16 Mayıs 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

16 Mayıs 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Lâfçalmazlık! Kurunuulâda, — Lâkonyalılar, kısa konuşmalariyle şöhret al- Mış, Söyliyeceklerini iki — kelime ile hulâsaten bildirerek işin için - den çıkarlarmış. Bunlara izafeten :Likonik.. sözü, garp — dillerinde Muhtasar müfit,, mânasınadır. Türk mileti, bu hassayı haizdir.| Evvelâ, rlarca, — çocuklara: “— LAf gümüşse, süküt altındır!,, terbiyesi verilmiş.. Hele: “Büyüklerin yanında ko - Nuşmak terbiyesizliktir!,, telkinin- de bulunulmuş.. İhtimal bunun tesiriledir ki, hiç üuzün eserimiz, — beynelmilel #öhret kazanamadı da, meselleri - Miz, fıkralarımız pek daha fazla Tağbet buldu.. Meselâ: “İt ürür, — kervan yü- Yür!,, darbrmeselimiz, Fransızca - ya, Rusçaya, Almancaya, ve diğer bütün dillere geçmiştir. Nasreddin hoca fıkraları dört cihet komşula- Tımızca kabullenilmiş, benimsen - miştir, Yeni nesil bile, hâlâ, uzun lâfa | ryor. Derhal, sözünü in-| sanm ağzına tıkayıveriyor: “ e T"'l) etme, birader!,, Ruslar, Araplar, Fransızlar, Al- manlar, bangi bir fırsatla zi- yafet verdiler mi, yekdiğeri ardı sıra ayağa kalkarak belâğat müsa- bakasına girişirler,, Bizde ise, ne gaye ile toplanıldığına — dair bi- le iki kelime söyliyen bulunmaz ., Derhal sofra başına geçerler. E- saşen yüksek mektep bitirenleri- | Miz bile kalabalık karşısında şa - #riry ; konuşamaz.. Hatiplerimizin çoğu, ses perde-| hrini keşfedememişlerdir: — Efendilecer!.. Arkadaşlaaar! güuvuün biliz buradaaa... —di « Ye, soğuk, soğuk, Türkçenin üslü- a zıt bir takım sahte uzatma « r, nutku sakilleştirir. Köy odalarına konuk inersiniz, Vaziyetin büsbütün garipleştiğini Börürsünüz: Ocağın başına sıralanan çiftçi- ler, mezar sükütu içinde, boyuna Susarlar,. Aradan dakikalar, çey » tekler, yarım saatler geçer.. Hâlâ Suamaktadırlar.. Nihayet, belki d.lluırlırını başkakan — karışmış köylü, şu cümleyi ortaya atar: — Boz öküz yem yemiyor.. Gene susarlar.. Bütün bir top- lantr esnasında sarfolunan sözler tekiz on satırı geçmez.. Hele, bütün milletlerde, sofra Ş'İ'ı bir hasbihal yeridir. Biz de İle; “Ağız bir tek iş yapar. Hem| M hem konuşmak — olmaz!.,, u"hıvlıopur atıştır, karnını — do- Yür, kalk.. k Bayramlaşmağa, yahut alelâde .—rlrlilı gitmemizde ayni man- Wöa değil midir?. Birinci selâm - l.—ldın sonra, iskemlenin kena- Pa ilişir, oturursun.. İkinci mer - kh-- Evdekilerin teker — teker İnleri sorulur — Naşıl, âfiyettedir inşaallah? T- Elhamdülillâh,.. Uzun bir süküt., Derken: "î Havatar pek iyi gidiyor! t pek fena gidiyor; yahut l“. Mütehavvill!.) diye zoraki bir açılır.. ı.q"— süküt., Artık iki taraf ta İ.:"""!Wğmı tayin — edemez.. N €€ İ;ı.? 'Camilerdeki hafızlardan ——ii::lğeniyomım?.,, diye » Yeniler, yenilik göste- 2:; “Hangi artisti seviyorsu- L“"lhk. bütün sosyete hayatı- Beyin Inkılâp kürsüsündeki dersi “Osmanlı imparatorluğu bir müstemleke idi. Bir Çin bir Fas Sultanlığı, bir Siyam Krallığı gibi idi. Belki onlardan da berbattı....,, Eski adliye vekili Mahmut Esat Bey dün İnkılâp kürsüsünde ders - lerine devam — etmiştir. Mahmut Esat Bey Erzurum kongresini ve kararlarını anlatmış, kapitülâs- yonlardan bahsetmiş ve ezcümle demiştir ki: Niçin? Bu rejimde bir — ecnebi| bizim memleketimizde bir Türk. ten fazla hak sahibi oluyordu. İm- tiyaza malik oluyordu. Türkiye ik- | Belediyenin açığı milyona yakın Gümrüklerden belediyeye yeni- den otuz bin lira oktrova hissesi gönderilmiştir. On aylık hisse beş yüz bin lirayı bulmamıştır. Bu hesaba göre belediyenin 933 sene-| si bütçesindeki oktrova açığı 800| bin lirayı bulmaktadır. Talebelerin gezintisi Samatya, Aksaray, — Yedikule semtindeki 16 ilk mektep — dün Pendiğe ve bir kısım mektepler | gezmiye gitmişlerdir. Holivut çıktı Hoelivut'un 16 Mayıs — nüshası en son sinema havadisleri ve bir çok artist resimleri ile pek mMmüzey: yen intişar etmiştir. Galatasaray izcileri Galatasaray izcileri tatilden isti fade ederek muallimleri ile birlik» tısadi, siyasi bakımlardan çözül « mez çok sert bağlarla bağlanmış - tı. — Mahkemelerimiz — resen bir ecnebiyi muhakeme — edemezdi. Muhakeme edilirken Türk haki» minin arkasında mensup olduğu adami bulunacak, ve reye karışa - caktı. Ceza işlerinde ise bir Yunanlı bir Fransız, bir İngiliz bir Türkü sokak içinde öldürse, suçluya bi - zim memleketimizde bizim —hap- | vv setmemize imkân yoktu. İki ecne- bi böyle iş yaparsa onu mahkeme- yesevketmiye hakkımız — yoktu, O kendi konsoloshanesinde muha- keme olunurdu. Gümrüklerimiz bizim elimizde değildi. Ecnebi tebaasına — karşı| gümrük koymak hakkımız yoktu. | Onların muvafakati ile bir şey ko- | yabilir!'k. Bu vaziyet karşısında milli sanayiimizin inkişafı bir mu- haldi, Osmanlı imparatorluğu bir müs temleke idi. Bir Çin, bir Fas suk tanlığı bir Siyam krallığı idi. Bel- ki daha berbat.. Osmanlı imparatorluğu bu şe - rait içinde modern bir devlet de - ğildi. Halıhazırda — modern bir devlet olarak yaşamak mecburiye» ti vardı. Bugün bir çakmaklı tü- fekle bir adamın kavga yerine gi- demiyeceği muhakkaktır. Erzurum kongresi bunu gördü. Anladı.. Bu prensibi ortaya attı... İsrarla dünyaya ilân etti. —- )!8 Mayıs 1934 HABER — Akşam Postası z 3 C, Y / | İ Esat Musiki ve biz Bizde muhakkak ki, bir musiki anarşisi var, Bir taraftan yeniler; ellerinde saksıfon gitar olduğu halde: — Alafranga da alafranga... diye tuttururken öbür taraftan da eskiler; ellerinde zurna, ut: — Alaturka da alaturka... diye yaygarayı koparıyorlar. İşin feci tarafı bu gürültü patırtı arasında milli öz musikimizin de gürültüye gitmesidir. Musiki hoşuma gider. Hattâ kendisile biraz ülfetim de var, Kendimi methetmek gibi olmasın amma zararsız denecek kadar g- ramafon ve radyo çalarım. Bunun- la beraber zannetmeyiniz ki mese- lenin nazariyatından — bahsedece- ğgim, Yalnız bu musiki anarşisinin doğurduğu bazı gülünç ve feci ne- ticelerini anlatacağım. Avrupada yüksek konservatu- varların şan (taganni) kısmını bi- tirip te buraya gelenlerin okuduk- ları morsoların hepsi ya Fransız- ca, ya Almanca yahut ta İspanyol- ©8. İçlerinde bir tek Türkçe par- | ça bilen yok. ae leketimize yüksekten — bakıyor « lar Türkler kabiliyetsiz diyorlar - dı. Her tarafı demire vurulmuş bir adam farzediniz. Onun başına gi- diyorsunuz, yürüyemiyorsun di - yorsunuz, bu bir acı değildir. Fa » kat söz müthiştir. İsa bile çarmıhta —bu ıstırabı çekmedi. Çünkü ona çarmıha ge - rildikten sonra kimse bir şey söy - lemedi. Bir madmazel tevkif edildi Elektrik şirketi memurlarından Haydi bunlar böyle olsun; fakat Agop lnılnMıunnel Zarohi An- Avrupaya gitmeyip te buradaki karada Türklüğe hakaret etmek-| konservatuvarda, yahut ta Yüksek ıen'ıııçlu olarak Wdı kanuni kaldırımda şan dersi alan bazı takibat yapılmasına !İ'l!". Mec -| kimseler tanıyorum. Bunlar da lisince mezuniyet verilmiştir. Za- yerli alafranga bestekârlarımızın rohi dün zabıtaca tevkif edilmiş,| bir tek şarkısını bilmiyorlar. Müddeiumumiliğe teslim edilmiş- | Anlatıldığına göre geçenlerde tir. Ankaraya gönderilecektir. Atinaya giden sesi güzel olmak ve Ecnebi mektepler r;__"""”d_ Den ;.“ :"m"'ç*l" müşkül bir Bazı ecnebi ve akalliyet mek - teplerinin talebelerinden fazla üc- ret almak için tatili geç yaptıkları anlaşılmıştır. Bu sene ecnebi a- kalliyet metkepleri talebeleri de resmi mekteplerde imtihan olacak larından mektepler erken tatil e - dilecektir. Üç gün yatacak Hafta kanuna muhalefet eden ahçı Cafer Sultanahmet sulh ceza mevkide kalmış. 'Türk — Tisesi bir Yunan lisesini ziyaret ettiği es- nada talebeler ve muallimler ara- sında samimi hasbıhaller olurken bir ara Yunanlı talebelerden biri Yunan milli marşını söylüyor. Bu- nun üzerine toplantıda bazı Fran- sızca şarkılar okuyarak sesinin gü- zelliği karşısmdakilere ihsas etmiş olan muallime hanıma Türk İstik- İâl marşını söylemesi için israr e- te 34 gün devam eden bir Paris #eyahati tertip etmişlerdir. Bu akşamki konser Madam Sladkarova ismindeki Rus san'atkârı tarafından bu ak- şam Saray sinemasında bir konser verilecektir. Madam Sladkavrova Piyanoda M. Karlo Dalpino Ka » Poçelli refakat edecektir. Bu bağlar içinde — Türkiyemiz inim inim inlerken ecnebiler mem- Damdan düştü Aynalıçeşmede sakin Demirci Mihal bir evin damını tamir eder - ken düşmüş, yaralanmıştır. Kulağını ısırdı Beşiktaşta şoför Salih ile Şe - fik Nöbet meselesinden kavga et- mişlerdir. Salih, Şefiğin kulağını ısırdığından yakalanmıştır. nın mihverine gramofonla şuhalı masayı getirdi, Bir &cnebi filmini yahut tiyat- rosunu dinledikten sonra, bir Türk filmine yahut tiyatrosuna giriniz: Bizimki ralântiye benziyor.. Oto - yeşil mahkemesinde 10 lira para cezası- na mahküm edilmiştir. Bu karar bildirilince Cafer keyfi muamele - dir! demişitir. Bunun üzerine üç gün hapse mahküm edilmiştir. Jimnastik şenlikleri Lise ve orta mektepler jimnas tik şenlikleri gelecek pazartesi gü- nü saat 10 da Kadıköy — stadında yapılacaktır. Halk evinde Halkevi umumi idare heyeti dün akşam bütün faal komitlerin işti- rakiyle bir toplantı — yapmıştır. Toplantıda üç aylık faaliyet görü. diyorlar. Yunan talebeleri milli marşımızın notasını bulup piyano- nun başma geçiyorlar, Fakat bü- tün bu israr karşısında hanımefen- di marşı yanlış söylemekten çeki- nerek susmuştur! Bir memleket musikisi için bun- dan daha feci bir şey olamaz sa” nırım, Türk millt marşı alafrangı bir bestedir. Ve birinci smıf tale- belerinden itibaren herkes kı! Radyo her akşam çalar. Buna rağmen bir şan muallimesi hanrm bunu tereddiit etmeden söylemesi löz:m zennederim. Yeni Türk musikimize fazla merbutiyet göstermeliyiz. mobilin yanında kağnı.. —Onların on altı kelime söyledikleri müddet zarfında bir tek kelimeyi zor telâf- Dövüştüler Büyükadada oturan Çırak Lo- kayı ayni yerde oturan Bahaettin şülmüştür. Fransız seyyahlar Cuma günü şehrimize gelecek Iş bulduk fuz ediyoruz.. j Bir dostum, bütün bunların bil. sisizlik meselesi olduğunu söyle - kutu ile başından yaralamış, ya - kalanmıştır. Çocuğa çarptı olan Marsilya Ticaret odası namı- na yirmi kişilik heyeti karşılamak, üzere ticaret odasında — hazırlık Gazetemize: Balatta Sultan çeş- mesi caddesi 73 numaralı ev adre- sile müracaat eden Galip Bahtiyar Beye: di. Halbuki, bir diğer dostum , en büyük âlimimiz Zıya Gök Al- B mühim bir mecliste muhavere» sini basrettiği iki kelimeden bah- seyledi: Bazı suallere sade “evet,, bazı suallere sade “hayır!,, demiş. Lâkonik olmak iyişeyl. Lâkin bu ecdat yadiğârı — huy yüzünden konuşma kabiliyetini kaybetmiş olmak fena.. Bizim bugünkü — vaziyetimize adiyle saniyle lâfçalmazlık derler.. Aileler, mektepler ve Halkevleri lâfçalmazlıkla mücadele etmeli- dir.. (Va-nâ ) Şoför Kirkorun idareşindeki o tomobil Taksimde Vasil isminde bir çocuğa çarpmış, başmdan yaralamıştır, İncesaz ve caz Gazetemizin haziran ayının ilk haftasında bir cuma günü tertip edeceği büyük deniz ge * zintisi için (7) kişilik bir caz ve incesaza lüzum vardır, Talip o- lanlar, bu ayın 25 nci Bünü akşar muna kadar, idaremize müraca - at etmelidirler. yapılmaktadır. Heyete şehrimizde nyıfıtlıı'-_ mı.l.ecekhr. ğ F işi y duyapa çai Bugünkü merasim — | sucat santral limitet şirketine mü- Vapurculuk şirketi tarafından| racaat ediniz. inize muva- satın alınan Tadla vapuruna bu -| fik iş bulunmuştur. Fabrikanın ad- gün saat 16 da merasimle ad ko -| Tesinize gönderdiği mektup sizi nacaktır. Vapura Tarı ismi kon -| bulamamıştır. muştur. Sinema sergisi Ağustosta İtalyada Venedikte beynelmilel ikinci sinema sergisi | açılacaktır. İpek film Türkiye na- | mına bu sergiye iki film göndere - cektir. Bu filmler (Bir Millet U. yanır), (Leblebici Horhor) dur . Yedikulede Kazlı Çeşme Kiriş- AVUKAT Irfan Emin Sirkeci istasyonu karşı- sında tramvay caddesin- de Mitat Paşa hanında 26 No.ya nakletmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: