1 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

1 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Doktor Arasın avdeti münasebetiyle ... Yazan: Şekip Gündüz Dış Bakasımız Tevfik Rüştü Aras bugün Büyük Şof (ırafıı;ün_ kabul” edildi. Aras'ın #on seyahati Avrupanın pek mühim meseleler ve hâdiseler içinde bunaldığı bir devre tesadüf ettiği için Türkiye başmurahhasının MiL letler Cemi müzakerelerini bıraktp memleketine dönmesi Büyük Şefin ir. şadlarına her zamandan ziyade muhtaç olması suretinde tefsir edilebilir. Dış Bakanımız Nyon konferansında meadeketimizi temsil etti. Nyon mu. kavelesini memleketlmiz namına imzaladı ve Milletler Cem yeti asamblesinin meğalsine iştirak eyledi. Kısa bir zamana sıkışan bu derece çeşitli sıyasa hâdi. selerinden sonra Dr. Aras'ın Büyük Şefinden yeni irşadlar ve yeni direktifler almıya ne derece muhtaç bulunduğu meydandadır. Doöktor Aras sulh taraftarı Türkiyenin son on yıl içinde devamlı temsil vazifeleri vere vere Bülh taraftarı diplomatlar arasında mümtaz bir mevkie yükselttiği bir devlet adamımızdır. Onun bütün mesleki şerefi, uzun ve yoru. cu Mesaisinin bütün seyrini Milli Şefin direkliflerine gayet hassas bir itina | ile uydurabilmiş olmasiyle hulâsa edilebilir. ( Aras diplomasiye Kemalizmin bir talebesi olaraâk girdi ve Kemalist eko. lün bu sahada çok kıymetli bir istidadı olarak inkişaf etti. Onun diplomasi gBahasında gösterdiği her muvaffakıyet tamarsiyle Kemalizmin bir muvaffa. kıyeti suretinde kabul edildi. Zira Şefi tarafından verilmiş bir — direktifi hiç olacak, Duradan başka yore başına ben geçeceğim. Bükiden on i doküz kuruşa mr salıyordunuz? Ben sizden. üç ay müddetle yirmiden Bairadei seniye rakı yasak ! Zehirli rakılar sulikastı! — Yazan : Aka Gündüz — ÜÇÜNCÜ FASIL — Ragıp paşa KA Ali beyin gözbebekleri. ne bakarak bir daha gordu: — Haydi bakalım, söyleyiniz. Nami ant. tıracaksınız? — Arzedeyim etendim. Nasti yapacağını! Tanâleref — önceden söylemiyecağim, Şanra bana bir şey kalmaz. Bendeniz — şunu teklif ediyorum: Umurcayı eskisincden daha çok ve dahâa pahalıya sattıracağım. Yalnız bir mu. | kayele yapalım, Lmurcanm — bir tek deposu verilmiyecek. alacağım, Fakat fabrika' gecoli gündüzdü çalışmağa başlaya. bir memleket diplomatının onun kadar sekter bir neticeye » ulaştırdığı görüL medi. — Doktor Aras mutadı veçhile bu sabah da gazetelere hiçbir beyanatta bu. lunmamıştır. Binaenaleyh —Son seyahatindeki siyasi faaliyclinin manasmı ekselânsın Belgraddaki meslekdaşlarımıza yaptığı kısa beyanattan çıkarmak lâzımgelecek. ' . Muhterem Dış bakanrmız Belgraddaki arkadaşlarımıza şöyle demiş: “Avrupadaki umumi siyasi gerginliği bir dereceye kadar — tadil! ettiğimizi söyliyebilirim.,, Dünya diplomasisinin son beş yıllık çalışması “harbi uzaklaştırmak, ga. yesi etrafında teksif edilmiş bulunmaktadır. Harb dünya diplomasisini yeni bir imtihana davet ederken tehdidlerini bugüne kadar görülmemiş derecede meçhulü çok bir muadele halinde yeşil masalarm Üstüne koymuştur. Sulh is. teği cihanda ne derece artarsa artam,harbi icab ettiren sebebler ve ihtilâflar /Ortadan kaldırıtmadan cihanm tam ve devamlı bir sulha ulaşamıyacağı anla- gılmış bir hakikat olduğuna göre Avrupadaki son çalışma devresinde diplo. m:l_hin umumi tehlikeyi yine bertaraf edememiş bulunduğu anlaşılıyor. " Hapbi çekinilemez bir rıyazf zaruret haline koyan sebebler el'an mevcut. tur. Harbin bütün dehşetiyle tehdid edilmekte olduğunu gördüğü halde dünya Kâlâ ihtil ve tezatlarını tasfiye edememiştir. Fakat " bütün bunlara p gmmmg&umua. imkân ve ihtimal brrakılmamıştır. Yani diploma. BÜÇ her nekadar harb facteur'lerini imha edememişse de bunun karşısı. na ettiği derecede kuvvetli, sulh facteur'leri koymak hünerini göstere. ihtilâflarını ti Lükin harbin her uyuşukluk, bir. paslanma an kları de yih rişi ile insanlığın harb “inatinct” ninde bir muhakkaktır. Harbin hâd bir tehlike olmasma, müzmin bir tehlike oluşu elbette tercih edilir. n 've Avrupa merkezlerinde yapılan mendirek, ölümlü harp la bir parça görletmektedir. Yoksa Avruapnm bir sak. Çünkü yetiştirememek ihttmali yüzde hazretleri! Hayır ne deliyim, ne serseri. Za. tı devletinizi de dolandırmak fikrinde doği. Hm, Sizdet para pul da islemiyorum. — Müukavele yapmam. Fakat size çifaben #öz veriyorum. ? — Bizin dostluğunuzu herkes tanır. Sözü. nDüze tamamen ıyorum. Şifahi mukavele oldu. EAtip Ali bey dostunun yunma koşup gel. di. Vaziyeti müjdeledi. Sarı Viyolet — hemea gçe başladı. Klinde dolabirda kalan son par. ça elmaaları sattı, apartımanın eşyasn: 1po. “tek etti. Feriköyündeki ev hismesini karşılık göstererek yüzde altmış faizle tefeci Acem para kaldırdı. Bu suretle — dört beş yüz Altma yakın sermaye tuttu. Çiçekeçi sokağımın başındaki Fransızlı Pet. ronUN Meyhanesinde VAternacılık eden Kız 'Todott'yi çanta Ve geyyar tütüncülük eden sakallı Karabeti, eaki ahbablarından kordon. hu Meriyi, deli Virjiniyi, ayrı ayıt çağırttı. Onar altın verdi ve talimatımı ezberletii. Ken disi de en şık elbiselerini giyindi, tuvaletini bir Çarşaf göçirdi. Kalın peçe tutundu. Ver elini Şeyhislâm Kkaptar! dedi. yürüdü. Faetva Kavukluya baber verdi: — Etendim, bir Müslüman çarşaflı hatun kişi geldi. Adınm matmazel — Sarı Viyolet olduğunu söylüyor. Çok mühlm maruzat! var mıy, hüşust mürette kabulünüzü rica ediyor. — Müslüman çerşaflı matmazel mi t Şim. dünyanın çok taraflarını harb, gittikçe şiddeti artan bir ka- | Gi işim var. 4 V gırga halinde tahrib r ir. Fakat bu kasırganın dünyayı saramama. | — Odacı öyle bir dürüş dürdü ki efendi haz, ö g, Avrupanm bütün bâcalarmı söndürememesi, gerine gerin gümbürdeyen ve '*':"ı:'”“_ gıl:ıln ba n S .'“ w san bir volkan olamaması mutlaka medeniyetin bir kazancıdır. Bart Viyolet yan odaya giriace — Peçesini gee Aras'ın Belgraddaki meslekdaşlarımıza verdiği izahtan çıkarıla. | açtı, çarşafını şöyle bir araladı, İçindeki mal İk * y — bilçcek mana budur. Musolini Romada —Halka bu sefer k > bir nutuk söyieet R 0 (ALA.) — Musolini bu ak- m“î’ 18, Romaya gelmiştir. Kendisine fevkalâde parlak merasimi yapılmış ve trenin “istasyona girişi bir alkış tufanile karşı- lıııgur. Musolini, Venedik sarayına kadar yıpıhcı'k olan yürüyüşte Alman elçiliği erkânmın da iştirak etmesi ar- zusunda bulunmuştu. K Musolini Venedik sarayına geldikten dolduran halk kütlesine şu kısa nutku söy- “— Siyah gömlekliler; Almanyadan ve Hitlerle yaptığım! konuşmalardan derin bir intiba ve s- linmes hatıralar getiriyorum. — Roma - Berlin mihverini teyit eden İtalyan - “Alman dostluğu bugün her iki milletin kalbiüe derin bir tarzda girmiş bulu- Nnuyor ve orada daima kalacaktır, — “Bü Göstluğun hedefleri, iki ihtilâlin sıkı tesanüdü. Avrupanmı teceddüdü ve müllet adını taşımaya Iyik bütün millet- et arasında sülhtur.) — Hitleri davet glin 30 ÇALA.) — Musolini, bu ge- kududunda kâin Kufes- af çekerek ken- meydâna çıkmıştı. Köse sakallı şişman ka. Şekip GÜNDÜZ vuktu yutkuna yutkuna sordu: Hariciye Vekili (Baş tarafı 1 incide) ve Vali Muavini Hüdai, Emniyet Mü. dürü Salih Kılıç, konsoloslar ve mat . buat erkânı tarafından kargılanmıştır. Tevfik Rüştü Aras, trenden inince kendisini karşılayanların -elini sıkmış ve kendisine sualler sorar. gazetecilere kısaca : *— Assamble içtimar devam ediyor. 'Tekrat gidip gitmiyeceğini, büyük şe fimin emirlerine bağlıdır. Kendilerine bugün tazimlerimi arzedeceğim. Eğer müsaade ederlerse bu akşam Ankaraya gideceğim.., demiştir. Rüştü Aras, Belgraddanı geçerken de şunları söylemiştir: “— Tekrar Belgradda tulunduğum dan son dere-e memnunum. Avrupıuda ki siyasi gerginliği Cenevre müzakere. lerinin b'r derece tadil ettiği kanaatin. deyim.., , Dahiliye Vekili Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sek . retezi Şükrü Kaya bu sabah Ankara ekspresine takılmış hususi vagonla şeh rimize gelmiştir. — HABER İstanbulun en çok satılan wild akşam gazetesidir. İlânlarını HABER'e verenler kâr ederler. bir yeşil sakalir adam gördüm. Bana “hida. yete ereceksin, dodi. Bunun ne demek oldu. gunu sorup öğrendim. Fakat bir müşkülüm var, Hidayete ermişimermemişim kaç pa. ra eder7 Sizinkiler damacanalar dolusu rakı şarap içiyorlar, Bir gün — Alahm emriyle nasıl olsa evleneceğim. Rakı şarap içene var dıktan sonra hidayet zayılmaz ki. Kaki dini val hiç değiştirmem daha iyi. İşte bu müşkü Jümü goruyorum. İçimde "ile kidayete er.. diye bir 08 var. Halbuki sizin şeriatte rakı şarap haram diye biliyordum. — Eğer bana yardım ederseniz sizi memnun etmeğe çalı. Minderin &zasma bir çıkm koydu. İçinde yirmi beş Sarı Jira vardı. Çıkıp gitti. Ayal gün öteki kudlar hirer çarşaf, yeldir. me ile Şeyhislâm Cemüleddin efendinin ka. pusna dayandılar. Kapıdaki — hademeya, bir ağaya beş Ailn verdiler. Şeyhlalâmın buzu. runa çıkmak çok zordu. Hususi başkâtip m'1 avinine Sarı Viyoletin ağzını kullandılar ve masanın köçesine 25 altınlık birer çıkım bi. raktılar. Ertesi gün tütüncü Karabet Fatihe gitti. Mükemmel bir papaz kıyafetine — girmişti. eden mühim müderrialerden birisini ziyaret etti. Sarı Viyoletin ağzını erkek bakımımdan kullandı ve fakr şarap olmasa hemen hida. yete ereceğini ağlaya mzlaya bildirdi. Gider ken de buraya gizli geldiğini kimaeye bir yay Açılmamasınt FİCA odarek rahlenin kenarma ©n beş altınlik Hir çıkın bıraktı. Nir başka gün TTodori vazifesini yaptı. Bu iş ö0 gün “Her kapıda bir rakt ve hi. dayet komedyast oynandı. Son büyük Komed yayr gene Barı Viyolet aynadı. © devirde İstanbulda, bilhaasa Beyoğlundu «Yağudi Kara Sami,, adında tirimi türemiş. ti Baraya hafiyelik ediyordu. Şerrinden her. kes titgerdi. O devri bilenler bu Kara Sami' nin ne olduğunu hatırtartar. Sami her akşam Galatasarayına gelir, mulasarrıfın odasına kurulur, çaltm satardı. Oradaki devlet me. bindir. Kulunuza şüpbeli bakıyorsunuz paşa | 'Todoriye on, Karabeto yirmi bey, kızlara da- pârpar parlattı. Üstüne beli uçkurlu, #iyah | gakali giğilir” murlari da karşısımda el pençe divan durur. | Yardı, Sart Viyolot dostu Ali bey delayiile | Başvekâlete bildirildiği tahmin edilmek Kara Samiyi tanrmıştı. Herifin — Galatasa. | tedir, rayından çıkacağı santi kolladı. Güyü tesa. düfmüş giti mektebin önünde kurşılaştı. A. yaküstü bir iki konuştuktan sonra Viyolet: — Bami beyefondi, dedi. İyi ki size rast. ladım. Çok mühim hir geay var, Bani el ver. memek şartile size söyliyebilir miyim ? — Hay hay. Emin olunuz. — Fakat gizli bir yende, İsterseniz bu ge. ce bize buyurumnuz. Karu Sum! yoni bir iş yakalamak İçin süz. Teştiği sastte Al beyin — apartımantna gitti. Ali bey yoktu. Viyolet korkak rolü yaparak İıma yoldan girdi Bir kumpanya var*Gizikdir. Kim olduk. benliz bilmiyorum, Bunlar Müslüman. atılacak rakılara garaplara yenil çıkmış bir Hâç koyuyorlar. İçenlere önceden bir şey olmuyor. Pakat bizkaç hafta sonra biç anla. gılmayan bir hastalığa tutuluyorlar, Ya in. me iniyor, ya sarsak kalıyor. Naturası zayıf olanlar da ölüyor. Doktarlar bir yey anlamı. yorlar. vi — Bunu nasıl öğrendiniz? — Bir tesadüf. Yaninin birahanesinde öğle yemeği yiyordum. Yalnızdım, Kimseler yok. tu. Arkamdak! direkgğin dibinde iki klşi otu. ruyördü. Birisi scnebiydi. Karşısandaki ana müösyü Forbiye diyordu. Bu mösyö Forhiya işin başı, Herife talimat verdi ve © gecekl trenle Belçikaya gideceğini, — bir parti Uâç daha göndereceğini söyledi. — Bir parti gelmiş dermek? — Bözlerinden bu azlaşıdıyor. — ÜÖtekini tanıyabilir misiniz? — Görsem tanımım. . e — Yarından iüiharen — yanmıza bir givli memur vereceğim, her yeri dolaşıhız, tesa. GÜf eder etmez gösteriniz. Bir arabaya atlayınca gece vakti — Yıldız aarayma koştu. Kara Sami hazinenin unâh. tarını yakalamışlı.. Öyle iarar e$ti ki arzet. imeğe mecbur aldular. Abdülhumidin. humu. runa çıktı. Bir aldığına bin Katarak — gattı. Ortalığı heyecana verip ihsanı şahane aldı. Bu işi Çakibe memire oldu. —- ç Kacaydan gittiklen sanza Abdllha)it ç. yuyamadı. Birkaç mcwî“ünğ.. reyo koyuldular, Bu raki şarap — işi başka kollardan da azrtmıştı. Şoyldalâm dairesi her | gün bir türtü ariza gönderiyor, müderrinler işe kartşıyor, derken gimdi de bir dini y gebekesi ortaya çıkıyor. Rakrlar K zehirleniyor. İçmeyiniz desaler kimse inan. mıyacak. Müderrislere: Karışmayın deseler, vay! Şerinte kargr gelinir mi? diye kıyameti | Kopuracaklar, İçkdiyi yasak etse kapitülâayon Jar var, sefirler saldıracak, — Nihâyet uzun müzakerelerden sonra bir formül — bulundu. Rakı garap satmak serbesttir. Fakat şeriatçe haram olduğundan yalnız Müslümanlar için yasaktır. Ertesi gün herkesle bir — hayret:, Bairadel seniye rakı yasak! Kâtip Ali bey Ragıp paşaya kaşla: — Paşa harretleri, dedi. Emir buyurunuz a fabrika bütün kabtliyetile geceli gündüzlü çalışsın Paşa kızdı: — Şaka mt edtyorsunuz — Ali bey,? dedi. Bu sabahki gazeteleri okumadınız mı? — Müsaade buyurunuz, bu parlak tesadüf benim işime yaradı. , < ğ Ali Bey başka bir gey söylemek latemedi. Yalnız: * * — Bir aylık zamasımız var. Kırkmer gün. de depomda hkiç olmazsa — elli bin şişe rakı bulunmalı, Mukayelamiz kırkıncı günden İti. baren üç ay için muteberdir. Başkâa bir gey konuşulmasına meydan vermiyerek etekleyip çıktı. b daz Sarı Viyoletin fends, koca geriatle beraber gersem saltanatı da yendi. Bundan sonra neler oldu? Onu da yarın okuyacaksınız. 3 Aka GÜNDÜZ (Bu serinin ilk makaleleri Çarşam. ba ve Perşembe günkü - sayılarımızda çıkmıştır.) Paramıza dair şayıa çıkaranlar Yapılan tahkikat ikmal edildi Hükümetin paramızı kıymetten düşü receği yolunda şayialar çıkararak altın we 'Türk börcu tahvilleri üzerinde hava oyunu oynıyan şahıslâr hakkında yapı- fan zabeta tahkikatı bitmiştir. Bu mesele hakkındaki tahkikat em « rini doğrudan doğruya Başvekâlet Ve- kili Celâl Bayar verdiğinden yapılan tahkikat neticesinin de vilâyet kanaliyle < Hayata dair Mektepler açılıyor BUGUN mektebler açılryor. Ay. ) lardan beri 1ssız duran Sınıf. lar yine anacak, ruhuna tekrar kavuşmuş bir vücud gibi hareket, ses, fısıltı ile dolacak... Teşrinin ilk günle. ri, mekteb hayatmın en tatlı gühleri. dir. Gerçi tatil aylarmı arkada bırak. mış olmaktan doğan hir hüzün var. dır: fakat bunu eski arkadaşlarla tek. Tar buluşmanm, yeni yeni çehrelerle tanışmanın zevki unutturur. Ders saatleri henüz tesbit edilmedi. ği için her sant talebe için bir “sur- prise” hazırlar: smıfa girecek mMüal. lim aceba geçen senelerden — tantlar, sevilen veya korkulan, müsamahası veya sıfırlarş ile meşhur bir muallim mi? yoksa yeni tayin edildiği söyle- nen, huyu suyü henüz bilinmiyen muallim mi? Aceba hemen derse baş- İıyacak mı? yoksa geçen yılm dersle- rini mi gözden geçirecek? Belki de'bü İlk günün şerefine, çalışma hakkında bir müsahaheye girişir, herkes gibi talebenin de pek iyi bildiği umumi sözler söyler. $ Fakat talebe, kendisi için de hiç yeniliği olmıyan bu sözleri dikkatle dinler. Bilhassa — muallir gözüne girmek iztiyen, her zaman İYİ numara alfp sınıfta birinci ( belki öğrenmeğe de tercih eden belerle tembeller o küçük kunfqrş. büyük bir alâka gösterir. Çünkü Yi lardan beri tembel olarak tamınmilf, iki yılda bir sınıf geçmeği itiyad edif- mlılerde.m:khw!ulu;_ vu günlerde bir çok güzel hayaller t bu yıl bütün vazifeleri yapacak, derf- leri dinliyecek, akşam eve dönünce he- men kitabını açıp çalışacak; smifm en iyi talebesinden olmak kendisinin elinde olduğunu gösterecek... Aht bü güzel, tatlr hulyalar... Ben de mektebe talebe olarak giderken doğrusu . bir iki dera dati sayılmazdım. Ancak imülemr z — manları açtığım kitamar Çoktu. İm. tihan zamânları, bir de ilk günler. Pa. kat ilk günlerde onları okumaz, dal- gin dalgin karıştırıp içindekileri ne kadar iyi öğreneceğimi gururla, nah. vetle düşünürdüm. Zaten tembellik dediğimiz şey ekseriya kendimizi tat. h hulyalara bırakıvermek zevki değil midir? Onlardan uyanıverince Vaktin iş olduğunu anlar ve . SAİŞMaZı ;:Şınnı. gelecek yıla birakırdım. Taje. be arasında tembelliğe katiyetle karar vermiş olanr yok değildir ama PEk az. dır; çalışmıyanların çoğu, vaktile be. nim olduğum gibi, çalışma VE MUYaf. fakıyet hulyası kurmaktan kitabları. nt okumağa vakit bulamıyanlardır. Nurullah ATAÇ H — Çarşamba günküi yaztmda ti. selerin, ihtisas mektebi halinc getiri. bulmadığımı söylemiştim. K kanlığının salâhiyet sahibi erkânm. dan bir zat ile görüştüm, o haberin hiç bir esasa istinad etmediğini SÖyle. di. İlk mekteblerle”orta mekteblerin - birleştirileceği de doğru =m “iğneli flçiıı davası Ehlivukuf kitabı zararlı görm İğneli Fıçı adındaki kitabiyle mem- Jekette muhtelif unsurları 'e leyhine tahrik Mahiyetinde —Neşriyat yapmaktan suçlü Cevad Rifatla, bu ki tabı matbaasırida bastığı idliasiyle su- ça iştiraki ileri sürülerek aleyhinde da- va açıları Akşam Şinasinin dün ikinci Cezada duruşma. larma devam edildi. Ehli vukuf, kâtabın ilmi bir takım ıstdabları haiv bulunmasına rağmen ilmi bir eser olmadığını, fakat anasırı ! bizibirine düşürür mahiyette de bulun- madığını büdiriyordu. Netice de Kenan matbaasından gelen mektubun tetkiki için, muhakeme baş. ka bir güne brrakıldı, K malistesna * pek galışkanlar. döğrü — sahibi Kâzım — 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: