13 Haziran 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

13 Haziran 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AOĞN PÖY ÖNUYEPO LDPDYYLD. TPUYLAMIADIO KYK “DUPMOT SPUKĞA ZONĞ UAYA YOLUYMAZ TMUYOA EYALAPOYYMUU 218 ADĞŞT,, Çzdo uş pozsa ğği KA Ağtık nA) “sdoys ur poysosoyur ö0 Zvur HOK (GNptor7 UŞ 20p NÜYf Ç D30 HNÇ HOMA f4) *UOPNO'7 UŞ SKVP Maz e Âv3s Ka0 we nOK JT TUNgar der EYEDİSşE ' lE ğ"ğ"ğ_ğîğğîî*â!—, TeT ğ; £ ğğîîğşâğğ iH , siyfe Bi e gEğ3ğle'i eç â Ülleliş e lüllen şeki : GAĞ P L : Dit Tei D i': $ ğâğı* îğğ. ğ F : “EĞLUKA KH 8 gi GE SECGERE YERTELETUŞE TP HE HH HHEL İ İN TU HMAĞ TU Gki A Vberiie Tni b E!*E: ş ŞAEŞE ' sğğ:âx H Bit is 3 3% '%E—ğâğğğ E v H Hİ İti ti M ASN D UĞ S li Ş $ F 5 n — #ARDAYANIN OĞLU ti. Ve bu bakış hakkında Bunun için hareketini Tkmal etmedi &(lhredhıneılukm'ekll.l'llş”- Hıındu ıınvııııutu-uııııu Z —nm—wmn diasında bulunan siz misiniz? Saetfa mahcubiyet duymadan soğuk bir tavırla mukabele etti: — Evet mönsenyör, hazineye on mil- yon getiriyorum. Sülli biran onun gözleri içine baktı ve ayni sert sesle: — Pekilâ, dedi. Bu milyonlar nere- Ge? Anlatın ve kısa kesin, çünkü kaybe- decek vaktim yok. Ba gekli kabul adi bir müracaatçının yelkenlerini suya indirir. Bir nedimi e zerdi. Fakat Saetta kendisini bir müra- tatçı olarak telâkkr — etimiyordu ve bir nedim de değildi. Binaenaleyh yelkenle- Ti suya İndirmedi ve iyice doğrularak | vim #yni tavırla mukabelede bulundu: — Vaktinizin kıymetli olduğünü bili yorum, mönsenyör Sirden ancak ön da- kika İstiyor ve buna — mukabil size on milyon yön.a Bu bir ı;ı.uıı,nuıyı nazır edilmiş bir meblâğ sayılabilir. ve büyük bir istihkarla; — Bözlerinizi “Söylemeden — evvel fartmanızı tavsiye ederim, Zannediyo- aleyh neticede tediye edecek olan siz de ğilsiniz, benim. Süli bu alli ziyaretçiyi mat ettiğine ka niydi. Fakat Saetta, söyliyeceği — söze lerin ehemmiyetinden ve bunlatın ken- disine verliği cesaret ve kuvyetten e- min bulunuyordu. Buünün için çekinmedi ve tekrar ayni tavızla mukabele ettit — Yanlış düşünüyorsunüz, monsen- yör, dedi. Ben, hiçbir şey tâlep etmiyor biçbir şey istemiyorum. Bilâkis, milyon. lardan — başka size hir de — tavsiyede bulunmak suretile hizmet — edeceğim, Görüyorsumur ki, tediye eden gene be- lıı defa Sülli hayretler içinde kaldı. Bu adam, şüphetiz, herkete benzemi. Yordu. Vakla terbiyesi — noksandı. Bu başka, kendisine bu tavırla İâf söyleme- si, onut Cesar olduğunu görteriyordu. Böşuboşuna krrarak, devlete müthiş bir meblâğı kaybettirecekti? 'Tabit ha- yır, Evvelâ meseleyi öğrenmek Vüzım- &. Ondan sonta, ı!er icap edetse teza- ar verilebilir. ” Bu düşünce G.n.-lnı Sülti tavrmır de- Hiştirdi ve: “—— Mademki öyle, sizi — dinliyorum, —üm—q—m k w M&ıhıl nğınld — ' "i zumıınnlnıuı— ; l bi e d 417T Kendi kendine 1000 kelime ile — İNGİLİZCE DERSİ * INGİLİZCE DERSLERİ İNGİLİZCE DERSLERİ (Her hakkı Haber gazetasine aittir) DERS:53 (17 numaralı “Londrayı ziyaret” resmile takip edilecekt r) — Geçen derste, bir iki derstenberi takip ettiğimiz 16 acı —— “K... ne yapıyorsunuz siz islemek görmek?,, — Ne görmek istiyorsunuz? “ . #imiz. siz alâka verilmiş içinde tarihi yerler?,, — Weli, what do you want to 3ee? - (uel, huat dü yü wont tu si.) Are you interested in historical places? (ar vu inför'estod in histâr'ikal plesiz). Tarihi yerler sizi alâkadar eder mi? — Yes Tam very: (yös, âym vöri) “Bvet, benim çok,, Evet, çok alâkadar eder, l—WhıııııwıY—hm PARDAYANIN OĞLU - ——— —— — — definesinden bahsedildiğini — herhalde duymuşsunuzdur, değil mi? Sülli görünüşteki lâkaydisine rağmen kulağını kabarttı ve dikkatle dinlemeğe Saettanın şualine, kaydi ihtiyatla ce- vap verdi: k — Biliyorum, ayni zamanda, bu de- finenin nerede saklı olduğunu kimsenin bilmediğinden de haberdarım... Kimbilir belki de böyle bir define zaten mevcüt — Bu define mevcuttur, monsenyör. Onun nerede saklı olduğunu da biliye- rüm ve size Bunu haber — vermeğe ge- dim. * w Bünü nereden biliyorsunuz? — Bunun ehemmiyeti yok monsen- yör. Biliyorum ve sizin için esas olan da budur. Yeleğini kârıştırdı ve oradan, dörde katlanımış bit kâğrt çıkararak — nazıra urattı! — Bu kiğıtlar, monsenyör, milyon- ların saklı bulunduğu yeri harfi hatli- - Onları elinizle koy- Bu kâğrttı. Delikanlı hücreye — düştüğü zaman/kutu açılmış ve klğıtlar, dağıl- mıştı. Jan bunları, eliyle yoklıyarak tap dadı fakat karanlıkta, bu kâğıdı bula- madı. Sülli kâğıdı âaldı ve daha ilk nazarda, gözlerinde bir şaşkınlık ifadesi belirdi. Saetta bunun farkına vardı ve: — Eğer arzu ederseniz, monsenyör, dedi, italyanca yarılı olah bu kâğrdı size tercilme edeyim. Tamimden de anlaya- gağınız veçhile ben zaten İtalyanım. İ- yh.ıdı—ıtıhwım Siz bu parçayı türkçeye çevirdiniz. 17 nci resim (Lc- — Arayı ziyaret) üzerinde çalışmağa başlamadan eyvel, o — 2 — Are yöu golngtostaya few days in Londoa? — Yes, a week or so, Londrada uzun müddet kalacaksanız, deniz - kıyısında A— bir hafta kadar geçirmelisiniz. Rahat bir otel, yahut bir pansiyon bulmakta müşkülüt gekmezsiniz. Resim size İngilterede bir deniz kıyısını güsteriyor. — mkmknumdhn_wmmm > Banyo yapan adam denizden çadırma koştiyor, Her —— gün banyo yaparsa çok sıhhatli ve sağlam olur, değil mi? Geçen dersin tercümesi yın, parçanm türkçesini görelim. Bunu, sizin yaptığınız torcü. — me ile karşılaştırın ve, yanlışmız varsa, bundan evvelki “ Biz gocukken, kumsalda kumdan gatolar, hisarlar gi', derslerde o noktalara dair olan izahatı ve kaideleri tek, — Far gözden geçirin. Ingilizceye çeviriniz 1 — Londrada ne görmem lüzım, dersiniz (düşünürsü. 4 — Hf T were you, T'd make up my mind beforehand nüz?) — E,, bilmem,, Vaktimi nasıl geçireceğim de bir what I was going to do. — Yes, I!'d love it, — Onlar da eder; fakat ben tarihi binaları gezmesi- 2 — Tarihi binalar ve âbideler sizi alâkadar eder mi? ni tercih ederim: 3 — How are you going spend your time? — T don't know. — Bvet, çok alâkadar eder, 8 — Resimler (tablolar) alâkadar etmez mi? — Her şey zevkinize bağlı. 4 — Vaktinizi nasıl geçireceksiniz? 5 L_İ— BeRltalği” 215 ederim ki benim tercümem gayet doğru- olacaktır. Sülli bir tek kelime söylemeden kâğı- Üt Ona uzattı ve Sactta — yükses sesle tercüme etti. Bu tercüme, peder Jozelin İspanyolca- anladı ve içinde bafif bir istihza bulunan bir te- bessümle onu temin etti: —Ent—ıı!blıııuıuı- diyorum. Bu kâğıda mukabil siztlen hiç

Bu sayıdan diğer sayfalar: