26 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

26 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Baş tarafı 1 nctde) kendi ınmıtınden olmıyan unsur- lardan hususi bir zabit sınıfı teş- kil ederdi. Bunların büyük bir ekseriyeti aslen Hırvat, Sloven ve- ya Leh olurdu. Bu çocuklar daha beş altı yaş- larında iken askeri yatı mekteple- rine verilir. Burada milliyetleri- ni hatta lisanlarını bile unuturlar ve tamamiyle Avusturya — Maca- | ristan imparatorluğunun harsına temessül ederlerdi. Avusturya — Macaristan hü - kümeti yıkıldıktan sonra bu zabit- ler tekaüde — sevkolundular. Ve | bunların ekserisi iyice temsil et - tikleri Avusturyada kalmayı ter - cih ettiler. Avusturyada kalan bu zabitler eski imparatorluğu ihya etmek ga- — yesiyle bir cemiyet kurmuşlar ve reisliğe de imparator muhafız ala- yı zabitlerinden ceneral — Baron Sarkatiç seçilmişti. Bu asıl reisin birçok muavinleri arasında gene eski muhafız alayından Perçeç ve Paveliç bulunuyordu. Ceneral Baron Sarkatiç en faz- la bu iki muavininden istifade e - derdi. Birincisi Perçeç muhafız “alayı zabitlerinden olduğu için ga- yet iri yarı, kuvvetli, atik ve cüret- kâr bir adamdı. Fakat beynelmilel serseriler a- rasında Perçeçin şöhreti bambaş- kadır. Perçeç tren — mütehassısı idi. Kral Aleksandr, Bartuyu öldü- ren katil Vlade suikastları — ekse- riya otomobilde yaptığı icin nasıl Vlade Şoför diyorlardıysa, Perçe- çe de hayatında sayısız denecek kadar tren — berhava ettiği için kendisine Perçeç Kondüktör de- nirdi. Perçeç bu sahada o kadar ma - hirdi ki tren berhava etmek için suikastçılar arasında beynelmilel bir müsabaka açılsaydı muhakkak birinciliği kazanabilirdi! Perçeçin faaliyetinden ilk önce “Avusturya hükümeti şüphelenmiş- tir. Perçeç bu mühim (!) kabili- yetini kaybetmemek için mütead- dit yerlerde ekzersisler yapıyor ve bu münasebetle — birçok trenleri berhava ediyordu. Bir polis memuru, herlııvı o- lan trenlerle Perçeçin seyahatleri- ni tarih itibariyle yekdiğerine çok uygun olduğunu görünce şüphe - lendi. Perçeç te bunun üzerine ev- velâ Belçikaya, sonra da Yanka Pustaya iltica etmekten başka ça- re bulamadı. Burada Avusturya- dan aldığı yardımlarla Ustaşi ce - miyetinin meşhur şubesini ve sui - kast mektebini teşkil etti. Dr. Paveliçe gelince bu adam Ustaşi cemiyetinin en büyük mer- kezi olan İtalya şubesini tesis et - mek vazifesini aldı. Derhal İtal- yaya geçti. İtalya — Yugoslavya hududuna nisbeten yakın bir yer- de olan Borga Val di Taro da bü- yük bir şato satın aldı. Dr. Paveliç çok seyahat ederdi. Fakat nereye gittiğini, ne yaptığı- nı, kimlerle görüştüğünü hiç kim- se bilmezdi, İlk vakitler Italyanın — Pessar, Berci ve Milâno şehirlerinde otur- muştu. Son zamanlarda ise ailesi ve çocukları Milâno şehrinde otur- dukları halde kendisi ekseriya To- rino ve huduttaki — Borga Val di 'Toro şatosunda otururdu. Pave- lısiı etrafma topladığı kütle çok büyüktür. Ve dünyada yıpılın y Suikastçılar Kralı nasıl yaşıyor. suikastların büyük bir kısmı Pave- liç tarafından organize edilirdi. Bundan başka Ustaşi cemiyetinin, Lehistanda ve Amerikada da şu - beleri vardır. İtalya ve Avustur - yada basılan Hırvat millt gazete- leri Paveliç ve Perçeçin adamla- riyle dünyanın her tarafına yayı - lır ve propaganda edilir. Borga Val di Toro şatosu mu - azzam bir binadır. Şimdiye ka - dar bu cemiyet — mensuplarından maada hiç kimse buraya girme - miştir. İddia edildiğine göre bu şato bir kol orduya bir ay muka - vemet edebilecek kadar tertibat- lıdır. İçinde mükemmel bir mek- tep, hastahane, bar, kilise var- dır. Ustaşililer burada bir şehir- de imişler gibi yaşarlar. Hasta - hanenin doktoru Dr. Lisuk ismin- de bir Hırvattır. Bundan başka İtalya hüküme- ti şatonun etrafındaki dağları da tethişçilere tahsis etmiştir. Bun - lar burada tüfek, tabanca, ve bom ba talimleri yaparlar. Hatta son zamanlarda şatonun arka tarafım- da hafif avcı tayyareleri için bir küçük meydan — yapılmasına bile başlanmıştır. Şatonun kimyakerleri ve tek- nisyenleri harp, ve silâh hakkm- da son ihtiraları tetkik etmekte - dirler. Bu şekilde bu şato muaz - zam bir ölüm fabrikası — haline gelmiştir. Paveliçin kimyagerleri en te- sirli bombaları bu şatoda imal et- mektedirler. — Buryada homitecilere okutulan dersler: Lisan, topoğrafya, riyazi- ye, fizik ve jimnastik — boks, gü- reş, bilümum sporlar — dır. Hatta geçenlerde ı’ıvelıç boks — öğren- mek için İtalyaya — gelmiş olan meşhur dünya ağır — siklet boks şampiyonu Karnerayı konturatla angaje etmek istemiş, fakat Kar- nera buraya gelmekten korktuğu için bu iş olmamıştı. Bundan başka kadım haydutlar (!) için de hususi mahiyette cins, cazibe, kendini beğendirmek, ağ- lamak, erkekleri kendilerine âşık etmek dersleri verilir. Bu dersin muallimi matmazel — Violette is- minde elli yaşında Parisli bir ka- dındır. Şunu da ilâve edelim ki hay- dutlar her zaman mütemadi ek- zersislerle çalışmakta — devam et- mektedirler. Murat Selâmi Hudutta yakalanan komiteci kim? (Baş tarafır 1 incide) Paris, 26 (Hususi) — Fransız zabitası şiddetle aradığı Ustaşi reislerinden Perçeç'in resmini tek- sir etmiş ve bütün memleketlere göndermiştir. Resim Amerikaya telgrafla gönderilmiştir. Kendisi her tarafta şidetle aranmaktadır. Yapılan bir ihbara göre kendisi hâlâ Belçikada bir Hırvat tüccarı- nm evinde gizlenmiş olarak bulu- nuyor.Bu haber üzerine Belçikada bütün Hırvat — evleri aranmağa başlanmştır. Lehistanda yüz kişi yakalandı Varşova, 25 (ALA.) — Poliı'l bir sahte pasaport teşkilâtı keş - | fetmiştir. qu:ılıt Lehistanm muhtelif I Triyestede çalışıyordu Mecliste Dün mühim bir kanun kabul edildi Ankara, 25 (ALA) — Büyük Millet Meclisi bugün saat 13 te Kâzım Paşa Hazretlerinin reisli- ği altında yaptığı ikinci içtimada Balkan misakı ve lâyihalarının ihtiva ettiği hükümleri — tatbik hakkındaki kanun lâyihasını mü- zakere etmiştir. Kanun lâyihasınm müzakere - sine geçilmesi üzerine söz alan Sırrı Bey “Kocaeli,, , Cümhuriyet idaresinin her sahada gösterdiği büyük muvaffakıyetlerine ve İs- met Paşa hükümetinin harici siya- setteki zaferlerine temas ederek “İsmet Paşa hükümeti her arzu ettiği cephedetam bir muvaffa- kryetle yürümektedir,, demiş ve sözlerine şu suretle devam eyle - miştir: * — Elimizdeki kanun sulh ve müsalemet — âleminde Türkiye Cümhuryetinin ne dereceye ka - dar amil olduğunu gösterdiği için ehemmiyeti pek fazladır. Bu ka - nunla âkitlerin mütekabilen te - min ettikleri menfaat, hepsinin birer birer kadirşinaslığına taal - lük ettiği için her birerleri bu lsı— nunun aktinden — dolayı şayanı tebriktir. Fakat bizim için ayrı - ca iftihara şayan bir cihet vardır ki, o da İsmet Paşa hükümetinin ta Lozandan — beri daima nerde sulha ait bir akitname, nerede bir mukavelename akti olursa mutla- kaTürkiye Cümhuriyetinin orada bulunmasını temin etmiş olması- dır. “SSİFE BEYİR 'BEYAN - ra reis Kâzım Paşa Hazretleri ka- nun İâyihasının müstaceliyetle müzakeresi istenildiğini bildirmiş ve kabul olunmuştur. Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey kanunun heyeti umumiyesi üzerinde şu beyanatta bulunmuş- tur: Kanunun metni, kendi mana- smı ve ehemiyetini kâfi derecede izah ediyor, zannederim. Malüm- dur ki, Balkan pakti ve protokolu bu sene sonbaharında Cemiyeti Akvamda da tescil edilmiştir. Bu misakın sulh ve istikrar yolunda ve âkitlerin Balkan — dahilindeki hudutlarının emniyeti için bera - ber çalışmayı esas tutan bir takım hükümleri vardır. Bu hükümlerin icaba göre tat- bik olunması tabiidir. Ancak bu- nun için keyfiyetin Büyük Millet Meclisince ayrıca tasvip olunma « sı lâzımdır. Bu sebeple yüksek tasvibinize arzolunan bu kanun - da taahhütlerin Büyük Millet Meclisinin ittilâr dahilinde olma- sı lüzumu tasrih edilmiştir. Bizim teşkilâtr esasiyemize ait olan bu hususiyet —memleketin yüksek menfaati için de ayrıca bir temi- nattır. Büyük Millet Meclisimizin ittilâr dahilinde olacak tahhütler elbette milletin yüksek menfaati. ne mutabakatı sükünetle ve etraf- lıca mütalea olunarak kabul edi- lir. Bu kanun hakkındaki maruza- tm bundan ibarettir. Yüksek ka- Hımlıur. ve *Yüzden fazla tevkifat yapılmıştır. Teşki - lâtın reisi Moiz Zifman, tevkifi esnasında birçok damar çı!lı - mıımdın ölmüştür. * Si MT d, icni aha yi japonlarla sovyetler ' nasıl anlaştılar (Baş tarafı 1 inci sayıfada) I York - Times'in yazdığı ler, Orta Asyada istediklerini ya - pabileceklerdir. Çin Türkistanı, Afganistan, İran, hattâ Hint, Bol- | şeviklerin faaliyet sahalarına da - hil olacaktır. Bu anlaşma, elbette İngilizlere pahalıya oturacaktır.,, Fakat, İsviçre gazetesinin o za- manki bu pek yerinde tahmini kâ- fi derecede dikkati celbetmemiş; dünya efkârı, Japonlarla Rusların arasını hâlâ son derece açık san - makta devam etmiştir. Tan gazetesinde yazan muhar- rir, 6o zamandan bu zamana kadar bu anlaşmayı teyit eden bir çok hâdiseler cereyan ettiğini ile- rişürüyor. Bunlardan birkaçını, ondan alarak, biz de zikredelim: Sovyetlerin Milletler Meclisine girmesinin hemen ferdasında, Af- ganistan da bu arzuyu göstermiş- tir. İran ise, Sovyetler aleyhinde rey vermek istediğine dair sözde cereyan eden bir dedi Koduyu, bü- yük bir isticalle tekzip etmiştir. M. Andrö Duboscg: “Herhalde, İranla Afganistan, bu hareketleri, İngiltereye yaran - mak için yapmış değildir.,, diyor. Sonra, Moskova telgraflarını tetkik ediyor: Sovyetler, Merkezi Asyadaki federe üç cümhuriyetin, yani Öz - hekistan, Türkistan ve Tacikistnın demir yollarına fazla gayret sarf ediyorlar. Bu sistemli siyaset de mektedir. 4 Teşrinievel tarihli bir Mos - kova telgrafı da şunu bildirmek - teydi: “Komünist Fırkasının Merkez Kow.itesi ve Komiserler Şürası; Fırkanın Asyai Merkez bürosunu lâğvetmeğ karar vermiştir. Bu bü- ronun vazifesi, Orta Asyadaki si- yasi inkişafları teftiş etmekte ve muhtelif ekalliyet gruplarile Mos- kova arsında görmekte idi. Böylelikle, bu Orta Asya cümhuriyetleri, Komünist bütünlüğü içine girmiş bulunuyor- lar.,, Hulâsa, Sovyet Hükümetinin Orta Asya ile olan alâkasının ne derece kuvvet bulduğu görülüyor. Buna karşılık, Uzak Şarka olan in- cizaptan eser kalmaıştır. Ne Vlda- divastok, ne de Dirkez eyaleti ile uğraşıyor. Esasen, O, Vladikosto- k'a, ağustos nihayetinde New — A tyoyaiaeEİE aa LN gyyyıAİR Dot yyyıgı bulünüze mazhar olacağını ümit etmek isterim.” Hariciye Vekili Dr. Teyfik Rüştü Beyin bu izahatını mütea - kip kanun reye konularak kabul edilmiştir. Neşri tarihinden itibaren me- riyet mevkiine giren bu kanuna nazaran Atinada — 9 Şubat 1934 tarihinde akt ve 8 Mart 1934 ta - rihli ve 2381 numralr kanun ile tasdik edilmiş olan Balkan misa- kı ve lâyihalarının — ihtiva ettiği hükümleri — tatbik için, Büyük | Millet Meclisinin ittilâr dahilnde olan taahhütler kabul ve tasdik e- dilmiştir. Meclis Cumartesi — günü saat 15 te toplanacaktır. ERŞN C TÇ adesi verildiğine dair olan 5| disini irtibat — vazifesini' M *A p V B DR 26 blı-lncllcırln savur etmektedir!: “Vidavostok, eskidet hâkimiydi. Şimdi ise, ask yasi harektlerin halâ makla beraber, yavaş ya' muhitin köhne bir liman! geliyor. Burası, beş haricinde bırakılmıştır. tokun eski ihtişamı zail Orası, mazisi parlak, zâfa uğramış ve istikbali *” lık bir şehidir.,, Ruslar, merkezlerini bul! İryan demiryolundan Bahri muhiti kebire olan larını nehir vasıtasile yi lunu tutmuşlardır. Ş 9 Eylül tarihinde, Jap© Paris sefiri M. Sato'nun mes'e yazdığı gibi, bu m! fazla istihsal edip de m satamaması yüzünden, '? buhran geçirmektedir. O en muvafık pazar Uzak 9? Bu emlin tahakkuku için ea" keli muarızın da bilfiil yı ona terketmiş olması işine gelmiş, o da, bilm Orta Asyada Sovyetleri rakmıştır. 4 Makale sahibine göre, 15 nievel tarihinde İranın $H tebliği cidden alâkayı calil “Pars Ajansı, İngiliz mt€ inden çıkan ve güya İran metinin Japonlara Basra P| zinde bir bahri üs yapmak ü enmo Tokyo, 23 (Gecikmii Sovyet hükümeti ile Manç! kümeti, demiryolu tamamile anlaşmış gibidi nız, imzalnacak mukavelnili' ve Mançur lisanile- meti sında tam benzerlik olmasi tinden bir anlaşamamazlık © —— etmiştir. Bu müşkül de, m A ponca yazılması suretile h miştir. Böylelikle, 1856 d rika ile Japonya arasındı len mukaveldenberi ilk d rak, Japonca, beynelmilel sebtlerin hallinde kullanıl! M. Titülesk (Baş tarafı Emniyet müdürünün sek misafirlerimizi bu kı manlarda muhafaza — k4 tasvip ve takdir ederken, j teşkilâtı tarafından tantf” ellerine birer de vesika olan gazetecileri her hi hul kimselerden ayırt et nin bize verdiği acıyı i mek elimizden gelmiyo! Kapalı dükkânların d Çarşı esna ” I&diyeye muhtelif müf”, bulunmuşsa da hiç bir ”" edilememiştir. Kaldır?” rünemiyecek bir hale Gelip geçenlerin açi takılarak düştükleri 89 bi, gelen se nım bu çukurlardan P| gi uğraştığı da görülmüt || Burası bugünkü hâ' » cak olursa ancak bir$?1) ya dayanacak, »i caktır. “ öç

Bu sayıdan diğer sayfalar: