3 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

3 Mart 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postast 9. t _Ş_ıİ(’ " yinmek için “daha ne liekliyörshnuZ? Galatada Karaköyde kâin meşhur Ekselsiyor Ayni ticarethanede: Kadın, Erkek ve Çocuklara mahsus Kat'iyyen rekabet kabul etmez fiyatlarla Ç Pardesüler Mantolar Paltolar Muşambalar Size; en mükemmel Ismarlama kostümleri Kostümler'in en şık ve müntahab çeşitlerini İ bulacaksınız B * ' iki prc va ile A $ x , ('x *I :î:ım ılı’-ımnun ve tat- x ("*' Ismarlama [j Kostümler 23: | ESİ LR GALATA-KARAKÖY — En iyi ve müntahab ku- “Maşlardan, büyük bir - itina ile dikilmiş ve kusursuz - bi- Şimlerde yalnız ki prova ile en müşkülpesent zevk sa. , Liraya aç SORJİYA Va eee ——— — şeker serpildikten sonra Bordo veya Makon şarabına batırılırsa — çok lez- Betli olur. Bu Senyöra Lükresin bulu- Şudur.. Papa da şeftaliyi böyle yer.. Fakat şeftaliler tamamen olgun - ol- Malı ve çürümemiş bulunmalıdır. İşte imkânsız gibi olan iki şart. Çünkü şeftalileri çürümeden toplarsam ham kalıyorlar.. Olgunlaşmalarını bekler- sem çürüyorlar. Bununla — beraber şimdiye kadar buna muvaffak olmuş- tum, Lâkin bu sefer... —Bu sene mi?, —Evet bu sene pek fena oldu.. Şef- talilerin hepsi çürüdü. Yalnız ufak bir kışmını kurtarabildim.. Fakat bun larr acaba sonuna kadar saklayabi- lecek miyim?... Eğer sağlam geftali Yetişliremezsem başıma gelecek olan belâyı biliyor musunuz?.. — Hayır üstadım.. —Asılacağım!. —Beni korkutuyorsunuz.. Şeftali İçin asılmak olur mu?.. Aman yarab- * —Evet delikanlı, asılacağım!.. Ge- Çen sene şeftalilerden birinin çürüdü- Zünü Papaya söylediğim vakit bana Ne dedi biliyor musunuz?.. dedi ki sen istediğin gibi çalış., Vazifene Gikkat et veya etme!.. Fakat ben iste- diğim zaman şeftali bulamazsam seni Şürüyen şeftalinin ağacına astıraca- Zım1. Belki bu suretle ağaç bir daha #eftaliyi çürütmekten vazgeçer!,, — Papanın alaya tenezzül etmiye- teğini anlıyorum. Fakat korkmayınız Üstad.. Ben sizi kurtaracağım., Şefta- Mlerin saklanması için gizli bir terti- bim vardır. İhtiyar bahçevan Ragastanın elini futarak ; — Ah delikanlı.. Allah bana acıya- #İzi yardımıma gönderdi. Bu sır- B bana söyleyiniz.. dedi. — Söylemekle olmaz.. Benim yap- Maklığım Tâzım... < — Fakat sizin yapmaklığınız. için bühçeye girmeniz lâzım gelmez mi?.. —Tabil deği ı —Fakat o vakit te asılacağım ya- hut daha fena bir şekilde mahvedile- ceğim.. 4 — Bu da ne demek?. — Dinleyiniz!. Papanın hususi bahı- çesine benden başka kimse giremez.. Çünkü muhterem pederimizin — düş- mianları çoktur.. Şimdi anladınız mı?. —Hayır.. Anlayamadım! — Güzel delikanlı! İhtimal ki siz, bir fenalığın yapılabileceğini bile dü- şünemiyorsunuz.. Fakuat bir çok hay- dutlar vardır ki Papanm yiyeceği şeftalilerle diğer meyvaları zehirliye- bilirler... — Bu pek müthiş.. Pek fena!.., —Evet, işte bundan dolayı muhte- rem pederimiz de tedbirli davranı- yor. Bana karşı fevkalâde emniyeli vardır, Lâkin neden dolayı olursa ol- sun, hattâ bir dakika için bile bahçe- ye bir yabancı girerse diri diri deri- mi yüzdüreceğini veya uastıracağını söyledi, — Ne fena!.. Şeftali çürüdü diye asılmak, şeftalileri çürümekten kur- taracak bir adamı bahçeye koydun diye asılmak., İkisi de biribirinden kö- tü. « — Heyhat!.. Lâf anlatmak kabil mi? —Artık bu bahisi kapayalım muh- terem Üstadım. Belki sakladığınız şeftalileri benim yardımıma — lüzum kalmadan saklıaybilirsiniz!.. — Ummuyorum... — »« Benim bahçeye girdiğimi kim- se duymayacaktı. Ben de kendimi ta- mamen — saklayacaktım.. Muhterem pederimiz bu ufak halayı haber — bile alamıyacaktı, —Delikanlı!, Beni emre itaat et- memeğe teşvik ediyorsunuz., — Maksadım hem şeftalileri çürü- mekten koruyarak asılmanıza mani olmak, hem de keşfettiğim bir aşıyı Papa etbisesinin |ıllnıııııxlığuıı| iyi kötü giderdikten sonra düşünerek odasmna döndü.. Dudaklarında hafif bir gülüş belirmiş olduğu halde söy - lendi: — Artık ihliyarlamışım, Acele — ve | telâşla kendimi tehlikeye soktum. Sonra korktum ve çekildim.. Ah!.. es- kiden beni böyle güzel bir elin salla-) dığı hançer durdurabilir miydi? A - dam sende! Artık işler yolunda sayı . lır., Tik hücumu yaptık., Zaten maksa- dem da bu idi. O şimdi uzun uzadıya edüşünecektir. Papa kendi dairesine varır varmaz okuyucu Anjelo tarafından karşılan- dı. — Hat.. İyi ki aktrma geldi. Anje - 160.. Anyo uçurumunu bilirsin — değil m — Evet, Sibil mabedinin yanında- dır Mösyö 186 Kont.., —Zarar yok.. Aztık asıl Unvanımı kabüllenebilirsin.. Pek âlâ Anjelo u- çurumun kenarında in gibi bir şey vardır.. Hemen git o taraflarda dolaş, bak. O mağarada Romada Maga diye anılan ihtiyar bir kadın var mı?.. —Muhterem peder. Kadın oraday- sa ne yapayım?, — Kendisine bu gece biri tarafın- dan ziyaret olunacağını söyle! —H- BIR BAHÇEVANIN HAYRETİ Ragastan ile iki arkadaşı Tivoli! kapısında ve biraz kenarda bulunan | bir otele yerleşmişlerdi, Paniyo Flöri | isminde olan bu otelin dış görünüşü | biraz harapça idi. İspada Kapya hay- | vanları ahıra çektikten ve Üç arkadaş | epeyce dinlendikten sonra Ragastan tek başına ve yaya olarak dışarıya çık tı. Bir saat sonra geri döndüğü za-., man koltuğunda bir elbise paketi var- dı. Hemen odasına girerek gözden kayboldu. Bu esnada — Makyavel bir kâğıda Papanın sayfiyesinin plânını giziyordu. BORJİYA 120 Ragastan tekrar meydana çıktığı zaman büsbütün değişmişti. Üzerinde, © devirlerde bazı eski ilimleri etüid et- mek için İtalyaya gelen Alman tale- besine ait bir elbise vardı. — Artık Monsenyör Sezar bile beni tanryamaz. Şimdi etrafı korkusuzca dolaşabilirim, dedi. Rafael: — Hayır dostum, Buna hacet yok.. Bugünkü iş yalnız gidip biraz malü- mat toplamaktır. Bir şeyden korkma- yınız,, Eğer vuruşmak icap ederse el- bette siz de bulunacaksınız. —Fakat bugünden itibaren size hiç olmazsa yardım edemez miyim?,... Makyavel söze karıştı: ş — Şövalyeyi hareketlerinde yalnız bırakalım. — Şimdilik AlNlahasmarladık. Her ikiniz de çok müşkül bir iş için hazır- lanmmız., — Rozitayı kaçırmak için bir plân düşündünüz mü?. —Şimdi kaçırılmak sırası başkası- nındır. —Başkasının mı?. Acaba bu kim olabilir?.. — Papa!. Ragastan iki arkadaşını büyük bir şaşkınlık içinde brrakarak kapıdan çıktı. Nihayet Makyavel: — Şövalyenin hakkı var!, dedi. Dü- şündüğü sahiden çok doğrudur. Rozi- tanın etrafında dolaşan tehlike kim- dir?. Papa değil mi?. O halde evvelâ onunla uğraşmaklığımız lâzımdır. Ta- bi ihtiyar Borjiya elimize geçerse Ro- zita da kurtulmuş olur, Ah Rafacl bu Şövalye hakikaten değerli bir adam. Cesur ve temiz kalpli bir kahraman.. Zeki, kavrayıcı, çabuk anlayışlı; tani- leri, haydutları kahretmek için Allah tarafından kendisine her şey yeril- miş bir kimsedir.. Ragastan bu işte Makyavelin dü- Forma: 17 |

Bu sayıdan diğer sayfalar: