29 Mart 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

29 Mart 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

oy yim yyeg Oğsafad. CU si Ozayı 5) Wa PUV © *Çupad5 5 a3y vap pug) : ava isasm 0p 114 uruspO “»po öy oluna yensmy aNpeyofi “(uya 2p pen ypg şpafinad Om 34 Sp je “oluna opMİŞ Hn 4 “4271940 40040 “Arpat ns YAĞ 05 94 »yevis öpurayazmep onla Ujdof(930 X00414 'HANL Ğ2 YOR A, don fi “(uamapog öp tp 40)0m. youn? um — doy nı p1oy pus şON 1g POR 4sp “eloy mah “zpoaoy geo W)) vuöpde$ & OAYU ÇE 31 osoddns yuop 1 'uopuol ur yağı s6 (90U amok JI *uzo0ypad O) iŞ SOYA P(09 pu yoy 94 Jim arayı 'sam09 70 'sToyOY 180Tü VE “reyeg 2£nja3 vpo DH “an 4ryvg vpo Ng, “unsyo Ts9öYeG P( Wunouum os (opuğogoğ) vpuseşlo ee) urusapuoj ZIUNNO ““Btpna 340000 Mr AYOMEŞ M0 MAD Up HUN »dof w2g “napory oyup (o4) Mop AP 1010 1S, DERS: 28 opumaznı M|Ss9H ruaısuua GOZITlDNI (Her hakkı Haber Gazetesine aittir), (9 numaralı “Otel” resmile takip edilecektir.) İNGİLİZCE DERSLERİ yeuneg (Epunpuu Epo) — 90 — Peki, siz yükleri muhafaza ederseniz ve şoföre Para verirseniz ben İçeri girer, odalara bakarım. — Sizi yazıhanede bekliyeceğim. Geç kalmaym. — Evet, “Prens sarayı oteli, levhası var, 4 — Mümkün olduğu kadar erken geleceğim. 2 — Yüklere (bakacak mıyım) bakayım mı? — Certainiy. You are sure of finding room İn one or Ingilizceden türkçeye çevrilecek olan cümlelerin terx öthez of them, Geçen derste başladığımız 9 uncu resim (otel) üzerin: cümesi şudur: deki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Evvelâ, geçen der, sin sonurda türkçeden ingilizceye, ve İngilizceden türkçe ye terciime ettiğiniz vazifeleri görelim: 1 — Bu, bizim otel, değil mi? 2 — Vİ eugage a room beforehand. 1 — There are plenty of good hotels in Istanbul, sren't Türkçeden ingilizceye çevrilecek olan cümlelerin ter. there? m şp södnüis şunp J “pir we gil eş 170 anki /p) Kendi kendine 1000 kelime ile | İNGİLİZCE DERSİ Geçen dersteki vazifeler 3 — Peki, Sizi nerede bulacağım? 4 ns yynğoe 20 yo 0000 emo aren't “aallapa pref izek Zueşcığn YIYMASNN »(ufioz anfi puode “dyo Fpuşiş zünszis 4009 “saryımoryzıp Wi 016 ize ne yapacağınızı, rler, tiyatro biletinizi « “mu mmo£ puods 0) MON nok 13 TM Son © “ni d9f uz fişp 10 np pug) ok 107 ue Sayı it Op PUV “repamyu Tola Ozyekiş UL US “ppm wee ofuşajdne ysDu 90 3famL0y28 40p420 A0INO), “Prinee'ş Court Hotel”, Savyaaykgs Tzyurğodandağ yıreu Fera) “çayuylaopı3 alalı ozys ruO ayak zula AD yimoyd 4g pm OP) “refasdek Tuopağd uopuLL9 3s YA aypopynan soyuo uyma aojandak YA, “Çi 49f ss doymu 426 yn fo) < ie : i w 3 R : i 4 : : “ös uşİş döl “öy öy L3J301MI OAIDAN UP SOO, Ok Oz syori duysam 703 Tia Son, "iz avy puo “ng nj ŞOME 'o6 ma Sony Vİ pop pe od) oypudofi ok yama OpoloN 25 pus 'op O) yEyM '03 Oz doym “yda 04 rrmğeoeduk “iso suooryyeg 70 Kraoyd 04 yi a19y) tya'1syuad HOZ;TIO9NI “aiprta wopazrep olueg Yoda Ypurury2i UUEPO “oputyofi şayoymp oluva 44004g 110900 (DA), 02)8 Mapnfi nut 42p/909p9 Gwgezni OpAİR OZON, “ifa tp an fe ti dçoy 2gnjo gm eg rp we ydrd öd) NOX 71 no£ dıay sfempe (1 5017/0 oy uf ydoad oy, ©2)5 Tejututyng SP9USUİ İNGİLİZCE DERSLERİ — Töe two rooms with the batlıroom are 30 5, a night, (De tü rümz wid de batrum ar törti şilinğs ö nayt). Banyo dairesi ile beraber iki odanın bir geceliği 30 şi, dir, “İki odalar ile banyo oda dırlar 30 şilinğ bir gece.,, Ali right, we'll take them, (Ol rayt, uil teyk dem), “Peki, biz alacağız onlar.,, Peki, bu odaları tutuyoruz. 1 — You sre in the yuu? — Yes, I am. inğ ii Which rooms have you reserved? N Ingilizeeye çeviriniz 1 — Bu odalar sakindir, zannederim; değil mi? — 'Two rooms on the first floor. 4 — Have they a private batlıroom? — No, they haven't. But there are pleriy of ballırooms ncar. — Evet, çok sakindir. Çünkü avluya bakıyor. 2 — Vaktimi nasıl geçirebilirim? izi hası) geçireceğinizi £ö 2 — How did you find it? — Very gulet. 3 — Derslerimize abone olanların taksitlerini nis$him onuncu gününe kadar göndermelerini rica ederiz. 126 CÜCENİN AŞKI Eğer bu hususta küçük bir şüphesi kal mış olsaydı bile, Juananın, Pardayana bir ağabey nazarile baktığı hakkındaki teminatı üzerine bu şüphe de dağıla- caktı. Maatteesüsf, hakkında söylenen söz. lerin ve münzevi hayatının tesiri altın- da kalan Şiko, vücut noksanlığını va- him bir eksiklik olarak kabul etmekte ısrar gi Pardâyanm bü husustaki teminatları onun bu kanaatini değiştiremedi. Hiç bir kadının kendisini koca olarak kabul etmiyeceğine emindi. Kafasmda bu fikir olduktan sonra, aşkını itiraf etmesi için ya ölmek üze. re bulunması veyahud da, ilk o evvelâ Juananın konuşması lâzımdı. Fakat bu- na imkân yoktu değil mi? (Juananın, kendisini ancak bir kardeş gibi sevdiği» ni biliyordu. Sevdiği yegâne adar, bü. tün söylediklerine rağmen, Pardayan- dr. Şiko, Juananın hiçbir zaman kendisi ne ait olmıyacağını zannettiği gibi, Ju. ana da Pardayanin kendisini sevemiye- ceğine emin olması icap ederdi. Şiko düşünüyordu ki, aşkını göster- mek için en iyi çare, Onun da fikren meşgul olduğu Pardayanla alâkadar ol. maktı. Diğer taraftan, Pardayatın dost Tuğu da buna inzimam edince, Şiko mü- temadiyen şövalyeden bahsediyordu ve bu vaziyet genç kızı fena halde kızdırı- yordu. z Juanaya gelince “9; ne istediğini ve neler hissettiğini iyice anlayamıyordu. Kalbinin, Pardayanla Şiko arssında tereddüt ettiğini söylemiştik. Pardayan la olan son görüşmesi neticesinde, ço. cukluk arkadaşına daha fazla o meylet- sözlerle hakikati anladıktan sonra Jua- na hayalperestlliğinden vazgeçmişti. E- sasen Pardayana karşı olan aşkı henüz içine iyice yerleşmediği için, çok ıstı- rap şekmcden bundan vazgeçebilmişti. Bunun üzerine gayet tabii olarak Şi. koya doğru meyletti. Zaten, Pardayan, ikna kuvveti sayesinde, o Şikoyu onun nazarnıda bir hayli yükseltmiş ve hattâ Şikoya karşı bir nevi hürmet tevlit et- mişti, Pardayan Şikodan sitayişle bahset- mişti, Pardayan gibi bir adamm her. kesi kolay kolay methetmiyeceğini bi- Jiyordu. İşte bunun içindir ki, cüce o- nun nazarında birdenbire büyümüştü. Hakikatte, Şikoyu © zannettiğinden daha fazla seviyordu. Fakat bu aşk, he. nüz, izzeti nefsini kırarak Şikodan da- ha evvel itirafta bulunacak kadar şid- detli değildi. Onun mahcubiyetini kıra. cak, ona cesaret verecek (o hareketlerde bulunabilirdi. Fakat bu kadar. Fakat söylemek! Hayır, bunu (O yapamazdı... Bilhassa simdilik. Halbuki, Şiko gibi mahcup bir ağam- la meselenin başka türlü halledilmesi- ne imkân yoktu. Eğer biraz gayret et. seydi, eğer, bazan olduğu gibi, söyliye- cek tatlı sözler bulsaydı belki o zaman Juana her şeyi unutarak itirafta bulu- nabilirdi. Fakat maattecsxüf, Şiko, Juanınm ver. diği cesaretlere rağmen, hiç bir gay- ret sarletmiyor ve soğuk gibi duruyor- du, Juana, yalnız kendilerinden bahse. dilmesini istediği halde, 0, yalnız Par- 'dayandan bahsediyordu. o Vaziyet son derece ümitsizdi. Eğer Juana kendisi. ni zorla zaptetmeseydi, muhakkak ki 0. nu döğecekti, Fakat kimbilir, o belki de Şiko, biç sr em b CÜCENİN AŞKI « 127 zorlamak için en iyi çarenin o şekilde hareket etmek olduğu (kanaatine var- muştı. Juana bütün ( kurnazlıklarının boşa gittiğini görünce, Şikonun istediği mev zu etrafında konuşmağa ve trsat bu. | © Olunca onu yola getirmeğe karar verdi. | — Aman yarabbim! dedi, ondan am- ma da bahsediyorsun! Sana ne yaptı ki! ona bu kadar bağlandın? — Bana öyle şeyler... Hiç kimsenin söylemediği öyle şeyler söyledi ki, fa- kat sen bile, Juana onu © kurtarmağa azmetmedin mi? — Tabi! elimden gelen hetşeyi ya. pacağım. Sana söyledim ya! — Biliyor musun? Devletin işlerine burnumuzu soktuğumuz — için başımız belâya girebilir. En aşağı, göreceğimiz ceza asılmaktır. Bundan başka, herhal- dc işkenceye de uğrarız. Şiko bunları şayan: hayret bir soğuk kanlılıkla söylüyordu. Juanaya bunları niçin söylüyordu? Onu korkutmak i- gin mi? Onu vazgeçirmek için mi, Ha. yır, çünkü onu işin içine ( karıştırma- mağa zaten azmetmişti. Dostunu küur- tarmak için ölümü ve işkenceyi göze a). miştr. Fakat bu fedakârlığı Juanağan da istemek! Bunun imkânı mı var? , Ondan bütün istediği, bulduğu par- şümenin değerini öğrenmekti, Devletin işlerine müdahalenin kendilerine nelere mal olabileceğini söylerken sırf ona ©- lan sadakatini göstermek istiyordu. Sonra, yaptığı fedakârlığın derecesi. ni, Jwananın da bilmesi meşru ve doğru bir şeydi. Yirmi yaşı vardı ve elbette- ki vaşamak (istiyordu. Bu yaşamak hakkını feda ediyorsa bunu, büyük bir iş için yaptığını, Juananın bilmesi tiyordu. Juana,, ona her zaman bir çocuk na. & ğinnli ği zarile bakıyordu. Pekâlâ düşünebilirdi ki, Şiko sırf çocukluk ederek ve düşün- meden hayatın: feda ediyordu. Ölümü- nün bu suretle tavsif edilmesine, Şiko, doğrusu tahammül edemiyordu. Şike işkenceden ve asılmakn bahse. dince, Juana gayriihtiyari ürperdi. Da- ha henüz hayatın başlangıcındaydı. Hiç bir şey bilmiyordu. Evinden başka biç” bir yeri görmemişti. Babasından, Şikodan ve hizmetçile. rinden başka kimseyi tanımıyordu. Fa- kat, hayatta bildikleri de, o kadar lâ- kayt kalınacak şeyler (değildi, Bütün bunları ve hayatını birkaç gün evvel ta. nıdığı adam için feda etmek “doğrusu insanı düşündürür. Fakat herşey tecrübe vE idmanla 0- İur. Kimbilir, belki farkında olmadan, onda da Şikoda olduğu gibi, büyük bir cesaret yüksek bir ruh © vardı. Belki, ölüm tehlikesi ve o hayalperestane bir sergüzeşt onu da cezbediyordu? Aşk, Juananın bakir kalbine, biribir- lerine tamamile zıt iki adam tarafından sokulmüştu. Pardayan (o gerek manen. gerekse bedenen ona bir dev gibi görü. nüyorduysa, Şiko da manen ve bedenen son derece zarif ve güzel bir erkek MO deliydi. Uzun müddet bu iki erkek arasmda, tereddüt etti, Birisinin kuvveti, diğeri nin zaaf: onu cezbediyordu. Birdenbire birisinin ikna üzerine diğerine meylet- mişti. Ve işte tam bu sırada, ikisini bir- den kaybetmek tehlikesine maruz bulu. nuyordu. Onun aşkını reddeden erkek engizis- yon gibi müthiş bir kuvvet tarafından mahküm edilmişti. Kendisini seven be” bek ise, birincisini kurtarmak için teh- 3 — Tiyatro uzakta mı? — Yarım saatinizi alır. 4 — Tttmvey ver mı? — 'Tramvüy da var, tünelle de gidebilirsiniz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: