16 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

16 Kasım 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee İl... 16 Ikinciteşrin — 1936 HABER — Akşam postası biribirine zıt istikametler - den esmektedir... Bir balıkçı gemisi, - havasma göre, - kâh şimale, kâh şarka atılmak yüzlinden, bir türlü İzlandaya Nihayet, çok şükür, geminin süvari- si kaptan “Den Kollen” in çoktandır Bözlediği cenubu şarki rüzgârı çıktı hele... Gemi, pupa yelken... “Kellen"in keyfine paya yok.. Kalın yaprak si- Zarasını püfürdetiyor.. İçi içine sığımı- yor... Fakat, kıllı bir “goril, suratına benziyen çehresi asık, kaşları çatık... Niçin mi kaşlarını çatıyor? Çünkü korkuyor.. Çünkü Allahtan korkuyor. Eğer Allah, onun, rüzgâr cenubu şarki- den estiği için sevindiğini farkederse derhal bir aksilik çıkarır; hava cere- Yanmı istikametini hemencecik mü - nâsebetsiz bir taraftan idare ediverir diye ödü patlıyor... Şark milletlerince #ytan neyse, kaptan “Denkollen,, in mazarmda da Allah odur.. “Den”, dlin- ya yüzünde hiçbir şeyden korkmaz... Yalnız Allahtan korkar... O ne?. Karşı ufukta bulutlar görünmeye başladı... — Acaba Allah, ne düşündüğümü Yüzlüimden sezindi de bana inat mı ede- <ek? diyerek, kaptan, dişlerini gıcır datıyordu. Fakat “Den,, muhalif rüzgâr alâmeti “lan bulutlara bakarken gülümsüyor, Ve sanki seviniyormuş gibi, ıslıkla gen bir türkü söylüyor. Cenubu şarki cereyanı havası kesil. meden mümkün olduğu kadar yol al- Mal... Ah, gözü kör olsun bu rüzgür rm... Avladıkları balıklar, daha İzları- daya gitmeden bozulacak. Halbuki kaptan, bu balık işinde yarı yarıya © Ortak... Fem yedi hafta deniz ortala » “.rmda kalmak ?.. Dile kolsy.. Devine yelkenlerini te km! - emrini veriyor. Bunlar, rüzgürm hafif olduğu 2s omanlar takılan yelkenlerdir... Gemiciler faaliyette... İkinci kaptan “Coşua,, pürtelâs.. Yelkenleri takanlara kumanda veriyor, 'Denkollen,, e yaranmak için ne yapa- Sağmı bilemiyor.. Çünkü “Den, Allah. tan nekadar ve nasıl korkarsa; ikinci kaptan “Coşua" da “Den” den o kadar Ve öyle korkmaktadır. Dümenci nefer, “ilmen başmda put gibi.. Kaplan da “üzenei neferinin başmda put gibi... ini lombozdan © faaliyeti sey- #ediyor.. Herkes faaliyette. Yalnız bir kişinin elleri boş.. Yal tiz bir kişi çalışmıyor... e “bir irişi,, Mister “Corç Doreti,, hi : bir muharrirdir... Gemi, Bahrmu- İde balık averlığma çıkarken, o da Mtizasat avcılığına çıkmıştır. muharrir Mister Corç Do in kulağına birkaç hançereyi bir. İki yırtan çığlıklar çalmıyor. Bu çığ- mia içinde çırpman kelimeler şun- >> Denize adam düştü.. Denize bir ©eli takarken denips düştü. yasini kaptan, dilmenciye haykır - — Dümeni sancağa çevir! were dümenci nefer, - dümeni çe Riga değil a - kılmı bile kımıldata. * Çünici o, (Den) baş ucunda di. ken, ikinci kaptanın emriyle etmenin caiz olmadığmı pek bilir. Gönlü, dümeni sancağa çe t mek, Sidip arkadaşını ölümden kur- EFE balda, iyor. Lâkin, neylersin ki Sehir yok” birinci kaptan, (Den) den - me ai kaptan haykırmakta herde. İaaj, Dümeni sancağa diyorum sans u- en 7 Bapkararak âlmencinin yaka- ? lmak için kaptan köprüsüne i dindi Fakat peferin arkasından A? çap bir cift gözle, - kolları. dan kaka 7? kalm kaşlarının altın. : birinci kantarın © yaman Bözleriyı,, - karşılag ınca: na bir can kurtaran simidi atıyorlar. Dalgalar arasında kazazede gemici ve can kurtaran simidi ufaldıkça ufalı - yor.. Kayboldukça kayboluyor.. Gemi, ne sancağa dümen kırıyor; ne iskeleye. Burnunun doğrusuna, düpe - düz, dümdüz yol alıyor... Kaptan düşünüyor: — Eğer bu ciğeri bir pul etmez he- rifi kurtarsaydık, yoldan on mil kay- bederdik... Rüzgürm sesi, iplerde uğuldamakla beraber, balıkçı gemisinde, bir an sü- ren bir mezar sükütü var şimdi., Muharrir “Corç Doreti,, de bu facia yı görmüş ve bu uğultulu mezar sü- külunu dinlemiştir. Bir “goril, gibi o- muzlarını çıkarıp dümen başında put misali duran “Denkellen, e yaklaşı: yor: — Siz bu geminin süvarisi ve yeğü- ne Âmirisiniz! Vazifenize müdahale et- mek istemem. Fakat şunu sormama müsaade buyrunuz: Karayı ayak bas- tıktan sonra, kanunun size tevcih ede- ceği susle cevap hazırladınız mı? Tuhaf şey! “Denkellen,, in kıllı may mun suratı buruşmuyor bile! Soğuk- kanlılıkda ; — Rüzgür pek şiddetli. Mukabele - sinde bulunuyor. Denize düşen tayfa “Mons” kurtarılamazdı. — Fakat düşünsenize ki o, “Bom- bramsel,, yelkeni takarken denize düş tü. Bu yelken mülâyim havalarda te- kılmaz mı? Hem göz var İz'an ver; E- sen rüzgürm neresi şiddetli? Birinci kaptan (Der) ikinci kaptan (Coşua) ya dönüyor: — Siz de fikrinizi söyleyin! Gemiyi geri döndürebilir miydik? PLM e MERA edp DA sekizincisiyle karşılaşmış gibi hayret- te: — Gemiyi geri döndürmek mi?.. Ne diyorsunuz “sör”?.. Bir parça sancağa dönsek allah göstermesin, çatır çutur! direklerimiz kırılırdı; bir tayfayı kur- İaralım derken hepimiz mahvolurduk. Muharrir (Corç Doreti) de tezyif- kâr bir siküt... Başı önüne iğili., Göz leri dalgın.. Artık kaptanların Ikisi ile de selâmı sabahı kesiyor... Hattâ, ak- #am yemeğine salona inmediği gibi, ertesi gün ve daha ertesi gün kamars- sında, öte beriyle karımı doyuruyor. Balıkçı gemisi, gene Bahrimuhit &ö. zerinde hsvasına göre, bir ileri bir ge- ri bocalamakta berdevam.. İki akşam sonra, kaptan (Den) ile muharrir (Doreti) güvertede, karşıla- şınca; muharrir, yüzünü öte yana çe- virmek istiyorsa da, kaptan, çenesi al- tmdaki İskandinavya sakalını okşıya- rak; ona: — İzlandaya avdetinizde ne yanmak flkrindesiniz? diye soruyor.. Muharririn gözlerinden nefret saçıl- maktadır. —Ne yapmak mı fikrindeyim?. Müddelumumiliğe başvuracağım... U - marım ki sizi tevkif ve mahküm eder- ler, — Hah hah... Elinizden geleni ardın; za koymaymız!.. e İri Ertesi gün... Sabah, Muharrir (Corç Doreti) küpeşteye dayanmış; yüzü denizden tarafa, Tu- Iu seyrediyor. Dalgm. Arkasında, beş on adım ötede, kaptan “Denkeilen,, kudurmuş bir gorile benzemekte. Kan çanağı gözleriyle bir muhârrire, bir de içi gayrimer'i bir cisimle tıklım tıklım dolu bir torba maktamı andıran yelkene bakiyor. Bu yelkenin sopası- nı küpeşte demirine bağlıyan ip çözül- düğü takdirde darbenin tam muharri- re isabet edip etmiyeceğini göz kara- riyle tahmin ediyor. Kaptan bir gey tahminledi mi yan- liş çıkmaz: Darbe mutlaka ,muharri-| rin tam başına isabet ededek! Kan çanağı gözler; etrafı fılârr fıkl Tenten amca mı arkadaşı mı yolcu dır kulaçan ediyor. Ortalıkta in yok, cin yok... Dümencinin arkası dönilk.. Vardiya- daki tayfa uyukluyor. Bir çakı dar - besi. ve: a Paaat, Muharrir; — Of! yandım anam! - bile diyemi- yor. Vinçten kurtulan bir çuval halin. de yere yığılıyor. Yelkenin boşanmasmdan hasıl olma bir bocalama... Gemiciler, baş altın - dan fırlıyorlar: — Ne oldu, ne var? Kaptan Denin havlıyan sesi; — Bu yelkenin ipini hangi eli kırı. lastca böyle ters ilmik etti? — Efendim, ilmik çözülmemiş, ip ça kıyla kesilmik, baksanıza!.. — Sus! Daha da söyleniyor utan. madan!,.. Atın gunu “sintine, ye.. Den, muharririn cesedini ayağıyla — Bu zat da kaza neticesi vefat et- İ dürtü yor: miştir, Denize ilka edeceğiz.. Lâkin yo Yazan : Niyazı Anmet i 67 sene evvel bugün İ Süveyş Kanalının açılma merasimi yapıldı | Ismail Paşa şeniikler için yirmi milyon frank vermişti. Ayda operası bu merasim için yaptırıldı İtalya — Habeş harbinde Süveyş kanalının oynadığı rol malüm. Dahs ziyade Ümit burnunu dolaşan bu altı bin mil mesufede beşaltı ay çalkalan. mamak için açılan Süveyş kanalı, Mı. sır hükümdarı (o Seyostris, İskender, halife Ömer, üçüncü (Mustafa, Na polyon ve Mehmet Ali tarafından açıl maça teşebbüs edilmişti. Süveyş kanalı Asya ile Afriyaşı biribirinden ayırarak dört kıtayı biri, birine yaklaştırdı. Kanal Hıdiv Ismail paşanın eseri. dir. Otuz üç yaşında Mısır valisi v- lan Hıdiv İsmail paşa, Frunsada oku muştu. Kanal, 1569 yılı 16 ikineiteşrin gü. nü, 67 sene evvel bugün dünyanın en büyük merasimi ile açıldı. İsmail pa- şa, o gün yapılacak şenlikler için ken. di kesesinden tam yirmi milyon frank vermişti. İmparatorlar, krallar, prers ve prensesler, âlimler, şairler, Avru. panın tanınmış simaları davetli idi. Muhtelif milletlerin donanması da me rasime İştirak ediyordu. Avusturalya! ve Çinden bile murahhaslar 'gelmiş- lerdi. Ismail paşa, ıslahat için para yü. zünden büyük sıkıntılar çekmişti. 1866 yılında Mısırın senevi o vergisini dokuz milyon franga çıkardı. Padişah, bunun için kendisine Hıdiv tinvanını ve bu ünvanın babada oğla İntikal! hakkını tanıdı. Ertesi sene de beynel. lee yama Ba al — posta mukaveleleri aktine mezuniyet verildi. Fakat Süveyş kanalınm kü. şat resmi için Avrupa hükümdarları. na gönderilen davetnamelere kendi imzasını koyduğu için Istanbulu gü cendirdi. Bunun üzerine Mısır ordu. sunun 40.000 kişiye indirilmesi ve 200 bin tüfeğin teslim edilmesi bildirildi, Ayrıca harici istikrazların padişah ta- rafından tasdik edileceği, bu emrin de Mısırda alenen okunması istendi. İs- mail paşa, Türkçe olan emri, kimsenin anlıyamıyacağını düşünerek okuttu. lumuzdan kalmamak için mutat olan beş dakika tevekkuf merasimini yap- Gene o gün, İzlanda sahillerine kar- şı kaptan Den, jurnalma şu satırları kaleme almaktadır: 1 — Şiddetli bir rüzgür esnasında Bombramsel yelkenini indirirken, tay- fa Mons denize düşmüşse de, dalgala- rın pek azgın ve fırtınanm pek şiddet- Mi olmasından dolayı, gemi geriye dön- dürülememiş ve filika indirilememiş « tir, Merkum geiptir.,, 2 — Gemimizin muhterem misafiri muharririni meşhureden Mister “Corç Doreti,, nin, seyahat esnasında tetki- kat yapmak üzere daima tehlikeli yer. lere sokulduğunu gören zirde vaziülim za süvari (Den), kendisine ikaz yollu bir hayli nasayihi müfidede bulunmuş- sa da, mumaileyh, hakirin sözlerine â8- la ihalei sem'i İtbar eylememiş; ve bin netice, boşanan bir yelken direğinin darbesine maruz kalarak âzimi darüba ka olmuştur.,, Goril suratlı kaptan Den, yukarki sa tırların altına imzasını alınaşdan ev - vel sakalını tatli tatir kaşımış ve im- zasını deftere attıktan sonra da kalm bir puro yakarak karşıki İzlanda sehil- lerine baka baka duman savurmuştur.| Pür keyiftir, Artık neşesini yüzünde iz har etmekte hiç mahzur görmüyor. Çünkü, kanaatince allem etmiş, kallem etmiş; Allahı aldatarak varacağı ve- te varmıştır, (Hatiçe Süreyya) Ismail paşanın paraya çok ihtiyar vardı. İlk zamanlarda senelik tahsiği satı 4,800 kese iken sonraları bunu on misline çıkardı. Yukarı Mısırı sula. nacak şeker kamışları diktirip şeker fabrikaları yaptıracaktı. Bunun için Fransadan mühendisler getirtti, O kas dar şöhret, debdebe tahayyül ediyor, du, ki binbir gece hikâyelerini ihya e. deceğine inanıyordu. Süveyş kanalı nın açılması münasebetiyle o meşhug bestekâr Verdiye bir opere ısmarla. i mış ve Ayda operası bu suretle mey.! dana gelmişti. Paranım ne kadar hesapsız sarf“ dildiğini anlatmak için küçük bir mi, sal; Avrupadan getirilmiş İngiliz mü hasebe müdürüne 101.400, Fransız kâ,l tibine 52,000, nafıa nezaretinde umumi? müdüre 63.000, şimendiferler İdaresi relsine 76.050, müdüre 63.700, rüsumat umum müdürüne 77.500 frank maaş veriliyordu, Ni ği Kabataşta kiralık apartı- man daireleri Kabataşta (o Setüstünde Çürüksulu' Mahmut paşa apartımanında denize nas$ zır, tramvaya yakın biri beş oda bir sas Jon mutpak, banyo, diğeri altı oda big salon mutpak, banyo ve her ikisinde de havagazi, elektrik tesisatı ve su mevcut iki daire ehven fiyatla kiralıktır, HABER AKSAM POSTASI (DARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi | Posta k istanbul 214 Telgraf a stanbul HABER Yazı iş'eri telofonu . 2372 idarevelân . : 24810 ABONE ŞARTLARI Türkiye > Ecnebi 140081 270086, 80 moo » 200 . Senetk el ae * aylik Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matboası A HABER'in Güzellik Doktoru Kuponu: i i |

Bu sayıdan diğer sayfalar: