6 Temmuz 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

6 Temmuz 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

€ Temmua İS 41 Amerikaya yaklaşan tehlike nedir? ister Ruzvelt, Amerikamn istiklâl bayramı münasebetile neşıettiği mesajda tehlike ııin Amerikaya yaklaştığını anlatarak «Etrahmızdaki komşu milletler hürriyetlerini kaybetuklcri vakit, biz hürriyetimizi müdafaa edemeyiz» dedikten sonra Amerikamn sür'atîe ve ciddiyetle silâhlanması lâzıra geldiğini söylemiş ve nıesajmı şu sözlerle bitirmiştir: «Amerikahlar, size alenen ve resmen söylüyorum ki Amerika diktatörlük çölündc yaşıyamaz, mes'ud ve îeyizli bu vaha olaınaz.» San'at, edebiyat meseleleri üzerinde fıkir yürütmeğe, mü Ankara 5 (Telefonla) Memleketi Cesrimustapaşa arasındaki esas köprü nakaşalara girişmemizle Avrupa arasında harb dolayısile nün inşasına kadar tahtadan muvakkat ğe bir zamanlar bakesilen demiryolu münakaie ve muvasa bir köprü yapılmîsı kararlaştınlmış ve ','ihrdım. Öyle de pek lasmı tekrar temin için Kuleliburgazla bu yolda faaliyete geçilmiştir. Bu mu eski değil ya! Daha bir yıl bile olmadı. Cesrimustapaşa arasındaki hat kısmının vakkat geçidin inşasına kadar da yolcu Ama hızia akıvermiş olan şu bir kaç Devlet Demiryollarınca işletümesi ta larm ve eşyanın nakli için lüzumu ka ayın arkasmdaki geçmiş, şimdi bana karrür etmişti. Bu yolun mümkün olan dar kamyon ve otomobil tahsis edilmiş ne kadar uzak girünüyor! Böyle hem sür'atîe açılması için Uzunköprü Ue ttr. uzaklık, hem de yakınhk hislerinin birleşivermesinden insan bir tuhaf oluyor. Mister Ruzvelt'in bu mesajında kasEskiden söylediklerimi hatırlamıyor mudettiği tehlike, İngiltereniıı istilâya uğyum? Inkâr mı ediyorum? Hayır, hepraması, bu istilâ neticesinde Atlas Okyasini biliyorum, kabul ediyorum; ama, nusu hakimiyetiııin başka bir devlete nasıl söyieyeyim? onlar bana bugün, geçmesi ve Amerikanın bu devletle nüartık içinde bulunmadığım, gerçekliğifuz mücadelesine girişmek ıstırarmda ne tamamile inanamadığım bir âlemin kalmasıdır. Ahnanyanm Sovyetler Birlisözleri, öyle bir âlemin işleri gibi gcliğile harbe tutuşması ve Sovyet kaynakyor; bana yabancı clmamakla beraber larım ele geçirmeyi ve kuUanmayı, bu gene onlarla benim aramda bir ayrılık kaynaklarla harb makinesim besliyerek var. Nazariyelerin, tenkidin boşluğu ve takviye ederek İngiltereye taarruz etnu, lüzumsuzluğunu o kadar duydum meyi isühdaf etmesi, Mister Ruzvelfin ki benim de öyle şeylerle uğraşmış oltehlikeyi yaklaşmış görmesine saik olmama şaşıyorum. Güzel bulduğumuza maktadır. Hindistana tayin edilen Ortaşarktaki hayran olmak, güzel bulmadığ'mızdan .. Mister Ruzvelt'in bu sbzleri, Almanyaİngiliz ordulan sabık başkumandanı da kaçınmak için sebebler mi göstermek nın Sovyetler Birliğine karşı sür'atli bir Vişi 5 (a.a.) İsmet İnönü ve Türk General Wavell Habeşistanda ve şarlâzım? GüzeUikle çirkinlik, yeter birer zafer kazanacağma ve Sovyetler Birühükumetine Fransanın dosttuğunu kî Airikadaki İtalyan Imparator'.u sebeb değil naidir? Bir rüyadan uyan ğinin kaynaklarını kolayhkla ele geçireiblâğa memur edilen ve Ankaradan ğunda harbin filen bitmiş olduğunu nuş gibiyim; bütün rüya haürunda, ama rek İngiltereye karşı kullanacağına inandönen Benoit Mechin Mareşal Petain beyan etmiştir. General Wavell Suriye artık onun bir gerçeksizlik âlemi oldudığını hissettirmektedir. ve Amiral Darlan tarafından kabul seferinden bahsederek, burada harekulın ğunu da biliyorum... Ne yapalım ki baBunun böyle olup olmıyacağım kestir ağır gittiğini, fakat pek yakında mukaedilmiş ve vazifesi hakkında kendilezan rüyalarımızın hesabmı görmek de mek, şüphe yok ki, kimsenin elinde de vemetin kırılacağmı söylemiştir. rine izahat vermiştir. Müteakıben lazım geliyor. gildir. Fakat Mister Ruzvelt, AlmanyaMechin kabine içtimaında hazır buBir gazeteci, Rus Alman harbinin İnkılâbcı genclik gazetesini çokLanberi nın şinıdiki scferden daha çok kuvvetli Ortaşark veziyeti üzerine ne gibi tesiıler lunmuştur. okudufum yoktu; hatta çıkmakta olduçıkacağını tahmin ederek Almanya ile yapacağını sormuştur. General Wavell Yarmki kabine toplantısmdan sonğunu da bilmiyordum. Son sayısını, benkarşılaşmak sırası hulul ettiği zaman A bu suale cevaben demiştir ki: ra bir tebliğ neşredilmesi muhtsmelden de bahseden bir yazı bulunduğunu merikanm boyun efecek bir vaziyette dir. « Bu harb hiç şüphesiz bize nefes söyleyerek üstadım Yahya Kemal gösolmamasmı istemekte ve onun için siterdi. Mehmed Kaplan, <Bizde edebiyat h'hlanma işine azaıırî ciddiyetle sanlmak a'dırmaktadır. Almanlar Ortaşarka yüklenmiş olsalardı, çok büyük zorluklarla cereyam» başlıklı yazısında benim bir liızım geldiğini söylemektedir. Bu silâhsözümü münakaşa ediyor, kendisi de lanmanın hedefi. Amerikanın Uk müda karşılaşacaktık. Rus Alman harbinin Doğan Ruşenay'ın bir yazısından almış. neticesini şimdiden kestirmek kabil defaa hattı sayılan İngiltereyi korumaktır. O söz şudur: Mister Rurvelfin daha iieri gitmek ve ğildir. Düşmanın cenuba dönerek, Kafkasya «Artık okunmıyan, eserleri kfmseyi aAlmanya ile doğmdan doğruya harbe lâkadar etmiyen şairler, büyük diye, girmek kararında olup olmadığı henüz yolile buralara yürüyüp yiirümiyece ehemmiyetli diye gösterilmekte devam belli değildir. Fakat bu ihtimal daima ğini tahmin etmek güçtür. Fakat nakil vasıtalan ve yolların kifayetsizliği bu edildikçe, yeni nesillerde edebiyatın, mevcuddur. Çünkü Mister Ruzvelt, şiirin hayatta hiç bir mevkii olmadığı, •Diktatörlüklerin galebe çaldıklan ve ihümali azaltmaktadır. Bununla beraber, muharririn, şairlerin ancak edebiyat tahâkim oldııklan bir çöl içinde Amerika Almanlar projelerini daima gizli tuttukrihleıinde zikredilmek için çalıştıklan nın mes'ud bir vaha olarak yaşıyamıya ları için müstakbel hattı hareketleri kanaati hasıl olacak. Halbukl genclere cağına» kanidir. Bunun manası, Avrupa hakkında şimdiden tahminde bulunula Berlin 5 (a.a.) Türkiye Başvekili şiirin, güzel, büyük şiirin daima yaşanın kuvvetleri, diktatörlükleri yenmeğe maz. Doktor Refik Saydam tarafından dün Rus mukavemeti, geniş Rus arazisin Büyük Mİllet Meclisınde söylenen nu yacağı hissini vermek lâzımdır.» ve bertaraf etmcğe kâfi gelmediği takDoğan Ruşenay'ın Gün gazetesinde dirde, Amerikanın kendi kuvvetlerini bu de, devam etmek imkânlarmı bulabilir.» tuk, Berlin siyasî mahfıllerinde müsaid benden bahseden bir, hatta bir kaç ya(Ankara Badyo Gazetesi) kuvvetlere katarak bu işi başarmak azbir intıba uyandırmıştır. Refik Saydamın zısı çıktığını biliyorum ama okumadım; minde olduğudur. Amerikanın İngiltebeyanatı Ankara hükumetinin Türk Millî Çin hükumeti nezdin menfaatlerinin müdafaası hususunda ta bunun için onun benim sözüme ne mana reye yaptığı ve Sovyetler Birliğine yapverdiğinin farkmda değilim. Mehmed «mağı vadettiği yaıdım, Amerikanın u kib ettiği realist siyasete tevafuk etmekdeki İtalyan sefiri Kaplan'ın yazısım okudum; gördüm ki mumî harbe karışmasımn başlangıcı idi. te, fakat ayni zamanda Türkiyenin beybenim sözümü ya anlanıamış. yahud ona Roma 5 (a.a.) Stefani: Nankin Sovyetler Birliğinin mukavemeti gevnelmilel menfaatleri karşısmdaki meskeyfince bir mana vermeyi münasib hükumetinin tanınması üzerine Çunşediği, yahud Sovyetler Birliğinde çouliyetini müdrik bulunmakta olduğunu bulmuş. Çünkü şöyle diyor: züntü veya çöküntü emareleri görüldü king'in Romadaki mümessili, Chigi sa da göstermektedir. Türk Alman dost«... (Gazetede cümlesinin bir satırı ğü takdird*, Amerikan müdahalesinin rayına gelerek vedanamesini tevdi et luk paktı hakkındaki Türk Başvekilinin daha müessir bir mahiyet alması bekle miştir. Henüz resmen teyid edilmemiş sözleri Alman devlet merkezinde pek ta düşmüş)... Eski edebiyata karşı cephe nir. Amerika bunu yapmadığı takdirde, olmasına rağmen zannedildiğine göre, biî olarak bilhassa memnuniyet uyandır almak. ona tamamen bigâne kalmak için faşist hükumetinin Çunking mümessibüyük bir sened hükmüne giriyor. Fakat Mister Ruzvelt'in kapıya geldiğini söymıştır. Çünkü bu sözler Aîmanyanın line pasaportlan verilmistir. bu düşünce ne dereceye kadar hakikate lediği tehlike. kapıyı zorlamağa başlar. Türkiyeye karşı takib ettiği hattı haremuvafıktır? Yenilik namına eskiye büMareşal ÇanKayŞek'in teşebbüsü Mister Ruzvelt'in buna karşı buldnğu kete bir bakımdan tetabuk etmektedir. tün bütün yüz çevirmek doğru bir şey üzertne yapılan bu muamele neticesinçare silâhlanmak, acele etmek. müessir midir? Eski şair ve muharrirlerin okunde İtalya hükumetile Çunking arasınhareketlerde bulunmak ve sabotaja nittalyada ınamasmuı sebebleri nedir? Bu meseledaki diplomatik münasebetler ninayet j bayet vermektir. Çünkü bütün Amerika Roma 5 (a.a.) İtalyan gazeteleri, lerin düşünülmesiv icab eder.» bulmuş addediltnektedir. kıt'asmın anrak bu sayede müdafaa eTürkiye Başvekili doktor Refik SayBen, hiç bir zaman, eski şairlerimizdilebiieceğine kanidir. damın nutkunun ehemmiyetini tebarüz den bütün bütün yüz çevirelim demeYeni bir şimendifer hattı ettirmektedirler. Giornale d'İtalia gaO halde Mister Ruzvelt'in son mesajınAnkara 5 (Telefonla) Innak zetesi. bu beyanatı, Türkiye ile mihver dim. Fuzuü'yi, Baki'yi, Naili'yi, Nefi'yi. dan çıkan mana. Amerikanın Avrupada Filyos hattı üzerinde Somuncak istas devletleri ve Roma ile Ankara arasın Nedim'i, Galibi daha başkalarım da, ne ki vaziyeti kollayarak harbe müdahale yonu ile Osmancık kazası arasında tak daki siyasî münasebetîerin tanzimi için kadar sevdiğimi beni tanıyanların hepsi sinin ölcüsunü ona göre tayin edeçeğidir. riben 140 kilometrelik demiryolu inşa yapılmış mühim bir teşebbüs telâkki et bilir. Genclerde o şairler için muhabbet uyandırmağa elimden geldiği kadar çaAvrupanın mukavemeti kınlmak istida atı için hazırlıklara başlanmıştır. mektedir. İtalya, Türk haricî siyaseti Uştım. O sözümü, bir nevi edebiyat tadını gösterirse, bu müdahale genişKyenin aldığı yeni cereyandan memnuniEskişehir Elektrik şirketi yet duvmaktadır. Italya, Türkiyenin rihi telâkkisini tenkid ederken söylecek, belki de harbe iştirak mahiyerini m'çtim, Anlatayım: alacak. aksi takdirde sadece bir yardım Eskisehir 5 (Telefonla) Şehrimiz millî inkişafmı daima müsaid bir na Biz. Fıansızlarda, Alamanlarda, İngimahiyetini gecmiyecektir. Elektrik şirketi bu aym 21 inde mahallî zarla karşılamış ve bu husustaki Türk lizlerde olduğu gibi bir edebiyat tarihi menfaatlerini her zaman takdir etmişömer Rıza DOĞRUL belediyeye devredilecektir. yazmağa kalkıyoruz: halbuki bizim edetir. biyatımız, o milletlerin edebiyatına benGenclik eğitmen kursu Bulgar kıt'alarının işgalin zemez. Bir Voltaire'i, bir Hugo'yu, bir Milton'u, bir Goethe'yi hulâsa etmek, Ankara 5 (Telefonla) Beden Terbiyesi umum müdürlügünün kaza, na deki arazide hayat pahalılığı bir dereceye kadar kabildir; onların yazılarmdan ne düşündükleri, hayat telâkhiye ve köylerdeki mükellefleri yetişSofya 5 (a.a.) Stefani: Bulgar kıtkileri, hatta kendi hayatlarma dair İşaBükreş 5 (a.a.) Stefani: Köstence tirmek üzere tesis ettiği genclik eğit alarımn işgali altında bulunan araziretler çıkarılabilir. Halbuki Fuzulı'nin, Divanıharbi, müebbed küreğe mahkum menleri kursu bu pazartesinden itıba de hayat pahalılığı oldugu için maaşBaki'nin şiirleri hulâsa edilemiyeceği edilmiş olan dört arkadaşile birlikte, ren faaliyete geçecektir. lara yüzde otuz nispetinde zam yapılgibi o şiirlerden, şairlerinin düşünceleri, Köstencenin Sovyet tayyareleri tarafınması kararlaştınlmıştır. Ankarada tenis maçları hayatları hakkında da bir şey çıkarıladan gece bombardımam esnasında şemaz. Bir misal göstereyim: Edebiyat taAlman İtalyan ticaret Ankara 5 (Telefonla) Ankara tehirde ışıklar yakmağa teşebbüs eden korihlerimizin birinde, Baki'nin: münist Sarbu Filomonu idama mahkum nis birinciliği için maçlara bugün saat münasebatı Kadrini sengi musallâda bilip ey Baki 15 te 19 mayıs stadyomu kordlarında etmiştir. Münih 5 (a.a."» Stefani: Muhtelit burınp el bağlıyalar karşma yaran saf sal başlandı. Merinos fabrikasında iki Ulus refikimiz tarafından müteaddid Alman İtalyan ticaret komitesi 2 den beyti, şaîrin büyük hırsma bir delil diye kupalar konarak tertib edilen bu mü 4 temmuza kadar Münihte toplanmış gösterilir. Baki gerçekten haris olabilir, kaza fakat bu hırsa o beyti şahid göstermek Bursa (Hususî) Merinos fabrika sabakalar kalabalık ve güzide bir se tır. İtalyan ve Alman tüccar sınıflannı doğru olamaz; çünkü bir kere ne zaman yirci kütlesi tarafından takib edildi. alâkadar eden bütün meseleler görüşülsır.da tarak dairesinde çaljşan Mehmed yazıldığım bilmek kabil değildir. belki oğlu 325 doğumlu Ahmed Sezen, maki Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu, Hari müş, tüccarların teşebbüslerini inkişaf onu şair gencliğinde, henüz büyük şöhciye Umumî Kâtibi Numan Menemenne kayışını tekmakta iken kolunu maettirmek suretile mübadeleleri arttır rete ermeden söylemiştir; sonra bizim kineye kaptırarak sol kolu bileğinden cioğlu da maçlan seyrettiler. İlk müsa mak imkânlan araştınlmıştır. Komite eski şairlerimiz her sözü ancak bir mazbakalar tek ve çift erkekler arasmda kopmuş ve kazaya yetişen usta muavini de genc tüccarlann mübadelesi, ^ıaber mun olarak kullanır, onunla kendi enAbdullah oğlu 324 doğumlu Perhad De yapüdı. Yarın da seçmeler yapılacak, dömifinal ve final müsabakaları önü lerin mübadelesi gibi meslekî iş birliği di?elerini söylemek hevesine düşmez. mir de ayni .makinenin kayışma takıCenazesine geleceklerin namaz için el larak yere düşüp yaralanmıştır. İki müzdeki cumartesi ve pazar günleri ne müteallik bazı tedbirler derpiş edil bağlamalannı, kendisine bir hayranlık yapılacaktır. miştir. yaralı isçi hastaneye kaldırılmışlardır. Uzunköprü ile Cesrimustafapaşa arasında muvakkat bir köprü yapılması kararlaştı Memleketimizle Avrupa Yeni şiir Eski şiir Y a z a n : ••> SOHBET istakozun macerası D stakoz bir acayib mahluktur; canavar gibi biı şeydir. Ben islakozda bir harb makinesi şekli sezerim. İstakoz guya kendini korumak için zırhlanmış bir savaşçıya biiızer. İstakoz her zaman kolay bulunur bir şey olmadığmdan. doğrusu her sofrada sık sık tesadüf edilmez; bulunsa da zaten haznumn ağırlığı yüzüııden tahammül edilmez. Bütün zahirî çiıkiuliğine rağmen ben bu zavallı hayvanı seveıim. Zavallı diyorum; çünkü bkarenir. bütün zırhları insan eiine düstüğü zanıan haşlanmasma nıaııt teşkil etmez. İstakozun en büyük bedbalıUığı mutlaka haşlanarak ölmeyc mahkum oluşundadır. Almanyada balıklür sudan çıkar çıkmaz boğularak eziyet çekmesic diye bahkçılar tokmakla kafcsınn vurup ezer ve ölüm eziyeü çektirnıezlermiş (!) Tavukları. kazları, kuzuları, koyunlari, sığırları da boğazlayıp, yeriz. Lâkin istakoz mutlaka diri diri haşlanır. Onun için olmah ki; biçare hayvanın diri iken koyu nefti rengi, haşlandığı zaman nar çiçeği gibi kıpkırmızi olur. B Nurullah Ataç General Wavell r «Sovyet Alman harbi bize nefes aldırmıştır» ~ " Fransız Devlet Nazırı Vişide Benoit Mechin, Mareşal Peten tarafından kabul edildi Basvekilimizin nutku Almanya ve İtalyada müsaid bir intıba uyandırdı eseri diye tasavvur etmek Baki'nin ho liği duyuyorum: şuna gitmiştir, işte o kadar. Bizim eski Hak tanuktur kim tiriğlikdin manğa edebiyatımızı, Avrupalıların edebiyatı sinsin mura gibi görmek doğru değildir; bunun için Toksa âlemnin yoğu bân beraberdur edebiyat tarihimizi yazmamn usulünü manğa henüz bulamadık. Bizde ancak metinle beyti bana Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın rin kıymeti vardır, metinler okutulma Cahid Sıtkı Tarancı'mn, Oktay Rıfat'j lıdır; bunların yanında dilin değişmele şihleri gibi taze. yeni geliyor. Şunu da ri de gösterilebilir, fakat şiirierimizle söyleyebilirim: Bu günkü şairlerimizin Türk cemiyetinin fikir tarihi, hele şair arEştırmalannı düşmanlıkla, yahud gülerin bu husustaki hizmeti pek gösterile lerek karşılayanlar, hiç şüphe etmesinmez. ler, şiirlerini Fars dilinde yazmadığı için Sonra edebiyat tarihlerimiz, artık kim eskiye devam etmediği için bundan beş seniu okumadığı bir çok şairlerin haya yüz yıl evvel de Nevaİ'ye gülerler. ona tı hakkında sözlerle doludur; bir kısrm düşmanlık gösterirlerdi. «Tazelik, yenimn şürlerinden iki beyit bile gösterile lik asırlarla kaybolan bir şey değildir» mez. Ben bunlara itiraz etmiştim. Son dedim; Fuzuli'yi, Baki'yi, Nedim'i yeniyüz yü içinde gelmiş bazı şairlerimizden dir, tazedir diye sevmiyenler, hiç sevmede pek mübalâğalı övmelerle bahsedilir; sinler daha İyi ederler. halbuki artık kimse onların şiirlerini oMehrr.ed Kaplan daha bir çok şeylerkumuyor, gülmeden okuyamıyor. Böyle den bahsediyor. Yazısından, yabancı t e okunmıyan, gülmeden okunamıyan şair sirlere düşman olduğu, hiç olmazsa onleri göklere çıkarmak genclerde şairin ları pek dostça karşıiamadığı hissediliancak edebiyat tarihinde adı geçsin diye yor. Bir taraftan divan edebiyatımızı, çahştığı hissini uyandırır. Mehmed Kap bir taraftan da: «Şınasi, Namık Kemal, lan benim sözümdeki son cümleye niçîn Ahmed Mithat cümlelerimizin içinde dikkat etmemiş: «Halbuki genclerde şi gizlidir. diyip Tanziıratçılarla onlardan irin, güzel. büyük şiirin daima yaşaya hemen sonra gelenleri müdafaa eder cağı hissini vermek lâzımdır.» Dilimiz, ken yabancı tesirlere düşmanlık gösterzevkimiz ne kadar dejnşirse değişsin Fu mek. doğrusu, hayli garib oluyor. «Bizim zuli'nin, Baki'nin, Nedim'in, Galib'in kendi bünyemizden çıkan yenilik devam daima okunacağma kaniim; çünkü onla eder. yabancı tesir ise bir müddet havasını hâkim kıldıktan sonra silinir. gider» rın şiiri güzeldir, büyüktür. Hatta onların şiirleri okundukça ede demeden biraz önce: «Beş asırlık Divan nispetîe, biyatımızın yenileşeceğine, bir takım edebiyatmda, yabancılıklara mihaniki deneeck mısralar düzen şiirci kendimize hâs taraflarm ne kadar az ollerin kıymetsizliği daha iyi sezileceğin* duğu düşünülsün» diyor. Havasını bir kaniim. Niçin Mehmed Kaplan bana söy müddet hâkim kıldıktan sonra silinip lemediğim bir şeyi söyletiyor? Ben ye giden tesirin beş asır gibi kısa bir müdniliği her yerde severim: Fuzuli'yi de, det sürmesi, o tesirle doğmuş, edebiyatta Baki'yi de Ahmed Paşayı da, Sultan Ve bu gün de okunacak, hayran olunacak ied'i de yeni oldukları için severim. On şairler bulunması... Bunlar bana birbirini lar eskiye devamla kalmamışlar, ken pek tutmaz sözler gibi gözüküyor ama, dileri de an'aneye bir şey katmışlar, dili kim bilir? belki de birbirine uygundur; sevip genişletmişler, inceltmişlerdir. hepsi de bir kalemden çıktığına göre elbette aralarında bir birlik vardır, anSultan Veled'in: cak onu ben göremiyorum. Senin yüıün jfüneştir yoksa aydur Canım aldı gözünt dahi ne aydur Bu münakasaya devam etmek niyetinbeytindeki tazeliği, zamanına nispetle ne de değilim. Söyledim ya! bir zamanlar kadar yeni olduğunu hissetmiyor mu berıim de uğraştığım işleri bugün, gersunuz? Tazelik. yenüik asırlarla kaybo çekliği olmıyan bir âlemin boş, lüzumlan bir şey değildir. Nevai'yi düşünüyo suz hayalleri diye duymaktan kendimi rum; beş yüz yıl evvel Herat'ta geldiği alamıyorum. için dili. tamamile benim dilim değii, Nurullah ATAC ben, şair olabilsem de onun gibi söyle yemem, aramızda beş yüz yıl var. A ma onun sözlerin deki yeniliği, taze **• Mevsim istakoz mevsimidir diye Balıkpazannda münasib bir hayvan araduu. Üsküdardan tanıdığun bir ahpab baukçı: Beyim! Şu büyük istakozu al! Fıstık gibi! dedi. İstakozun dolusu. boşu olur. Lâkin anlamak güçtür. İnsaııuı dohısu boşu, kesenin dolusu boşu, iâfın dolusu boşu, kovanuı dolusu boşu çabuk anlaşılır da istakozunki ancak haşlanıp yenirken mt ydaııa çıkar. Gerçi erbabı istakozu eline alıp tarthktan sonra an>!trlarmış diye, rivayet vardır. Lâkin ben hergün istakoz eUemediğirn için boşia dolusu aasındaki siklet farkını n«sıl sezebilirim? Onun için istakozu mutlaka satıcının sözüne inanıp ahnak gerektir. Ben de öyle yaptım ve hayvaccağızı aldım. Sardılar, sarmaladüar. D«nizaşırı yollardan kâh yaya, kâh tramvayla giderek böceğimizi eve getirdik. Kocaman da bir alâmet Herkes yutkundu Hemen suya attık ve haşladık. Bir de soymaya başladık Ya efendim boş değil mi .. Siz bendeki hiddeti, asabiyeti ve atıp hıtmayı düşünün! Bereket ki sofrada bir misafir, bir yabancı yoktu. Yani hayatımda bir çok şeylerin, ümidlerin, karpuzlann, lâflann, insanlann ve vaidlerin boş çıktığına şahid oldum. Hiç birisine bu son istakozun boş çıktığına tutulduğum kadar kızmadım, kınlmadun... Eıtesi gün yemedim içmedim, zaten >i.vip içecek bir şey bulamadık ya!loğru dostum balıkçıya... Kendisi orada değil! Hayatı rakı şişesinden görmeğe karar vermiş, mesti daim bir çırağı var, onu buldum: Söyle ustana! Bana verdiği istakoı boş çıktı. Teşekkür ederim. Hangi istakoz?.. Canım dün akşam aldığım.. Ha' Şu büyük ha>van mı? Evet! Kasavet çekme bcviın: Bir gün bo$ ;ıkar.. gün olur dolu çıkar. Ben de geçende bir bilet aldım. Boş çıktı. Gidip kavga mı ettim?.. Hoş gor paşam! Tath canım sıkma! İstakoı bu! Boşu da olur, dolusu da... Siı hiç iskambil oynamadınız mı?. Bir tane koz varsa üç tane boş vardır. Bu sözlcre ne denebilir? Gülümsedim re cekildim. Şimdi bir dolu istakoza hasret çekiyorum. Harb etrafında Bükreşfe bir komünist idama mahkum edildi muyoriar. Gelgelelim, kışkırtıyorlar, kıLeman, gururla doğruldu: zım, kışkn tıyorlar. Çocuk musun abla? Elbette! Edibe teyze, tespihini dizlerinin üRemziye, paralan tekrar cebine koyzerine buakmıştı; başörtüsünün düğümuştu: En evvelâ, ona bir pijamalık ala münü düzeltti, ellerile tarif ederek aniaüyordu: hm. Sizi çekemiyorlar. Sizdeki, ne taLeman, hareket etmeden cevab verUhmiş! Ne talihmiş! Böyle fidan gibi di: Çok iyi olur abla! esvablan din civan delikanhyi içgüveysi diye ararlar da bulamazlarmış! lcnir. İhtiyar kadının titrek sesi duyuldu: Leman, tiksinerek öğürdü: ' Bakkala borcumuz var. Kömür Arayıp bulamıyanlar kim? Bizim C de mınn kırm ediyor. Once, on mahalle mi? Kokmuşlar! Ü ferı temizlesek, derim, kızım! Genc kızın şikâyetine ihtiyar kaduı Büyük bir suç işlemiş gibi başuıı liüzünle gülüyordu: eğmiş, tespihini çekiyordu. Leman, eBöyle, aylığın: avcunuza saydığmı lile şakaklarını tutmuştu. Remziye, dü görecek olsalar... Hani şöy'e, kulaklarına şünüyordu. Mangalda kaynayan ıhla gitse. murun fıkırtısmdan başka ses duyulLeman, gözlerini yumdtı, kulaklannı nıuyordu. tıkadı: Remziye, anî bir kararla doğrulmuş Sus teyze... Bszi, gözlerile değil de, tu: artık ne bileyim çiy çiy yerler! Aman. ne üıkek olmuşuz! On beş Remziye, zoraki güidü: lira var. Hepsine yeter de artar bile! İlâhi Leman, hiç güleceğim yoktu... Edibe teyze: Lemanın yüzü pembeleşmişti: Elbette kızım, dedi. Kömürcü ile Gülünecek şey değil, ateş bastı. bakkal için söylediğim, hani, sebebsiz İhtiyar kadın, ona, hak veriyordu: değil. «Pansiyon da aldılar!» gibi lâf Korkulacak kadar da var. Yalnız, lar oluyor. Ama, doğrusunu söylerim, =izi, bizi değil evlâdın".; can ciğer, gene kömürcü de, bakkal da dikine konuş birbirlerini çekemiyorlar. Bakkalla kö Bir ı ŞK UÇURUMU roman 90mürcünün arasında neîer görmüyor, ne 1 dönmez, çarşıya iner. Sen, şu dakikaler duyrrıuyorum. larda postanede bir görün. Tespihinin imamesini dudaklarına göRemziye, ellerile iskemlenin kenarlatürmüştü: nna turunmuş, bakakalmıştı: Bunu söylemekle, eline ne geçe Geçen gün, ben bakkaldaydım. Terlikçi Haydarın karısı Ferhunde, soluk cek acaba? Edibe tevze, boğazına tükrük kaçmış soluğa geldi. Hani, evinde can üstünde hastası var! sanırsın. Bakkala koştu: gibi öksürdü: Cemal Efendi, müjde! diye bağırdı. Bak Gülizann bakkala borcu var da, kal şaşırdı. Meğer Gülizara Adanadaki Ferhunde kannın yok mu? Bakkala kızından telgrafla para gelmiş. Ferhun yaranacak? de karıdaki telâşı görmeyln. Benim yaLeman, dudaklan arasmdan: nımda, pek alenî söylemek istemedi, Gammazlamakla mı? dedi. Cemal Efendinin kulağına fıs geçti ama, Ihtiyar kadın, boynu.nu büktü: ben de duyuyordum: Gülizarın telgrafla Ben, seni kolluyorum; sen de beni parası geldi. Adanadaıı, kızından... Şim kolla! demektir, bunun manası kızım, di gidip postaneden alacak. Artık eve *""•, an'ıyor musun? miştir. E. FELEK Bir seri harekete geçmiş bulunacak ordunun ihtiyaclarını demiryollarından da istifade edebilmek suretile ikmal etAlman Macar ticaret müzamek her zaman için kumancjanlık hekerelerine başlanıyor sabına kazanc olarak geçirilebilir. Sadece motörlü vasıtalara bel bağlamakBudapeşte 5 (a.a.) Stefani: Geletansa bazı mmtakalardan bu motörlü ek hafta Budapeştede Almanya ile vasıtalann aşması müşkülâtı karşısında Macaristan arasında iktısadi müzakere ve hemen yanıbaşında bir demiryolunun ere başlanılacaktır. Alman heyetine azır Clodius riyaset edecektir. 1 amevcudiyeti hiç de yabana atılacak austos 941 den 31 temmuz 942 ye kavantajlardan değildir Bunu düşünen müdafaa orduları da tekrar bir muka dar Almanya ile Macaristan arasında apılacak ticari muameleleri tespit ebil taarruzla ele geçiülmesi imkân ve ümidleri bulunduğu hallerde biie, ricat lecek olan bu müzakerelerin üç hafta adar süreceği tahmin edilmektedir. ederken demiryollarını tahrib etmekte ve hasım eline işe yarar bir halde bırakmaktan sakınmaktadırlar. dan istifade etmeleri imkânsız görüBüyük Harbde şark cephesindeki ha üyordu. rekât inkişaf ederken, Rusyanın bir Al Halbuki: Alman kumandanları böyle kaışısmda bir ihtimali ve arz.edeceği güçlükleri daA^rnıan ordusunun Sovyet Rusya i man taarruzu ve ilerleyişi ha önceden hesablıyarak hem Alman çerlerine doğru ilerleyişinde. en büyük demiryoliarmı tahrib etmek kaygısı demiryolları üzerirde ve hem de icab yoktu. Sadece vagon ve makinelerini nakliye müşkülâtına bu noktada tesadüf ttiği zamanlarda Rusya demiryollarınetmesi düşünülür. Çünkü Alman ordu geri çekmek, düşmana istifade edebile da hareket edebilecelt kabiliyette ve su, diğer memleketleri işgal ve istilâ ceği hareket kuvvetini ve romork va dingil açıklığmda makine ve vagonlar ederken, demiryollan malzemesi tahrib sıtalarmı bırakmamak düşüncesinde idi. hazırlamağa muvaffak olmuşlardı. Dinedilmiş bile olsa, kendi malzemesile Çünkü; Alman demiryollan üzerinden gil açıklığı ayar edilebilir şekilde ve ve hatta ufak bir himmet sarfile imha Rusya hududlarına kadar getirilecek ususî yaylarla teçhiz edilmiş makine edilmiş olan kısımları tamir ve yerine makine ve vagonların Rusya topraklan ;e vagonlar hazırlanarak Rus demirvenilerin; getirmekle *el§fi edebilmis ve üzerine yayıh bulunar demiryollarınollarma kolayhkla peçirilmiş ve, bunun için de bir iren yolcularının akarma müddetinden daha uzun zaman söylüyordu: iarfedilroemiştir. Anlıyorum... Kimbilir, bizim için de neler söylüyorlardır. Eğer, Fikrinin Bugün için; Sovyet Rusyadaki depara veıdiğini bilseler... miıyollarmdan Alman ordularının isti .J Edibe teyze, yutkurıuyordu: fade etmeleri. avni şekilde imkân da Her şeyler söyledtler... Ama, şimdi hilinde görülebilir. Bu arada; Sovyet şimdi yoruldular, fazia bir dedikodu 'usya ordusu geri çekilecek olursa,, yok. Gelgelelim, Fikri Efendinin, eve sadece makine .kuvvetierile nakliye vabaktığını iddia ediyorlar. çonlarmı memleket içerilerine doğru Remziye, sararmıştı: almak değil, ayni zamanda demiryol Ne de çabuk hüküm veriyorlar. larını da diğer bütün devletier gibi Ben, Fikriyi eve alırken, ondan, para, tahrib ve tesisatmı îmha etmek mecburiyetinde kalabilir. pul ummamıştun. Son ajanslarda görüldüğü gibi; Stalin Remziye, merakta idi: Lemanın yüzü aydmlanmıştı: vaziyetin vahim olduğunu halka bildir Çemal Efendi, ue dedi? Hiç ummamıştın, değil mi abla? raiş, düşmamn ilerlemekte devam etEdibe teyze, tespihini çekmeğe başRemziye, göğsünü şererek: iğini ve Kızılordu çekilirken nakledilamıştı: Onun bana hayatı lâzımdı, parası !emiyen her şeyin tahrib edileceğini Esnaf adam, çıkarını düşünür ama, değil, dedi. de tasrih etmiştir. Bura karar verildikçiy değilmis. Tenezzül etmedi: Gülizar, Ve kısa bir teredddüdden sonra, deten sonra, Sovyet demiryollarının da ;j batakçı değildir, parası olunca, geürir, vam etti: tahrib edileceği akla gelir. Çünkü; Alverir, dedi. Ferhunde karı, adamın yaOn para vermese de, ne lâzımge man sanayii bu demiryollarının dingil kasını bırakmıyordu: Çarşı dönüşü, sen, lir! Biz. ona borcluyuz. O kL.dar sıkıntı genişlik farkından doğacak müşkülâtı avcunu yalarsın! Çemal Efendi kızdı: çekti. Belki de aç kaîdıgı günler oldu. ve hareketsizliği telâfı edeeek tedbirBaşka bir söyliyeceğin var mı? Haydi, Geldi, bizden, on para istedi mi? Bu 'eri her halde ihmal etmemiştir. Büboş konuşma! dedi, kapıyı gösterdi. Geparayı verişi insanlık! yük Harbde tatbik edılen bir sistemitt mal Efendiyi beğendim doğrusu... GüLeman, sağ elini dizine vuruyordu: ve düşünüşün daha mütekâmil bir hallizar, doğma büyüme bu mahalleli, kovDoğru abla, insan çocuk! de hazırlanmamış bulunmasında bir se?alar, gidecek yeri yok... Haydi, verEdibe teyze, ağır ağır kalkmıştı: beb yoktur. medi, diyelim. Ferhundeye ne oluyor? A. AHISKAt t Arkasi Remrive. başını salhyarak, ağır ağır Rusya demiryolla1 rınm inşası sırasında komşu devletlerin günün birinde muhasamata geçerek Sovyet topraklarına tecavüz etmeleri ihtimali düşünülmüştür. Bu takdirde; Avrupa topraklarına serili bulunan demiryollarından daha farklı bir inşa sistemi aranmış, hiç de güç olmıyan bu düşünce çok ufak bir farkla tahahkkuk ettirilmiştir. Bu suretle Avrupa demirj'ollarında faaliyet •österen makine ve vagonların Sovyet topraklarında işe yaramaz bir haie getirilmesinin teminine gayret edümiştir. Avrupada ve dünya üzerinde mevcud demiryollarının standarize edilmiş bir ^ l genişliği, yani vasıtaların dingil aralığı vardır. Bu da 135 santimetredir. Halbuki Sovyet Rusyada demiryollan dokuz santimetre kadar daha geniştir. Bu fark pek çok bir şey değilse de, muayyen bir genişlik üzerinde harekete hazırlanmış bulunan bir makine ve vaîîonlarınm Sovyet hududlarına geldikten sonra durmalarım temin eder. Alman ordulannııt Rus demiryoUarııtdaıt istifadesi mümkün müdür? r Yazan:' Arif Ahishat ı ordusunun ihÜyaçlarını, demiryollarındoi da istifade etmek suretile her zaman temine imkân ve fırsat bulabil Mahmud Yesari J

Bu sayıdan diğer sayfalar: