19 Temmuz 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

19 Temmuz 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Küçük Con'un Başından .Geçeler No:z W Allah islerse 4bizi kur. dah k ç/kaar_şg?u HABER'in deniz ge - zintisi için İstanbula gel - mişti. . Gezinti günü akşamı A- merikadan bir telgraf al - dı. Amerika polisi bir tür - lü başa çıkamadığı bir: 5 F Te ” YD d KALPAZAN ' ** NUi ; z etesi için kendisini Ame - * BAA Tn F angling, çi balık ve muz yiye | Beza SA Ç « Küçük bir alev. koca - îilnyı çağrıyordu. e Bi viye hasfala naî_a ğız. Ğ a ) L | rman Öir şehri mahve. T Bir aleş yakatım F der. diye bir söz vardır. ( X: 9 ) üleş yakarsak vahşi- Telgrafı alır almaz der- ler bizi görürler. hel Amerikaya hareket et- ti. Ve giderken de çok sevdiği HABER okuyucu- larıma bu — macerasını da anlatacağını vadetti. Bülün çalışmalara Fağrmen kşoyık balfı. îan_ç/sır_r_g, Com ve /Zağğ- e reisSi Zara bir adaya kaışal:f yea?. Jülem Zara burada bir. fakım veahşi | Cücelerin olurduğu- nu haber verdi. Zönları — Hayır. İki hay ua dud onları Çkümurcı atlı 4 imse almı, /’*rz’/“ 5 Yor. R | ai | 2_3 T Ğ SABAH A CN BALUN? Davulul ,Biz galibB Mühitm bir 1 YAPDIYO. fuz. 1844 sımsınh,ım YATAĞI k SERSERİLER YATAĞI N 135 sonraki hakaretin yapılma zamanı geldiğini söyledi. Her zaman daha ihtiyatlı olan Tibo: Ne.. Gece vakti mi peder?. di- ye haykırdı. Gündüzün böyle bir şey yapa- tak — halkı ayaklanmağa mı teş- vik edeceksiniz. Bu mel'un Paris- te hiçbir şeye hürmet edilmediğini bilmiyor musunuz? İki papaz bu söz üzerine vere - cek cevap bulamıyarak korkudan diz çöktüler.. Loyola: — Haydi gidiniz. kardeşlerim. Allah yardımcınız olsun! dedi. Keşişler çaresiz sandığı yaka - hyarak dışarıya çıktılar. Korku - dan titreyorlardı. Sen Jeneviyev dağının —yamacında, sonradan Sent Pelâji hapishaesi — olan bir manastırın yapıldığı yerin civarın: daki bir çayıra doğru — yürümeğe başladılar. Loyola, Dolenin — küllerini bu çaşyıra dökmelerini — emretmişti. Papazlar darülfunun civarından oldukça korkusuz geçtiler. Çünkü burada manastırlar, kiliseler, ve geceleri geç vakte kadar talebele- re içki satmak müsaadesini almış bazı meyhaneler vardı. Bu meyhaneler henüz kapanma- mış olduğundan iki keşiş kendile- vinde bulunmıyan cesareti elde e- debilmek için — bunlardan birine girmekte kusur etmediler. - Fakat daha adımlarmı kapıdan içeri atar atmaz talebelerin kaba şakalarına hedef oldular. — Hey, fFelâket kuşu Tibo!, Bu sndıkta gene ne götürüyorsun? Manastır reisinin çıkarttığı gü - nahları mı? — Belki de gömmek istediği bir definedir. — Bir define mi,.. Hayır, bayır.. Kendi insanlık — duyguları! Tibo ile Lüben insanlık — duygularını gömmeğe götürüyorlar... Keşişler ceyap vermedeh acele birer bardak şarap yuvarlıyarak fırladılar, Dolenin kemikleri bulunan san: dığın talebe meyhanelerinin ara- sıdan geçirilmesi hakikaten müt * hiş ve acı bir şeydi. Keşişler en son meyhaneye uğ- radıkları esnada sarhoş bir talebe elindeki şarap bardağını Tibonun üzerine fırlatmağa karar vermiş ve fılatmış olduğu — için sandık şarap lekesi içinde kalmıştı. Bizim iki mezarcı papaz talebe mahallesinin son evini geçtikten sonra yavaş yavaş sallanarak ça- yıra doğru gitmeğe başladılar. Gece karanlıktı. Kavak ağaçla rının dalları arasında çırpınan rüzgâr uzun ve acı çığlıklar kopa- rıyordu. Keşişlerin yuvarladığı şarap bardakları onlara, sandığı bi: kö- şeye fırlatarak tabana kuvvet ka- çacak kadar bir cesaret vermişti. Fakat Tibo ile Lüben karşıları- na bir şeytanım çıkmasından. ya« hut serserilerin maktan nasıl korkuyorlarsa, İgnas dö Loyolanın hiddetinden de öy- lece, hattâ daha fazla korkuyor- lardı. Biribirlerine cesaret vererek, en ufak bir gürültü duyunca biribirle- rine dayanmak üzere durarak iler. liyorlardı. Nihayet son hedef olan meşum çayıra vardılar. Sandığı yere koydular. Haylaz çocukların bütün gün koşarak, zıplıyarak gezdikleri bu çayırda otlar ancak yer yer bitmiş. ti. Tibo — Hele şükür, gelebildik! de- di. — Bereket versin ki bir cine, yahut bir şeytana raslamadık! — Evet birader.. Fakat dönüş de var. — Dua edelim de birkaç meyha. ne açık kalsın. Birader, dikkat et- tiniz mi korku ne kadar tuzlu? Bu söze hayret eden Tibo: — Amma yaptın ha! dedi. — Evet, yani insanı çok susatı- yör da.. — Adam sen de?.. Ben her za- man susuzum.. Fakat demin de- diğiniz gibi açık bir meyhane bul. mak istersen hemen sandığı boşal. talrım, Muhterem Loyolanın dediği gibi, bu pislik sandığını... Bu esnada Tibo diz çökmüş bu- lunduğundan Lüben de önun ya- nına çömelerek her ikisi de sandı- ğın çivi kapağını kaldırmak için uğraşmağa bıılıdılır. f j Tin bîı çukur l_şıunıglırdı. Ve tam bu anda iki papas kor- kudan ve iztıraptan doğan bir çığ- lık kopardılar. Belkemiklerine birer şiddetli tekme yemişlerdi. Hayret ve korku ile ayağa kalk- mışlardı ki midelerine de — birer müthiş yumruk indi. Tibo: — Merhamet! diye bağırdı. Lüben: İ — Yetişin gökyüzünün mukad- des melekleri!... diye haykırdı. Fakat hiç bir melek gelip bun- ları kurtarmadı. Bilâkis demir: den birer pençe her birinin birer kolundan tutarak yumruklar ve so. palar yağmağa başladı. Bunların inlemeleri, bağırmala. rı o kadar büyük bir gürültü ko- pardı ki şehir halkı, Talebe ma- hallesini serseriler bastı, zannede- rek sokaklarının zincirlerini ger- mek üzere evlerinden fırlamışlar- dı. Kokarderle Fanfar vurmaktan yoruldukları zaman papasları bı- raktılar. Keşişler eteklerini — uçurarak koşmağa başladılar. Talebe ma- hallesinin ilk evlerine gelince bi- raz ferahlıyarak manastra -zorla kapağı attılar. Yedikleri dayak ve çektikleri korku yüzünden has- talanarak tam üç ay yattılar. n Ü A G Kokarderle Fanfar bir saat ka- dar çalıştıktan sonra oldukça de-

Bu sayıdan diğer sayfalar: