23 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

23 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

47 vin uyanan :flld Hindistanda bü. e geldiklerini * yYapmak için, Pari- orlar, Ser, Büyük p, ti İolu t 'aris 'gi mMünasebetile Paris old'ııııu için, veni açılan bari, oötelinde telgrafla — ban. ullul’:ılıuplıırdır. Sabahle- anni, annesini bir 0':; ü Üüt nesinin odasını Ha .6 YU n:rln'len açlırıyor. Bir de kfa, dün n? Annesi içerde değli ve o- Üdesi; « M!.lâdbeği!_ Öteleilerin ifa: Riz?> » Siz, buraya yalnız geldi- dw:';::l'"rb;kıyarlar: )'alıııg ın; 'ekil, » Tanni'nin imzı Ç O ”::çl;ıl;wzq bir oda istiyor. Aca. ı m: hafızası, onu, bu kadar * Annesi , 'al nedir? Janni rıl;:n::r?mu' Ka a .llf. doğrusu, ona itidali- Çok.uinçtı. Lâkin, bir Jımü' Mütemadi; he,.. N“i “dl Kırmızı oda... An Yp d.um,o:':“ı.llıne?... -diye ağla- b.,Bl' Sece de, ni Hai U bütün saçları bem- ine KA Muyordu. - Elleri- hi sabit bir ':““m“!. gözleri- S€ Otürüyordu. Ya dikmiş; öyle- Evet, artık, adamakıllı çıldır- öeMÜ ee bizde l Endim.., Nasıl tanı- Rosen, Kızı ile ne tarafına Var mı? “Onlar, Hinz; Slmediler. Gi n bir yeri- ça etlerini de ben Ya'ya hareket etti- d"dikk:—lu' yok... Zira, bana B Mektupda, fillere binip d.llcıkhn." söylüyor- V :ıı ııi::ez açtı. Burkdz; “SYe gittikleri ,_;:;::” gelip efendim, —— » Ceyme, nişanlı- al, ler, delikanlıya haber vers | i)'e sana- ——— —— kaybolan kadın rihiyle ve diğer luzumlu tafsilâtiy- le beraber, okudu, Oradan, vapur acentalarında tahkikatta bulundu: Ana kız, hakiakten Fransaya gitmişlerdi. Bunun üzerine, delikanlı da, yola çıktı. Marsilya'ya vardı. Fa- kat, işte bu noktada işler çatalla- şıyordu. Zira, iz, kaybolmaktaydı. Fransa'da sarı çizmeli Mehmet a- Ba... Ara işin yoksa... Netekim, senelerle dolaştı. Bü- tün otellere müracaat etti... Fakat hiç biri Hindistandaki kapıcı gibi kuvvetli bir hafızayla kayıpları katırlıyamadı. Her yerde “Bilmi- yoruz, tanımıyoruz, buraya gelme di!,, cevabı... Bu müddet zarfında, Madam | Rosen'le kızınımn Amerikada kalan servetleri üzerine, Amerikada ka- | Tan altıncı göbek halazade ve da- yızadeleri oturmuştu... Gel keyfim gel! Yaşayıp duruyorlardı. I Genç kızla annesini, Hindistan ormanlarında parçalanmış gibi göstermeğe muvaffak olmuşlardı. | Zira, Madam Rosen ile Janni, sür- [ priz olsun diye, herkese aynı me- | alde mektuplar yazmıştı. | Hulâsa, mesele halledilmiş, fa- cia unutulmuş gibiydi. Bunu yal- nız bir tek unutmıyan insan vardı: O da delikanlı... Nişanlısını bulmak, ona tekrar kavuşmak, genç adamda bir fikri sabit haline gelmişti... Şârkın ser- seri dervişleri gibi, bütün Fransa- yı karış karış dolaştı. Girmedik o- tel, kahvehane, meyhane bırakma dr... “Arayan mevlâsını da bulur- muş, belâsını da...,, derler... Nihayet, Ceyms'in ele bir - ip | ucu geçirmesi kabil oldu. Şehir haricindeki otellerden bi- rinde oturup acıklı macerasını ya- nık yanık anlatıp durürken bura- nin sahibesi, hafifçe bir çığlık ko- pardı, Bu kadin, Büyük Fransa otelin- de vaktiyle oda hizmetçisi olarak çalışmış olduğu için, — Janni'nin macerasiyle alâkadar olmuştu. O- nun nereye gittiğini biliyordu. Fa- kat, kendini de ortaya vurmaktan çekiniyordu. Onun için, sadece: — Sain - Marie - Veige Sana toryomuna da bir kere bakın... Fe na olmaz! -dedi. Belki başka biri olsa, bunu, ka- dının gevezeliğinden ibaret sanır- dı. Aldırış etmezdi. Fakat, Ceyms, buluttan nem kapacak kadar has- sastı. Onun için, kendisine bu su- retle sağlık verilmesini nimet bil- di. Hemen, söylenen hastahaneye gitti... Oradan başka bir yer söy- lediler: — Aradığınız hanım buraday- dı... Lâkin Notre-Dame-De-Tour hastabenösine kaldırıldı! -dediler. Ceyms, orayada seğirtti; ve, on seneden beri aradığmı burada buldu. Fakat, ne halde? Biçare genç kızın saçları ağar- Mış, © gül yaprağı teninden eser kalmamıştı, Gözleri, bir noktada sabitleşmişti... — Jamni.., ! Bu sayhayı işitince, gözbebek- lerine bir hareket geldi... Başını | döndürdü. Uzun uzun, nişanlısına Ve birdenbire, sarsıldı... Hıç- kırıklar içinde ağlamağa başladı: — Sen, sen ha, Ceyms... Sen geldin ha?... Fakat, annem... An- HABER — Akşam Postası HKadın ve Modg n ———7 Yukardaki iki resimde, sonbahar modasına ait iki şapka örneği var. Bunlardan omuzunda siyah kürk bulunan kadının başındaki şapka, siyah kadifedendir. Ortasında, gene siyah renkte ipekten bir şerit, burma halinde slis teşkil ediyor. Bu şeridin bir kısmı da, yan tara fa doğru sarkıktır. Açık renk ceketli kadımım başmdaki şapkaya gelince, bu, ko- yu kahverengidir. Tiftikten yapılmıştır. Üst tarafı, burmadır. Yünden yapılmış, toparlak biçimde beyaz püskül de, bu külahı andıran şapkanın süsü!., Her iki Güzellik Yüz ve vücut güzelliği ile midenin sıkı surette alâkası bulunduğu nokta- sında birleşen mütehassıslar, güzel o- mak ve güzel kalmak istiyenlerin, bu sababa intizam teminini başlıca şartlar. dan biri olarak göz önünde tutmaları lüzumuna işaret ediyorlar. — “Midede intizam temin etmek, sıhhatli olmak demektir. Güzellik için de sıhhat lâ - zımdır.” Diyorlar, Fakat, vaziyet böyle olduğu hal - de, midede intizam temin edici tarzda yiyip içenler, böyle yapmıyanlara nis- betle daha azdır. Çok kişi, iş, güç, tür- ü türlü üzüntüler arasında, bu husus- ta alâkalı davranmağı — ihmal eder. Bunlardan bir kısmı, sıhhi tedbirlerin ne gibi şeyler olduğunu bildikleri hal- de!,.. Bunları, tatbikine vakit bulma « dıktan sonra, bilmek neye yarar?.. O - nun için, biz burada tatbiki güç bir ta- Çorap Moda sahasında şimdiye kadar gö- ze çarpacak derecede değişiklik gös - termiyen şey olarak ne kalmıştı?... Ço- rapl.. Yeni bir temayüle göre, çorap- lar da değişikliğe uğrayacak! Şimdiye kadar — umumiyetle düz renkte olan kadın çoraplarına, muh « talif renklerde desenlerle göz alıcı çe- killer verilebileceği, Amerikalı bir mo- da mütehassısının hatırına gelmiş ve bu fikri ortaya atmıştır, Ortaya attığı bu fikir, şümullü o - larak benimsenecek mi?.. Orası belli değil.. Ancak, Amerikada şık kadın - lardan bir kısmının bu fikri alâka ile karşıladıkları ve böyle renk renk de- senli çoraplar giymeğe - başladıkları kaydedliyor. Bu arada en çok koşa niz?., Yılan derisinden ilham alınarak çizilen desenlere göre örülen çorap - lar! Dantele Dantelenin moda sahaşında yeni - den şümulü göründüğünden, evvelce bahsetmiştik. Bir moda gazetesi, dan - telenin uyğun düşürülerek ilâvesi su- retiyle, dün moda olan ve bugün mo- dası geçmiş sayılan elbiselerin bile son moda elbiseler arasında yer tutabile - ceğini yazıyor! Kadife Kadife, giyinişte esas kumaş ola - yak kullanıldığı kadar, süs olarak ta kullanılıyor, Kollarda, yakalarda, gö - ğüste ve etekte... — Bilhasa, evvelce bahsettiğimiz gibi, saçlar üzerine on altıncı asrın erkeklere mahsus moda - sından mülhem kadife baretler yerleş- tikten sonra! nem... — Annen nerede?... —Yarm bitecek— Nakili; (Va-Nü) kım esaslar tesbitinden ziyade, tatbiki | giden örnekler, hangi örnekler, dersi- | model de, Londrada ortaya konulan en - Sıhhat - MErRAL! Beyaz kürkün, bu kış pek moda o- | lacağı söyleniyor. İşte, kışa mahsus beyaz kürk örneklerinin &n şıkların - dan biri. Bu örnek, Londrada yapıl - mıştır. nişbeten kolay olanları tesbit etmekle iktifa edeceğiz, Hiç değilse bu tatbik- lerin her halde yerine getirilmesi icap ettiği noktasını tekrar not ederek! Önce yapılacak iş, usta bir doktora muayene olunarak, bünyeye uyğun bir | yemek İistesi hazırlatmaktır. Doktor, bu listeye, elde etmeğe paranızın yet- miyeceği bir takım yemekler de ko - yabilir. Zarar yok, siz bunları hazfe - debilirsiniz. Bunları listeden — çıkar - dıktan sonra, elde etmeniz. mümkün €n son modellerdendir. Yiyecek ? olan bir çok yemeğin, listede kalaca « ğınt tahmin ediyoruz. Bunlar, yeter! Bünyenize uyğun olan, sizi besle - yici olan yemeklerden, elde etmeniz mümkün olanları — muntazam surette yiyiniz, Bu suretle edineceğiniz itiya- dı, kati bir zaruret — hasıl olmadıkça değişlirmeyiniz. Sık sık değiştirdiği- niz takdirde, midede teşevvüş husule geli rve matlüp hasıl olmaz! Besleyici yemek bahsinde, muhte - lf yemeklerin besleyici — maddelerini bir araya toplıyan hülâsalar da, bazı doktorlarca tavsiyeye değer — görül. mektedir. Bu yemek hülâsaları, son tırıcı iş sahibi olanların pok — işine gel rağbet görmektedir. Hülâsalar, yemek hazırlama külfetini asgari hadde indir- mek itibariyle, bir kaç sahada uğraş- tırtcr iş sahibi olanları npek işine gel- mektedir, Hiç şüphesiz, bu bir kolay- hik temin edici şeydir. Faydası da yok değildir. Ancak, bir insan devamlı su- rette yemek hülâsası yiyebilir mi?... Ve devamlı surette hülâsa yemek, a - cıkmağı gidermek ve beslenmek için kâfi midir?... Hülâsa, faydalr olmakla beraber, kifayet etmez. Muhtelif gı - da özlerini topluca birleştiren hülâsa, bildiğimiz manada ilâçtan daha şü - mullü bir şekilde olsa bile, bugün için nilııyıı ilâç mahiyetindedir. Halbuki, ne kadar hususiyetli, faydalr ve tesir- H olursa olsun, yalnız ilâç tamamiyle gidanın yerini tutamaz. Bugün için, vaziyet böyledir. Yarın, bu vaziyet de- Kişiklik gösterebilir mi?... Kim bilir., Belki evet, belki hayır! Resimde gördüğünüz, İngiliz zevkine uyğun olarak döşenmiş bir odanın mobilyasıdır. Bu sade olduğu kadar şık döşenmiş köşe, İngilterede bir ailenin hem yemek yediği masanın üstü gördü; hem de misafir ka bul ettiği köşedir. Yemek zamanında, ünüz haldedir. Yemekten sonra bunlar kaldırılınca, Köşe, misafir kabulüne müsait bir şekle geliyor. İngilterede bir çok evde yemek ve mi- safir odaları olarak, ayrı ayrı iki oda bulundurmak usulü kalkmıştır. Her iki hu- sus için de tek odadan istifade ediliyor. Ve bu tek oda, her iki husus için de müsait biz tarzda döşeniyor!

Bu sayıdan diğer sayfalar: