1 Kasım 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

1 Kasım 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Soğeman Tehliryan — Çeviren: 8.5. — İktibas ve terrame nakkı mahfuzdur — M0t Pariste bir haftada sıkılmış ve tekrar Cenevreye can atmıştım. Artık Berline gitmek istiyordum Aharonyan zile bastı ve odasına gi- ren genç bir adama şunları söyledi : — Bu arkadaş misalirimizdir. Bir kaç gün Pariste kalacaktır.. Kendisini arkadaş Mardige götür, iyi bir pansiyon bulsun ve arkadaşımızı yalnız bırakrma- SIT Aharonyana teşekkür ederek ayrıl - Gım.. Kapıdan çıkacağım dakikada A. haronyan beni tekrar çağıracak: — Herhangi bir. ihtiyacınız olursa doğrudan doğruya bana müracsat edi - niz, dedi. Murahhas heyetinin işgal ettiği bi - nadan çıkınca refakatime verilen genç, ve kapıda bekliyen Apelyanla beraber arkıdaş Mardigin yazıhanesine gittik , 'Taştak fırkasının Paris komitesi Teisi olduğunu bilâharı öğrendiğim Mardig de bana karşı büyük bir hüs- DÜ kabul gösterdi ve ilk iş olarak Ape yanla beni öğle yemeğine davet etti. Arkadaş Mardigin çok neşeli bir adam olduğu ziyafette belli oldu. Akşam üzeri Mardigle beraber İs- tasyona giderek Berline hareket eden Apelyan: uğurladık. Tren'n hareketinden sonra Mar diiğ beni bir pansiyona götürdü ve geç | 'vakte kadar kendisi de orada kalarak mükemmel bir eğlence tertip etti. Ar kadaş Mardik sabahleyin beni ara Yıak Üzere gece yarısından sonra pan siyondan ayrıldı. Tanrmadığım bir ev de gene yalnız kalmıştım. Zavallı Han iyetimin yerini tutmak İstiyen nam S etrafımı sarmıştı. — İçlerinde Hanriyoetten çok daha güzelleri bu K ğu halde, hiçhirini sevemiyor Cum, Pariste kaldığım bir hafta müd arfında gece gündüz — eğlendim ve bir çok kadın'arla beraber bulun dum, Fakat Hanriyetin yerini tuta cak bir can yoldaşına tesadüf edeme dim, Arkadaş Mardig her gün sabahle yin geliyor ve bazan geceleri de ben den ayrılmamak üzere bütün günü benimle beraber geçiriyordu. Birbiri ni takip eden yorucu eğlencelerden bektığımı söyliyerek, biran evvel Ce ;ıwneye dönmek istediğimi ara bildirdim. Mardig birka, il; daha Pariste kalmamı çok i.s’_içvn:;—: lşkat fazla kalamıyacağımı kı't'k hh'- Tisanla bildirdiğimi görünce, israr et medi. Paristen hareketimden — evvel farkadaslar şerefimo bir ziyalet ver mek istiyorlardı, bazı tezahürattan korktuğum için bu teklifi de reddet tim ve Paristen âdeta kaçtım. Hare _ketlm ©o kadar âni olmuştu ki, arka daş Aramr daha evvelden haberdar edememiştim. Cenevrede beni karşı sında görünce şaşırdı ve birbirini mü Yeakip şu sualleri sordu: ğ fdü Niçin geldin?... Na zaman gel din?.. Neye bana haber vermedin?. —Acele oldu, birdenbire hareket ettiğim için sizi haberdar edememiş tim... —Peki bu kadar acelen ne? —Parisi sevemedim, sizi de Tadım. | — Yoksa gene Hanriyeti mi düşü nüyorsun ? — Pariste Hanriyetii i var birader? İ snairr — Pariste güzel çok, fakat senin onlardan hoşlanmıyacağını bilirim, — Neden biliyorsun? — Bu kadar zamandır burada be raber yaşıyoruz senin ahlâkmı öğre arzu | ——— Ö. KT LA miş boğş çöp nrnbı'ıa'nnm.rıg::ıin?":rw ken bir taraftan da: ranın çöpçüleri, galiba her geyden evvel kendi temizliklerini dü. şünüyorlar, Vaziyet onu gözteriyor, diye söyleniyordu. Burada daha fazla durmadık. Bay Şerefin gösterdiği bir toprak yoldan, eski Mecidiyeköyüne doğru yürüdük. “ABERCİ YARINA: Mecidiyeköyünde eski arkadaş | nemedimse Aayıptır... Ne ise, gimdi boş lâfları bırakaltm.. Nasılam baka yım, sılhhatin yerinde mi? —Çok şükür iyiyim... Yalnız bu günlerde bende bir dalgınlık — var, hiçbir şeyden zevk almıyor, mütema diyen düşüncelere dalıyorum. — Anlaşılan Pariste canın adama kıllı sıkılmış., Cenevrenin sakin mu hitinde iki gün sonra bugünkü asabi yetinden eser kalmıyacaktır. » — Ben burada da çok kalmak iste Mmiyorum, kabilse derhal Berline git iyetindeyim. — Herşey hazırdır, istersen bu akşam da hareket edebilirsin... An cak hiç olmazsa iki üç gün istirahat etmeni tavsiye ederim... — Mademki her şey hazırdır. Bu gece hareket ederim. — Öyleyse derhal koömitecilik mek tehine gitmeliyiz. Orada son defa o larak bir müzakere yapalım, Yarım saat sonra komitecilik mek tebi müdürünün odasında bulunuyor duk. Arkadaş Aram bu gece Cenev reden ayrılacağımı müdüre — bildire rek, hareketimden evvel — Amerika dan yeni gelen muallimle görüşmek istediğimi söyledi. Biraz sonra Amerikadan geldiği söylenen muallim odaya girdi. Orta boylu, esmer, matruş bir adamdı. Müdür onu bize: — Doktor Frank diye takdim etti. Asıl isminin Frangül olduğunu bi. lâhare öğrendiğim bu adam hakika ten uzun müddet Amerikada bulun muş, doktorluk tahsil etmiş ve diplo masını aldıktan sonra, fırka hesabı na Rusyadan, Çinden, Hindistandan başlıyarak bütün Asyayı, Avrupayı dolaşmış birçok maceralar, sergüseşt lere girişmiş, nihayet elde ettiği bü yük teecrübelerden başkalarına — da hisse çıkarmak Üzere Cenevere mek tebine muallim olmuştu. Doktor Frank beni- imtihan etti. Şifaht imtihandan sonra bahçede en daht imtihanı yapıldı. —Mütehaasıs profesörün gözü önünde irili ufaklı bütün “Talât Paşa,, ları bir nteşte yere serdim. Hiçbir kurşunun — boşa gitmediğini gören profesör, arkadaş Arama hitaben dedi ki: “— Ben şimdiye kadar bu derece usta atıcı görmedim. Allah düşmanı bu delikanlının karşısına çıkarmasm! Doktor Frank hana bir reçete ya zarak dedi ki: — Bu reçetede yazılı İlâcı yaptır ve daima cebinde bulundur.... Asıbi leştiğini veyahut kendini kaybedece ni hissettiğin zaman bu haptan — bir tane yut, bir şeyciğin kalmaz... Profesör ve mektep — müdürüne teşekkür ederek mektepten ayrıldık. Cenevreye dönüşümüzde arkadaş A ramla beraber başbaşa yemek yedik. Bolli etmek istemediğimize rağmen her ikimiz de heyecanlı idik. Arka daş Aramm ne düşündüğünü bittabi bilmiyordum. Fakat o dakikada be nim aklımdan şunlar geçiyordu. *“— Birazdan Cenevreden ayrılaca ğım. Yani yeni ve çok tehlikeli bir Sergüzeşte atılacağım. Deruhte etti Bim vazifeyi muvaffakıyetle başar mak için elimden geleni yapacağım... Fakat bu esnada benim de ölmem ih timali vardı.... Bu takdirde bir daha Tsviçreyi göremiyecektim, bir daha arkadaşlarla oturup yemek yiyemiye cek, bir daha dünyadan lezzet alamı | yacaktım. ı Bu düşüncelerin tesiriyle ağztma koyduğum lokmalar boğazmıda — dü | ğümleniyor, bir türlü aşağıya gidemi yaordu. Nerede ise boğulacaktım. Be reket versin doktor Frank'ın ilâcmr | | hatırladım. Derhal cebimden bir hap çıkardım ve yuttum... Beş — dakika sonra biraz evviki kara düşünceler Ses ve film yıldızı Greys Mur Kralın huzurunda konser vermekten vazgeçti Güzel yıldız. seyahat ederken, 42 bavul içindo 250 elbisesini ve 200 çift ıskarpinini de birlikle taşır Dünyada sesinin güzelliğile tanınan yıldızların başında şüphesiz Greya Mur gelir. Bu çok güzel ve şirin kadın, birçok operalarda büyük muvaffakiyet ler kazandıktan sonra, sayısız filmler çevirmiş ve şöhretin! böylece birkaç misli artırmıştır. Dünyanım hker tarafında tanman Greys Mur İstanbulluların da yabancı- sı değildir. Yıldır. müşkülât içinde geçen krsa bir sanat hayatından sonra dünyanın en mühim operalarından biri olan Nev- york Metropolitan öparesi - tarafından angaje edilmişti. Greys, bankacı olan babasına, Va- şingtona gidip şan dersi almağa karar verdiğini söyleyince, adamcağız son derdce hayret etmişti. Genç kız, bilâ- hare sahnelerde şarkı söylemeği düşün düğünü babasından gizlemişti. Çünkü yaşadıkları küçük şehrin insanları, bir kadının sahnede şarkı röylemesini har- medemiyecek kadar mu*rassıptı. Baba- &, IStar etmenin beyhude olacağını an- layarak, ona istediği müsadeyi vermiş- ti. Fakat, Greys Mur, uzun müddet Va- gingtonda kalmadı. Bir sene Içinde, öğ- renilebilecek bütün şeyleri öğrenmişti. Artık hedefinin (Nevyork) olması icap ettiğini bilyordu. Bu defa babasına mü- racaat etmedi. Çünkü reddedeceği mu- hakkaktı. Bir arkadaşından 300 dolar alarak, ilk trenle hareket etti. Greys Mur ehemmiyetsiz birkaç sah- nede bir müddet şarkı göyledikten son- ra, Metropolitan operasına girmeğe mu- vaffak oldu. O zamaı aynı operada Karuro ve Skotti gibi opera di i bulunuyordu. Kısa bir müddet, Grevs Murun şöhret kazanmasınma kâfi geldi. Günün birinde sahne vazılarının da na- zarr dikkatlerini celbetti ve kendisine, film çevirmesi teklif alundu. Sinemada kazandığı muvafakr opera sahnesindeki muvaffak den hiç de geri kalmadı. Opera p: donnası ayni zamanda ekran — primga donnası da oldu. Greys Mur bugün akıllara durgunluk yeren bir haftalık almakla kalmıyor. Filmlerden gelecek kârlara da muayyen bir nisbet dahilinde histedardır. Verdi. gi könserlerden ve radyodan — aldığı para, şenede 100,000,000 doları bol bol | geçmektedir. İngilterede, kral ve krali- | | den, tereddüt ve endişelerden — eser | kalmamış, arslan kesilmiştim... | Bende hasıl olan bu - değişikliği fark eden arkadaş Aram sordu: — Allah aşkına bu akşam ne olu. yorsun? — Ne olduğumu ben de — bilmiyo Tüm, fakat Allah razı — olsun şu dok tor Frank'tan... Gördün ya, biraz ev velki mükedder vaziyetim naml bir denbire değişti... Şimdi kendimi dün Yanm en mesut adamt addediyorum. (Devamı var$ tler K “Kori Kuper” le çevirmişlerdir. Ayni filmde Jorj Raj! gerle güzel arkadaşımı, bir istirahat ri geminin güvertesinde konuş nünde şarkı söylediği raman, € polis, halk arasından, kendi- çlükle geçecek bir yol açabil- Bu konserden sonra o kadar yorgun Gişmüştü ki, Belçika kralının kendisin den rica ettiği konserden varzgeçmek mecburiyetinde kaldı. Gteys Murün 250 elbisesi, 200 çift ayakkabısı ve mlltemadiyen kaybettiği (1)dbirçok mücevheratı va te çıktığı zaman, yanında 42 bavul bu- lunur. Kocası da bir sİnema artisti ve adı Valentin Paceradır; İspanyoldur. Yıl- dız, her sene, perestişkürlarından gizli olarak koasile beraher birkaç ayını İt- viçrenin küçlük bir köyünde geçirir ve tiç kimseye görünmemeğe gayret eder. Stüdyo ve sahnenin gürültülü hayatın- dan uzak geçirdiği bu birkaç aylık ha- yat, ona taze kuvvet verir, ve her sene aynı genç ni tazelikle halkın kar- na çıkarak, bütün dünyanm alkışla- rını toplar. “Prans DP, son defa “Denizde ruhlar” adında bir fit da bir rol almıştır. Burada Kari Ble sırasında, bası sahnelerini çevirdikle erken görüyorsunuz İNi di zab li 'Bugünkü radyo İSTANBUL: 1680 plâkla dans müuslkiaf, 10 A Kâmi Akyüz (çocuk terbiyesi), 19 cuklara masal, Bayan Nine — tarafından' ve arkadaşları tarafından 'Türk ” Ömer Rizs HLi fından arapça söylev, 2045 Belma Ve ”»“ daşları tarafından Türk — muzikisi, Ve Ü | parkıları Çanat ayarı), 2115 Radyo Tanik pera, (Karmen), 2215 Ajanz ve borsü barleri ve ertasi günün programı, 2230 FÜ la sololar, opera ve öperet parçaları, 23 BÜKREŞ: 18 bando, 19,10 dans plâkları, temsll, 22.10 serenad plâkları, BUDAPEŞTE; 20,10 İstasyon orkestrası, 21,10 23,30 Budapeşte konser — orkestradi, cazband. BERLİN: 18,20 haflf müzik, 2045 konser nakliı —a Bu akşam SAKARYA Şimdiye kadar hiç bir tilmde bera ber oynadıklarını görmediğimiz muazam bir temsil heyeti. HARRY BAUR — MA RİE BELL — RAİMU — P, RİCHARD WİLLM — PİERRE BLACHAR! ' — FRANÇOİSE ROSAY ve LOUİS JOUVET gibi en büyük Fransız artistleri tarafından oynanmış BiR BALO HATIRASI SÜPERFİLMİNiİN sinemasında ilk iraesi münasebetile BUYUK GALA Bu film, Venedik müsabakasında en büyük mükâfatı kazanmıştır. Franmz sinemacılığının bir zaferi — görük memiş emsalsiz bir mevzu. Localar satılmıştır. Kalan birkaç numaralı koltuktan istifade ediniz, Telefoni 41341 Fiatlarda hiç bir zam yoktur. BENMEMEEAMMIKUNDAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: