28 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

28 Şubat 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B ni Yoksulluk içinde | On dö ölen Düşes “Keşke bir kâtip karısı olsay- dım, bu hale aa SöR hafta İngilterede — asil- * aileler arasından bir kadın, ASIZ ve borç içinde öldü. © kadınm adı Mey Etrit'dir. Di ise “Leynster Düşesi,,. bütğ kadınm ölümü birdenbire, 9 İngiliz gazetelerinin sütun « 3 Yer dolduran mühim bir ser - :Gaı oldu. Onun hayatını, çok hhi _ll Maceralarını anlata anla- Üiremiyorlar. . .. "ı:: Badin üödüe'bu küdür'Ülde Biy !Yor, İngilizlerin pek ehem - %qAVudiii asalet ünvanların- n tine bir sahne aktrisliğinden Bt için, bir.. 's_“î"'l. hayatlarını parlak — bir l $i örneği iken birdenbre parça- Ka AR, her biri ayrı düşerek, bil- ğ kadının günden güne borç ı.'n_ * Ve çocuğundan uzak yaşa - & mecbur kalışı bir çok kim - *in yıllardanberi merak — ve İi ametini uyandırmıştır.. Bu İ | bi M'Y Etric, yahud asalet sanı ile | K & bilmem kim, güzel sesi ve tp temsil kabiliyeti olduğu için K ı“_îok gençken sahneye girmif- di dlluediynrdum k, P"' Vakitler gene bir sirk dan - y hayvanlara bekcilik eden bi- « yazı bulunan Teodora, nasıl hu izanş İmparatoru Jüstiyene #Fu nıl“.v işte, —benzetişte yanlış A, Pasın— bu. küçük — İngiliz b r'“ de, asırlardan beri asale- k İr mühim görünmiyen servet ’*:dg saklıya gelmiş olan bir a- W"i. içerisine hemen giriver - .. » *::' ı'leîliı gazete muharriri, pa- a 'en Düşes'in evinde Düşesin ile bir mülâkat yapmış... Üy y? demiyelim.. Çünkü kulübe | '*d, * yerde, beraberinde üç dul k A daha olduğu halde acıklı Di c:z ulluk içinde yaşıyorlardı. i 4 Ztte muharriri diyor ki: .l).î.dlnın anensi, bana kızının | H*.i!nd.n dert yanmasa da şöyle | İş “_“lfl bakarak işin acılığı MA flle içerisindeki derin has - 'k ı_""ülünıi görmek mümkün - İ y'den alınmış ve yıllardan - Vhl ediği genç oğlunun res - ky.u"' Düşeş odasının hemen İ bir ölüm ve ayrılık kokan Rhit, xğy -. * * NE“!Ç. yahut öbür adı ile CM Düşes'in ölümü, tali- ı*::.. bir oyun oynadığı insan- h:d_—h pek tanınmış bir fe- | &, Biyonunu aldı.. qçı ;*;"uılıı çok, hem de çok KH' Tgilizlerde seyrek görü- L -lq:;'_nfr kızdı.Bununla bera- l:';.ı İSini sahnede gören her- | Tij S?, âtebe ve memur “İngi- Bd vermişlerdi.. N kom; ka Onra 3 *Yoncunun kızı idi. Fa Si adan arkadaşlarına söy- w;:hı Yözler çok dikkate değer: K d e Mişti. Keşke sade bir lc'.;;:“ koymuştu. Basık, karan | Tn Va p, “Pun kızı olarak kalsay İr kâtibin karısı olsay- gelmezdimi,, aSi z SD ..,.._... dae MĞE X srn Ku T r'en Dğyenme Leynster Düşesinin gençlik resmi dım, kim bilir ne kadar daha ra- hat ve kedersiz yaşaycaktım...,, Olmadı işte.. Babam ben daha çocukken öldü, iş bulmağa mecbur kaldık. Güzeldim. Sesim vardı. Sahne bana uygun geldi. Dznsı öğrendiğim zaman daha on üç ya- şımdâydım...,, Etric, sonra daha çok ilerliyerek mühim oyunlarda roller almıştır. Oynadığı tiyatro, hınca hine dolu- yordu. İşte bir gün tiyatronun tıklIrm tık lım dolu ve dizi dizi mevkilerin - | den birinde Seyntre Dük'u kendi- sini gördü. Kendisin oyundan sonra çağır - dı. Seviştiler. Fakat çok sürmeden bu hayal dolu hayat birdenbire durdu. Delikanlının ailesi, kendi - sini kızdan ayırrarak unutması i - | çin bir dünya seyahatine gönder - diler. 21 yaşındaydı. Delikanlı dön - dü, Etric'i alıp ailesinin sanımı ve- rerek onu bir “Düşes,, yaptı. Kana dı; balayını geçirmeğe - gittiler. Bir yıl sonra bir erkek çocukları oldu.... Harb çıktı. Ve aradan bir za- man daha geçtikten sonra, işte bo- zuşmuşlar ve ayrılmışlardır. İş bu kadarla bitse iyi.. Kıza çok ağlayıp sızladığı hal- de çocuğunu vermemişlerdir. Bed- bahtlık günden güne artıyordu. Gerçi eski Düşese para vermiyor değillerdi. Fakat bu para, nereye gidiyordu.. Kendini avutmak için, bu felâ . ket şampiyonu, insanı daha çok Felâkete götürecek usullere baş vurmuştu. Günden güne bozuldu. Nihayet bir köpek, bir kanarya ve — biri Annesi diğer ikisi de kocalarını kaybetmiş iki halası olmak üzere üc dul kadımla daha, küçük bir çi- çek bahçesi o'an bir kulübe içerisi- ne yerleştiler. Düşes orada öldü. . » * HABEK — Akşam Vostası rt yılda yaratılan makine adam! Mühendis eseri tarafından öldürülmekten korkuyor Fakat makine adamı mahvetmek için tek bir kelime söylemek kâfidir Dünyada ilk makine adamı ya- ratan kimdir?. diye sorsalar buna hiç tereddüd etmeden Allah diye- biliriz.. Çünkü Kitabı mukaddeste yazıldığı gibi Allah Adem baba mızı çamurdan yoğurdu ve ona hayatı sonradan nefhetti.. Ondan sonra, insanlar — kendi suretlerini heykeler halinde yapmağa başla. | dılar ve içlerinden çoğu eserlerini harekete geçirmek, konuşturmak için çalıştılar. Bunları saymakla | bitirmek imkânsızdır. Orta devirde bir çok muhteri - — ler makine ile müteharrik insan - lar yapmışlardır. Bu makine in - sanla içinde şatranç oynayıp bin - bir makine hareketi ile karşısın - laki en usta oyuncuları yenenler olduğu gibi, kiliselerde halkı do- landırmak üzere dint dalaverelar yapmak için papaslar tarafından hususi yaptırılmış makineler var- dır. Fakat o zamandnbaeri halk bu dalavere!eri öğrendi.. Ve ma- kineler artık oyuncak haline gel - di. Bunların çoğunu görmüşsü - nüzdür, Size bir tanesini de de bir dükkânm — camekânında kukla gibi bir şey vardı. Beş daki- kada bir cama vurur, — geçenleri durdurur, osnra da dudaklarını oynatarak içeri davet ederdi. w . * Fakat yirminci asırdayız.. Bu asrın bir ismine de makine — asrı denilmesi boşuna değildir. Çün- a kü bu asrın ortaya çıkarmış oldu- ğu makine adamlar hakikaten bir harikadır. Ve şimdi size bu makine adamların en mühimmi o- lanından bahsedeceğiz. ALFA ROBOTU Bugünün mühendislerinin yap mış oldukları makine adamlar ha- kikaten fevkalâdedir. Bunlar içe- risinde — Amerikada - gayet tabii olarak Amerikada - Kal'forniya - da Golf oyunu dersi veren bir ma kine adam vardır. Vaşingtonda, — bir su bendin muhafaza eden ve suyun miktarı ni kontrfol eden bir makine adam dan başka birisi değildir. Ve te lefon çalınca bu makine adam te Jefona gider, suyun derecesini ce vaben bildirir. Fakat Şikago sergisinde göste rilmiş olan ve Alfa Robotu ismini taşryan makine adam bunların en fevkalâdesidir. Çelik, cam ve alimünyomdan ibaret olan bu ma- kine adamın ağırlığı iki bin kilo - dur. Gözleri birer fotoğraf ma - kinesi, kulakları birer mikrofon - dur. Alfa görür, duyar, — elektrik işaretleri ile verilen emirlere ce - vab verir, hareket eder. Alfa kendisini z 'yarete giderse- niz ayağa kalkar, çünkü terbiyeli- dir, s'ze doğru yürür, bir sandalya göstererek: — Hoş geldiniz, der, oturunuz. Fakat bu nezaket bir dereceye kadardır. Zira, ona tabif bir me - rak saikasiyle fazla — yaklaşacak olursanız derhal bir tabanca çıka- rır ve; hatırlata . | | lam. Beyoğlunda sonrada Sirkeci - Makine adamların içi, hemen farkla ki... — Meselâ — bağırsakları Ehemmiyetsiz de olsa küçücük bir makine — kuş yapmak için bu kadar karışık tertibat lâzımdır. Beyoğlunda Galatasaray Mektebi karşısında bir pastahanede bunlardan üç makine— kuş bardır ve bunlar pek muvaffak olmuş cinstendir. Kurulup öterken insan sahici zannedebilir, — Geriye, yoksa ateş ederim .. Diye haykırır.. Bu emri <u-hal dinlemek lâzımdır. Zira Alfanın şakası yoktur, birlâfı iki —defa tekrarlamaz ve ateş eder. Alfanın muhterii, daha doğru su babası Harri Mey isminde bir mühendistir. Harri Mey eserini meydana getirmek için tamam on dört sene çalışmıştır. Mübhendis hemen insan — göcdesi gibidir. çeliktendir. ; diyor ki: — On dört sene, — yaratmakta olduğum makine adamdan başka bir şey düşünemiyordum.. Herkes- ten kaçıyor, kimse ile konuşmi - yor, yalnız onunla meşgul oluyor - dum. Yavaş yavaş ben de onun gi- bi olmuştum.. Yani sertleşmiş, — gayri insani olmuştum. Bir zaman geldi ki ye- yemez, uyuyamaz oldum. Çıldır- mama az kaldı. Gece yarısı yata - gimdan fırlar, onunla uğraşır, bir eksiğini tamamlamağa çalışır - İrm. l Alfa beni daima — baş ucuna çağrıyordu. — Onun efendisi ben miydim; yoksa 0 muydu? Bazan ben onun esiri olduğumu zanne - dJiyordum. Esasen — Alfayı yapıp bitirir bitirmez, beni az kalsın öl- dürüyordu. Demir bağlarından birisini ko- paraka yumruğunu beynime in - dirdi. Hastahaneye kaldırdılar . Üç hafta ölümle — pençeleştim.. Kurtuldum. Alfa tekrar ayni işi yapmak istedi. Halbuki bir keli- me söylesem onu mahvedebilir - d'm. Hayatı elimdeydi. Çünkü Alfayı mahvetmek için bir tek ke- Eme kâfidir. Bu sözün telâffuz e- dilmesi onun üzerinde bulunan bir plâkta akisler uyandırır ve bü- tün makine olduğu — gibi bir an içinde bozulur, parçalanır, oldu « ğu yere yıkılır. Eğer — Alfa bir gün beni habers'zce ve gafil av - lıyarak öldürmezse, ben bu keli - meyi söyliyerek onu malıvedece - ğim.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: