15 Ocak 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

15 Ocak 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

va « O da ötekiler Gibi imiş... çsindaki ciddiyet düğümünü üz dudaklarına bir tebessüm kıyafetine daha ziyade vnusa mwtisla güzel F Yrarasma geçecektir, — akat, kabil değil... Güzel ola- Daş» Zira, ikinci müdürdür... b bütün zaptu raptından ele biraz geç kal... “rhal raporunu verir... e > sesini azıcık yükselt... Sraal, sert bir bakışla karşı- iy le havyar kes... Gazete falan zg feng, Burası kıraathane değil, e-| Mücaresede, bir de şair Emced he, si gücü, şiir yazmaktı. - he kadar müdire ona kar- 'ma biraz müşfik davranıyor- 2, * © gün artık dayanamadı. Beg sebe defterinin üzeri- Yel Önleri koymuş, arkasına kafi- < ralıyordu. Maya bey... Zannedersem size bunlar için aylık ve Hem bu makbuzları Sai, ziyan ediyorsunuz? iş » aksilendi: Mez, Bu mesele sizi alâkadar et- Üre; < Niçin? del kak bu şiiri size değil, gü- — JA Yazıyorum... , şi Keke teli” taraftan kahkahalar yük. F, İM irana sert bir bakı i alar sustu. Gene > *38ul olmağa başladı- — Sizi sim, ape etmeğe mecbur o- | müdire hanımın tabiatinde bir yu- memezlikten gelmeliydim... Aca- ba sahiden gider mi?... Hayır, ha- yır.. Bunu yapmaz... Zira, başka yerde iş bulamamaktan korkar...,, diye düşünüyordu. Fakat, biraz sonra, hademe, korka korka kapıyı vurdu. İçeri girip masanın üzerine bir kâğıt bi- raktı. — Bir emriniz var mı? Bedriye bir göz atınca, facianın derecesini-anindı: Emcedin istifanamesi... Evvelâ soğuk kanlılığını boz- madı: — Peki! Dışarı çıkmız... Hademe kapıyı kapadıktan son. ra, istifanamenin üzerine kapan- dr. Hüngür hüngür ağlamağa baş- ladı: — Ah, ne yaptım?... Nasıl oldu da Emcedin buradan gitmesine sebebiyet verdim... Onsuz nasıl yaşıyacağım?... — Müdire hanım... Kapıyı vur- dum... İşitmediniz... İçeriye gir- dim... Affedersiniz.. Fakat, neniz var? Ne oluyorsunuz?... A... O kâ- ğıt ne?... Benim istifanamem mi?.. — Demek ağlıyorsunuz?.... De-| mek benim için... İki genç, kendilerini birbirleri- nin kucağında buldular... *Aş Bir müddet sonra nikâhları kı- yıldı. Şimdi artık, bütün memurlar, muşaklık başlamış olduğunu görü- yorlardı.. Artık o, kendilerine karşı âmirlik etmiyor, arkadaşça! davranıyordu. Çünkü kocası da alelâde bir memurdu. Nakleden : Hatice SUrayya ALATURKA x ALAFRANGA YEMEK TATLI KITABI bergün pişecek yemeklerin ve tatlıların N l yapılılarını bu kifabde bulacaksınıs” İyad şeri elik; talas gipkenyi rim & Fi HABER — Akşam postaör “ Tefrika Ne.iO kr Yazan: Murad Sertoğlu | “Hey gidi gençlik hey! Yemin ederimki sana bu delilikleri yaptıran şey aşktır. Haydi, bana kalbini aç delikanlı! Korkmadan söyle! ,, “eçen kısımların hülâsası Rodos adasında Kanlı (Balta meyhanesinde haydutlar, Os- manl: padişahı oBayezidin Ro- dos şövalyesine gönderdiği al- tırları nasıl ele geçireceklerini düşünürken meyhaneye iki ya- bancı girmiş ve ortalığı altüst ettikten sonra ortadan kaybol- muşlardır. Biraz sonra bu iki yabanc Rodos kalesi dibinde tekrar bu- luşuyorlar, Ve gizliee | İçeriye girmeğe çalışıyorlar, Ayrı ayrı hiç bir şey ifade et- meyen bu üç hâdise birleştirildi. ği takdirde çok korkunç ve deh- şetli bir mânâ ifade ediyordu ki, bu tüyler ürpertici sırrı dediğimiz gibi ileride çözeceğiz. ; *».. 4 Ancello ile Roberto gâh uzak tan gizlenerek, gâh yakından ek rile muayene ve yoklayarak tek- mil kaleyi dolaşmışlar ve yine es- ki yerlerine gelmişlerdi. Her iki. si de başlarını ayni zamanda sak layarak ayni cümleyi murıldandı- Yar: — Kaleye dışarıdan gizlice girmenin imkânı yoki Bu hakikatti. Robertoyu bu ha- kikat çok müteessir etmişti, Göz- leri dolmuş, nerede ise ağlayacak- tı. Ancello onun bu halini sey » rettikten sonra kendisini teselli et- meğe lüzum gördü: — Canım, neden bu kadar mü- teessir oluyorsun? — Kaleye giremiyeceğiz. — Bunu da nereden çıkardn? Bu yolla giremezsek başka yollar yok değil ki.. — Onlardan pek ümitvar deği- lim, Delikanlı bu cümleyi söyledik. ten sonra bir çocuk gibi hüngür İ hüngür ağlamağa başladı. Ancel. lo: E — Ah aşk! Diye mırıldandı. Fa- kat bu cümle delikanlıya bir a- teş gibi tesir etti. Hemen başmı kaldırdı. Yüzü sapsarı olmuştu. Dikkali dikkatli arkadaşmın yü » züne baktı: — Ne demek istiyorsun? Ancello delikanlının bu telâşr karşısında gülmekten kendisini a- lamadr: — Hey gidi gençlik hey! Diye devam etti, Yemin ederim ki sa- na bu delilikleri yaptıran şey aşk- tır. Haydi, kalbini bana aç deli - kanlı korkmadan, çekinmeden söyle! Söyledikçe için açılır, ra - hatlanırsm, Şatodaki hangi genç kıza aşıksın bakalım? Jozefine değil mi? Bu sarışın dilberin çok güzel olduğunu bana da söylemiş- lerdi. Uzun, dalgalı sarı saçları | varmış, gözleri Akdenizin sularm- dan daha mai ve daha can alıcı i. miş, sesi bülbülleri bile çıldırta - cak derecede imiş. Sana itiraf ederim delikanlı, ben onun sesini duydum. Hem de iki gece evvel. Yine böyle saba- ha karşı şatoyu gözlerken, tam şu yukarda, soldan beşinci pencerede beyazlar giyinmiş bir vücut gö - ründü. Ben daha ne olduğunu an- İryamamıştım ki, birdenbire kula- ğıma yumuşak, tatlı bir ses aktı,! Jozefin şarkı söylüyordu, O anda ben kendimi kaybettim. Truvadan dönen Ülis'in yolda rastladığı güzel sesli fakat sesine, meftun olup yanlarına gelenleri | parçalayıp yiyen perilerin sesine | benzeyen bu ses ne söylüyordu? Anlamiyordum. Yalvarıyor mu i- di? Zannetmem. O kadar güzel| olan bir kız neye, ve ne için yal- varabilirdi? Şikâyet mi ediyordu? Buna da ihtimal vermiyorum. O- na kim bir fenalık yapmağa kıyar, cesaret edebilirdi ki, şikâyet et - sin?. Fakat ses o kadar tatlı idi, ve okadar aciklr bir şarkı söylü-| yordu ki.. | Bu ilâhi sesteki elemi şimdi an- ladım ve anlıyorum. Korkma, ve üzülme delikanlr, Sana yemin ede- rim ki, o da seni seviyor, Ve dün- yada birbirini seven iki kalp geç! olsa da muhakkak surette birbir -| Verine Kavuşurlar, — Sahi mi söylüyorsun? — Elbette., Meselâ ben. Ben de bir zaman Ayd daha ak ten. li şaraptan daha kızıl dudaklı bir kıza gönlümü kaptırmıştım. Ben onu seviyordum, o da beni sevi- yordu. Ben bileğinde kuvvetten ve yüreğinde sevgiden başka hiç! bir şeye sahip olmayan bir deli -| kanlı idim, O, elli katır yükü altı. na sahip ve hasis ve zalim bir ib- tiyarın biricik kızı idi. Aşk ara 7 muızdaki bu muazzam farkı'kir anda hiçe indirdi. Ona “Gel!,, de. diğim akşam her şeyi b:raktı, Ve akşamın alaca karanlığında onu atımın sağrısmda kaçırdım. Peşimize kırk atlı düşmüştü. Her biri dört tarafa nam salmış, babayiğit silâhşor olan bu kırk atiriletam iki ay dağlarda, yamaç» larında vuruştum., Sevgilimin ba « bası kızını ölü, yahut diri getirene on katır altm vadetmişti. Para hırsile kuduran, sırtlan » laşan bu namlı silâhşorları birer, ikişer, muhtelif zamanlarda ve yerlerde geberttim. Böylece otuz dokuzunu temizledim.. Ancello sustu. Onun da gözle ri yaşarmıştı. Kendisine yaslanan ve kendisini büyük bir alâka ve hayretle dinleyen Robertoya bak» madan bir göğüs geçirdi. Ve ma « cerasını anlatmakta devam etti: — Kırkıncısı kanı bozuk bir adamdı. Onu bir yere sıkıştırdı « ğum zaman kılıcını yere atarak tes lim olduğunu söyledi: Ben de kendisine inandım ve serbeşt bi raktım, Fakat o, bir anda ,benim itimad gafletimden istifade etti, Ve belinden evvelce doldurup ha. zırladığı tabançasmı (o birdenbire çekerek üstüme ateş etti, Pis kurşun, mel'un kurşun he- defini şaşırdı. Ve benim beynime saplanacağı yerde arkamda bulu » nan sevgiliminin beynine saplan « dı, , “Devamı var) Jvge AYM s0 z AN, eği Çıktığı gündenberi, en büyük gayesi 9.) kuyucularına elinden gelen hizmeti yapalil, mek olan (MAFER) (Bize sorunaz, size vap verelim) başlığı altmda yeni bir sütun Açarak, muhterem okuyuculara yen faydah bir Eizmet daha görmeği düştü (Bize sorunuz, size cevap verelim) Bu, tam manasile okuyucularımızn bir dert ortağı, Bir akil bocam olacaktır. Doktora gilmeğe Iizum kalmadan sc!| danışmak istediğiniz. hastalrklarınızda, taya düştüğünüz fakat bir müşavere W , vakatlar svuç dolusu para vermek Isteme. diğiniz hukukü ilerinizde, o merak ettiğiniz Okuyucumuza Okuyucularımızdan $. T. soru- yor: “Dört aydanberi bazan başı- mın müteferrik kısımlarında dola- şan tepe ağrısından rahalsızım diyor ve birçok doktorların ver- dikleri ilâçların burnu gideremedi-! ğini ilâve ediyor.,, © CEVABIMIZ : Hastalığınız hakkında fikirle.i ni sorduğumuz mütehassıslar bir muayeneden geçirilmeden husus üzerinde bir şey söylenemi- yeceğini bildiririm. Ve sizin, bü- yük teşkilâtlı hastahanelerden bi risine, meselâ Cerrahpaşa hast nesine müracaat ederek, idrar ! (Bize sorunuz, istikametteki pehçere açıldı. En| kan tahlili yaptırdıktan sonra çok| lim) muharriri ile ko hâdiselerde, akıl erdiremediğiniz spor med, lelerinde, vergiler, kanunlar, nizamnameler, veanire hakkında tir derdiniz, bir sorgun mu var?! Hemen bize yazmız, v6 sorunuz. Bünllerinize, her sahanın en sahibi salih, yet yüksek bilgin şahsiyetlerine danışana bu sütunlarda derhal cevap (vereceğiz ve müşküllerinizi halletmeye çalışacağız. ONUN İÇİN MİÇ GEÇ KALMAYINIZ Bütün mi, erinizi, 15.20 satırlık Tena ve düzgün bir yazı ile yazarak: SUNUZ SİZE CEVAP VERE, sıkı bir asabi ve dahili muayene. den geçirilmenizin, hastalığınızın geçirilm çin en doğru çareyi bulabi ğini söylediler. Biz de size bu makul yolu tay siye ederiz. Baştan yazınız Kadıköyünde, Rıhtım caddesi, Misakımilli sokak (10) numaralı i hanede Bay Rasım: Mektubunuzdan çok karışık olam davanız pek anlaşılamıyor. Lüt fen, ya mektubunuzu daktilo ile ve daha sade bir şekilde Yazınız, yahut da bir gün öğleden sonra* matbaamıza kadar müracaat edip size cevap veres nuşur #

Bu sayıdan diğer sayfalar: