1 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

1 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LİLKTEŞRİN — 1937 Ek i ONOM/ - . sabah pazarları Bu sabah şehir iktısakliyatında bü- yük bri ehemmiyeti olan yeni bir hare - ketin başlangıcı ile karşılaştık. İstanbu. yan dört kazasınım seksen bu kadar ye- yirlde “Sabah Pazarları,, kurüldu. Pazar yeri ve pazarcı, İstanbullular için aşina birer — simadır. İstanbulda hiç bir ev yoktur ki pazar yerleri ile a. 1âkadar olmasın ve civarda kurulan pa - çarm gününü bilmesin. — Çünkü uzun gecrübeler, halka pazarın, kesesine en uygün alış veriş mahalli olduğunu gös. termiştir. Esnaf ta en kesif müşteriyi pazar ye- de bulacağını ve binaenaleyh en iyi şatışını da orada yapacağını kat'i ola . rak bilir. İstanbulun bir sınıf satıcısı vardır: Önun adı kısaca “Pazarcı,, dır. O ara - basına veya hayvanınıa yükünü yükle. tir, her gün İstanbulun neresinde pazar yarsa oraya gider. Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi pazarları, muhtelif semtlere ismini verecek kudar Şöhret kazanmıştır . | Halk pazarcıyı, pazarcı halkı gayet iyi tanıyan iki ahbap olmuş!atdır. Biri alrcı, diğeri satıcı olan böyle biribirine zıt menfaatk iki zümrenin kaynaşıp analşması pek az ahvalde vâki olabilir. Bu da pazar yerlerinin halkın kesesi :î.d” hissiyatını tatmin ettiğini göste- . Bu sabahtan itibaren kurulan yeni pazar yerlerinin bambaşka bir hususi. yeti vardır. Bu pazarlar muhtelif semt- lerde haftada bir gün değil, her gün kurulacaktır. Sık mesafelerle şehre ya. yılan bu pazar yerlerinde halk aradığı- âstodiğini kolayca bulabilecektir, Buralarda tabit olarak esnaf arasın. de bir rekabet doğacak ve halk bundan istifade edecektir. Bunun çehirlinin g- da maddelerine ayırdığı bütçesi üzerin. de oynıyacağı rol muhakkak - ki çok mühimdir. Bu suretle halk mahalle bakkalının, ıf:xenlç:smm? manavının dar ve key- fine tâbi satış sahasından çıkıp daha î::'! bir satış sahasına kavuşmakta- d:::r pî:::ıeu bundan bir müd. düşünüyordu. !ııf a ;?ğm“h sönrün tüi 'e&!:i."aîlqıe bu ar - A. FAİK —'—X Radyo kaydiye ücretleri Bugünden itibaren Cezalı olarak verilecek L ün akşam müddeli biten normal radyo kaydiye ücreti tahsilâtimdan sonra bu sabahtan itibaren cezalı tah. silâta başlanmıştır. Bu cezalı tahsi . JAt bu ayın 31 nci günü akşamıha ka. dar devam edecektir. Ondağ sonra da radyo kaydiye ücretini vermiyenler . den rüksatnameler istirdad edilecek ve aynen hçık radyo kullanmış gibi Milddelumumtliğe verileceklerdir. j B“S';'"en itiharen yeni alımacak er Ta y"y'llnı Posta idaresine ücreti. | nin yatırılmış olması lazımdır. Elden ve kullanılmış Olârak alinatak radyo- ların da behemehal ruhsatnamesinin aranması iktiza etmektedir. Ş'lmd: ılın:n Tuhsatnameler 1938 se nesine kadar Mer'idir, 1938 senesi haziranı sonuna kadar ri ki adyo makine- | Si alanlar bu Tadyolar için 10 Jiralık | tam kaydiye Ücreti vereceklerdir. Ha- | zirandan sonra Tadyo mâkinesi | i alan. lardan nısıf ücret ı—lmıcıkur_ Bazı kimseler makinelerini kullan- madıklarını ileri Sürerek posta idare. lerinden bu makinelerin mühürlenme Bsİnİ istemektedirler, Halbüki makine. | ler kullanılam kullanılmasın kaydiye ücretinin verilmesi kanünun hüküm . leri iktızasından bulunMaktadır. Kör çakı ile yarala- nan eski sevgili $öşlida Ayazma sokağında oturan — Emine föz Lâtfiye faninde bir arkadaşi Te çocuk haslanesi yan:ndan geçerken birkâç aydan. beri aram açık bulunan dostu İdris. — Önüne çıkmış, köz bir çaler İle Emineyi iXi yerinden yaralamıştır. p Emine hastaneye kaldırılmıştır. vüsrereersen nini otomobilini oyuncağa be nzettikleri için derhal etrafına topla. nan çocuklar... İstanbul konuşuyor ! Şişhaneden Kuledibine giden cadde Ufak bir tamir görürse, hem şehir güzel bir ' yer kazanacak, hem de binlerce seyyaha mahcup olmaktan kurtulacağız Yazan : Haberci Evvelki gür matbanya geldiğim — zaman, Kkapının önünde mini mini garip bir otoma, bil gördüm. Hera otomobü, hem de mini mi, nti diyorum. Bu nasıl şey dİye sakın — çaş. mayınız. Gördüğüm arabanın — benzerlerini son zamanlarda belki siz de kaç — kereler görmüşsünüz, ve yolunuzda biran durup, u. zuün uzsun seyretmişainizdir. Bu İstanbul sokaklarında son zamanlarda Bürünmeğe başlayan iki kişilik yerden bitme hakikaten bir oyuncak kadar mini mini, fa. kat bu küçüklüğüne rağmen de, güze rarif Körünen arabalardan birisiydi, Benim belimi geçmiyen bu küçük otomo, bili birakç dakika yanından seyredip, — beni içine alıp alamadığını gülerek hesap ettik. ten sönra, matbaaya girdim. Yazı odasına çıktığım zaman, karşılaştı. Bim manzara şu oldu. Bizim Foto Âli, benim masanm kenarma eturmuş, bön bön sırıtıyor. Arkadaşlar e taraflan kendisinc tebrik yağdırırlarken, bte taraftan da teşci edip duruyorlardı. Ben odaya girinci, Ali yerinden Daha merhaba demeden: — Hâberin var mı, dedi. Dün birdenbire, karar verdim. Bir otomobil alârın. Biran içinde aşağıda gördüğüm mini min! tomobll aklıma geldi. — Yokan ga aşağıdaki öyuncak senin mi, diye sordum ? Kelime ağzımda tamam olmamıştı ki, ar. kadaşlar toptan bir kahkaha kopardılar, Ar, tik Iş anlaşıtmıştı. Gördüğüm Âlinin araba, ttydr. Ve arkadaşlar dömindenberi ona kim bilir ne kadar takılmışlardı ki, benim sözü. mü de fırsat bilerek Aliyi büsbütün çileden Çıkarmak için kahkahayı — koyuverdiler. ÂNi hepsine sinirti sinizli birer kere baktı sonra Bana: — Ufak falan ams, mükemmel araba val Tah dedi, İstersen gel bir Golaşalım Öa göf- Bü sefer kahkahayı atmak sırası — hant gelmişti. Hem gültiyor hem de; Ne diyorsun, sen, ben dünyada sığmam Oraya diye mrar ediyordum. Vakat arabasının sağtamlığını isbat etmek istiyen, Ve benim gibi yüz küsur Kito bi - damla yapılacak tecrübeden daba mükenemti Bir isbat — bulunamıyacağını — tahmin eden dostum © kadar irar etti ki, nihayet berf- ber gezmeye razı oldum Biz odadan çıkarken, âlâ müziplikten YAT EBeçmiyen arkadaşlar bana: — Dostum, hakkını halâl et Bu #rahaya öyle Bin, diye takıldıkça, A Adeta KÜP'er? biniyordu. 96 Uzatmıyalımı, dönüürmün ARABASINN imin fevkinde olarak sığalildim. Hrmm Ge oldukça rahat bir şekilde. Babilliden kal. kıp, Beyağtunun yolunu tuttuk. Şakâ maka bu küçük araba ile gezmenin başkt bİr Tev. Ki vazdı. Düşündüklerimi Aliye — #lattfın Zaman, eldden boşuma git —D Bakke da | vardı e'bot. İnsan avuç dolüsü PATA Yerinc? | aldığı matım beğenilmesini YA0T fırladı. aS LAĞ . L e GE aI E d Kuledidine giden caddenin umumi bir görünüşü Artık gezmemiz tamam olmuş, geri Gön. mek Üzereydik Aliye: Hazır dedim, baraber çıkmişken, bir Ikt röportaj yapalım, seninle.. Ankara Müzik Öğ- retmen Okulu Direktörlüğünden: Ankara Tiy yatılı talebe almacaktır. Kabul çartları Ulus, z nin pazar, çarşamba ve cunla ni İsteklilerin Ankarada Müzik öğretmen Okulu atro ve Opera Okuluna imtihanla — parasız ve Tan, Cümlhuriyet ve Akşam gazeteleri- ishalerında (i tanbulda Şehir Tiyat şar etmektedir. Rejisörlüğüne ve me müracaatları. “3618B” — (6612) Direk Razı oldu. O sırada Şişbane — yokuşundan aşağı İniyorduk, bu teklif üzerine, tum yokü şun dösemeç yerinden sağa doğru — saptık, Kuledibine geçip bu caddenin ağımda oto. mobtlden inerek, işimize başladık. Yürüdüğümüz yolun lami Şehsüvar imra. hor cadesi idi. İki tarafta oldukça muntazam binalar yükseliyordu. Fukat yol, geniş çukur larr, bozuk kaldırımları ile tasavvurun fevs kinde Kötüydü.. İmrahor caddesinde, — kendisinden sonra gelen Hendek sokak ile beraber Galata küle sini Şişhane yokuşuna bağlayan yegüne o. tomobil yolu olduğuma göre, küleyi gezmeye gelen binlerce seyyah, mütemadiyen bu bo. zuk yoldan geçmiye mecbur oluyor, demek. &. Bu cadde Üzerinde konuştuğum lIk adam, bir fıraner oldu. Bu zat, yolun kötülüğünden bahsettikten sonra dedi Ki — Yol yapıldıktan sonra, meselâ burada garalanmış bütün evlere de ayni renkte birer boya yapılmasını mecbur tutaak,. Gelen sey. yahlara şimdikinin tamamen — akzine günel bir manzara göstermiş oluruz. Bu arrada, mahalledeki kedi bolluğu nazarı dikkatimi çekmişti. Fırmcı buna da; — Aman, biz kedilerden çok memnunuz, sakın bunun aleyhinde yazmaym, dedi. Ve ilâve etti: — Kediler olmazsa, sonrâ fareler götürür bizl.. Fakat, Şehsüvar caddesinde pek — mebaül görülen seyyar satıcılardan bir kısnır bu fi. kirde değildi. Meselâ, tahinsmın etrafından bir türlü ayrılmak İstemiyen kedileri, alin. Geki koca beçakla kovalayackk kadar sinirle, nen soyyar bir balıkçı, hayvanları hem ka. valryor, bem de: — Allah canmrzı aisn, yok olun, — hinzer mahlüklar sizi, diye avaz avaz bağırıyordu. Bu sokakta hemea her adım — başında, iyere gömülmüş küçük dükkânlara yerleşmiş ayakkabrer eskicileri vardı. Fırmncıdan sonra bunlardan biri Ie konüştum. — 'Yak, dedi, hiç bir derdimiz yok. Mahal, demizde rahatız, biz de rahatız, gül gibi ge. çinip gidiyoruz maşallah.. Bu adam halini daha bir hayli methetti #mâ, o sırada caddeden geçen yük mrabaları Byle müthiş bir gürültü çıkarıyorlardı ki, yafların bundan sonrasını anlamadım.. Yukamda da süylediğim gibi, bu sokakta. Ki seyyar satıcı bolluğunu şimdiye kadar hiç bir yerde görmemiştim. Şehaüivar İmrahor cuâğenl, Adeta seyyar satıcıların bir istilâsi. na uğramıştı. Kavunculardan, üzümcülerden ekmekçilerden, balıkçılara kadar burada ne çeşit seyyar esnaf islerseniz — vardı. Fakat burların srasında benim en fazla tubafıma giden, horoz şekeri, kabak çekirdeği, lebledi ve pastil gibi şeker satan iki eanaf oldu. Run lar birer platik nümumnesiydiler. Tülhmssa bir evin merdiyen — basamakları üzerinde birbiri üzerine — yerleştirilen bazı pestillerin sefaletini daha fazla — görmemek Sçin, buradan Adeta başımı çevirerek geçmek mecbariyetinde kaldrm. Bu cadde üzerinde raatgeldiğim ikinci kö. tü manzara, Jâkerdacı sokağı denen berbat sokağın baliydi. Tamamen kaldırımsız olan yolun berbat. lığı gyetmilyormuş gibi, çocuklar burayı bir umumi! halâ haline de sokmuşlardı. Biz ge. Çerken iki çocuğun köşede alâmeleinnas ab. dest bozduğunu gördüm. Fakat — biraz geri de kalan Âli yetişip de bu çirkin manzaranın resmini almcaya kadar çokcukiar işin farkı na vardılar, ve koşa koga kaeçıp gittiler. Bu iki çirkin manzara bertaraf — edilirse, bizi Kuledibine kadar götüren bu geniş cad. de Tatanbulun en rakat ve temiz yerlerinden birt olarak kabul edilebilir. Bü satırları yazarken — Güşünüyorum: Na olur belediye biraz himmet etst de şuranın yolunu da yapıverse, o zaman yalnız seyyah. ların rahat geçeceği bir cadde değli, — gebir KURUN'da Celâl Bayara yardım Asam Va, bu başlığı taşıyan yazımında, ls, met İnönünün Atatürkle yakmlığını, en kü. gük bir Ihtilâfın bile mevcut olmadığını baş. vekâletten ayrılma sebebini kat'I noktalara işaret ederek anlattıklan sonra şüyle'diyori Bu ifade, şu hakikati — gösterir ki İsmet İnönü başvekâletten çekilmekle Altstürk 'Türkiyesi içinde mevkii değişmiş — olmuyor. ©, gene dün olduğu gibi bugün de, yarın da Atatürkün emrinde gok kıymelli bir devlet hâdimi vaziyelinde bulunuyor. Demek isti. yoruz ki İsmet İnönü fillen bükümet — relisi iken nasıl Atatürkün direkliflerini: — tatbik etmeği kendisi için en büyük bir vazife bil. miş ise, bugün fillen 0 mevkiden çekildikten Atatürkiin direktiflerini takip ederek — yeni kabinenin — vazifesinde muvaffakiyetlerini kolaylaştırmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Bizim büdiğimiz Tamet İnönü, Böyle yüleek — meziyette ve — karakterde bir şahatyettir; böyle olduğu da çok geçmi. yecek, hâdiseler İle anlaşılacaktır. Ulus başyazıcısı kabine — değişikliğinden bahseden Sözlerine san verirken: *“— Atatlirkil seven herkes, Celâl Bayarın yardımcısıdır.,, 4 Diyor. Celâl Bayara yardımcı olacakların başında İsmet İnöaül bulunacağı — güphasiz olduğuna göre, bümiyoruz, bu yandımcdık bususunda kizmet edebilecek vaziyette olup ta bunda kusur edecek başka bir vatandaş var mıdır? CUMHURIYET'de: Harp akademimizin - bu yıl çıkardığı istikbal komutanları Yumus Nadi, dün, Harp Akademimizde yapılan diploma merasiminde bulunmaştur. Mektep kormrlanının mezunlara — söylediği mutkun yüksek ve edebi kıymetinden bahset. tikten sonra şöyle demektedir: Korgeneral Fust Erden kendi idaresindeki yüksek mektepde yetişen gençlere belki söy. Tenebilecek gözlerin hepsini söylemiştir. Bua Yara ilâve edilecek fikir veya söz kalmamış olmaana rağmen, büyük devlet mücenesenin. de ordunun mevkil o kadar ehemmiyetlidir Ki bu mevzu üzerinde Bir iki — kelime de biz söylemek beyecanından kendimizi alamıyo. ruz. Büyük devlet miücasasesinde, — ardumun mevkiini anlamak için, devletin — dahiit ni. zamile harici emniyet va selâmetinin ancak ve ancak orduya istinat ettiğini düşünmek kâüfidir. Ordu yoksa devlet yoktur. Bu kat't hakikat orduya ve mensuplarına büyük şeref 've bayâiyet verir mi7 Elbette, Fakat ondan Gaha ehemniyetli olarak ba vaziyet ordumun ve mensuplarınım vazife ve mes'uliyetlerinin ağırlığını gösterir. Memleketin — selâmet ve etnhlyet içinde Inkişafı onlarım omuzunda. dır, Korgenersl Fuat Erden — yakın ve uzak harpler zikrederek 'Türk millettnin oldumola. sıya askerlik dehasına malik bir millet oldu. Runu söylerken biz, gayriihtiyar? olarak O, manlı imparalorluğunun İtiA ve tnkit Ki sebebleri düşündük. Bunüu güzel ordu ve bozuk mskerlik ifadelerile hulâsa etmek müm kündür. Eğfer Nizaraı Cedkile Avrupal aaker, üğe dözmemiş olaaydık — İmparatorluğun bakiyyesinden bir 'Türk milleti çıkmağa tm. kân bulamazdık. Yüz bu kadar yıl önce aç. tığımız Harbiye mektebile hemen bir amr sonra memleketi kurtarmağa muvaffak ol duğumuzun tarihini ibret almacak sayfalar balinde temaşa etmek mümkündür. Geçen gün, Cumhüriyette Plevne muhara, belerini yazan derin anlayışlı aaker, İmpara. torluğun o devrinde memleketin orduya nefer veren yerleri gimdiki cumburiyet devrimiz kadar bile geniş almadığını hakir ve hakikt olarak kaydadiyordu.. Şimdi cumhuriyet der rinde imparatarluktan daba kuvvetli ordula. ra malik olmaklığımızın tek — gebebini milll irfanımızın artmasında bulabiliriz. Plevnede. ki Gazi Osman, Erzurum ve Karstaki Gazi Mubtar, Çanakkala ile Sakarya ve Dumlupr. nardaki Gazi Mustafa Kemal, fitraten maker olan 'Türkün yalnız ve yalnız ifran hamle. leriydi. Modern millet, bütün efradile — münevver olmak mecburiyetindedir. Modara askerlikse fıtrt kabiliyetlere yüksek terbiyenin inzima. tölle tekâmili — edebilmektedir. Bin, on bin zabit yetiştireceksiniz. Sırası geldiğinde bun farın hepsinin kadroladığı ordu İyi işler bir makine manzarasile yürürken onların içinden birkaçı, hatta bazan bir teki müstesna ka. büliyetlerle hayalleri gölgede bırakacak ka. Gar ileri ve yüksek zafer neticeleri alacak. tır. Yarınların sinesinde sakir btimallere ka. &1 ordumuzun yenl nesillerinden temayliz eda cek o tirkaç, hattâ o bir tek ktm alacaktır.? Bu sualin cevabı göyledir: — Bütüm genç, hususile xurmay subaylarımızdan — her biri, yanl hepri, bu müstesna mazhariyete ermek ihtimal ve aşkile çalışacaklardır. Onlar böyle yaptıkları nisbette aralarından çıkacak milit daha yüksek ve dahs parlak olarak temayüz etmiş butuncaktır... Mukaddes vazifelerinde dün neşet edenlerle seleflerine ve haleflerine böyle çalışmalar ve böyle sonuçlar temnni deriz. hesabina da güzel bir yer kazanılmış olacak tır.. HABEROİ YARINA: Kuledibi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: