19 Temmuz 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

19 Temmuz 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası Ki a| 19 'TEMMUZ — 1985 Kendisini ölü karşı minn Çin, Amerikadan çok daha ev - vel haydutlar ülkesi idi. Çin hay « dutlarının en akla gelmez darbe * leri muvaffakıyetle indirtebilecek bir teşkilâtı vardır. Ve bunun sa - yesinde hiçbir. vakit yakayı ele vermezler. Son günlerde Kanton şehrinde en zengin Avrupalrlardan Louit Simon, 21 yaşındaki kızı Marya * nm dağa kaldırılmış oldulunu ken- di uşağından işitince şaşıp kalmış- tı. Kız, çarşıda bir terzi dükkânı - na kadar gitmek için evden ?'k - mış ve bir daha görünmemişti. Bütün polis kuvvetleri her ta - rafı aramış taramış, hiç bir iz bur İılnımıth. “ Maria Simon kaybolmadan bir- kaç gün evvel de gene Kantonda oturan Fransız doktorlarından Jak Letovile nişanlanmıştı. Bu genç doktor bilhassa Çinliler ara- sında çok sevilmiş ve büyük ün kazammış bir adamdır. De Lesseps| vaporunun battığı gün doktor kur- tarma işlerine koşmuş ve bir Çinli: yi boğulmaktan kurtarmak için kendisi uya atılarak onu çekip abakarmuıştı. Bu Çinli, genç doktorun elini sıkarak: — Kimin hayatını kurtarmış ol- duğunuzu bilmiyorsunuz. Fakat günün birinde benim de size ayni tekilde hizmet edebileceğimi sa> nıyorum. Böyle bir hizmete muh - taç olduğunuz bir günde, bunu Şanghay Taymis gazetesile ilân ediniz hemen imdadınıza koşa * rım!., demişti. Nişanlsının dağa kaldırlımış ol- masından dolayı bütün umudu kr rılan doktor, kurtardığı Çinliyi ha: tırlayarak gazeteye şu ilânt verip altına imzasile adresini yazmıştır: “Lessps vapurunun meçhül a - — Ş$ŞUNDAN BUNDAN Köpeğe mütehassıs şahadesnamesi , Amerikanın İllinoys beyliğinde Jaymis Millikin üniversitesinde Sag adlı bir köpek vardır. Bu kö- Pek son dört yıl içinde muntaza- man hayvanat kursuna devam et- miş bulunduğundan kendisine ü- niversite idare karariyle “köpek bilgileri mütehassısı,, diploması verilmiştir!. Çinli haydut mden kurtaran doktora et altında kalmadı Genç Avrupalı kızı, haydutlardan kurtardı damı; yardımına ihtiyacım var,, rtesi sabah Fransız doktoru her günkü gibi hastalarını kabul e - derken, bir Çinli gelerek muayene odasına haber göndermiştir. Buadam denizden kurtarılan Çinli idi. Kendisini tanıttı: — Hânmızı okuduğum için işte geldim. Adımı herhalde işitmişsi - nizdir. Ben Çenfu denilen ada - mım! Evet en tehlikeli bir çetenin baş- kanı olan bu adamım adını ve ser> zeştlerini hergün gazeteler büyük puntularla yazardı. Doktor Leto * vilbu adama karşı şiddetli bir nefret duymaktan kendini alama- makla beraber derdini nlatmıştır. — Mademki Çenfuya muhtaç olduğunuz zaman size yardım eli- ni uzatmağa söz vermiştir; kırk se kiz saat sonra genç kız size teslim edilecektir. İ Haydut bu vaidde bulunduktan iki gün sonra da iki Çinli koca - man bir bavulu doktorun apartı * manıma getirmişlerdir. Bavulun ne olduğu sorulunca, içinde doktora gönderilmekte olan bir armağan ve BELİNİN AA G ae gitmişlerdir. : Doktor, bavulu açınca, içinde matmazel Maria Simonu bulmuş- tur. Çarşıda dolaşırken kızın üstüne bir takım Çinliler çullanmış, ağızır nı bir tıkaçla tıkadıkları gibi oto- mobile atmışlar ve Kantondan 100 kilometre uzakta bulunan bir çift « liğe ıötürıııüıler. Kızcağız burada hapsedilmiş ve kaçmasıma mey - dan verilmemiş. Bu mıntakanın haydutlarile iyi münasebeti olan Çenfu kızı bul - makta güçlük çekmemiş ve onu kurtararak doktora göndermiştir. ve yakaladığı gibi bu hâkimin hu- zuruna çıkımılnıdu. Son gün- lerde böyle öpüşenlerin sayısının arttığını gören hâkim cezayı da a- gırlaştırmağa karar vermiş oldu- gundan geçen hafta gene karşısı- na ayni çıkarılmış olan ka- dın, erkek bir çifti altı aya mah- küm etmiştir. Şilik bilen Bir yılda 700000 kilomet- relik cigara içiyoruz ! Yedinci yerli mallar sergisinde bir saat Yedinci yerli mallar sergisinin açılış töreninde (merasiminde) bulundum. Tören sade fakat sa- mimi oldu. Tarihsel okulanın (tarihi mektebin) ön cephesi bay- raklarla süslenmiş, kapınmın üstün- deki balkonun iki tarafma büyük hoparlörler yerleştirilmişti. Bu iki madeni yuvarlak, sergi tertip he- yetinin ağız ve dili ödevini (vazi- fesini) görüyorlardı. Dıştezyinatta iki renk göze çar- pıyordu: Sri... Kırmızı.... Anlaşı- lan, Galatasaray lisesi Türk en- düstrisine (sanayiine) kucak aç- mış olduğu için, ulusal endüstri (milli sanayi) birliği de Galatasa. raylılara bir cemile yapmış ola- cak... Birlik işyarlarının (memur- larmın) yakalarındaki numara- lar bile sarı, kırmızt... 'Törene (merasime), deniz mu- zikasının çaldığı istiklâl marşıyla başlandı. Bahçeyi dolduran yüz- lerce kişi yerinde mıhlanıp kaldı. On altı milyon Türkün güçlü kuv- vetli, vekarlı ve hür benliğini dile getiren bu marş iki dakika devam etti. Bundan sonra ulusal endüst- ri birliği başkanr Vasıfın söylevi başladı. Söylevler Wasıf, yurtta 144 eski fabrika çinde memleket endüstrisinin dev adımlariyle ilerleyişini anlattı. Kü çük sermayelerin yetişemiyeceği büyük endüstri teşebüslerine elko- yan ve kapital döken devletin bu yolda büyük başarışlarını saydı we bu yılki serginin, denemelerin werdiği bir netice olarak diğer yıl- lardaki sergilerden daha mükem - mel bir halde hazırlanmış bulun - duğunu söyledi. Sözü Kamutay ikinci başkanı Nuri Conkere bi - raktı. Sayın saylavın söylevi veciz we kuvvetliydi. O da memleketin lerleyişini güzel anlatı, sözünü A- tatürke ve Başbakan İsmet İnönü- ne karşı tazim duygulariyle bitir- di. Ve kapıdaki kordeleyi kesti. Artık sergi açılmıştı. Yüzlerce insandan mürekkep bir sel lise- nin içine boşandı. Bunların ara- sında bir katra olarak ben de var- drm- müesseseler 200 den fazla imiş... Teşhir ve dekorasyon içine gün geçtikçe önem veriliyor, Fakat bahçedeki pjavyonlar öy- le değil... Ayrancıları, pastacıları, şekercilere mahsus barakaları bir tarafa bırakırsanız burada cidden san'atkârane hazırlanmış pavyon- lar var... Bunların arasında, şu fiatlarını bir türlü indirmediği i- çin halkın daima sitemine uğra- yan Bomonti fabrikasiyle henüz yeni bir teşekkül olan Türk sün- gercilik şirketinin pavyonları mo- dern zevke uyan güzel köşeler... Ulusal endüstri (milli sanayi) birliği bu sene bir yenilik yapmış, o da kendisine mahsus bir köşe hazırlamış... Burada on yuvarlak vitrinde yurt endüstrisini temsil e- den on cins üzerinden çeşitli nü- muneler gösteriliyor. Bu yıl serginin yurda verdiği iki müjde var: Otomobil lâstiği ile kurşun ka- lemi artık Türkiyede ve Türk eliy- le yapılıyor... Enteresan köşe Yedinci yerli mallar sergisinin bence en enberessan tarafı inhi- sarlar idaresinin onuncu yıldönü- mü münasebetiyle hazırladığı bü- yük pavyondur. Bu pavyon, yerli mallar srgisinin en Avrupai, © modern tarafıdır. İnhisarlar ida- resi, her köşesi ayrı bir zevkle ha- zırlanmış olan bu sergide 925 — 935 yıllarına ait randmanı üzerin- riyor. yurt için, hem devlet için, hem de bu neticeyi alan inhisarlar idaresi için öğünülecek bir hesap verişi- dir. Bu sergi basit bir reklâm ve| propaganda duygusuyla kurulma- mış olacak her halde... Ben bu ser- gide, devletin inhisarcılık siyasa- sındaki tam isabetinin bir isbatmı da buluyorum. İnhisarlar sergisi tütün, tuz, iç- ki ve ba rut maddeleri için ayrı ay- rı olmak üzere dört ayrı kısma ay- rılmiş bulunuyor. Dekorasyondan başlıyarak en büyük Avrupa sergilerinden fark- sız olan pavyonun &n onurlu ye- rinde bir Atatürk köşesi yapılmış. Büyük Önderin tabii eb'atta 2,5 misli büyük olan ve penbe ortanca çiçekleriyle kuşatılmış bulunan tunç heykeli güzel bir dekor için- — de gezicilerin gönüllerine sevinç ğ ve gurur duygularını — serpiyor... Pavyonun her tarafında inhisar maddeleri modern vitrinler içinde beşhir ediliyor. Duvarlar inhisarların işletme durumunu gösteren statistiklerle, yazılarla dolu... Bunlardan birka- çını okuyalım: “İnhisar fabrikalarında bir günde 30 milyon cigara yapılır. Bu cigaralar ucuca - zunluğu tam 2000 kilometre tutar. Yani, İstanbul - 'Ankara yolunun üçmisli...,, Enteressan bir hesap değil mi? Şunu da okuyalım: “Inhüsar fabrikalarının yıllık cigara imalâtı on milyar olduğuna göre bu cigaralar ucuca dizilse 700.000 kilometre bir kızunluk o- lur. Dünya çevresini 18 defa sara- bilecek bir uzunluk...,, Dehşet! K Eski reji son yıl devlete 5 mil. yon lira vermişti: Devlete geçen tütün inhisar idaresinin ise ilk se- ne devlete verdiği para 22 milyon Hradır. Farka bakmız! Tütün inhisarr on yılda devlet hazinesine 210 milyon lira ver miştir. Tütün eken köylünün on yılda aldığı para da -244.000,000 Kiradır. 934 de 9000 küsür işçiyi bulmuş- tur. İş boyuna artıyor, inhisarlar. dan hayatmı kazanan işçi yurtdaş- larm miktarı da çoğalıyor. İçki inhisarı 1927 — 1934 yılla- rında devlete verdiği gelir 40 mil- yon liradır. On yıllık tuz satışının geliri 84.624.162 İiradır. Hükümet, halkın, endüstrinin, hayvanların tuz ihtiyacını kolay- ca temin için tuzun kilosunu 3 kuruşa indirmiştir. Ve bu yüzden yıllık tuz gelirlerinden 3,5 milyon liralık bir fedakârlık yapmıştır.... Bunları okuyarak sergiyi gezi- yorum. Köşede güzel bir karika- tür.. Bir zevk sahibi kotraya ku: rulmuş... Karşısında sevgilisi, ö- nünde içkisi, çalgısı... Deniz sakin, hava güzel... Fakat adamcağız ke - derli: ılı_ Eyvah, eğlencemiz yarım kal. — Ne o, fırtına mı çıkıyor? — Hayır, ciğara almayı unut: muşuz... Tiryakiler! Bu adamcağız hak- Sag şimdi dünyanın şahadetna- <- ; . İ meli mütehassıs olan biricik köpe| Kkaybolan kızlar s:::iyîıi; oflıl:c ky.ıll::;:ı.kî. :':"'::: i ;'; l ' #idir! <- Proia 'Whuuıâdm;mdın ol mutpaşa çarşısını olduğu gibi alıp D m:ı:: :;::t :: ::::“;:ıh ::: Birkaç er srmie, Galatasaray lisesinin içi- : : ğ B ı olan vi tsi Sa | Zgetirmiş, < y lisesinin içi Tayel A Ken Aga ahalıya MBT —| olmakta olan h'm* iid:,'-':?'.':_',îı_ ne bırakıvermiş sanıyordu insan... slare H.ı:"_ı_:: ':::_ "'_';ğ'y:' öpücükler LA l:ndfk polisinin $i Şimdi insan bir sergide bulun- n an ekın geliyor h':m’îg;:n vırıı;ı: Ge- Şıirı.ııdîyo kadar kaybolan kızla- duğunu l::'m';" M&;;bıiı:lı kat l yülıbo’.eri uhr;._ i' l gü z 'öpü i işin üyeleri i-| koridorl a gene Mahmutpaşa l _ i öpü- 17 dir. Bu işin üyeleri i görleri seğkeri el ü N?"k mol I_ıır ıueyündıhnpü' "inl:ı’n':ııhıınlın bir beyaz ka- işportalarını andıran bölmeler yok ..ı:;&öâ. bronşiti bulunanlara nvıîn:: ! .:hkmlıu .“um'“hm F îlm kaçakçı çetesi tarafından ya -| değil hani:.. Var, hem de BZ v K, e besü : i ğ KA Te e İtalyan I?ı'i de böyle genel pıldığı sanılıyorsa da, _polıı araş -| Anlaşrlan bu ııb::,:.,l u;';' î,ın bi / Be relec ni Sörcül e d ' Yerlerde Iıcrplııin gözü önünde ö- tırmaları henüz bir netice vereme- ı_il, satış umı:in ' azla Ti l | dîr:ıgı-wı.. yeSEMüeRi ş K

Bu sayıdan diğer sayfalar: