimlâk muamelesi bu Dün sabah Belediyede reis muavıni fabrıkasının kalım hele. diye seslenmislerdir. Murad. kapıyı açar açmaz, üçü bir Lfttfi Aksoyun başkanhğında Sıhhat hafta bitirilecek, bu suretle türbenin deden tizerine atılmış, elbirligile yere ya Müdürü Osman Said, İktısad Müdürü nize bakan kısmı da Marmaradan göSaffet Sezerden mürekkeb bir toplantı rülecek bir şekilde eçılmış olacaktır. yapılarak ekmeklerın daha iyi çıkması Burada sahile bir rıhtım yapılacaktır. hususunda tetkikler yapılmıştır. Bele Bu rıhtımın keşifnamesi hazırlanmıştır diye doktorlarile İktısad Müdürlüğü Barbaros türbesi bir vapur fenerile aymcmurları şehrin muhtelif mahallerin dmlatılacaktır. Bundan başka Beşiktaşdeki fırınlarda kontrollarda bulunarak ta Akaretleri Maçkaya bağlayan caddeekmeğin çeşni, kesim vaziyetleri etra nin tanzimi için bazı binalar istimlâk edilecektir. fında zabıtlar tutmuşlardır. İHEM NALINA MIHINA] Çölde tank muharebesi Ö stanbulu, bilmiyorum amma, bugünII lerde. Ankara pek sıcak. Ancak geU celeri, biraz nefes almak kabil oluyor; zaten Ankara, gecelerinin serinliği'e nıeşhurdur. Fakat gündüzleri, güneş, ınsamn ensesinde boza pişiriyor; yalmı ensesinde olsa ne nimet! Bu satırları yazmadan yarun saat evvel, Atatürk bulvarında, bir top akasjanın göigesinde otobüs bekliyordum. Asfaltlar kızmış, bir hrıa tesiri yapıyordu. Biraz sonra. bir «uçan kale» çürültüsile gelen otobüse atladım; fakat. bir dakika evvelki akasya gölgesini, hemen hasretle aıadım; meğer asıl fırın, bir sürü penceresinden yalnız bir tanesi açılmak zahnıetine katlanılmış olan bu otobüs imış. Anlaşılan caddelerdeki sıcağa memnuniyetle taharomül edelim, hatla arayahm diye Ankara otobüslerinin pencerelerini açmıyorlar. Otobüsümüz seyyar bir fırın gibi yolcularını pişire pişire ybluııa devam ederken Mısırın garb çölünde, Sollumda harbeden askerler aklıma geldi. Bilhassa tanklarda kebab olanlan düsündüm. 1939 haziranında, İngilterede 4 üncü İngiliz tümenini ziyaret ettiğimiz zaman, bir tankın içine şöyle bir prip çıkmıstım. Hareket ve atış halinde olmamasma rağmen, güneşte duran bu dararık tankın içerisi cehennem gibiydi. Şimdi, ayni tankı, Mısırın garb çölüne gtitürünüz; sıcağı gölgede 4550 dercce olan bu çölde, bu tankı bütün sür'atile yüriitünüz, sonra içindeki topu ve makinelitüfeği işletiniz; fazla olarak içerideki bu sıcağa dışandaki belâlan, bütün bir tank taburunun, alayınm veya tümeninin çıkardığı tozu, fırlattığı kumu, diişmaıun tank defi makinelitüfeklerile toplarının ateşlerini, tayyarelerinin bombalannı, alev saçan tankları, lâğımlar gibi diğer tank müdafaa silâhlarını ve tanklara mezar oIan kapanları da ilâve ediniz. Eğer donan ma da atese iştirak ediyorsa, 15 lik, 21 lik, 30 buçukluk, 40 onda alhlık deniz toplarının seri salvolarla gönderdikleri müthiş mermileri de hesaba katınız. Sellumda cereyan eden muharebenin, cehennemde bile görülemiyecek bir dehşette olduğunu anlarsınız. Burada harbeden insanlar, feveran halinde bulunan bir kızgın yanardağın içinde boğuşuyorlar, demektirlpr. Gerçi, İngiliz ordusunun buz dolablan. soda ve gazoz makineleri, sözde hararet kesen viski (estileri ve damacanalannı yanında taşıdığım biliyoruz amma, bütün bunlar, nihayet ates kesildikten sonra. yanan boğazlara biraz serinlik verehilecck şejlerdir. Otobüsümüz, UIus meydanına celdiği zaman, onun sıcağı bana serin geldi. Bir taraftan kızgm çölde hoğuşan zavallı insanlara acırken, diğer taraftan bizi harb felâkerinden. istiklnlinıizi, hükiimranhğunızı ve şerefimizi de nıasıın tu(arak knruyan yüksek siyisctin kıymetini bir daha anladım ve bu siyaseti idare eHen Büyük Başı hürraet ve minnetle bir daha andım. Yeni fabrikalarda çalışmak tizere 750,000 mötehassıs işçi yetiştiriyor Nezahet Nureddin Ege Çavdar ekmeği Barbaros türbesi Ofis, ekmek için çavdar veriyor Türbenin etrafı tamamen açılacak Kahve tevziatı Vilâyet, dünden itibaren tevziata başladı Bir küp dolusu altın Denizciler bayramı Edirnede araba tamirciliği yapan Ali adında birisi geçenlerde evınin bazı yerlerini tamir ederken bir duvarın yıkılması sırasında agzı bir deri ile bağlı bir küp bulmuştur. Ali, küpün ağzını açınca içftıin altınla dolu olduğunu görmüştür. Bunun üzerine Musevi sarraf Kemale bu altınlardan birini göster miş, bunlann saf altın olduğunu öğrenince tanesini 7 liraya satmıştır. Ali, bu kadarla da kalmamış, bu altınlardan bir kısmını İstanbula getirerek satmıştır. Araba tamircisinin birdenbire para sarfetmeye başlaması, Edirne zabıtasının nazarı dikkatini celbettiğinden, takibine başlanmıştır. Nihayet gene Musevi sarrafa sekiz liraya altın bozdururken yakalanmiştır. Elde edilen altmlann tetkikinde, bunlann bir kısmının 1765 tarihli Fransız ve 1722 tarihli Macar ve mütebakisinin de Blzans altını olduğu anlaşılmıştır. Kıymeti binlerce lira tutan bu altmlann kimlere satıldığını tespit etmek üzere tahkikat yapılmaktadır. 1 temmuzda yapılacak denizciler bayramuım çok güzel olması için Münakalât Vekili Cevdet Kerim İncedayı dün bir tamim göndermiştir. Bu gün saat 11 de Vilâyette, İstanbuldaki kutlulama programınm yeniden tanzimi için bir içtima yapılacaktır. Cevdet Ketim İncedayı, gönderdiği tamimde şöyle demektedir: •Türkiyenin tam istiklâlini temin eden Lozan sulh muahedesi ahkâmı mucibince Türk sularında yolcu ve eşya 1aşımak, liman hizmetleri görmek ve sulsrımızda avlanmak hakkı münhasıran Türk bayrağına ve Türk vatandaşına verilmiş, Türk vatanı ve Türk ferdi bunda millî hakimiyetin en verinıU bir neticesini bulmuştur. Kapitülâsyon devrinin bu son şeametinin de bu suretle tarihe karıştığı 1 temmuz günü kutlu bir bayram olarak tes'id olunmaktadır. Bu günün, imkânların ezamisi nisbetinde tes'idi bir vazife ve hazzı milli olduğu gibi vatandaşların şuurlarında millî idraki artırmağa ve çok lüzumlu olan denizcilik aşkmı takviyeye medar olacaktır.> Vilâyet, Ticaret Vekâletile temaslannı ikmal ettiğinden, şimdiden resmî müesseselere kahve tevziatma başlamıştır. Askerî birlikler için ordu müfettişliği levazım fimirliğine kâfi miktarda kahve verilmiştir. Bundan sonra diğer resmî teşekküllere tevziat yapıiacaktır. Bundan sonra da halka satmak üzere kuur kahvecilere verilecektir. Kuru kahvecilere verilecek kahve ile her aileye 100 gram kahve tevzi etmek ımkânınm elde edileceği umulmaktadır Fiat Murakabe Komisyonu, kuru kahvecilere verilecek kahvelerin kavrulmu? ve çekilmiş olarak kaça satılması lâzım geldiği hakkında bir karar vererek nark koyacaktır. Gelen malumata göre beynelmilel kahve piyasası yükselmiştir. Brezilyada kahve toptan fiatı kantan 10 dolardan 15 dolara çıkmıştır. Bu, memleketimizde kilo başuıa 15 kuruş kadar farkedecektir. Mersine gelen 1000 sandık çaydan başka Irakta bulunan 5000 sandık çay da memleketimize gelmek üzere Suriye hududuna geçmiştir. Izmit Halkevi İzmit (Hususî) Şehrimizde yapılmakta olan Halkevi inşaatının tamamlandığını yazmıştım. Parti genel merkezi yeni Halkevi binasının tefrişab. için 20 bin liralık tahsisat ayırmıştır. Binanın muvakkat kabulü de yapılmıştır. Dekoratör işleri için açılan müsabakada ressam Nafiz Besen birinciliği kazanmıştır. İzmit Halkevi, halen mevcud mobilye ve malzeme ile bir aya kadar yeni ve güzel binasına geçecektir. Eski binanın da genclik kulübüne tahsisi çok arzu edilmektedir. Yüksek mîmarî talebesi tarafından mükemmel bir sergi tertib edildi Yerli Mallar Pazarından alınan basmalar nerelerde satılıyormuş? Fiat Murakabe bürosu, Yerli Mallar Pazarlarından perakendeci müşteri sıfatile basma alıp da bunları fahiş fiatlarla dükkânlannda satan ticarethane sahiblerini takibe başlamıştır. Dün d« Mahmudpaşada tuhafiyeci Karnik 31 kuruşluk basmayı 40 kuruşa satar ken yakalanmış ve Müddeiumumiliğe verilmiştir. MÜTEFERR1K Dilsizler için mekteb Dilsiz, sagır ve körlerin İstanbulda okuyup yazma öğrenecek bir mektebden mahrum olmaları, bu bedbaht vatandaşlan çok müşkül vaziyette bırakmaktadır. Dilsizler cemiyeti, İstanbulda dilsiz ve sağırlara mahsus bir kurs açmayı tasarlamış ve bunun için cemiyet binasında bir de daire hazırlamıştır. Bu kurslardan, anadan doğma körlerin de istifadesi temin edilecektir. İKTISAD İtalya pamuklu mensucat mukabilinde tiftik istiyor CUMHURİYET Nüshası 5 Otomobil altında kalan çocuk Şoför Hüsnünün sürdüğü taksi. Şehremininden Aksaraya giderken Taş kasabda 8 yaşmda Suzana çarpmıştır. Kızı bir müddet de yerde sürüklemiştir. Yaralı kız, Şişli Etfal hastanesine yatınlmıştır. Şoför, yakalanmıştır. Mayısın ortalarına doğru bir pazar günüydü. Dostlanmızdan birinin Caddehostanındaki köşkünde bir düzine ahpab toplanmıştık. Ev sahibesinin hazırlattığı nefis yemekler mideîerimizin zevkini gıcıklarken denizin ve tabiatin güzelllği de ruhumuzu yelpazelemışti. Ikindiye doğru eğlenceli bir yürüyüşten sonra Kalamışta bir bahçeye kadar uzandık. Sathî görüşlü insanlara ağaclarm kendiliklerinden vücude getiriverdikleri hissini veren separclerden birine yerleştik. Baharm ilk ılık rüzgârlarınm bütün mahluklarm benliğine üfürdüğü uyanıklık ve neş'eden o gün biz galiba iltimaslı bir hisse almıştık ki durmadan ylyor, içiyor, söylüyor ve güîüyorduk. Bu coşkunluğumuz tramvayda biîe devam ettl. İstanbula dönmek için Kadıköyür.den geç kalkan vapurîardan birinin güverte önündeki küçük kamarasma sıralandığımız zaman epeyce sükun bulmuştuk. Galiba psikolojinin ebedî kanununun bizim üzerimizde de tesirini göstermesine mâni olamamıştık. O sonsuz hareket devrini derin bir durulma takib etmişti. Tabiat de beş altı saat evvelki vaziyetile bir tezad teşkil ediyordu. Gündüzkü koyu ılıklığa mukabil şimdi nüfuz edici bir serinlik hâkimdi. Hatta önümüzdeki tentesiz yarı haranhk ikinci mevki güvertenin ötesine berislne hafif ve seyrek yağmur taneleri düşüyordu. Bu küçük ve kabarık su habbecikîerinin kuvvetli bir seğanağın keşif kolları olması İhtimalini düşünen yolculardan bir kısmı telâsla merdivene koşarak aşağı kamaraya inmişlerdi. Sıralarm üstünde pek az kimse kalmıştı. Lâmbalar maskeli olduğu icin oturanların yüzleri iyi görünemiyor, hüviyetleri vazıh seçilemiyordu. Vapur. Kızkulesi açıklarında tam yolla ilerleyor İstanbulda alâkadar mehafile gelen haberlere göre, İtalyadan yapılmış olan Senelik mühim bir ticarî teklif üzerinde AnAltı avlık karada müzakereler cereyan etmekteÜc avhk dir. Haber verildigine nazaran İtalyaBir ayhk dan pamuklu verilmesi mukabilinde Türk tiftiği istenmektedir. Bu karşı laştırma yüzde yüz nispetinde olacak Gazetemize eönderilen evrak ve vazılaı ve karşılaştırma İstanbulda yapıla nesredilsin edilmesin iade edilmet ve caktır. rivaındnn me«'ıılivet kahul olunmaz. Abone şeraiti kuruşrur. Türkiye Harîc icin için 1400 Kr. 2700 Kr 750 > 1450 > 400 > 800 . 150 » Yokrur. Dikkat £=KüçUk hlkâye Onun hayatı Yüksek Mühendis mektebîndeki sergide bir yah projesi Yüksek Mühendis mektebinde bir otel ve kulübunün Taksimde, şimdi İshafta kadar devam edecek bir sergi a tanbul kulübunün ve garajın bulunduğu çılmıştır. Mektebin yüksek mimarî kısmı mevkide inşası hesab edilerek yapılmış tarafından açılan bu sergide üç muhte olanlar vardır. Sarayburnundan Kadıköy lif sınıf talebesinin imtihanlar münase ve Modaya ve daha ilerisine, Adalara betile hazırladıkları plân ve krokiler kadar hâkim ve nazır, böyle bir noktada teşhir edilmektedir. Lise binaları, dağ ve yapılacağı farzedilerek çizilen bu plânlar Şehir oteDeri, çiftlik tesisaü, modern me arasmda bir tanesi bir (profcsör talebe) zarlıklar, villâlar ve yah plân ve kroki ye aiddir. Tertib veya tahrir hatası zanleri serginin vücude getirildiği büyük nedilmesin, filhakika Yüksek Mühendis bir salonu, intizamla doldurmuştur. Mo mektebinin genc profesörlerinden Mukdern mezarlıklar hakkmda bilhassa ma bil, mimarî şubesinin bu sene çıkacak ruf profesör Holtz Meister'in bizzat çiz taiebesi meyanındadır ve vazife olarak diği krokiler vardır ki bunlar mezarlık bir çok plânlar arasında, böyie bir muları imar cemiyeti azasınm da bilhassa vaffak plân da yapmıştır. dikkat ve takdirini celbetmiştir. Mimarî sergisi, yalnız mimar ve müBu sergide, bir çok güzellikler arasm hendisler için değil, fakat bütün şehirda, bazan genc talebenın yüksek zevk ve cilikle uğraşanlar için de ziyarete lâyıkistidadmın nekadar ileriye gittiğini g O S tır. Bilhassa şehir meclisi azalarımn, teren misaller de vardır. Bu meyanda, belediye reisinin ve belediye müdürlerinenüz son sınıfa gelmemiş genc bir tale nin, hatta şehircilik mütehassısı Prost'un benin bir yah plânı vardır ki, içi bütün ziyaret ve tetkiklerine lâyıktır. Bilhassa »nodern tesisatı ihtiva eden bu yalının bu sonuncular için böyle bir ziyaret ve fcarici manzarası Türk zevkine fevkalâde tetkik bir ilham kaynağı olabilir. Uygun, Boğazın bütün eski güzellikleri Bu güzel serginin tertibinden dolayı gözönünde tutularak vücude getirilmişmimarî şubesinden iki güzide hocayı, Ür. profesör Holtz Meister ile Emin Onat'ı ttkkate şayan krokiler arasuıda, şehir tebrik ederiı. korkuyorsun... Ben söylerken gen de du. Birden hazin fakat cırlak ve yırtık sazmı tımbırdatıver! Bu sefer akordu bozuk tellerin üzebir kadm sesi denizde ve havada acarinde acemice gezinen parmakların reyib akisler yapmaya başladı: fakatile ahenk yeniden başladı: Si^lendi hava tarfı çimenzarı nem aldı, Biilbül yuvadan uçtu. çülistanı gam aldı, Her zahmi ciğersuza devakâr aranılmaz. Bağlar bozulup bezmi cefa şeklini aldı. Açsam da cigergâhımı yâre dayanılmaz, Gülzan muhabbette gene şenlik azaldı. EHer sararır. ziilfü perişan taranılmaz. Açsam da cigergâhımı yâre yaranılmaz. Hepimiz afallamış bir halde yekdiğerimizin yüzüne bakakaldık. O anda Âdi, perişan bir sokak şaıkıcısmm ağböyle bir şarkı işiteceğimizi hiç ümld zında bu oldukça ağır, klâsik havalar e^miyorduk Sonra mazrufla zarf kat ne geziyordu. Onlardan etrafındakilerin İyyen birbirine uymuyordu. Makam Hi zevk aîamıyacağı muhakkaktl. Anlaşıcaz. usul fena değildi. Fakat ses ne has lan kadm bozuk. hatalı da olsa buntalıklı, ne mariz bir sesti. Bir verem ları daha ziyade kendi ruhundaki atcşi linin inlemesinden, bir yatalağın sikâ körüklemek, ıstırab ve elemi terenyetli feryadından farkı yoktu. Yüksek nüm etmek için söylüyordu. perdelere kat'ij^en yetişemiyor, titreMerakımız büsbütün artmıştı. Dışarı yor, kısılıyor ve nihayet boğuluyordu. Hep birden pencereîere koşustuk. Na fırlayıp bu hilkat garibesini görmek iskaratın ikinci defa tekrarını beklerken teyorduk. Kapıda karşılaşhk. O da, dışarıda bir münakaşa koptu. Ayni kı yırtık beresini eline almış, parsa toplamaya bizden başlamak için geliyordu. sık ve hastalıkh ses: Yağlı saçlan omuzlarınm üstünü sü Niye söylemiyecekmişiz? diye bağırdı, hırsızlık etmiyoruz, namussuzluk pürüyor. delik deşik entarisinden kirli etmiyoruz. Biletimiz de var. Şurada top etleri görünüyordu. Muhakkak ki çok layacağımız beş on parayı da senin ce gencdi. Ancak on yedi on sekiz yaşmbinden almıyaca§ız. da kadar vardı. Fakat gözleri çökmüş. Loşlukta hayal meyal bir memurun elleri ve yüzü kaşeksi devrine girmiş sıralsrdan birine eğilmiş olduğunu far hasta kollarını ve çehresini andırıyordu. Duıduğu yerde sallanıyordu. Müthis kettik. Zımba gürültüsü kanapeleri dolaştığı müddetçe etrafta sükut hâkim sarhoştu. Ama. bereket versin sarhoştu. oldu. Sonra gene ayni kısık ve hasU Dudaklannm arasından taşan alkol ralıklı ses: yihası, vücudünden sızan berbad ko Ulan, dedi, erkekliğine yazık, ne kunun ağırhğını, galizliğini bir parça ama, nasıl oldu da hayatınızm intizamı bozuldu? Elinin tersile yüzünün üstüne düşen saçlarını ensesine doğru itti: O, dedi, uzun bir hikâye.» Altı sene evvel annem öldüğü zaman h;ç kimsesiz ortada kaldım. Beş on parası hafifletiyordu. Bu haline rağmen he var zannediyordum. Fakat hatuncağız pimiz gene onu takdir ve beresine pa babamdan intikal eden servetin bir ra atmak için birbirimizle yarışük: kısmını beni okutmaya sarfetmiş, öte Maşallah bu ağır şarkıları ne gü kini de kendi zevk ve safası uğrunda zel söylediniz! yemiş. Komşulardan biri evlâdhk olaİlk defa san'atınm hayranlarına rast rak aldı. Ben, zahmet ve meşakkatle gelmiş bir artist gibi gururlandı. Cöz de olsa yanlarmda yaşayacak insanlar lerini kaydırıp, başını iki tarafa salla bulduğum için seviniyordum. Meğerse dı. Sağ elile boşlukta arka arkaya kü bey. çok vicdansızmış. Vicdansız bir beyin evindeki evlâdlığın akıbetini tahçük daireler çizdi: min edersiniz. Vücudümde bu haiııliğin Bunlar bir şey mi, diye cevab verdi, daha bende ne besteler, ne daniska alâmeti peyda olmaya başlar başlamaz şeyler var... Lâkin kimseye dinletemi karısile bir olup beni kapı dışarı ettiyorum ki. Burada çok şükür aksilik çı ler. O zamandanberi Sürünüyorum. Sekaran olmadı Yoksa kahvelerde, mesire fahet hayatı, görüyorsunuz ya, dahs yerlerinde bu canım şarkılara başladım yirmi yaşımı bulmadan beni çökertti mı, gelip ağzımı kapatıyorlar, «Saçları Yüzüme kimseler bakmaz oldu. Şimdi ma ek düştü», «Aşktan el'aman!» gibi yegâne tesellim musiki. Hem gönKimün manasız şeyleri söylememde ısrar edi derdini döküyorum, hem de birkaç para çıkarıyorum. Ama, bu paranın da yorlar. hayrmı görmüyorum ya... İçkiye, koka» Peki ama, siz bunları nerede ve ine gidiyor. kimden öğrendiniz? Birden heyecan içinde etrafına baktı: Acı acı güldü: Vapur yanaşıyor, dedi, o aptal Kılığıma, kıyafetime yakıştırama Muhsin beni bulamayınca büsbütün sadınız değil mi; dedi, eh... Biz de vak şırır. Sanki ben erkeğim o kadın. Ben tile adam evlâdı idik. Babamı tanımadım âşıkım o metres. Başka bir işe yaraama, annem çok kibar bir kadındı. dığı yok. Arasıra ben söylerken o bir > Gencliği Tamburî Cemil, Udî Nevres, parça tımbırdatır. işte o kadar. Aiipİ Bestekâr Lem'i ve Rahmi Beylerin mec dersiniz, bana müsaade... lislerinde geçmiş... Küçük yaşımdan itiSallana sallana atılan iskeleye doğru baren hep onlara aid hikâyeler anlatır yürüdü. Ablak, budala yüzlü sarışm bif ve mütemadiyen alaturkanın şaheserle delikanlının koluna girdi. Hepimiz tekrini okur dururdu. Bendeki kulak dol rar hayret dolu nazarlarla birbirimize gunluğu. Yoksa bir defa bile karşı kar bakıştık. Bu sefil ve zavallı kızın anşıya oturup adaı Vılh geçmiş değilim lattıklan acaba hakikat miydi? Yoksa Zaten pek fazla merakım da yoktu. alkol ve zehirlerle kamçılanan muhay Affedersiniz, sorması ayıb olmasın yilesinin yarattığı bir fantezi mi? Ahmed Hidayet

Bu sayıdan diğer sayfalar: