21 Ocak 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

21 Ocak 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 SONKANUN — 1936 HABER — BER — Akşam postası GELEMEM. KL Son - Sistem | SOVYET i Kullanılan herşeyin Dikiş. Nakiş ve Sanayi ömrü kısahr! MAKİNALARI G. VE A.BAKER-LTD ŞİRKETİNDE BULURSUNUZ! SAĞLAM — TEMİNATLI UCUZ - EMSALSIZ mum deposu: istanbul Tahtakale! selefon sokak No. ©2-1 Tel: 22813 İstiklâl caddesi No. 306 - 308 Baker büyük mağazaları Tel: 4 Anadoluda âcente aranıyor Yukarda görülen moteiaen başka muhteli! 12 zari! modelimiz vardır SANDALYALARIN . 1936 desenleri gelmiştir Asri Mobilya Mağazası AHMED FEVZİ İstanbul, Rızapaşa yokuşu N. 66 Tel. 23407 Zİ, Zar Ralini İRsdyolin ile fırçalanan beyaz, parlak ve temiz dişler müstesna Basın Kurumunun çıkardığı 1936 Almanağı En güzel bir yılbaşı armağanıdır Bütün saylavlarımızla gazetecilerimizin resim albümü içindedi» ÇIKTI 50 kuruş NECİP BEY , Göz insanların yegâne güzelliğini temin eden yegâne azadır “n güzelliği önünde insanlar eğilir. Göz insanlara ümit, neşe gibi insanların zekâsmın ölçüsüdür. Necip bey kirpik tu yari ile gözlere tuvalet vermek bir insanm gözünün güzelliğin 100 arttırır. Mavi, siyah, kumral renkleri on gözleri; kat iie yakmaz. AI EİT GİT İKİYİ İstanbul Komutanlığı birlikle. | * için 27,000 kilo sabun pazarlık a alınacaktır. Muhammen &tarı 3100 liradır. İlk teminatı 608 li - radır. Eksiltmesi 27/1/936 pazar. tesi günü saat 14 dedir. Eksiltme ye gireceklerin ilk teminat mak- buz veya mektuplarile birlikte belli gün ve saatte Fındıklıda Ko- mutanlık Satınalma komisyonura gülmeler (181) KiRPiK iş 168 PARDAYANIN ÖLÜMÜ işte bunun için bu salon, gündü- Zin mahallenin en namuslu bir mey- hanesi manzarasmı gösterdiği o halde geceleyin devrriyelerin takibinden ka- çan serserilere, sokak © orospularına — Bunlar çok da mühimdirler. sığınacak bir yer vazifesini görüiyor- Katu onları odaya iterek: du. — Peki, peki... Şuraya giriniz. Hep Bu gece hava fırtınalı olduğu için) de'aşıyor ve buraya hiç uğramıyorsu- erkekten çok kadın vardı. Fırtına, 50-İ nuz. Her zaman kopuksunuz. Sen Ru- kak hırsızlarının serserilerin işine ya-| set, şu güzel yüzbaşıyı baştan çıkar- rıyor fahişelere ise zarar veriyordu. mak için mavi boncuklu (gerdanlığı du. Yumruklarına güvenen dev elis.) mi aldın. Sen de Paget bana elli ekü #eli iki garson müşterilere içki veriyor) borçlesun. İkiniz de cebi delik kızlar- Jardı, Gündüz hakiki bir çoban Köpeği) 8mız. Sözlerini söyledi. olan bu iki iriyarı garson — yerlerini İki kadın bir ağızdan: genç ve güzel hizmetçi kızlara bırakı. — Fakat bilsen seni nekadar se. yorlardı. Bundan da Katunun müşte.) Yiyoruz. diye bağırdılar, rilerini iyi tanıyarak hepsinin nabzına -— Ah gençlik, gençlik! Bir tarafa göre şerbet verdiği anlaşılır. on para koymak istemiyorsunuz ya, Orta halli müşterilere güler yüz.) *ğer benini başıma gelen sizin başını- Mi hizmetçi kızlar, serserilerle #okak.| 7a da gelirse! ya bu güzelliğiniz elden orospularına . garsondan çok mu-| ziderse.. hafız fazifesini gören güçlü (kuvvet. — Adam sende! Katu, sen daima W garsonlar hizmet ederlerdi. güzelsin ve istemiş olsan... Bu geç vakit de Katu henüz yat- Katu gülümsiyerek bu iltifata te. mamıştı. Büyük salona bitişik küçük) şekkür etti, İki kız odayı (o girdiler. bir odada masa basında oturup iki Meyhane sahibi kadın müşterilerle uğ- genç kadınla konuşuyordu. raşmağa başladı. Ve nihayet o da Wir Bu iki genç kadın, saat ona doğru) şişe eski şarap ve bir kaç meze ile kız. meyhaneye girmişlerdi. Bu ziyaret, an) ların yanına girdi. lattığımız vaka ile ilgili o olduğu için Katu, başlarından geçeni anlata- bunların Katu ile konuştuklarını baş-) rak ona eski günlerini katırlattıkları tan aşağıya kadar anlatmamız lâzım.) icin *w iki kız çok severdi. mez ulmuştunuz. — Herhalde benden soracak şeyleriniz var.. dedi . — Çok doğru Katu senden bir $ey soracağız. kKişmetli bir inci geraanuk, cımas İğ- neler kolyeler, zümrüt, yakut, pırlan- ta taşlı bir düzüne kadar yüzük, ik! başka elmas gerdanlık, otuz kadar al- tn ekü tomarıydı. Sapsarı kesilen cadı karı dandı,: — Burada, üç yüz bin liralık mü- cevher ve altın var, Halbuki okralişe bana ancak kırk bin lira verdi. Bu anda dışarıda bir gürültü ol- mirıl- Lora hemen ışığı o söndürerek bir hançer çekip kapının arkasına gizlen- di. Gözleri karanlıkta, dişi kurt gözü gibi parlıyordu. — İsterse Alis içeriye girsin bir vuruşta canını cehenneme yollarım Artık biktim! Kraliçe, bu gece her şe Yin biteceğini söylememiş miydi?. di- ye homurdandı. Hançerini elinde tutarak, duvara dayanıp bekledi. Ayni gürültü duyu- larak sürekli bir gicirtr halinde uzadı. Lara, geniş bir nefes aldı: — Ama aptalmısım! Pencerenin kanadı kopmuş. Hava da ne fena! Öy- le ya, böyle bir düğüne böyle bir hava. Bunun üzerine acele mücevher ve altınları tekrar çantaya doldurdu. O- dasına giderek kllçük bir torba ile ge- ri döndü. Asık bir yüzle: © — Kırk bin lira! İşte o kadar hizmet lerime karşılık büyük Katerinin verdi ği yalnız bu kadar. Bu da pek az. Be- reket versin ki şunları da yakaladım. diye mırıldandı. Ve kırk bin lirayı da çantaya koyarak iyice kapadı. dır. | — Haydi bakalım., anlatın biraz, bi DA LR : i i onra omuzuna bir manto alara Onlar salona girince Katu kar- İki kızdan daha serbest — pe dıs ya cikip bahçe kapısmı kilitle- gılamağa giderek: olan Ruset, Pagetin dürtmesi üzerine di ve anahtarı duyarım üstüne attı ve söze başladı. —Pağetle ben bir ziyafete davetliyiz. — Güzellerim.. Siz buraya geldi- niz ha! Bir aydan fazla oldu ki görün. ağır çantasının müsaade ettiği kadar bir süratle evden uzaklaştı, PARDAYANIN ÖLCUMÜ | LİON Mağazası Mevsim sonu dolayısile yüksek cinsli mallarını çok ehven fiyatla satışa çıkarmıştır. İz İ iskonto 7/5 10 dan 7. 50 ye kadar istiklâl caddesi 272-274 e 165. Hemen civar köşeden bir gölge çıkarak Lorayı takip etmeğe başladı. O sırada saat dokuz buçuktu. Sokak. lar tenha ve karanlıktı. Bulutlar, siv. ri çatıların üzerinden uçarak geçiyor» lardı. Ateş ve ışık söndürmek işareti verilmiş olduğu için otel ve meyhane- ler kapanmıştı. Lora, takip edildiğinin farkına varmamıştı, Cadı karı (korkuyordu Mantosunun altında, kıymetli çanta- yı canı gibi saklıyordu. Parisi o kadar iyi bilmediği için körü körüne gidiyor du. Buraya geldiği gündenberi Lâhaş sokağından dışarıya ancak bir iki ke. re çıkmıştı, Nihayet yolunu büsbütün şaşırdı, Evine geri dönmek istediyse de yolu bulamıyacağından korkuyor ve sokak- ta soracak kimseye rastlayamıyordu. Banunla beraber, ara sıra etrafın da dolaşan bazı hayaller görüyor ve fısıltılar duyuyordu. Belki de kendi- sini takip eden (gölge bu herifle ko- nuşuyordu. Çünkü bir kaç kere Ona durdurmak istiyen hayaller geri çekil mişlerdi. O vakit Dora korkusundan titriye rek adımlarını sıklaştırıyordu. Gecele ri serserilerin hücumuna uğrıyarak soyulan yolcuların hikâyelerini hatır. yordu. — Evden çıkmak için sabahı bekle. mediğime çok aptallık ettim. Hem Alis te geri dönmiyecekti! diye söy. lendi, Bir müddet dar bir sokakta bulun duğu için korkudan nefesi kısıldı. O sırada bir kapının arasından süzülen az bir ışık gördü. Kendisini takip © den gölge iki Uç adım geride duruyor- du. | Necip bey rujları son derece sabit ve lâtif rayihalı, her rengi mevcuttur. Bilhassa tavsiye olunur

Bu sayıdan diğer sayfalar: