9 Nisan 1945 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

9 Nisan 1945 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Nisan 1945 CUMHURİYET tagüterede sulh hazıriıkları ngiltere, sulhn karşılamak için aldığı tedbirleri günden güne ileri götürüyor ve bir taraftan yeni genel secira için hazırlandığı gibi diğer taraftan da askeri kuvvetlerinl terhis için hazırlık yapmaktadır. Genel seçimin yapılması, harbin bitmesine bağlıdır. Fakat harbin bitmesinden niaksad bütün harbin değil, yalnıı Avrupa harbinin son bulmasıd;r. Çünkü Japon harbinin devamı lngilterede mnomî seçimin yenilenmesine engel olmıyacaktır. Ingiliz siyasî liderleri, hafta sonlarmda söyledikleri nutuklarla seçim savaşını şimdiden hararetlendirdikleri göze çarptığma göre, acaba İngilterede harbin çok yakında bitmesi ve genel seçimin yaksnda yapılması mı beklenlyor? Bu nokta üzerinde iki kanaatle karşılaşmaktayız. Birincisi yeni seçimin haziran aymda yapılması ihtimalinl 1leri sürmekte ve harbin gelecek hazirandan önce bitmesini tahmin etmektedir. Ikincisi harbin geletrek sonbaharda biteceğini sanıyor re yeni seçimin teşrinlerde yapüabilere|ini iddia ediyor. Bu iki kanaatten birincisînin eerçekleşrresl kuvvetle umulduğu için taraflar şimdiden kendilerini belirtmek yolunu tu'.muş ve davalannı halka anlatmağı baMamışlardır. Şayed, harb sonbahara kadar uzarsa savaşın neticesi de cna göre gecikecek, fakat arada vuku bulacak hâdiseler değişmiyecektir. Harbin son bulduğu ilân edllir edflmez bugün elbirliği yapmakta olan Ingiliz part ileri aynldıklarını ilân edecekler ve Mr. ChurchiH'i işbaşında burakacaklar, o da partisinin Avam Kamarasmda haiz oMuğu üçte iki nisbetindekJ çflkluğa dayanarak yeni blr hükumet knracaktır. Gerçi Mr. Churchill, muhafazakârlann yalnız başlanna kaldıklan sırada da muhteüf partüere mensub değer li şahsiyetlerden istifade edereğinl söylemişti. Fakat rnuhalif partilcre mensub en bellibaşlı liderlerin kendisinden ayrüacakları şimdiden göze çarpmaktadır. Bn ayrılmanm vukuu üzerine seçim savaşı başl:yacak ve partiler namzedlerini ilân rferek çoklngn kazanmak için çalışacaklarıhr. Avam Kamarasının 640 üyesi bulunduğn ve muhafazakârlarla, işçileıin ve liberallerin çokluk kazanmak için rğraşacaklan gözönüne getirilirse 20C0 kadar namzedin savaşa İ5tirak edeceklcri anlaşılır. Bunlann bir çokları, harb yıllan boynnca elbirligi yapan kimseler olacaklar ve davalannı kazanmak için bütün gayretlerile savaşacaklardır. Königsberg'deki Alman gamlzomı Baştarafı 1 inci sahifede yer ve 5000 âen fazla esir almışlardır. Târk Sovyet Müîtefikler Hanover lM Başmakahden devam girilmeden önce, usulüne nygun olarak ve yeni şartlara elverişli bir yenisini imzalaraak isteğile kaldıracağını bildirmiştir. 1925 yıhna kıyasla dünya şartları şüphesiz çok değişmiştir. Yeni dünya şartlannın gerektirdiği prensipler üzerinde iki devlet münasebetlerini, eşit haklara ve müşterek menfaatlero dayanarak yürütebilecek her yeni fikri, Türk Sovyet dostluğn uğrunda harcanması iyi niyetli bir gayret olarak karşılarız. Milletler arasmda dostluk kuran, o dostluğa hayat ve istikamet veren şey, imzalı tasdikli anlaşmalar ve paktlar değil, milletlerin karfilıkh menfaatlerinden doğan birlik duygular ve düşüncclerdir. Muahede ve paktlar o duyguların kalıbı, o düşüncelerin çerçcvesinden başka nedir? 1925 Türk Sovyet anlaşması, yirmi yıl boyunca iki millct hesabına bu kadar başarüı hizmetler gördüyse, bu herşeyden önce, anlaşmanın satırları arasında canlı duran ülkücü zihniyetin kuvvetinden ileri geliyordu. O ülkücü zihniyet her iki tarafta da kuvvetinden kaybetmediği müddetçe, Türk Sovyet dostluğunu, yeni dünya şartlarına uygun bir çerçeve Içinde eskisi kadar taze ve canlı olaıakyaşatmak güç olmıyacaktır. îHfi yarıtıı IIBI şehrine girdiler fı I tnci sahifede rakkiler kaydetmişlerdir. Dokuruncu ordu kıtaları HannoverHildesheim yolunu keserek Hannover şosesinin 14 kilometre güney doğusuna varmışlardır. Bcylece bu şshir İngiliz ve Amerikan kıtaları tarafmdan yarı yarıya çevrilmiş bulunmaktadır. Birinci ordu kıtaları Kossel'in kuzeyinde bir çok noktalarda VVeser'i aşıp bu şehrin takriben on kilometre ötesinde ilerlemeğe muvaffak olmuşlardır. Bu harekât sahasınm takriben yüz kilometre gerisinde dokuzuncu ve birinci ordulara bağlı kıtalar Ruhr cebini daraltmakta devam ediyorlar. Şiddetle savaşan düşman büjiik kayıblara uğramaktadır. General Patton'un zırhlı kui^'etleri Mülhausen'in kuzeyinde oldufu gibi Erfurt'un batısmda da şiddetli bir mukavemetle karşılaşmaktadırlar. ^rfıırt bölgesinde dün zırhlı kuvvetler arasmda oldukça şiddetli çarpışmalar olrrıuştur. Düşman 60 tank kaybetmiştir. Yedinci Amerikan ordusu kıtaları, Bavyera Alpleri mevziini muhafaza eden Tunanm yukarı kısramdan 70 kilometrelik mesafede bulunmaitadıılar. Ameriîcan Radyosu 8 .(B.Y.U.M.) Bugün Beyaz Saraydan bildirildişine göre, Cumhur Başkanı Roos«v3İt, General Eisenhov.'er'den 31 mart 1945 tarihli şu mektubu aîmıştır: «Bstı cephesinde savaş inkişaf ettikçe, bu cephedaki Aiman kuvv^tlerinin hiç bir zaman tamamen teslim olmamaları ihtünali artmaktadır. Şimdiye kadar edindiğimiz tecrübelere gcre, bir askerî birlik bozguna uğratıldığı zaman bu birliğin bakayası tamamen çevriiinciye kadar, savaşa devam etmsktedır. Bu böyle giderse, Alman mukavemetinin kat'î bir şekilde çökmesi vcya Alman ordularınm teslim oiması beklcaemez,. Bu takdirde zafer gününü ilân etmek için Almanyanın teslim olmnsmı bekliyemiyeceğiz. Bu fikri daha açık olarak izah etmek için denebüir ki Alman ordusu vs cıihassa paraşütçü, zırhlı ve S. S. kıtaları bakayasmın bulunduğu bölgekr ancak tehdid veya zor kullanılarak zaptedi'.eceklerdir. O zaraan da bir nevi çete harbi başlamış olacaktır. Bunu bastır ı mak için de pek çok sskere ihtiyac gö | rülecektir. Tabiidir ki Alman hükumeti, veya siyasî kontrolu ele geçirecek olan herhangi bir grup, bütün millet adjıa teslim olursa o zaman harb meydanmda kalan silâhlı birlikler, benim fikrimce hsydud ve soygur.cu smıfma gireceklerdir. Hitler güruhunun elinde an küçük bir siyasî lcudret bulundukça yalnız Almanyanın her tarafmda değil, fakat ayni zamanda Almanyayı çe\Teliyen bölgelerde rreselâ hâlâ nazilerin da elinde bulunan Fransa, Holanda ve Kbrveç topraklarmda da mukjvemete devam edilmesi için çalışılacağı kanaatindeyim. Yukarıda bahsetriğim ihtimali gözönünde tutmak ve ona göre hazırlanmak lâzımdır.> Gene meselesi B D Scvyet Moskova 8 (B.Y.U.M.) Sovyet hükumeti bu akşam Avusturya hakkıuda aşağıdaki deklerasyonu neşretmiştir: «Sovyet orduları mağlub Alman faşist ordularını takib ederek Avusturya topraklarma girmiş bulunuyor. Avusturya halkı, Alman halkından farklı olarak, yerlerini terketmiyor ve Sovyat ordularını sevincle karşılıyorlar. Sovyet hükumeti, Avusturya topraklarında gö'zii olmadığını, sosyal nizamı değiştirmek gayesi gütmediğini ve Avusturya istiklâlini tanıyacağına dair Moskva deklerasyonu esaslarına riayet edeceğini haUrlatır. Sovyet hükumeti ve Sovyet başkomutanlığı Avusturyada harekâtta bulunan Sovyet orduları komutanlığma bu hususta lâzım gelen emirleri vermiş bulunuyor.> hükumeti bir deklârasyon neşretti Mareşal Tolbukin'in Vîyana halkına hitabı Moskova 8 (R.) Sovyet Hariciye Halk Komiserliğine bağlı infornasyon bürdsu, bugün üçüncü Ukrayna ordusu komutam Mareşal Tolbukin tarafmdan Viyana halkına hiteben neşredilen aşağıdaki demeci yaynnştır: «Vlyanalılar, Kızılordu mağlub Alman faşist ordularını takib ederek Viyana topraklarma ayak basmiş bulunuyor. Ktalordıı, Avusturyayı llhak etmek emelile değil, Alman ordularını mağlub ederek Avusturyayı kurtarmak emelile gelmiştir. Kızılordu 1938 yıhna kadar olan esaslara, yani Almanlann Avusturyayı işgallerine tekaddüm eden statükoya riayet edecektir. Kialordu. Avusturya halkile değil, Alman orduslle mücadele etmektedir. Kıalordunun Nasyonal Sosyalist par•»ınııniHümıllltlffllülllllHÜHI tlsine mensub bütün azalan öldürdüğü hakkmdakl Alman habelerl yalandır. Parti îe&hedilecek, fakat filî bir mukavemet göstermedikleri takdirde partinin sıra azalarma dokunulmlyacaktır. Kızılordu kısmen Viyanaya glrmişttr. Almanlar Viyanayı da harb sahası yapmak ve Budapeştenin aklbetine ugratmak istij'orlar. Avusturj'a hükumet meriezinin tarihî abidelerlrü kommak amacile Viyana halkından şunlan lstlyorum: 1 Şehri sevenler, şeh^rden çıkmamahdırlar. Şehri terkedenlerl Almanlar imha ediyorlar. 2 Aünanlara şehri mayınlâmak ve binalan tahklm etmek imkânıru vermeyiniz. 3 Almanlarm şehri müdafaa etmelerine, yiyecek vesaire kaçırnıalaorna karşa mücadele ediniz. Viyana hemşerileri! Avusturyanın tarihî başkenti Viyana şehrinln kurtuluşuna yardım ediniz.» Almanlarm merak ettiği şey... Paris 8 (a.a.) Alman radyosumın yommcusu Walter Von Platon, Rusîarın Berline karşı henüz taarruza geçmemeslnin Almanyada hayll merak uyandırdığını bildirmesi ve Koniev 2tuvvetlerinin büyük kısmı Süezyada Bunzlau bölgesinde tahşid edildiğini bildirmiş ve demiştir ki: « Öyle görünüyor ki Ruslar, bilhassa Bohemya ve Mora\ja'da harakâtta buîunmak ve Prag 1 ! sür'atle muhasara etrr.ek niyeündedirler.> Moskova 8 (a.a.) Haber ^lmdığına göre, Viyananın askerî komutanı S. S. generali Dietrioh öldürülmüştür. Nazi generali, Viyana mukavemeti hakkmda bir söylev vermek üzere radyo binasma gittiği sırada yakın mesafeden beş kurşun yemiştir. General Eisenhower'in Roosevelt'e mektubu Almanlar Bavyera dağlarma çekiliyorlar Londra 8 (a.a.) Nazi .liderleri, son bir mukavemet çöstermek amacHe. seçkin kıtalarını B a ^ e r a dağlarma çekmeğe başlamıçlardır. On gündenberidir ki, Saksonyadan geçen ve Bavyeraya varan yollar, güneye doğru yol alan taşıtlarla kapanmış bulunuyor. Dün, Müttefik hava kuvvetleri, uzun düşman askeri kaülelerişe karşı şiddetli hücumlarda bulunmuştur. Binden fazla boır.ba uçağı, dün, Bavyeraya götürsa münakale yolları üzerine bomba atmıştır. Almanlarm bu harekâta verdiği ehemmiyet şundan da bellidir ki, Alman hava kuvvetleri, Müttefik bomba uçaklarına mâni olmak teşebbüsile, geçen haftakilerden daha çok miktarda havalanmışlardır. NADİR NADİ General Dietrich öldürüldii mü? İngiltere memleketimize lisanssız olarak mal gönderecek Londra 8 (a.a.) Ticaret Bakanlığı, ihracat lisanslan hakkında yeni bir sistemden bahsetmektedir. Bu yeni sistemia neticesi olarak Türkiye, ancak hus\ısî bir müsaadename ile ihracatta bulunabilecek memleketler listesinden çıkarümıştır. Arük bazı eşya, İngütereden Türkiyeye ihracat lisansuıa hacet kalma;'.ra gönderilebilecektir. Seçim savaşında bahis mevzuu olacak en miihim mescle, harbin tahribatını biran evvel telâfi etmek, yanan, yıkılan evleri yeniden kurmak, harbden dönen bütün askerlere iş bulup yerleştirmek, elhasıl harb yükünden biran evvel kurtulmak için tatbik olunacak en isabetli programdır. Meselâ Mr. Churchill. harb ramanında tatbik olunan tahdidatın azar azar kaldırılmasma taraftar görünüyor ve ancak bn sayede muvazenenin muhafaza edilebileceğini sanıyor. Buna mukabil işçi partisi, bütün bu tahdidattn heraen kaldırılmasma taraftardır. Sanayii idare etmek rneselesi de büyük bir mesele teşkil etmektedir. Çünkü Ingilizler içinde sanayiin harbden önceği hali üzere kalmasına taraftar olanlar bulunduğu gibi bunlann devlet kontrolu altına alınmasına taıaftar olanlar da vardır. Mesken siyaseti de, iş siyaseti de buna benzer avnlıklara sebeb olmaktadır. Elhasıl savaş bir hayli çetin olacak ve her parti kendi programını halka arzederek çokluk kazanmak için çalışacaktır. Seçimi kimin kazanacağını taîımin etmek doğru olmasa gerektir. Çünkü söz, îngiltere halkınmdır ve Ingiltere halkı işine en çok yarıyan elemanlara reyini verecektir. Fakat bu sulh hazırlığı AvTupanm harbden kurtulacağı sıranın çok yaklaşmış olduğıına delâlet ettiği için ayrı bir değeri haizdir. ömer Rıza DOĞRU1, Sabuncakis tevkif edildi Ankara 8 (Telefonla) Üç çam fidaıum bir müşteriye satmamaktan s\ıçlu olarak Millî Korunma mahkeraesine verilen çiçekçi Yorgi Salrancakis tevkif edilmiştir. Sabuncakis, çam fidanmı Nafıaya ve Belediyeye sattığından müşteriye bu sebeble vermediğini söylemiştir. Keyfiyet, surulacaktrr. Yaldızlardan ayırdığım kestaneleri ağzına kadar uzatıyor, dişlerile ikiye taksim ettiklerinin mütebakisini de ben yiyordum. Çenesinin ne hoş bir kıvrımı vardı. Kirpikleri nekadar uzundu. Üzgün yüzünde, pek sevdiğira gamzelerini göreraiyordum ama; altımızdaki deniz gibi şeffaf ve derin gözlerinin nokta nokta pırıltıları "sne, birer kıvılcım halinde uçuşup kalbime yapıçtıkça kalbimi yakıyordu. Şüursuz bir egoistlikten mütsvellid yersiz bir tahakküm karşısmda sinip bile bile istikbalimi karartmıyacağım Lem'i Bay. Esrken, gelincik çiçekleri f^ibi yanakları kızarıverrrncti. Çehresi'.ıin keskinleten hatları, azmini sonuna kadar müdafsa edeceğini ve bu uğurda her şeyi açıkça orta.va dökmekten çekinmiyeceğini gösteriyordut Siz, annem ve ben... Evet, hayTet etmeyin; babama karşı üçlü bir cephe alarağız. Bu itibarla sizlere her şeyi açıkça söylemeğe mecburum. Yani annîTT., tünelde tanıçtığım değerü gencle aylardır seviştijimizi, benirn'.e evlenmeâe müheyya bulunduğımu" bilecek ve siz de ana, k m dilhun edenbir hale busünden agâh o'acaksmız. Ba'.uşları kucağ:,da. mahcufciyet.ten ezile büzüîe anlatırken dudaklan titıiyordu: Babamın daima işi başmda bulunması neticesi olmnhdır ki, macpıaîatı arkadan arkaya anremin kulağma geliyordu. Yavrularır.ırı periçan olmamasını düşünerek bihün enerjisini sarfeden zavallı annem, bir şsy duymrmış gibi görünmeğe cshşıyor, yalnız be Baştarajı 1 inci sahifede den Rus Japon harbl kahramanların Bojıaraft 1 inci sahifede dandır.» Bundan başka, üç milyon kâğıd mark, Isvestia'nın yeni bir makalesi iki milyon Amerikan doları, yüz milyon Moskova 8 (a.a.) İz\re5tia gazetesl, frank, 110 bin sterling ve daha az miktarda Türk, İspanyol, portekiz ve Nor «Rus Japon tarafsızlık paktmm feshi» başhklı başmakalesinde şöyle diyor: veç paraları da bulunmuştur. «Büjiik sosyalist ihtllâll ve So\yet Gneisenau batırıldı devletinin teşekkü'.ündenberl, 20 yıldan Londra 8 (a.a.) Daily e^press mufazla bir zaman boyunca bu münasebethabiri yazıyor: Alman nvjharebe kruvazörü Gnleise ler hiç de tatmln edici olmıyan bir manau mürettebatı tarafmdan batırılmış hlj'et arzediyordu. Japonyanm 1918/22 de Uzakşark lştır ve geriye kalan Alman açık deniz lerine müdahale ederek Vladivostok'a donanması, şimdi, Müttefik hava icuvvetlerinin doğrudan doğruya tehdidi al çıkarma yapması ve Sakhaline kuzeylnln Iş^ali, vaki olan blr çok hudud ihtmda bulunmaktadır. tilâflan ve nihayet 1938 39 da KhusAlman, Norveç, Danimarka kara susıra gölü kıyısında ve Khalkin nehri ülarmda dağılmış bulunan diğer Alman zerinde vuku bulan tarlht hâdiseler, buaçık deniz donanmasına bağlı kruvazornun gibi daha nlce olaylar, Japon hüler, Gneisenau'nun ve Tirpitz'in âkıbekumet maMillerlnln, uzun yıllar sovyettile tehdid edilmektedir. Dün akşam biller Birliğine karşı, iki devlet arasmda dirildiğine göre, bu gemilerden ikisi müteaddid defalar vahlm ihtilâflara yol ciddî surette hasara uğramıştır. Bunaçan bir tecavüz polltikası takib ettiğilardan Köln doğrudan doğruya tki isane şahadet eder.» bet aldığı için, Wilhelmchaven limanmm derinlerinde son uykusuna yatmış göMoskovadaki intıbalar züküyor. Londra 8 (a.a.) Daily Espress'ln Moskova muhabiri telgrfla bildiriyor: M. Molotof'un, Japonyanm Moskova Prim verilecek dövizler elçisi M. sato'ya iki memlekst arasmdaAnkara 8 (Telefonla) Dolar ve ki taraîsızlık paktını feshettiği hakkında sterline tatbik edilen prim usulünün al Japon elçisine yaptığı deklarosyon, şimtma serbestçe tahvill kabil dlger döviz di Avrupa harbi son saf'nasma vardığma lere de teşmili kararlaşmıstır. Ticaret göre, Ruslann U2akdoğu meselelerine Bakanlığımn bu husustaki tebliğauna ka'rşı gittikçe artan alâkalannı göstergöre ,4 nisandan itibaren yapılacak ti mektedir. Bu karardan ev\el, bazı Jacarf hizmetlerle sair tlcari muanıeleler ponların, paktın devam edeceği ümldile, karşıiıgında getirilecek serbest döviz Ruslara baza. tekliflerde bazı tavizler de lere de yüzde 40 prim verilecek, ayni lş dahil bulunmuş olduklannı sanıyorum. ler İçin ödenecek olanlardan yüzde 48 Her ne kadar japonlar, son z&manlarda, prim aluıacaktır. Bu dövizler hangt Ruslara karşı pek belll sebeblerden ömemleketten gelirse gelsin ayni esaslara türü yumuşak ve uzla^ır görünmüşlerse göre muamele yapılacaktır. de, Ruslar, Japonlarm harbin başlangıc:nda müteaddid tahrik edici ve hakaV2 lerin esran retâmlz hareketlerini unutmamışlardır. Londra 8 (a.a.) Ruhr havzasınm Japon yiiksek kumandasında kuzey doğusunda, Paderborn yakınmda değişiklikler V2 süahlarile ytMu bir tren ele geçlrilYeni Delhi 8 (a.a.) Resml bir Jamiştlr. pon tebliğinde bildirildiğine göre, Kciso V2 ler, büyük yakıt depolarile tamam kabinesinde Harbiye Bakanı olan Mabir vaziyette bulunuyorlardı. Yalnız inreşal Sugigama ve ordu müfettişl Mafilâk maddelerl noksandı. Zira bunlaı reşal Hata, Japon ordulan başkomutanbombaya ancak atüdıgı zaman konmaklıklanna tayin oiunmuşlardır. tadır. 1942 de Birmanyada Japon başkomuBunlann uzunluğu 15 metredir ve artanı olan General Şozokava, hava kuvkalarında muazzam kanadlar vardır. vetleri başkomutanhgına tayin ediîHer V2 nln ön tarafı tahta bölmelerle miştir. 4 kompcrtımana ayrılnııştır. Bu dört kompartıman içinde, blr radyo ve uçuşu Mimar Sinan ihtifali kontrol eden bir alet olmak üzere, müAnkara 8 (Telefonla) Ölümünün teaddid aletler vardır. Maamafih bu kompartımanlarda Müttefik subayları 357 nci yıldönmü münasebetile Koca nm mahiyetinl hâlâ tespit edemedikleri Mimar sinan için yarın Nafıa konferans salonur.da bir ihtifal yapılacaktır. aletler mevcuddur. Alman bankasının altın ihtiyatları ' Japonyada ümidsizlik tngiltaıe Ortaşarka neler gönderebilecek ? Londra 8 (a.a.) İngiliz Ticaret Bakanının yeni demedne göre, aşağıdaki maddeler pazartesinden itibaren hiç bir tahdide uğramaksızın, Ortaşarka ihraç edilecektir. Elektrik lâmbalan, bazı ev eşyası, demirden ve bakırdan rhamul diğer ev eşyası, madenleri parlatmağa yarıyan mayiler, übbl termometreler, kurşun kalemler, tebeşirler. Britanova'nın sanayi işleri muhabirinin işaret ettiğine göre, ihracattaki bu yeni serbesti, Ortaşarka doğru derhal fasılasız bir surette mal akacağı demek değildir. Zira bazı emtia hâlâ kontrol edilmektedir. Diğer bir kısım emtea ise çok miktarda imal edilmemektedir. Stalin Mr». Churchül'i kabul etti Moskova 8 (a.a.) Mareşal Stalin dün, Madam ChurchiH'i kabul etmiştir. Hariciye Komiseri M. Molotof konuşmada hazır bulunuyordu. Petain Isviçreden sığmma hakkı mı istedi? Parls 8 (a.a.) Halen Almanyada bulunan P^taln İs%içre hükumetinden, yaşının ve rr.aluliyetiıün gözönünde tutularak kendisine ve z«vcesine siğınma hakkı verilmesinl istemiştir. Söylendiğine göre, eğer Petain'e bu hak verilecek olursa Fransa, muhakeme edebilmek üzere hudud dışı edilmeslni taleb edecektir. I k r a m i y e l i Ergani Tahvilleri 16 Nisanda ç e k i l i y o r ! Baştaraft 1 inci sahifede hurlyetlerinden İkisi İçin umuııi heyette Sovyetler tarafmdan munzam oylar istenilmes! üzerine ortaya çıkan meseleler, yahud da harbin sonuna yaklaştıkça zarurl olarak bizi saran müşküllerclen her hangl blri dolayıslle San Francisco konferansı hakkında endişeler izhar olunmaktadır. Size şunu temin edebilirim ki, eğer biz hareketimizi bu gibi düşüncelerc istinad edersek, hiç bir dünya konferansı veya teşkilâtı elde edeme>*iz. Bu neviden bir çok yeni meseleler çıkmakta devam edecektir. Gelecek aylar ve yıllar, sulh müşkülâtmı yenmek azm:mizl ve sağduyumuzu devamlı bir imtihandan geçirecektir.^ Polonya meselesinden bahseden Mr. Stettinius, demiştir ki". < Kırım anlaşmasmm yerine getirileceği hakkmdaki inancımı sars?.bilecek hiç bir şey o'mamıştır. Bu anlaşmaya iştirakimiz küçük milletlerin m€sru haklarma riayet hususunda Amerikanın kesin azmini gösterir. Küçük memleketlerin istiklâline ve kendi işlerini kendilerinin halletmek Haklarma dünyada hiç bir mület Amerikanm gösterdiği alâkadan daha büyük bir alâka göstermemiştir. Bütün milletlerle olan münasebetlerimizin esası bu prensiptir. Bu, bizim sulh siyasetimizin esasıdır. Dumbarton Oaks teklifleriıun de esası budur. Bununla beraber, küçük mil'.etlîrin hürriyeti ve istiklâli, ancak büyük milletler sulhu korumak için kuvvstleriri birleştirdikleri takdirde muhafaz3 edilebilir. Bu sulhun esas prensipi ise gene bütün milletlere müsavi hukıık te'.nsil etrnesidir. Gerek küçük gerek büyük memleketlerin yegâne ümidi sulh için teşkilâtlandırılmış bir âlem kurrraktır, öyle bir âlem ki, büyü'i milletlerin sınaî ve askerî kudretleri ancak kanuna uygun olarak ve bütün milletlerin hayrı için kullanılm3hdır.> Saıt Francisco konferansı taribinde nazik bir dönüm noktası teşkil edecektir. Çünkü San Francısco'da toplanacak olan Birleşmiş milletler, nesiller boyunca sulhu idame ettireoek kadar sağlam bir sulh teşkilâtram nizamnamesini hazırlamak emelindedirler. San Francisco konferansile ilgili olarak son gunlerde başgösteren muvaklıat mahiyette siyasî müşkülleri incelememi içinizden bir çoğunun arzu ettiğini biliyorum. Birleşik Amerika hükumeti şu anda bu müşkülleri halletmek için büyük gayretler sarfetmektedir ve maalesef bu hususta ilâve edebileceğim fazla bir şey yoktur. Fakat bu müşkülleri ve harbin sonuna yaklaştıkça karşılaşacağımız muhakkak olan diğer zorlukları yeneceçii mize tam bir iümadım olduğunu da söylemeden geçemiyeoeğim. San Francisco konferansı için plânlarımızı hararetle hazulamaktayız. Bu konferansm gerektiği gibi bir başarı ile neticelenmesine azmetmiş buiunuyoruz. Sizden şunları hatırlamanıza rica edeceğim: 1) Birleşik Amerika, geçen üç yıl içinde bugün karşüaştığından çok daha ciddî müşküller ve tehlikeler atlattruşbr. 2) Harb yıllarındr.ki işbirliğini idame ve takviye etmek, gerek Birleşik A~erikanm gerek diğer müttefik miiletîerin hayati menfaatleri icabıdır. 3) Müşterek davamızın şümulü aramızdaki ihtilâflardan çok daha geniş ve esaslıdır. Bu gerçekleri devamlı olarak hatiTimızda tuttjğumuz takdirde nisbet ve muvazene mefhumunu kaybetmiyeceğiz.> San Francisco 8 (a.a.) Toplanacak konferansm yüzünden iskân vaziyeti oldukça zorlsşmıştır. Dört yıldanberi şehirdeki yerli halkm sayısı 630,000 idi. Fakat, harb sanayi amelesi ve ordu mensubiarile bu rckam gitgide yükselerek 800,000 i bulmuştur. Konferansa iştirak edecek temsilci ve maiyetlerile gazetecilere, şehrin 13 otelinde 340O oda ayırtılrmştır. eytinyağı, pazarın kahramanı olmakta devam ediyor. Dogrusu aşk olsun, ya*ına da, yagcısına öa. ve zevzekliği bırakalım da «maddeyv ye g"ire!irn. Efendim, İstanbuida zeytinyagı kıttır. İyi zeytin>ağ da yok gibidir. Şehrin 254 bakkalma arasıra verilen ze5"tinjağlar halkm talebiııe kifayet etraemektedir. Zeytinyağ dağıtan düklıânlarm öaü kalabalık oluyor. Halk zorlukla yat alıyor. Alaauyanlar da çok. Kele aceze. Bu neöen böyle oluyor? Bir kere resmî rakamlara nazaran Istanbulun aylık leytinyaSı sarfiyatı S20 bin kilodur. Bu rakamı biraz daha büyültnıek bizi hakikate dcha ziiade yaklaştınr. Buna nıukabil zeytinyağ mıntakalannöaa Istanbula sevkedüip fcakkallar.v dağıtılan yağın miktarı 210 bin kilodur. Istanbııl nıifusunu SSO bin olarak kabul eder ve herkesin bir kilo zeytinya* almaga kalktıgını diişünürsek ancak dört kişide bir kişiye yag verilebileceğini çabucak buluruz. Piyasa ile teması olanlann ifadesine göre harbden evvel tstanbuldaki zejtiny a | satişı 500 ton kadarnıış; faktt bunun bir kısmı buradan başka yerlere giderraiş Ne olursa olsun. Bugün Istanbola gelen miktar resmî rakamlara nazarun üçte bir eksikiir. Buna mukabil sağyağın pahalılı|^ yüzünden zeytinyağ sarfiyatı da artmışlır. Tevziatın bir kayda tâbi olmaması yüzünden bakkal bakkal dolaşıp haftada on, on beş küo zeytinyağ toplıyau ve bunu kalabalıkta yağ almaktan âciz kimselere pahalıya satan açıkgöılcr de vardır ve bütün bu sebeblerin toplanması da şehirde zeylinyağ sıkıntısı dcğurmuştnr. Muhtelif zümre ve semtlere mensub okuyucular bir noktada ittifak ediyorlar: Böyle bir miioadele ile zeytinyağ almak' kendini bilenler için çok müşkül oîuyor. O halde ne yapmah? Şehir otoriteleri için yag istihsal mıntakalanndan Istanbula fazla miktar yağ göndertmck teşebbüsü pek setnere verü" şey değildir. Çünkü bu mıntakalardaki yağın büyük bir kısruını tüocarlar Anadolanun kontrolsuz mıntakalanna karırmışîardır ve İstanbuida yağ sıkıntısı çekilöikçe yavaş yavaş ve azar azar çehro sevkedip karaborsada satacaklardır. Hele yaz geüp de zeytinyağ sarfiyatı bugünkünün iki misline çıkınca.. Gene rivayet ediyorlar ki üç senfdir bizdcki zeytinyağ rekoltesi iyi değildü, Bu sözün ne dereceye kadar doğru olduğunn bilıniyorum. Çünkü sırası geldikçe resmî ve yan resmî kaynaklar bize zeytinyağ rekoltesi hakkında rakamlar vermektedir. Bu rakamların içinde yalnız geçen seneninki düşüktü. Bu sene için bilhassa Edremid havalisinde mahsulün pek iyi oldnğu söyleniyordu. Şimdi bunun aksine bir rivayete inanmak güç oluyor. Ne ise maksad o değil. Yapılacak şeye bakalım. Bence zeytinyağ işinin tek hal çaresi, bunu vesikay3 bindirmektir. Denecek ki eldeki miktara nazaran nüfus başına ayda 250 gram gibi az bir miktar düşecektir .Olabilir. Bunu pamukyağı Uâvesile veya ayrı vermek suretile iki misline çıkarmaya çalışmalıyız. Bugünkü halile sehirliden beş kişi yağ alıyorsa on beş kişi alamıyor ve o yüıden karaborsa cayır cayır işliyor. Diğer taraftan Yurtın adalarından ithal edileeefi söylenen yağların bir ayak evvel tedarikini sağlamalı ve.^ Yağın maliyet hesabını bir kere daha gözden geçirmeli. Onümüzdeki aylar yaz aylandır. Zeytinyağ çok sarfedilir. Yeni mahsul de ancak aralık ayında çikar. Demek ki daha yedi, sekiz ay eldekini yiyeceğiı. O da şimdi bn kadar kıt olursa agrustosta, eylulde ne halde olur, siz düşünün! îleride daha fazla sıkışmca almadansa, bu tedbirleri şimdiden almak elbette daha faydah olacaktır. \ San Francisco'daki hazırhklar B. FELEK Çaycuma rHususij İlçemtzin 76 kö. yünün muhtar ve Lhtlyar heyeierl kaymakatn HUml Özyılmazın başk&nlığmda toplanmışlardır, Toplantîda Bucak müdürlert de hazır bulunmuşlardır. Yapılan müzakere neticeslnde llçenia bütün lıöylerlnde okul ve öğretmen evlerlnia bu yaz bltirilmesl İçin tedblrler alınmasına ve 2 nisandan İtibaren fa&liyet» geçilmesine karar verilmlştir. Bu yıl llçeya gelecek oian Eeklz enstltü ınezunu öğreu raenden ycdistnln otulları hazırdır. Evle. rinln lkmall için çal^Umaktadır. Toplar.tıda aynca nüîus sayısına hazirlıK olr.tak üzere nümerota] lşlerlne başlaama^ı, köy yo'.lcn ve hamsmlannın yap'.ltnası mv.htarara bildirllmiştlr. Çaycumada köy okulu inşaatı Her bir a m o r t i y e y e n i t a h v i l T a f s 1 1 â t : YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş. 15 Yazan: VEDAD TANCA nimle derdleşip için için eriyjrdu. Ko1 içimde bir yara açmıştı. Yaranm kabuk casının bir apartıman dairesi döşettişi bağlaması için omı bir daha görnrmeni, orada içkili saz â.'emleri yaptığını, mi tavsiye etmişlerdi ve ben de bvnu bazan metres biîe ruttuğunu duyan bir yapmağa çahşmıştım Anlattıklsrı sivri kadın nasü kahrolmaz?.. bir tırnak halinde içimi kazımış, kanatFüsunun teessür ve hicabmı tahfif mış, sızılarımı eskisinden fazla çoğaitetmek için dedim ki: mıştı. Böyle inci gibi bir evlâdm, koz Annenin hareketini takdirle kar yerine oynanabileceğini havsalam almışılamahsın. Sevgisi nefrele inkılâb et yordu. tiği halde çocuklarım düşünerek ne ay Şimdiye kadar işittiğimiz «îeliliknlmağa, ne de öteden beriden duydvğu lerine sükut ettiğimiz kâfi değil mi?.. çirkin hâdiseleri püskürüp kocasile yüz Kalb hastalığı bulunan annemin sükugöz oimsğa kalkışmış. Tilkinin dönüp net içinde huzurla yaşamak, benim de dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânı serbestçe reyimi kullanmak haklarımız değil midir?.. Müsterih ol; bir kaç se nerede kalıyor?.. Annem, yuvasımn yıneye varmadan baban da haricdeki ha kılmasına meydan vermiyecektir. Bir şa.rıhklarından yonılacaktır. esir gibi ağzımı açmadan satılmağa ca Ellerini uğuşturuyor: ben rıza göstermiyeceğim. Jan Jak Mesele büsbütün başka... Şuursuz Ruso «hakkını aramayan, en büyük egoistliğile ailesi efradını Arap saçı gi haksızhğı yapar» demiş. Annem, siz ve riftliğine soktu. Koca akılsız şimdi de, ben birlik olursak. çetin mücadele! srle en büyük çılgınlığmın arifesinde... Be babamı alt edebiliriz. ğer.diği genç bir dula yakmlasmak ve * * * ilerde annemden ayrılarak onunla evFüsun'un hitabı, daldığım silindir kâlenmek çarelerini araştırıyor. Bu arada ben de feda ediliyorum. Zira babamuı busundan beni kurtardı: Neden susuyorsunuz Lem'i Bey tutkun olduğu kadm, arzum hilâfına söz diyordu; söylesenize, bu mecburî izdikesilen Hayiar'm ablasıdır. Füsun'un sözlü olduğunu öğrenmek, vaçtan saacVet bekliyebilir miyim?.. Genç yaşta benim de dul kalmıyacağımı kım temin edebilir? Kafam altüstrü. Basit düşünceli hir kimse ile görüşülüp «arkadaş dikkat et; çok büyük bir hata işlemek üzeresin. Son pişmanlık fayda vermez; ilerde, yanlış hareketinin aksülâmellerini görünce çekeceğin azab da büyük olacakt . Gel bu sakim fikirden vaz geç» denebilirdi. Fakat âli tahsil yapmış bir mühendise akü öğretilemezdi. Kör kuyuya düşmüş Füsun'un «imdad... beni kurtarın> yalvarışlarına karşı da «ipim yok ki uzatayım> diye cevap verîmezdim. Yolsuz bir hareket bile olsa, onları mücadelelerinde yalnız bırakrmyacaktım: Hakkm varmış kuzucruğum; artık seninle beraberim, diyerek ellerini avuçlarımın içine aldım ve kanaaümi bilc'irdim. Hatırı sayılır akrabalanmzdan bir kaç kişinin basma kalıp ricaları, münasib gördüğü gençle kızmı tvlendirmek kararından döndürmemiş olabilir. Lâkin kendi hakkını, hürriyetini, makul düşüncelerle çok iyi müdafaa edebilecek meziyetteki kızma verecek cevablar bulamaymca aciz içinde bunalır ve artık manasız ısrarlara kalkışmaz sanırım. Avuçlarımm arasından çektiği allerine bir hareket verebilmek için yesil robunun piliselerile oynamağa başladı: İyi söylüyorsunuz ama, beni karşısına alıp bu bahis etrafında konuşmağa lüzum görmüştür var) * * * Amerikan Radyosu 8 (B.Y.U.H.l Birleşik Amerika Hariciye Bakanı Stettinius, Hariciye Encümerü azalarma hitaben Chicago'da bir demecde bulunmuş ve ezcümie şunları söylemiştir: « Biz, Amerikahların STJIH i;inde ve emniyetle yaşıyabilrr.eleririi temin edecek imkânları sağlamak için savaşıyoruz. Birleşik Arrerikamn dış politikası sulh için gerekli teminatı elde etmeğe yöneltilmıştir. Diğer millstlerle olan bütün münasebatımızda hedetimiz istilâya mâni olmak ve rmlletlcı arası hayat şartlarını inkişaf ettirerek Amerikan milleti için yüksek verimli işler temin etmektir. Bu muazzam bir teşebbüstür. Pek büyük müşküller ve zorluklarla karşılaşacağız. Idealler, iyi niyotler kâfi gelmiyecektir. Muvaffak olmarr.ızın tok yolu çıplak hakikatlerle yüzyüze gelmek ve hakikatlere sağîamca dayanan bir yol takib etmektir. 25 yıla sığan bir devre içinde iki dünya harbine de dünya ölçüsünde bir çöküntüye şahid olduktan sonra gerek siyasî ink.lâbcılr^.n ve gerek iktısadî milliyetçiliğin hiç de realist olmadığma ve bunların memleketimizi ve dünyayı tarn manasile bir felâkete EÜrükliyeccğine kani bulumıyoruz. Dış politikamızın istinad ettiği çetin hakikat şudur: Yeni bir harbin felâketlerini önliyebilrr.ek için dünyanın herhangi bir yerinde bir istilâ teşebbüsüne mani olmak hususunda diğer milletlerle müessir bir işbirliği yapmabyız. Bu ay San Frar.ciscoda toplanacak alan Birleşmiş milletler konferansı gerek Birleşik Amerika gerekse dünya Baştarajı 1 inci sahifede nadalı ve İngiliz kıt'aları Mandalayı ele geçirmek için gjriştikleri savaşta Japon kıt'alarun temizlemeğe bir kaç haftadır devam ediyorlar. S3 üncü ve 28 inci Japon ordularına mensub birlikler de, on beşinci orduya yardım etmak ve Müttefiklerin güneye doğru ilerleyişlerini durdurmak teşebbüsünde mühim kayıblara uğramışlardır. Gsçen aralık ayı başuıdanberi 17 bin Japon öldürüJmüştür. Rangoon'un kurtarılması için savaşlar başlamış bulunuyor. Bu kurtarma son haftasına giren Birmanya savaşmm en büyük başarısı oîacaktır. Ses Optrsti Yucaa tiyatro rtıutıarrlrl ve I:ompc2ltörü ("Sakelaridis) In cHallme^ IsmindeSl şark operetinl temsile başlamıştır. Bu zengirı eserin temsi'.leri muvaffakıyetle devarr. etmc'kteaîr. İhtişamlı bir clekor Içîrisicde, o devrin îıususiTet'.erini taşıyan kostiiınlerle sahneye konan «H'uime» bu tiyatro mevsimir.in en belltbaşlı tcnat hare'vetlerlnden blrisldlr. Hind dlyarının esrariı â'.enılerlni ve îçU tlr aşkm zevk ve hieranlannı terenr/Lim eden bu operette bîlhasEa müzlk blr çaiıe5ercir Japon suiarindaki büyük deniz savaşı Piyano ve Şan resitali GANOAR 11 nisan çarşamba saat 21 de S A B A Y Sinemasında Numaralı biletleri gişeden isteyiniz. MİTHAT FENMEN soprano ve Ses operetinde «Halime» STUART R O MAN Büyük romancı Stefan Zweig'in en kudrctli ve en güzel eseri Asude Zeybekoğlu tarafmdan yapılan tercümesi Maarif Bakanlığınca takdir olunmuştur. Tevzi yeri: İnkılâp Kitabevi. Fiaü: 175 Krş. NnEY lÂYBAINGILIZCEve 1 AYDA FRAMSIZCA Metodları bugünün ihtiyaçlarım karşılamak için size her hususta paha biçilmez rebberlik edecektir. 0> KÂBARTNA Her kitabcıda bulunur. İsl, İnkılâp, ankara; Akba, lerkalp OiuMavia îabiat bilgiii i;in Yard:mcı Hayvan ve Bitkl Re?in.leri A'.bünıünün 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, S inol Tiktı. 9, 10, 11, 12 cci tabloları basümaktadır. 12 resimli blr tablo 12 kuruştur. Bütün Sitab ve k'.rtasiyecilerden arayıuız. Işıl Kitabe\i (Eski Işık) İstanbul

Bu sayıdan diğer sayfalar: