25 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

25 Şubat 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

X9 bu işin peşindedir. Şifreli bir mektül işi anlıyor. Uşağı da yanma geldiği anda Bit ve kaçıyorlar. y . Eş y * Polis Hafiyesi (X: 9) aa a am e ci nt 5 £ grm matbutında bir yenilik olarak sayılacak bu roman. birinci — | için “yatıni — xabtediyorlar. — Polis lu“’:, defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibi takib giğlt SN ga UABA Iay ae 0 edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. sızlar hafiyeyi basıyor . ARKADAŞIN AKILLI,CIR 3 B CCTT ÜMEK İSTEMİYOR. SİPRİYA- ; AD Ka ÖRTHAT, Ğ NÜ ŞUNUN AĞZINI TUTUNACAK BıR. VER OCE vyoK'. ŞAĞI SARKACA-! M-BENİ TUYA- BİLİR MiSİN? UNU GEN OE Pek DAŞIN DEKS İSTERİM. NEMEN GELDE BİRAZ KONUŞALIMI. BORJTYA sırada kendi uzun kılıcını hatırladı: — Zavallı kılıcım!.. Zavallı en iyi ar- | atlıyarak dört nala otelden uzaklaş - * m! Sen Garkonyo gibi adi bir m cine mi geçecektin? — Yazık, Fakat bu kılre da fena değil. Bu değişişde hiç de aldanmıyorum. Ucu gayet sivri. Yüzlü dehşetli suret - te keskin, Hakikaten Şövalye bu işde belki manen kaybetmişti. Lâkin maddi ka - zancı pek hüydkdü. Çünkü Sezardan almış olduğu krlıcının kabzası bir çok yakud ve zümrütlerle süslü olduğu gibi bilhassa büyük bir pırlanta göze garpıyordu. Ragastan: * — Giyindik, kuşandık.. Şimdi bura- dan gitmeğe bakalım. Bilhassa arka - mızda hiç bir iz bırakmadan.. dedi. Sonra elbiselerini, ayakkablarını su - da ıslanan şapkasını üzerindeki elbi- seden maada nesi varsa hepsini bir paket yapıp Tiber nehrine fırlattı!.. Sonra sofaya çıktı. Ayaklarının ucu - na basarak avluya vardı. Duyarın di- binden acele acele yürüyerek ahıra girdi. Kapiten'in eğerini vurmak, yu - Tarını takmak için ilerledi. Akşamdan beri o kadar tuhaf şey - Terle karşılaşmıştı ki, atını eğeri ve yuları vurulmuş olarak görünce pek de şaşmadı. Kendi kendine dedi ki: — Atı hazırlamışlar.. Acaba bunu hangi dostum yaptı?. Herhakde pek sevindim. Bana vakit kazandırmış ol- du. Bonjur Kapiten bonjur.. Beni gö- rünce sevindinha?.. Koca Kapiten!. Haydi Kişneme sus!.. Hakikaten Şövalyeyi görünce at kişnemeğe, ön ayaklarını yere vura - rak sevincini gösltermeğe başlamıştı. Şövalye Kapitenini okşadı, Sevincini yatıştırdı, Sonra dizgininden çekerek avluya cıkardı: — Kimseler yok!. Haydi Ragastan fırla!.. Diyerek hayvanı otelin avlusunda - ki araba kapısına doğru çekti, götür- —e —e emize — —e dü, Kapıyı açtı. Sonra eğerin üstüne tu Bir taraftan da:; — Fransaya kaçıyor, diye beni şi - mal tarafında Floransa yolunda ara - yacaklar.. Haydi Kapiten biz cenup tarafına, Napoliye doğru gidelim!.. diyordu.., Ragastan bir kaç dakika sonra Na- poli caddesine vardı. Knle kapısı gö - ründü. Güneş doğmuş olduğu için ka- pı açılmıştı. Şövalye atını yavaşlattı. Kale ka - pısındaki karakolun önünde geçerken acele işi olan bir adama benzemek is- temiyordu. Sevince dolu gözlerile ka - pıya bakarak: — Kurtuluş yolu!.. diye söylendi. Tamam bu sırada genc kahramanın bulunduğu yola bitişik sokaktan — bir atlı belirdi. Sevine ve takdir gösteren bir tavırla Ragastana doğru geliyor, Şövalyeye yaklaşmak istiyordu. Bi - razx sonra yetişti. Ve büyük bir hür - metle genc kahramanı selâmladı. Bu adam otuz yaşlarında idi.. Kısa boylu- zayıf, sinirli, karabıyıklı, par - Tak gözlü bir adamdı. Atı gayet güzel, kıyafeti gayet fena idi. Hattâ bir di- lenci sanılabilirdi. Yukarda söyledi - gimiz gibi büyük bir hürmetle Şöval- yöye yaklaştı. Boynunu bükerek ya - vaş bir sesle: — Her emrinize hazır bir kölenizim Monsenyör! dedi. Ragastan herifin söylediklerini du- yamamıştı. Çünkü o sırada Sent — Anj kilisesinin çanı kıyametleri kopa- rıyor ve Romada bulunan üç yüz kili - se buna bütün kuvyetlerile cevab ve -. riyorlardı. Pencereler açıldı. Çan seşlerinden korku ve telâşa düşen bir çok kimse - ler başlarını dışarıya çıkardılar. Bir an evvel derin bir uykuda bulunan Roma halkı arasında müthiş bir gü - Tültü koptu. Kiliseler durmadan çan vurmakta devam ediyorlardı. Boğuk — ——— ve madeni sesler derinden derine ak - sederek şehri meş'um bir felüket örtü- sü gibi kaplıyordu. Ragastan haykırdı; — Papanın emrile çalınan — imdat çanları. Bunlar hep benim için çalı - nıyor. Kale kapılarını kapatacaklar. Haydi bakalım kapiten ileri!... Göre- yim seni! Ragastan dizginleri brraktı. Üç gün den beri ahırda kapanıp sabırsızlan - mış olan Kapiten müthiş bir hamle i- le ileriye atıldı. Ayakları kaldırımın üzerindeki çakıl taşlarını etrafa fır- , Tatıyor nallarından kıvilcımlar saçı - lıyordu. Ragastanın bütün ümidi on - da idi. Hayvanın iki yanma öyle sert mahmuzlar indirdi ki zavallı Kapite - nin mahmuz vurulan yerlerinden kan fışkırdı. Kale kapısı muhafız zabiti telâşla ve avazı çıktığı kadar: — Dur1, Dur! Artık kapıdan geçil- mez.. diye haykırıyordu. Genc kahraman: — Ben geçerim! diye atını ileri sür- dü. Şövalyenin kapıdan — geçmesine karşı koymak istiyen bir zabitle bir kaç neferi göğsü ile yere sermiş olan Kapiten bir top güllesi, bir kasırga sür'atile kale kapısından dışarı fırla- dı.. Gitti!.. Ragastan kurtulmuştu. ». » » övalyenin ilk düşüncesi atı — idi. K mi okşuyor, kan fışkıran bere - sini yokluyordu. Hayvanın gözleri şimşek gibi parlıyarak hâlâ dört nala gitmekte idi, Ragastan: — Sağ ol Kapiten!.. Sağ ol! Mah - muzla karnmı kanattım ama. Hoş gör! Çünkü böyle yapmasaydım sen ne zorlu vaziyette bulunduğumuzu bilmediğin için bu gayreti göstermez- din... Sonunda ikimiz de düşmanın ©- Hne düşer mahvolur giderdik!.. diye söyleniyor bir taraftan da lıaşıu çe - """,'_'ı TO7 virip şehre doğru hakıyordu. Asker - ler kale kapılarını kapatmışlardı. Çan sesleri ise hâlâ uzaklan uzağa i- nildeyip duruyorlardı. — (Devam edecek) g Şövalye yumruğunu bu çan sesleri- ne doğrü uzatarak haykırdı: — Köpek gibi havla Sezar!.. Köpek gibi ulu Lükres., Havlayın! Çan ses - leri ile kıyametleri koparın! Bu çan - lar şehir kapılarımı kapatarak — beni yakalamak için değil; kurtuluşumu ufuklara ilân etmek için çalınıyor. Çünkü elinizden kurtuldum.. Gidiyo- rum., Ragastan bu sözlerinde haklı idi. Çünkü kale kapılarının kapanması ve bu kapılardan geçmek istiyenlerin yakalanması için bir işaret olan bu çanları Borjiyalardan başka — kimse çaldıramazdı. Şövalye tekrar başını çevirdi. Bi « raz evvel kendisine yaklaşmak istiyen atlının da peşi sıra gelmekte olduğu- nu gördü. Herif atını o kadar koştu * ruyordu-ki hayvanın kuvveti — nerde ise yere dokunacaktı. Ragastan yalnız bir düşmanla uğ- raşmak lâzım geleceğini görünce bir- denbire durdu. Bu sırada bir derenit yanına varmıştı. Hemen yere sıçradı- Avuçlarile su alarak canı gibi sevdi * ği Kapitenin iki böğründe açmış oldu- €u mahmuz yaralarını yıkadı. Hayvâ” nın göğsünü okşadı. gözlerini öptü'- —- 5B - İSPADA KAPYA Artık atını koşturmağa lüzum göf” miyen Ragastan gittikce kendisin€ yaklaşmakta olan düşmanını uzaktafi göz hapsine almıştı. Herif bir iki da * kika sonra yetişti. Bu atlı kapıdaf çıkmazdan biraz evvel Ragastanı bi Yyük bir hürmetle selâmladığını göf * düğümüz adamdı. Şövalye eli kılremın kabzasında Oİ” duğu halde müdafaa vaziyetini almif- tı. Fakat atlr adamın yere indikte! sonra her adımda iki büklüm olurdA”

Bu sayıdan diğer sayfalar: