30 Aralık 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

30 Aralık 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan; A. Cemalettin Saracağlu Beyrutta “Avniilâanh,,ın şanlı âkibeti Hiç Beklemediği buani cevap ve mukabele karşısında düşman gemileri şaşırdı sw HARPL b Bu-wüddei zarlndaiki İtalyan| thk küteszörü'mendtekten 3.000| metre'imiösifeye kadar sokuhmuşlar | dı, Mendreğe daha Yakın mesafede bulunan “Garibaldi,, zırhlı kruvazö- rünün,imendreğe cevrilmiş olan baş taretindeki 25.santimetrelik topun namlusundan birdenbire bir alev fr-! Tadı ve gök gürültüsünü andıran bir! uğultu ile frlıyan mermi “Ayni İlâhi, k gemilerin öğle 'en c m üstünden aşarak belediye hastaha”| nesir arkasında boş:bir yere düşii yet karşısında “Avni İlâh,, topgü kutaridanı Faik kaptan, sekin ve e emir verdi; İs baş ornuzluğu topları... Mesala 3000, bedef-en an düş- man gemisi, : — Hazırl: —Ateşlı Ani İlim, iskele bas omuzluğun daki 15 santimetrelik topla 7,3 santi” metrelik topu bir ânda gürlediler. İ- talyanların boşa gitmiş-olan ilk mer misi karşımda (“köhne fakat cesur Türk gemisinin savurdüğu ilk mer- iler Hedeflerini bulmuşlar ve “Gari rh: kruvazörünün strafında| Hiç bakimli bu ani cevap Ve mukabele karşısında düşman gemile- Ti şaşırdıjâywa'cesur Türk korvetinin | ateş meazilinden çıkmak için ateş keserek; aleliçele acıldılar, gemileri düşmanın alelâde- le ateş bes» vgaklankızını göünge on Jax da ateş | eeiydyni İiâh,,m risi Şemsettin kaptanın bahriye e e) liman olduğu ileriye süzülerek bor dımana salâhiyettar olkmıy.ağı, keyfiyetin lüşman a- miraline tebliği cümlesi de vardı. Binaenaleyh korvet süverisi düş» man öteşini kesince buemri yerine le nefsini mükellef addetmiş ve bu itibarla ateş Kesmişti.. Halbuki bunu yapmakla da büyük bir «frsat kaçırmış, düşmanın “Avni İlâh,, ın toplarmın menzilidişma. çıkmasa müsaade etmiş dluyordü; Düşmua ateş kesihde: “korvetin seyir zabiti yüzbaşı Mehmet kaptan bir filikaya bindirilerek: düşman'filer suna bahriye neğâretinin bü “ noktai| nazarını bildirmeğe gönderildi. Üstat Bay Ali Haydar Emir “Tür. kiye — İtalya harbi tarihi bahrisi,, izinli esmeida hg “bi göyle tasvir ediyor: “Filika mendrekten © çikâtken “Garibaldi,, zırhlı kruvazörü bir dik- kat topu endaht etti, Evvelce tarar feynden teati edilmiş olan üç topun sadayi nakihanisi tekmil şehri ayağa kaldırmıştı. Rıhtilar o ve dalga kı. ranlar ahali ile dolmuştu. Yüzlerce merakip smura, dolarak Türk gemi- İerinin etrafını ihata eden yerliler, kendilerinin re alınarak muha” rebeye teşrik ini talep. ve| arzı hizmet ediyorlardı. Sefaini harbi. yemiz, hamiyeten arz hizmet eden bu! âli yürekli imei böyanı teşek- kürle beraber, “kadrolarının tam ve vesaiti harbiyelerinin: kâfi olduğunu! dermeyan ek eylediler.. Provasında bei flama dalgalar nan mükâleme filikası, kumandan gemisine yanaştı, Seyir. yüz” başı Mehmet kaptan kruvoz: kiç üstümde İtalyan kumandanı tarafın- dan kabul &dildi, Bu eshada her iki kruvazör bordalrını doğrudan doğ- ruya mendreğin ağzma vermişler. Efrat tep başında idi ve toplar ateşe müheyya olarak ha, tevcih edik, a f sini $r Alduğu ni) bir naklıye © vapuru top) süv: Beyr | menzili haricinde duruyordu. “Avni| gözü sarılı, Her zamanki gibi neşeli me böyle tehlikeli adamdan bahsetmel i kâleme memurumuz yüzbaşı ilâh, ım seyir zabiti, bahriye nezare"| tinin 18 eylül tarihli © talimatnamesi mucibince Beyrut açık bir liman ol. duğunu ve binaenaleyh bombardı. man edilemiyeceğini İtalyan kuman: danına tebliğ etti İtalyan filosunun — teklifnamesi hazırdı: ve onlar “La Haye,, konfe- Tansmın mevaddı miahaısasma isti- naden liman dahilinde bulunan silâh” » cl saat dokuza kadar tes'im olmalarını talep ediyor- du. Teklifnamenin Fransızca ve İn- gilizce kısımları yazıldığı esnada mü” Meh- met kaptana cigara. ikram - edilmiş ve kendisiye kumandan ürusında ge- çen münhasır muhavereden, İtalyan” ların mendrek dahilinde hangi Türk sefnini harbiyesinin bulunduğuna va- kıf olmadıkları anlaşılmıstı. Bü da ispat ediyordu ki İtalyan kruvazör leri evvelce “Resi Beyrut, cihetinden limana yaklaşırken karşılarındaki Bâs mm kuvveti harbiyesini bilmiyorlar- dı. O zaman bulundukları korvetin top menzili ( Kuwazörler kendileri için baiti âr ve hicap olacak bir muhataradan,, Os-| meşale dahilinde idi.! vava wipk Ze ASE Mİ Mz:cera ve aşk romanı Fi ağiğ > Yazan 3 (vâ-NÜ) Havva berat kâğıdını almıştı. Sünbul de onur malı olmuştu. Bu sebeple neşesine payan yoktu. Zira Istanbul da ufuktan görünüyordu Geçen tefrikaların hülâsası; İçinde hiç erkek olmayan bir geride, misafir gelin düyes, tAMFUZA © uğramış tr. Bu tasrruzun'küğük zenel'tardtin dan yapıMığını öğrenen esir taciri tabiki kata girişiyor. Ötedenberi şüphelendiği, Sünbülden işe başlıyor. Havva: — Tutun, bakm! Nasıl büz'kesil miş.. İşte kan donması budur.; Bu ço- cuk, bir müddet sonra gene'kendine ge lecektir! - dedi. Vardiyadan bir ses: — Ufukta bir gemi var... Bu gemiyi görmek üzere, herkes gü- verteye fırladığı esnada, Beşir, Sün- üçüncüsü de “Avni İlâh., süvarisine yazılmıştı. Şemsettin kaptan kendisine ait o- | lan düşman notasmı okudu. Bu nota” da korvet ile “Ankara,, torpitobotu- İ nun saat dokuza kadar teslim olma- ları lüzumu ihtar ediliyordu. “Avni İlâk,, süvarisi - bu teklife bir. Türk denizcisine pek.yaraşan şu cevabı vermekle iktifa'etti: — Acaba İtalyan amirali “Avni İlâh,, m Yüzetinde Türk sancağı bu” lundüğumu: bilmiyor muh Ben 'onla- manlı bahi;;c nezaretinin bir nesli rın tekliflerine 1 3liklerimin mermile- mü. dei oluyorlardı... “Avni İlâh,, am seyir zabiti Meh: Tütufkârleriyle kuştulemuş) riyle cevap vermek isterim... “Avni İlâh,,.da herkes düşman ezici faikiyotini:müdrikti.. Buna roj erler alarak korvete döndü. el dar-herkes düğüşmek,.sonuna kâdar MA cisi cisi BE By in kala OSUNA yy e e e Ben,-yüzbaşı Ştankenin emirberiyim. İ yazan $ else Bu Kadını tevkife memurumi Reis yüzbaşıya döndü: — Görüyorsunuz ki, size en büyük fenalığı yapan, dostunuzdur! Sizi aldat muş.. Lokantadan elektriklerin sönmesin den istifade ederek kaçmış ve çantanızı çalıp gitmiştir. — O halde çantamı ne diye alıp götür müş de apartımanıma bırakmış..? — Dedim ya.. Bizi fazla şüpheye dü- | | şÜrmemek için, fotoğraflarını aldıktan) sonra, onlar: tekrar size iade ediyor! — Fotoğraflarım aldığını nerden an. ladınız, general? 4 Reis .sarı çantayi meydana çıkardı: İşte.. Çanta burada, Evrak: birer bi- rer gözden geçirin. En ( mlihimlerinin yani Türkleri en çok alâkadar © edecek olanlarının uçlarında iğne yerleri (var. Belli ki bunlar, fotoğrafları alınmak i- gin düz bir yere iğnelenmiş.. Ştanke hiddetinden ne söyliyeceğini bilmiyordu. Bu kadar vesaik (önünde kim teslimiyet gösteremezdi? Hudut komiserinin (o gönderdiği tel: graf da çok dikkate değerdi. o Hudut komiseri Semraya benziyen © bir kadı. nın Alman sınırlarından İstanbula geç- tiğini bildiriyordu. Mahkeme kısa bir konuşmadan sonra yüzbaşı hakkında şu kararı verdi: — Vaziyet, hakkında gösterilen iti- madı zayıflatmıştır. Tahkikatın sonuna kadar mevkyıfsunuz! Hans iş başında — İşte, nihayet buldum şu casusların izini. Hana sevinç ve neşe içinde çırpınıyor du. Bir şaplaatr dükkünm kapismda, pal, tösumu yâkasını kaldırı, mavi gözlü Zili altındân vitrinih içine bakıp du- ruyür, — Evet. Evet.. Ta kendisi. fşte yine şeli konuşuyor. Başına geçirdiği şapka | kendisine ne kadar da yakıştı. Oh, ya Tersemessmmasaisın. rabbi! Ne yapmalı şimdi? Hans, bütün Berlin zabitasının gün İerdenberi arayıp ele geçiremediği İngi izi yakalanmağa hazırlanmıştı, , Fakat, ya etraftan biri gelip de: — Sen kimsin? Diyecek olürsa, ne cevap verecekti? zırladı: “ — Ben, yüzbaşı ştankenin emirberi yim. Bu kadını tevkife memurumt!,, Bundan başka bir şey söyleyemezdi. Söylemek de işine gelmiyordu. İşte bir güzel tesadüf. Dükkünm önünden bir polis geçiyot. Hans polise sokuldu: — Rica ederim, memur efendi, bana yatdin edermisiniz Polis durdu: — Ne'var? Bir hırsızlık veya cinayet. mi? — Hayır.'Onlardan daha mühim.. — Nedir»? — Bir caşus yakalıyacağız! Ynımdan ayrılmayınız! Memur-Hansı sivil zabita memuru sanmıştı. Nezaketle yarına sokuldu: — Hangi şübeye merbutsunuz? Hans birdenbire şaşaladı. Memur şüphe ve tereddüt içinde tek rar ve'biraz daha cesurane bir tavurla sordu: . — Vesikanızı göre bilirmiyim? Hans: — Ben erkânı harbiye istihbarat za bitlerinden yüzbaşı Ştankenin emirberi yim. Dedi. Sözün arkasını getirmeğe vakıt kalmadı. Polis memuru sert bir tavurla — Yüzbaşı Ştanke bu dakikada mev “kuftur, dedi, haydi çekil şuralan! Bana İlk öne zihninde şöyle bir cevap ha İ lizaden ders alan talebe gibi, inanarak met kaplan İtalyan kumandanının! men süvariden dümen neferine in) bülün yatağından, baştiz bir zenci ha- dımağası cesedi çıkardı, Havvanın ya- yuklusunuü de, şiltelerin arasmdan kur- tarıp yatağııa doğru “dürüst yatırdı. İsveçli kadm; alelâcöle; onun sargıları- ni sandı, Birsz sonra, nöbetçi, vardiya mevki- inden; —— Gördüğüm, Kıbrıs adasında beyaz bir kayaymış, gemi: değilmiş... - diye haykırdı. Bağ, kendi kendine: “sw Aferin oğlana! Altını hak etti. Öğrettiğim oyunu mükemmelen oyna - İle “Havva da, içeriye tekrar giren Hacı Mustafâya döndü: — İştö efendiciğim, demin buz kesil- miş gördüğün küçük çocuk, kendine geldi... Fakat onu bir müddet rahat bt. râkmalıyız.. Müsasdenle kamarama haklettireyim, çünkü bü kan donması pek teblikel'dir. Hem de bunlar son rö- betler, arlık bir daha gelmiyecek.. Dur, sans bunun nası! olduğunu anli- tayım... Pek nadir ahvaldendir. Bir iki kere Rusyadaki yaralılar arasnda görmüştüm... Tafşilât vererek, Haci Mustafâyı gü verteye çıkardı. Onun dikkatini, bir İğ hirbaz meharetiyle küçük zenciden | fekkettirdi. Şimdi, taciri, bin yan dan, Kan donma tafsilâtını, bir mual- ve mühimsiyerek dinliyordu. Diğer ta- raftan da; v Demek: ki Düşesi. giastla gm in : iskender E, Sertelli - ad — sem sapenaşaninca sarsan Hans titriyordu. Ömründe'böyle: bir ork dakika geçirmemişti. Polis bir aralık göz attı! — Gazetelerde atandığı bahsedilen gözlü bağlı adim sahiden bu mudur? Hans bu rözden tekrar cesaret ala- rök murıldanilı — Vallahi odur, azizim! Bütün Berli Fi ajt Üst eden bu kadını ele (geçirmiş ken, yakasını bırakmak hem vatana iba nettir. Hem mesleğinize yakışmaz? Bu sırada gözü earıh kadın dükkân dan dişarıya çıkarak yaya ( kâldırımın dan yürümeğe başlamıştı. Genç-kadının peşine takıldılar. Yürü- “düler; Polis tekrar şüpheye düştü: 512 Azizim bir casus kadm bu kadar serbest ve korkusuz yürür mü? Mans iddiasında münir görünüyordu: — Aman peşinden ayrılmıyalım.. Siz onu İanımazsımmz! Şimdi o gözümüzün önünden bir. rüzgâr gibi eser, gider de elimiz böğrümüzde arkasmdan bakaka- ez? , Polis öğemürm, e Hansn süz letine “Kapılmıştı. Bir casus yakalamıik bir polis memufü için az şerefli bir iş de! ğildi. Gözü #arık kadn epeyce yürüdükten! vitrinden © içeriye sonra bir apartımanm kazeii önünde dürdu.. Hans kapıda bir doktor tabelakı gö-| memurunun İsulağına iğildi: .ünca. şüphesi büçbütün artırmış, 2 — İşte, dedi, hukadının koçası-dok.|: tordu. Ta kendisi. Ta kendisi, Herkes ve bilhassa zabıtayı şaşırtmak için, baş-| Birdenbire etlerini şak şak vurdu! — Hadım relsi çağırm bana... Gemi kaptanı derhal, efendinin kaf” çısındâ lspatr vücut etti. © © Hacı Mustafâ, ona: ” — Bütün çocuklarm hâdımrın vaz: — Bap üstüne efendi. Bir müddet, dalgın, oturup uf seyretti. Bu muammanta nah bir türlü bulamıyordu. Az sonra, hadım rela gelecek: 3 — Heps'ni muayene ettik. Bt kalâdelik yoktur... Lâkin yalnız bül yerinde değildi... Havva hatuhı kapmak ürünle One e kalım mı? ş Hacı: di — İstemez! Onu ben kendim tn d ne ettim! «dedi, « 3 Ufullara bakıp? dg — Asıl mesele bu gece. ölen ço taydı demek... Ne yazık ki güzel dilşes ona nasip o du... ... Odada baş başa kalan mist: zevç ve zevce güz göze bakıştılar, Küçük zenci: — Kusura bakma... Bir ; izl fır ettim! .manasma gelmek üzere, b A a kin çapkın baktı; © Hiğin ve'zam; “bü :kadar İ ea ie gördükçe hem daha fi takdir ediyor, hem de yakilana si başma bir felâket gelecek diye öd patlıyordu. — Demek sen o canım düşese o oyu” nu oynadın ha?... Öyle güzeldi ki. Soyunmuştu. Yatağt na girmişti. — Anlat, anlat... Nasıl girdin 7. N yaptım 7.. O nasıldı7. Sen nasl yaklaş'| tm? Havvanın gözleri pırıldadı. Damar” İzi başka türlü bir alevin bararetiy)f yandı, Boğuzı kuruyarak: İ — Anlat! çabuk anlat! diye inledi Şimdi, sabık kocasının bu maneti hastalığının kendine de:sirayet ettiği” Bi ve bu hastalığın ne müthiş bir şef olduğunu anlıyordu... $ Zenci oğlan, bir yandan müstak zevcesine sarılırken, öte yandan da tün macerayı, teferrüntiyle anlatıyr” du: — Beni melek sandı/., Angel... angel deyip duruyordu. . Tantu'da papiataf ,Angel'in melek olduğuru ei tim.. —Ah şeytan ahi... Havva, gülüyor, hem: siker het hez duyuyordu. Artık Hacı Mustafk haremsarayma . dömüş* bulunuyordi Vandettiği bütün şeyleri de: yapmışf" İsveçli kadın, berat kâğıdını almıs Küçük genel ona. hediye. edilmişti. tanbuldaki ev ve irwl de-teminat af” na alınmıştı. Her şey taidmdı.. Dahası da var: Pencereye bir kilit İrini. Fer ne zaman dışarı çıksa, kapıyı da kilt” liyor, oğlanı içerde Miner yo rahat bir nefes alıyordu. Ve iste ufukta İstan bul görünmüştü (Devdui vor) m m ka bir adla kocası da burada iy yapıyor. Kalın, kapıcıya sordu, ; — Doktor burada mu? j yem Evet yukarda.....5. « Casus kadın doktorun: said x çi Muşti. (Devamı var) pe .

Bu sayıdan diğer sayfalar: