22 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

22 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Çocuk Haftası e kazananların imlerini neşrediyoruz Ba al via; © evvel 1834 tarihli bilme - eyzade İrfan Re - olanda İs, Cad, okupolas Efendi 2 | iahide, yz sedye orta mektep 158 ——. | 48 inci mektep 11 Ahmet ,89 — Fe - ) merde Kostantin Vaporidis. 90 — Ba- lat Sinema sahibi Tahsin. 91 — Da - vutpaşa 25 inci mektep | 3 Şükriye. 92 — Kumkapı Nişancasında Emine. 93 — Yakacık muhtelif © ilk mektep Lamia, 94 — Kızıltoprak Talin Ziya 95 — İstanbul kız lisesi 1237 Muatan 96 — Ortaköy 44 Belifante. 97 —5 inci mektep 154 Salâhattin. 98 — Ka- raman 9 Nafia. 99 — 34 üncü mektep 163 Mukaddes, 100 — İstanbul 948 Ahmet Cevat, 101 — Balat 156 Mürüv- vet, 102 — K. Mustafa Kemalpaşa 33 Ahmet Macit, 103. Davutpaşa 56 Bellis, 104 — Akşam kız sanat mektebi Mus ammer 105 — Ankara caddesi 36 Sa- liha Mustafa 106 — Aksaray 58 Şük- ran 107 — İstanbul Samatya 16 Ay - ten, 108 — Mısır çarşısı 6 Osman. 109 — Şişli 27 Orhan. 110 — Beykoz Yalıköy 16 İrfan 111 — Fatih 4 Fik » ret 112 — Süreyya Paşa Halim, 113 — Harbiye 7 Osman 114 — 19 uncu mektep 197 Feriha, o 115 — 15 inci mektep. 798 Belkıs o 116 — Üsküdar Ayazma Nihal Ömer. 117 — Kumla: pr 8. $. Nastası. 118 — Aksaray 58 Şükran. o 119 — Gedikpaşa Dikran. 120 — 59 uncu mektep Arşaluyş 121— Beyoğlu Hamalbaşı 65 Fedon. 122 — Vişne zade 18 Muazzez. 123 — Üz - küdar 26 Ekrem, 124 — Haydarpaşa M. mektebi Bilgiç. 125 — Bıçakçı 1 Hadiye. 126 — İstanbul kez lisesi 405 Jale. 127 — Pertev Niyal lisesi 312 Şekip. 128 — Üsküdar | yol memuru Mehmet. 129 — İstanbul ortamektep 266 Fuat. 130 — Beyoğlu (26 Edal, 131 — Samsun kız bsesi (270 Jale. 132 İstanbul. kaz. lisesi 887... Zehra 133 — Cibali Yenikapı (19 Todor. 134 — İskenderpaşa M.9 Ihsan, 135 — İZ nci mektep 269 Talât. 136 — 25 inci mektep 997 Arif, 137 — Gedikpaşa 42 Azarik, 138 — Erenköy mektebi Talât, 139 — Bos - lancı mektebi 132 Naime. 140 — Ak- saray 12 Fethiye. 14i — Erenköy yeni mektep. 136 Samim. 142 — Sam- sun 20 Orhan. 143 — Edirnekapı 990 Ertuğrul 144 — İstanbul Süreyya Pa- şa Reşat, 145 — Galata çeşme M. Sa bahattin, 146 — Sultan Ahmet 1451 Ali. 147 — Tstanbul 9 M. Emin. 148 — Fatih 20 Orhan. 149 — Kandilli kız Tisesi 1245 Semiha. 150 — Banka me- muru Vasirye hanım ve beyler. — Hediyelerimiz Her hafta Per - şembe günleri matbaamızda tevzi olu- nur, — EE Öz Türkçe ilk roman Savaştan Barışa Yazanlar: (Vâ-N0) ile Çürüksulu Meziyet Yeni çıktı Fiyatı: 50 kuruş — HABER — Akşam Postası Gazneli Mahmul Selçuklarla müca- delesi nasıl olmuştu? Mahmut, Ali Tekinle karşı çıktığı zaman İsrail Bozkarlara kaçmak iste » diyse de (416) da yakalanmış (2) ve Keşmir dağlarında o müstahkem bir mevki olan Kalanjar'a gönderilmişti, İsrailin kabilesi bu sırada Mahmuda müracaat ederek Horasanda yerleş - mwöğe talip oldular Mahmut, muvafa - kat etti, Fakat onun kumandanı Ars- lan bunların Horasan havalisinde em- niyet ve asayişi bozmalarından endi « şe ederek Selçukların toptan katliâm edilmelerini, yahut erkeklerinden her birinin baş parmağının kesilmesini ve bu suretle ok atmak imkânından mah- rum edilmelerini teklif etti, (3). Mahmut, gayri insani teklifi red - detti, Bunun üzerine dört bin Guz ai- lesi Sarahs, Farava, Ebivard havali - sinde birleştirdiler. Yalnız Mahmut, bun- ların silâh kullanmalarını menetmiş, ve dağınık yerlerde oturmalarını is » temişti, Guz'ların Horasanda ikamet etme- lerine müsaade olunmasının, Mahmut hesabına bir hata olduğu çok geçme - den anlaşıldı. Çünkü Guzlar civarın » daki Ohallı rahatsız O ediyorlardı. Nihayet Nasa ve Ebivard halkı Mah - muda şikâyet ettiler, Sultan da ku» mandan Arslana bunları tedip etmeyi emretti, Arslan bunlara karşı hareket ettiyse de bir iş yapamadı. e Çünkü Guzlar kuvvetli idiler. Oo ve Horasan valisinin kuvvetleri onları tedibe kâfi gelmiyordu. Bunun üzerine Mahmudun kendi - si, (1028 M.) de, hasta olmasına rağ- men bizzat hareket etti ve Tosa ka - dar ilerliyerek Arslana istediği kadar kuyvet verdi. Arslan bu sefer muvaf- fak oldu ve Selçükların binlercesini kılıçtan geçirdi. Selçuklardan hayat - ta kalanların bir kısmı Dihistan, Bal - ban dağflırına sığındılar, bir kısmı Kir- man'a kaçtılar, daha sonra Asfahana gittiler Asfahan hâkimi Alâüddevle Selçuklara iyi muamele etti, Selçuklar da onun ordusuna ( girmek istediler. Fakat Mahmut, Alâüddevleye birek çi göndererek Selçuklarım imha et « mesini emretti. Alâüddevle, bu em re kar şı gelemedi. Saraymda bir ziyafet ha- zırltyarak Selçukları davet ett, Mak - sadı onları bir tuzağa düşürerek imha etmekti.. Fakat Alâüddevle, Türk köle- lerinden biri hakikati anladığı için, zi- yafete iştirak etmek üzere Selçuklara işi bildirdi, onlar da var kuvvetleriyle gerilediler ve kaçmak istediler. Bunlar ri çevirmek için vukubulan teşebbüs » ler fayda vermedi. Alâüddevle bunun üzerine Selçuk- larım arasından bir Kürt kuvveti gön- derdi. Bunlar, Selçukları yakalıyarak imha edeceklerdi. oFakat Selçuklar bunlarla da döğüşerek mağlüp ettiler ve yollarında ilerliye ilerliye Azarbey. cana ve Balhan dağlarına vardılar, Fakat bu harcket te iki taraf ara - smdaki husumete (nihayet vermedi. Çünkü Selçuklar dağlardan akın edi - yor ve etraftaki ülkeleri rahatsız edi- İ yorlardı.. Mahmut, bunlarla tekrar mücadeleye mecbur oldu ve Arslanı İ bunlara karşı gönderdi. Arslan, Sel - çuklarla iki yıl uğraştı. Hattâ Mah - mudun ketidisi, bu takiplere iştirak e- derdi. Nişaburdan Dihistan ve Curcana kada rilerlemiş , Selçukları nihayet Horasandan çıkarmağa muvaffak ol « Muştu. (4). Fakat Mahmudun bu muvaffaki - yeti de, muvakkatti, Mahmudun ölü - münden kısa bir zaman sonra Selçuk lar bütün Horasana hâkim oldular. —— (2) Gardizi'nin © verdiği malâmat bu merkezdedir, İbnul Esir, Ravendi, Güzide, Mecmaul Ensab vak'ayı başka bir şekilde anlatır. Bunlara göre Kadir Han Selçuklarm hâteketlerinden Mah- muda şikâyet etmiş ve bunların Ho- tasana naklini rica etmiş, o Mahmut, bu ricayi kabul ederek İsrail ile dos - tane münasebetler tesis etmiş, İereil de Mahmudu ziyarete gelmiştir, İsrail Mahmut ile konuşurken © Kendisinin Zâl oğlu Rüstem ve Divi Sefit “Ben Divi Sefidi mağlüp edeceğim. Kafatasını kesip içiniboşaltacak ve kurutup kendime külâh yapacağım,, (Geçen nüshalarm hulâsası: Key kâvus çok güzel bir memleket o- lan Mazenderanı zaptetmek isti- yor, Oraya Divi Sefit hâkimdir. Keykâvus havada uçan bir kutu ve muazzam ordusiyle oraya gidi- yor. Fakat Divi Sefit askerleri kor kutup kaçırıyor. Keykâvusla 2- damlarmı esir ediyor ve gözlerini gör edip derin bir kuyuya hapse- diyor.) Bu haber İrana gelince herkes | fevkalâde müteessir oldu. Keykâ- vus gibi bir hükümdarlarınm iki gözü kör bir halde kör bir kuyuda inleyip durmasma nasıl tahammül edebilirlerdi? Derhal ileri gelen kumandan- lar bir meclis kurarak meseleyi ko nuşmağa başladılar. Biri: — Yüz bin kişilik bir ordu teş- kil ederek Mazenderana gidelim. Divi Sefitle çarpışarak hükümdarı mızı kurtaralım dedi. Öbürü: — Mazenderana yüz tane sihir- baz koca karı gönderelim. Bu ko- ca karılar elbet bir sihir yapabilir- ler ve Padişahımızı kurtarabilir. ler. Fakat bütün bu tedbirler kimse yi tatmin etmiyordu, Birden biri ortaya atıldı: — Canım, ne düşünüyorsunuz? Bu işi halletmek çok basittir. — Nasıl basit? — Nasıl bir çare bulabiliriz? — Ne yapabiliriz? —Dinleyin!.. Divi Sefitle dünya da yalnız bir kişi başa çıkabilir. O da Zaloğlu Rüstemdir. — Sahih. — Nasıl da aklımıza gelmedi? — Evet, evet doğru.. — Şimdi derhal bir kaçımız yo- laçıkalım, Üç günde Zabol'a vara- biliriz. Orada Zaloğlunu bulur ve bu işi halletmesi için yalvarırız. — Doğru. Derhal yola çıkalım, Ve çıktılar, Zaloğlu Rüstem kendilerini çok iyi bir şekilde karşıladı. Selâmla- rma selâm verdi. Oturacak yer gösterdi. Güzel kokulu çay ikram elti, Sonra ne istediklerini sordu. Bütün vakayı olduğu gibi kendisi- ne anlattılar. Zaloğlu uzun uzadi- ye düşündükten sonra: — Peki kabul ediyorum. Der- hal yarın Rehş ismindeki atıma m a 'kabilelerine pay varidat: gönder - mekle bir ordu toplamağa raga De gunu söyl , bu da Makmudu şüp- eye li için İsraili sarhoş ol- duğu bir zamanda yakalıyarak Kalan- jâr kalesine göndermiş. İsrail, bu ka- lede yedi sene kalmış ve arağa kaçmak istemişse de tekrar yakalanatik emir ile iade olunmuştu. İsrail bu yüzden kabilesine haber göndererek Mahmu- dun ülkelerine akm etmelerini iste - miş, İsratlin ölümünden sonra adam - ları Mahmüda müracaat ederek Hora- sanda yerleşmek ve bu suretle onun salutnatını sarsmak fikrini gütmüşler- dir. (3) Gardizi'nin verdiği mâlümat bu merkezdedir. £ İbnul Esir'e göre Arslan Selçukların nehirde boğulma - Yarını teklif etmiştir. (4) Selçuklardan Balkan dağları - na İller edenler, o Mahmudun oğlu Mesut devrinde, onun izniyle, Hora- sana davet ettiler. binerek Mazenderana doğru hare- ket edeceğim ve oradaki müthiş Divi öldürerek Keykâvusu kurta- racağım dedi. Gelenler bu cevaptan fevkalâ- de memnun oldular. Yalnız ku- mandanlardan biri söze karıştı: — Kaç kişilik bir orduya ihti - yacınız var? — Orduya ihtiyacım yok. — Peki bu müthiş düşmanla na- sıl mücadele edeceksiniz? — Ben Divi Sefitle bizzat ve yalnızca çarpışacağım. — Fakat Zal oğlu Rüstem Bey (1) bu Divi Sefit denilen düşman pek müthiş bir şeydir. — Olsun. — Bir haykırışta bir orduyu ka- çırtacak kadar kuvvetli. — Olsun. — Ağzından alevler çıkıyor. — Zarar yok. — Yürürken zelzeleler yor. — O da beni alâkadar etmez. — Gök gürler gibi öksürüyor. — Ne yaparsa yapsın Zal oğlu Rüstemi korkutamaz. Ben bu mu- azzam divi mağlüp edeceğim, Ka- fatasımı kesip, içini boşaltacak ve kurutup kendime külâh yapaca. ğrm. Zal oğlunun bu müthiş sözleri karşısında hiç biri ağzımı açama- dı. Koca kahramanı selâmlıyarak huzurundan çıktılar. Zal oğlu Rüstem o gece hiç u- yumadı. Çoktandır okullanmıya kullanmıya paslanan kılıçlarını ve oklarmı temizledi. Sonra tecrübe etmek için bahçeye çıktı. Hava bulutlu idi. Fakat yağ mur yağmıyordu. Zal oğlu yayma bir ok koydu. Müthiş kuvvetile o- kunu gerdi. Ve karşıki dağdaki si- yah kayalıklara nişan ederek oku attı, ” Ok vmlryarak uçtu. Karşıki dağlarda duran siyahi kayalıklara çarptı. Bu çarpma çok dehşetli oldu. Şiddetle çarpmanm neticesinde bir yıldırım çikti. * Yıldırım tarakalar yaparak ha- vaya doğru uçtu. Ve: , Yağmur yağmağa başladı. , Zaloğlu Rüstem bardaktan bö şanırcasına yağan yağmurun altın da evine avdet etti. ... Ertesi sabah silâhlarmı Kuşa nıp atma binerek Mazenderana hareket ettiği zaman dün gece bir okla parçaladığı siyah kayalıkla- rın bembeyaz olduğunu gördü. O gün öğleye kadar yol yürü" düğü halde hiç bir hâdiseye tesar düf etmedi, Fakat tam öğle oldu- ğu esnada atı birdenbire durdu. Zaloğlu atmı ne kadar zorla” dıysa da bir adım bile attıramadı. (Pazartesi günü Zaloğlu Rüs- temin Mazenderan yolunda önüne çıkan manislarla nasıl çarpıştığını yazacağız. | | Göz Hekimi Dr. Süleyman Şükrü yapı Babtâli, Ankara enddesi No. 60 Telefon: 22566 Salı günleri meccanendir..

Bu sayıdan diğer sayfalar: