31 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

31 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SR Takar Cinayet ve aşk romanı An | Şİ m Ke ağ 5 Üzerine teminat eksiniz. ?.. Kendisinden ne 'za- “Seki, iz? iy RL evvel. Borsa batmış bu. > Oyun mek porcu mu? Tı © SMİMİ afişe edeceklerdi. Müsiz : dum, ken talis'rliğe yuvarlanıyor. — ki dup © ÖS Para İsterseniz veriyor müy- - & ta vermezdi. İlk seferin- çük bir — Bu Para ikrar etti, dari, e adresini nereden te > Ra © öğrenme ndan. Raymon Barakludan Mom m daba doğrumu kulaktan atalar bu madâm Jizel, sösyete ii Deme, gezen bulu; — Emi başladı? Ür *ediğim kadar. Hayret —o dert sert; yay. dedi ilin İşleri hep böy- iş © BİZ ve bay Baraklu.. Öh- — Evi, Pürtünüz deği mi? " Big kA kocanız bu meseleden ha- Müz rn katiyen iştemiyordu- öy lde haykırdı; Por zalimin biridi, VE başı n dir. Beni sevmi. ? bir kadınla evlenmek isti- Sm pp iin fırsat arıyor, Baz, abuk; 3iz.. Talak İstemiyorsu- De — Pır. Ben. Ben. tere, e iyetinizi muhafaza (o etmeği Yöre. Hem sonra size k yek para da var, Hislerinizi a İstikbey hak veriyorum. Ka- İtdeğe, telli, “ri düşünmelidirler, mi Müâdam Jizelden külli” — 'ç aldınız. Bana ge Fakat. Param yoktu. in Pa “ine ihtiyar kadın bana kar X, Böyme* Büşin davranmağa başla- ere ordu, — aramdaki münasebetle- üi lerde. bi *rede kaldığımızı, hangi rin ii REİ maatlerde yattığımızı, “eden abi saire... Bunları ne eğe Sinan saşıyordum. iç * Öyl, , İSİN kendisine göre usulleri Lari Yorum ki, madam Jizel, re haber vermekle teh- a hn Parası iade etmezsem teh Yök, iv rehin gibi alıkö- Sa Şİ sizin için imkânsizdı. S6, le imkânsız. yae; ölümü, eizin «için can Biye SÜS gibi bir şey oldu? >Ak Samimi bir surette? Tay De isabet © oldu, ne isabet. 5 ap Dersiniz. maz © Pakat akibeti düşünmür | Na e iş akibet? İN araş ethe tayaresinin bütün yolcu Made ey Madam Jizelin ökümlnden Bira, “9 Yalnız sizdiniz?.. ve Bilye kadın kalbini tuttu, Dal iy Bundan dolayı fevka- Müz daha Seletim, Akımı kaçıracak. Pa — yep dahası da var, ein. 4 — Fakat istin tak esnasında bu ka - Şu Robinsondan | dın; gördüğünüzü itiraf etmediniz. — Tabii... Söyliyebilir miydim? Ağır bir hava hâkim oldu. Puaro, genç kadını süzüyordu. — Anlıyorum, madam. Başka tür- lü bir şey söyliyemerdiniz., — Ah, ne kadar yalanlar söylemek mecburiyetinde kaldım. Müfettiş benim ağzımı aramak için buraya müteaddit defalar geldi. Maamafih, kendimi em- niyette hisediyordum. Zira beni söylet- meğe uğraşmakla beraber hiç bir şeyin farkında olmadığını biliyordum. — Farariyeler üzerine istintaklara girişen, işte böyle şapa oturur. Siseli, düşüncesinde devam ederek: — Eğer bu iş patlak verirse esasın- dan patlak vereceğini düşünüyordum. Aksi takdide başıma hiç bir iş açıla - mazdı. Dün akşamki mektubu alıncaya kadar rahat uyuyordum. Fakat ondan sonra ratahım tamamiyle kaçtı, — Dün akşamdanberi dehşet için. de misiniz? — Ah, bilseniz ne kadar korkuyor. dum. — Korktuğunuz neydi? Skandal çık- mast mı, O kocanızdan boşanmanız mı, yoksa tevkif edilmeniz mi? Sesili, sapsarı kesildi: — Cinayetten dolayı!... Fakat öldü. ren ben değilim. Bunusizde gayet iyi biliyorsunuz. — Buna rağmen ihtiyar kadının or. tadan kalkmasın: istiyordunuz? — Evet, fakat öldürmedim. Yemin ederim ki ben öldürmedim., İnanın ba- na... Yetimden © bile kımıldamadım ben... Sesi titredi. Güzel mavi gözleri, — niyazkâr bir halde, polis hafiyesine bakıyordu. Puato, onu tatmin etmek için sesi. ni tatlılaştırdı? — İnanıyorum size madam. İnan- mamın da iki sebebi vardır. Birincisi kadım “olmanız, ikirtsisi de arr meselesi. Kadın, muhatabına hayretle baktı. — Arı meselesi mi? — Evet, arı. Bu, sizin için eherami- yetli değildir şüphesiz... Bu sözü bitir mek Üzere haber vereyim ki artık Ro- binsonu asla görmiyeceksinir ve ken- disinden bahsedildiğini de işitmiye- ceksiniz. Yalnız iki suzle cevap isterim! — Buyurun. — Bay Barraklu katil hâdisesinden bir gün evvel Pariste mi bulunuyordu? — Evet, gece yemeğini beraber ye- dik. Fakat o, murabahacı kadına yalnız “başrma gidip görmemi müreccah görür yordu. — Ya... Öyle mi? — Evet, — Bir sualsik daha... — — İzdivacınızdan evvel Siseli Bland ismindeydiniz. Bu, müstear isim midir, yoksa hakiki isim mi? — Hakiki ismim Matka Jeb'dir. Di- ğer ismim... K — Tiyatro için daha elverişliydi. Nerede doğdunuz? — Donkaster'de... Fakat... — Pakat? 5 — Bu suallere ne lüzum var» — Sadece merak dolayısiyle. Affe- dersiniz. Şimdi Ledi Horbüri, müsaade edin de size bir gaşihat vereyim. Ko- Canızdan sessizce ayrılmağa niçin razı olmuyorsunuz? — Ya... ayrdayım da o menhus karı evlensin, değ'l mi? (Devamı var) amana kii lan lk MELE RİNE l Bunları Biliyor musunuz? Bir kuş hastahanesi Kötürüm kuşlara takma bacak yapıyor Londrada kuş'ar için bir | hastane açıl. mştır. Hastane, bu işte beraberce çalışan bir karı, kocanımdır. Zevç, hastanenin baş *doktorluğunu ve müdürlüğünü, yapmakta. dır. Lâypzig üniversitesinde tababet tahafi etmiştir. Bu zat, kendisile görüşen bir İngi- liz gazetesi muharririne demiştir ki: “Kuşların tedavisine başladığımız . vakit, kuş hastalıkları hakkında hiza rehberifk ede. cek çok ax malümat ve kitap bulabil&iz. Bun dan dolayı ilk çalışmalarımız daha (azla tec. rübelere ve şahsi tetkiklerimize istinat etti Gün geçlikte tecrübelerimiz artmiş bu #e. vimli hayvarların bastalıklarma dair bigi. lerimiz çoğalmıştır. Bir buçuk sene (evvel, Lâypsig üniversitesinde tababet taksit et. | tim, tababet tahsilim bana ameliyat urulle rini öğretti. Şimdi ezilmiş kanatlar ve diğer hastalıklar Üzerinde daha iyi çalışabiliyorum. Iki, Oç defn da kuşlara alıminyumdan ayak taktık ve çok muvaffak olduk. Kör bir piyanist Senede 140,000 lira kazanıyor Alec 'Temp'eton adında kör bir piyanist senede bizim paramızla takriben 140,000 lira mukabilinde çalışmak üzere Nevyorkta #op günlerde bir mukavele © imza etmiştir. Alec Templetan İrilizdir. 31 yaşındadır. Bu kör piyanist, şimali İngilterede piyano çalmak suretile hayatını zorlukla kazanmak ta idi. Bir gün tanınmış İngiliz musikişinas. larından Jack Hyiton bu zavallıyn rast gel di, gerek piyano çalmaktaki ve gerekse şar. kıdaki büyük ieabiliyetini, görerek kör piya. nisti Londraya ve sonra da Amerikaya gö. türdü. , Alec Terapleten, piyano ile meşhur musi. kişinasların ve tanmmış mugannilerin taki. dini yapmakta, çok muvaffak olmaktarr. Kör piyanist Amerikada temin ettiği mu. vaffakiyet üzerine ailesini de Amerikaya ça. Birmıştar. Gramı 100,000 lira olan nadir şeyl Bir tek gram: 100,000 Yira olan geyiz Acaba nedir? Sualins derhal cevap verebi. lecek az kimse çıkabilir. Hatırımıza gelebi. iscek şeylerin hiçbirisinin bir tek gramı, bu kadar pahalı değildir. Kıymeti yüksek olan madde radyumdur. Hastanelerde bir takım hastalıkların teda. visinde kullanrlan ve bilhazan kanserde ront gen ile beraber Ameliyatlar sonra yezine tedüvi vasatâs olan radyum bu pahalılığın. dan dolayı birçok tedavi müesseselerine gi. Tememektadir. Radyum, Belçika kongosunda mevcuttur. Ve Belçika kongasu radyumun « inhisarına #ealiktir. Daha doğrümi mafikti, Çünkü son günlerde Kanadada kayfedilen çok zengin radyum kaynakları, bü İnhisara, nihayet ver, miş, ve bir gramı 100.000 Vira olan radyumun fiyatı 30.000 liraya düşürmüştür. Bundan merrnun olmak yerindedir. AKŞAM POSsTÖAaSs, ” İDARE Eyg, stanbul Ankara Cad Posta .ü: İstanbaj on Sahibi ve Neşriyat Müdürü ; Hasan Rasim Us Bayıldığı yer (VAKİT) Matbaası Tonton amca Tatilde bu kadar | | Hifavye Astalt Yazan : Ilhan Tarus Nahid Urha'ya Ankaranın sokaklarında ve O damlarında Kızgm bir demir kütle gibi gezinen güneş in. #anları asfalta yapıştırıyor ve csddeyi baş. tan başa yassnlaştırmak için bülün gün si. nirli bir tekerleğin ucunda o homurdanarak yürüyen silindir, ibüyar bir deve gibi kal. dırıma dayanmış, uyuyordü. Gökyüzü bir buzlu camla örtülüydü. Va, kit vakit bu buzlu cam toprağa ... niyerek kabarıyor ve caddeyi bir sâniyede doldurup asfaltın üstünde namütenahi par. çalara ayrılan bir cam fanus gibi çatlıyarak kırıldıktan sonra tekrar damların o bizasma şekliliyordu, Akşm det sıcak bir rüzgür çıktı. Bütün bir şehir boyunca uzanan ve biribirine eklen miş canlı halkalardan mürekkep olan insan zinsiri yeryer gevşedi, koptu. Kaldırımların kenarma bırakılmış soluk bezli, o yuvarlak yorganlar yerlerinden © oynadı ve sırtlara vuruldu. Ankara yeni bir kalabalığın, yeni bir in, tan denizinin içinde sivri bacasile ve sivri kalesle, kıpırdamağa başladı. Şimdi bir insan seli caddelerden aşağılara, meydanlara ve kırlara doğru, dalgalanarak, akıyordu. * ... Bir kenarda durdum, hiç kimsenin bakma, ipr. görmediği ve sevmediği bu hayat dolu, kara Kalabalığı seyretmeğe başladım; İçimde yavaş yavaş oynayan, girtlağıma doğru yürüyen ve nefenimi kesmek istiyor. muş gibi ciğerlerime hücum eden ir sevk, bir haz beliriyordu. Kaşları ve bıytklarınm urun telleri tozdan bembayaz olmuş, sakalı üzamış ve elleri, tek başma işliyen yegâne uzuvları, hepsinde, had dilden fazla büyümlüştü. Omuzlarında daima bir çamaşır İpi fe bağlanmış yuvarlak yor, ganları ve ayaklarında taban: delik postat, ları, gözlerinde hiç sönmiyen ve ara vermi, yen bir yeşil gülümseme, gidiyorlardı. Ba, kıyordum: Bir Ankaralı bayandan sonra tiç asfalt amejesi ve bir kasketli çocuktan son. ra kolkola girmiş dört asfalt &melesi yürü. yordu. Cadde, bir oluk gibi, kuru asfaltının Gstünde yaş mafaltı akıbıyordu. Gülen, sigara içen ve ıstak iki düdak ara, sından rsirle çalan; Yekpafe ve UÇAĞr büzAk. sız bir yaş amfnit seli! ».. Gece! Ankarânm memuru, Ankaranın kal, fası, Ankaranm dilkkünları uyuyor. o Dört köşe gözlerile beton binalar uyuyor. Beyaz, tozlu rgığiyle lAmbalar ve mat benzile as, | | falt, uyuyor, Uyanık olanlar var: Dört du. varta çevrilmiş apartımanların bodrum kat. larında, temetlerle ve yeryüzlyle Kömgu, he. nüz bir ümitten ibaret damların altında, bir gölge BİDİ sokuluyorum, dinliyorum: — Bizim Ali dayıdan mektup gelmiş. Es, kici Osmanda duruyor. Herkese haber var dediler. Demincek * varayım dedim, ben de bir yol bakayım. Osman benim yeri okudu. Vay anam vay, Köyde neler olmuş da bizim haberimiz yok yahı!. — Ne olmuş? — Hacı kadınların yeni gelini çocuk do. gururken ölmüş. Bu kısı bana almak iste. mişlerdi vaktile. İyi ki almamışım. Şimdi başımıza Iş çıkacaktı. Karşısindaki ince bıyıklı, iri yapıl kanlı için içir güdü, — Eh. başka ne var ne yokmuş bakalım? — Vallahi unuttum kardaş. Benim moruk bir sürü şeyler yazmış ama.. dur bakayım. bal Arkadaşının dizine birdenbire bir yumruk indirdi ve eskisinin dört enlati yüksek ve tiz bir sesle bağırdı: — Hey anam, Öteki şaşırdı: — Ne o Ve yürlik? — Yahu duymadın m” İşitmedin mi? S8. ps söylemediler mi şey be... Bizim © (Gülüş) de evleniyormuş güyri... — Kimmiş bu Gülüş? — Hoppala! Ama öyleya, san tanımazsın Gülüşü. Senin köy bize iki saat çeker. Ner. den bileceksin Gülüşü 7. Hey anam hey. Ön. başı durdu durdu da turnayı gözünden vur. du — Onbaşiya mı varıyormuş? .— Yat, Onhaşıya! Öyle sevindim ii bu &. şe... Yandım vallahi, yandım. Birdenbire ayaklandı, bir yabani avenar gibi etrafına bakındı: — Dükkânler? Dükkünlar kapandı mı? deli. domuz - Çoktannan!. Saat onu vurdu be. Dük, ân mi kahr bu zamanda? — Vah dinine yandığımın dünyası!. Şimdi hir şişe rakı ne de giderdi ya, Ç5ker gibi yerine oturdu, sertüstü betonun üstüne uzandı, İnliyerek gerindi: — Hey ânam heyf. Öteki sunuyordu. Dikkatle ona tekiyordu. Biraz ötede, Uç beş kişlilk bir kafilenin, yüz adım ilerde yanan bir sokak lâmbasnın kör ışık dairesi içinde, titrek ve meriltilk silo. etleri görünüyardu. Birden, orada, gerilmiş bir telin gecenin toz bulutunu oynattığı görüldü. Yavaş yavaş teller çoğaldı ve Ankaranın bulutu, karanlık ta, kıpırdamağa başladı. Etraftan başlar kalktı, kıpır kıpır insanlar semiz adımlarla, çalgı sesine doğru, akmağa başladılar. Cadde gözlerini ahdi Ve dört duvarla çevrilmiş apartımanm bod rum katında, temellerle ve yeryüzliyle kom. şu, henüz bir ümitten ibaret damm altnda asfalt işçileri, hep bir ağızdan, bir şarkı tut turdular., n Iban Tarus 3 asırdanberi yaşayan adam 145 yaşındaki bu ihtiyar, pa- raşütle inme tecrübeleri yaptı Burada nize resmini verdiğimiz fatiyar, söylendiğine göre, dünyanın en yaşir adamı. dır. Zaro ağanm ölümünden sonra dünyam en yaşlı insanı olmak Üzere şimdiye kadar birçok isimler ortaya atdd. O İsmi Azdret Grinlashıvlli olan bu ihtiyar da (bunlardan biridir. n Bu sdamın, hâlen 145 yaşında olduğu söy. leniyor. Doğru ise, on sekizinci asrın sonla. rında doğmuş, on dokuzuncu asrı tamâmen yaşamış, yirminci asırda d& yaşamakta bu. lunmuş oluyor. Andrel Rusyadadır. Şimdiye kadar sakin bir hayat yaşamıştı. j Sovyet Âlimleri, üç asrdanberi o yaşıyan, daha doğrusu son Üç asırdan hisse almış bu. lunan bu adam ve hayatı hakkında tetkikat. ta bulunmuşlardır. Andrei, 145 yâşında olmasına rağmen dinç kuvvetli ve cesurdur. Geçenlerde bir de ya. ragütle İnme tecrübesi yapmıştır. Lisan derslerimizin formaları

Bu sayıdan diğer sayfalar: