25 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

25 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a e a L Yazan : Şarlot Prim bina y — Bki :"“'lh: Mühabbe Htma. Bizden ne ka- ;:;.ı N h.u,:ı'] Arlıyorsan - gene ğ Na el ve bizi gör, abası e li İ ıu:m :“ı“rnu kenı bi hasıl bir ad::. im.:__ dedi. hası V, din açmıya döndüğün zar oOldüğunü anlı- €yn'in arkasında tabakası var- | Ası i hayıı_—ı_ işte *arasmdan bakıyor. T0 - Lfıvv & bi ? Rey vlh::“unı Bedlikleri za dn OYrort çaç T biğr Bi Ai * Fitosüna ho: ldü t kendi b Uiy: ıu in, de- anıyacı Dü sözleri Vi Sözlerinde büyük bir | Sotük bu mühite teni SiCakhık — düydü. Üç Kimze ıı;i.,“, akşamı varmış | Ük getirmeyi v *Y'İn yanımda | ito ııı,,;.:m'ınî Barip karşıl harekesi teketleri başka Mezdi. Sir Rey N Sdadeti izdivacta ememişti. bir dünya idi. T duydü, İN memnundu, hiç T ENİ mübitine a- £ hareketiyle, hiç tçi oğlu olduğu- .mıı'. kendisini vi 'ti ö Vey, ıı;ı::. Küt hareket e :ıl::ı' Küya bütün M“"Mir hafta geçme. ü elti da tamam- lendi, t dü, © birçok işle- 9, Şocuğ vi v n Sün vakur Ve zeki ba- a ,')_v'y“';n yaptığı Ç Vtrirgiş 74 baklamıştı, O- ı"ı'ı tepelerle Yü Sevrilmiş bi Tinj .nvılıuk bir köpıü’h kı: t latır Misin? B bana bir plân Bter ” Yüt gterdi, g' VE plânlar y 4 B hazır- Yonka d.t"'l u,v,:_’." İn bazırladığı Ö VeyaTitlerde yaTla — seyreder, :Lı:."'*hi, 'ü“dn Hî'_llunurdu; a. ” &ha Mi sen, benden *öhur bir adam olar İler ü. Te olursam ola- Yon bulunaca. * yetişmiş bir adam Aradan bir sene geçti. Sir Rey işl. rin arkası kesildiği bir zamanda evlâtlı- ğını seyahate çıkarmıya karar verdi. « Fikrince, tahsilini bitirmesi için bun dan daha iyi bir vasıta bulunamazdı. Dünyanın en büyük köprülerini, niha- yetsiz müşküllere göğüs gerilerek vü- cuda getirilen sanat eserlerivi kendisine gösterecek. Fennin küdretini, insanla- rın tablati nasıl hükmü altına aldığını işaret etmiş olacaktı. Bir seneye yakın bir zaman durmadan dolaştılar. Dünya- da mevcut olan belli başlı sanat eserle- rini gözden geçirdiler . Veyn, mühendisle beraber şatosuna bu seyahatten döndüğü za- man ancak ön deküz yaşındaydı. Fâkat hükmüne girmişti. Uzun, narin vücudundaki cazibe ve ze- rafet artmış, İduruş, konuşuş ve hareket deri itibariyle de tam bir centilmen olmuştu, Kadınlara karşı vekar, hürmetle, eckeklere de nezaketle mua- mele ederdi. On dokuz yaşında olduğu halde kendisniden ötede beride bahse- dilmiye başlanmıştı, Lovvort zerafet ve İngiltere ile Fransa arasında açılma- sı düşünülen tunel münakaşalariyle ya- kıridan alâkadar olarak meseleyi iyice tetkik el Bu tetkiklerinin netice- sinde de, “Fransaya deniz altından git- mek için en iyi ve salim yol,, adiyle bir risale neşretmiş ve bütün fen âleminin dikkat gözünü kendi üzerine çekmişti. Bu risale Veyn'in şöhret kazanmasına sebep oldu. Bunu kimin yazdığını s0- tanlar, muhatabından: — Genç Vibert, cevabını alryorlarkdı. Kimse, bu genç şöhretin, Sir Rey Vibert'in hakiki oğlu olmadığıntı ev. lâtlığı bulunduğunu bilmiyordu. Ve ge- ne kimse de bunun aksini tetkika lüzum görmüyordu. Herkes, ufukta görünmi- ye başlıyan bu deha güneşinin mühen- | disin oğul olduğunu zannediyordu. Bu eseri okuyup da hakikati bilen- lerin sayısı binde yirmiyi bulmuyordu. Şöhret yolu, artık Veyn'in önünde açılmıştı. Nitekim bir gün Sir Rey de onat — Veyn, dedi. Şöhret yolu önlün- e açıldı. Zafere doğru seri bir yürüyüş yapacağından eminim, Artık bana ihti- yaç göstermiyebilirsin. Fakat ben sen- siz yapamam. Sen benim evlâtlığım de- ğil, kaymetli oğulmsun, Sensiz yaşa- maklığıma imkân görmüyorum. Veyn şöhret yolunda her adımını attıkça, kendisine müdahene edenler çoğalıyordu. Mühendis, bir gün nasi- hatte bulundu: — Herkes sana müdahene etmiye, kolları arasına almıya hazırdır. Buna bir müddet katiyen ebemmiyet vermiye rek çalışmalısın. Seni umduğundan bü- yülk aileler davet edecekler, bu davetleri tereddüt etmeden reddetmesini bilme- Tisin. Bir adam ancak gençliğinde çalı- şabilir ve gene ancak ihtiyarlığında is- tirahate hak kazanabilir. Bunu da ak. lından çıkarmamalısın. ... Veyn, ana yuvasından ayrıldığı gün denberi, buraya ancak iki dela gitmişti. | Biri, seyahate çıkmadan önce, biri de dönilükten sonra..., Evinde hiç bir şeyi değişmemişti. Birçok şeyler gözüne çirkin göründü. Çirkin,.kara ve nasırlı elleriyle adi iş kıyafetli köylü, bu zarif, kibar gencin babası mıyd:? Gencin yüzünde kibarlık ve deha izleri vardı, Aradaki büyük fark da ne? (Devamı var) ” HABER — Akşam postası | INU | 1244 sene evvel bugün Emevi — hükümdearı Afrikayı Tethetmek için muazzam bir ordu gönderdi Kahine adlı bir kadın Berberiteri istiklâl- lerine kavuşturau 603 yılı Z4 temmüz günü 1244 Behe evver bugün, Emevi hükümdarı Abüülmelik Af. rikayı ele geçirmek için kumandanlarından Zebir'i büyük bir orduyla gönderdi. Berterilerc Rumlarla birleşerek harp edi. yorlardı. Zehir, bir ülkeyi fethetmekle kaza. nacağı şerefi düşünerek iye girişmişti. Bu azim ile bareket ettiği için cesareti zaferi nedi. Bütün Berberi. ber tardedilerek ele geçi. rilen yerler İslâm müstemiekesi haline ge. hir, kazandığı zaferle sarhoş oL eri barekâtin merkezi olan Ber. keyi mühafazaya lüzum görmedi. Askerleri. ni daha başka taraflara sevkotti. Mağlüp olmakla beraber bir fırsat bekli yen Rumlar, derhal harekete göçerek Bi keye bücum ettiler Anali: — İntikam günü — bugündür. Islâmları mağlâp etmek borçtur.. diyerek genç ihti. yar bu hücuma İştirak etmişti. Zahir ihmali nin cezasıni Kördü Birçok cesur kumandan. lart ile beraber öldürüldü Askeri — dağıldı Cesareti sayesinde kazandığı zaferi — ihmal ve gururu yüzünden daha çabuk kaybettiği Kgibi hayatını da feda a Bu güret. le Berberistan yeniden Müslüman Kareşin. den çıktı. Bu, Abdillmelik için bir fetâketti; Kuman danlarının muvaffak olması kendi — gerefini Artlrması demekti. Zehirin akibeti anu te. cesüre Uğratmadı. Yenklen bir ordu — teğkil ederek Hasan bini Numan idaresinde sevk. etti, Husan, birçok yerteri mukavemete rastia. madan zaptettikten sonra Karlacaya dayan. du Burada Kumlar ve Berberilerle müthiş bir barp yaparak harbi — kazandı, Zehirin zaptedemediği yerleri de ele geçirdi. Artik ne Berberllerde ne de ouların yar. dımerları olan Rumlarda takat kalmişti. A rap ordularına karşı durmanın imkânsiz 0l. duğuna inanmışlardı. Eilerinden alman yer. leri geri alsalar bile Ahdülmelik yeni bir or. du gönderip kendilerini kılıçtan geçirebilir. di, Yerli halk bü haleti rühiyede iken hiç u. mulmayan tir hâdist vukus geldi. — Kâhine adl: bir kadın Araplarla harbetmek — Üzere taraftar toplamağa başladı. Kâhine, çöl: zeki, ve zekl olduğu kadar cesur bir kadındı. İçe — başlarken etrafına toplananlara kat'7 zafeti her — ne bahâsını olursa olmun elde edetileceklerini telkin edi, yor ve şöyle diyordu: — Rizim en büyük kusurumuz, memleke. timizi muhafaza edememektir. Düşmanı top raklarımızdan kovduktan sonra tekrar de. rin bir uykuya dalyoruz, Amtl uyanık bulu. nacağımız vakit bu — zamandır. Ne kadar kuvvetli olursak düşman bizden 6 kadar kor kar, Eğer topraklarımıza girmek iştiyenleri bir defa mağlüp edersek bütün Cesaretlerini Kırmış oluruz. Bu sözler, bütün dinliyenlerin — üzerinde Ayi tesir yapıyordu. Çünkü bunları aöyliyer bir kadındı. Kübine az zamanda tapladığı nakerle or. dulara hücum ederek mağlüp etti ve hüktim sürmeğe başladı. Tam beş sene devam eden Kâhine saltanatı emasında Berberiler mü. tetnadiyen kuvvetlarini arttırdılar, Abdülmelik bu mağlübiyetten de yılma. muıştı, Hasan mağtüp olmuş, fakat, bir kı. Sim yerleri İşgalinde muhafazaya muvaffak olmuştu. Yeni gelen kuvvetlerle — hirleşince, KâAhineyi mağtüp edehileceğine kanaat ge. tirdi ve harekete geçti. Böş senedir istediği gibi hüküm süren KA. hine, karşı durmanın imkânsız — olduğunu, harbetmekle boşu boşuna birçok günahsız. lart öldürmüş olacağını düşündü. Pakat ne teslim olmak, ne de emri altında * bulunan yerleri bırakmak istiyordu, — Her yeri ,bütün evleri, sarayları yakı, nIz, Hattâ nğaçları bile kesip — kurutunuz. emrini verdi. Tarihçiler bu barekâta “Afrikanm lik bo. gattılması,, demektedirler, Hasan boş, yanmış Yakılmış arazide fler, Tonton amcanın kahramanlığı Gençlik meraklısı ihtiyarlar Büyük annem, şaşılacak — dereced: eraklısı bir kâdındı. Ama, gör- efendim: Bir karış yüksekli- ğinde iskarpinler Üzerinde müvazene temin etmek için o kadar güçlük çetrer- di ki.. Zira, bacakları, — bostan patlıca nt misali tombadise bir hâle gelmişti. .. Bütün gününü, aynanın karşısında geçirirdi. Sabahleyin uyanır, yürüse bir takım pomatlar sürerdi.. Masaj lar, masajlar, masajlar! Frikslonlar, fi- riksionlar, firikslonlar! Sonra efen lım ipek çamağırların en âlâ cinsinden! Mo- del elbiseleri.. Ve yüzde boya..... Aman allalım ne boyaydı o! Üst üste! Katmer katmer! — Etms, büyük anne! Eyleme bü- yük anne! Yakışmıyor! Olmuyor, gü- lünç düşüyorsun! - diye kendisine nasi- hatler vermeğe kalkardım — A.... Suş maymun?! Senin ne aklır erermiş?.. Niçin yakışmasınmış?.. ğin ihtiyarlayıncaya kadar gek, zarif, itinalr olmalıdır . — Fakat.. — Fâkat'ı falan yok, Ben tdaha tnti. yarlamadım, Şunun şurasında daha kaç yaşındayım?... Büyük annemin diğer bir hususiveti de, büyük babamı genç görmek iste- mesiydi.. .Ona: — Şiık giyin! - derdi.. * Aman hatım.... Bırak beni kendi halime Allah rızası için.... — Yok, bak... Ben öyle bol, babaya- ni elbise yaptığına razı değilim. Mutla- ka beli ince,idar, paçaları bol olınalıdır. Kravatını da şöyle gençler gibi bağ'a- bakayım,..... İhtiyarcık, lâhavleleri artarda sıca- lardı: ha — Ben genç olmasını istemez m- yim... -Ben de isterim ama, o abt ha- yatı nerede bulup pda içmeli?... Hanım! Hanım!... Ben gençlikten de vazgeç- tim, Şu romatizma ağrılarım — durso... Bir Bursaya gitsek... — Allab vermesin! — Niçin? — Niçin olacak? Orası tekaütler memleketi diye yazıp duruyorlar, ökt- muyor musun? Hep ihtiyar doluymuş! Bizim onlar arasında ne işimiz var? Gözümüz, gönlümüz kapanır, kararır. Günün birinde, büyük annem bü.. bütün azdı. — Avrupaya gideceğim! - diye tut. turdu. — Tedaviye ihtiyacım var.. — Ne münasebet anne? Zaten mani olmağa kalksam da im kânı yoktu.. Bütün paralar onun el deydi. Bir bakıma da kendi kendirz züğürt tesellisini buldum! — Demek ki, nihayet, vücudur.un yıprandığını o da anladı. — Avrupada kendini hazik doktorlara gösterecek. Hem belki doktorlar, ona — “ihtiyarlı. din, artık ihtiyar gibi yaşa!,, nasihatini verirler. “Yüksek ökçe giyme, böb: lere fenadır. Allık, pudra sürme, derin nefes alamıyor!,, derler. Düşüncem böyleydi.. Bu ümitle, büyük annemle büyük babanı, Sirkecide, Avrüpa treni kal karken selâmetledim. Ah, görmeliydiniz! Balayına — çıkan lüyerek Kâhineyi Allas dağlari etefinde har be mecbur etti, Çetin harp, Kâhinenin aley. kinde neticelenerek kendisi de — öldürüldü. Berberiler 1se Arâap ordusuna 25000 süvuri Hbak etmek suretile kurtulabildiler, Niyazi AHMET bir nişanlı kız kadar mesuttu. Etekleri zil çalıyordu! Bir telgraf aldım: “Salıya geliyoruz. Bizi karşıla, Karşılamağa gittim. Fakat hayre Bizim ihtiyarlar, treni mi kaçırmışlar ne?... Ortalıkta ikie si de yok. Allah allah.... , ne yapalım? « diye geri dönüyordum ki, bir genç bana gülümsediğini gördüm. “— Bari şu istasyonlara kadar boş yere gelmiş olmuyalım!,, diye ben de ona gülümsedim; yanma yaklaştım. Genç kadının yanında bir de çocuk arabast vardır.. Arabada bir çocuk v # yaklayıp duruyordu, . Şapkamı elime aldım... Genç kadı- nın önünde bir selâm verdim... — Ne 'duruyorsun elimi öpsene....., gerisin kadın a —İc1r — Nasılsın bakayım, çocuğum! A, Büyük annemin sesi! Bu kadınım ağzından çıkan ses, bü. yük annemin sesiydi ,evet! — Sen-.., Sen?..., — Ben ya.. Gençleşme ameliyan yaptırmağa gitmiştim. Halbuki daha mükemmel bir usul bulunmuş. Mini mi- ni haplar İcat etmişler, Bunları yutan on sene gençleşiyor... Ben, bir tane al: dim. — Haydi, haydi!... Beş tane almışa benziyorsun! — Canım.., A,... Kaç tane alırsam alayım.. Sen şimdi görünüşüme bak... Kırıtarak: — Kaç yaşında görünüyorum? — Öyle, öyle!..; Birldenbire, çocuğun — vıyaklaması Arttı.. — Bu velet de nereden | dedim, yoksa bunu —Avrupada peydaladın gençleşerek?... — A... Büyük baban ayol! — Ağil büyük babam? <. Oburluğunu — bill b Hıphn' görünce, çok gençle; yim diye, benden gizli, yüz tane — yutmş bu hale geldi..... türedi 4 mı Sovyetlerin ideal kadını Sövyet Rusyada vücut güzelliği ve sağlığı için açılan mücadelede aktria Olgât Losseff bütün genç kadınlara model oalrak seçilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: