19 Aralık 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

19 Aralık 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

WOİvE ŞİŞMAN CoRC BİRAZDAN BURAYA SELE CEKLER . VE ÇOK ŞAŞIRACA, ) ELMAS SERGİSİ YARIN SABJ |, MAYDUTİ an saaT 40 va AçıLacak li LAR İPAKA'TAM 8 DE PRENSİ, 4X9 İLE İ HAZİNESİ ELİMDE OLACA- ZN ĞINDA KİMSE BİR ŞEY, ALAY a er 5 EDİYOR! DERSİNİZ Polis hafiyesi X:9 yahut Dekster o ıslahıhal etmiş bir haydut olan Mişelden bir mektup aliyor. Bir haydudun Nev- yorktu bulunan Prens Abdullahın milyonlar (değerindeki hazinesini çalmak üzere olduğunu haber vermektedir. Fa - kat Maroninin adamları Mişeli öldürüyorlar. Ve sırlarını bilen Mişelin kız kardeşi Şilâyı da takip etmeğe koyuluyor- lar. X:9 Prens Abdullahı haydutlarm inden kurtarmayı kararlaştırıyor. Bunun için haydut kıyafetine girip onlarla beraber çalışmağa başlıyor, Fakat Şilânm hizmetçisi Mari aptallıkla X:9 u ele veriyor. X:9 kaçıyor. Prenâ Abdullah da bu sırada mücevherat kolleksiyo - nunu teşhir etmeğe karar vermiştir. Polisler bundan endişe Prens A bdullahın a ZİN MUHAFAZA TERTİBATINIZ ri NE, KADAR, iyi İSE Bi b Halbuki Maroni Prens Abdullahm vekilharcı olan Aliyi de elde etmiştir. Şimdi X:9 u ortadan kaldırmak çarelerini a . | raştırıyor. ediyorlar. Fakat bu endişelerini belli etmek istemiyorlar. | Oturduğu evin altına bomba koyarak onu havaya uçuru- | paraşütle evin kendisini | yorlar, X:9 yanında şişman Jorjla birlikte üstünden atlıyarak ö den kurtuluyor. Fakat ölmüş gibi bildirerek haydutları kandırıyor. Bu esnada haydutlar bir tuzakla hem Şilâyı, hem şişman Jorju, hem de Şilâyı muhafaza eden polis hafiyesi Bili Mon- kov çiftliğine celp etmişler. Ve her üçünü de yakalayıp bir odaya hapsetmişlerdi. X:9 da uzaktan uzağa kendilerini takip etmiş olduğun. BENİ BULMAK İÇİN EE Az FE PR DAKARLIĞA YEŞE İ(AZDAN HAZİNE İLE Dö) NESEK:.. VE $iZ- LERİDE e alk İDİKDENSONRA -.'KL A HUSUSi TAYYARE Y Nu BURADAN UzA KLAŞACAK... dan o da meyve satan bir satıcı kıyafetine girerek üç kişinin hapsedilmiş olduğu eve gelmişti. İki muhafız hırsız X: 9 u tanıyamadıklarından hiylesine aldanıyorlar. X:9 bir ham. lede ikisini de yumrukla yere sererek Şilâ, şişman Jorj ve Bili kurtarıyor. bulunduğu hırsızla rım otamobilini kovalıyor. Fakat Maroni kaçmağa muvaffak oluyor. Hattâ atılan hastaneye kaldırılıyor. Bundan sonra Maroninin de içinde kurşunlardan Bil de yaralanıyor ve Şimdi Şilâ kardeşi Mişelin eski arkadaşlarından o Smit isminde bir haydudun sözlerine kapılarak onu ıslahıhâl et miş zannediyor. Ve Maroniyi tutmak için birlikte plân hazır. Hyorlar. Halbuki Smit Maroninin adamıdır. PARDAYANIN 42 PARDAYANIN şüncem karmakarışık.. Beni seviyor - sunuz. Bu rüya artık (hakikat oldu. “özlerini söyledi. — Sizi seriyorum. — Evet, onu zaten biliyordum. Her şey bana bu aşkı anlatıyordu.Her şey bana, dünyaya yalnız sizin aşkinız için geldiğimi anlatıyordu. Anlıyorum ki, kalbim size bu kada kuvvetli bir surette bağlanmış olduğundan sizin de beni sevmemiş olmanız imkânsızdı. Sizin tarafınızdan o sevilmemek bana © kadar ağır geliyordu ki, banu düşün mek bile istemiyorum. Birdenbire sustu. Bembeyaz kesilen o dudaklarında bir takım manasız kelimeler dolaşı - yordu. Her ikisi de sözün artık beyhude olduğunu anlıyorlardı. Gözleri şövalyenin gözlerine dikili olduğu halde Luiz, yavaş yavaş kapı ya kadar uzaklaşarak gözden kaybol. du. O zamana kadar metanetini Koru. yan şövalye de (büyük hir aksi tesir göründü. Birdenbire ayağa ka'karak gözle- Ti ateş saçtığı haldeelini kılıcınm kapzasına götürdü. Kısılmış dudakla. rından hiçbir ses çıkmadığı o halde o içinden haykırıyordu. — Artık şimdi dünyaya hâkim o. lan benim! Ey (Fransada en büyük kudret ve kuvvete (o sahip olan kral Şarl, Monmoransi ve Damvil, O benim de küvvetim -sizinkilere o müsavidir. Beni öldürecek kılıç hani? Beni tev - kif edecek ordu nerede? Paris yansm, dünya çöksün, on bin, yüz bin düşman yalın kılıçlarile üzerime saldırsmlar. akik ği; ÖLÜMÜ ——— Bütün (bunları durdurmağa senin aşkın kâfidir Luiz! ». Saat altıya doğru ibtiyar Parda. yan Monmoransinin konağına döndü. Oğlunu baştan ayağa kadar silâhlan. mış olduğu halde Marşu! ile konuşu- yor bit halde buldu. Konağın avlusun da körükleri vasıtasile tamamen ka. panabilecek ağir bir arabu bekliyor - du, İhtiyar asker, şövalyeyi tetkik e- derek her zamanki gibi sakin ve metin buldu. — Hele şükür, hiç bir şey olma . mış bereket versin ki bu sevimli Hü - getten iyi haberler getirdim. diye dü- şündü. Oğlunu bir köğeye çekerek (yirmi kadar serserinin, Marşalin haberi ol. madan kendisini takip etmeğe hazır olarak konağın civarında bulunduk - larmı bildirdi. Bu sırada, Marşal tarafından ha- reket emri verildi. Kendilerini takip eden varsa şa - şırtmak için evvelâ Sen Antuvan ka - pısından çıkarak sonra o Monmoransi yoluna geçmek üzere solu dönmeğe ka rar vermişlerdi. Luizle annesi dikkatle kapatılan arabaya yerleştiler. Marşal sağ taraf taki, şövalye de sol taraftaki kapının yanında yer aldılar. İhtiyar Pardayan ileriden gidiyor geriden de Marşalin maliyetinden on iki süva" takip edi yordu. Bu alay o devirde a7 bulunan bir ihtişam içinde Parisi geçti. Bununla beraber dikkati fazla çekmemişti. A. raba bu suretle sant yedide Sen Antu- van kapısına vardı, Ihtiyar Pardayan: — Artık kurtulduk! diye düşün. dü. Bu anda bir ses: — Geçilemez! diye bağırdı. Kapı karakolu kumandanı ilerle. di. Marsal sarardı ve: — Nerar? diye sordu Subay, onu hemen tapıdı ve selâm vererek : — Monsenyör, acımarak haber ve- ririm ki geçmenize imkin yoktur. — Fakat mösyö, kapı bu saatte 2. çıktır. — Mfedersiniz Monsenyör, ka . palıdır. Bakınız asma köprü bile kal- dırılmıştar. Marşal eğilerek bakmca subayın| doğru söylediğini anladı. — Acaba öbür kapılar da kaba .| Um? — Parisin bütün kapıları kapal * dır Monsenyör. Yarın saat kaçta açılocaktır.? — Yarın açılmıyacaklardır Mon . Hattâ ne yarım venedeğ — iyi ama, bu bir canilikten başka bir şey değildir. — Kralın emri var monsenyör! — Demek ki Parise'ne giriliyor ve ne de çıkılıyor öylemi? — Hayır monsenyör, o girmek ve çıkmak kolaydır. Kimsenin girmesine engel olunmaz. Çıkmak meselesine ge. lince polis müdüründen bit izin tezke resi almak kâfidir. Kendisi Bastil ci. yarında oturur. Eğer Monsenyör arzu ederlerse... — Hacet yok! Bunun üzerine Marşs! geri dönüş emrini verdi. Kendi kendine: ÖLÜMÜ — Kralın emri varmış! Fakat, bu emir niçin verilmiştir. Acaba © benim için mi? Fakat neden Letim için ol. sun? Birdenbire (aklına; Jan Dalbre, Kral Hanri ve Amiral Kolinyi ile bir likte Pariste bulunan Hüznolar geldi. Mesele mühimdi. Nihayet Fransuva dö Monmoran- si, Hügnolara karşı bir otedbiralın. mış olduğuna karar verdi. — Münasebetsiz bir tesadüf! diye düşündü. Bu sırada araba, Monmoransi ko- nağının yolunu tutmuştu. İhtiyar Pardayan atından inerek (hayvanını Marşalin süvarilerindea birinin yede. ğine verdi. Maksadı hakikati o öğrenmek için subayr sorguya çekmekti, Marşalin geri dönüşündenberi beş dakika geçmiş idi, o hâlâ subayı dile getirecek sözler arıyordu. Bu sırada Sen Antuvan sokağma doğru bir neferin karakoldan ayrıla- rak gittiğini gördü. Pardayan, ağzından lâf almanm kolay olacağını tahmin ederek askeri takip etti, Yanına yaklaşarak beraber yürümeğe başladı. Lâf açmak için: — Hava çok sıcak! dedi, — Evet çok sıcak.. — Bir şişe soğuk şarap iyi kaçar değil mi? — Evet, aziz jantiyom. — Benimle birlikte kralın sihha tine bir şişe içer misiniz? — Memnuniyetle... — Öyle ise şu meyhaneye girelim. — Şimdi değil! — Şimdi deği — Niçin? Tam şimdi hararetimiz varken...

Bu sayıdan diğer sayfalar: