19 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

19 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ir kumandanı Hasip Gürbay: Bırakın şakayı! diye sözünü kesti. Hancı wrar etti; © Hayır, bayım gevezelik etmiyo - Anlattığım tamamen (doğrudur. an tekkeyi ziyaret (etmek çok like yı ziyi si bi Biliyorum; safdil adamlardan bazı- bana bu hikâyeyi anlatmışlardı. Üç ve kayboldu; değil mi? Jandarma- da kaybolanları meydana çıkarama- lar, Fakat bundan başka bir iş var. “dt biküyeleri beni pek © korkutmaz. &öce harabeleri tetkik edeceğim. Hüner merakla etrafına balm. Ku- İN Yüzü daha fazla kurumuş gibiydi S5 Sahiden bu tetkiki yapacak mısi- — Evet, yapacağım. Söyledim ve ge- M* de tekrar ediyorum. Bu gece cadılar- konuşmağa gideceğim. Jandarma kumandan: üç gündenberi âdolunun bu adı pek bilinmiyen kö- inde, eşki devirden kalma harabele- SN bulunduğu bu küçük kasabada bur kamaktaydr. Ona herkes akıl vermeğe, © nasihat ğe çalışıyordu. Bir sene içinde ora” ÜŞ seyyah kaybolmuştu, sağ olarak lenler de kulaklarında taşların Ç dehşet veren iniltisini hâlâ Üiymakta idiler, Sam zabit, şapkasını giydi, saate bak h A; ii Sai on! dedi, harabelerde olup bir tnleri görmek, ve cadı maceralarmın tirarma vikrf olmanın zamanıdır. ... Jandarma kumandanı, fundabklarla Örtülü küçük & bir tepeye & tarmandı; Tekkenin önündeydi. Ay, yıkılmış sar- eşe ve Yosunlu duyarlar: aydınlatır Kumandan her tarafını gündüz tetkik Simiş olduğu diyanhaneyi ibtiyatla bir kere daha dolaştı. Kapıyı itti. Ve Şıp- İk semahanede ilerlemeğe (başladı. Sakında solunda rahatsız edilen yara» Milat uçuşmakta idi. Bir aralık susmuş! “dan ateşböcekleri, tekrar terennümleri:| Me İiladılar, Zabit bir dıvara dayanıp ketsizce durdu. Ayın parlaklığı kas) m ve yarı açık pencerelerden gir tik idi. Gece ilerliyordu ve müdek- mütemadiyen ayakta durmakta idi. bir çöküntü gürültüsü ol a Hasip Gürbay yerinden sıçradı. ©) #inirlerinde yaptığı tesisi hatırla-! il toprağın Altına gö-! $es işitti: İnsan iniltisi mi? Yeniden iniltiler duyulmağa başladı, | elektrik fenerini duvardaki yarı- gevirdi. Biraz ilerledi. veci, girdi. Önünde, (karanlıklarda yn taş bir merdivenin ilk basa- mar gördü. Süratle etrafına bakın- ik çe Biran durakladı. Eşyaya bir sessiz- hükimei, Omuzlarını silkti; sonra, | Bi merdivenleri inmeğe başladı. | da kaç merdiven iner inmez, arkasın-! ayd beraber bir kapının kapan- bora Derhal, geri döndü, yarığı! “dı a kapıyı zorladı. Fakat, fayda-, aa müvaffakiyetli kararlar veren Ü, elek, Uzun müddet etrafı dinle Aydı rig fenerile tekrar © merdiveni VE meğ Ayaklarının ucuna © basarak *sini keserek basamakları inmeğe ti Ağağıda, üstü © kemerli sutu ii Göka karanlıklarda kaybolmakta yl Yoktu. Yan en hafif bir gürültü Hasip ilerledi. Vakit bir tür- my elektrik feneri de gayet Simdi, Mik veriyordu, nihayet söndü. karanlıklar onu tamamen kuşat» mış bulunuyordu. de bir halde ol- duğu yerde çöküverdi. Kendi kendine: — Maamafih, demiri iniltisini işittiğim insanın, kurtulmak için bir delik bulu- nup bulunmadığını bileceğini umuyo - rüm, diye düşündü. Uzun zaman olduğu yerde kaldı; son ra kalktı, tekrar araştırmalarma devam etti, Kâh durarak, kâh süratli, fakat dalma emekliyerek yürümekte idi. Fa- kat, yavaş yavaş derin bir ümitsizliğe düşüyordu. Dar ve balçıklı bir çıkmaza girmişti Yeniden bir vehme kapıldı. Biraz yak- laştı. Elektrik fenerinin ölgün sşıklerile alçak bir kapımın eşiğini keşfetti. den ümitleri kuvvetlendi, ve bu kapalı kapının altından bir geçit açmağa çalış tı. Karanlıklar yavaş yavaş aydınlan- mağa başladı. Kumandan dehşetten do- na kaldı: Karşı köşede üç İskelet. — Bunlar, kaybolan üç seyyah olma- hı! diye düşündü. Ceplerini karıştırdı. Para cüzdanları boştu. Hasip duvar: biraz daha zorladı, Yeni. HABER — Akşam Postası Yazan Niyazi Ahmet —— e 7 ğa 1291 sene evvel bugün DümTARİN Hüseyin, Kerbelâda delik deşik edilerek öldürüldü Kesik başı tahkir ve tezyifle Iraktan Şama getirildi 306 sene evvel bugün Cellâdın önüne getirilen baba oğul, 10 muharrem gününün yıl dönümü olduğu için ürpermeden başlarını cellâda teslim ettiler Muaviye öldükten sonra yerine oğ-! lu Yez'd hilâfet mevkiine geçti. Yezid maymuna süslü elbiseler giydirerek Suriye merkebi üzerine oturtuyor ve her gittiği yere götürerek Muhamme- din dinini kabul edenleri tahkir edi- yorda. Hüseyin, hem Ali, hem de Muham- med peygamberden hilâfete hak ka zanmış olduğundan Yezidin hilâfetini tanımıyordu. Fakat düşmanlariyle harp etmek için kâfi miktarda taraf- tarı bulunmadığını görüyordu. Iraklılar ise, Yezidle harp etmek, ve hafif bir gürültü işiterek durakladı.) — —. Kendisine doğru ilerliyen bir şeyin se sinden ürkmüştü. Derhal deliğe sokul- du ve arkasını duvara yapıştırarak bek- ledi. Eli gene tabancasında idi. Kapalı küçük kapı açıldı, bir baş gö- ründü. Baktı, bekledi, karanlıkları uzun müddet tetkik etti, Bir adam kemerli ve rutubetli yola atladı. o Hasip derhal sıçrıyarak: — Eller yukarı! diye bağırdı. Hancı olduğu yere şivilenmiş gibiydi. Kumandan “hangi hakla.. beni tevkif,, diye kekoliyen otelsiyi (o karanlıklarda, çamurlara bata çıka sürükledi, sürük- ..di Nuh CEM Büyük d müsabakamız Büyük müsabakamıza İştirak « den okuyucularımız topladıkları re- sim parçalarını sırasına o koyduktan ve sorulan ilç şualin cevabını verdik ten sonra mufassal adreslerile bera- ber Ankara caddesinde Vakit kü- tüphanesine getirerek mukabilinde bir numara slacaklardır. Polis bilmeceleri için verilecek ce- vaplarda uzun uşadıya tafsilâta lü- sum yoktur. Yalnız neticeleri birer ikişer kelime ile bildirmek kâfidir. Cevapları posta ile gönderecekle- rin, hallettikleri reşim ve sualleri (HABER gazetesi büyük müsa baka memarluğu) İstanbul Adresine göndermeleri rica olu- nur. Bu gibilerin sıra numaraları posta İle kendilerine gönderilecek- tir. Ancak bunun için ayrıca üzer lerine mufassal adrdesleri yarılı ve pullu bir zari göndermeleri İâzem dır. Müsabakaya iştirak edenlere ve rilen numaraların kaybedilmemesi bilhassa rica olunur. »# 4 Okuyucularımızdan aldığımız mek tuplarda müsabaka müdedtinin uzg- tulması istesmektedir. Henüz müaa- baka cevaplarım hazırlayamamış Oo- lanlara “ir kolaylık olmak üzere re- sim ve cevapların kabul müddeti 10 gün daha, yani 25 ağustosa (kadar #zatılmıştır. ———————— ZAYİ VE İTİBARDAN DÜŞMÜŞ PASAPORT İstanbul İran General konsoloslu- undan ita kılman ve Artin Stefanian| namma nit olan 22817 umumi ve 265 hüsust numaralı ve 5 Khordad 1308 - 26 Mayıs 1929 tarihli pasaport başka bir kimsenin elinde görülecek olursa! kanuni takibat icra olunacaktır. <V. No, 17761) Tonton amca onu ortadan kaldırmak istiyor ve bu- nun için Hüseyine yardım edecekleri. ni vadediyorlardı. Bu vontlar o ka- dar sıklaştı ve çoğaldı, ki Tiüseyin çar- naçar kabul etmek mecburiyetinde kal dı ve iki oğlu İle bazi akrabalarını ala» rak Küfe üzerine yola çıktı. Irak hududuna gelinmişti. Ortalık- ta orduya benzer bir şey yoktu. Hal buki verilen söze göre Hüseyinin ta- raftarları kendisini orada bekliyecek.. lerdi. Hüseyin aldatıldığını anlaymca Fıratın garp sahilindeki Kerbelâya sığındı. Bir müddet sonra Iraktaki Ye- zidin valisi Abdullah bin Ziyadın or- dusu İle muhasara ettiğini gördü. Muhasaraya gelenler, karşılarında bulacakları kuvtet hakkıvda hiç bir kanaatleri olmadığı için *k önce Fı- rat nehrinin sularını kestiler ve Hü. seyini Kerbelâda sususz bıraktılar. Hüseyin vaziyetten çok müteessir- di. Düşmanla başa çıkamıvacağını hi- Jiyordu. Yezidin ordusuna şöyle bir teklif yaptı: — İstediğiniz ben miyim?. O hal»; do teslim oluyorum. Başımı kesiniz, istediğinizi yapmız, fakat benimle be- raber gelenleri, kadınları serbest bıra- kımız, Ru teklif kabul edilmedi. Hüseyin bunua üzerine yanındakilere! — Kaçınız, dedi, benimle beraber ölmekte hiç bir fayda yoktur. Fakat sözü dinlenmed". Hüseyinin yaralanış ve ölüşü şöy- Te anlatılıyor: “Hüseyin harp meydarında yalnız kaldı, Yaralıydı, Nehir kenarına yak. Taştı. Bir yudum su içmek 'stedi, Mani oldular. Hüsein cadırına koş- tu. Henüz pek küçük olan erkek evlâ- dımı &olları arasma alarak sakladı. Fakat bir ok vızıldıyarak o yavrunun vücuduna saplandı, deldi Hüseyin fazla mukavemet edeme- di, Çadırın önünde oturdu, Maliyetin- deki kadınlardan biri bir tas su ile e- fendisine koştu. Hüseyin elini uzattı. Çatlak dudaklarımı ıslatmak istedi. Boşlukta bir ok daha vızıldadı. Su kr- zl kanla karışmıştı. Artık yapılacak hir gey kalmamış- tı. Ellerini havaya kaldırdı. Ölenler ve ölecekler için duaya başladı.,, İşte bu harp, yüzyıllarra sayısız in. Sanı matemlere boğan ve her yılın 10 Muharrem günü kajpten gelen hıçkı- rıkları boşalttıran Kerbelâ vakasıdır. 61 hiçri yılının 10 Muharrem günü vuku bulan bu hadisenin bugün 1291 yıldönümüdür. Hüseyin burada öldürül dükten son- ra kesik başı tahkir ve tezyifle Iraktan Şama getirildi.,, ... .i Abaza paşa Bosna valisiydi. Dir gün Abaza avlanırken Lob oğulların- dan Mustafa bey ile Osman adında bir) yeniçeri üzerine atıldılar, Vali, iyi ok| kullanma sayesinde kurtuldu. Yeni-! çeri Osmanı öldürdü. Leb oğlu kaç-| tu. Abaza, bu hadiseyi fusat bilerek etrafı kasıp kavurmağa haşladı, Mus- tafa beyin kardeşi Lob oğlu Hacı Sü- leyman bir kaleye sığınmıştı. Abaza, bir yolunu bulup Süleymanı affedece- ini temin ederek oğlu ile beraber giz-| lendikleri yerden çıkardı. Fükat ele! geçirdikten sonra verdiği sözde dur- madı, Baba oğlu bir arsya getirdi: — Şimdi sizi, dedi, böyle yanyana öldüreceğim. Benim nasıl bir adam olduğumu herkes anlasın da bir dahal karşı gelmek kimsenin aklından geç» mesin, Süleyman ağa ağlamağa başladı. Bu şekilde ölüm ona çok acı geliyor- du. Oğlu Mehmet, cellâdın önüne gö- türülmekte olan babasına yaklaştı. Ömerin tarihin kaydettiği sözleri şu- dar: — Ne ağlıyorsun, baba? Bugün Muharremin onu değil midir? Düşün Ki biz de Yezid gibi bir zalimin darbes leri altında terki hayat ediyoruz. Ömer bu sözü söylediği vakit 1040 hieri yılınm 10 Muharrem günü, 1630 yılı 19 Ağustos günüydü. 306 sene ev- vel bugün. Raba oğul, bu teselli ile başlarını cellâdın önüne uzatmaktan ürpermediler, “ Ostleri harfli kumaşlar Geçenlerde Pariste yapılan Tani at yarışlarında kadınların giydikleri ek biselerde yep yeni bir şey göze çarpa « yordu. Bu moda yayılırsa alfabe harfleri hayli sanlı bir hal alacak, Kalabalık sokaklarda, halkın top- landığı her yerde alfabe (o harflerinden başka bir şey görülmiyecek. Moda şu: Üstlerine hart işlenmiş ku- maşlardan kostüm (yaptıracak kimse | adının fik harfleri işlenmiş kumaşlardan seçecektir . Resmini gördüğünüz o kostüm gri yünlüdendir ve Üstünde bel bol A. M, harfleri vardır. HABER AKŞAM POSTASI ISARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telğra! adresi - istandul HABER Yazı işleri telotonu : 2AAT$ idare ve Kön 124370 ABONE ŞARTLARI Türkiye | Ecnebi 1400 Kr. 2700p. 1an0 Senenin öyi Syhibi ve Neşrıyat Müdürğ; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) m 18

Bu sayıdan diğer sayfalar: