25 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

25 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Öze SA B açi " Çibi bip gee bir Venizelor gelce u &, T milli « me) SaNmüyor #tfi hiç bir Türk « M , döğurmiyacak l . ziyadesi Uelar güye letiyle — Venizelosta- ” düzeltilmni M titilmiş bir halde — ha- Analarının d e da p * ki Ü Mrm Bösterdi Oğurduğu i; Şeflerin şe K İ Ünaz e Viddetti mil) &L SK ae bit GF yordu: b “3yonlar kalksın.... derdi; her Timız olsun! M de g * Gemi, L in> TYyollarımız, Mödeni bi Mi büyük / devletler *vİ ledi L *Slmiz min; TÜ emeller tahakkuk B ttler, fikri .'"'tıyıf Nası ! büyük ti n » Sa, milletler di aye âr için şans da- €tin ömrü, fer- h.X Razetelesi Mi Bi ze Ktf b'zc' atınız ! ) değiştirmek l:ullez attyor. chud:n an, yarı ' Bi T tozdan, kışın » artık tedir, n Tüzeltmek! ği TT bt B İL bir işba haline gel- MeVzu olarak, bü. 'Sâsr isteniyor. Dasıl Ça MYalım: Bü- ahakuk etdiyse, ÖYlece hakikat (Va.Na) ©0i köyüne dön âyı 'Hcık.şyynnp— Tılmıştır. Otobüa, Fiden yolcu- hımm'k!odxr- Tleketj ** On lira koy. * Silaya giden ÖPtüden v. TMökta, €N Vapu. dir, Bundan Ür yüklemiş | lva "ıişiı,_r sahillerinde ÜşMüştür. Şah- Neticesi şu. v APürdan inince dar mahal rüyerek hizli yü bln"'-l! olan "lır!.mn öbeş ae Hiüseyinağa soka B ada halkın kerndli kesesinden yaptırdığı kaldırım tamiral bu sokaktan başka bir manzara... lozlarını kaldıran bir araba ve İstanbul konuşuyor ! Beyoğlunun göbeğindeki Hüseyinağa sokağı Fislik ve bakımsızlık yüzünden tam bir mezbelelik olmuştur İstanbulun en bakımsız, en — berbad sokaklarından birisi de, hi; şüphe yok Beyoğlunun göbeğindeki Hüseyinağa sokağıdır. Ağacamisi caddesi üzerindeki yan sokaklardan birisi olan buraya adım atar atmaz, görlilme: bir pislikle karşılaşıyorsunuz... Bozuk kaldırımların üz ->leri, kiğıt parçalariyle, karpuz — kabukla: | daha bin bir türlü süprüntü ile dolu- | dür. O gün hava pek sıcaktı. Ve bu sıcak bütün mahalle halkını hep sokağe «ök müştü. İçinde genci de, ihtiyarı da orta yaşlısı da bulunan 5 kadınlık öir grupun bulurduğu tarafa ilerledim. Birçok yerlerde fotoğraf makinesi ni görenlerin hemen kaçıştıklarma şa. kit olduğum için, boynumdaki maki - elime aldım ve arkamda - sakla, dim. Fakat bu tedbir beyhudeydi. Kadın. lar bana hiç de yabancılık gösterme- diler. Dertlerini sorduğum vakit, | memnuniyetle cevab verdiler. Sıra re. simlerini almıya gelince, içlerinden en genci: — Aman, aman; nasıl olur, filân demek İstedi ama, gerek benim, ge. rekse diğer arkadaşlarırın ısrarı kar- şısında gülerek tekrar sandalyesine o. rdu. Ve artık itiraz etmedi. Bu kadınlar hep ayni şeyi söylüyor. lar, mahallenin pisliğini anlata anlata bitiremiyorlardı. — Buraya, çöpçü filân uğramaz mı? diyecek oldum. — Alay mı ediyorsun bayım, diye çıkıştılar, Kendim silip süpürmesek, bundan da kötü olacak halimiz. Biz böyle konuşurken, tıpkı çöp 3- rabasma boenziyen bir şey sokağın bu. şında göründü. Kadınlara: — Bakın, dedim. İşte çöpçü pekâlâ geliyor. Hiç cevab vermediler, şaşkın şaşkın yuklaşan arabaya bakmıya başladılar. | Bir dakika sonra mesele anlaşıldı. Gelen çöpçü değil, çöpçüye çok benzi. yen bir kaldırımcı arabasıydı. Yanımızdan geçti, biraz - ilerimizde durdu. Aşağı atlıyan arabacı da hiç vakit kaybetmeden, sokağın köşesinde yığılı duran taş parçalarını arabasına doldurmıya başladı. Bu işin yapıldığı yerde beyaz saçlı bir adam, dışarı çıkmıştı. Yanına s0- kuldum. — Maşallah dedim, belediye önümü. zü temizliyor. Adam güldü ve: — Galiba sizin bir şeylerden haberi. niz yok, dedi. Saokağımızda öyle çukur- lar vardı ki, artık yürüyemez olduk. Gidip belediyeye müracaat ettik, biz. den tamir için tam 300 liza istediler, Kend! tahsisatları yokmuş. Bunun üze rine, biz de kendi aramızda para top. layıp, belediyenin tamirine üç yüz li- ra istediği yolu, beş ön kuruşla işimi. ze yarıyabilecek bir hale soktuk. Şim. di de bu amele geldi, artan molozları Ben beyaz saçlı adamla konuşurken, biraz evvel resimlerini aldığım kadın- lar da işaret edip beni yanlarına ça. ğırıyorlardı, Geri döndüm, l | . Sıcaklardan bunaldıkları için, sobaıklarının pisliğine önünde havı #'an birkaç Hüseyinağa sokağında oturan, be ye ebelerinden Bayan İkbal, burad. Bütün çocukları çok sever, çünluü hepsinde ayrı ayrı emeği vardır. — Bayım, nereye gittiniz, dediler. Size söyliyeceklerimiz daha bitmedi Sonra içlerinden ikisi oturdukları yerden kalktılar. Beni de yanlarına a. larak sokağım kargı tarafındaki, telle ve eski kapılarla sözde önü kapatılmış boğ bir arsayı gösterdiler, — Zaten her tarafımız pislik içinde Ama, İlle bu arsa diyorlardı. Burayı kimisi çöplük, kimisi de ayakyolu yap mıştır. Tahammülsüz kokuları duy- dukça, tifo tehlikesini hatırlıyor ve tüylerimiz diken diken oluyor... Önünde güzel bir kutu otlıyan, arsaya bitişik evlerden birisinin kapı. sı açıldı. Genç bir kadın başı uzandı | ve o da söze karıştı: — Şuradan dehşetli bir lüğiım koku. su da geliyor, onun da çaresine bak- sınlar, dedi. Ve böylece birçok evlerden başka başlar da uzandı. Şikâyetler biribirini | takip etti. Hepsi de, ayni geyi söylü yorlar, pislikten ,bakımsızlıktan dert yanıyorlardı... Biz böyle konuşurken, şu mezbeleli. ğin biraz ötesinde başka bir evin daha Yazan : Haberci rağmen kapılarınıa bayan kapısı açıldi. Siyahlar giymiş, uzun baylu, erkek endamlı bir kadın dışarı çıktı. Elindeki süpürge ile kapısının önü, hattâ daha da fazlasını, sokağın bir kısmını süpürdü. O böyle çalışır- ken, sokağın küçük çocukları teker te ker gelip ke Jümlryor, bir şey. ler konuşuyorl Bu manzara garibime gitti, Yanım. dakilere sardum. — Bayan İkbal, semtimizin resmi ebesidir. Buradaki bütün çocukları o doğurtmuştur. Hepsini kendi çocuğu Bgibi sever, tabil çocuklar da onu. Hem ii vkalâde titiz bir kadındır. 1 önünü böyle günde birkaç kere temizler, Dediler, Bir taraftan ortalığı süpüren, taraftan da çocuklarla konuşan siyah- l1 kadının yanına gittim. Tik bakışta çok sert bir İnsana benziyor. Fa: tatlı konuşuyordu. Kendisine çocükia. rı çok mı sevdiğini sordum. b bir — Tabit, dodi. Hepsi de benim yav. | rum sayılır. Hani mahallede emeğim gecmiyen çocuk yoktur. Sonra, elindeki süpürgeyi bir tarafa | bıraktı. Yanındaki çocuklardan birisi- ni kucakladı. — Böyle güzel şeyler sevilmez mi, diye sordu?!. Bu manzarayı kaçırmadım, hemen resmini aldım. Sonra geri döndüm. Ar, tık burada yapılacak işim kalmam tı. Yolun kenarından üyerek, kapı larmın önünde oturmakta olan bayan. ların yanından geçiyordum, Kendileri, ne bir allahasmarladık diyecektim, fakat buna vakit kalmadan çıt dıyç şapkama bir şey düştü. Birdenbine şaşırmıştım. Kadın'ar gülüşmeye baş Ben düşeni aramak için sağa «s0! bakınırken, içlerinden en genci imde dıma yetişti, — Bir şey değil, dedi. İhtimal bir sigaraydı. Bizim mahallelide de bivaz kabahat var ya... Ne bulsalar, hemen sokağa atarlar. Hele buraya sabahle- yin erkenden gelseydiniz, kafanıza ko. caman bir paket bile düşse hiç şagmaz. dım. Ve kadınlar, tekrar gülüştüler. Ber. de bu pia, harab, kokulu sokaktan hıx. lr adımlarla uzaklaşarak kendimi Be, yoğlu caddesine dar attım. HABERCİ KURUN'da — Kaloş kundura Üüzumu 4 alınsa tedbirler arasındu nekler ve kedilerle mü an bu hayvanların da ha. iRbülecekleri düşünülü, bil bu ihtiinall inkâr etm aklımızdan geç. sokaklarda sabahtan akşama kadar n bepimizin ayakkaplarımızın her de malüımdur. Jerdeki halı, a halinde dağıdır. Bunun için bir nevi fuvaye hali pislikler ile ten ikler ayakkapları ile e alır, k Yatiyoruz ki ile devam ederse ha haklarını da kul ve güliba milcadeleyi htiyacı 0 zaman hepimizi buş ve kaloş kundura giymeğe tmak © genişlet mort, pa, mecbur &. decek. (Basan Kumçayı) CUMHURİIYET'"te: Umumi harp, umumi sulh Umumil harp olacak mi, — olmryacak nu sene, İtalyan , Haboş harbi ti; van rp olacak mı, olmıyacak mi derken, geçen sene, İspanyol — harbi çıktı, umum! barp olacak mı, olmiyacak mi de kan, bu sene de Çin , Japon harbi r umumi değil, bususl harplerdir; t kadar hususi barpler Ki İtalyan . HBabeş harbine hiç kimse filen — müdahale edemedi; İspanya harbini durdurmak hiç kiman filen müdahale edemiyor; bilâkis, evvelk gıkıy ralkdahı kocnlayonu, dışarıdan b için filen yapılan müda. e bhile miklahale etmiyocek kadar iz. ma Badık kaldı. Bir de kimsenin müdahala eğine şüphe yoktur ademi harbi körük balele: minin vardettiği T Çin . etmiy An! meğe ten Yapon bari yor ki bütün bu harplere harp de. kadar bir medeniyet karşısın. kimsenin burnu kanama. uyor, Halbuki harp çıkacak oli az biütün dünya umum? mktır. Yalnız gü Çartı teker teker. mhsaedilip & © bir h laşılıyor ki bizim medeniyet bu, na sulh Gemekte gene ierar edecek! (Peyami Safa) u: Ş_ohlr meclisinin tatbik edilemiyen kararı Kadıköyün sıhhi bir rol oynryan meşhur üzerinde Kurba. jin temizlenmesine geçen & karar verilmişti. Yapılan programa gö- re Kurbağaler geçen ây temizlenecekti. Fakat aradan geçen — müdâ varlığı arfında Kadıköylü- ler tifo ve sıtma yatağı olan derenin bir el'an bu iş yapılmamıştır. an-evvel temizlenmesini beklemektedir. “Anadolu,, 27 yaşında İzmirde intişar eden “Anadolu, fikimiz 27 te- yaşına girmiştir.. Refikimizi tebrik eder ve uzun ömür dileriz. — Evde yapılan el işleri Halkevi tarafından bedava teşhir edilecek Eminönü Halxevinden Evimiz sösyal yardım şubesi her sene ol. duğu gibi bu sene de yetli mallar sergisinde ticaret kasdile olmayarak geçimi için evlerin, de çalışanların her türlü elişlerini teşhir ve xatışa delaâlet etmek Üzere bir sergi açacak. tır Balılan oşyadan hiçhir masraf almmıya. caktır. Songiye iştirak edenler eşyalarını sat tırabilecekleri gibi ayrıca sipariş de alabile. ceklerdir. Arzu edenlerin elişlerini, hergün ve Berginin devam etliği müddetçe sant 14 den 18 ze kadar Galatasaray Kminöaü 'halkevi pavyonunda medi Bayan Nüzhete makbuz sergirindeki miz müte. mukabilinde bütün eksiklikleri, bütün şik lerinizi, yapılmasını istediğiniz şeyleri, canınızı sıkan — hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek ? bize bildiriniz. ü Muharririmiz, - fotoğrafçıları . mız ayağınıza kadar gelip söy- Şi lediklerinizi inceliyecek, şikâyet . lerinize veya temennilerinize ga- # zetemiz tercüman olacaktır. GETENMETEMTZLENSNER

Bu sayıdan diğer sayfalar: