September 29, 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

September 29, 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 EYLÖL — 193? Cinayet ve aşkromanı Agatha Christie'nin bu güzel romanı — Nereden bulalım? O ihtiyar ka- N ahbaplarını, yaşayışını, düşman- Mı, mirasçılarını bilmiyoruz ki.... Delikanlı, tereddütle, tekrar sordu: — Bende bu caniyi aramak merakı neticesi tecesslis mi sanıyorsu- ; — Başka ne olabilir? Norman Gel, devam etti: — Bir cinayet, bazan çok masumları beraber sürükler. Bunu ne siz yaptı- , ne ben...... Fakat Ezrail kanatlarını trek yanımızdan geçti. Neticede üzin de aleyhine bazı şeyler cereyan tbilir. Bütün serin kanlılığına rağmen genç * ürperdi: — Aman böyle konuşmayın... Beni | kutuyorsunuz... — İtiraf ederim ki ben de korkuyo- Altıncı kısım İki polis arasında.. Puaro arkadaşı komiser Jap'ı ziya- “* gelmişti. İngilir, onu gülerek kar- | *it Übte tıkacaklardı. Başımdan asla böyle vaka geç- N!. Hem de bütün mesleğim müd- ihee.... î_, — Eb, ne dersin, bazan romanlarda (Fülüyor ve: Polis hafiyeleri cinayetle w“"'ılı uğraşa, neticede kendileri cani l SYorlar. O aralık içeriye, akıllı yüzlü, ince u- İ bir adam girdi. Jap, prezante etti: * Bay Furniye. Fransız zabıtasın- 2 meşlektaşınızdan .... tanışır mısı- Furniye: — Tabil:. - dedi— Kaç kere- bay dâro ile birlikte çalışmışızdır. Heti dürümüz bay Jiro kendisinden dal- baseder. Sonra, ikisine birden hitaben : )q_* Bu akşam yemeği beraberce yi- a. Ölen kadının avukatı bay Tibo Relecek. Başbaşa görüşmüş oluruz. | — Maalmemnuniye! Puaro ilâve etti: h — Ben zaten bu işle uğraşmak isti- Zira efkâr; umumiyeye karşı iyetimi ispata mecburum. İap katılıyordu: |— Ne yaparsıni ?.. Jürilere, hareket- Nizle emniyet bahşedemediniz.... A- " hayatımda bu kadar gatip vaka- Tastlamadım. t Mükemmel bir lokantada yemek &. O müddet zarfında iştihaları ka- Maşın diye hiç cinayetten — bahset- rxdî)er. Kahveler içilirken Jap, bay 5:_7' kadın hakkında bildiklerini söy -< İ ye baylar... Burada lâan daha rahat konu irim. Maamafih size fatla bir şey | Temem imkânsız, çünkü bayan Ji- İ bususi hayatına dair bir şey dem, Mazisi benim için Üygetldür. Fakat zannederim ki, vak- K * bayli güzelmiş. — Sonra çıkardığı Siçek hastalığiyle yüzü berbat ol- )_Ş Bence o müşterilerini âdeta man g *ma ediyordu. Bakışları çok naliz- ö Son derece kafalı bir kadındı. Tam , “ünı! Hiç bir zaman hissine mağ- ga 'lmaz, her şeyden hesabımı etdi. I.:'ğm içinde mümkün mertebe na- & ve doğru olduğunu söylerlerdi. W SON sözleri * baktı. Polis memuru: K Evet! - dedi, - Kendince namus- "Uş. Lâkin ne de olsa mürabahacı.. “tan durdu; sonra devam etti: u_: -.» kadın adaletin eline — geç- O0 herhalde cezaya çarpılırdı. Yükat: — Neden? '.,_: Çünkü şantaj yapıyormuş. O, Nuy HYayı adi bir senetle bile veriyor- "’ln “ükin kibar müşterilerinin — bazı İy, TTA vakıf olarak parayı zamanında B THek istemezlerse tehdit ediyor- ç Bu işlerde cidden ehilmiş... TÜ masebir vablasarak * evvel he öylerken dönüp Furni- e Geçmiş olsun, birader! Az kaldı | Maamafih icra ettiği bu kötü | (VAZNO) tarafından türkçe, — Evet, bütün müşterilerini rez. ten son derece korkan İnsanlar arasın dan seçermiş. Zaten kendisinin mükem- mel bir hafiye teşkil, kime borç para vermek lâzım gelirse, o- nun hakkında iyiden iyiye tetkikata gi- rişirmiş.. Buna rağmen bayan Jizel ken- ti bile varmış ve di çerçevesi dairesinde kendine mahsus şekilde namuskârmış.... Meselâ ona kar- $t dürüst davrananların sırrı hiç bir za- man faşedilmemiş. — Demek bu gizli tetkikatla elde e- dilen gırlar, onun de birer rehin ma- kamında saklanırmış? — Evet. Hem de bunları - icabında kuvvetli silâh olarak kullanırmış ki.. Hiç merhamet etmezmiş... Polisçe bu cihetler malümdü. Fakat elimize maddi deliller geçmediği için işe karışamaz- dık, — Bu tehditlerine rağmen borç a- lan insan ona parâsırır iade etmezse ne yapıyordu? — ©O rzaman o sırla alâkadar bir ikinci yahut üçüncü şahs haberdar ediyordı Puaro: olar derhal — Peki ama, parasını bu yolla ele geçiremez ki... — Evet... Bazan kaybediyordu. Fa- kat bu, diğer borçlulara ders teşkil et- mekteydi. Jop, başını kaşıdı: — Şimdi bunları bırakalım da miras meselesini düşünelim. Bu kadının ser- vetinden kim istifade edecek acaba?... Herhalde bay Tibo bunu bilir. — Onun bir kızı olacak. Pek küçük | yaşındanberi annesinden — uzak yaşar, Son senelerde bayan Jizel, bütün serve- tini ona bıraktığına dair bir vasiyetna- me imzaladı. Ufak bir parayı da hizmet çisine ayırdı., Puaro sordu: — Serveti muazzammış galiba.... Avukat: — Evet! - dedi. - Aşağı yukarı sekiz dokuz milyon var. Puaro, dudakları arasından biz v salrverdi. Jap hayretle: — Allah allah.... Kılığından da hiç belli değill Dur bakayım, sekiz dokuz milyon aşağı yukarı yüz bin İngiliz li- rası ediyor ! Fransız polis hafiyesi: — Kerimesi zen, olacak, deşeniz e.... - dedi. Komiser ilâve etti: vi ki tayyarede yoktu. Yoksa annesini öldürdü diye hepimiz şüpheye düşerdik. Acaba kaı şlarında vardır? — Pek katf söyliyemem.... dört, yirmi beş olmalı, — Neyse.... O cihet mevzuu bal değil. Cinayetle alâkası yok.. Şantaj me- selesiyle alâkadar olalım. Tayyarede o- nun — kompartımanımda bulunanların hepsi, kendisini tanımadığını söylüyor- lar. Herhalde birinden biri yalan atı- yordı Bunu keşfetmek bize düştü. Bayan Jizel'in hususl evrakını araştır- mak lâzım, Değil mi Furniye? — Azizim.... İngiliz polisi bana tele- fon eder etmez, ilk işimiz kadının evine gitmek oldu. Kaşsası vardı. Fakat içinde- ki kâğıtların hepsi çıkarılmış, yakılmış- tı. slık Yirmi — Yakılmış mı?... Kim yapmış?.... | Niçin? — Bayan Jizel'i dık olan Eliz isminde var- dır. Hanımı ona tenbih etmiş: “Başı- et gelecek olursa, kasadaki evrakı derhal yak!,, demiş (Devamı var) r hizmetçi HABER — A n w ğgnün RM' 115 sene evvel bugü Portekiz Kanlı bir isyandan son | meşruliyet idaresine nuvaştu | Donna Marya kardeşi! itarafından tahtından indirildi fakat... Birinci Napolyon zeumanında Portekiz Va. | miş ve kral hanedanı — Lizbondan hieret etmek mecburiyetinde kal, Üa e Brezilya, diği gibi yaşamağa İşte bu canada Viyana kangresi altıncı Jant ekiz kralı olarak tanıdı ve — kendisine Si bildirikli. | başladı. avuşmuştu. — Hayatından memnundu. Riyodejaneroyu bırakıp — tekrar Portekize gitmek, yeni bir takım — gallelere nek manasızdı. Yalnız yeni impa. ratorluğunu birakmamakla beraber Porte. zi de ilhak etmeği dü, lak olacaktı. Öyle yaptı. Fakat kurtun öndü. Bu daha par. bir kmç sehe sönra, Fransızlardan hişarları altına gir #ttiler. Portekiz (ki Portak v başka milletin istifade etmesini dıyatındı hazmedemediler. İspanyanın yapmış olduğu gibi ayaklanarak meşrutiyeti kabul — ettiler. Limanlarından meycut kaçırdıar. İngiliz — gemüerini Altını n Riyodejanero a kalamadı. 1 İ günü 115 se ne evvel bugün Bükümetini tasdik elti. Bu suratle Portekiz | n bir küçük bayan kendisine pek sa- | meşruti İdareye kavuşmuş oluyordu. Yulm olacaktı endi bir mesele vardı. Brezilya ne Buraya kim bâkim olacak Jan tabli oradaki nüfuzumnu muhafaza «. diyör ve her İki tarafı idara etmeyi düşünü. yordu. Bu da imkânsız bir şey değildi. Wa. kat Cortesler (1) bu şekle iliraz ettiler. Biy. velâ Bresilyanm tamamile kendilerinden ay. rılmasını istediler. Sanra aleke h Brezdiyanın bir mü linde kalmasına razı oldular. Bu haber Brezilyaya gidince bu sefer ot. lar ayaklandılar. : Biz, Hiçbir vakit Portekiz müştemişkesi otmağa.razı olamayız. Hükümet olmak 1>in nemiz eksik.. dediler. Jan, Brezilyadan ayrılırken yerine vekil olarak oğlu Don Pedroyu — bırakmıştı. İşte Beezliyalılar imparatorlarının oğlunu kendi. dörine yeni imparator * Don Pedro memleketini fevkalâde iyi hir surette idareye başladı. Tebeası kendisinden #on derece memnundu. n ettiler, Yalnız bir kaç sene sotra Portekizde kral nn Jan ölünce Portekizliler Don Pedroyu çağırdılar. Brezilya imparatoru baba vata. muri btrakmak istemedi. Ancak — kendisi de Cenubi Amerikayı berakmak taraftarı değii. di Portekize kızm: kraliçe naabetti. Portekizliler buna hiç illrar — etmiyorlar. dı. Fakat Don Pedronun kardeşi Don Mignel topladığı bir miktar taraftarla hemşiresini tahttan indirerek kendisini kral ilân etmeğe muvaffak oldu. Meşrutiyet Ydaremi bir türlü takarrdir ede. miyordu. Dan Pedro kızının uğradığı Akibet ten son derece mütcessir oldu. Brezilya im. paratortuğunu oğluna bırakarak kendisi Pa. rise kızt Donna Maryanın yanma gitti. Mak Badı onu bekrar kraliçe yapmaltı. Papa, bunun da fırsatımır buldu. kiz İmparatoru Don Mignel bazı Fransız tüccar larına Lizbonda fena mua çarak Fran sızları hiddetlendirmişti. Fransa — hükümeti bu muameleden dolayı tarziye isteyince de ile red cevabi. Vermişlerdi. — İşte bu Don Pedro için bir fırsattı. Pransız donanma at ile Lizbona girdi. Kardegini mağlüp ederek kızı Donna Maryayt tekrar tahta geçirerek Portekizin meşrut! idaresini yaşatmağa mu- vaffak oldu. Niyazi Ahmet Tü) İspanya ve Portekirde mebuslara ve. rilen isim, Tonton amca Bay Wolfgang Fingestein'ı idam ettiler... Yazan : (Ültüyana) devleti arazisi içinde asır lardanben devam eden yahudi aleyhtar- hğı, artık son haddine varmıştı. Bütün şehirlerde yahudi mağazaları taçlan: . yor, yahudi mektepleri kapatılıyor ve yahudi mezarlıklarına apartımanlar ku- ruluyordu . Zaas itibariyle hükümet bu harekete taraftar değildi. Fakat halkın — zapte- dilmeyen temayülü, tam bir demokra. si ile idare olunan (Ülüyana) da, hükü- metin de riayete mecbur kadkles c'dal şekline girmi Bu makaddes cidalin altında asıl se beplerin ma'şet ve ekmek davalarıma dayandığı ve (Ültiyana) da son gün-. | lerde başlıyan iktısadi buhranın doğru- dan doğruya yahudilerin entrikaları e- seri olduğu, filhakika erbabı izanca meçhul değildi. Fakat bir milli hareke- te ülelâde ma'şet ve alış veriş mesele . kerini karıştırmayı bu hareketin hayat ve Hevamı için tehlikeli görenler, işe büsbütün ideal bir mahiyet vermek lü- zumunu haklı olarak idrak etmişlerdi. Bay (Wolfgang Fingestein), - (Ülti- yana) nın en ileri gelen bankerlerin « dendi. Memlekete bir çok daları do. kunmuştu. Devlet merkezinde 32 tane apartıman, (128) toptancı mağazası ve #nde (762) memur çalışan bir banka- B vardı. . Aşağı yukarı (1 0) vatanklaş, ya- hudi banker sayesinde karnını doyuru. yor ve Avrupa piyasalarınkla ! borsala- rında ve mali mahfellerinde hürmetle anılıyordu Yahudilerin hesaplarını görmek üze- re teşk'i edilen komisyon, evvel emi de sorgüya çekilmesi bir Watesini yaptı ve bu listenin başma hanker (Wolfgang Fingestein) in ismi- ni geçirdi .Kendisine bir kâğıt gönde. rilerek filân tarihte hayatına ait bütün evrak ve vesaiki yanına alma- € ve komisyona gelmesi bil, Tâzımgelenlerin ve işine O gün banker kom'syon huzurunda açık bir alınla otuz beş senelik ticaret bayatmın hesabını verdi. Apartımanla- rın beher katına isabet eden beherine verdiği parayı nereden ka - zanldlığını ve milli bankalardan Üüç ta. nesini ayakta tutan mevduatına ait me- tuğlaların telklierin beherin'n nerelerden, ne & retle geldiğini bertafsil anlattı. Kom yon azasr, hakçası söylenirse, bu düz . gün hesap karşısında apışıp kaldılar, Sıra yahudinin nesline gelince o, evvelkinden daha geriş jestlerle ve ar- tık kurtulmuş olduğundan emin bir ta- vırla ve sesle dedi ki: — Beş tane yetişmiş oğlum var. Bi- rincisi otur üç yaşındadır. Londrada | mili? emlâk bankasında idare meclisi | reir'dir.. Tkin: Nevyorkta (Brodway — Bank) ta ikinci müdüdlük yapıyor. Üçüncüsü ve dördüncüsü henüz yirmi dört ile yirmi yedi yaşları arasındadır. lar, Her ikisi de Varşovada devlet ban- kasının idare meclisinde azadırlar. Be- #inci oğlum, en küçükleri, yirmi bir ya- şındadır. Bir hafta evvel aldığım bir mektupta Brezilya (Ticari kredil bankası) nın umumi? müdürlüğüne inti. hap edild'ğini bildir/yor. Banker sözünü henüz bitirmemiş idi ki emekli bir general olan komisyon re- is? yerinden fırlayarak bağırdı: — Nasıl Hepai de bankacı mı bun - ların? . — Evet, elendim.. Hepsini bu mes- lekte yetiştirdim.. Beşi de babaları gibi bankacı oldul. Hhan Tarsu Komisyon azası biribi. üzl rine baktılar, Kaybettiği parayı | çocuklar gibi kahkahalarla gülmemek için kendilerini sıktıkları yüzleriniden belt | Reist | — Sorgu bitmiştir. Meseleyi müzake | re edeceğiz... | — Dedi. Bir düğmeye merbutmuş gibi ütün aza yerlerinden kalktılar ve diri | kolunda yan odaya geçtiler . (Wolfgang — Fingestein), yerine oturdu. Salonda çit yoktu. Bir Havana cigarası çıkararak tutuşturdu. Etrafına bakınidı. Derken soldaki camir kapıdan iki tane tüfekli Jandarma girdi. da durdular. Banker, onlara yan gözle baktı, tit- redi. Fakat bunlar mutlak kendisinden sonra sorguya çekilecek maznunlara mahsus olacaktı,. Yoksa kendisi o kadar temizdi ki ve bu temizliğini o kadar a. çık şekilde isbat etmişti ki, komisyo - Kenar- nun bir şey yapmasına imkân bile vere- miyordu. Birdenbire salonun, sonra kocaman binanın her köşesinde keskin xiller öt. meğe başladı. (Wolfgang) yerinden sıç radı ve benzi kül g oldu. Etrafma | bakınldı benzi kül gibi olmuştu. Herkesin başı önüne eğilmişti ve jan- darmaların silâhları parlamıştı. Camlı kapı açıldı. Komisyon azası, dizi kolu bhalinde, ve topuklarını yere vura vura yerlerine doğru yürüdüler ve bir düğ- | meye bağlı imişler gibi hep beraber o- turdular .Reis tekrar kalktı.. Gözlerini bankere .: — Kalkırız / * (Wolfgang) sanki sandalyeye yapış. tı. Jandarmalardan biri yanına gel- di, yardım etti, banker ayakta durur | ken iki tarafa tallanıyordu. Janidarma kolunu tutarak onu olduğu yerde sal. lanmaz kıldı. Reis ezbere bir karar okudu: — Bankalar vasıtasiyle yalnız mu. kaddes (Ültiyana) ülkesini ve savalir (Ültiyan) milletini değii, aşağı yukarı bütün dünya memleketlerini ve bütün dünya milletlerini istismar cden, soyan ve bunü ailesi için menhus bir meslek hal'nde âdame ettiren (Wolfgang — Fingestein) in suçu bütün suçların fev- kinde olarak ağır görülmüştür. AN ko. | misyonumuz kendisini idama mahküm ediyor. Hüküm yarın sabah güneşin tulüundan iki saat evvel infaz edilecek- tir « ... Erteri sabah Bay (Wolfgang Finges. tcin) i, güneşin tulüundan iki saat ev- vel kışlanın bahçesinde, kurşuna diz . mek suretiyle, idam ettiler. İlhan TARUS Ingiliz Harbiye Nazırı Fransız ordusunu methediyor Paris, 28 (A, A.) — İngiltere harbi. ye nazırı, Parisi terketmeden evvel kı. saca beyanatta bulunarak Fransanm milli müdafaa teşkilâtını beşer dehası. nın vâüsı) olabileceği mükemmeliyet de recesinde bulmuş olmaktan mütevellid memnuniyetini beyan etmiştir. Mumaileyh, Fransanın çatısmı teş. kil etmekte olan Fransız askerlerinin vatanperverliklerinden, kuvveli mane. lerinden ve mukavemet kuvvetle . rinden pek mütehassis olduğunu be. | yan etmiştir. İngiliz harbiye nazırı, Fransayı o . | mun mukadderatı hakkında sarsılmaz bir itimada sahib olarak terketmekte olduğumu söylermiştir. viyel

Bu sayıdan diğer sayfalar: