4 Kasım 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

4 Kasım 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m e Dış Brüksel konferansı U ZAK Şark'taki vaziyeti tetkik elmek üzere- Brüksel konferansı ilk iç. timamı yaptı. Malümdur ki, bu konferans, Milletler Cemiyeti asamble. sinin teşebbüsiyle, dokuz taraflı mukaveleyi imza eden devletler arasında MÜ. zakere için yapılan bir davet üzerine top'aniyor. Fakat müzakerelere dokuz / taraflı mukaveleyi imzalıyan Japonys İştirak etmeyip bu mukaveleyi imza et. miyen Sovyet Rusya istirak edeceğinden konferansın 1922 senesi şubatında imza edilen mukavele Je xÂkası olmamak gerektir. Konferansa daha ziyade Uzak Şarkta alâkası olan devletlerin içtimai adı verilebilir, Bu itibarladır ki müzakerelere dokuz taraflı mukaveleyi ımza etmiyen Almanya da davet edil. mişti, Fakat Japonyaya bi: komünizt #leyhtarlığı misakı ile bağlı ölan AL manya, bu daveti raddetmiştir. İtalya Brüksel konferansına iştirak edecektir. Bu noktada İtalya ile Al manya arasında ebenimiyetli bir fark şudur ki, İtalya Almanya gibi, komü. nistlik aleyhtarlığı cephesine resmen ilthak etmemiştir. Boş altı ay kadar ev. vel İtalya Japon - Alman misakma girmeği teklif etmişti. Fakat ç zaman Ja. ponya bunu iyi telâkki etmedi. Çünkü komünistiik aleyhine cephe, doğrudan doğruya Sovyet Rusyayı istihdaf ediyor. Japonya, Sovyetler aleyhine girişe. ceği herhangi bir teşebbüste Almanya İle anlaşmaktan bir fayda umabilir, Fa. kat o zaman, İtalya ile anlaşrakte böyle bir fayda görmemiştir. Ancak Mal yanın da bu cepheye iltihak edeceğinden ikide bir bahsedilmektedir. Belki de Japonya o zaman İtalyanın iştirakin! kabul etmediği içindir ki Musolini Brük. sele mümessil göndermeğe karar vermistir. Bu Vaziyette konferansa, İngiltere, Amerika, Sovyet Rusya, Fransa, İtalya ile beraber Belçika, Hollanda, İsveç gib! ikinci derecede bir takım devletler iştirak edeceklerdir. İngiltere, Amerika ve Sovyet Rusyadan manda, Fransa ve İtalya da dahil olmak üzere, diğer devletler Brüksel konferansının encak dekorunu teşkil edebilirler. Çünkü Brüksel Konferansı hakikatte İngilterenin, Bövyet Rusyânm ve Amerikanın işidir, Uzak şarkta statükoyu garanti eden şubat 1922 tarihli Vaşington mukavelesinin zayıf tarafı bu anlaşmaya Sovyet Rusyanm karıştırılması idi, Sövyet Rusya ondan sonra dahi on sene uzakta bi. rakılmıştır. Nihayet Japonya 1031 senesinde Mançuryaya karşı tecavüze gi Tiştikten sonradır ki Sovyetler ile, İngillere ve Amerika biribirine yaklaşmaya başladılar. Fakat Japonya koca Marçuryayı yuttuğu halde Amerika, İngiltere ve Sovyet Rusya Uzak şark vaziyetini görüşmek Üzere hir masa etrafında top- Janamamışlardır. Böyle bir içtimar temin edebilmek için Japonyanm ikinci bir tecavüze girişmesi lâzımgeliyormuş. Ancak Çin'in üçte biri Japon istilâsma uğ- radıktan sonradır ki İngiltere, Amerika ve Sovyet Rusya bir konferans masasi etrafında toplanabiliyorlar. (Ulus'tan) A.Ş. ESMER Sabah ve dü Atatürk programı KURUN" da aydmlatan, cumhüriyet idaresinin yarın için sem ne im, sp ğin) ae OR MER only he her cumhuriyet: mogan ve a her Türkün bir mukaddes kitap gibi sözleri öyle bir yazıda hulâsa etmek mümkün, değildir. Nutuk umumt ifadelerden mürekkep bir direktif yerine tafsilâtir bir program oldu bundan Celâl Bayar kabinesinin icraat husu| sunda re yapacağını başından anlamak müm taşıyarık sik sik okunacak, ezberleneöek bir vesika, bir kılavuz; Celi Yayar kabinesi için olduğu kadar memleket Için da bir sene lik çalışma programı hükmünde olduğunu tsbarlır Kuran başmuharriri diyar kis kün olacak bu hal hükümetin muvaffakiye “Nutuk, büylk inlelâp yolunda - istikbali! tini de fevkalâde kolaylaştıracaktır.. Türk ideolojisinin yolu TAN da “Türk milleti birçok ileri düşünceleri; —— uvazeneyi bozmadan, bünyede sarsıntılar ee en “i Ni . 4 em Ni tahakkuk ettirmiştir. an ederek bugünkü baş yazısına giriyor: Şahal tarafları bir tarafa bırakırsak müna kaşalar üsil şu mokta etrafında dönüyordu: Basi gazeteler, diğer bir fki gazetenin meşri yatını, milli ideallerimize aykırı bukuyorimrdı. 1 ldeallere aykırı yürümekle itham ettiler. Bizim gszete miinakaşalarımızda dalma ol duğu gibi şahsi hücumlar da araya karışmes| ortalığı karanlık. bastı. Memlekette. adeta! bir ideoloji milendelesi varmış fibi bir man zara peyda oldu... Atatürkün, son nutkunda milletinin gidece $i yolun açık, berrak, doğra bir yol olduğunu bize tekrar öğrettiğini söyliyen Tan başmu Barriri diyor kiz , «Hariçte gördüğümüz cereyanlardan hiç biri, hadiselerin karşısında iyi bir imtihan geçirmemiştir. Hepsi sarsıntılara yol açmış, satıraplar uyandırmıştır. Büna karşı kendi gidişimiz on çök verim vermiş, en kma hapsi, tuttuğumuz yola hayrandır. Eğer ken di içimizde bu hisse iştirak etmiyenler, meri, gidişle samimi surette elbirliği yapmak mey lini duymayanlar varsa mutiaka menfi hisle rin esiri olan dar ruhlu insanlardır. daha ilerisini de aynı güzel usullerle tahak kuk ettirmesini bekliyebiliriz. Buna karşı hajka memleketlerde fena neticeler veren yıkıcı ve müfrit usullerin taklit edilmesini ve sunl surette sınıf kavgaları yaratılmasını İsi temek ancak dar körüşlü dimağlarda yer bu Mabilecek bir arzudur. Atatürkün dediği gibi cumhuriyet rejimi! yurdumuzda huzur ve elikünun en iyi yerleş mesini temin etmiştir. Her türlü çalışmaların temeli de, bu buzur ve sükündur. Bu sayede yarını tahmin etmek, yarm için çalışmak mümkün olur. Bu fik şart temin edildikten sonra rejim, Türk milletini, lâyık olduğu medeniyet V© refah seviyesine vardırmak için en esaslı bir) mücadeleye atılmıştır. Bu yolda hiçbir ensel dliştinmeye yer bırakılmamıştır ve bırakılma yacaktır. Tunceli, şnzinin önümüze çıksrabii diği son engeldi. Bunu dâ bir taraftan kut Fet, bir tarafan da eahillere kargı szami gef kat göstermek suretile ortadan kaldırdık. Ahmet Emin Yalman, yazımı şöyle yiti riyor: “Atatürk, etbirtiğile yürüyeceğimiz müs, bet, mani yolu bize göstermiştir. Eğer insan fa bağlılık duyuyoraak bu ideslimiz bakı mından en doğru yol, inkılâp bayrakları altın da Türk ideolojisinin zaferi için çarpışmak tur... , Hatay davamızın halli arifesinde CUMHURİYET de : | Yunus Nadi, Türk milletinin Hatay rejimi ne atfettiği böyük ehemmiyeti ; hatırlatıyor ve Atatürkün, Hatay meselesinin iyi bir şe kili» ballinin en dostane İnkişoflars mazhar olmak yolunda bulunan Türk — Franz mü nweebelleri üzerinde müessir bir âmil olacağı 1e takip olunacağını kaydetmek muvafıktır. Meseleye Milletler Cemiyetince elkömulmüş olmakla beraber Hatayda tesis olunacak Bu hüdünl tatbika geçirmekten ibaret olduğu unutulamaz. Ankara İtilâfnnmesinden başla yarak muhtelif muahedeler Hatayın bümust bir rejime mazhariyeti esasını kabal ve teyid eylemiştir. Milletler Cemiyetinin tasdik etti $i ba rejimin tatbikatta alacağı şekli bu Tarih konuşmaları Çingenelerin vatanı neresidir ? Geçen gün HABER'de çingeneler * hakkında uzun bir yazı vardı. Bu mü nasebetle biz de burada çingelerin tari- hi ve dili hakkında kısaca okuyucuları. mıza izahat vereceğiz. XV inci asırda Avrupaya gelmiş o lan çingeneler kısa bir zaman zarfında bütün Avrupay; dolaşmağa başladılar. Bunların nereden geldiklerini kimse bilmiyordu. Nereye gittiklerini de on. lar bilmemekte idi. Çingene adı hakkında ilim adamları bir çok faraziyeler ortaya atmışlardır. Bazı âlimlere göre bunlar Afrikada “Zeugatana,, (o vilâyetinden çıktıkları için bu ismi almışlardır. Buna karşı başkaları da bunların Mezopotamyadaki (Spondanus Singa- ra) adk şehirden bütün.dünyaya yayıl. dıklarından Holâyı bu ismi aldıklarını iddia eder, Bu iddialar arasında çinge- nelerin Anadoluda Sıvas vilâyeti civa - rında bir yerden çıktıkları da vardır. Bugün umumiyetle kabul edilen fikir gingenelerin Mısırdan geldikleridir. Çingeneler kendi kendilerine (Rom) derler. Bunun mânası onların dilinde (adam) demektir. Bazı yerlerdek: çin- geneler de kendilerine (Kalo) derler, Bu da çingene dilinde (Kara) de. mektir. Buna mukabil çingenecede (beyaz) mânasına gelen (Parno) sözü- mü de Çingene olmıyanlar için kullenır- lar . XV inci asırda çingeneler Avrupa - ya geklikleri vakit her çingene reisi ne. reden ve nasıl geldiklerine dair başka bir masal uydurmuştu. Bu masallara göre, kendilerinin mağdur bir millet ol 'duklarr ileri sürülmüş ve her yerde de onlara yardımlarda bulunulmuştu. Hattâ bir çingeneyi döven bir altm forint cezaya çarptırılırdı. Fakat bu yar A b ler İDA caştialuk”'e . atılm'ş ve derhal her yerde -ingenelere karşı tedbirler alıamağa . başlanmıştı. Almanyada nerede çingene görülürse, derhal öldürülmesi için emirler çıkmış, Lehistanda da 1501 senesinden itiba - ren çingeneler aleyhine kararlar veril - miş, fakat, Kral bazı çingene reisleri. ne (Çingene kral) ünvanmı vermekte tereddüt etmemişti. . Lehistarım ne son çingene kralı Jan Marcinkievicz'dir. 1790 senesinde öl- müştür. İsveç ve Danimarkadaki çin - genelere karşı 1662 senesinde müthiş bir emir Çıkmış, her nerede çingene gö- rülürse derhal öldürülmesi hakkında olan bu emirname üzerine çingeneler buraları terke mecbur olmuşlardır . 1565 senesinde Fransada da çinşene. ler aleyhine emirnameler neşredilmiş, bundan dolayı çingeneler burada da tu- tunamamış, ancak pek cüzi bir kısmı Basklar arasında yer bulabilmişti. İn. gilterede VILI inci Henrik, her ne ka- dar çingeneler aleyhine kararlar ver MİŞ ise de bunlar pek tutulmadığından buralarda çingeneler gittikçe çoğalmış ve Leh Kral ailesinin idaresi altında geçen asrın sonlarında yüz bine kadar çıkmışlardır. Bu kral ailesinin en son iğ 1844 senesinde 86 yaşında ölmüş- ir, N HABER'in geçen sayısında izah edil. diği gibi son zamanlarda — çingeneler arasında da kültürel hareketler başla - mıştır. İngilterede bir çingene cemiyeti tr, Kadın muharrir Mara Cop, çingene cemiyetinin kurulmasında büyük mesai sarfemtiştir. Malümilur ki Macaristan. da bülunan çingelerin ekserisi hep mii- zik aletleri çalmakla hayatlarını kaza. Vakit Sabin Öğle Tktaal #kjam Yulsr İnsel lü SA 11,68 4,4 1,08 1837 438 nırlar. Bunlar da kendi aralarında teş- kilât kurmuşlardır, İngilterede kurulan ve yalnız İngilteredeki gingenelere de. gil, bütün dünya Çingeneleriyle meşgul olan “Gypse Lore Society,, adlı bir ce- miyetin deisi meşhur şairlerinden Char. les G. Leland'dır.. 1885 senesinden itibaren de Edim - burgda “The Journal Of The Gypsy Lore Society,, adiyle bir mecmua neş - reğdilmeğe başlamış ise de bu mecmua bilâhâre parasızlıktan kapatılmıştır, Bugün bizim (Argo)'yani külhanbeyi dediğimiz konuşma dilinde çingene di- linden alınma bir çok tabirler vardır. Bu dilimize geçmiş olan kelimeler Al. man ve Rus âlimleri tarafından uzun uzadıya tetkik edilmiş ve bu hususta bir çok da eser vücuda getirilmiştir. Yazımı daha fazla uzatmamak için bi. zim dile geçmiş olan bu kelimelerden bahsedecek değilim. Fakat bir kelimeyi burada hatırlatacağım: Çingene dilin. de (Çıngar) sözü kavga, gürültü mâ- nasın gelir ki bu söz bizim argoda da kullanılır. Çingenelerin yaşayış tarzları, ahlâk ve âdetleri son derece dikkate şayan - dır. Maalesef bizde bu bahse dair he- nüz bir yazı dahi hazırlamamıştır. Bun- ların fala bakma tarzları ilim adamla - rınt da alâkadar etmiş, bu hususta da araştırmalar yapılmıştır. Başka bir fır. satla bunlardan da bahsetmeği okurla. rma vaadediyorum. K. KUMAN Atatürk Bayramımız dolayısile Devlet Reisleri tarafından tebrik edildi . Cumhuriyet bayramı münasebetiyle Efganistan kra'ı Majeste Mehmet Za-. hir, Arnavutluk Kralı Majeste Zogo, Alman Devlet Reisi A, Hitler, Avustur- ya Cumhur Başkanı Miklâs, Belçika Kral Majeste Leopold, Bulgar Kra- 1 Majeste Boris, Çin Cumhürreisi Mis Sen, Misir Kralı Majeste Faruk, İs- panya Cumhurreisi Manoel Azano, A- merika Cumhurreisi . Ruzvelt, Fransa Reisicumhuru Lebrun, Macaristan Hü- kümet nahibi Amiral Horty, İrak Krak Majeste Gazi, İran Şehinşahı Rıza Şah Pehlevi, İtalya Kralı Majeste Üçün cü Emanoel, Japon Krak Majeste Hi- rehito, Litvanya Relsizumhuru Auta- vas Smetona, Meksikı o Reisicumhuru L. Cardenas, San Salvador. Reisicum- huru Martinez, Çekoslovak o Cumhur- reisi E, Benes, Sovyetler Birliği İcra Komitesi Reisi Kalinin, Yugoslav Kral Naibi Prens Pol, Şarkt Erdün Emiri Abdullah, Süudi Arabistan Kralr Ma- jJeste Abdülâziz “ile O Yunan Başve- kii Metaksas tarafından gönderilen tebrik telgraflarma Reisicumhurumuz Atatürk mukabelede bulunmuşlar ve | vilâyet mıntakası içinde, iki cinsYf* teşekkür etmişlerdir. Çekoslovakya milli bayramı müna- vakya Reisicumhuruna tebrik — telgrafı küfrün, sövmenin bj hemiyeti yoktur. Bugün sözlerle hitab eden İ kol kola, kardeş kardeş gezji”” rürsünüz, Hatta biri, kendisi “ fedilen sözlerden kırılıp d& artık konuşmak istemese bU garib görülür: “Sen çocuk * koskoca adama dargınlık diye kendisine sitem edenle” Halbuki bir insanın hakaret kimseye selâm vermemesi, imi 7 dakika konuşmaması kada” vey olamaz. Biribirine o kadar ağır bulunmuş insanlar nasıl dostluğu kesmiyor, biribiri #8 konuşabiliyorlar? Mesele söylediklerini, yazdıklarını yorlar. Ulu orta bir söz : yi belki sadece onun zarif, tuhaf #uwvetli olmasına bakıyorlar. a itibariyle değil, şekli ile w Yeyr kuvvetli. Cümlenin 3 miyet veriyorlar, onun neye © ceğini düşünmek de “geste" düşkünü: kendileri di ma bir sahne Üzerinde gp j ve . parlak olması şartile - 1 dıkları birtakım hareketleri J8P” tan, sözleri söylemekten lar, Kendileri o sözü söylerke” si, medikleri, samimi “olmadıkl”! karşılarındakinin gücenmesin€ aefi ediyorlar. Siz: “Benimle artık ği, konuşursun ? Artık biribirimizi” “4 nasıl sıkarız? Sen bana şöyle öö”. | isnadda bulundun,, diyorsunu?- çağ nu kabul etmiyor, öyle tir İS. bulunmamış. Yazısını göst€ nuz. Fakat o, sizi gücendirer gırf kaleminin ucuna geldiği bulduğu için, bir lafz hüneri 8 mek için söylemiş. Bundan r* Zavallı, sözün manaya bir Ki unun farkında.değil. Onun ” öl söz fikrin terelimanı değildir. 5 maddi ihtizazlar bırakan fiziki bİF e, disedir. Söylenir, belki güldürü”. 4 ki alkışlanır, belki kavgayı # dikkatine çarpıp satış temin ede”! kat geçer, Bir havai fişeğidir. vi maz, kurşunu yoktur. Dikkat eğin: ribirlerine söven bütün o mi rin, zahirt nahvetleri ne Olur sun, kendi nefalerine hürmetleri tur; olsaydı ağır bir söz sö! sonra kendileri ellerini zata Nurullah ATA€ Izmirde iki , cinayet işlend İzmir, 4 (Hesusi) — Evvelki “e “ lenmiştir. Bunlardan biri Dikilide olmu” sebetiyle Reisicumhurumuz, - Çekosle- | Dikilinin Kiratkı köyünden Kemâl w göndermiş, bir teşekkür telgrafı ile ce- vap almıştır. Dün iki yangın oldu Kazlıçeşmede İsmet kardeşlere ait deri fabrikasının boyahane (kısmında dün akşam üzeri kayrıyan boyaların taşması yüzünden yangın çıkmış, boya- hanenin tavan: yanmıştır. Yangın ilk anda ameleler tarafından söndürülmüş-. se de sonradan itfaiye de gelmiş, hayli su sıkmıştır. Bundan başka dün akşam K pida Kürkçü sokağında Saadetin bacası tutuşmuş, itfaiye tarafından dürülmüştür. Mangnla. dere çocuk Fatihte Hasan ağa mahallesinde do Jâp sokağında oturan Fazlı dün oğlu” Muhsini evde yalnız bırakarak sokağa |, masında bir kuyruklu yaldız tür; göz, Kemente köyünden Ali rastlamış ve aralarında çıkan mi neticesinde Ali Keskini kasığmd” tarak öldürmüştür. Katil tar. vw Bu köyden Abdullah Eren, ayni ye Mustafa oğlu Çrkınir tabanca ile Pİ rinden ağır surette yaralamıştır. z hastahaneye kaldıtılmışsa da : sından ümit kesilmiş gibidir. Girik Çıkın bir köy toplantısında gi Jah aleyhinde bir takım fena e lemiş olmasından ve Abdullahın gı fena halde hiddetlenmiş j ş fi Bursada kuyruk! yıldız görüldü Dün ge:e saat 21,30 da

Bu sayıdan diğer sayfalar: