8 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

8 Ağustos 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k dâir.,, Rada, a tüğat Paralama zâma- “yi İni, ni Gelen Bolülu aşçılar, X Yap, <işür, olduğunu a ey a bir lâf erti “diye, tay yapağı Ker. Arabiye ai - İde ei, a Bözlüğünü düzel İsmi: mefuldür. Yani, Yeki ip mânasmadır. Ye mütalea yürü - 1 VE VE e e ER e e e ii ; Mev, : > SN enişte bey de köşe - Alaa keyi Pay Pimi kelimede değil, berbat lan mendebur aşçının 1“ diye alay ederdi. MA nal? ee Mey haa daha geniş bir tiki, U. Aşçılardan artist. lerin (Komi X» €l ilânlarında oku- ay Behiç Çiş, ) yahut “meşhur ko- Allah 4, Rün sorduğumu Me 2 Süyyei a kaitetmiyerek : İm.. “Bir görseniz Pei, Tah, kiğe Şi Ya; #ekiye mlireccak ol - “5 Yağı ka bir sporcunun öte- Bolu E tarzında, bir an 'u tay yag artistlerin başınızı” dükkân Musınız, ba - Lu : ahallebici falanca up- ze çolardan aşağı sında da me şahir iş, aç e e NV Ne ARŞ İÇ EE EE dolaşıp duruyor- i Beyoğluna, ba geldi Vet edeyim de dedi, ardan amma; rg Ri du > NA ii gi Bir dudağı yer - ğeang, © #ENCİ, her nu- ile Perdenin önü UYU ağzına gö hp e) e baldırları - Sazbind mi küç karı Mik dünü. z My ray GÜLÜ düttürü falan. » Mer - tukur iç Yüzünde araflarında bir -D z e Sebuley. i in Ni ii Yüneri biir , “ d Söh; Man bey Berkeste “aldı; Lg İzem, SİN ayağı kala. AYNİ usul üzere Mn a nn LR — Mei Frkraerş <VA-Na) iF tek meçhul İ Sergi bahçesinde Türk Hava Kurumu eşya piyankosu pavyon... Istanbul konuşuyor ! mala ER Em Yerli mallar sergisinde Bahçeyi panayır yerine çeviren bazı dükkânlar temizliğe dikkat etmek lüzumunu duymuyorlar mı ? Dün İstanbulun uzak semtlerinden birini gezmeye gidiyorduk. Fotoğrafçı Âli ile beraber matbaanın merdivenle- rini inerken, arkadaşımız -Faik'a Tas. geldik. Bizi görür görmez: — Galiba, dedi. Yine İstanbulu ko. nuşturmıya, gidiyorsunuz! gün kalkıp, Yerli Mallar seniz daha iyi edersiniz. Şimdi gitmek ümre olduğunuz yer her giin yerinde dir ama, sergi bir iki güne kadar bite. cek. Hem bu seferki yerli mallar ser- gisinin de, bu çeşitte kuru lacak diyorlar, Dinleyin beni, bugün gidip gezin... Böyle bir şey hiç aklımda yoktu. Fa. kat arkadaşımın fikrine derhal aklım yattı, | giz ama, sen de Dostum bu teklifimi naz etmeden kabul etti, Âli, Faik ve ben 15 dakika Sonra Galatasaray lisesinin büyük kapısın . dan içeri giriyorduk. Bizimle beraber, kadınlı erkekli bir yığın insan da ayni istikamete akın ediyorlardı. Biraz ilerler ilerlemez, sergiyi haki. Kİ bir panayır yerine çeviren, bahçe « deki yiyecek içecek satan dükkünlerin önline gelmiştik. Soldaki küçük bahçe hemen hemen boştu. Sağa saptık. Yavaş yavaş iler- lerkeh, bir taraftan da etrafımı tetkik ediyordum, Yarabbi, ne pislikti bu. Tozlu enmekânların içine yerleşti - İ rilmiş çeşit çeşit pastaların, sondviçle İ rin, kurabiyelerin üzerinde, ayran, li, | monata, şerbet bardakların etrafın. da binlerce sinek, yüzlerce arı dolaş. yor. Pastaları bittikten sonra yerlere 2. tılmış sürü sürü tatlılı kâğıdın üzeri, ne konmuş sinek sürüleri de manzar yı tamamlıyordu!... gi Yazan : Haber ci Televizyon! ayna sımnı başında... Sütçü, pastacı dükk baktım. Dx gelirse, dükk namına bir gey Ne satıcıların üsteleri başları temiz. di, ne tezgâhlar, £ kenarda bucak ta görünen bulaşık bezleri. Serginin daha başımda bu manzara ile karşılaşmak beni tem bir sukutu hayale uğratmak üzere bulunuyordu ki, kendimi gi ük ve tertemiz bir pavyonun karşısında buldum. Burası inhisarların hazırladığı kı - sımdı, £ İki tarafa grafikli modeller dizilmiş, Koridordan girdik. Cıgara satılan kıs. mm önünden sola dönerek, tekrar dı. şarı çıktık, Bu sırada, Âli: akın, diye kollarımızdan nun önünde merdi Jan kısımda ufacık bir kulübe ya. Imış, burada halka bardak bürdak inhisar içkileri satılıyordu, İnbisarlar pavyonunun önünde ilk fena intibaları kısmen unutarak lü- naparkın kurulduğ a doğru yü- rüdük. İlk göt biraz da. el Yerli cam. fabrikamızın serif malüldimdan bir kısmı kânını geçtikten sonra, gözüme şöyle ilân ilişti: Televizyon: 20 kuruş, çocuklara 10 Kuru Üçümüz birden hemen kasanın ya. nından geçtik, etrafı parmaklıkla çev. rilmiş kuyuya benzer bir yerin başıma geldik, Buranın kuyudan farkı, üzerinde bir iki metre murabbaı tahta örtü bulun. ması Ve ağzının da kalın bir kristal camla kapanımş olmasıydı. Kuyunun başında sürüyle insan top- | lanmış, kafalarını cama yapıştırırca - sma iğmişler, aşağı bakıyorlardı. Bun ları biz de taklit ettik. Evvelâ bir iki metre derindeki boş anbardan başka bir şey göremedik. Tekrar tekrar dikkatle baktık. Manza, ra, hiç değişmiyordu, Artık sabrımız tilkenmek üzereydi ki, birdenbire tepe. mizgeki hoparlörden asri bir rumba havası duyuldu ve bir saniye sonra da aşağıdaki aynada mayo ile yalınayak, başıkabak danseden, daha doğrusu ol. duğu yerde sıçrıyarak, sözde Tumba oynıyan bir çiftin hayali göründü. Bu pek garib bir görünüştü. Çünkü, ayna. ya âkseden hayal, alttan görünüyör, ihsana, sanki tepemizde oynuyorlar da, aşağıdaki aymayada aksediyor hissini veriyordu. Mütemadi bir tekerrürden ibaret o. lan bu garib dansı fazla seyretmemiz- de mana yoktu. Kuyunun başından ayrıldık. Bu sırada, oranın memurla- 'TAN'da Umumi harbin o.mıyacağı bildiriliyor Dünya ahvali sü gibi. © Ve gazeteler, bol sudan hoşlanan bazı tebatlara benziyor. Ah, val ne kadar karışır ve “berekestli,, denebile, cek bir mahiyet alırsn, gazeteler, siymei ha. vadin ve mütaleadan yana o nisbette inkişaf ediyor; açılıp saçılıyor. Dünya ahvalinin, gene pek bereketlendiği ga mevsimde, pek tabii olarak, güzelelerde siyasetten geçlimiyor. Meselâ bu sabahki Tun ginetesini açtık, Başımakale ve mutat siyasi #emal sübünü dan başka, hergün birtakım hoş yazılar yaz. makta olan B. Felek'in dahi, ısrarla siyaset. ten bahsettiğini gördük. Fukat Felek'in yazısı, bügünkü buhranlı devrede, diğer yazılardan çok © daha sadra sifa verici... Çünkü UMUMİ HARBİN ÇIK. MIYACAĞINI söylüyor. Hem sebebini de izah ediyor! Bir adudan bir takım İnsanların çekilmek Üzere olma. «1; sonra bir takım diğer inserilerm, son za. manlara kadar sakıda Jenimış bir mamela, ya dair, “evet, muvafıktır., demeğe hazar. İanması.. Ve bütün bu mihim vaziyeta de, karşılıklı iki kişinin, biribirlerine #tinala bi. rer mektup yazarak, zarfı yalayıp mühürle, dikten sonra elden göndermesi yardım et, miş. , B. Felek'in o pek nikbin yazısı şöyledir: İtalya Başvekili Sinyör Musolini (o İngiliş bagvekili Mister Çemberlâyn'e bir mektup yazmış. ingiliz Başvekili de bu o mektuba cevap vermiğ, Bu iki devlet adamının birihirlerine yaz. dıkları mektupların aşk nâmeleri olmadı. gısı katul etmekle beraber İngiltere ve İ. talya aresında bir yürenlik devresi açıldığı. a1, bunların biribirlerile ört (yaptıklarını görmemek te kabil değildir. Bu Aşılıdaşlığı sonunda İtalyanm Mazur. ka adasından çekilmedi, İngilterenin de Ha. beşistanım İtalyaya ilhakını tanıması o çibi aeticeler çıkabilir. Bundan başka İspanyol dahili harbinin iki tarafımı muharip tanımak prensibi Ge rağbet bulabilir. Hattâ bu neti, celer dahili formasyonu tamamen git pren. siplere sahip siyasi graplarm elinde bulunana Fransa tarafından bile kabul edilebilir. Yalrız, bu sıralarda bir şey o olmaz; Bir umumi harp. Hay Allah senden razı olsun... Yazan ei, lerin dart görmesin e mi? KURUN' da Azgınlıktan gelecek faydalar Hakkı Süha Gezgin de, harp ve anih işle. rini bir haşka bakrından görmüş. Çılgınlığın insanları ölüm veya trmarhaneye götürme. “ip, belki urmmi bir sükün vo fazilet haya. tuna başlangıç teşkil edebileceğini yazıyor. Hakkı Süha diyor ki: Bu azgınlıklardan dünya için büyük bir nimet doğacağına inanıyorum. ONasl bir millet kendi arasındaki düzeni korumak 4. çin bir takım teşkilât yapıyaraa, (milletler arasındaki diriği (o bozmamak için & ir teşkilat yapılacak. Bu toprağın çiğnemeğe kim yeltenirse, herkes bep bir. den ona çullanacak, huzurunu Yakınlarda buna benzer bir şey olmuştu. Fakat karışık içinde, yanlış adama çul, Tanılı galiba; netice böyle gösteriyor. Eh, bunlar olagan şeylerdir. Hirm terakki, bir. denbire kaydedilemez ya,. İnşallah ileride... AKŞAM'da: Festivalin izleri peşinde Hikmet Feridun, "Esrarengiz o Festival, diye şöyle bir yazı yazmış? Ginzetelerde okudum: İstanbul festivalinin birinci kaflası bit. miş! Evet bitenişi. Salın kendi kendinize: — Ne zaman başlamıştı? diye | sormayı Biz. Şu festival hakikâten esrarengizleğti Onu bulmak için en aşağı insan Nik Kar. ter, Şerlok Holmes giti müthiş (Mr polis hafiyesi olmalı. Ve uzun uzun o aradıktan sonra kayıp festivali bulmalı... Tükmet Feridunun tegbiht yerindedir. Or. tada, hakikaten, bir polis hediyesini meşgul edebilecek vaziyet o mevcut, o Sokaklarda, iin, elektrik gibi, “Festival, mevzoiie ali. kadar bası izler görüyorsunuz. Zevk ve iş. rımdan birisi, hararetli hararetli iza , hat veriyordu. — Suadiye plâjından televizyondur, efendim. En son icat, ilâh, ilâh... Oradakiler bu sözlere inandılar mı, inanmadılar mı bilmem, Biz daha faz. la beklemeden yürüdük... Lünapark, her sene olduğu gibi, pek mahdut, ufak mikyasta bir panayır yeriydi. Her bölmenin önünde başka (Devamı 11 incide) HABERCİ tiha pertevsizini açarak, araştırı Araştıra yürüyorsunuz; fakat bu — izler, sizl “idea festivale ulaştıramıyor. o Gelecek yıla bu muamma çözülür mü dersiniz? E.M. EM ENE O A e Benzin ve petrol Henüz inhisara alınmış değildir Pu sabahki gazetelerden biri o benzin ve petrolün inhisar altına alındığını yazmakta. dır. Halbuki heniz verilmiş böyle bir karar İ yoktur. Şimdilik yapdan şey bir telkikten #barettir »

Bu sayıdan diğer sayfalar: