21 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

21 Ağustos 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazant Soğoman Tehliryan — Çeviren: 8.5. — İktibas ve teretime hakkı mahfuzdur. — O gece, hürriyeti fener alayı halinde, ertesi günü de hükümet konağı önünde bizim papazla hocalarımızı öpüştürürken gördüm mezarından çıkacak ölüleri dü im için annemin bu sözlerinden y anlayamıyordum. Bir- müddet düpündükten sonra: — Anne, dedim, “Hürriyet,, deliğin nedir?. Bilâhare hayatım üzerine derin - bir tesir yaptığı için — annemin ağzın - dan duyduğum “Hürriyet,, İn taritini aynen kaydediyorum: — “Hürriyet,, ned yavrum? Hürriyet dünyanın en iyi ge- yidir. Yani, hürriyet buraya geldikten sonra, Kürtler artık bizim köylerimize hücum edemiyecek, gelinlerimizi kaçı- ramıyacak, talân yapamıyacaklar... — Ya yaparlarsa? — Biz de mukabele edeceğiz, bırak - mıyacağız? — “Hürriyet,, dediğin ne yapacak?. — O bizimle beraber haksızlara kar- gı koyacak.. İyi bir şey olduğunu hissettiğim halde — tamamiyle — kavrayamadığıtı hürriyet hakkında anneme binbir sual sorduğumu hatırlıyorum, Bu arada hürriyetin şimdiye kadar nerede olduğunu, Erzincana nereden geldiğini sordum. Annem de hürriyeti anlatmaktan ziyade, bendeki korkuyu izale için ballandıra ballandıra öyle bir hürriyet anlattı ki, birdenbire yata - ğundan fırlıyarak: — Öyle ise gidelim hürriyeti göre - lim, dedim. Hürriyetin gel O geçe, hürriyeti fener alayı halin- de, ertesi günü de hükümet konağı ö- nünde bizim papazla hocalarımızı öpüş - türürken gördüm. Ertesi günü büyük kardeşim, eve, elinde bir tabanca oldu- ğu halde geldi, ve pencereden altı de- fa tabancasını boşaltarak hürriyetin bi- zim eve de girdiğini resmen ilân etti, O gece babam da ilk defa olarak sarhoş geldi. Ağabeyimin tabancasını görerek, bana: — Bir tabanca da sana alacağım.. Artık karılıktan vazgeç te biraz da erkek işlerile uğraş! dedi. Karşıdan annemin bana kaş göz etti. ğini görünce babamın sözlerine itiraz etmedim. Hürriyet bizim eve kadar girdikten sonra, ben de yavaş yavaş bu yeni havaya alışıyordum. Bahusus ki mektepte bütün arkadaş larımın tabancası vardı. Yüzlerce arka- daşın arasında silâhauz gezmek Sdeta büyük bir ayıp sayılıyordu. Tabanca - dan korktuğum haldeparkadaşlarımım iş tihzalarından kurtarmak için bir gün a- bilir misin ğabeyimin tabancasiye mektebe girtim. O günden itibaren arkadaşarımın bana başka gözle baktıklarını hissediyor - dum, Haftalar ve aylar geçtikçe, top ves - leri, ve tabanca kurşunları ile Erzinca- na giren hürriyet, içtimai hayatın her Babhasını istilâ etmiş bulunuyordu. Es- kiden yalaız papazın vâz verdiği kili: Kafkasyadan, İstanbuldan, İrandı len komiteci hatiplerin kürsüsü Lalini almıştı. Bir gün Taşnak fırkasınm bir pre - | pagandisti, bir kaç gün sonra, Hicak fırkasının bir hatibi kilisede, mek! yeaklarda hararetli nutuklar irat edi yorlardı. Vakiâ ekseriyetle hatiplerin sözleri biribirini tutmuyor ve — >lk “yaşasın vatan, yaşasın İkirriyet, yaşa- sın Osmanlılar,, kelimelerinden >2 bir şey anlamıyordu. Fakat bu umuml karışıkilik içetisinde iyiyi kötüden a- yırmak kabil değildi. Halktan en fazla alkış koparan batip, muhakkak en kuv vetlisi sayılırdı. Halkın — bilâistisna bütün hat'pleri alkışladığını gören fırkalar, hususi teş- | kilâtlar vücuda getirmek suretiyle hal- kın anlayışını ve bilgisini arttırmak Jü- zumunu hissetmişlerdi. Nitekim, bir müddet sonra, Erzincanda Tasnak, Hinçak ve Ramgavar fırkalarının klüp leri açılmış, kadınlı erkekli muhtelif teşkilât vücude getirilmişti. Mekteplere kadar sokülan teşekklil ler gençliği de nüfuz ve tesirleri altına almıya çalışıyorlardı. Bu çalışmalar ne- ticesinde mektepler kâmileri kom'teci- lerin eline geçmiş, her tarafta komiteci muallimler yerleştirilmişti. Hinçaklar ile Ramgavarlar çok zayıf oldukların - dan, Erzincanda Taşnaklar hâkim va- ziyette bulunuyordu. Bütlün cemaat te- şekkülleri, hattâ kilise idareleri bile on ların eline geçmiş bulunuyordu. Eskiden bir papaz olan mektep mü- dürü değiştirilmiş, yerine bilâhare Taşnak hükümeti zamanında Ermenis - tanda harbiye nazırı olan “Rupen,, pa- “paşa,, nın kardeşi meşhur komiteci Dersimli Hamparsum getirilmişti. Uzun boylu, son derece asabi bir a- dam olan Hamparsum, bütün gençli - gini Dersim dağlarında geçirmiş, Kürt ler arasında büyümrüş, bilâhare Ka'kas- yaya kaçarak Taşnak fırkasına iltikak etmiştir. Bir müddet Kikasyada ve İranda fır ka İşlerinde çalışan ve Türkiyeye silâh | kaçakçılığı yapan Hamnarsum, fırkanın umumi merkezinde çalışmak üzere Ce nevreye gönderilmişti. İlânı meşruti » Cenevrede kalarak fırkanın olan Troşak gazete » yazmış- bir. çok yabi soluğu Türkiyede al - . Tü; edilen yeni rejim komiteciler için © kadar idi ki, Rusyada Çarlık idaresinin taki - batma maruz bulunan köm'teciler Lile hudu luğuna iltica ediyorlardı . Dersimli Ha İstanbula geldiği te kadar mürevvici © sinde Türkiyeye dair yazılar ürriyetten sonra, diğer iyede ilân geçerek Ozmanlı imparatar » dit nutuklar nutuklarında almanca ke çin kısa bir za, t kazanmış" Emeler de karı manda büyük ! Diğer fırkalar gibi, Taşnak fırkası Anadoluda teşkilât vücuda getirmeği ini Dersimd: çe- çirmiş ve uzun müddet hudutlarda çakçılık yaptığı için Şark vilâyetle iyi bilen Hamparsumu vâsi salâhi Erzincana göndermişti. karar verince gen: Hamparsum Erzincana geldiği ak - şam, kilisede bir nutuk irat ederex hal kı zenginlere karşı mücadeleye davet etmiş, zenginlerin istismar ettiklerini den evvel amele teşkili tirileceğini ve tları vücetda ge bundan sonra — işçilerin günde sekiz saatten fazla çalıştırılma - sına müsaade edilmiyeceğini söylemiş, nutkunu ? “— Sekiz saat çalışmalı, seklz axat uyumalı, sekiz saatsistirahat Vecizeleriyle biti ve şiddetle al - kışlanmıştı. ttmrül., Bu nutkun ilk tesirini bizim evde gördüm. Babamın dükkânında çalışan işçiler sekiz saat çalıştıktan sonra İş - lerini terketmişlerdi. Olup bitenlerden habeti olmryanı ba- bam işçilerimizin bu hattıhareketine hayret etmiş, onları kandırmaya çalış- mış, fakat bir türlü muvaffak olama muştr. Bunun üzerine “yeni hastalık., tes - miye ettiği bu vaziyetin diğ de sirayet etmemesi için dükkârundan kovmuştu. Vaziyet bu şekilde inkişaf oderek, içtimat hayatı altüst etmiş. memleketin iktısadiyatını kökünden — baltalamıştı. Köylere kadar nüluz eden bu praoa - gandaların okuyup yazması bile olmı - yan köylüler üzerine yaptığı tesicleri keşfetmek mşkül değtildir (Arkası darın ) $ miyait Meşhur Ingiliz casusu — MİS FLORÂ Yazan : ()sîa,'lw Miss Flora! Bu kadının adı, bütün Ht” hâlıralarında geçer, bütün cusllsn sergüzeşllerinde onun izleri, oDU parmağı Harbi Umumiı esnasında, (Görünmi- yen cephe) ler de dövüşen bütün <a - suslar, çoktanberi batıralarını yazı'ış lardır. — Bindenaleyh, halihazırda. t kanlı ve gizli harbin, efkârı umum:ye- | ©e meçhul kalan bir tek safhası yokınr Uzun müddet içine nüfuz edilemez bır | muamma olan meşhur miralay LâvLen | sin ölümünden sonra onun — hayıtı Va işte böylece, en ince teferrüatına kalar | meydana çıkarıldı. Fakat esrarengiz “Bayan doktor,, hakkında en ufak 'ir malümat dahi edinmek senelerce müm kün olamamıştı. Ancak bir müddctten- beri, onun hakkında yazılan kitaplar. kütüphaneler dolduracak kadar çok - tur, Şimdiye kadar bir muamma halinde kalan yeğgüne büyük casus, esrarengiz Miss Flora'dır. Miss Flora! Bu kadırın adı, bütün harp hatıralarında geçer, bütün casıs sergüzeştlerinde onun izleri, onun pör- Mağı görülür. Buna rağmen onun iz - minden başka hiç bir şey bilinmiyor, ve Bu ismin yanında ,hemen her zaman $u kayıt görünür: “Onun ne milliyeti, ne de hakiki ismi malümdu.., Şimdiye kadar onun hakkında alınan malümat bir kaç kelimeyle hülâsa e! lebilir. “L. S., , nın en kıymetli ajanı Miss Flora, Çİntelijans Servis) la kullandığı casusların en iyilerinden bi- ri ve belki de en iyisiydi. Almanyada, ve, harp sonlarına doğru işgal altınla bulunan Belçikada çalıştı.. En,; sergüzeştlere şayanı hayret bir Çesare' le atılır, müthiş soğuk kanlılığı ve ze kâst sayesinde bunların içinden kolay- lıkla çıkardı , Becerdiği işler sayılamıyacak kadar çoktu. Fakat her zaman ayni metodu kullanırdı? Öğrenmeğe memur edildiği sırları kimden alabileceğini şayanı hay- ret bir şekilde derhal seçer ve bu adam ister ihtiyar, ister genç olsun, kıişa Lir müddet zarfında onun metresi olurdu Sonra istediği şeyleri öğrenerek ve ya- hut ta, lüzumlu evrakı çalarak, bir sa- bah ortadan kaybolurdu. Alman dönan masının gizli işaretlerine ait evrakı çalarak, İngilizlerin İskajerak zaferii ton derece kolaylaştıran işte bu müt - hiş kadındır. Yine bir çok mühim hâdi seler vardır ki, hep ocun gizli faal'veti sayesinde, İngilizlerin muva/fakıye'iyle neticelenmi! Görülmemiş, ve işidilmemiş menkı- beler, şahitlerini heyecan ve dehşet için de bırakan inanılmıyacak kahramanlık.. İşte, bu harikulâde Misş Flora'nın şa- yanı hayret maceraları bövle hülâza e- dilebilir. akat öonun hakiki ismi netir? Nereden gelmişti? Şimdi ne oldu? Bü- tün bu sualler, şimdiye kadar cevapsır katdı. Mamafih. M'as Floranın kim oldu - | Bunu bilenler de, süphesiz, vok değil- di. Ruslardan biri de Oskar Pav'ılır ve Miss Floranın esrarını nasıl öğreniliği ni, gu aşağıdaki yazılardan anlıyarak - gınız. | Düşen bir tayyare | Tayyare harbi: İki düşman tayyare- | si karşılaşıyor. Bunlardan biri düsl - | yor.. Ve tekrar derin bir süküt exal Barıyor... İlk hattaki siperlerde bulunan as - kerler. yaralanarak yere inen tayyareyi heyecan içinde, gözleriyle takip ediyor- karsı kargrya bulunan ditg man sinerleri sratındaki bosluğa döş - | müştür. Her iki taraftati askerler. bu tavyarenin xendilerine ait olup olma - | edip etmemeleri lâ>zem | getlisini bilmiyorlar, Tayyarenin ankazı arasında hafif *i kareket görülüyor. Tayyarecilerden bi- ri hâlâ yaşıyor. Ayağa kalkıyor v2 a » nı ve ates gürülür y Ja ğırca yaralanmış Kadaşi olan AT enkaz altından çıkarıyof Bu esnad reci, ölüm ha sin & bir deliğin içine SÜ? timam gösterme ı kat arkadaşının dudaklarin tebessüm beliriyor: Neyt YA ceğini pekâlâ biliyor.. şına, cebinden cüzdani sını ve bunları nişanlı$ıNA nl"âd üyor. “Ona dersin Ki onu dJüşündüm. Ve bu sözler üzerintı yor. kurundan dışarıya kayıy' borbardımaz altından, kend A a ayağa kalkıyor, bir kaf 'd!.ıaıd # sonra tekrar yere yatarak © doğru sürüklenmeğe çalt! sından sürükleniyor.. ü Yüzbaşı Volmutu yeni pi'o'U .,u':'” ü ıukul.:ndl"' “n;#’ üzbaşı Eber Volkmti ÖĞ vazifesi başında bulunuyord .< Cüzdanla seati. k.,,,,;rır.lı""iv lim etmişti. Çünkü — bütüN g rağmen, betbaht ıırîııı*l_ııı'l Şafhauzen'in nişanlışmı pulami . Ği Genç kız meydanda -”kw;“yv' £ ler, yüzbaşının harp meydan” refli ölümünü — ve kendııin'f;'u_,l rütbedeki nişan verildiğini bildi zaman, o, ortadan k')'boımuy Bu aralık yüzbaşı / (Verdun)-önünde, garp-cep' W,İ" tehlikeli bir yerindeydi nıhfw,ql' lot olarak, yanında dev cüdseli l»d'; vardı. Bugün onu çok genç ? ru,.t' tihlâf ediyor. Dev cüsseli pilet”; duğunu sormağa lüzum VAF ":!,4'1*'1 Yeni pilotun çekresi hiç t6 bir adamın çehresine ben?' g, kerden ziyade onda bir gPS ye var. Daima arkadaşlarından V 4 lunuyor ve gözlerini garip * bir noktaya dikerek mütef or . sürünün sebebini sormak # - gelir? Herkes başkasını Belki bir az sonra tekraf * emri gelir.. Ve her uçuşta, #? belki de son uçuş olacağıf? “Nişalınmın intikâ almak istiyo! “*436 rakımlı tepenin C€f him askeri harekât var, 1#7 keşif tayyaresi gönderiniz-. Bu emrin icrası için ÜÇ “’7,, hal hayalanıyor. Bunların — 3 “Yeni,, nin' pilotlul ettiğ: dâl Volmutün tayyaresi de VAF” ler biraz sonra boz. bulutlâf HABE/ AKŞAM pPpost* ğ İDARE £ "’c".ddı Istanbul Ankarâ Z şil Pasta Kutusu : İstet 1 Telgrat adresi; İstanbU g Yazı işleri teletoNU! g48 1Care, ilân » İ Baylık — 100 « Sahibi ve Neşrigat V Hasan Ras? Başıldığı yer (VAK! 2 | ; İZLErE ZU # F2 TI ”y Ş Fdi Ki F

Bu sayıdan diğer sayfalar: