20 Ocak 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

20 Ocak 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

” SONKANUN — 1939 -4S m âdetlerile sihhat ara-| ue fıkı bir münasebet var-| Mi Her e eğ ve her çağın ! şartlarından doğmuş hasta. İlay, vardı. İşte böylece kirli yaşadığımız | atinlarda şahsi sağlık bakımı im Yüzünden bir takım hasta- ektik. Büyük bulaşık hasta- vin defetmek için doktorlar bu. ebelerin ortadan kaldır- savaştılar Bunları gerçi or- İni kaldırdık amma ayni dere. ik, öldürücü yeni şartlar yarat- Bunlar da yaşama tarzlarımz ünden, ileri gelmektedir. Bum- Sem arasında anormal kan tazyi- Mühim bir yer tutar, İş kimseler kan tazyikm - ka bahsettikleri zaman, yüksek . aile anlatmak isterler. v yüksek kan tazyikr, rabat- 3 ye m yalnız bir tezahürüdür. ayine başka bir de alçak kan ” da vardır, arm her ikisi de yaşama izdan ileri gelmektedir. *.x tazyikımız, yükseldiği za- ne olacağını anlıyabilmek i- Üye bunun neden ileri geldiğini a sie bir surette izah etmek beki, li me yi prinç olarak vücudün merke - li olarak kalp gelir; i. sirada da bu pompanın gön- erdiği hayat verici kan ırmağını öy, an şiryanlarla damarlar var-| vaşhatte olan bir vücudda kalp, İ ha suretile yapar. Yüksek © kal diye tanrlan şart mevcut ise| > eş bu atış sayısı artar. Alçak vik varsa kalp atışı eksilir. ların baktıkları hastalar YÜZ kişi yüksek kan tazyıklı i-| 4 bir kişi de alçak kan tazyıklı| yp emek aradaki nisbet yüzde | Kan ve a iy tazyikının böyle değişme-| en nedir?, dam AP gayet basittir. iile! arlar, kan ırmağının ileri- İ ğine yardım eden eğilir bü- Ney, Ve açılır kapanır birer bo-| Bu elâstikiyet kaybedildi -| Va dıvarları kaplanıp! A nm, kanı bütün gövde -! iz, ermek vazifesi kalbe yük-| | BLD A A ip GE pa pa, 4, Sa Vaziyet en ziyade orta yaş- er ihtiyarlıkta kendini Bu daha ziyade bir şehir. Kale Köylüde pek bulunmaz. istiy, Neyi ouz ki, zihinlerile vücutlarile çalışanlar - fazla bu derde dü- Sa her basta kendi ba- ; Klm bu yazımızda elemi tazyiklerinden ıztırap İŞİN biz ancak ğlığ Saarmdumı Vi ie iki gurup olarak top nn bakmak ve zih- çi r SAGLIK OGUTLERİ Ki | Kan tazyikımızın anormal oluşunun sebepleri i mek mecburiyetindedir. DOKTOR. Mİ 2 HABER — - Akşam postası İlk gurup için şunu söyliyebili- riz: Yüksek kan tazyiklerinden | ıztırap çekenler biç bir vakıt bir işin ifratına varmamalıdır. Bir misâl alalım: Cigara iç. mek... Fazla tütün kullanmanın damarların katılaşmasına başlıca sebep olduğunu iddia eden doktor lar vardır. Hiç şüphesiz tütün, vü- cudü zehirleyen başlıca âmiller - den biridir. Fazla içki, çok zengin gıda, vücut mümareselerinin eksikliği temiz havanın yoklüğu da başlı. ca sebepler arasındadır. Zihin meselesine gelince: Faz- la zihin yorgunluğu, sinirlerin yo- rulması hep zihnin dolayısiyle vü- cudün lüzumu veçhile işlememesi. ne sebep olur. “Üzülmeyiniz,, tavsiyesinde bu lunmak çok kolaydır, öğüt dinle- mek ise pek o kadar kolay değil. dir! Bununla beraber hiç eksilme- yen tasa ve üzüntünün yüksek kan tazyiklerine sebebiyet verdiği de hiç şüphe götürmez bir keyfiyet- tir, Tasa ve üzüntüsü çok olan ka- dmlarla erkekler fazla zihin ve beden yorğunluğundan azıcık ol sun çekinmek ve her gün bir müd. det tam mânâsile beden ve zihin istirahatı yapmak suretile damarla rına çok yardım edebilirler, Kanında yüksek tazyık olduğu! "3 teşhis edilmiş her hasta, doktoru- nun tavsiyelerine çok dikkat et - YAĞLI YAĞSIZ “ rum ve tohumla tarlanın mahsul AZUR Saçların daimi surette tanzı mi ve saçlarınızı tesbit etmek zan | nettiğiniz kadar güç değildir. Bu hususta bir mikdar yağsız Biri - yantin maksada kâfidir. Eğer saç larmız dalgalı ve havaya kalkık ve kıvırcık ise hiç üzülmeyiniz, Saçlarmıza Biriyantin sürdüğünü. zü kimse hissetmiyecektir. Bu Bi. riyantini kullanmakla saçlarınız- da hem kepek olmayacak hem de! onların neşvünemasını temin & ii decektir. Bugün siz de hemen bir tüp Nacib Bey Yağsız B'riyantini alınız bundan gençler, kadınlar, erkekler, yaşlılar hülâsa herkes memnundur. MR Ağ ŞA Ml İ Bunları ben şurada burada oku İ mayva da o kadar iyi, sağlam, gü- Muharrir Osman Cemal Kaygısıza göre: olmaz! . Deliliğin tarifi bizim gibi düşün- Bu iş meyen olduğuna göre hakiki delileri ve yarım akıllıları nasıl ayırabileceğiz? Anketi yapan: Murad Sertoğlu tünde kaygusuzun birisin; tabii, insanları kısırlaştırma falan gibi şeyler de seni kaygulandırmaz, böyle şeyler sana vız gelir deği! mi? — Gerçi lâabım Kaygusuzsa da kendim pek o kadar vurdum duy- mazlardan değilim! — Şu halde bir takım marazi ruh ve bünyelilerin kısırlaştırı!- masma taraftar mısın? — Osman Cemal, sen adı 5 — Önce şunu söyliyeyim ki ma- razi ruh deyince haydi diyelim ki tam, yani zırdelileri kolayca ayı- rabiliriz. Fakat yarırı, hele çey- rek delileri hakkiyle nasıl ayıra- cağız? Sonra, genel savaşın orta- larında hemen hemen bütün dün- yada çalmadık kapı bırakmamış olan İspanyol nezlesi gibi nevras tenik de artık girmedik delik pek bırakmadığı şu sıralarda acaba kim kimi kısırlaştırmaya kalkışa- cak? Bir de şu var ki, bizim eski mu- harrirlerden Âlinin o meşhur lü- gatçesinde yarımdan bütününe ka dar bütün deliler şöyle tarif edi- lir: Deli — Bizim gibi düşünmeyip bizden başka türlü dam! Şu halde deli onlar mı, yoksa biz miyiz? Gel de ayıkla bakalım! pirincin taşını! Gelelim şimdi işin ciddi tarafı- Hiç bir baba, yani insan sulbün- dan gelmeyip de doğrudan doğru- ya topraktan yaratılan, yahut may mundan gelen Âdem babamız bir dejenere, bir marazi tip mi i- di ki onun sulbundan gelmiş olar Kabil irsiyetinden aldığı marazi bir hisle kızkardeşini fena halde kıskanarak Habili öldürdü? Eğer Kabil gibi ilk insan oğ- lu bu marazi ruhu, kanı, duygu- yu babasından aldıysa o zaman mesele yoktur, dejenerelik bize tabiattan miras demektir ve hepi- mizin birden kısırlaştırılması Jâ- zımdır. Ben bunu böyle söylemekle bir- likte atavizmi büsbütün inkâr e- denlerden değilim ha! İrsiyetin ha yatta, hele insan'arda oynadığı ö- nemlice bir hayli roller vardır makla değil, tecrübelerle biliyo-' üzerindeki tesirlerini de bilmiyen yoktur. Tohumla tarla ne kadar iyi sağlara, seçme olursa mahsul ve| zel olur. Fakat on iyi ,en sağlam, en seçme, en güzel bir tarlaya e- kilen ayni vasıflardaki tohumlar toprağım altından yeşillik, fidan halinde çıkmaya başladıktan son ra maruz kalacakları havanın, gü- neşin, kuraklığın, fazla yağışın, do lunun, sam rüzgörlarının, haşara- im tesiriyle solup sararmaz, çü- rüyüp bozulamazlar mı? ” Tohum ve tarla kadar sosye- tenin, çevrenin de (muhitin) tesi- ri vardır. Hattâ bana kalırsan na karnından ne şekilde, ne ruhta ne kıratta çıkarsa çıksın, çocuğun etrafı çevreleyecek muhit, de - likanlının içine gireceği sosyete) onu balmumu, hattâ su gibi iste- diği biçime, kalıba sokar. Pek âlâ bilirsin ki bazan bir kitap, bir roman, bir şiir, bir kon- ferans, bir nutuk, hattâ kuvvetli dokunaklı bir söz insanın ruhun- da yerine, biçimine göre türlü de- ğişiklikler yapar. Çoban Mehmet ki dünyanm en güçlü, kuvvetli a- daleli ve onun içinen metin a- damlarından sayılır. Şimdi siz tutun, Çobanın kafa- sına meselâ Bernarşovun bütün bil gilerini, bütün kültürünü ve kal- bine de bütün duygularını aşıla- yın! Oldu mu işte size bedenen, fikren, ruhan, kalben tam, mü- kemmel bir adam. Lâkin alın şim- di Çobanı bu yeni tipiyle götürüp atın Groinland adasındaki Eski- moların içine ve kalsın orada on, on beş sene, sonra gidin bakm, Çoban gene ne kadar değişmiş- tir! Hasta insanları kısırlaştırmak bir şey değil; fakat beden ve ruhları sağlamlardan doğacak, sap sağlam çocukları ayni kahveler, ayni meyhaneler, ayni filmler, ay- ni romanlar ve daha hangi birini sayayım; hayattaki ayni bozucu şeyler onu sonradan gene bozmı yacak mı? Dahası var, cinnetle deha ara- smı cıgara kâğıdı kadar incecik bir smırla bölünmüş gösteren ba- zı rahiyatçılara ne buyrulur? Bu nazariye veraset işini de çatal matal ediyor. Eğer bu nazariye doğru ise kı- sırlaştırılacak kimselerden biz mütereddi çocuk beklerken baka- riz ki dünya mütekâmil bir insan kazanmış olur. Haruünnürreşitle kazanmış (olur. (oHarunreşitle runreşit Bağdatta koskoca ülke. ler idare eden büyük bir hüküm- dar, kardeşi Behlülüdâna ise bi: zim rahmetli Pazarola Hasan bey gibi bir şey... Bu işte bence kısırlaşlırmaktan ziyade çocuğun, delikanlınm, gen cin etrafını kollamak, ona iyi ter- biye vermek, daima iyilik görgü- lerini kamçılamak ve irsi olduğu gerçek olan bazı hastasrklarda da evlenmeyi, çocuk yapmayı sıkı bir kontrol altına almaktır. Hazır sırası gelmişken sana bir şey daha anlatayım: Dünyaya bel- ki de dürbünün ters tarafiyle bak» tığı için onu bir bataklık, bir belâ denizi, bir cehennem gibi görmüş olan Şopenhavrım namlı çırakla rından bir Hartman vardır. Bu a- dam insanlığı sefalet ve ıstırap- tan kurtarmak için vaktile şöyle bir şey yumurtlamıştı: — Husyelerinizi koparınız ço- cuk yetiştirmeyiniz! Böylece yer- yüzünden sefalet kalkar ve hayat la birlikte şuur ve ıstırap da sö- ner, gider! Lâkin nedense: “Halka verir talkını,, “Kendi yutar salkımı!,, Dedikleri gibi adamcağız hal ka böyle talkın verdiği halde ken- di husyelerini değil, tırnağını bi- le koparmamış, eceli gelinciye ka- dar bu sefalet ve ıstırap dünyasın- da heya mola, heya hisa yürüyüp gitmiştir. Fakat, bunun (Maynlendr) i- simli bir kapı yoldaşı. . vardır ki, genç yaşında kendi kendine cav- lağı çektirmiş olan bu sinirleri bo- zuk, müvazenesiz adam kendi fel- sefeşine sadık kalmış, (kurtuluş felsefesi) adlı eserini yazıp bitir- dikten sonra içindeki ölüm arzu- sunu kendi eliyle yerine getirmiş. Arkasından da Almanyada bu çürük ve hasta felsefeye bağlı bir çok gençler ayni yolu tutup kendi kendilerine kıymışlardır. Acaba, bizde de kısırlaştırma ameliyesini istiyenler, ayni felse- fenin salikleri ve Şopenhavrın çok sonraki batnımdan çömezler mi- dirler? Pastellas En iyi, en zarif, fakat en ucuz Züccaciye eşyaları Hediye mi almak istiyorsunuz, Evinize Zilcenciye esyası mı alacaksınız Hemen Pastellas mağazalarına koşunuz. Memnun kalacaksınız. ADRES : Beyoğlu İstiklâl caddesi 316 ve 138: Telefon 41915 Türk | iiaa Kurumu Büyük BP. Gi kadar yangosu binlerce kiş'yi zengin etmiştir. 4.cü keşide 11 Şubatta 936 dadır. Büyük Ikrâmiye : Ayrıca 35.000 Liradır 15009, 12.(00, 10000 lira'ık ikram ye- ere nisa tiralı” bir mükâfat vardır.. n TAR, ll Tr ALIN dd

Bu sayıdan diğer sayfalar: