21 Eylül 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

21 Eylül 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Parti Genel Sekreteri Şamoel Hoare'un Ehlîsalibi •• ngüterenin eslri Hariciye Nann ve II şhndikl Madrid büynk elçlsi Sir U Samuel Hore vaktini, nakdini. bütün meziyetlerini memleketin istifadesine karşüıksız arzeden müstesna hayat adantları arasındadır. Devlet hazinesinden maaş almadan çalışacak derecede miistafni ve ferağat sahibi olan bn zai koyn mnhafazakâr ve koyu huristiyandır. Yinninci asrm ortalannda yaşadığı halde, dunya meselelerini, hâlâ Kurunu Vnsta gozile görür ve muhakeme eder. Onnn nazannda müslümanlar, hâlâ Kurunu Vnsta hırisliyanlannın sandığı gibi, kâfirlerdir. Hıristiyanlık âlenünin dünyada karşılaştığı en büyiik tehlike, islâmiyetin şimşek süratile yayılması ve bir aralık Avrapayı da baştan başa kucaklamak istidadını göstcrmesidir. İslâmiyetin bn harikulâde süratle yayümsa ve Avrnpaya hnlul etmesi yüzünden, Avnıpanm en karanlık eahiliyetten, hurafelere ve evhama tapmak devrinden knrtulmuş, ilim ve medeniyete kavuşmuş olması, Sir Samuel Hoare ile onan gibi dnşiınenler için hiç bir degen baiz değildir. Değeri haiz olan şey, hı. risttyanlık taassnbndur ve bn taassubun icablandır. Bu taassub Ortacagda. haçblar muharebelerlnl dofnrdu ve Avrupadan kalfcan yığın yıgın dilenci ve eş. kiya giiruhu Şacka saldırarak Kudüsü, «kâfir» lerin elinden knrtannak icin ngraştılar ve irtikâb etmedik senaat bırakmadüar. Memduh Şevket EsendaL Birinci Umumî Müfettişle beraber Vana gitti Van 20 (a.a.) Parti Genel Sekreteri Memduh Şevket Esendal ve Birincd Müfettis Abidin Özmen 16 evlulde Muçtan şehrimize gelmişler ve vilâyet hududunda Vali ve sehir hududuvda Mlntaka Komutanlıgl tarafından karşüanmlşlardlr. Misaiirler bir kaç eün tetkiklerde bulunacaktır. Saçyetharp (Baştarafı 1 ınd sahifede) (Baştarai) 1 inci sahifede) 1 de cereyan eden muharebeler hakkır.da Volkov cephesinde Siniaviano çevreaşağıdaki tamamlayıcı malumatı vermek sinde Almanlar Ruslaruı ileri hareketletedir: rine karşı inadlı bir mukavemet gösterKale haline getirilen ve ekserisi Alman mişlerdır. topçusu İe Alman bomba uçakları taBriansk çevresinde Ruslar bir mahalli rafından temellerine kadar tahrib edilen zaptetmişlerdirbir çok evlerde Sovyet kıt'alan İnadla Leningrad kesiminde müdafaaya devam ediyorlar. Alnıan piMoskova 20 (aa. I Cepheden gelen yadeleri çetin savaşlarla her evi. her en bir telgrafta, Almanlann Leningra6 kaz jnğınını düşmandan zorla koparıp cephesinde Sinyavino çevresinde karşı almak raecburiyetinde bulunuyor. Sta hucumlar yapmak için yeni rümenler lingrad cenubunda Alman kıt'alan bir kulhmdıkian bildirilmektedir. Düşman keşif ucu çıkarmışlar ve bu arada 17 Sovyet mevzilerinde bir çıkıntı yapmağa düşman zeîninliğini zaptetmişler, bir çok çalışıyor. esir almışlardır. Muharebelerin tafsilâtı Düşmanm şimal tarafında Almanların Moskova 20 (a.a.) Geceyarısı neşana mevziine karşı yapiığı taarruzlar redılen Sovyet tebliğinin eki: d\in de muvaffakıyetsizliğe uğramıştır. Stalingrad bölgesinde muharebe İnadla Alman savaş ve pike uçakları düşmanm devam etmektedir. Birliklerimızin müzırhh tanklannı ve kıt'a topluluklarını kerrer mukabil taarruzlan neticesinde bomba yağmuruna tutmuşlardır. Almanlar bırkaç sokaktan çıkanlnuştır. Düşman batarya mevzileri üzerine yaBir kesimde otomatik tüfekler fcuilapılan hücumlarda 13 top susturulmuştur. nan bir Alman bölüğü çember içine alıBüyük bir mühlmmat deposu havaya uç narak tamamile yokedilmiştir. Çevrilen muştur. Alman savaş uçaklarının hücum bölüğü kortarmak istiyen düşman mulan aynl zamanda düşman iaşe teşkilâtı harebeye yirmi tank sürmüstür. Askerna da tevcih edilmiştir. Cepheye doğru lerimiz tanksavar tiıfekleri, elbombalan gitmekte olan mühimmat ve asker yüklü ve yangm şişeleri kuüanarak sekiz Al117 kamyon tahrib edilmiştir Müteaddid man tankını hareket edemiyecek bir hale marşandiz katarı ağır hasara uğramıştır. getinnişlerdir. Alman av uçakları hava savaşlarmda 32 Mozdok bölgesinde düşmanın mukabil düşman tayyaresini düşürmüşler ve 14 taarnızlan geri püskürtülmüstür. Kıt'adüşman uçağını da uçaksavar topç'isu ianmız üç Alman taakı eie geçirmişler yere indirmiştir. ve bunlan düşmana karşı kuUanıriişlardır. Şehir içinde Almanlar ilerliyor Berlin 20 (a.a.) D. N. B. ajansının Voronej bölgesinin bir kesiminde iki askerî kaynaklarından öğrendiğine göre düşman alayı tarJdann himayesinde haAlman kıt'alan dün de Stalingrad için rekete geçerek bir tek günde sekiz kere de, bilhassa şimalde şiddetle muharebe mevzilerimize taarruz etmiştir. Birliğiler yapmtslar ve ileriemişlerdir Tayya miz bütün Alman taarruzlarını geri püsreler, kale haline getirilen yerlere çok kürtmüştür. Düşmanın takriben iki piağır bombalar atmaktadır. yade taburu yok edilmiştir. On tank tahrib edilmiştir. Alman üçaklannın faaliyeti Berlin 20 (a.a.) Alman ordulan başStalingrad aokaklannda kumandanlığına göre, Alman tahrib uMoskova 20 (a.a.) Dün Sta'tingradın çaklan 19 eylulde Buz denizi cephesinde şimal baü mahalleîerinde kanlı sokak bir Rus hava alanlna her türlü çapta savaslan olmuştur. Bu mahallelerin kütbombalarla taamız etmişler, yangınlale halinde bombarduıanından sonra gene ra ve infilâklara sebebiyet vermişlerdir. kütle halinde bir hücum başlamış, bu Tahrib uçaklanna refakat etmekte olan hücuma tanklar istırak etmiştir. TankAlman av teşkilleri. Murmansk üzerinde ların 29 u Sovyet havan toplan tarafınRus hava kuvvetjerile tutuşmuş ve Hurdan sür'atle tahrib edıimiştir. Müteaddid ricane 7 tiginde 4 uçağı düşümıüşlerdir. evde yangın çıkmaLEi üzerine Sovyet kıtFin tebligi alan bu evlerden ve sokaklardan geri çeHelsinki 20 (a.a) 20 eylulde neşre kilmiş, fakat sonra yeriden yaklaşmak dilen Fin resmî tebliği şu tarzda yazıl imkânı hasıl olunca terkedilen yerleri mışür: tekrar ahnışlardır. Almanlar Volgaya aKara cephelerinde keşif kollarının ve kan küçük rrmaktan serbestçe inebiltopçunun mutad faaliyeti olmuştur. mek için bu mahalleri şehrin geri kalan Doğu cephesinin Sudnok kesiminde kısmından tecride çahşıyorlar. düşman son üç günlük muharebelerde Maktul düşen Rus generaüeri 1500 kişi kaybettikten sonra taarruzlanMoskova 20 (a.a.) Sovj'et gcneraliena devam etmemistir. rmden Komilof Drugof ile Mişof un ateş Deniz cephesinde ehemmiyeüi biçbil hattında öldükleri resmen bildirilmekşey olmamıştır. tedir. Dün gece düşman uçakları şimal FinAlmanlar tayyarelerle takviye landiyada bir mahalle bombalar atmış getiriyorlar lardiT. ŞLndiye kadar alman haberlere Moskova 20 (a.a.) Kıalyıldız gazegöre; hicbir hasar olmamijtır. tesi yazıyor: El mitralyözlerile teçhlz edilmiş olan AJman askerleri, Stalingradın dolaylanMoskova 20 (a.a.) Roosevelt'in şahsî na nakliye uçaklarile indirilmeKtedir. mümessili Wendell Wilkie, beraberinde Bundan başka cephede yorulmuş olan Birleşik Amerikanın Moskova büyük el Alman askerlerinin yerine taze piyade ve çisi Amiral Stanley olduğu halde bugufı tank kuvvetleri geürilmiştir. Şehir müKuibişef'ten Moskovâya gelmiştir. dafileri sayıca üstin bir düşmana karşı Almanyadan Yunanistana 11 koyuyorlar. (Başmakaleden deram) sird sahfden hıristlyanhk ütküsünde mi anyor? ı Bu soale evet dlye cevab venneyi sayın İngiliz devlet adamınm zeksına karşı bir hftrmetsizHk saymalıyız. Dün gazetelerde okndugunnu sözlerile o, daha ziyade, ruhonn bnrkan bir endişeyi saklamıya çalışıyor gibidir. Fakat saklamruya çalışılan her endişe gfti satırlar arasından onn görüp sezuemeye im. kân var mı? Son yirmi sene içinde Avmpamn felâketine sebeb, koyn milliyetçilik fiklrleri Imiş. Tani koyn milliyetçüik fikri olmasaymış, Avrupa bn hale gelmiyecek ve harb de patlak vermiyecekmiş! Milliyetçilik fikrinin gittikçe knvret bnlan yeni bir cereyan olduğunda kimsenin şüphesi yoktur. Fakal harblere sebeb olarak bn fikri ileri sürmek için ya bundan evvelki harbieri inkâr etmek, yahud da milliyetçilik fikrinin hıristiyanlıktan da eski, batıl bir şey oldnfmia inanmak lâzımdır. Cünkü Avrupada milliyetçilik fikrinin inkişafından çok daha önceleri de harb yapıbyordu. Hatta Samnel Hoar'un bir ideal olarak hortlatmaya ealıştıgı hıristiyanhk çağlaruıda da Avrupa. en basit bir iç ahengine kavnşamamıştı. İsanm mukaddes iopraklarını knrtarmaya giden haçlı ord«lanntn zaman zaman nasıl birbirlerini bogaziadiklanm tarih kitablan çocnklara ögretip dnruyorlar. ' Fakat kimsenin inkâr etmedigl bn hakikatleri saym İngiliz devlet adamına tekrarlamaktan ne çıkar? Asıl hayret edilecek. nokta, bütün bunlan çok iyi bildiği halde, sırf bir endişeyi saklamak gayretile, Samuel Hoar'un bn derece mantıi^, ve realiteye aykm bir yola sapmak mecburiyetinde kalmı? olmasıdır. Açık konuşalım: Bn zat bir İngilizdtr. Her İngiliz gibi, çatırdıyan bir imparatorluğım endişesini, üzüntüsünn, ıstırabım cekmektedir. Bn çatırdıyan imparatorlnkta İngilterenin dini ve manevi değil, fakat iktısadî temellerl tehükededir. Onlan kurtannak için Mr çok yoOar düşünülebflh, Meselâ, galibiyet takdirinde bütün Avnrpah miHetleri dünya nimetlerinden ayni derecede fay. dalandırmak vaidleri yapıln*, yahud hürriyete tapan İngilterenln bütün mnstemlekelerine istiklâl vemıesi lüznmn ileri sürülür. Bir çatırdıya dair Dünkü lik maçlan (Bas tarafı 1 ind sahifede) raberliği bozmak için sarfettiği gayret aşın denecek bir sertliğe sebeb ddu. 35 inci dakikada İsranbulspor penaltıdan ikinci golü yaparak tekrar galib vaziyete geldi, fakat oyun da çığınndan çıktı. Lüzumsuz yere serclik yapan bir Kasımpaşalı oyuncuyu hakem dışan çıkarmağa mecbur oldu. Büsbütün alevnen oyunun sonlanna dogru hakem, Kasımpasa ve İstanbulspordan birer oyuncu daha çıkardı. Daha müessif hâdıseye vakit kalmadan maç 2 1 İstanbulsporun galibiyetile bi'ti. Beşiktaş: 3 Fenerbahço: 1 Dün, Kadıköy sahasmâa Fenerbahçe ile Beşiktaş aralannda hususi bir maç yapmışlardır. Hakem Şekibin idare ettiği maça takımlar şu şekilde çıkmışlardır: Beşiktaş: M. Ali Hıristo, Yavuz Riîat, Ömer, Hüseyin Saim, Halis, Hakkı. Cahid, Şükru. Penerbahçe: Cihad Muammer, Murad Ömer. Halil, Galib Pikret, Kadri, Melih, İbrahim. Halid. Beşiktaş, genc ve sağlam takımile Fe,nerbahçeyi sıkı bir çember içine almağa muvaffak olarak birdenbire birbirini takib eden hücumlara başlamıştır. Bir müddet Fenerbahçe müdafaasına yerleşen Beşiktaşhlar 16 ncı ve 32 nci dakikalarda Saim ve Halisin vuruşlarile iki gol yapmışlardır. Fenerbahçenin mutlak 1 kaçırdığı bu fırsattan sonra devre 2 0 Besiktasm lehinde bitmtştir. İkinci devre iki taraf için de karşıhklı hücumlarla geçmiştir. 24 üncü dakikada Fener müdafaasını gafü avlıyan Halis güzel bir şütle Beşıktaşa üçuncü golü de kazandırmıştır. Bu sayıdan sonra Fener hücumlannda bir pariama ve hiç değilse bir sayı yapabilmek için hissedilir bir gayret başlamıştır. Beşiktaş kalesinın önündeki bir karga. şalıktan istifade eden İbrahim 32 nci dakikada Fenerbahçenin yegâne sayısmı yapmağa muvaffak olmuş ve maç 3 1 Beşiktaşın galibiyetile sona enniştir. bir mücadele 9e başhyan yanş Anadolohisanna kadar pek heyecanlı bir şeküde ecreyan etnıiştir. Galatasarayın yapta^ı hamleye tahammül edemiyen Penerbahçe ekipi yanşı Beylerbeyi önünde terk etti. Netirede Galatasaray bir saat 13 dakikada birinci, Batorköy Halkevi ikinci, Demirspor üçüncü oldu. Kâgıdspor ekipi müsabaka harici ikinci olmuştu. Yanştan sonra derece alan eklplere kupa ve madalyalar verildi. Güreş müsabakaları Güreş ajanlığı tarafından tertib edilen tecrübesizlere mansus güreş müsabakalan dün yapılmıştjr. Teknik neticeler şunlardor: 56 kilo: Sultan (Güreş) Yani (Kurtuluş). 61 kilo: Vahid (Kasımpasa) Mustafa 'Kasımpaşa). 66 kilo: Ali Yılmaz CKaampaşa) Süleyman (Kasımpasa'). 72 kilo: Basri (Kasımpasa) Mehmed Ali (Kasrmpaşa). 79 kilo: Mehmed (Güreş) Nazif (Kaşımpaşa). Üniversrtede spor teskilâh kuruluyor Üniversitede bir spor teşkilâtı kurulmasına karar verilmişfir. Maarif Vekâleti Beden Terblyesi umum miidür muavmi Cemal GökdaS. Beden Terbiyesi ve izcüik subesi müdürü Vildan Âşlr ve Gazi Terbiye Enstitüsü beden terbiyesi yjbesi muallimlerinden Mehmed Erkan. yeni teşkilâtı hazırlamak üzere dün sabah şehrimize gelmişlerdir. tnonü stadyomn Dolmabahçede inşa edilecek înönü stadı 680 bin liraya bir müteahhide İhale edilmiştl Stadyomun inşası için kullanılaeak malzemenin fiat f^rkı tesbit edildiğinden inşaata bir aya kadar başlanacakhr. Yenî bîr rökor Stockholm 20 (a.a.> Gunder Haegga, Goeteborgda bngün 5000 metreyi 13 dakika 55 saniye 2 10 da koşarak yeni bir dünya rökoru kırmışt.ır. İs'veçli kosucu sttndi 10 dünya rökoruna sahibdir. tsveç mîllî takımı, Alman takımmı yendi Berlin 20 (a.a.) Olimpiyad stadyomunda 15 inci beynelınüel futbol maçında tsveç miDl futbol taktmı Ahnan takmamı 3 2 yenmişttr. Şarlonun hilesi arloya pek severim. Debşetı li bir adamdır. İnsanlann za« yıf noktalarmı bulup alay et, mekte eşi emsali bohımna^ bir bin oğlu hindir. Kulaklan çnüasın! Bundan şu kadar sene evvel Şarlonun bir filmiTii görmöş* üim. Seyyar camcılık ediyor. Müşterl bulamıyor. Nihayet bir küçük çocoi; tedarik ediyor. Bu çocuk geçtiği sokakta, evteıîı» camlanna tas atarak kınyor ve kaçıyor, Beş dakika sonra Şarlo oradan: Camcı! diye bağırarak geciyoT v^ tabiî kınlan camlan takıp hayatını kat zanryor. s Bizim bir kısım tüccanmtz da Şarlonun bulduğu çareye benzer meşru bi? yol turmuşlardır. Bakınız nasü? Garbî Anadolunuu zeytin mıntakalaı rındaki yağhaneler ağzına kadar yağlaj doludur; fakat İstanbulda yağ yoktur» İsrijılâk maddelerinin fiatlannı İstan* bul piyasası tayin eder. Bir mal İstant bulda pahalı ise, memleketin diğer taraflannda da yükselir. Binaenaleyh zey, tinysğcılarunız İstanbulda yağı yüzde elliden asağı olmamak üzere yükseltmek için buraya yağ göndermemektedirler. Boylece şehrimizde talob çoğabp arz a« zahnca fiatlar baş ynkan çıkmakta, bnr» nu gören ve elinde mal bnlunanlar d^ tabii ayni suretle mallannı pahabya satmaktadırlar. Eğer talebi kapşıhyatafc kadar mal gelse ve buna biraz da insaf karışsa elbette bu günkü gibi sıkışnnf vaziyete girmiyecegiz, ama o zaman da bizun bir kısım zavaUı zeytinyağ tüccax« lanmtz para kazanamıyacak. Onun için, Garbî Anadoludaki yağhaneler, ağzına kadar malla doluyken İstanbulu yağsu bırakır, gatian yüks«ltiriz. Orada fiatlar yükselince, zeytinyağ: mmtakalannda da yokselir. Boylece yiiz knrnşlnk yağ durdugu yerde yüz elli kuruşa çıkat, Hattâ biraz daha dişimizi sıkarsak ild yüze de çıkabilir. Dahası var. Şu gözfi. körola» gazeteciler ses etmeseler üç liraya da çıkmasına mâni yok Hal böylo olunca yağhanelerden İstanbula bir miktar fiatlan sarsnuyacak kadar yağ göndeririz. Zeytinyağ ynkselecekmiş rlvayetinden ürkerek kudreti dahilinde bir miktar yağ tedarildne seyirten her srnıf halkın bu endişeli hali zaten vurgnn için pek müsaid bir hava yaratmaktadır. İşte bugün yağ pîyasasma hâkbn olaa haleti ruhiye budur! Bütün ticaret âlemimizi hırstan. tamadan ve para oburluğundan mürekkeb bir sis bürümü^tih*. Kimsenin gözü paradan, daima paradan ve daima daha çok kazanmaktan başka bir sey görmemektedir, Bizim vaveylâmız onlara ciftetelli gibi gebnekte, neş'elerini artırmakta, belki de bir kismma göbek bile attırmaktadır. V Allah... versin... Ne versin? Haydi fena söylemiyelim: İnsaf versin! Turkrlerin büyiik rol oynadığı bir sfl. rii mücadelelerden sonra Salâhaddin Eyyabi, bu eşkıya gürnhunun kökıinü kırdı ve dünyanm en şerefli kahramanlan arasında yer aldı. Kahramanlıği, civanmerdligi, asaleti ve adaleti dıışmanlan tarafından dahi takdir edilen Salihaddini Eyynbi, mntaassıb hıristi. yanlar nazannda, «en tehlikeli kâfirdir.» Ve Sir Samuel Hoare onn da, bütün müslümanları da bu tarzda telâkkl edenler arasındadır. Bütün bunlan Sir Samuel Hoare'nn bir demecir.den anlıyoruz. Bu İngiliı se firi kebirine göre vaktile hıristiyanlık hesabına en büyuk tehlikeyi te?kil eden müslümanlık ve müslümanlar, onnn söz. lerile .kâfirlik ve kaftrler» yerine hali hazırda daha müthiş bir tehlike vücnd bnJdn. Bu tehlike, nazizm kâfirligidir. Bn kâfirügin tahribatı, eski kâfirlerin ve Salâhaddinlerin tahribatından yaznandır. Onnn için bn kâfirlere karşı da haçhlar seferi hanrlamak icab ediyor. Sir Samuel Hoare'nn telâkkisine göre bu yeni haçlılar seferinin başlamak uzere olduğn göze çarpıyormuş. Vaktile tngilterede Hariciye Nazırlığı yapnuş bir adamın nazizm aleyhinde bn. lnnmak ve onnn ortadan kalkmasîle Av. rupada anarşinin baş göstermiyeceğini anlatmak için bu kadar söı kanştırması, kas yapayım derken goz çıkannası tuhaf dejil mi tspanyada ve daha başka yerlerde hükttm süren kanaate göre, Almanyanın yıkılmasıle Avrnpada nizam ve intizamdan eser kaltmyacak, bütün anarşi Avrupayı kaphyacaktır. Onnn için, Almanyayı yıkmağa uğraşmak, Avrupa men. faati namına arzu edilmiyecek Mr şeydir. Sir Samuel Hoare, buna cevab olarak nazizmin mutlaka yıkılması lâzım geldigini, çünkü nazizmin. eski kâfirlikten, yanl müslümanlıktan daha müthiş bir tehlike olduğnnn söylüyor. Acaba Sir Samuel Ho^re, bn fırsattan Istifade ederek müslümanhfa ve müslüroanlara karşı bn çirkin telmihte bn. ronmakla bütün islâm âlemini en haîif tabirle gücendirmiş oldugunnn farkında mı? Sir Samuel Hoare, mntaassıb bir hıristiyan oldugu için bunun farkına varmı. yabilir. Fakat bir diplomat, bir eski Hariciye Nazın sıfatile, iklde birde, dünyanm en büyiik İslâm devletl, en çok bin ton buğday geliyor müslüman tebaası olan devlet ojduğunn Atina 20 (a.a.) Gazete haberlerine «oyliyen İngilterenin bir mümessili BI. fatile, bu uluorta beyanatın, yapacagı göre Almanyadan bugünlerde münhasıran Yunan halkı için 11 bin ton kadar «nitesiri hesabtaması icab etmez mi? Garb çölündeki ordnsnnda, belki de buğday gelecektir. Ortaşark ordnsunun bütün teşkilâtında nenler, daha geçenlerde, Sovyetler Birbir çok müslümanları dövüştüren, res ligi aleyhinde bir ehli salib knrmak lnmî tebliflerinde bu kıfalann kahraman znmnnn ileri sürüyor ve komünistligi Uğından bahseden bir devletin en mühim en müthiş tehlike sayıyorlardı. Şimdi mümessilleTinden biri, bütün bn asker nağmeyi degiştirerek komünizmin düşleri «kâfirler!» diye nasü tahkir edebilir? manı olan nazizme karşı aytıi sozleri Bunlann hepsi bertaraf. Sir Samuel söylüyor ve ehli salib kurmayı düşünnHoare, müslümanları ve nazistleri birbi yorlar ve istiyorlar. rinden beter kâfir saymakla bunlar araKâh komünizme, kâh nazizme karşı smda bir müşterek kader vücude getir j ehli salib kurmak için nğraşmak, ehli mlş olmuyor mn? salibin manasızhğını belirten en sarih Acaba bunu yapmak İngilterenin işine delildir. Fakat Samuel Hoare'nn bu mügelir mi? Gelirse diyecek yok. Fakat gel nasebetle söyledigi sözler, şark ve islâm miyecegi apaşikârdır. âlemlnde kolay kolay nnutnhnıyacaktır. Sir Samuel Hoare ve onun şfbi düşüömer Rıza DOĞRIJL Viîki Moskovada Samuel Hoars'nin nutku Berlinde alâka uyandırdı (Ba?ıarafj 1 inci sahifede) Amerikan hükumet adamlarının nutuklarıdır. Bu teminat zayıftır ve İngiliz So\jTet gizli aniaşmaları hakkından Cripps'in sözlerile şüpheye düşenleri tatmin edemez. Hoare. her memlekete yiyecek verileceğinden ve anarşinin önüne geçmek üzere garniaonlar kurulacağından bahsetti. Bu sahada Avrupa ve Asyanın bir çok yerlerinde tecrübeler yaoılınış ve iyi netice almamatnıştır. Bunlardan başka hâdiselerin gelişmesi müttefik zaferi takdirir.de hiç bir şeyin bolşevikliğin önüne geçemiyeceğini gös ; tenvor. ' Kürek mukavemet yanşıru Galatasaray kazandı 9u sporlan ajanlıgı tarafından tertib edilen mevsimin son ktirek mukavemet yanşı dün Beykozla Moda arasında yapıldı. Yanşa, Galatasaray, Fenerbahçe, Bakırköy Halkevi. Demirspor, İzmit KâFakat bu gibi sözler, împaratorlnk gJdsporun dört teklik ekipleri iştirak etti. catırdısını çok yakından sesenlerin âsa Galatasaray. Penerbahçe arasında sıla bına doknnnyor. Yann galib gelirsek Avrupaya mn^ savi mnamele yapahm! , , Tahnd: Hindistan istiklâline kavnşmahdir! (Bag tarafı 1 inci sahifede) Derlerse, bnndan dolayı tngiltere hn* Çetin bir kovalamada denizaltılarımız, kumetlne hiç bir mes'uliyet yüklenmiyecegiai bildikleri halde, bir türlü dflleri bu kafileden olan ve topyekun 29,000 tovarmıyor. Eğer söylerlerse çatırdıyan nilâtoluk 5 ticaret gemİEİni'tahrib etmişİmparatorlngnn daha büyiik gürültüler lerdir. İki İngiliz torpido muhribine torçıkaracagını vehmedlyorlar. Ve onnn piller İsabet etmiştir. Hava şartlarından için: dolayı gemilerin batıp batmadığı tesbit Avmpaya manevî birHk lâzım. Ariz edılememiştir. Böylelikle düşman deniz Pavlas'nn ideali tahakknk etsin! nakliyatı gemi kafiklerine karşı yapılan rMyorlar. muharebelerde en ciddî mağlubiyetlerMaddi menfaatlerini knrtarmak ve den birine uğramıştır. Altı gün içinde çatırdıyı durdunnak için bn sözlerin fay düşman her türlü harb malzemesi taşıyan dası olacatma acaba kendileri de ina 38 ticaret gemisi kaybetmiştir Bunlaruı nıyorlar mı? içinde sarnıc gemileri de vardı. Batınlan gemilerin topyekun tonilâtosu 262,000 NADİR NADÎ dirDiğer taraftan düşman 6 harb gemisi kaybetmiştir. Bu gemi kafilesinin döküntülerinden geri kaçanlar içinde kısmen ciddî surette hasara uğnyan gemiler vardır. İstanbul Adll dokPortekiz sahillermde batınlan torlanndan Doktor Inçiliz vapuru Hikmet Tümer, Adli Tıb İşleri umum mu Lizbon 20 (a.a) Cumartesi sabahı dürlüğü Morg mübır Alman denizaltısı Espichel burnu adür muavinlığine çığmda bir İngiliz vapurunu torpille tayin oltınmuşur. miştir. Vapurun 45 kişilik mürertebaKeyfiyet, Adliye Vetından 27 si Portekiz balıkçı gemisi takâletince İstanbul rafından kurtarılarak Setubal'a getiriliumhuriyet Müdmiştir. deiumumüiğine bıluirilmiştir. Hıknıet İngilterede iaşe zorlukları Tümer. yeni işine Londra 20 (a.a.) İaşe Nezareti,'debaşlıyacaJîtır. Dr. Hikmet Tümer Dr. Hikmet Tümer, on sekiz seneden niz taşıtlanndan ve dövızlerinden tasarberi adlî hek'mlık sahasında fasılaaz rufta bulunmak için İngiliz milletinin çalışmaktadır. Stajım Morg işlerinde fazla miktarda patates ve az miktarda gören kıymetli doktor. üç sene Anado ekmek yemegi ögrenmesı lazım gelmekluda, on beş senedir de evvelâ Üsküdar, te oldufunu bildirmektedir. Bu maksadla sonra İstanbul adlî hekimliklerinde bu alınan ilk tedbirler neticesinde, ekmek lunmuş:ur. Esaslı ihtisas edinmiş, faal fiatınrn yükselmesi ve patates fiatının bir adli hekimimiz olan Dr. Hikmet Tü düşmesi olmuştur. merden yeni tayin olundugu işte. şimdiye kadar olduğu gibi tam bir istifade teniin edıleceği, şüphesizdir. Buz Denizinde şiddetli bir muharebeden scnra Münih'e ağır bir hava akını yapıldı Morg Müdur muavinliği (Baştaran l i n d sahifede) nöıe taarruz etmiş ve geniş yangınlar çıkarmışür. Başka bir bomba teşkili de Sar vadisindeki smaî merkezlere akın etmiştir. Av uçaklanmız işgal altmdaki arazi üzerinde taarruz devriyeleri yapmış. hir lokomotife ve bazı marşandiz trenlerine hücum etmiştir. Sahil servisiB. Felek ne mensub uçaklanmız Holanda sahiîi açıklannda düşman gemilerine hücum Satılık taksi etmiştir. Bu hareketlerden 10 bomba u1939 modeli Opel Kaplten markalî çağrmız dönmemiştir. işler vaziyette İstarfbul taksisi ehven flatla satılıktrr. Taliblerin her gün 12 üa Düfürülen Alman tayyareleri 14 arasmda Çemberlitaşta 27 numaraü Londra 20 (a a.) Tebliğ: Dün gece Beyazgül berber dükkâmnda Eınln Aj|* yansından evvel bir kaç tayyare İngil dm'a müracaatlen. jj| terenin şimal doğusunda bazı yerlere bombalar atmışlardır. Bir miktar hasar BAŞİD RIZA TİYATROSU vardn. Birkaç kişi telef olmuştur. Halide Pişkin beraber . \ İki düşman uçağı tahrib edilmiştir. Harbiyede Belvü bahçesîinin alaturkâî kısmlnda bu gece saat 21.30 da BİR AŞIK LÂZIM Vodvil 3 perde ^ (Baştarafı 1 fncî sahifede) yıldönümünü kutlamaktadır. Bu münaBevaz perderön ilâhl yddızi sebetle kilisede yapılan iki ayinde Cumhur Reisi île hükumet erkânı ve bütün Şili yüksek memurlan hanr bulunmuşlardır. Bundan sonra hükumet reisinin 5nünde yapılan büyük geçid resmine 10 bin asker, 200 tank ve 50 tayyare iştirak etnefis bir komedide sizi kahkamiştir. Geçide bir dostluk ve tesanüd ehalarla giildürecekler. seri olmak üzere hususî surette gönderihniş olan Arjantin zabit namzedleri de iştirak etmişlerdir. Halk. Arjantinli namzedleri hararetle alkışlamıştır. Şenlikler halkın coşkun tezahürleri arasında deT A K INDA vam etmektedir. Brezüya JOAN BENÜEH JOHN HÜBBARD flDOLPHE MEÜJOU ZORLA KAHRAMAN Denizlide bir iplik fabrikası kuruluyor Denizli 20 (aa.) Bir milyon lira sermaye ile bir iplik fabrikası kurulmasına karar verilmiş ve kayıd muamelesine başlanmıştır. Fabrika, bu havalinin iplik ihtiyacını karşılıyacaktır SOZ SOYLEMEK Ve İş Başartnak San9ati her halde küçük Trianon köşkünden mülhem ohnuş bulunsa gerektir. Ancak, üzerinde o kadar fazla süs v^ ılâve vardır ki, bu benzerliği unutturur; ayni zamanda, penceresi ve camlı kapısı o kadar çoktur ki, insan, temel duvarlarmm nerede bulunduğunu tayin edemez. Mark Romney, bu binayı kendine tahsis etmiştir. İçeri girerken, evini, gamh bakışlarile. mutlaka, beğenerek gbzden geçirir. Yaşadığı aile faciası,yaradılışta esasen ciddî olan ve gerek, sürdüğü hayli monden hayat tarzı ile, gerek, bir apartımanın dahilî tertibatı içindeki aile hayatından ziyade cemij'etin zevklerıle meşgul bir san'atın inceliklerile ötedenberi tezad arzeden mizacını ve simasını, hissedilir derecede değiştirmemiştir. O gün, sıcak bir temtnuz günü, durup, evine daha dikkatle baktı. Dünyanın en güzel tablosu karşısındaydı. Batmağa başbyan güneş, vülânm fazla çiy, fazla yeni beyaz renklerini öyle keskin bir ışıkla yalıyordu ki, bu renkler, aydınlığın alünda, pembe gözüküyordu. Merdivenin önündeki ufacık tarh, ateş abçiçeklerle öyle süslüydü ki, bir yıldönümünü kutlamak için hediye edilmiş bir demete benziyordıu. Bu demetin sahibi, birinci kat balkonlarından birinde, MELEK'te| Doçent Dr. Necmeddiıt Polvan ASABİYE MÜTEHASSISI Hastalarmı Beyoğlu İstiklâl cad1desi Haşet Kitabevi üstünde daire 1 deki muayenehanesinde kabul eder. Telefon: 43955. ucunda güneş pırıltdan oynaşan küç cük parmaklannı kımıldatarak gülen ve haykıran, kıvırcık altm sansı saçlı bif küçük kızdı. Bonjur, baba! Bir evin balkonunda, Kenaı evmm, x«(* lih eseri olarak yaptırmak ve kendi zevn kine göre tertibatmı tamamlayıp yuva haline koymak imkânı bulunmuş bir e i vin balkonunda oynıyan çocuktaa daha canh, daha tatlı, daha sü« kunet verici hangi manzara var< dır ki bütün bir günlük çalışmanın yorgunluğunu giderebilsin ve yaraücılıîc zevkini hulâsa ettiği için ondan daha he^ yecan verici olsun? Bu manzarayl ta< mamlamak için. pencerenin loşluğunda, biraz geride, bir genc kadın hayali ek« sikti. Gerçi, bir baş gözüktü; fakat bn, ihtiyar dadıdan başka kimse değildi. Çocuğun bu seviır.li selâmma, Marfc Romney, gülümseTneden, ehle mukabele etti. Ötedenberi, fazla sokulgan bir adam değildi. Bununla beraber, küçük Jüliyef in sadece yüzünü görmekle, bir damla «uvun muvakkaten harareti kesmesi gibi, yorgunluğunu dinlendirebiliyordu. Kızının yanına gitmek İçin hızh hızlı merdivenden çıkarken, oda uşağı onu durdurdu ve o gün gelen mektublan verirken: (Arkası Bütün dünyanln en meşhur eseri olan ve milyonlarca basllan bu kitab (Dost Kazanmak) muharriri Karneaie'den ÖMEH RIZA DOGRUL'un nefis kalemile tercüme edilmiş ve üçüncü basımı çikmıştlr. Nefis cildli 150 kuruştur. AHMED HALİD KİTABF\İ Geçen ya.z, bir akşam. Savua'da bir Yaksanıza! vadiye iniyordum. Karnım açtı; yorgun Eve çok geç dö'nüyorum. dum. Sığınacak bir yer arıyoT, acele Kadımnız yok mu sizin? edıyordum. Gözüme bır dam. ı(i|ti. Se Eskiden vardı, şimdı yok. vindim. Koştum, kapıyı •vurdum. Bir Öldü mü? erkek açtı. Üzerinde, mühmel hali se Hayır. faletten değıZ. kendinden gcçmış ol Bu «ka^'tr», muhavereyi kesiyordu.Bır mas\ndan; felâketi, isüyerek, kabul e sükuttan sonra, adam kalktı: derek, âdeta anyarak benimserr.esinden Daha aşağıda sahıci evler var; oileri gelenlere mahsus melâl tordı. Es rada daha rahat edersiniz, d'yerek beni vabları yıpranmış değildi, fakat üstün selâmetledi. den döküUiyoTdu; ve her halde ne ftrça Yürüdüm. Daha aşağıda, gerçek, sayüzü görmüştü, ne tarnir. Sakalı kar man örtülü bir dam, adamın dedıği gibi, değildiO zaman anladtm ki, tepesinde dumakarışık ve pisti. Yalnız, yütünde sahid bir dam gördüm. Tepe3İnden, man tütmiyen ev, eu değildir, ve her huşunet yoktu. ince bir mavi dunıan çıkıyordu. Girdiyn. tüten ocak, bir ailelir. Ga.mli gözleri ba.ua düşmanca değil. Içeride bir yığın insan buldum. Karı I l&kayd bir nazarla baktı. Yorgun ol koca ve çocukları, parlak bir ateşin etPariste, Bulonya ormanının eteğindeduğumu söyledim. Tam da o sırada, rafına toplanrmşlardı; alevler, demir ki Hanri Marten caddesile birleşen topal bir masanın üstünde, yemeği dıı çengele takıh bir tercerenin. dıbini yaFrankvil caddesi, Parisin süslerinden ruyordu. Gayet sade, ekmditen ve keçi lıyordu Eski Savua âdetince, beni hebiri olan Müet parkının içinden geçer. peynirinden ibaret, soğuk bir yemek. men yemeğe davet ettıler. ÇocukLırın Bu park, ufaltılmış olmakla beraoer. BeTise. kiillü ateş üstünde iyice dem kahkahtılan beni neş'elendirdi; daha bugün bile, Mari Antuvanet tarafından lenmiş. sıcak bir çorba umvyordum! yukarıda oturan o münzevinin kim olçizümiş olan Ranelagh bahçelerine rakib Takat ateş yoktu Adam. olan bifen ı/i duğunu sordum. Karısının bir kaçakçı tarhlarile; nihayeücde, Kralın eski av yeceğini baTia ikram etti, ile beraber gittiğini söylediler. Kadın, köşkü gözüken derin, ağaclıklı yollarile; Burada hiç bir şey yoktur, dedi; günün btrinde dönüp gelmiş; fakat a Şantiyi'nin veya Versay'ın bir minyaet değil, burası. dam, cmu bir daha kabul etmeiriiş. Bu türü gibidir. Frankvil caddesi, demir Ben de ayni fikvrdeydim. Lâkin, ev nun üzerine, kadın da memleketine parmakhklı ve sarmaşıklı yeni duvar dönmils. Artık kendisinden bir daha sahibine karşı nezaketen, itiraz ettim. boyunca uzanıp gittği için, yalnız bir haber alıvamamı$. Neniz ekrfk ki? > tarafında. o da boydanboya olmamak Nemmi eksik? Ate$; daha ne o Memleketine mi? şartile evler vardır;sulan yatak içine alacakl , Evet, İtalyaya. Buralı bir kadın lınmamış bir nehiı gibi, gurada burada, Kar İxleri Örttü Çeviren: Yazan: Henri Bordcaux 1 Hamdi Varoğîu fak eb"adlarda ilâvelerle genişlik zehabı vermeği; Şipendal'dan ve Adamstan taklid edilmiş, açık renk tahtadan İngiliz malı eşya ile döşenebilecek hale getirmeği; hulâsa, sertlikten veya kabalıktan nefret eden, ve hisleri zedeliyen şeyler kadar insanı eve bağlamak istiyen şeylerden de tiksinen kimselerin hoşlanacağı şekle sokmağı bilir. Bir tarihçinin «son demlerinin zarafetlerini. solmakta olan güllerin kokusu içine sanp sarmalıyordu» dediği ıhtilâlin, o hissiz arifesine bizi yaklaştıran garib bir imtizac! İçine girenin, ben keşfettim sanacağı kadar her zaman ıssız Frankvü sokağmda dolasan bir kimsenin, önünde bir küçük bahçe bulunan, içerlek, iki katlı bir ev, mutlaka nazan dikkatini celbeder. Bina heyeti umumiyesinin düzgün ve temiz hatlan, taraça seklindeki dam, boş sahalan. arsalan işgal etmiş hissini verir. Eski devirdeki güzelliğin birer bakiyesi olan ağadar, buralarda, ölüme mahkum, son defa güneşlenmektedirler. Caddenin kenaruıda, çoğu henüz yapılmış olan bu evlerin cephesinde, mimar Mark Romney imzası göi"u!ür. Yapıcılık san'atı, zamanın aheste aheste işliyen tesirinden kurtulup kendinden başka hiç bır nufuz altında kalmadığını, moda icabı, iddia etmek yüzünden, yeni buluşlardan mahrum kalarak. acaiblikler içine düşmek tehlıkesile mazideki şekillere dönünce, Mark Romney, bu rc'ati maharetle kullananlar arasında kendisine şöhret temin etmiştir. Çok şirin bir tezyinî üslub olan Onaitencı Lüi üslubunu, asri icablarla kanştırmağı; ou, parmaklıklarla ve çıkıntılarla EÜslerneği; açmağı, havalandırmağı; u

Bu sayıdan diğer sayfalar: