14 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

14 Ağustos 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l Biliyor musunuz ? Fotin şeklinde bir bina! Amerikaklar cidden çok ga. rip insanlardır. Hep görülme- miş şeyler yapmaktan son de- rece hoşlanırlar. Resimde gör- düğünüz bu garip bina Ameri. ka kasabalarından birie'nde in- şa edilmiştir. Potin şeklinde 0. Jan bu bina, lokantadır. Ve cok büyük bir rağbet görmektedir. O kadar ki çivar şehirlerden bir çok kimseler yazın buraya ge- lerek yömek yemektedirler. Mulyer komedilerini nası! yazardı? Fransızların meşhur Molyeri komedilerini yazarken bunları “datlisimü okurdü; Eğer kadın u. yursa, eserin alâka uyandırma. dığını maza.ı itibare alarak, bir çok yerleri değiştirir yeniden yazardı. Bir huçuk milyon lira'ık bir kat elbise ! İngiltere kralı Rişardın, taç giyme merasimi esnasında giy. miş olduğu bu elbisenin kiyme ti neydi biliyor musunuz Tam 1600000 türk lirast. kırlangıçla muhabere Fransanın Strasburg şeh- A d rinde ikamet e- U den bir kundu - racı, dükkânı « nın kapısı Üzeri ne yuya kurmuş olan bir kır- langıcı nasılsa eline geçirmiş ve bir kâğıt parçasının üzeri- ne: “Nereye gidiyorsun ey kırlangıç,, diye yazdıktan son ra bu kâğıdı kuşun (oayağına bağlamıştır, Ayni kırlangıç er- tesi ilkbaharda gene döndüğü zaman, kunduracı onun aya ğında başk bir kâğıt parçası görmüş ve kuşu yakalıyarak ” hüyretle şü cevabı okümüş- tur: “Yunanistana, Nikopu- Jesuin evine. Kaplumbağa, devekuşu ve sümüklüböcek " yarışı At yarışı, neticesi ne olaca- ğı bilinemiyen bir yarıştır. Fa. kat devekuşu yarışı sonu tah- min edilemiyecek en karış.k bir yarıştır. Avustralyada yapilan böyle bir yarışta binlerce kişi kahka, hadan katılmıştır. Devekuş . larınm, domuz kadar aksi ve katırdan daha inatçı m Zi KA ei Seyirciler arasında muayyen bir devekuşu Üzerinde, kazana. cağına dair bahse girişen biri olursa, az sonra şaşırarak ye. rine oturuyor ve bu iddiasm- dan vazgeçiyordu. Çünkü devekuşu, akla gel. miyecek tuhaflıklar yapıyor . du. Devekuşlarmı iki tekerlekli hafif arabalara koşup öyle bir yarış yapmışlar. Bu #eferde ayni gülünç neticeyi almışlar. dır. Bu nevi yarışlarda neler ol- duğunu seyircilerden biri şöy- le anlatıyor: "İlk iki yarışta, üçüncü de. vekuşu, yerinden bile kımılda - mak istemedi, Üçüncü yarışta, bu kuş, birdenbire dört hala bir süratle yarışa girişti, fa. kat yarım dakika sonra araba. sını devirdi, Ve yarış yoluna 0. turdu. Beş jokey, kendisini kaldır. dılar. Müteakiben ahıra götü. rüldü. Ve orada akşama ka. dar mihnetsiz, kedersiz ve he- le yarışlara hiç alâka göster. meksizin gününü geçirdi. En yavaş yarışlar Amerikada, dünya yarışları. nın en yavaş! yapıldı: Oklahoma şehrinde bir kap. lumbağa yarışı yapılmıştır. Ya rış mesafesi 20 metro idi. Her kaplumbağanın Üzerinde numa. rası yazılıydı. Mükâfat ise, bi- zim paramızla 4500 liraydı. Bu yarış, yarışa dahil olma. yıp hariçten işe karışan ve ya. yu kıskandıracak derecede 74. rışa girmiş olan kaplumbağa. “lardan daha küçük sevimli bir kaplumbağa tarafından kaza- nıldı, Çekirge gibi sıçrıyarak gidiyordu. Kurnaz sahibi parâ yı aldı. e Diğer bir çeşit kaplumbağa yarışı da Amerikanm Sen Lu. iz şehrinde yapılmıştır. Bura. da 'da alçak bir duvarla çevrili bir daire hazırlamışlardı. Son. ra kaplumbağalar, bu dairenin ortasma konuldu. Harekete ge. çirildi. Duvarın her hangi kö. esine en evvel temas eden kap İumbağa birinci sayılıyordu. Sümüklüböcek yarışı Bir sümüklü böcek yarışı da yapılmıştır. Uzunluğu 150 san. timetre olan bir cam Üzerine birçok sümüklü böcekler ko- nulmuştu. Maalesef yarışın bi. rineisi, yarış yerine kazara düş müş bir kibrit çöpü ve bir miktar sigara külü yüzünden maflaya uğramışsa da, yarışı yine birincilikle bitirdi, Daki - kada on beş.parmak süratle bu . mesafeyi bütün diğer böcekler. den evvel katetmişti, o —Bu dağlar. daki aksi sada öyle güzel ki, Bak “Alio Al- 10!,, diye bağıra cağım, tâm iki dakika (sonra aksi sada bana cevap verecek. — Bunda şayan: hayret bir şey yok ki. Bizim köyde, yat- madan evvel penceremi açar ve şöyle bağırırım: “Haydi! kalk bakalım |,, ertesi sabah tam saat vedi de aksi sada beni uyandı. rr! .ş»” Ahmet — Ni gin müteessir ol duğunu biliyo - rum anneciğim. Anne—... Ahmet — Ba. bam sana, İste diğin o elbiseyi almadı da ondan.. Anne —... Ahmet — Yere Hüşüp, ba- Şıra bağıra tepinmiyorsun? Ben öyle yapınca, her zaman mu- vaffak oluyorum xx Küçük Hü - seyin, ilk defa olarak » büyük bir konsere gö türülmüştü. Eve . dönü. şünde — annesi ei ! dei sordu? — Nasıl oğlum? Konser ho- şuna gitti mi? — Evet ama, bu vazallı m #ıkacılara acıdım! — Niçin? — Çünkü, önlerinde yüksek bir yere çıkmış bir adam vardı ve onları, elindeki sopayla mü- temadiyen tehdit ediyordu. » Xx X — Ne o bay İbrahim, müte. madiyen çalışıyorsunuz? — Evet, bu sabah başladı. ğım “Güneşin batışı,, nı bitir meğe çalışıyorum. >. —Ne güzel ineğiniz var. Si- ze çok süt veri- yor mu? — — Evet ama, © kendisi vermi. , Yor. Biz gidip #lryoruz. ei Şen Fıkralar Oyunlarımız: Kapıyı vurabilirsiniz ! Bir arkadaşı- nizla bahse gi. fer ve meselâ H şöyle dersiniz? “Sana öyle bir şey yapacağım ki, gidip bu odanın kapısını vuramıya caksın!, Sonra, bir »asten alın ve arkadaşınıza, elini bu bastonun üzerine köymüsını, alnını da e- Wnin üzerine 'dafamasını söy- leyin. (Tıpkı resimde gördüğü. ür gibi). Arkadaşınız böylece eğilince, ona bu vaziyette, sür- atle dört defa dönmesini söyle. yin, bastonun ucu yerden ayrıl. muyacak ve arkadaşınız vaziye- tini bozmadan ve gözlerini açık tutarak dönecektir. Bu dört defa dönüşten son- râ, arkadaşınızın eliriğen basto- nu alir ve doğru kapıya giderek vurmasını söyleyin. Göreceksi- niz ki, zavalir kapıdan başka her yere gidip gelecektir, Eğlence : İİ a irözim bir halende yapı Tabilir. “Bitaz sabır, dikkat ve düşünce © gösterirseniz (ko- laylıkla muvaffak olacaksınız, e — Ne yapa - yım ahneci, ğim, çatalım kaçırıyor! XX # > — Bu anlat- tığın fıkra ba- kikaten o çok güzel, Hasan! Onu “HABE. R..in fıkra mü. sâbakasına göndersene.. — Nasıl göndereyim, onu zaten “HABER,, de okudum. * Xx Bir dilenci, rıhtım kenarındı. hem şapkasını açarak dilen yor, bem de balık avlıyor. Yol, culardan birisi yanına yaklaşa- rak şapkasma bir kuruş attık. tan sonra görüyor: — Epey avlıyor musunuz? — Siz üçüncüsünüz! çak ağza s0 « kulür mu, ayip değil mi?. Hikâye : Yıldızlardan bali anlama Birçok vakıalar, şayan! ver derecede isabetli tahmi" pıldığını gösteriyor. Nücüm âlimlerinin tahminlerine İnanip inanmamak siri bir itikat meselesidir. Bizim burada naklede. teğimiz hikâye ise bir hakikattir. 18 inel asrın sonlarina — doğru Pariste Sen Marno sokağında, ihti. yâr bir adam ikamet ediyordu. Ba. asıları bu adama deli, bazılarıda sihirbaz bazarile bakarlardı. Kapı. #ında 13 numara bulunan ev yük. sek ve soğuktu. Ihtiyarm tavan a. tasındaki odasında topal bir masa ve Üzerinde de garip (harflerle ve anlaşimaz — hiyerogliflerla o yazıl. miş bir sörü kitap vardr. Senelerin, belini büktüğü bu ga rip ihtlyar,iğri büğrü bir koltu. ğun içine gömülerek otururdu. Üzeri pe her zaman yeşil renkli bir elbi. #e, siyah bir yelek ve kahve rengi bir pantalon giyerdi. Yüzü kupku. “u ve zayıftı. Bunr mukabil, mavi gözlerinde gayet tatlı ve zeki bir ifade vardr. Bu ihtiyarm adı Pyer Löklerkdi, Onu herkes, Pyer baba, diye ta. nırdı, Keki bir rahipli ve 1709 sena sinde manastırı terketmişti, Yet. miş yaşmdaydı ve artik hiç terket. mediği bu sefil odasma sığınmıştı. Bir gün, evin merdivenleri sert adımlar slunda çıtırdadı. Bir el ka pıyı açtı ve genç bir erkek içeriye girdi. Nihayet yirmi beş yirmi alir yaşındaydı. Gayet nahi? bir vücudu vardı ve yüzü sapaarıydı. Fakat u sun saçlarının kapladığı alumda a kıl, zekâ ve büyüklüğe deltlet ©. ait“ NAL VAY İçeriye girince sert, bir sesle: — Benin, iblislikderini dinlemeğe geldim, dedi. İhtiyar gülümsedi, küçük bir lâm ba yaktı v. ince, kısık bir o sesle birkaç sual sordu: — Hangi O#mede doğdunuz, Hangi ayda ve hangi günde? — 1768 da. Ağustosun on be. #rci günü. — Pu kâğıdın Üzereine, sırayla isminizi ve soyadınızı yazın. Genç erkek, hiç mes çıkarmadan, ihtiyarın söylediği veçhile hareket tül ve ihtiyar kâğıdı aldı ve birçok rakamlar yazdı, bir #ürü hesaplar yaptı. Sonra düşündü ve ağır & gır, şöyle dedi: — Doğduğunuz günü yıldızların bulunduğu vaziyeti nazarı itibara alırsak, iki zıttiyet karşısında bu. lunduğumuz anlaşılır: Baş döndür” cli bir yükseliş ve sel bir o sukut, Durun bakayım. Merih yıldızının doğduğunuz günkü vaziyetini tet, kik edersek istikbalinizin tehlikede olduğunu görürüz. o Fakat “Her. men,, bir insanın yüksetehileceği en büyük şahikalara yükseleceğinizi bana haber veriyor. Genç erkak, acı bir kahkaha ata. tak bağırdı: z — Siz detisiniz! İhtiyar sakin bir seste? « Siz biyük bir bükümdar ola, eakamnız, dedi, — Canım, siz (söylediklerinizin farkında değilsiniz. Ben serveti ve istikbali olmayan bir zabitim. Harp kömitesi şefi Obri tarafından, fani kadrodan ihraç edildim. Şimdi, ha. sit bir asker dahi değilim! Genç erkek bu sözleri söyledik. ten sonra, kapıyı hiddetle kapaya, rak dışarıya çikti. Bu genç erkeğin imi Napoleon Bonaparttı İmparator oldu İlmi Nücüm, Odevrimizde de bir hayli rafbettedir. Bu, xiirelarz ka. dar eski bir ilimdir. Bu, yilderin. rn ve semavi bidinelerin tetkiksti ns istinat eden tahmin sanatidir. Bu s#anatin — setronomiden farkı şudur ki, birincisi, yıldızların, arzı, mızm Üzerinde yaptığı o tesirlerila meşşmi oluyor. İkincisi ise, vildız. larm fizfki hasanlarını tetkik edi. yor. Bizim maksadımız. bunu mü. nakaşa etmek deri, fakat penç 0. kuyucularımızı alikadar edeceği, ne stirhe olmayan vaklaları anlat. maktır: Mişel adındaki Nücum Alimi bir rahip de Kalerin dö Mediçiye fzinci Ea e zn e İİ li hundugu murdar Vİ esli vali olan JAP " gene içinde, gezin " söylemişti. BUNU? — Bu şahsiyei de ölecektir, dedi, — Yenen yok ler, Bu def yanl ğ suubaha olan El büyük dostu sine iseni söylen mr 4 hir kitap mesi sne sonr, 7 4n çok yüzük b vuku bulacağı” şeye ye Bütün bunlar #İye # ede int YANİ Eğer canın. " / pacağınız bİr 4 la işaret edi"” Ne Temle doldur” görürsünüz. ye bir şişe yök ye iki şiş€ yucumuza

Bu sayıdan diğer sayfalar: