8 Kasım 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

8 Kasım 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam poslası Kaya Oğlu Tabiatla, vahşi hayvanlarla ve S SONTESRİN — 1805 inekli DIY AP VR di 22 Coşkun ve sıcak kalbli bu kızın çok şükür ki taşkınlıklarını tadil edecek, ihtiraslarına baskı olacak dürüst bir muhxkemesi, perhiz» kür temayülleri de Dede onu kendine bir «evi rubani evlât, vardı. fikirlerini, felselesini sedeleştirip halka yayacak müstakbel bir mü- rit telâkki etmeğe başlamıştı. O- nun için Rabiayı düşünürken ken di kendine, “kalbinin şevki ve sev-| fakat kabiliyeti ghi sönmemeli riyazete sade hayatta hafaza edilmeli , derdi. de mu:| XI Rakım amca Rabiayı mutfakta| yakalar sorar: ! “Dünyada en çok kimi sever sin?,, “Tevfiği.,, “Niçin?,, Ne bilsin? Ben'liğine kök salan gönül bağlarını kim tarif edebi- lir? Tevfik çocuğun kuru bir Göl zannettiği hayatta gördüğü ilk va- ba; tatmin edilmemiş emellerini şahsında toplıyan biricik insan Mahrum olduğu ana çefkatini, beraber oynamak istediğ! muhay» yel arkadaşın tuhaflıklarını enda bulznuş. Be'ki onun için babasının Wizmet'ârini o kadar itira ile gö rüyor, isteklerini seziyor, imamın vaktiyle nasıl abdest suyunu dö kerse Tevfiğin vaki tepsisini öyle! hazırlıyor, her yün aynı saatte ö- nühe getiriyor. Fakat o “memnu ve günah, içkiyi Tevfiğin'önüne getirdikten sonra “aman geçme" sin,, diye koşup akşam namazını kılmayı da tabii buluyor “Rabia babandan seversin?,, “Vehbi Dedeyi, “Niçin?,, Ne bilsin? Bilse Vehbi Dedenin mukaddes bir ihtiyaç sonra kimi olduğunu, söyliyecek, insani zaafları anlı - yan, affeden fakat bunların üstünde bir aziz oldu - ğunu, bunun için Rabiaya her za- kendisinin man teselli ve kuvvet anlatacak. “Daha sonra kimi? verdiğini Bu defa biraz tereddütten son- ra Rabia, yor Rahım amcanın sesi ttizleni - yor: “Niçin?,, Rabia bunu da bilemez. Bilse “Sinyvr Peregriniyi , di Peregrini ile münasebetinin bir saklambaç oyununa benzediğini, ona korku ve heyecan verdiğini söyliyecek.. “Beni, o gâvu- kadar da mı sev. miyorsun?,, Cücenin gözleri sahibinden da- yak yemiş bir bicare hayvan gibi yesiyle doluyor. O vakit Rabianın ince kolları boynuna dolanıyor: “Seni hepsinden çok severim | benim küçük aıncacığım. benim mâymun amcacığım.,, diyor. (Nakli, tercüme ve akkal iktibas hakkı mahfuzdur.) Ramazanın son haftasında bir gün Rabia Peregrini'nin başında küçük bir fes, onu; mukabelesini dinliyen cemaat arasında gördü. Süleymaniyedeydi. Ne Peregrini, ne de kendisine tapınır gibi bakas|. Rakım, onun zihnini meşgul etti Her san'atkâr gibi san'atının hal kın arasında uyandırdığı heyecan- la sarhoştu. Başındaki kubbenin kandille- rine renkli camlardan süzülen renkli ışık vurmuş, karşısın - sında bir tek kalbmiş gibi atan in- İ san kümesi, bu ziyada rüyaya ber ziyordu. Fakat Peregrini'nin ar kasmda, Vehbi Dedenin kendin: dinlediğinin farkına varır varmaz dil: dolaştı, dudakları titredi. Dini musıkinin hâkimi olan bu büyük üstat onu altüst etti, Bir an durdu, başörtüsünün ucuyla alnı- nın terini sildi, gene başladı. Arap. ça okuduğu âyetlerin ilk defa türk:| çesini düşünüyor, ilk defa anlryan ve anlatan bir sesle okuyordu. “O çömlekçilerin kullandığı ça mur gibi bir çamurdan insanı ya rattı, ve o gökleri dumansız bi: Ateşten halketti.. İki şarkın rabbi.. İki garbın Allahı... tünde dağlar gibi yükselen gemi: deki her şey fani, fakat rabbimin azametli ve heybetli yüzü ilelebet baki!,, | Denizlerin üs- ler onun... (Kâinat) üstün Sesi yarım sedalardan garip bir | ahenk mozayiki işliyor, âyetlere ir güzellik veriyor ve İslâm inin esasını teşkil eden bu Vehbi Dede tesadüften fazla bır şeymiş gibi bakıyordu. Peregrini ve Vehbi Dede mu- kabele bitmeden çıktılar biraz güvercinleri seyrettiler parçayı bugün okumasına avtuda Pi- yanist helecaylıydı; fakat işi alaya vurmağa çalıştı: “Bu kızı, üstünde iki mum ya | | İ nân her hangi rahlenin önüne ve! yahut her hangi cami kubbesinin altma koysan, benim gib: kâfirle- ri bile şaşırtan bir musik! yaratı- yor. İçine Alalh mı giriyor, Şey- tan mı giriyor, bilmem. Ne san'at ne san'at!,, Vehbi Dede gülmedi. Bir mese- le halleder gibi yavaş yavaş: “Ruhundaki zid kuvvetler yale nız o zaman imtizaç ediyor, çocuk san'at dakikalarında ezeliyetle hem ahenk oluyor.,, dedi. Rabia akşamları dükkânda ço- cuk alayına ve gittikçe çoğalan yaşlı başlı mahalleliye bilet kes- tikten sonra kapıyı kapar, babası” nın yanma giderdi. Tevfiğin kâ- ğıt parçalarına csn veren ellerinin çevikliği, ustalığı sesini bazan bir erkek, bazan bir kadin, bazan bir çocuk, hattâ her cinsten ve iç- erkek ço ediyordu. timai örnekten kadın, suk olması onu teshir (Devamı var) birbirleriyle boğazlaşan insanların heyecanlı romanı * Yazan: Rosrıy alm « Türkçeye çeviren: Maciye İzzet Elinde kargısını tutarak bekliyen Çiğdemin korkusu her yandan sıkıştırılan bir avın korkusuna benziyordu. Daha bile kö Herbirisi ötekinin bu büyük gücü ne şaşırmış bakışıyorlardı. Ağır vu. ruşlar araştırıyorlardı. İlkin Kaplan | oğlu atıldı. Eğer öteki biraz geri çe : kilerek vuruşu savuşturmamış olsay -| dı beyni parçalanacaktı. Karaboğa oğlu topuzunu kaldırdı. Kaplan oğlu yan dönmüştü. Topuz he. redeyse beynine inecekti, Gökırmaklı » lardan bir savaşçı Karaboğa oğlunun koluna bir mızrak indirdi. Bunun üze rine Kaplan oğlu topuzunu önce omu zuna, sonra da sırt kemiğine indirdi.| Karaboğa oğlu yere yuvarlandı. Kap. lân oğlu kargısiyle onu delik o deşik etti. Bunun üzerine Yaban Domuz oğul - larmı derin bir korkü sardı. Yalnız bir| kaç kisi dövüşüyordu. Onlar simdi bir| pars önünde karm deşilen bir karaca a benzemişlerdi. Keskin © baltalar, ağır topuzlar, sivri kargılar durma * dan iniyordu.. Gece adamlâri kanları içmeğe başlamışlardı. oğlu yerde serili ölülere, etleri tit . rTiyen can çekisenlere bakıyordu. Ka - dınlar gelmişlerdi. Kıpkırmızı kanla. ra boyanmışlardı. Sıcak Aslar Başkân yıldızlara doğru bir mızrak fırlatarak haykırdı: — Gökirmaklılar güclüdürler! ırmaklılar düşmanlarının bepsini vok ettiler! Şimdi savaşçılar kudretini, Bu uzun | bir çağ sürecekti, Kimse ona sataşamı yacaklı. Onu kay larm pek çoklârı | genç oldukları için başkan olamaz - lardı. onun kurnazlığını anlamışlardı. an karşılık verdi: a oğlu büyük bir savaşçıdır. Kaplan oğlunun yüreği tasa ile sızliyordu, Donuk Kaya oğlunu gözetiyordu. Ulus kadmları kizil yarımadaya| götürmüştü, Kaya oğlu kardeşi, Geyik oğlunu alarak demi aramak üzere çıktı, Son kıyıda hiç bir iz bulamadı . lar. Kaya oğlu sağ kıyıda, yırtıcıların çokluk bulunmadığı küçü adalarda aramağı tasarladı. İzler aramağı, kö | pekler birlikte çevik bacaklarile kos - mağı çok seven Geyik oğlu da onunla birlikte candan araştırıyordu. Hiç bir iz bulamadan günler geçti. Bir gün büyük Kaya oğlu ucu kırık bir mız -! rak buldu, Bu bir gece adamının ola mazdr. Onların yalnız kargıları, sivri taşları vardr. Sonra gene bir iz hulundu. Bi dada yakılan bir ateşin külleri, bi cap derisi, bir kaplumbağa (kabuğu buldular. Sonra gene izler gözükmez oldu. ME ee Kızıl kurban, Çiğdem iliklerini donduran bir kor ku ile bekliyordu.. Küçük çakal kor - kudan kaçmıştı. Ortalıkta © veniden derin bir sessizlik başladı. Sonra s4 -| rünerek yürümeden çıkan © hışırtılar,| kımıldanmalar, soluklar işitildi. Elin | de kargısımı tutarak bekliyen Çiğ min korkusu her yandan sıkıştırılan | bir avın korkusuna benziyordu. Daha| bile kötü idi. Yarı bayılmış gibi idi. Saldırıs bi* parsm © Siçrayisı gibi çok tiz oldu. Kurtlarınki (gibi birden çoğaldı... Gece adamları kıpırdayan, oynıyan kapkara bir küme gibi birden gıkıyermişler, genç kızı taş gibi don -' derin bir bir yü sin e - durmuşlardır. Yalnız mızrağiyle bir; kere vurmuş bir gece adamını düşür | müstü. Kara yılanlar gibi on kol bir| den onu sardr. Bu toplu gücler onun gücünü hiçe indirmişlerdi. Sivri taşlar üzerine iniyor, sarmaşıklı otlar etleri- ne sarılıyordu. Gece adamları başkanı söyledi. — Gece adamları Gökırmaklı kızın efendisi olacaklardır. Genç kızı onun o kurnazlığı ile ele geçırmişlerdi. Bunun için şimdi sözü gene geçiyordu. Ötekilerin sıcak kan! içmekten, taze etler paralamaktan baş ka düşünceleri yoktu, Yalnız baska bu ince, uzun, bembeyaz kızın büyüsü ne uğramıştı. Onun derisi kara yüzler) yanında ne parlak, ne ince duruyor Adamlardun birisi bağırdı: — Gökırmaklıyı öldürmelidir! Başkan karşılık. verdiz — Gcve adamları onu kızılay önün.| de boğuzlıyacaklar! Bu gece adamlarının en sevgili bir inleri idi, Kızılay önünde keskin bir adamın eti onlar iğin'çok oğuzdu. (Mu dd aç olanlar bile bunu » Başkan hir. kurnazlık! düşünmüştü. Çiğdem ölmeden onunla yalnız kalacaktı. di: — Gökırmaklı kız keskin bir &aya| sı ile boğazlanacaktır. önce Gene söyle «| pat Dört gece adamı Çiğdemi orman lar içerisinden geçirdiler. k Gözlerini amıştı, Korku ve dehşeti istikrahla ara bakamıyordu. İri bir ayının, bir kaplanın o pençeleri ara sında daha az acı çekecekti. Gece a - damlarındaki duygular yaşlı sırtlan oğlundan, manda haşlı Karaboğa oğ- korkunçtu. o Yüzünden k ne yaklaştığını anlryordu. Dü - günceleri, duyguları uyuşmuştu Yirmi soydan yaslı ağaçlar altın - dan geçildi. Gölgelerinde kalan otlar| kuruyup gidiyorlar, bir mağara (gibi! büyük kovuklarında yırtıcılar barını : yorlardı. lıklar geçildikten sonra kızıl sert bir toprağa vardıl Te - » leylekler yuva yapmışlardı. Birdenbire bir çok gece o adamları, kadınlar, çocuklar toprakla m dan, kovuklardan fırladılar, Kötü ses| leriyle uluyorlar, uzun, kirli tırnaklı ellerini genç kıza uzatıyorlardı. çağının gel lama: renkti pi Son ini anlıyarak act acı ağ. başladı. Genç kanı böyle b; bir ulusa ay İsyan ediyordu. Kar ırmaklı gözlerini önüne geldi. Bu ha tira gece adamlarını duha çirkin daha | murdar daha alçak gösterdi. Erk lerden çok olan kadınlar dişi kurtla gibi uluyorlar, Gökirmaklı kızın ölü münü istiyorlardı Başkan onları yatıştırmak için söy ledi: — Başkan kızıl ayın sesini işitti, Gükirmaklı kızıl ayın önünde kesile n zorlu istekler bile bir kaç soy. danberi kızılay ünde boyun di. Bunun için en azılılar bile ses e karamadılar, Kadın kançlıkla genç kızı gözetiyorlardı. E. ai kan genç kızla yalnız kalmak için bir! «ok hileler düşündü. o Fakat bir yol bulamadı, Onlar kurbanların» öldü -| rülmeden önce yaşlılarla böğündürür * r kanlı bir kıs .! : ni / idi : lerdi. Halbuki başkan yaşlı deği, O gün bir geyik de tutulmust önünde Çiğdem mi Ktı. Gece ir bir da sivri ki likte b rının yürekle zlana ge enli » 0 bayramı umudu ile sevinçden t8$” du. Gökte yıldızlar parlamaği yaş ini yuvarlak gölün sularına ları allik hor a lar zayıf, korkak idiler. Hal yk güneş her yeri tutuştarurken bil€ yordu. lıklar * rasından nerede ise gözük İki adam Çiğdemi bağl şıklı otları çözdü. Beş adam el! iri kargılarla geld kız öl iyice yanı e Kızıl ay seyrek erin Genç tiyar gece adamı şarkı okudu. * taşlara çarpması gibi bir sesi Gece adamları gece a Kızılay onlara veelik veriyor taşlardan korl a ların efendi. ormana gele cektir. Gece adamları onların b” ni içeceklerdir. Gece adamları gece doğm Kızılay onlara güclük veriyofe dıl pr uça Adamlar kargılarını salladı dınlar kötü esleriyle bağırdı — Yabancı ölmelidir.. Gece A0 ları onun kanını içmiyeceklerdi” WT Yaşlı adam Çiğdemi göstere” ir — Bu kadın yabancıdır, öleli Kargılar genç kızın çevresi. landr. Büyük ay doğmak üzere İdi. Küç ışık batıdaki yıldızlar arasınd” an dı. Bir bulut aydınlandı. Kızl8? ii bellisiz gözük Yaşlı gene söyledi: g — Ey soylarımızın sevgilisi ây. İşte sana bir kurban. Onu nı senin önünde akacak. Sen omü” çekişme seslerini duyacaksın» lal Boğazlamalarını bildirmek © kolunu kaldırdığı sırada gözleri hüyük bir korku ile y€” den fırladı. Ağaç valarından çık Sürü karaltılar belirmi gibi sesler çıkararak kı yer Bunlar yukarı yanın gece #6“ idi. Bacakları ötekilerden dahi gövdelerini kaplıyan tüyler KAP bi benekli idi. Yalnız onlar # rileri pis kokular çıkariyord”. dakları da sivri dişler üzerind" kıyordu.. Bir ka soy danberi: , 9" rine karşı tükenmez bi leri vardı Kadınlar kaçışıyorlardı. karılarını sallıy, Tadı. Bu dövüşte hangisi k tekileri parçalayıp yiyecektir Keskin kaya altında yalnız a grmat ı i tıncalar * il Çiğdem donmuştu, Sonr ru kosmağ kuya tutlan kadın! koşuyorlardı. Yabancıyı an dı. Sonra kendilerini armani yi Zaçlar altında bulunca iKİSİ rine atıldı yere * dn. oğulları kızının Ü birincisini bir yumrukla Ikineisini saclarından yaka'4 ii sürüklemeğe başladı. Bunu gül tekiler korku ile çekildiler: bütün hızıyla k (Devamı ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: