20 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

20 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Öö “e ie bürü... arabasının hareket edip ©. benim gibi hinmediğini görün. kendi kendime ve âdeta ona hitap sine söyledim : Tiki, Siz de mi bekliyrsunuz. Bayan? Kin eşik için, elinizdeki gazete. Tikalarını okuyorsunuz. o Acaba *nimiki gelecek mi? Bekizde geleceğini söylemişti. Va. lk tâmam beş dakika evvel yetişme. e etmiştim. Mamafih kalbimi Kerçe ona kaptırmış değilim. © Bera. Mendi sinemaya gideceğiz, o kadar! Y © davet ettiğime de pişman oldum. | #elmezse.. Onu o zaman düşünürüz. aş raya giderken tereddüt ediyor. ri Paranı boş yere sarf edeceksin: Ki, lecek kadar fazla imiş gibi. uç bilir © kızın önünden (ardından b kişi dolaşıyor! onu davet eden yal. sen misin, sanki?,, diye düşünüyor. ia, tayı tünel arabası gelip durdu . dar da çıkar. Bu saatte burası ne tir, kalabalık! Boyu kısa olduğuna Yo kalabalığın içinde göze dur ihtimal, ok! haydi, beş dakika daha bek. Re Buraya kadar gelmişken ters dönmek de canımı sıkıyor. Vakit k için, şu afişlere bakayım. şu anan , ağaçlar, bir inek, bacası h bir köy evi, balık aviryan bir ihti, * Ben böyle bir yerde doğdum, kö- ii ei memür olmadan evvel tabiat ortasında yaşıyordum. İle ipiyle kuyuya inilmez. kolu şarpmı. fi benimkinin hakkı da var. Eli ik bağlı. Her zaman, işten yedi bu. k sıkıyor. Mühim bir vazifesi çi. »« daha da alrkoyuyorlar.. Turnikeden doğru acele ile bana a bir kadın ayak seni, Fu defa, eş ki.. Hayır, başka bir pi. bi Bak, o da vagona bindi deminden :i benim gibi aşağı yukarı dolaşan aş ve güzel sarışın hâlâ yerinde. da hem hoşuma gidiyor, hem içime kütuyor... ii tünel memurunun sağımda s0. tipi a dolaşmasına ve bana ara Sta, heli bakışlarla” bakmasına kzıyo . Yağ Beni buradan kovmasından, yahut Kya durmanın memnu olduğunu söy *eğinden korküyorum. Mamafi, şu. #i bir eliyle şapkasinr üzatıp, öteki tü Ki açarak sadaka istiyen bir e i duruyor. Nereden de girmiş. dilenmek memnu değil de, aşk di. N e mi memnu? ah, aka, Zararı var, şu ilerdeki afişlere de bı, 'Yım. Biraz da ıslık çalayım.. Belki, Sefrika okuyanın alâkasını celbeder. ta Roman heyecani: mı? Bütün ga- hi Yİ hatim ettiniz maşallahI? — bütün ar kilarda aşkla 'alâkası olan bir ta. Sak ge salar vardır. Şu'aşk hayatta ya şey.. Kitaplar, sevecek hiç kiran saftedersiniz . veya beklenecek bekieçi olmuyanlar için iyidir: Sizin bir e de iğiniz var, değil mi? bakın, yeri. Mng iğtirdim. Bu mukaddes sıra üs. Oturmağa sizin için geldim. Eğer, bizimki geliree sinemaya gi. Veya Artık! kendisini bir dakikacık, bir saniyecik göreyim diye gelirse ho, e Pİr gün için sözleşiriz. Evet, bu 98 bir iyi. Bir sazttan beri beklediğimi görü. dük uz. Söyledim, gelmekte tered. Bile yordum. O da, hâlâ gelmedi . bi, > De kadar güzeldir, bem beyaz iy, e izellik; Onu çok görmüş değilim, gi Sile hatırlamıyorum . Fakat, tatlı hiz, m kulaklarımda. Siz de beyazsı. Barlak içine düştüğümdenberi Bi tınlardan hoşlanıyorum. bül izimki, belki benden daha iyisini li b Olamaz mı? Fakat beni? dl şı , © Yapmalı? aksi gibi bugün şık tama iştim, Temiz bir ' yakalığım, £ kravatım vari, Matte ne yapmak acaba? eve Mi? bu kadar erken eve dön. Sok yazık.. Hava da soğuk. Dü. başkalarını yertacak kömür i. bahtan akşama kadar uğraş , Mi evinde soğuktan titre, 9 HABER Akşam Postası başa! zaten , eve dönmekten beni vaz geçiren sebep de budur. Biraz kafayı çekmek fenâ olmıyacak! arasıra , dün. ya ahvalini unutmak iyi bir şey. Bazıları içkinin aşktan zevkli olduğunu söyler - ler. Doğru değil! çünkü, her kes içebi. lir, halbu ki, aşkın haz vermesi için, se. vilecek birini bulmak lâzımdır. Bir iki adım daha, Fakat, bizimki) | nin gelebileceği istikâmete doğru değil. Bu tarafta pek kalabalık yok. Bak, sar. maş dolaş olmuş iki çift.. Ben de İsti. yorum ki, onlar gibi.. Elini dudakları. ma uzatmış olarak, Yaklaşışım, halim ve yüksek sesle söylemeğe başladığım bu sözler sizi darıltmıyor ya.. Gazettenizi kapamanızdan romanı bi. tirdiğiniz a “aşılıyor! seninki de gelme. di, değil mi? roman bitti, Bir başkası. na başlayın bari. İkimiz de ayni vaziyet. teyiz, & ikimiz de severlerimiz tarafım. dan atlatıldık. Bu size bir şeyler ilham etmiyor mu? gülüyorsunuz, evet mi? Hayır, öyle mi? gitmekliğimi isti. yor musunuz? Gidiyorum, gidiyorum, üzülmeyin!.. Ya gitmiyeyim, öyle mi?, öyleyse koluma giriniz... 130 yaşındaki ihtiyar 25 yaşında bir kız alıyor İskenderiyeden İngiliz gazetelerine yazıldığına göre 130 yaşındaki bir Mr sirir yeniden evlenmeğe (kalkmıştır. Bu, kendisinin on dokuzuncu evlen- mesi olacaktır. Karısı olacak kızın yaşı 25 dir. 130 luk Mesirlmın diğer karıları öl müştür. Fakat, şimdi mevcut olan 23 çocuğu babalarının yeniden evlenme-| sine bilhassa gelinin gençliği yüzünden itiraz etmektedir. Çünkü gelin ile müs- takbel güvey arasında (105 yaş fark var, Fakat coşkun ihtiyar, çocuklarının muhalefetine kızmış ve “size ne, sılh- batim tamamen yerinde.. İstediğim gibi evlenmek hakkını hâizim..,, demiş- tir. Meyveleri muhafaza İspirtoya elverişli olan meyvelerin ispirtoya daldırılarak muhafazaları im- kânları bulunmuştur. İngilterenin “gı- da araştirma enstitüsü,, meyvelerin çü- rüme ve ziyama karşı gelmek çarelerini ârarken böyle bir düşünceyi ortaya at- mıştır. Sağlam ve çürüksyüz (o elmaların ispirtoyu kolaylıkla emdikleri görül müştür. Fazla miktarda verilen ispir- to elmanın teneffüs cihazını harekete getirmekte azı İse aksi tesiri yapmak-| tadır. ? 16 senedir yolda... Hâlâ Amerikaya gidememiş 16 senedir vapurlarda (o yatıp- kalkan, biran önce Amerikaya ulaş mak istediği halde hâlâ gidemiyen bir adam geçen gün İngilterenin Lverpol Hmanında bulunan bir vapurun baş al- tında yakalanmıştır. Bu adam aslen Romanyalıdır. Dimitri Statodur. 29 yaşındadır. “Stiof Venus,, ismindeki bu vapura Amerika-| ya gidebilmek düşüncesile gizlenmişti. İngiliz polisine verdiği ifadede, 16 senedir, Amerikaya gitmek için gemi- lerde düşüp kalktığını söylemiştir. Ken disi daha 13 yaşındayken ailesi kendi- sini Romanyadaki arkadaşlarma bira- karak Amerikaya hicret etmişler. “Sti of Venus,, isimli İngiliz vapu- runa Marsilyadan binmiş, Vapurun A- merikaya gideceğini sanıyormuş.. Fa- kat vapurun bir İngiliz limarıma yanaş tığı O görünce şaşmış ve hil hassa polis tarafından yakalanınca hay- ret içinde kalmıştır. , İngiliz polisi O şimdi bu İsmi/s Tonton amca Acele satılık ev İ ve bostan : Eyüp Arpaemini (o mahallesinde İİ Tekke sokağında 22 numarak altı oi dalı yüz yirmi beş arşın bahçeli ah; rişli biri büyük öteki küçük iki h bu”; çuk masura suyu olan on iki dönümi mülk bostan acele satılıktır. Görmek ğ meyveli Ve sebze yetiştirmeğe vuzlu bir bostan kuyulu ve iki istiyenler o mahallede polislikten & mütekait Bay Halile, pazarlık için i Kadıköy Vişne sokak 33 numaralı bakieter- i eve müracaat, de yolcuyu ilk vapurla Marsilyaya gön- i UN / İsi a üzLARİ Yazan : Niyazi Ahmet 399 sene evvel bugün Kasım Paşanın günde üç kanta ağırlığında yirmi taş gülle ata Kemik kıran topları Napoliyi dövmeğe başladı Yeniçeriler, şehir hendeklerinin yanıns kadar yaklaşarak istihkâmlar *'yapmağa muvaffak olmuşlardı. Fakat ölümü gö alan muhafızlar, ber gece yerlere sürü nerek geliyor ve boğuşuyorlardı. “Denize doğru uzanmış bir dil ü- zerinde inşa olunmuş olan bu mev kiin bir tarafı yanaşılmaz kayalar ve diğer tarafı denizdir; münferit bir kaya üzerine yapılmış bir kale lima- na düşman gemilerinin girmesini me- neder. Mevkün tabii en zayıf olan noktası, yani şehri karaya rapteden Palamed tepesinin hâkimiyeti altın - da bulunan ciheti burç ve kalelerle en ziyade müstahkemdir. Şehrin bu tarafından dağ ile dil arasında sikiş- miş olan omethali bir muhasara or- dusuna omüşkülâta maruz bir geçit ten başka bir şey bırakmaz, Limanın dışında dik yakalardan ibaret sahil, karaya asker çıkarılmasına hall ol- duğu gibi bir çok yerlerin sığ olması oldukça büyük gemilerin yanaşması- na bile manidir.,, Tarifi, yukarki satırlarla yapılan Napolinin zaptı Kasım Paşaya hava- Te edilmişti. Kasım Paşa, bu çetin yerin muhasara ve zaptı için bir çok plânlar kurmak istedi. Fakat, vaziyetin (o müsadesizliği, onu dalma müşkülütla karşılaştırdı. Buna rağmen kendisine yerilen emri yerine getirmek lâzımdı, Çalışmak mecburiyetinde idi, Paşa, beş ay şehir duvarları etra- "fında dolaştı. Haftanın Üç gününde yapılan gezintilerde bir çok boğ malar oluyor, fakat hedef bir türlü bulunamıyordu. Şehrin zaptı için büyük toplara ihtiyaç vardı, ki Kasım Paşa, bundan mabrumdu. Fırsat bekliyordu. Bir gün iki yüz kadar muhafız, su almak için şehirden çıktı. Biraz #lerlediler. Kasım Paşa, çok az bir kuvvetini muhafızlarm önüne çıkar - mıştı. Bu suretle onları harbe mec- bur etmek istiyordu. Plân, muvaffa- kıyetle tatbik (oedildi. Muhafızlar, kendilerinden çok az olan tarafın ü- zerine şiddetle hücum etiler, Fakat, çarpışmağa baylar haşla- maz, etraftan sayısız askerin birikti- ğini görünce, şehir yolunu tutmak- tan başka çare bulamadılar. İki ku- mandanla, yüz kadar muhafız can verdikten sonra diğerleri susuz ve güç belâ yerlerine döne! Kasım paşa, bunu di -| waffakıyetsizlik saydı. Şehre korku| verme yollarından istifadeyi düşün- dü. Elindeki topları, tepelere yerles- tirmek için on gün uğraşt Sonra seh re mümkün Olduğu kajar yaklaş- tı. Venerand kilisesi (yakınlarında yerleşti. Buradan Venedikliler üze- rine şiddetle ateş etmeğe başladı. 1597 yılı 20 ağustos günü: 399 sene evvel bugün hiç beklen! miyen ve umulmıyan bir hâdise ol- du, Kasım Paşa, günde üç kantar ağırlığında yirmi taş gülle atan bir topla şehri dövmeğe başladı. Gülle, düştüğü yeri parçalıyordi Tarihlerin (Kemik kıran) diye adiandırdıkları bu top, hakikaten düşmanın manevi. yatını hozdu. Buhdan başka Palamed tepesine konmuş olan büyük çapta sekiz top şehri dinmiyen bir ateş boğuyor- du. Gülle yağmuru himayesinde şeh - rin hendeklerine kadar .erliyen as- kerler, istihkâmlar yapmağa da mu- vaffak oldular. Fakat o Kadar. Düşman kumandanları, tehlikenin. ce telâşlanıyor, mukabele çareleri rıyoriardı, Askerlere verilen kun du, emi; den ziyade korkutma ile ki rışık bir nevi yalvarma idi. Şöyle deniyordu: — iste, Türkler burnumuzun w na kadar ilerlediler. Bir gece için! kaleleri (o başımıza yıkm'yacakla kimse temin edemez. Onları korku mak ve bir adım daha iİlerletmen lâzımdır. Fakat nasıl korku verilecel Korkan asker, buraya kadar İleri yemezdi elbet, Kumandanlar bunu da düşünüy ve askerlere: — Her akşam bir hücum yapaci ğız. Gecenin karanlığından istif; ederek hendekleri geçip istihkâm hücum edeceğiz. Ölenler, geride Tanları kurtarmış olacaklar. Vat için fedakârlık lâzım, Hiç karşıla madığımız kemik kıran toplar, ya Ordu ezen topu haline gelir, hepim birbirimize bakarak mahvoluruz,, d yorlardı. Bu sözler, askerin zerinde i tesir yapıyordu. Her gece bir kaç kı yerlere (o sürünerek ilerliyor ve öll mü göze alarak o boğuşuyordu. Kasım paşa, askerlerini kale di varlarının altını okadar sokma; muvaffak olmakla beraber şehr zaptı çok güç ve elindeki o vesaji mümkin olmadığını anlıyordu. Fa la asker kırmanın da hiç bir faydı olmiyacaktı. Geri çekilmeği daha m vafrk buldu. Bu harbin tarihte braktığr b yük bir hatırası yukarda © yazdı) mız kemik kıran toptur. Basım pal şehir zaptınm güç olduğunu anlıy rak çekilmekle de zamanında | çok kumandanlarm o büy'ik bir de almadan yapamadıkları bir hareke t6 bulunmuştu. Mutfak takımları Şimdi bütün Avrupa ve Ainerikz krom madeninden o yapılmış mutb takımları çok modadır. Krom $iş bir kömpözisyonla cilâlanmış alomi yom terkibiğir. Yalnız mutbak takı lart değil, çatal, bıçak, karış hattâ tal gibi sofra takımları da Kromdan Yâj maktadır. Krom katiyen paslanmamakta parlaklığını kaybetmemektedir. Bur için Kromdan yapılmış takımlara “m bak mücevheratı,, lakabı verilmiştir. HABER AKSAM POSTASI IDARE EVI Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf aüresi çistandul HABER Yazı işleri telofonu . 23479 idare vellân . 24870 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi AĞ > 7 —: 51 Sanem G ayık 3 ayık * ayi Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us , Basıldığı yer (VAKIT) matbaası

Bu sayıdan diğer sayfalar: