August 23, 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

August 23, 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Soğoman Tehliryun — Çeviren: &ğ. b — Mtihaş ve tercüme hakkı mahfuzdur — Hükümet meşrutiyetten sonra Taşnak fırkası erkânının kâmilen Rusyaya iltica ettiklerini görünce, şüphelenmeğe başlamıştı . Bir tarafta Anadolunun her tarafa dal budak sarmış komite teşkiltları, di ğer tarafta hükümetin ve komitelerin kontrol edemediği müsellâh teşkilâtlar anarşiye umumi bir mahiyet vermiş bu lunuyordu. İşte, umumi harp Şarki Anadoluyu bu vaziyette buldu Komitecilerin firarı Osmanlı imparatorluğunun nasıl w- mumi harbe iştirak ettiği malümdur. İttihat ve Terakki hükmeti tarafından Anadoluda alınan bazı tedbirler harbin geyri kabili içtinap olduğunu ihsas e- diyordu. Bunun farkına varan komite rüesası sessizce ve birer birer memle- keti terketmiş ve halkı başıboş bir hal- de bırakmıştı. Hükümetin komitecilere karşı vazi - yetini değiştirmesi, bir çok hâdiselere sebebiyet ver mişti Hükümet meşruti- yetten sonra anlaştığı “Taşnak fırkası erkânmn hemen hemen kâmilen Rus - yaya iltica ettiklerini görünce, daha ziyade şüphelenmeğe başlamıştı. Komi- te elebaşılarının Rusyaya firarı üzeri « ne, bazı Ermeniler halk: sükünete da - vet etmek istemişlerdi, fakat seneler - denberi devam eden propağandalar ne. ticesinde muhakeme kuvvetini kaybet- miş olan halk bu gibi sözleri dinleme. diği gibi, bu yolda çalışmak isteyen er- menileri öldürüyordu, Nitekim, halkr “doğru yola,, davet etmek istiyen dava vekili Aharon komi- te tarafından hiyanetle itham edilerek idama mahküm edilmiş ve sokak orta - sında öldürülmüştü, “Bükü müteakip Arap oğlu “Armen ayni şerait içinde komiteciler tarafından katledilmişti Civar vilâyetlerde vaziyetin ayni ol duğu haber alınıyordu. Her tarafta u- mumi bir gerginlik hüküm sürliyor ve büyük bir fırtınanın kopmak üzere ol duğu hissediliyorda, En ufak tenkitlere bile tabanca kurşuniyle cevap verildiği için, kimse komstecilere karşı söz söyle mek cesaretini gösteremiyordu. Mektep müdürü Dersimli Hampat - sum beni çok sevdiği için Erzincandan 4 uszdan evvel beni evine çağırdı Ye şu teklifte bulundu? “— Oğlum Soğomon! Seni ne kadar sevdiğimi bilirsin. Sana mühim bir teklifte bulunacağım. Kabul edeceğini de ümit ediyorum. Hamparsum bir dakika düşündük . ten sonra devam etti: — Komite merkezinden aldığımız e mir mucibince yarm akşam Erzincan - dan ayrılıyoruz. Diğer merkezlerdeki bütün mümessillerimiz de 24 saat zar. $ında Türkiyeyi terketmek emrini al. mışlardır. Vaziyetin vahim olduğunu sen de takdir edersin, Bu itibarla seni burada bırakmak istemiyorum. Yarın akşam sen de benimle beraber hareket edeceksin. Şimdi evine git, ve kimse. ! ye bir şey söylemeden yolculuğa hazı: lan", Çok sevdiğim hocanm bü sözleri be. nih arr sordum: — Erzincandan niçin ayrılacağız?. — Çünkü artık burada duramayız .. Tehlike var. — Halk ne olacak? — Biz uzaktan balkâ y ğiz. Burada kalıp tehlikeye maruz kal maktanşa, hariçten halka yardım çare- leri aramak vazifemizdir Hocanın bu sözleri beni tatmin ede memişti. Annemi babamı, kardeşlerimi yüz üstü bırakıp sırf canımı kurtarmak için kaçmayı alçaklık telâkki ettiğimi «Syledim Hamparsum beni ikna etmek, için uzun bir konferans verdi. Fakat bir türlü Kararını değiştiremedi. Neticede ararmzda şu şekilde bir anlaşma oldu. Dersimli Hamparsum, fırka erkânm- ylevemedim. Bir miüddat | rette bıraktı. Şaşkınlıktan evvelâ | | dan «ekiz kişi ile birlikte Erzincandan Kafkasyaya gidecek, vaziyeti oradan idare edecekti. Ben de muvakkaten fır kanım idaresini elime alacak, emniyet ettiğim arkadaşlarla beraber vaziyetin zabma göre hareket edecektim. Ertesi gece, Dersimli Hamparsum ile arkadaşları gizlice şehirden ayrıldı- lar. Hocanın firarı haberi halk üzerin « de derin bir tesir yapmıştı. Hasımları - miz? — Bu komiteciler hep böyledir, başt- mızı belâya sokar, kendileri kaçar gi- derler.. diyerek halkı tahrik ediyordu Arkadaşlarımızın bir kaç gün için Er- zuruma gittiklerini ve bir haftaya kadar döneceklerini söyliyerek efkârı umu - miyeyi teskine çalışıyorduk. (Fakat kimse bu sözlere inanmıyordu. Civar vilâyetlerdeki O komütecilerin de firarı haberleri gelince, umum endişe bir kat daha artıyordu. Bu vaziyet karşısında halk arasında da bir hicret hastalığı başgösterdi: Se- ferberliğin ilân edilmesi bu hareketin daha #iyade umumileşmesine sebep ol- du. Vaziyet! müzakere etmek üzere mem lekette kalan arkadaşları 30 Teşriai sani 1914 tarihinde Çanlı Vank ma - nastırında toplantıya davet ettim Bil âhare tevkif olunan arkadaşımız Dikran Papazyan Kemah Merhasasını da top- lantıya çağırmıştır. Kuruçay mahkeme azasındin Mığır- dıç müstesna olmak üzere diğer bütün davetliler» #öplahtiya göliişti Kema merhasası toplantıyı açarak birdua o- kuduktan sonra sözlü bana verdi: Derhal ayağa kalkarak davetimize icn bet ettiklerinden dolayı hazrruna te - şekkürlerimizi bildirdim. ge. Güzel Türkiyed ol, Bursada tarihi Nüöfer çınamı Ve bir saat süren uzun bir nutukla vaziyeti tetkik ettim. Diğer arkadaşlar da söz alarak düşüncelerini anlattılar. Bütün hatipler vaziyetin son derece va- him olduğu hususunda müttehit bulu. nuyordu. Uzun müzakerelerden sonra, komitelerin her nevi faaliyetten sarf nazar etmelerine, ancak herhangi bir taarruz karşısında mildafaa tedbirleri a- unmasına ve fevkalâde £ vaziyetlerde tekrar toplanmıya karar verildi. Kemah murahhası ile diğer davetli- ler Çanlı Vork manastırından ayrıldık» komite tan sonra, biz kendi aramızda halinde toplanarak omüzakerelerimze devam ettik. Bu toplantıda, yabancıla- rın huzurunda tetkik edilemiyen bütün meseleler incelen inceye tetkik edilmiş ve mühim kararlar verilmişti. Bu arada herhangi bir katl'âm haberi alınır alm» maz Erzincanın kâmilen ateşe verilme- sine karar o verilmiş, bu kararın tatbiki için de mufassal bir plân hazırlanmıştı. Maalesef bu kararları vermekte çok geç kalmıştık. Hükümet daha evvel ted- birler almış ve ermeni ileri gelenlerini tevkif etmeğe başlamıştı. Bu vaziyet kar şısında ben de korkarak kaçtım. Ne an- neme, ne babama, ne kardeşlerime bir haber bırakmadan . Bir ay Dersim kürtleri arasında Kimseye haber vermeden o kaçmış- tem Beni de “Taşnak,, diye haber ver. mişlerdi. Nereye gideceğimi ide bilmi- yordum, Tevkif edilmek korküsiyle da ğ- ları taşları aştım. Bir müddet sonra bir ormanlığa girdim. Büyük bir ağacın di. binde oturarak ne yapacağımı düşün »- mek istedim, fakat dımağım işlemiyor. du., (Devam var) en manzaralar A 5 23 AGUSTOS <1” Meşhur İngiliz casusu MİS FLORA Yazan : Oscar EE 3— h Intellijans servis, ingilterede çalışa" ge man casuslarının listesini ele geçir” muvaffak olmuştu Flora, daha içeriye girer girmez, sö- ze şöyle başladı: — Size derhal haber vermeği tercih ederim ki, oldukça beceriksizim. Esa » | sen mecburiyet tahtında buraya gel - di yım.. Mademki beni ancak tasus ola - rak istihdam etmek istiyorlar, casus © lalım. Bu vaziyet dahilinde, beni İngil- tereye karşı kullanmanız daha h fi olur, çünkü oldukça iyi İngilizce bili- yorum . — Bu lisanı nerede öğrendiniz? — İki yaşımdanberi oObir İngiliz dadının elinde büyüdüm ve annemin 5- lümünden sonra beni o büyüttü. Eğer hiç bir hâdise vuku bulmasay- dı, Flora Brükselde kalacak ve girdiği muhitlerde duyduğu şeyleri, her gün bir rapor şeklinde şeflerine verecekti. Hülâsa, o da, işzal edilen mıntakalar da dolaşan yüzlerce basit casustan biri olarak kalacaktı Fakat kaderi bu değilmiş. Yüzbaşı Berg, ona, bazı gizli talima- tı ihtiva eden bir sürü evrak vermişti. Genç kız odasına girerek evrakı henüz açmıştı ki kapı vuruldu ve casus büro- sunun müstahdemlerinden biri içeriye girerek kumandanın kendisini çağırdı - ğmı haber verdi, Vukubulan hâdiseden, ancak en mah rem şeyleri bilenler haberda:dılar . İntellicens Servis, İngilterede Çalı- şan Alman casuslarının listesini ele ge çirmeğe muvaffak olmuştu. Bunun ne- ticesi vahim olabilirdi Meşhur yüzbaşı Berg, ayni oyunu İngiltereye oynamak, İstiyordu. Nahrihten - Bür> Flora, büyük bir heyecan içinde bü- ronun kapısını vurdu ve orada, büro şefi meğe geldiği neticesi çıkarılıyordu. olan miralayla birlikte bir müddet ev- vel kendisini kabul etmiş olan yüzbaşı Bergi de buldu. Genç kız içeriye girer girmez, mi- ralay dikkatle onun gözleri içine baka» rak, İngilizce sordu: — Her halde İngilizce konuşuyorsu- nuz değil mi?. Flora da sakin bir tavırla cevap vers di: — Zannederim.. Miralay bir an düşündü, sonra de - vam etti? — Berlinden sizi hararetle tavsiye ettiler. Siz, harp ıceydanında şerefle ö- len tayyareci yüzbaşının nişanlısısınız, değil mi? Ayni zamanda aldığınız, son derece milliyetperver terbiyenin, size ber işte itimat edilecek derecede kuv - vetli olduğu haberi veriliyor. Size son derece mühim bir vazife vermeği karar İaştırdık, Bu akşam Londraya hareket edeceksiniz. — Londra mı? Oraya nasl gidehi - Virim? — $imdi — anlayacaksınız. Evvelâ, Holandaya gidecek oradan da, munta - zam pastport ve kâğıtları hâmil olarak hiç bir mânie maruz kalmadan Londra- ya geçımeksiniz. Size gayet mühim ve gizli bir iş verdiğimiz için, elinize kiç bir evrak teslim etmiyeceğiz. Size ve - rilen vazifeyi ve şifreleri ezberliyecek- siniz ve Londraya gelir gelmez, ajan'a. rımızdan birine müracaat ederek ondan icap eder bütün malümatı alacaksınız, Cesur, çök cesür ölün, İngilizler sizden şüphe etseler bile kat'iyyen korkma - yen, çünkü aleyhinize hiç bir delil bu - lamıyacakları için, masumiyetinizi her zaman iddia edebilirsiniz. Londraya gelen genç Amerikalı kadın İşte böylece, 48 saat sonra, Flora, hududu rahat rahat geçerek Londraya gelmişti, Kâğıtlarından, genç bir A. merikal: oldüğu ve bütün seyyahlar gi- bi Londranın görülecek yerlerini gez « Fiora, ilk defa Londra — harp ha - « Pekâlâ biliyorsunuz ki, pilot ol » | mak istiyordum, Fakat artık ne yapa » | g lindeb ulunan Londra — oka kınca, gayet büyük bir hoğbisi et * y yergi setti. İçinde sürüklendiği nâ, artık o kadar fena görü”. İ Talihin, kendisine güle Zi gine itimadı vardı ve yoğu” müşkül işin İnodudu geçmek a yar ve bundan sonra fazla yılaşmıyacağını sanli Paro yak” Asıl vazifesine gçelimer, BUNE gii kındâ ancak şunu biliyordu!“ pagi” çektin rei #abitinden, Almanyada casuslarının Mistesini ÖĞ — Bu kolay bir iş de m pire > İ Diye düşünüyordu. Pi yeti “ fena düşünceleri ber 3 cak bir şey düşlünmeğe gal Li Yüzbaşı Şafhauzen'in i» mak, Flora, Pikadilli yakınınd. ye büyük bir otele inmişti. B* ğ aret etmişti, Ona AYN , ie) Londraya gelişinin ertesi EM ş saat orda Nahrihten — e zi nile temasa gireceğini de di. cak çö Ajan, onu telefona çağı" yer yanlışlığa mahal verilmemek © sef” ralarında şöyle bir muhabet? edecekti: — Merhaba, Bayan, Hyde yi ta bir gezinti yapmak iste” — Çok nazikeiniz, fakat O yle ttüm, bunun İŞİ ya inti yapmak is*€ #" — Pek güzel, şi halde inin hellinde buluşabiliriz. — gif — Pekâlâ, fakat ancak mi 4 Kırmızı karanfi! Fiofa'hın Brükselde aklıği işte bu idi. Bu mükülemeden a ret edilen randevuya gidecekt bir gazete bulunacak ve b a paze gibi, likayt bir şekilde 0” tu. Eğer, bazı sebeplerden ge buluşamazlarsa, genç kız bİS Trafalgara gidecek ve Ajanın kendisini tanıma iki dakikada bir, aynasın! çine kacaktı. Eğer Ajan gene ©" sa Hitahall sarayınm m ” falda genç kızım göğsünde karanfil bulunacaktı. 3 Muhayyel bir mü a Ertesi sabah, mukarr€* telefon çalındı. TA Genç kız, heyecan ii ger ahizesini aldı ve derhal olan sözleri duydu. — Merhaba, bayar, BY9 bir gezinti yapmak ister isini. Flora heyecandan solu! — Evet, evet... i Dedi, Fakat derhal kepi” K yarak: ” — Çok naziiesiniz, takat © ayle kendimi üşüttüm, Bunun igin #un bir gezinti yapmak isteni yde © Talimat mucibince Aja” vâp vermesi lâzımdı? yi Li — Pek güzel şu halde M# Tinin holünde buluşabiliriz J pera! yi HABE AKŞAM pos”? ioane EVÜ Istanbul Ankara ©. Pile ku 1şi90* Telgrat moresi: istan? gf! Yazı işleri test0nU” ç4$f ide. ilân » Sahibi ve Neşriyat a vw Hasan Rasih” Basıtdığı yer (VAKITİ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: