21 Haziran 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

21 Haziran 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 21 Haziran 1941 Askerî vaziyet ] Poğru dcğil mi? | Basma satışları tanzim edilmelidir! Aylardanberi Yerli Mallar Pazarlarma tehacüm var. Çünkü hiç bir dükkânda alınamıyan ucuz fiata basma satıhyor. Bu kalabahğı her goren Türkün ilk hamlede göğsünün kabarmaması mümkün değil. Hele Umumî Harb esnasında giyecek sıkıntısı, bez ve kumaş yoksulluğu çekmiş nesil, Türk endüstrisinin bugünkü muvaffakiyetini, vatandaşlarm dışarıya muhtac olmadan giyim ihtiyaclarını halis Türk malile tatmin edebilmelerini gurur ve iftiharla temaşa ediyor. Fakat Yerli Mallar Pazarlarından basma almak gitgide güçleşti. Herkes o kalabahğa igremiyor, bekliyecek olursa mal bitiyor. İşi gücü bırakıp beş arşın basmanın peşinde koşmak da hepimizin kârı değil. Halbuki bir takım bohçacılarla, bu işten de yerli yersiz bir istifade temin etmek istiyen insanların, sade kendileri değil, aveneleri de üstüste ve arşın arşın basma' alıyorlar, bu suretle hakikaten ihtiyacı olanların haklarına tecavüz etmiş oluyorlar. Bütün bu mahzurlarla birlikte geçen gün kalabalıkta bir genc kızın ezilip yaralanması artık basma satışı işinde esaslı bir intizam, kat'î bir disiplin temini icab ettiğini gün gibi aşikâr olarak ortaya koymuştur. Ya bu basmalarm diğer dükkânlarda da aslî fiata zammedilecek küçük bir temettüle satılmasma müsaade olunmah, yahud da Yerli Mallar Pazarlarından perakende mal alma hususunun yalnız hakikî ihtiyac sahiblerine hasredecek bir usul bulunmalı, diyoruz, l Şehir ve Memleket HaberlerF~) Suriyede son vaziyet Şamın teslim olması veya iskatı kabil olduğu gibi Beyrutun da talihi yakmda taayyün edecektir İlk mekteblerdeki yoksul çocuklara yardım İlk mekteb yoksul çocuklara yardım cemiyetleri birliği, son zamanlara kadar, daha ziyade tahsil devresi içinde talebelere yardımda bulunmuştur. Bu suretle geçen sene 10,444 ilk mekteb talebesine muhtelif şekilde 88,012 lira sarfedilmiştir. Ders yılı içerisinde muhtelif yollaıda himaye edilen çocukları, tatil aylarında da himayeye devam etmek için maarif müdürlüğünde maarif memurları, çocuk kamp ve bahçeleri müdürlerinin iştirakile bir toplantı yapılmış, bu hususta şümullü kararlar verilmiştir. Verilen kararlara göre, her ilk mektebde himayeye muhtac çocukların bir defteri tanzim edilecektir. İçtimai vaziyeti bu deftere tespit edilen himayeye muhtac yoksul çocuklara, sıhhat heyeti tarafından yapılan son muayenede tespit olunan şekilde yardım yapılacaktır. Bu çocuklardan prevantoryom ve çocuk kamplarına ayrılanlar bu yerlere gönderilecek, diğer çocuklar da başmuallimlerin tensibile çocuk bahçelerine veya tatil kurslanna devam edeceklerdir. Maarif memurlan çocuk kamplarına, ücretleri vilâyet maarif bütçesinden ve hayır cemiyetlerinden ödenmek üzere gönderilecek çocukların bir listesini tanzim edecekler ve kendi kazalarına ayrılan ücretsiz kadrosunun müsaadesizlıği dolayısile bu liste haricinde kalan kimsesiz çocukların kamp üoretini de kazalarındaki yardım cemiyetleri ile hayır müesseselerinden veya mekteb himaye heyetlerinden temin eyliyeceklerdir. Prevantoryoma gönderilecek muhtac talebenin ücretleri vilâyet bütçesinden tesviye olunacaktır. Maarif memurları. bu çocukların da bir listesini yapaıak maarif müdürlüğüne göndereceklerdir. Çocuk kampları 30 haziranda faahyete geçeceğinden, o zamana kadar verilen kararlara göre her türlü hazırlık yapılmış bulunacaktır. Çocuk bahçeleri pazartesi günü acılacaktır. Maarif müdürlüğü, bahçelerin faaliyet programını hazırlayarak alâkadarlara göndermiştir. Çocuk bahçeleri, Kadırga 3 üncü, Beyazıd 5 inci, Unkapanı 54 üncü, Fatih IHEM NALINA MIHINAİ Yüzde yüz millî siyaset r H. Emir Yazan: Emekli General Erhilet Himayeye muhtac çocuklardan bir kısmı prevantoryoma, bir kısmı da kamplara gönderilecek . ' K • E P Bu sebeble Avustralya kolordusunun kandırma mesaisi fayda vermemiş ve Sayda şehri ancak hakikî bir muharebe ile zaptolunmuştu. Buna mukabil, dağlardaki muharebeler pek şiddetli olmamış, ve Avustralyahlar Saydadan sahil boyunca şimale ilerlerken dağ yoBöyle bir vaziyette Suriyeye yfirü lile de Bâtîr köyüne varnuşlardı. Şimdi mek ve oradan İngiliz manda. müsta de Beyrut istikametinde azar azar ilermere ve işgal semtlerine gelebilecek bir leyorlar. Cenubî Lübnan dağlannın doğu maitehlikeyi önlemek bize değil İngilizlere düsen bir vazife idi. Nitekim onlar bu lesinde Litaf nehrinin sarkından şimale hususta hiç bir tereddüd ve ihmalde doğru ilerleyen diğer Avustralya kuvbulunmıyarak Suriyenin işgal hareke vetleri, mezkur nehrin Akdenize dökülmek için birdenbire garba dönerek teştine başladılar. İngilizler evvelâ Suriyede Alman uçak kil ettiği keskin dirseğin dışında buluaskcrlerinin bulunduğunu iddia ettiler. nan Merciayun'u şiddetli muharebeler Sonra Alman turistlerinin Suriyeyi is neticesinde alabilmisler ve şimale Hasgal ettiklerinden bahsettiler; nihayet biya üzerine yürümüşlerdi. Taberiye gölunün şimalinde Safed bunların hiç birisinin vaki olmadığı anlaşılınca Almanlann Suriyeye ergeç ge sehrinden ve ayni golün cenub doğuMÜTEFERR1K leceklerini öne sürerek bu hıttayı muh sunda, Semah Der'a demiryolu üzetemel bir Alman istilâsmdan kurtar rindeki Amrava ve Der'adan, Şam üze Kartalda dün sabah erkenden kanlı Ticaret Vekili seyahate mak istediklerini söylediler. Doğrusu da rine gittikçe yaklaşan muhtelif kollarla bir hâdise olmuştur. Pınar mahallesinçıkıyor bu idi. İngilizler, askerî bakundan, Su ilerleyen de Gaulle'cü Fransız ve İn de oturan çimento fabrikası amelesinriyeyi kendilerinin müttefik ve dostu giliz kuvvetleri Hermon dağının cenub den Ali. karısı Hamdiyeyi ve ev sahibl Ticaret VekUi Mümtaz Ökmen, Kaolmıyan ellerde bırakamadardı. Çün doğu eteklerinde Kuneytra ve Der'a Şükriyeyi bıçakla ağır surette yarala raderuz sahil şehirlerinde bir seyahat kü Suriye; Irak, Basra, Doğu Erdün, Fi Şam demiryolunun 13 Km. kadar gar mıştır. yapacaktır. Vekil, evvelâ Samsuna gilistin ve Süveyş istikametlerinde ya bmdaki Şeyhmiskin ile Balzan demirdecektir. Hâdisenin sebebi ve cereyan şekli pılacak hasmane hareketler için fevka yolu üzerindeki Ezra'yı almışlardı. Bunhakkında yapılan tahkıkata göre, ame Şirketi Hayriyenin fevkadan sonra kâh propaganda tesiri ve kâh lâde bir üs teşkil edecek merkez! bir le Ali, bir müddettenberi birlikte oturvaziyettedir. Bundan başka Suriye, do manevra ile bu kollar Sa'Sa'dan Kisvelâde tenzilâth abonman duklan evin sahibi olan Şükriyeden ğu Akdeniz sahillerinin hemen yan ye ve EsSanem'den Kisve şarkına ve hoşlanmıyor, her nedense onun hal ve kartları sma yakın bir kısmile beraber Beyrut Mahacca'dan Şamın 15 Km. cenub dohareketlerlnden kuşkulamyormuş. Ali, ve Şam Trablusu limanlannı da ihtiva ğusunda ElAjdilij ve Macha'ya gelmişŞirketi Hayriye, Istanbul halkmın fazla kıskandı&ı kansınm Şükriye deŞamın yakmlarına etmektedir. Bahusus bu son liman, ayni ler ve buralardan lâletile başka erkeklerle buluşabileceği Boğaziçinden ,daha fazla ve ucuz istizamanda, Irak petrollarını Akdenize kadar ilerlemişler ve hatta bir aralık kanaatini benimsemiştir. Bu şüphe ü fade etmeleri için temmuz başmdan Şamın hemen cenub batısında ElMezakıtan boru yolunun sonudur. zerine kansma, «Hamdiye. ben bu ev itibaren fevkal&de tenzilâth abonman ze'ye varmışlardı. sahibinden memnun değilim. Gel, biz kartlan ihdasma karar vermiştlr. DünBuna nazaran, eğer Almanlar Suriİşte tam bu sırada Fransıziar, Cebe bu evden başka bir eve taşınalmu de den itibaren satışa çıkanlan bu fevkaye\i isgal etseydiler veya bir gün ederlerse vaziyet, yakın doğuda ingilizler lidürüzdeki kuvvetlerile şimal batı is miştir. Hamdij'e ise, «ben ev sahibin lâde tenzilâtlı kartlar bugün esasen İçin felâketli olabilirdi. Fakat Alman tikametinde Ezra ve Cebelihermon'dan den de, evlnden de memnunum. Yok tenzilâth olan Bogaziçi vapurlan bilet lar, anlaşılan başka yerlerde başaracak Kuneytra'ya, keza cenubî Lübnan da yere rahatımı bozup da burasını bırak ücretlerinden de yüzde 40 tan yüzde ları daha ehemmiyetli işler olduğu için. ğının sark mailesinde şimalden Merci mam» diyerek, teklifı kabule yanaşma 50 ye kadar tenzilâtlıdır. Karneler üç aylıktır. İngilizleri Giridden de çıkardıktan son ayun müstahkem mevkiine mukabil ta mıştır. ra yakın doğuda daha ileri gitmediler. arruzlar yapmışlar ve bu mevkileri geri Kansının ayni evde oturmakta ısrarOnlar, kuvvetlerini Balkanların cenu almışlardır. Hatta Cebelidürüz kuvveti la durması ve üstelik ev sahibi kadınla, kanşamazsın, ben onun odasına gideŞeyhmiskln'i dahi zapta muvaffak olbundan şimaline bile çektiler. ihtarlanna rağmen sıkı fıkı ahpab kal rim, o benim odama gelir. Bundan samuştur. Bu suretle İngilizler ve onların mütması, Alinin şüphesini artırmıştır. Ar na ne?> diye haykırmıştır. Üstelik, oŞeyhmiskin ve Kuneytra, Şam üze tık her ikisini de gizliden gizliye ve da kapısında duran Şükriyeye dönüp, tefiki de Gaulle'cü Fransız kuvvetleri, Suriye hududlaruıa tecavüzlerinde, yal rine yürüyen kuvvetlerin gerilerinde hatta açıktan açığa tarassuda koyul azıcık bekle, ben sana şimdi kendi elceğizimle sütlü, tereyağü, yumurtalı nız Vişi kuvvetlerile karşılaştılar. Bu bulundukları için bunların Fransızlar muştur. âlâ kahvaltı hazırlanm, kaynanacı suretle Almanların istediği olmuş ve tarafından zaptı bittabi tesirli olabiEvvelki gece, evin bir odasında yalnız Suriye meselesinin ilk safhasındaki oyu lirdi. Fakat mukabil taarruz kuvvetleri yatmağı tercih eden Ali, böylelikle di ğım!» diye seslenmiştir. Kansının böy' nu Almanlar kazanmıştı. Çünkü onlar o kadar zayıftı ki de Gaulle'cülerle İn ğer odada yatan kansının yalnız le nispet vermesi üzerine büsbütün tenasıl olsa yalun doğuda herhangi bir gilizler bunlan tardettiler ve kaybet kalınca ne yapacağını öğrenmek Iste pesi atan Ali, derhal yanıbaşındaki bıharekette bulunmayı evvelden karar tikleri mevkileri geri almaya muvaf miştir. Gece sabaha kadar, yan uyanık, çağını kapmış, evvelâ kansının muhtelasbrmışlardı; fakat Giridden sonra fak oldular. Avustralyahlar da Merci adeta nöbet beklediği halde, şüphele lif yerlerine, sonra da ev sahibinin bir Suriyeye de gelecek gibi görünerek İn ayun müstahkem mevkini sarabilmiş rinl doğru gösterecek her hangi bir va kaç yerine saplamıştır. Hâdiseyi müteakıb, amele Ali yakagilizleri oraya sürmüşlerdi. Bu hareke lerdir. İngilizler son günlerde Şaml, ziyetle karşılaşmamıştır. Fakat, sabah tin sonu elbette bir Fransız İngiliz teslim olmadığı takdirde zorla yani rau olup da sofaya adım atınca, Hamdiye anmıştır. Ağır yaralı olan kansı Hamharbi olacaktı. Nitekim hâdiselerin ce harebe ile zapta karar vermis görünü nin, ev sahibi kadınm odasından çıktı diye ile ev sahibi Şükriye, Haydarpaşa reyanı bu nericeye doğru yol almakta yorlardı. Fakat bu âna kadar bir netice ğını görmüştür. Zaten kavga etmeye Nümune hastanesine yatınlmıştır. TeVe Almanya. istikbalde bundan azamî çıkmamış yani Şamın düştüğü haberi bahane arayan Ali, bu ziyarete müt davi altmda olanlardan bilhassa HamIstifadcler beklemektedir. gelmemiştir. Keza gerek Fırat nehri bo hiş içerlemiş. aşın derecede öfkelen diyenin sıhhi vaziyeti çok naziktir. İngilizler bunun farkında oldukları yunca ve gerek Türkiye Suriye hu miştir. «TJykudan kalkar kalkmaz ilk Şükriye ona nispetle daha iyi haldedir. Kartal jandarma kumandanhğı ve Suriyedeki askeri harekâtm bir dudunun cenubundan Haleb üzerine işin gene onun odasına gitmek oldu, ransız İngiliz harbi karakteri al evvelce yürüdükleri haber verilen kuv ha? Ben onunla konuşmanı yasak et Üsküdar Müddeiumumiliği, tahkikata namasına dikkat ettiler. Bundan dolayı vetlerden de henüz bir haber yoktur. medim mi sana?» diye bagırmış, Ham el koymuştur. Tahkikat, ehemmiyetle bilhassa Şam bölgesinde ilerleyen Bunların ciddî bir mukavemete uğra diye de birden parhyarak, «sen bana derinlestirilip genişletümektedir. Ide Gaulle'cüler karşılanndaki Fransız dıklan da pek kabul olunamaz. ElhaZihni Şaşmaz da hepimiz gibi bir aS = KUçUk hikâye fkıt'alarına top ve tüfek atmak yerine sıl Suriyede mütekabilen yapılmakta damdır. Yüzünde, gözünde, vücudünolan hareketler askerî harekâttan başpropaganda kâğıdları yağdırdılar, boparlör veya megafonlarla kandıncı söz ka her şeye benzemektedirler. Bununla de hiç bir kusuru yoktur. Ruhan da ler söylediler. Bunlann halis Fransız beraber Şamın İngiliz ve de Gaulle'cü hasta değildir. Aklı, fikri yerinde... Muaskerlerin bir kısmı üzerinde büsbütün kuvvetler tarafından sarıldığı anlaşılı vazenesi, muhakemesi tamam... Yalnız tesirsiz kalmalan mümkün değildi. Işi yor. Bu takdirde Şamın müstahkem bir biraz yüreği geniştir. Olur ohr.az şeytildiğine göre de Gaulle'cülere bazı ha mevki olarak erzakı bitinceye kadar lere aldırmaz, randevularına sadık kal mevzuu teşkil etmekten çıktığım hislis Fransız subay ve erleri iltihak et dayanması ve sonra teslim olması müm maz... Trene, vapura vaktinde yetişe sediyor, hastalığuu tedavi için ciddî miştir. Fakat yerli, şimalî Afrika veya kün olduğu gibi bir hücumla da iskatı mez... Dairede jurnalı kat'iyyen ünza ilâclar arıyordu. Senegalli askerler de Gaulle'cülerin söz kabildir. Beyrutun da talihi yakında hyamaz... Lâkin, ne dikkat ve ihtimamla kurullerine hiç kulak asmamışlar ve vazife taayyün edecektir. Bir çoklan hakkında belki de büyük muş çmgıraklı saati, ne hizmeyçisinin leri neyse onu yapmışlardır. bir ayıb sayılamıyacak olan bu huy H. E. ERKİLET kollarından, bacaklarmdan tutup insaf«Şaşmaz» soyadmı taşıyan Zihni için sızca sarsması, ne de yarım gün evvel şüphesiz affedilemiyecek bir kusurdur. bizzat kendi adresine postaya verilmiş Bereket versin dostlan, ahpabları «Şaştelgraflar onun erkenden yatağından maz. ı frenklerin «correct» kelimesinin çıkmasını temin edebiliyordu. karşıhğı olarak almıyorlar, her yerde Hele mendiline vurduğu düğümlerin, daima geç kaldığına «hayret etmez» manasma tefsü ederek işi alaya, lâti gömleğinin koluna sapladığı iğne'erin hiç bir faydası olmuyordu. Çünkü onfeye vuruyorlar. ları gördüğü vakit sebeblerini, saikleFakat böyle bir noksanı da bulunmarini birden hatırlıyamıyor, elini şakasa Zihni, cemiyetin azasını teşkil eden ğına dayayıp saatlerce düşünmeğe mecdiğer milyonlarca insan gibi alelâde bur oluyor, neticede gideceği yere büsbir Âdean evlâdı olarak yaşayıp gibütün geç kahyordu. decek, etrafınm dikkat nazarmı hiç bir Şehre vapur ve trenden başka nakvakit kendisinin üzerine çekemiyecekti. liye vasıtası ile bağlı olmıyan sayfiye ilk zamanlar, bir kaç samimî arkadaşı, onun bu karakterini düzeltebil mahallerinde davet kabul etmemeği mek için bir takım çareler düşündüler. prensip yapmıştı. Bu esas, pek işine Çok defa buluşma yerine ona söz ver yarıyordu. Fakat istanbul ve Beyoğlu dikleri andan yanra saat, üç çeyrek taraflarındaki ziyaretleri için kazancısonra geldiler. Başkasını uzun zaınan nın yansından fazlasmı taksilere verbeklemenin ne müthiş bir azab cldu mekten harab oluyordu. ğunu anlatmak istediler... Heyhat, Zihni Haydi, davetler, ziyafetler, temsiller bütün bu tedbirleri boşuna çıkarıyor, ne ise... Lâkin hovardalık randevularına mahallinde herkesten sonra görünüyor vaktinde yetişememesi Zihninin canını Bütün hanende ve sazendelerin imtihana tâbi tutulması hakkmda Belediye du. hepsinden ziyade sıkıyordu. O gelinciye tarafından verilen karar üzerine Musiki San'atkârları Cemiyetince açılan kurs Bu yüzden zavalh adam ömründe bir kadar, kadınların, kızların, beklemekbüyük bir rağbet görmüştür. Bunun üzerine Türbede cemiyetler merkezinde başdefa bile Şehir Tiyatrosunda oynanan ten, esnemekten kalbleri sıkışıyor, silayan kursun Beyoğlu Halkevine nakledilerek oradaki büyük salonda devapiyeslerin birinci perdesine yetişemedi nirleri bozuluyor, karşıdan sırıtan, yanmına karar verilmiştir. Sinemalarda gösterilen filimlerin ilk larına sokulan başka bir münasibimn Kursa İstanbulun tanınmış san'atkârları da iştirak etmekte ve Konservatuar k^sımlarını seyredemedi, verilen ziya koluna girerek çıkıp gidiyorlardı. Turk musıkısi icra ve tasnif heyetinden Eyubî Ali Rıza ders vermektedir Kurs Çok şükür ki, Zihni böyle küçük fetlerde çorbadan tadamadı. eylul sonuna kadar devam edecek ve sonra Konservatuard» imtihanlar vapıArtık, kendisi de bu geç kahflarm geyler için üzülen bir insan değildi. iacairtır. Resmimiz kursta ders verilmesini göstermektedir. bir hususiyet ohnaktan. bir eğlence Dört tarafa bakınıp aradığını göreme Irakta çıkan isyan hareketleri üzerine Almanlar, Suriyedeki Fransız uçak meydanlarmdan istifade etmek Suretile Musula bir miktar uçak göndermişlerdi. Fakat az bir yardımla Irakhların ehemmiyetli bir is yapamıyacaklarını anlamaları ve İngilizlerin pek çabuk ve çevik davranmalan üzerine Almanlar Iraktan betekrar Suriyeye dönmüşlerdi. Alman Fransız müzakerelerinin son bir safhasında Amiral Darlanm İngilizler aleyhine atıp tutarak bir de Fransız Alman işbirliğinden bahsetmesi üzerine herkes öyle zannetmişti ki, Almanlar Giridi aldıktan sonra Kıbnsa da atlayacaklar ve oradan Suriyeye adamakıllı gelerek yerleşecekler. Suriyeye büyük kuvvetler getirecek olan Almanlar ise rahat duramıyacaklanndan buradan Iraka, Filistine ve Süveyşe yürüyeceklerdir. Hatta bu meyanda bizi de tehdid edeceklerini kuvvetle lannettiklerinden derhal Suriyeye bir ordu göndermekliğimizi tavsiye edenler bile çıkmıştı. Sahil bölgesinde ve cenubî Lübnanda ilerleyen Avustralya kıt'aları ise, zaten bidayettenberi mukavemete uğramışlardı. Onlar her ne kadar baskın ve sür'at sayesinde sahilde Sur şehrini kolaylıkla alarak Litaf (Kâzımiye) nehrini, munsab cihetinden, şımale geçmişler ve Surun 30 Km. kadar şimali şarkında ve Litaf nehrinin dirseği içinde bulunan 2115 metre irtifaındaki Hal'at Şekib'i de 2/aptetmtşlerse de fcarşılarmdaki askerî mukavemet gittikçe artınıştır. Çünkü Suriye Fransız baskumandanlığı, o esnada Beyruttan sahil bo>unca Sayda cenublanna ve Lübnan dağlannda Der el'Kamer'den Bâtîr ve Cezzîn ve cenubları havalisine takviye kıt'aları gönderdiği gibi hazırlıklarını da ikmale çalışmıstı. Çocuk bahçeleri Basma satışları tanzim ediliyor Sahte tecil listesi yapanlar Doğru değil mi? Yok yere işlenen bir cinayet Amele Ali, mevhum bir şüphe yüzünden karısım ve ev sahibini yaraladı Yerli Mallar Pazarlan her gün öğleye kadar Bazı müessese sahib ve müdürleri Örfî satış yapacaklar Idare mahkemesine İktısad Vekâleti, Nazilli basmalan vesair Nazilli fabrikası pamuklu mensuveriliyor catına karşı bazı fırsat düşkünü açıkgözler tarafından gösterilen tehacüm karşısmda Nazilli mamulâtının satışları için bazı yeni tedbirler tespit etmiştir. Verilen karara göre, Nazilli mamulâtı bütün memlekette Yerli Mallar Pazarlarında her gün saat dokuzdan on ikiye kadar satılacaktır. İstanbulda yalnız merkez İstanbul ve Kadıköy Yerli Mallar Pazarmda satışlar yapılacaktır. istanbul şubesinde basma satışlannın büsbütün ayrıhnası düşünülmektedir. Hüviyetlerini gizlemek için çarşafla ve kapalı yüzle gelenlere basma verilmiyecektir. Perakendeci dükkâncıların adamları şiddetle takib olunacaktır. Dün fiat murakabe bürosu kontrolörleri Mahmudpaşada iki dükkâncıyı Nazilli basmalarıru pahah satarken yakalamıştır. MAARÎFTE Muallim mektebleri talebeleri hususî liselere nasıl alınacak? Muallim mekteblerine mesleki sınıflanndan hususî liselere kabul edılmek üzere muracaat eden talebelerin tâbi olacaklan hususlar hakkında Maarif Vekâleti yeni esaslar tespit etmişBir kaç gün evvel, gene bu sütunda, tir. Bu talebde bulunanlar önce taahhüdlerinden ibra edildıklerini, geldikToprak ofisi İstanbula mahsus 20 çu Büyük Millî Şefimiz dürüst ve realist leri mekteblerden getirecekleri belge val francala ununun ihtiyaca kâfi gei siyaseti sayesinde istiklâlimizi, yurdumuile tespit edeceklerdir. mediğini gözönünde bulundurarak ve zun bütünlüğünü ve şerefimizi de muBunlann sınıflan, Maarif müdürlü bilhassa çocukların ihtiyacını temin hafaza ederek harbden uzak kaldığı ğünün göstereceği resmî bir lisede ge maksadile mevcuduna ilâveten daha 20 mızı şükranla kaydetmistim. Onun yüzde yüz millî siyasetinin, bizi, dünçirecekleri imtihan neticesinde tayin çuval un verümesine karar vermiştir. yayı sarsan bu kasırgada, kayalara edileeektir. Muallim mektebinin mesBu suretle iki misline çıkan francala lekî birinci sımfından gelen talebe, li unundan 32 çuvah 7 francala fınnına bindirmeden, selâmet kıyısına götüresenin birinci sınıfma imtihansız, birin tevzi edilecek, 8 çuvah da hastaneler ceğine iman ediniz aziz yurddaşlar. ci ve ikinci sınıfmdan lise ikinci sınıfı ihtiyacı için işlenecektir, na imtihanla, üçüncü sınıfmdan lise Belediye bugün uzun baston ekmek ikiye imtihansız, son sınıfa imtihanla imali için yaptığı tecrübeleri ikmal etkabul edilecektir. İmtihanlar yalnız, miş, bunların nıtubet miktarını kimyatalebenin gireceği sınıftan önceki sını hanede tahlil ettuTniştir. Bu yeni şekil VILÂYETTE fa aid bütün derslerden yapılacaktır. ekmeklerde mevcud ekmeklere nazaran Vali, Yalovaya gitti İKTISAD dört derece bir rutubet noksanlığı görülmüştür. Yani ekmeğin rutubeti 42 Vali ve Belediye reisi Lutfl Kırdar den 38 e düşmüştür ki bu şeklin daha Altın fiatları düşüyor dün akşam Yalovaya gitmiştir. Vali pişkin olduğu anlaşılmıştır. Altın fiatlan düşmekte devam etmuavini Ahmed Kınık da dün Ankamektedir. Bir Reşadiye altını dün raya gitmiştir. 2515e, külçemn gramı 318 kuruşa ve Şef ve kontrolör yetiştiren beşibiraarda da 115 liraya düşmüştür. Kahve tevziatı için talimat üzde yüz millî bir Türk siyaseti takib ediyonız. Bu siyaseti takib ederken de, onun ana prensiplerinden ve esas vasıflarından hiç bir fedakarlık yapmı • yoruz. Bu yüzde yüz millî Türk siyaseti, Türk istiklâlini, Türk yurdunun bü tünlüğünü, Türkün izzet ve şerefini, her şeyden yüksek tutar; bu mukaddesattan hiç bir şey feda etmez. Bu >üzde yüz millî Türk siyaseti, barış ve 13 üncü, Karagümrük 27 nci, Topkapı dostluk esaslarına dayanır, eski bir ta34 üncü, Kasımpaşa 10 uncu, Eyüb 26 birle «şimei husumet» yerine «şimei ncı, Beşiktaş 19 uncu, Üsküdar 19 un muhabbeL ruhundan ilham alır. Bu yüzde yüz millî Türk siyaseti, cu, Kadıköy 35 inci, Bakırköy 1 inci ilk mekteblerde açılacaktır. Bahçeler, mu dürüsttür, temizdir; hiç bir gizli entriallimlerin nezareti altında her talebeyi kaya veya açık dalavereye tenezzül etmeşgul edecek oyun levazımı, mecmua mez, kıymet vermez. Ankaranin siyave kitab gibi vasıtalarla çocukların seti, mavi seması gibi saf ve berraktır. Bu yüzde yüz millî Türk siyaseti, neş'eli ve istifadeli bir yaz tatili geçirmelerini temin edecek şekilde teşkilât Türkiyenin menfaatlerini her şeyden landırılmıştır. Çocuk bahçeleri sabah üstıın tutmakla beraber, sözünde durleyin saat 9 1 2 ve öğleden sonra 16 19 mak, ahdî vecibelerine riayet etmek, arasmda faaliyette bulunacaklardır. dostluklarına ve ittifaklarına sadakat göstermek gibi ahlâk prensiplerine hurnıet eder. İhanet onun bilmediği bir lugattır. İşte bu yüksek meziyetleri ve faziletleridir ki yüzde yüz millî Türk siyasetinin muvaffakiyetlerinde âmil olmaktadır. Son Türk Alman dostluk muahcdesi de bu muvaffakiyetlerden biridir ve elbette sonuncusu değildir. Yirmi iki aydır devam eden harb, Türkiyenin takib ettiği siyasetin asîl ruhunu tebarüz ettiren büyük bir imtihan olmuştur. Bu siyaseti idare eden basiretkâr ve hakikaten dürüst Türk ricali, harbin bin bir dalgası, meddü cezri içinde Türk gemisine daima ayni rotayı takib ettirmişlerdir. Türkiye, doğru Müesseselerinin tecil kadrolarına bildiği, hak bildiği yoldan inhiraf etO isle alâkadar olmıyan bazı eşhası memiştir, parlak vaidler, dolambaçlı koyan bazı müessese ve fabrika sateklifler, hafif tcrtib tehdidler, onu, hib ve direktörlerinin bu hareketleri yüzde yüz millî siyasetinden ayıramahükumetin yaptığı tahkikatla meymıştır. dana çıkmış ve bu suçlulara aid tahBüyük Millî Şefin basiretli idaresine kikat evrakı Örfl İdare Komutarüıve azimkâr iradesine, Türk miUetinin, fına verihniştir. Şefinin etrafında, bir granit kaya manBu gibi suçlan işllyenler hakkınzarası arzeden millî birliğine ve Türk daki kanunl hükümler çok ağırdır. ordusunun her fedakârlığa hazır, kahDiğer taraftan seferberlik kanunuraman varhğına istinad eden bu siyana nazaran tecile tâbi tutulan eşhas settir ki İngilterenin ittifakını ve Al birinci defasında 25 lira olmak ve nıanyamn dostluğunu temine muvaffak bilâhare her ay muayyen bir mikolmuştur. Zıdları cemeden ve dünyada tarda müecceliyet vergisi vermekle başka hiç bir devletin siyasetinde gömükelleftirler. Bugünkü vaziyete rülmiyen bu muvaffakiyetin sırrını, göre bu verginin istifası lâzım gelip politikamızın hulus ve samimiyelinde, gelmiyeceği Maliye Vekâletinden dürüstlüğünde aramak icab eder. Harb sorulmuştur. istemediğimizi söylerken kimseyi al datmadık; taarruza uğramadıkça barış yolundan ayrıhnıyacağımızı ilân ederken riyakârhk etmedik; bir tecavüs karşısmda bütün kudretimizle dövüşeceğimizi söylerken blöf yapmadık. Kararını vermiş bir millet olarak sükun ve vakar içinde, hâdiselerin seyircisi olduk. Ayni yüzde yüz millî siyaset, devam edijor ve edecektir. Ortada Türkiyenin siyaseti bakımmdan değişmiş hiç bir şey yoktur. Francala unu 40 çuvala çıktı Küçük ekmek imali tecrübesi de muvafık netice veriyor Dünkü ihracat r Dün şehrimizden 300,000 liralık ihraPiat Murakabe bürolan için şef ve cat yapılmıştır. Bilhassa Rumanya için 120,000 liralık pamuk, pik demir, İtalya kontrolör yetiştirmek üzere açılan kurs ve İsveçe deri ihracı müsaadesi veril bugün nihayet bulacaktır. Pazartesi günü kursta imtihanlar yapılacaktır. miştir. kursta pazartesi imtihanlar yapılacak name bekleniyor Kahve tevziatı hakkmdaki talimatname henüz Ticaret Vekâletinden gelmediğinden Vilâyet, tevziata baslamamıştır. Talimatnamenin bugün gelmesi beklenilmektedir. Fakat dönüp odaya geldiği vakit, dikkat etti. Saat gene sekize çeyrek kalayı gösteriyor... Ne?. Mübarek durmuş.» Gece özene bezene ayar ettiği halde kur» mayı unutmuş!. Fatma, Fatma... Efendim... Kız, beni niçin uyandırmadın? A... Beyefendi, geldım, gittim, saat sekize çeyrek var... Daha vakit gelmedi ki... Kız bu saat durmuş... İlâhi Beyefendi, ben onun durduğunu ne bileyim... Şu züe bas da kapıcıyı çağır, sor bakalım, saat kaç?. Kapıcımn verdiği cevab Zihniyi telâşa düşürdüğü derecede Fatmayı da hayretlere boğdu. Zihni Şaşmaz, «belki diğer bazı davetlilerin gelmesi de teahhür etmiştir de, nikâh merasimi gecikmiştir.» diye düşündü, bir hokkabaz mahareti ve el çabukluğile giyindi. Bir taksiye atlayıp Belediye dairesine koştu. Merdivenleri nefes nefese çıktı. Ortada davetli, kalabalık namına hiç kimse görünmüyordu. Salon bomboştu. Yandaki odanın kapısını araladı. Nikâh memuru ayakta masasının üzerindeki dağınık kâğıdları, dosyaları yerleştiriyordu. Zihni Şaşmaz, aralıktan bir cambaz gibi kayarak içeriye girdi. Affedersiniz, dedi, Ferhunde panla Salih Kursakçının nikâhları o mu acaba? Ismet Bey, yüzünü her zaman suslıyen tebessümü biraz daha genişleterek: Çoktan, dedi, bir saat oluyor... Zihni Şaşmaz, bir dakika durakdı, sonra rindmeşreb bir filozof tavrı takınarak: Ziyanı yok, dedi, nikâhlarına yetişemedim, inşallah ayrıldıkları zaman şahidlik vazifesini kaçırmam'.. Zihni şaşmaz yince mütevekkilâne başını sallıyor, miyeceğini kat'iyetle büiyor, bir gün mütehziyane yüzünü buruşturuyor, i sokakta tesadüfen karşılaştıkları zaman hiç tanımadığı kansının yanında mahçinden mırıldanıyordu: Vay canma gene geç kaldık... Ah... cub etmek istiyordu. Ferhundeye onu göstererek: Şu kuruyası huyumdan ne zaman vaz İşte, diyecekti, yirmi beş senelik geçeceğim, bilmem!. Şaşkın, dalgın, perişan, bir iskerrle dostum... Fakat teseyyübü, ihmali, süçekip oturuyor, garsona ısmarîadığı nepeliği yüzünden nikâh merasimimizde kahveyf beklerken yaktığı cıgaranın bulunamadı. Sonra her zaman tekrarladığı cümleyi dumanlarına dalarak: ilâve edecekti: İnşallah bir daha böyle olrnaz! Adam olmaz, vesselâm! Diye nefsine telkin yapmıya çalışıHayır... Lâtife tarzında da olsa böyle yordu. bir hakarete tahammül etmesinin im«** Geçen hafta Zihni Şaşmaz. parşömen kânı yoktu. Onun için bir gün evvel bir zarfın içinde yaldızlı mürekkeble daireden izin aldı. Akşamleyin çmgıbasılmış bir mektub aldı. Bu bir nikâh raklı saati sekiz buçuğun üstüne ayar etti. On bire kadar arada uzun bir zadavetiyesi idi: «Kızımız Ferhunde Tırpan ile oğ man vardı. Ferah ferah hazırlanabilir, lumuz Salih Kursakçının akidleri ma yürüyerekten de Parmakkapıdan Altıncı yısın on dördüncü cumartesi günü saat daireye kadar giderdi. Beni dokuzda uyandır! on birde Beyoğlu nikâh dairesinde icra Diye ayrıca hizmetçiye de tenbih etti. kılınacağından zatialilerinin de bu mesud toplantıya şeref vermesini can ve Sakin ve müsterih yatağına girdL gönülden dileriz.» *** Salih Kursakçı, ilk mektebdenberi Gözlerini açtığı vakit ilk işi saate arkadaşı idi. Gencliklerinin tatlı, acı bakmak oldu. Henüz sekize çeyrek varbir çok devirleri beraber geçmişti. Sa dı. lih, onun tembelliğini, unutkanlığım, Oh, dedi, insan kuşkulu yatarsa sözünde durmamazlığım herkesten zi zamanından evvel bile uyanıyor. yade tenkid eder: Banyoya gidip yüzünü yıkadı. Ağır Ulan sen adam olmazsın, derdi aksak tıraş oldu. Hizmetçi mutfikta Bü parça irade sahibi ol... Meselâ bir kahvaltı hazırlıklarile meşguldü. Zihni gece uyumayıver, başka bir şeye dal aynanın karşısmda mütemadiyen sınmayıver, bir tek işe vaktinde yetis de tıyor, kendi kendine: bizi mahcub et! Fatma, diyordu, bir mucize karSalih, muhakkak ona bu davetiyeyi şısında imiş gibi şaşıracak. Saat çalmayeni bir serzenişe vesile olması için dan, o dürtüştürmeden ben kendilı^imgöndermişti. Nikâh merasimine yetişe den kalkayım, dünyada vukuu yok!. Musiki kursları rağbet gördü J Nuri Refik

Bu sayıdan diğer sayfalar: