3 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

3 Mart 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tanınmış bir kız mürebbisi diyor ki M— a Ebeveyn mekteple birlik olmalıdır! Evi mekteplen yarim saat uzak olan bir kız, eğer dersler bittikten iki saai sonra çıkagelirse, anne İle baba sormalıdır : — Neredeydin, kızım? Anketi yapan: Talebe işi hakkındaki anketimi. zin bugünkü kısmını, senelerce maarif idareciliği yapmış ve haya. tanı talebeler arasında geçirmiş kiymetli bir hoca ve idareci ile! yaptık. İsminin yazılmasını istemeyen bu zat bize şunları söyledi: Günlük gazetelerin “Genç kız- larımız,, mevzuu üzerinde son günlerde fazla durmaları hem o - kulları, hem de ana ve babaları memnun etmeğe değer bir keyfi - yettir. Çünkü mevzu haddi zatın. da ehemmiyetli ve şumüllüdür. Bilhassa inkılâptan sonra siya- si hayatımızda da faal rol alan kadın, artik tam manasiyle haya- tımızın yarısı hattâ bazı mütefek- kirlerin pek haksız olmıyan iddia- larma göre, yarısından da fazlası demektir. Çünkü âdat ve ahlâkı - mızı yaratan onlardır. Bugün bizi idare edecek kanun- lara erkeklerle beraber rey veren! onlardır. o Memleketimizde her mesleğin kapıları kızlarımıza a- çıktır. Bütün bunları düşündükçe kızlarınızın çocukluk ve gençlik çağlarmda alacakları tavırlar, va- ziyetler, hareketler, terbiye ve ah- lâk ve bu çağlarda iktisap ede- cekleri seciye meselesinin ehem - miyeti kendiliğinden Kya çi kar. Gazetelerdeki bu mevzuu ta 1 kip edenler bu ehemmiyetin inkâr| edilmediğini, oldukça ehemmi - yetli telâkki edildiğini memnuni - yetle görürler, Yalnız mevzuun büyüklüğü ve ehemmiyeti düşünülerek, mesele - nin soğukkanlılıkla münakaşa e < dilmesi temenniye değer bir hal - dir. Kızlarımıza nezaret etmek hem okulların hem de bilhassa ana ve babaların başlıca ve en mühim vazifelerinden olduğu muhakkak. tir, Her medeni memlekette, üni - versite ve yüksek okullardan ma- ada her hangi bir okula girmek is- tiyen çocuk yalnız başıma bul işi yapamaz. Mutlaka okula velisinin refakatiyle gelmeğe mecburdur. Veli, çocuğa nezareti, onun o - kula devammı temin etmeği ve çocuğun her türlü hareketinden mesul olmayı kabul etmiş demek- tir, Hattâ bunları teyit eden bir kâğıda da imza koyar ve bu imza- nın sahibi okul idaresinin çocuğu terbiyede en yüksek yardımcısı demek olur. Bu imza sahibi ya a - na veya babadır. Ancak ebeveyni mevcut olmıyan çocukların en yakın akrabası bu vazifeyi yapar. Bu keyfiyet kabul edildikten son- ra okul idareleri, çocukları terbi- yede velileri kendilerine yardımcı telâki ve onlarla müşterek hare - ket etmeğe mecburdurlar. İ Şu halde çocuk, bilbassa kız çocuğu gününün her saatinde oku- lun veya velinin nezareti altında demektir. Fakat bir çocuğu terbiyede, hattâ şehrin sokak ve kaldırımla- rının bile müessir olduğunu düşü- nerek, bütün muhitin âmil olması şarttır. Şu halde her vasıtadan is- izzet Muhiddin dahaleler yapmaya pek çokları -| mızın hakkı vardır. Bir mürebbi, sokakta dahi ol - sa, kendi okulundan bile olmıyan! bir çocuğun doğru görmediği ha - reketine müdahaleye hakkı var »| dır, Hattâ hakkı vardır demek ki-| fayet etmez, bu vazifesidir de... Bugün kimse inkâr edemez ki, sokaklarımızda genç kızlarımızın nezahet ve ismet hisleri daima te- cavüze maruz kalıyor. Evinden o- kula gelinceye kadar bir genç kı- za her fırsatta lâf atılıyor. Hattâ daha fenası, tabur halinde bir res- mi geçide giden kız okuluna mü - rebbilerinin yanında bile çok çir- kin kelimeler savruluyor. Her gün vaki olan bu hareket- ler, kızlarımızın nezahet hislerini rencide ve daima bunları işiten bir kulak yavaş yavaş bunlarla ünsiyet peyda ediyor. Bu bir tabii hal oluyor. Ve bu hal tevali edin. ce mukabele görmekten de geri kalmıyor. İşte bu son vaziyet bize yeni ve mühim bir yük tahmil ediyor: Kızlarımızı muhafaza ve önlara nezaret... Bu nezaret çok nazik bir mese- ledir. Hayatının her dakikası göz hapsinde olan bir genç kız buna fazla tahammül gösteremez. Esa. sen bu hem gayri mümkün, hem de yanlış bir harekettir. Her şey den evvel kızlarımıza, kendileri « ne büyük itimadımız olduğunu, onların nezih olmıyan bir hareket- ten dâima kaçınacakları ümidin - de bulunduğumuzu, ailelerinin, ve kendilerinin şeref ve hay - siyetlerini korumakta titiz olacak- ları kanaatimizi izhar etmeliyiz. Fakat bunu yaparken, ayni za- man da bu hareketimizin yanlış olmadığına samimen inanmakta haklı olduğumuza kanaat getir -| meliyiz. Yoksa hareketimiz çok gülünç olur. Hem de bizzat kızla- rimızın gözünde gülünç oluruz. Okullarımızda kızlarımızın is- met haysiyet duyguları üzerinde titiz davranıldığı muhakkaktır. Ana ve babalarına gelince onla - rin da kızlarının iyiliğini istiye - cekleri tabiidir. Fakat maalesef bir çok ailele- rin bu arzularınm tahakkukuna çocuklarına olan zaaflarının en « gel olduğu da meydandadır. Ço - cuk velilerinin pek çoğu, talebe - nin bir kabahati karşısında okul idaresinin müttefiki olacağı yerde çocuğunun manasız ve müzir bir müdafii olur. Artık çocuk her tür- lü fena harekette, zaaf duyduğu bir hali, gayri ahlâki olsa da ya - pacağı zaman, kendisinin bir mü- dafii bulunduğunu sezer. Her in . san gibi genç kızların da zaafları vardır. Bu halin onlarda nasıl akisler Yapacağını tahmin etmek güç de- ğildir. Anneler ve babalar çocuk- larınm menfaati namına onlara o- lan zaaflarını saklamaya katlan - malrdırlar, Çocuklarım her günkü hayatlarının okul idareleriyle be - zaber nazırı olmalıdırlar. Bir ta - raftan itimatlarını izhar ederken, HABER — Akşam postası Bir askeri i diktatörlük istiyorlar Atina, 2 (A.A.) — Kral bu sa- bah saat 10,30 da, parlâmentonun ilk celsesinde, nutkunu okumuş - tur, Nutukta, Yunanistanın, eski ha- rici siyasetini takip edeceğinden, yani Balkan Paktına sadık kala - cağından bahsetmektedir. Kral, saylavları, memleketi (o(müs - takar bir hükümet küurmağa ve normal bir siyasi vaziyet vücude getirmeğe davet etmiştir. Atina, 2 — General Pıçikdi ve General Politis Kralı ziyaret ede- rek yeni kurulacak kabinenin te - şekkülü hakkında Askeri Şüranın noktai nazarını anlatmışlardır. Ordu cümhuriyetçi ve komü - nistlerden kurulacak bir kabine - ye itimat etmemektedir. Kumandanlar askeri bir dikta- törlük ( istemektedirler. Yalnız diktatörlük kabinesinde bazı Li viller de bulunabileceklerdir. Vaziyet şimdiki halde eski buh- rank şeklini Pe etmekte - dir, M. NURi ÇAPA Sayın vatandaşlarının Vi kutlar lar. mahalarını esirgemelidirler. Evi ile okulun arasi yarım saat olan bir kız çocuğunun, bir çok günler okuldan çıktıktan yarım saat son- ra değil, meselâ iki saat sonra gel- diğini gören aile her halde bu iki saatin nerede ve nasıl geçtiğini çok dikkatle aramak ve bulmalı « dır. Muhakkak olan bir şey var ki, o da, ana ve babalar kiz çocukla- rının gururlarını kırmaksızın, ha- yatlarının her saatini kontrol ve ihtiyaçları olduğu her hangi bir anda okul idarelerine de müraca- at etmekidirler. e Giyinmek ve süs meselesine ge- lince, dış için aynasıdır, diye söy- lenen söz hiç de yanlış bir şey de- ğildir. Yüzü boyalarla maskelen - miş bir kadın hâkim, saçları boya- lr bir kadın doktor; kolları biçim- siz bileziklerle dolu yüzü boyalı, parmakları manikürlü bir kadın öğretmen kimin gözüne hoş > - bilir? Bir lise talebesi, Üniversite tahsili yapmak yolunu tutmuş, ya- rının münevveri olmağa niyet et - miş bir genç demektir. Onun ka - fasında suratını, saçlarını, trrnak- larmı boyamak bayağı süslere kapılmak gibi aşağı şeylere yeri yoktur. Temiz bir yüz, dikkatle taran- mış saçlar, düz önlük, sıhhi bir a- yakkabı, işte mektepli genç kızla rin kıyafeti! ... Genç kızlarımıza nezaret me - selesi yanmda genç erkeklere ne- zaret, bu iki meselenin biribirine bağlı olduğunu da hiç unutmama- lıdır. Sabahtan akşama kadar, kahveleri o dolduran (o mektepli gençler yarı yarıya kaybedilmiş insanlar demektir. Erkek çocuk - larımıza da, şeref ve gurur hisleri- ni telkinde ihmalkârlık etmemeli- yiz. Sokakta gördüğü genç kıza sataşan erkek de, memleketin ah- i 936 günlü bir tezkere verildi. lâki bünyesinde, gittikçe büyüme- tifade ederek çocuklarımıza, ha -| bir gün bu itimadın fena istimal! ye yüz tutan bir yara açmakta ol. yrlı neticeler tri edecek, mü -| edildiğini gördükleri vakit müsa -| duğunu bilmelidir. t üs ği yi ilmin be a lek di re di adak (Yunan kumandanları) Bütün salâhiyettar makamların dikkatin 3 MART — 1938 21 Yurtdaşları boş yere sefalete | düşürmemeli! Tevkif ve sevk gibi dikkatli ve titiz (Baş tarafı 1 incide) Yozgatta sarraf Osman adında bir şahsın mantarcılık suretiyle parası alınmış ve bir Mehmet a - dında bir şahıs hakkında takibat yapılmakta imiş. Bu hâdise İstan- bul emniyet işleri direktörlüğüne yazılmış ve polis te hemen beni yakalamış (işte Mehmet) diye Yozğada sevketmiş. 20 gün sefilâne dolaştıktan sonra nihayet Yozğat Cümhuri « yet müddeiumumiliğinde müva - cehe edildim ve bana (Oğlum sen değilsin, git İstanbulda hakkını ara ne yapalım), dedikten sonra avdet etmek üzere serbest bulun- duğuma dair 82 sayı ve 27 —2 — 20 gün çocuklarım aç kaldı, ben de süründüm. Günahı olmıyan bir yurttaşm bazan haksız yere haftalarca do - laştırılması zannedersem teşkilâtı! esasiye ve polis teşkilâtı kanunu - na aykırıdır. Polisimiz acaba ne için tetkik ve tahkik etmeden beni yakala- mıştır? Ben şimdi hakkımı nereden a- Izmirde — bir cinayet İNeLesi ŞUKTU, Diiki US DİLKİ Sabihayıi vahşice öldürdü Sıtkının yaralı vücudu üzerin€ yeniden silâhını boşalttı ve... vw İzmirde kışkançlık yüzün- den bir cinayet olmuştur; Alsan- cakta oturan makinist Şükrü, evi- nin üst katını bakkal Sıtkı ile Met- resi Sabihaya kiralamışir. Dün akşam Şükrü evine gittiği zaman karısını kiracılarile birlik- te oturup içki içtiğini görmüştür. Şükrü de masaya oturmuş, biraz sonra karısına: — Ben sana bunlarla Nİ demedim mi? Diyerek Sıtk i ile metresini ma- sadan koymuştur. Bu kovma üze- rine kavga çıkmış, Şükrü tabanca. sını çekip Sıtkıya ateş etmiştir. Kurşunlardan biri yolunu şaşıra - rak Sıtkının metresi Sabihanm al. nına isabet etmiş, derhal öldür - müştür. Sabiha cansız yere düşünce her şeyi göze alan Sıtkı Şükrünün ü- zerine atılmış, iki erkek bir saat kadar boğuşmuşlardır. Şükrü bu kavga esnasında altı el daha ateş etmiş, Sıtkıyı başın -) dan yaralıyarak yere sermiştir. Şükrü bundan sonra Sıtkıyı e- vin apdesthanesine sürüklemiş, o- rada bir kurşun daha sıkarak öl - dürmüştür. Silâh sesine zabıta memurları Zingalın eski muha- sebecisi de tevkif edildi Birkaç gün evvel Zingal şirketi mir hasebecisi Cevdetin tevkif edildiğini yaz mıştık. Evrakm tetkiki esnasında görü len İözum üzerine bugtin de Zingalm €s ki Ayancık muhasebecisi Yusut Ziya oğlu! Selim Cevad da defterleri denize atar ken tevkif edilmiştir, adli i nen zararmı kapamağa imkâ? imlâ” ieraatta son dere€€ | olmak gerektir rayacağım? Bu feryadımı dinliyecek?, Kim işitecek?... Zaten tek bir yorgana tim, şimdi yol parası diye onu 8 | sattım, bu ne haldir? Benim uğr*” dığım halin emsaline zannede” sem tesadüf edilmemiştir. Bu k**“| dar büyük hata olur mu? 0g Rica ederim makamı aidin nâzârı dikkatini celbediniz. HABER: Gerçi pek ender oli& bir vaka! Fakat görülüyor ki, Pİ miş tavuğun başıma gelmiyen vallı Mehmedin başına gelmişti” Ve bu fakir adamcağızın günle” | Ni ce sefil, evlâtlarının aç kalmasi”? | sebep olmuştur. Bu fakir adamın maddeten, i UR yoksa bile, bundan sonra bu gibi di bataların olmaması yahut da seyrelmesi için, elinde icra kuv”” ti olan memurlar, Mehmedin m9#” | cerasını ibretle okumalı, dikk | sizlikleri, tahkikat noksanları Yi zünden bir aileyi nasıl bir | te uğratabileceklerini daima 1 önünde tutmalıdırlar, ' i i h © Bu memurun ismi m d dur. “ İ müthiş i , i ÜzEk lim olmasını söylemişlerdir. yü evvelâ bu ihtarlara sre de sonradan aşs& inip teslim olmuştur. Katil Sabihayi sevdiğini de tundan kıskandığını söylemist > İstanbul beşinci icra m 5 dan: il Mahcuz olup paraya seramiği 1 rar verilen ve tamamına t: vukuf tarafından (9510) bira m dir olunan Beşiktaş atik TegvikiY? “) Ji Meşrutiye mahallesinin atik Der? dı Mektep sokağı eski 13 mükerref 17 No, İr gayri menkul açık ya çıkarılmış olup 10—3—936. den itibaren şartnamesi herkesin bilmesi için daire diyanhanesine' 2—4-—036 tarihine müsadif ei saat 14 den e murluğunda satılacaktır. iştirak için yüzde yedi buçuk akçesi almır. Arttırma ve men kıymetinin yüzde bulduğu takdirde ihale yapm si halde on beş gün daha veni > yetişmiş, evi sararak Süre k İ N rek 184936 tarihine martesi günü ayni saatte geregini men kıymetinin yüzde a duğu takdirde satılacaktır. © > takdirde 2280 numaralı beş sene tecil edilecektir. aa 2004 numarak icra ve is nun 126 mer el 2 sahibi alacaklılarla diğe” İ ş irtifak hakkı sahiplerinin leg Li ri menkuldeki haklarını Sd iş ve masarile dair br iğ rakı müsbitelerile yirmi gÜ” dairesine — bildirmesi halde hakları tapu si yanlar satış bedelinin hariç kalırlar. Daha fazla ze mak istiyenlerin 934/ 1 ye 5 yasile memuriyetimiz? ; pi Jân olunur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: