25 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

25 Nisan 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası italyan askerlerine Habeş — A —— e A LA kadınları mı karşı duracak? Habeş çeteleri İtalyan kervanlarını gene bastı ÖLENLER VAR Yeniden iş açılacağa benziyor Habeslstaıîn yenll bir notası Roma, 25 (A.A) — Habeşistan hükümeti yeni bir nota ile uzlaş - ma tarzını kabul ettiğini bildir - miştir. 22 — 3 tarihinde Uluslar Kurumuna verdiği bir notada İ - talya hükümeti de bu tarzda ta - raftar bulunduğunu bildirmişti. Her iki taraf komisyonları inti- hap edilmediği gibi, toplanma ye- ri de hcnu: tesbit edilmiş değil - dir. Habeşde yeni bir hâdise Paris, 25 (A.A) — Matin ga - zetesi Londra muhabiri diyor ki: Adisababa'dan gelen bir - tel - graf, bazı Habeş kabilelerinin E- ritre'de yeniden, iki İtalyan ker - vanma taarruz ettiklerini bildiri - yor. Bir kişi ölmüş, üç kişi de ya - ralanmıştır. Gondar mintakasında — dolaşan haydut çeteleri mütemadiyen hâ - diselere sebebiyet vermektedirler. ©. lf * İtalyan menabiinin verdiği malümata göre bu havali çeteler- le doludur. Maiyetinde 50 kişi o - lan reisler de mevcuttur ve bun - lar, İtalyaya ait topraklardan ha- reket eden kervanlara rahat ver - memeğe azmetmiş gibidir. Yeniden asker sevkiyatı Napoli, 25 (A.A) — İki vapur, 1300 askrle bir çok mütahassıs a- meleyi hâmilen, dün, şarki Afri - kaya hareket etmiştir. Bir kadın ordusu Milano, 21 (A.A.) — Gazetta — del Popolo, Hapeşistanda #ırf kadınlar- dan mürekkep ordu vücuda getirildi- ğini yazmaktadır. .. . Dün geceki yangın (Baştarafı 1 ncide) Bu sabah vak'a yerinde tahki- kat yapan bir muharririmiz gör - düklerini şöyle anlatıyor: Fabrika, Direklihan — sokağın - dadır..Evin cephesi üç kat, ve kâ- gir arka cephesi gayet geniş ve büyük, En üst katta da tamamen yanmış olan ahşap bir kat varmış. Evlerinin arka, ve fabrikaya nazır kismı yanmış olan askeri mütekaitlerden Salâhattin vak'a- yı şu şekilde anlattı: — Gece saat dokuzu geçiyordu. Birdenbire yukarı katta oynıyan| * çocuklar yangın var diye bağıra - rak aşağı koştular, Pencereden baktığım zaman fabrikanm arka üst tarafında büyük bir alev sütu- nunun yükselmekte olduğunu gör- düm. Kızım Veliyeye koş karako- la haber ver dedim. Vak'anın ötesini Sumerbank - ta çalışan Veliye hmıııılulı — Herkes sokaklara d Yangın var diye hıgmyorlırdı Fakat hiç kimsenin aklıma karak la gitmek, itfaiyeye haber vermek| gelmiyordu. Ben doğruca karako- la koştum. Karakolda telefonla it- faiyeyi bulmak için bir hayli uğra- şıldı. Nihayet güçbelâ bulundu. İt. faiye de derhal yetişti. Fakat bu zamana kadar yangın fabrikanın üst katını tamamiyle kaplamış, ve bizim eve de sirayet etmişti. İtfai- ye doğrusu çok gayret gösterdi. E- vimizin kurtulması bir mucizedir. Eşyalarr tamamile harap olan evden çıktım, gene evleri büyük tehlikeler atlatan Kosti, Yani, Mürvet ve diğer bir çok alâkadar- larla konuştum. Hepsinin birleşti- ği nokta yangının üst kattan çık - tığı, fabrikanım üç aydan beri â - tıl olduğu, ve yalnız bir kaç.ame - lenin çalışmakta olduğudur. A - meleler saat 7 de çıkmışlar ve bekçi de kapıyı kilitliyerek gitmiş, yangin da tam saat 9,10 da çık - mıştır. İtfaiye 20 dakika geç gel- miştir. Yangın çıkmadan evvel Kaza serisi Birbirini kurtarmak için nehire atlıyan atlıyana İki kişi boğuldu Londrada Taymis nehri kena - rında müthiş bir facia olmuş bir çocuk yüzünden bir kaç kişinin hayatı tehlikeye düşmüş ve iki kişi boğulmuştur. Hâdisenin plânı şudur: Önce beş yaşmda bir kız çocu- ğu nehre düşmüştür. Arkasından iki çocuk onu kur - tarmağa atlamıştır. Arkasından bir adam daha at- lamış-boğulmuştur. İki adam daha atlamış ve son - radan atlayan çocukları kıtıı mıştır. İlk düşen kız boğulmuştur. Kurtarmak için atlamışken bo- gulan adam bir gazetecidir. orardı Bitaraf mıntaka * üzerinde Alman harp tayyaresi Metz, 25 (A.A.) — Hudut bo - yundaki müstahkem mmtaka üze- vinde gene Alman tayyareleri uç - muştur. Geçen hafta hudud bekçi kara - kolları, Treves istikametinden gel- diği tahmin edilen bir tayyarenin kattenon'dan Tyionvile — kadar olan — mıntakadaki istihkâmlar üzerinde uçuşlar yaptığını haber vermişlerdi. Sarbürkden gelen diğer bir tay- yare de, Valdvisse istihkâmatı ü « zerinde uçtuktan sonra Almanya - ya doğru uzaklaşmıştır. 7000 kişilik grev Nevyork, 25 (A.A.) — Boyn sanayii amelesinden 7000 kişi grev yapmışlar- ) Aımın'd:n_ltılyınlum istih - bar ettiklerine nazaran da Setit -| tur: SONPOSTA — Sonposta gazetesin- de başyazı olarak geçenlerde olan Ja ponya zelrelesi hakkında bir yazı var- dir ki bildirdiği rakkamlar — dünkü nüshamızda mevcut olduğu için tek- rar etmeğe lüzüum görmedik. TüüygesiEE Na ça aBT I gaya ÜMEEMABaygzçiz AM ezaraciİN Çuvaldızla saldırmış! Iki hamal arasında kanlı bir kavga oldu Dün öğleden sonra Yemişte iki hamalm yaralanmasiyle neticele- nen bir yaralama vak'ası olmuş- Yemişte Meyvahoş hamalların- dan Bilâlm markası vardır. Bölü - ğe kayitlidir. Meyvahoşa gelen küfe ve sepetleri — taşımak hakkı markalı hamallara verildiği için Bilâ! da bu suretle iş yapmakta, para kazanmaktadır. Son günler - de Meyvahoşta iş azalmasına rağ- men hamallar kaçamak turetiyle iş almakta, markalı ha - mallar boş kalmaktadırlar. Dün Bilâl büyük bir elma sepetini Mey- vahoştan karşıdaki bir dükkâna götürmek üzere çağrılmıştır. Fa- kat küfesi sırtında bekleyen mar - kasız hamallardan — biri ortaya çıkmış, sepeti yüklenmiştir. Bilâl, markasız hamala sepeti bırakma- sını söyleyince araya — kabızmal Abdullah ve kardeşi Lütfi girmiş, Bilâlm üzerine gi etmişlerdir. Bilâlın arkada: Ali de kavgaya girmiş, yol üzerinde — dövüşmeye başlamışlardır. Bir aralık Siirtli olan Abdulla- hın gözü kızmış, elindeki büyük çuvaldızı evvelâ Bilâlın baldırına sonra da Alinin koluna saplamış - tır. Bilâl ağır yaralanmasına rağ men yerden büyük bir taş alma - ya savaşmış, bunu gören Lütfi he- men dükkâna girerek saklı bulu - nan tabancasımı almış, dışarı - çık- mıştır. Kavga daha feci bir aki - betle neticelenmek üzere iken za- bıta memurları yetişmiş, kavgacı- ları ayırmıştır, — Bilâl hastahane - ye kaldırılmıştır. Abdullah, Lütfi, Ali yakalanmıştır. Bundan başaka dün gece Çem - berlitaşta bir vak'a olmuştur. Kü - çukpazarda oturan Divrikli Zeki ile arabacı Sabahaddin alacak yü- zünden kavga etmişler, Zeki br- çakla Sabahaddini sol böğründen yaralamıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastahanesine yatırılmiş, Zeki e - Hindeki bıçağı ile yakalanmıştır. Sovyet - Fransız anlaşması Paris, 25 (ALA) — Moskova - dan, Havas Ajansına bildiriliyor: Hrehangi bir engel çıkmadığı takdirde, halk komiserleri meclisi bugün toplanacak ve Fransa — Sovyetler arasmdaki — uzlaşmaya dair cereyan eden son müzakere- ler neticesinde, Sovyt Rusyanın vaziyetini tezekkür edecektir. Sovyetler ittihadı, Almanyayı bir çenber içerisine almanın hiç bir zaman mevzuu bahsolmadığı - nr ve fakat dostlar arasımnda, kâfi derecede kuvvetli azimkâr - ve sulhperver ve kendi sulh siyasa - sını Alman emperyalizmine kabul ettirmeğe ve onun taşkınlıklarına karşı koymağa kadir bir birlik teş- kil etmek istenildiğini söylemek - tedir. Yunanistanda 2 diva- dır. Bu sebeple çıkan bir. kargaşalk|nıharbin faaliyetleri Atina, esnasında, zabıta silâh kullanmağa mecbur kalmış, grevci ameleden bir çoğunu yatalamıştır. 25 — Bahri divanıharb yakında kararını verecektir. Siya- hiç bir iz ve koku duyulmamıştır.| Ve yanan fabrika 80 bin'lira si - ğı dıvımlırb da ,ıhıtlerı dinle - gortalıdır. Yangım birden bire parlamıştır. —— Tevfik Rüştü 25 NİSAN — 1988 — Arat Istanbulda T (Baştarafı 1 ncide) dığını söylemiş ve şöyle devam et- | miştir: — Bugünkü — mülâkatimizde devlet adamlarmız bana Bulgaris- tanın Türkiyeye karşı dostluk his- lerini teyid ettiler. Türk Bulgar dostluğunun devamı hakkmdaki Bulgar hükümetinin beyanatını Ankaraya varır varmaz hüküme - time tebliğ edeceğim.,, Tevfik Rüştü Aras Belgraddaki mülâkatinden de bahsederek Yu - goslavyanın da Bulgaristana kar - şı dostluk hissi. beslediğini söyle - miş, Yugoslavlarla beraber diğer bütün Balkan devletleri de Bul - garlarla hakiki bir surette anlaş - mak istiyor,, demiştir. . Tevfik Rüştü Aras — Boğazlar meselesi hakkmdaki noktai naza- rımızı Cenevrede — bildirdiğimizi söyledikten sonra noktai nazarı - mızı “diğer muahedelerin askeri ahkâmı düşünce, Lozan muahede- sinin askeri ahkâmı da düşmeli -' dir.,, cümlesiyle hulâsa etmiştir. Dışişleri Bakanrmız, Sovyetler- le Mmünasebatımız hakkımda da şunları söylemiştir: *— Rusya ile olan münğâsebatı - mız gayet dostanedir. Rusyanm olduğu yerde biz de varız ve bizim olduğumuz yerde Rusya da vardır. Yakımnda dostluğumuzun 15 inci yıldönümünü tes'id edeceğiz. Ga - yet tabii olarak Rusya Balkan me- seleleriyle de yakından alâkadar olmaktadır.,, SON DAKIKA: aa y e iğeın ,um'x evfik Rüştü siyasi seyahatlerinin neticesini anlatıyor İstanbul, 25 (A.A.) — Cenevre- den bügün şehrimize gelen Dışiş - leri bakanı Bay Tevfik Rüştü Aras Anadolu ajansına aşağıdaki beya- natta bulunmuştur : “Bildiğiniz gibi bu defa konse - yin fevkalâde içtimar dolayısiyle Cenevreye gittim. Giderken Bel - gratta kaldım. Yugolavyanım kıy- metli başvekili ve hariciye nazırı dostumuz Yevtiçle bol bol konuş - mak fırsatını — buldum. Ondan sonra Milânoda bir gece kaldım . Orada beni lütfen Skala operası - na davet etmek nezaketinde bulu- pan İtalya hariciye müsteşarı bay Suviçle kendisinin Stressa meş - guliyetleri arasında hayli görüşe - bildim.. Cenevre'de gayet tabit olarak bu içtimaa iştirak eden hariciye nazırlarının hepsi ile ve bilhassa Romanyanın kıymetli hariciye na- zırı ve bu sene Balkan - itilâfının reisi bulunan dostum M. Titüles - ko ile konuştum. Bu münasebetle Balkan itilâfının küçük — itilâfla birlikte neşrettikleri komünike malümunuzdur. * Avdetimde tekrar Belgrat' dıh tavakkuf esnasında — Yugoslavya hariciye müsteşarı M. Puriç'le gö - rüştüm. Giderken ve gelirken Sofyada eski ve yeni hükümetin Ticali ile dostane fikir teatisine imkân oldu. Hulâsa Cenevre içtimar ajans - larım günü gününe uzun veya kısa bildirdikleri şekilde cereyan etti. Konseyde Rüznamede mevcud mesele hakkımda azalar noktai na- zarlarımı irat ettikleri nutuklarla iz- har ettiler. Ben de Tllrkiymın ıü— [ z ayniyle naklettiği beyanat! ifade ettim, Büyük komşumuz ve dostü! Sovyet Rusyanın da kı ıyıııı!'ı'l riciye nazırı M. Litvinofun lar meselesinde konsey M da bizi teyit ettiğini burada İi detmek memnuniyet verici bir zifedir. Seyyahat esnasında M tiğim, muhhtelif gazete muhat leri ile ayak üstü mükâl, min nakillerinde kendilerinim; mayüllerinin beyanatımın ! lışında bazan müessir ve olduğumu görüyorum, ki bu bitdir. Çünkü kendileriyle muâ) cümleler not ettirerek konuf Tarştrm. Gelişi güzel konuş!ff tum. Zaten bize matuf olma#! zım gelen sözlerin konsey Hw runda resmi mes'uliyetimizi ! rik olarak beyan etmiş — oldu ifadelerden başka bir şey olâ yacağı da bu kadar tabildir.w —it amnakisesandanamntanniğfi Avusturyanın istiklâlini temin ( Baştarafı 1 kendi hariciye nazırları t decektir. Konferansın gayesi, lnıııa nın istiklâli ve tamamiyetine ayeti müştereken temindir. nun için de iki vasıta düşünült tedir: 1 — Umumt bir ademi müödü le andlaşması akdetmek, 4 2 — Bu andalşma hilâfında /| veket edildiği takdirde, uııİ birler almak, Anlaşıldığıma göre, —and metninin bir taslağı hazır! ve muhtelif alâkadar devli mütaleasına arzedilmiştir. B risi bu metni muvafık görmül| kabul etmişlerdir. Polonya ile Macaristan, ancak prensib itibariyle işt rini bildirmişlerdir. Almany* “müdahale,, mefhumunun istemiştir. ğ Tasavvur edilen cezat tedt?” Uluslar Kurumu çerçevesi di de hususi bir tâkım uzlaşm münderiç bulunacaktır. Bu malar iki taraflı olacak ve # lklı müzaheret uzlaşmaları linde aktedebilecekleridir. —» Konferansa davet olunan letlerin hepsi iştirak eyledi bu devletlerden her biri, di rine karşı butarz — uzlaş? bağlandığı takdirde, akded bu uzlaşmaların adedi 36 V? — | caktır. ğ Bazı devletlerin ve bu da Polonyanım, ademi mü' uzlaşmasını kabul etmekle ” ber, bundan ötesine ıırı garistanın yeniden rı meselesi, faydalı bir zakere edilebilecektir. husustaki müzakerat, ruznamesine resmen ithal miş olduğu cihetle, w ”— de cereyan edecektir. Netice, Ulıuluhu-’ dir. Shcııııüırruwb' nin ameli bir tarzda tetkt” (gf olııılı,inrıdıı,ıııva'. ge sürmüş olduğundan, lıhlınmı meselesi, ııl“k yi mi bir tarzda, R ” Va ati ni ae B

Bu sayıdan diğer sayfalar: