15 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

15 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k | İhtiyar bu suali işitmemiş gir bi sözlerine devam etti: — iddianame okunduktan son ya İngiliz generali ayağa kalktı ve: İ © — Kendini müdafaa etmek is- © tedi değil mi? — Hayır, bilâkis, şahsını mü. dafaa için tek bir kelime © bile | söylemiyeceğini beyan ederek, ç arkadaşları müdafaa eti, onla İ İ | 11 hiç tanımadığını ve © zavallı Ç ların hiç bir kabahati olmadığı" Gone söyledi... — Demek onun sözlerine inan damar? © — Lüden bana fuzult sualler sormayınız... Sözlerimi dikkat, Ç de dinlemenizi ve soracağım su — ale cevap vermenizi rica ederim. © — İngiliz generali aranızda geyen hâdiseleri kısaca anlatarak şahsan kendisinden intikam al- © makta hakle olduğunuzu da ilâ- ve etti. Şimdi size soruyorum. General Campbelin anlattıkları doğru mudur?., Akbar Firoz hiç beklemediği bu sual karşında © birdenbire | durakladı. fhtiyar sualini tekrar edince, kaşamaklı cevap olarak? — Size söylediklerini bilmi- Bu cevap karşısında ihtiyar adam Akbar Firoza yaklaşarak gu suali sordu — Generdl — Caripbel yalan © söyler mi ? © — Bilmiyorum, © — Bundan evvel onun mert © bir asker olduğunu söylemiştin. — Bilâkis bana karşı hiçde mertlik göstermedi, bütün bir orduyu bana karşı seferber etti. — Neticede sizi ele | geşirdi değil mi? — Evet, — İstemiş olsaydı derkal sizi öldürebilir miydi? — Tabit, — O halde mert, bir adam- mış! Size karşı bu şekilde hare- « ket eden bir adam yalan söyle- yemez, — 21 le demek istediğinizi anla yamıyorum. — Demek istiyorum ki İngi- liz generalinin bana söyledikle- ri tamamile doğru mudur... Yal mız bunun böyle olduğunu sizin Ağzınızdan işitmek istiyorum, Artık kaçamak yer kalmadı- ğine gören Akbar Firoz gayri ihtiyari cevap verdi: — Doğrudur? — Generalin söyledikleri doğ. rudur değil mi? — Evet, generalin söyledikle- di doğrudur... — Samimiyetinize teşekkür e- derim. Bu meticeden sonra si- inle anlaşmak daha kolay ola- taktır... Bir fenalığın önünü al- maya uğraşırken ikinci bir fena- hk yapmak istemem. Bundan — Buna karşı sizden bir hiz- met beklerim... 24 saat (sonra muhakeme tekrar toplanacak ve maznunların müdafaalarını din liyecektir? — Bu hususta esasen anlaş- mıştık, — Evet ama, meticesi bakkın- da henüz bir karar vermemiştik. — Ne yapmak İstiyorsunuz. — Muhakemenin tarzı cere- yanına karışmıyacaksınız. Ben İstediğim gibi hareket edeceğim. Sizi temin ederim ki vaziyeti ancak bu suretle kurtarabiliriz. — Maznunlar ne olacak? — Mahkemenin kararını yarın öğreneceksiniz... Bu şartımı ka bul etmezseniz şimdi bütün ar- kadaşları çağırır, her şeyi onlâ- Ta da anlatırım. Akbar Firoz bu teklifi de ka- bul ettiğinden ihtiyar elini uzat ta ve: — Namusunzu kurtaracağım, fakat bundan sonra kimseye fe- alık etmeği (o aklınızdan bile geçirmiyeceksiniz... dedi ve oda- U ğe N > İğ EKE 7 Oynamaktan veya çalışmaktan yorulduğunuz zaman boyalı ka- Jemlerinizi veyahut suluboya kutunuzu almız ve bu resmi dikkat ice boyayınız. Ancak rakamlara iyi dikkat etmelisiniz. 2 numara hı daireler açık mavi, 3 ler yeşil, 4 ler koyu mavi, 5 Jer kırmızı, 6 lar sarı, 8 ler açık kahve, 9 lar da portakal rengine boyanaı caktır. Hem eğlenecek, hem de çok sevineceksiniz. i dan çıktı. Bir suikast Akbar Firoz odasında yalnız kalınca bu biç beklemediği vazi- yet karşısında tutacağı yolu dü- şünmeğe başladı. Yeşil sakallı ihtiyarın tehdidinden korkmuş - tu, Fakat ilk tehlikeyi atlattıktan sonra soğuk kanıılığını tamamen bulmuştu. Akbar Firoz hızlı adımlarla odasında dolaşmaya başladı. Ay» ni zamanda yüksek sesle kendi kendine şunları söylüyordu: — Artık bu ihtiyara itimat et- mek caiz değildir. Bunak herifin İngiliz generelinin sözlerine ka- Harflerle resim yapıyorum pıldığı muhakkak. Şimdiye kas dar körü körüne bütün emirleri mi yerine getiren bir adamın bi Kaç saat zarfında bu derece deği şebileceğini doğrusu aklımdan bile geçirmemiştim.. Kendisin « den azıcık şüphelenmiş olsaya dım, mahkeme relsliğine tayin etmezdim.. Bereket versin ki ap tal adam bütün düşündüklerini açıkça söylemek suretile beni ös kaz etti, Ya hiç bir şey söylemen den olup bitenleri diğer adamlar tuma da anlatmış olsa idi, © zan man benim halim ne olurdu? Bu dakikadan itibaren ihtiyarın da icabına bakmak! lüzmgeliyoru (Devamı var) MRSA, Kİ v5 er hafla cumarlesi günleri HABE | serisi vuxarıya 4 YOR p Gi yi “aj > | Üç küçük yaramaz kedi şimdi onları saklıyan cici bayanlariyle birlikte tavan arasında bulunuyorlardı. Diğer taraftan cici bayanın babası hiddetli, kızmı evin her tarafında arıyor. Avazı çıktığı kadar bağıra- rak kızını arıyordu. Fakat kedilerini çok seven cici ba- yan bu çağırışlara kat'iyyen cevap vermiyordu. Nihayet gece oldu. Ortalık karardı. Cici bayan uy- kuya daldı. Küçük yaramaz kediler etrafı dolaşmağa başladılar. Birdenbire merdivenlerden bir ayak sesi duyuldu. Üçü birden dikkatle kulak verdiler. Birisi merdivenlerden tavan arasma doğru çıkıyordu. Üç yaramaz kedi sürat- le eski yerlerine kaçıp sinâiler. Bu yukarı çıkan, kızı: nr arıyan hiddetli baydı. İMiEPETLİ BAY OLACAK... HAND KAÇALIM. ip kz Z &) İİ y” | Sv ESNADA VEREM vu. iç RAM KART PARÇALARDA, KiBAiT söN- || BiRisi TUrUŞMAĞA BAŞ. MEMİŞDİ... gi İk bay e Ye , Tavan arası çok karanlık olduğundan hiddetli bay bir kibrit yakarak etrafı araştırdı. Fakat ne kızı cici bayanı, ne de yaramaz kedileri göremedi. Bunun üzeri“ ne tekrar aşağıya indi. Yalnız felâkete bakın ki hiddetli bayın söndü diye yere attığı kibrit sönmemişti, Ve yerde olan eski bir gazeteyi de tutuşturmuştu. Kediler alevi görünce çok saştılar. Söndürmek iste» diler. Fakat nerede, alevler süratle büyüyordu. Cici bas yan da gayet derin bir uykuda olduğundan bu alevleri görmiyordu. Felâket! Alevler az vakitte esasen tahta olan tavan arasına” sirayet edecek, cici bayan da, üç yaramaz kedide ve hattâ koca ev de yanıp kül olacaklardı. Enzetesine ekli olarak parasız verilir. oi

Bu sayıdan diğer sayfalar: