20 Kasım 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

20 Kasım 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Saç boyaları Gelişi güzel boya kullanmayınız ; gülünç olursunuz. Kadınlar için saçları boyama modası aldı yi bu bo bazan pek hoş görünüyor. ü. Gerçi nan saçlar Fıkat, çok dikkat lâzım, tehlikelHir. Zira, pek mı?. Tabit mi yoksa boyalı mı? Saçları- nızın rengini iyice seçtiniz mi, yakışıp yakışma 4 mi? Güneşte, veya el nasıl görünüyor? E dile-ek şeylerdir. Her renk, her 5e altında lar, çok dikkat e- çehreye — yakışmar, Gelişi güzel bir boya kullanmak doğru | değildir. İnsanr gülünç yapar. Bunun için ederir: larınız boyatacak mrsınız, her tavsiye Saç . hald>, şağıdaki tav lerimiz, ara sıra, saçlarınım bizzat tüş etmeniz içindir. Saçların rengi Boyalardan bahsetmezden evvel tabil şeyleri söyliyelim: Saf su, bazı hafif renkli saçları değiştirir. Bunlar sarım- itak veya kola renğine yakın bir renk tle, her gün saçlarını âdet edenlerde ta bir berbere gidiniz.. Soğuk veya sıcağın — şiddeti' — olması (Rüzgârlar, deniz bavası) bu saçları kırmızılaştırır Güneş, açıklaştırır. Yağ lr Briyant'nler de koyulaştırır. Boya'arın tasnifi Saçların renk! i Ğ bir çok usul! 1 — Saçl: meden, açıklaştırmak mak, 2 — Renklerini tamamiyle değiştir mek, Bu da iki suretle ya larmızın rengini koyulaştırmak istiyor- sanız, sade bir boya ile; yok eğer daha açık olmasını arzu ediyorsanız, tabif ren gi tamamiyle tirdiktan sonra., Saçları boyamazdan evvel İyice yıkamalıdır. Aksi halde boya iyi tutmaz . Yıkarken çok dikkat etmek tutam tutam temizlemek lâzımdır. Su z ya biraz amonyak karıştırıp kulk lirsiniz. Şampuvanlarda saçların , yağlarını alır. Daha iyi kaynamış yağmur suyu ile k temizleyiniz. , Saçlar; aşağıdaki sulardan biriyle 18- latılır. Kuruduktan sonra, istenilen renk husüle gelinciye kadar yıkanır. . .Keıfıne rengi saçları - sarılaştırmak için: Alman papatya çiçeği 100 gram: kay- namış veya yağmur suyu 1,000 gram, Kestane renğini vermek için? Cevzi yaprağı tozu 20 gram, dövül - Müş meşe mazısı 30 gram, çay $ gram, kaynamış su 500 gram.. Yarısı kalıncrya Kkaynatınız ve flitre edihiz.. Saçların boyanması Et kolay ve en çok kullanıları şey ok sijenli sudur. Saçların rengini tamami- le değiştirir. Bu su ile saçlar, ya plâtin Sarısı, ya da kırmızıya mail sarr bir tenk alır. Oksijenli suları renkli şişeler de sak Tamalı, ağızlarını kapalı tutmalıdır. Koyu siyah saçları sarılaştırmak için bir kaç kere oksijenli su sürmek ister. Tabii boyalar En birincisi kınadır, Bu; ceviz yapra Gi tozu. karıştırılarak Iâpa halirkle kul- lanırlır. Saf kına, beyaz saçlara kırmızımsı bir renk verir. Koyu renklileri de ma - un rengine çevirir. Renkleri koyulaştırmak için kınaya Çivid fidam yaprağı tozu karıştırılır. Kestane rengi için: Kına 5$0 gram, çivit tozu 100 gram. Koyu siyah bir renk Kına 40 gram, çivit fidanı yaprağı #ozu 110 gram. Z Çivit fidanr yaprağı tozu yerine ce. wiz yaprağı tozu da kullanıisa olur. ' Saj daha açık renkli olması is- fidanı yaprağı için ? görü - tenilirse kına hamur haline getiril oksijenli su kullanmalı Kına 100 gram, ok gram, Kimyevi boyalar Avrupadan gelen ve memleketimiz - de yapılan bir çı ların en iyileri (Para) tertibir miş olanlarıdır. Bunlar; - saçlazı çabuk boyar ve uzun müddet devam e- boyalar vardır. Bun. Je yapıl- pek der. İlk ev derisnie T zelin $ ayı kullanırken — de ik bir eldiven takınız. - Saç- r de eserleri sına dikkat ediniz. boya Öğlenden sonraları giyinmek için gü- Bel ve son moda bir rob. Siyah ve ka- lın dantelddan yapılır. Bel, cep ai Ti ve yaka, ip biçiminde sırma kor- donlarla süslenir. Ev kadı —— —— —— — Gümüş takımlar nasıl temizlenir? Yemek ye ne bi'meli ? ş takım- ları sıcak sü ile kaldırmalı. Ara: bir kayıp kurulamalı ve bu suyun içerisine fındık büyüklüğünde koy- malıdır. Kristal talımlar nasıl soda temizlenii Islak bir bezin Üstüne bir miktar çi- vit serptikten sonra iyice uğuşturarak silmeli, sotıra bol suda — çalkalamalı ve tüysüz bir havlu ile kurulamalı, Soğuk ayaklar Bazı kimselerin ayakları he- er daima soğuktur, Bu hal, kanın iyi deveran etmemesinden doğar. Bu vaziyette her sabah ve akşam ayak. ları kolonya ile masaj yapmak fay. dalıdı! Bir manikürcü kız diyor ki : “Kadın hayatta yalnız kendine güvenmelidir ? ,, Ve ilâve ediyor Bu asırda bir kadının, hayatını başkasından beklemesi kadar saçma bir şey olamaz Duvarları mavi, kapıları, aymala- x 4 murmummnaaazil SENMEMENDEM NSN TI, Mmasası mavi boyalı, şık bir ber- ber salonu... Kenarda ,küçük manikür masası- nın önünde güzel manikürcü Lili i- le karşı karşıyayız... Önunla rahat hat konuşmak için, klarımı ellerine teslim ettim. meşgul olurken ben de onunla — konuş; * o bir gazete için — kon farkına varmadan onun — ağtımdan düşüncelerini, hislerini öğrenmek iİs Şişli muhitinin zarif t rafından çok tanılmış lan bir şahsiyeti olan dükkân sahi- bi Bay Celâl Nuri, eline — aldığı bir takım maşalarla güzel bir bayanın başınma'altı aylık ondülâsyon yap- Baat tam öğle &aa- eten tenha olsun d 3hap ettim. Biz konuşuyorurz. — Demek ki evlenmek sizi ürkütü yör öyle mi? diyorum. — Evet efendim. Evlenmek beni cok korkutuyor. — Ya, diyorum, yapacaksınız? le mi yapacağım?.. üm yal,. Çalrşacağım.. — Bir gün çalışmaktan bıkmıya- cak mısınız? — Hiç insan, çalışıp hayatımı ka zanmaktan bıkar mı? — Belki yeni çalışmağa başlamış- gsınızdır da onun için böyle söylüyor- sunuz. Belki yorulmatnışsınız.. — Yeni mf çalışıyorum?1 Diye gülüyor: — Ben oön iki yaşımdanberi hsva- tımı kazanıyorum.. Ve bir gün ça- Jışmaktan bikmadım. Çalışmak, İn- sanı Insan eden şeydir. Çalışan a- dam efendidir. Kendi — ekmeğinin, kendi kesesinin, kendi parasının sa hibi.. Bu asırda bir kadının başkasından beklemosi ma bir şey olamaz.. Bugünkü sevda- Jarı bugünkü evlilikleri görüyoruz.. Kadın hayatta yalnız kendine gü- venmelidir, yoksa — başına çok şey gelir. Dük'zân ni ye bu saati 1! evlenmeyip no Çalışıyo- hayatını kadar ga — Siz kendinize güvenir misiniz? | — Hlbet.. Ben kendimden “kendi | zanasatımdan başka hiçbir şeyo & venmem..,, — Mesleğinizin size verdiği hiçbir zahmet yok mudur.? — Hayır.. Bilâkis,.. Buraya İstan- bulün en kibar, en şık, en tatlı dilli bayanları geliyor... Manikür, kuva- för, onlar için daima kendilerile ko nuşulan bir arkadaştır. Dalma tat | yanları ta | çok aranıs | tatlı konuşuruz, sonra, işim — temiz iştir. Güzelliğe, süs bir iş.. İlk m beni üzü | Anketi yapan: yordu a şimdi geçti.. Çok mem- nunum,. — İş hayalının kadını söyleniliyor? — Yalan... Eski kadınlar, evlerin- den çıkmazlarmış da sanki daha mı genç kalırlarmış? Eskiden kırk ya- şında kadına kocakarı derlermiş... yıprattığı Bugün 'nsaf edip etrafınıza bakınız | da söyleyiniz... Kırk yaşında kadın- lar, arasında, hem de çalışanlar |- çinde yıpranmış olanını hiç görüyor | musunuz? — Kadınlar çalıştığı için evliliği or, diyorlar. Ya bu mdi allelerin tadt kısa ömür! na ne dersin kalmamış! — Eskiden tadsız aileler çokmuş.. h Ama boşanmanın azlığı kadımların hayat larrâdan memnun oldukları için de- öll, — bir iş, bir becereme | diklerinden ileri gelirmiş, O zaman kadın düşünürmüş: "Elimden bir İş gelmez bir geyler bilmiyorum. Ko- yapabilecağim sanat camdan ayrılırsam fın — dörmiş. Ve abr geçirdiği halde boşanma ret ademezmiş. Kadınlar ça- lıştığı için ailenin tadı kaçtı diye dü şünmek yanlıştır. Herhalde o zaman kocalarınım fenalıklarına tahammül bir şey n kaç allenin ge- meydana çıkardı. Bu- ne güveni kendine yöor;'ve bedbaht olmiyor. Boşanifi, Bedbaht bir evlillk, herhatdö v:ı(l maktan çok daha fena bir. — şeri, Hem bugün çalışan kız esasen mediği bir adamla da d Eskiden babası annesi evlen & miş. O da “bir ekmek getirsin.. bütün hayatını sevmediği bir dt bağlarmış. Şimdi çalışan kız seVİ diği erkekle evlenmeğe mecbuf gildir. Evlendikten sonra da bef4 yi kocasından bekliyemez... W”r bugün erkek kazançlarınım bİf 'o(ı yi geçindirmeğe yetişmediğini $ yoruz, Dp — Demek sizin için çalışmak dir. — Benim için kadınların r.uh?'”;; sı, kadınlar için büyük nimettir: " , dan şikâyet etmeği düşünen kadiliy ben kendi hesabıma, aklına * rım, Sonra sözünü unutarak, aklı İ gidiyor ve: yollı — Hangi numara lâk — isterf B diya sorarak sözünü kesiyor; 467 olsun koyu mu? AŞ Suat DERV” gi —— Size burada anlatacağım macera, kanlı, kor kunç ve hiç işitilmemiş bir iştir. Bugünden kırk yıl kadar önce başlamış, olmuş bitmiş olan bu tüyler ürpertiti hâdise üzerine o vakitler İngilte- rede, Fransada, Amerikada ağızdan ağıza bir ta. kım sözler dolaşmış olduğunu, Türkiyede yağşı- yan ve bubün çok yaşlı bulunan yurdaşlarımız. dan, hatıriryanlar acaba olacak mıdir? Ancak en kanlı perdeleri uzaklarda, esrar kaynağı ve esrar m: z, ueküz bucaksız dış deniz n olan bu facianın büyük- lüğünü, 1 evletler, sendilerince çok haklı set o kadar gizli çalışı Abdülhar Pt gazeteleri- kiye halkından duyanların olduğuna ları pek pek azının um, Şimdi ben, okuyucularımı, boş Maktansa, o zaman daha yirmi y gonci olduğum halde o € faclaya nasıl karıştığımı anlatmağa başlamalı- yım; çünkü hayatımın $ on günlerinde olsun, başıma geölenleri yazmadan ölecek olursam -me- zarıma gözlerim açık olarak gideceğimi pek iyi biliyorum Ben, İstanbullu, temiz, epeyce zengin bir a- Hlenin çocuğuyum. On iki yaşında iken anam ve babam birer yıl ara ile ölünce, yıllardanberi Mı- sırda bulunan ve orada pek zengin ve pek bü- xük bir adam olduğunu her vakit duyduğumuz sözlerle yor- a bir Türk diş korkunç ameam İstanbula geldi; annemin akrabasile bir takım miras ve mal işlerini düzelttikten Sonra beni aldı; Misıra götürdü. İstanbulda baba tara- fından kimsemiz kalmamıştı. Annemin akrabası ise pek uzak kaldıklarından bizi korumak ve büyütmek Mısırdaki amca için bir vazife oluyor. du. Mısırda çocukluk hayatım prenslerinkine uygun bir parlaklık, rahatlık — ve bolluk içinde geçti; amcam, O zamâatılar herkesin yanyar tığı “yeni kafalı,,lardan, tuhaf bir adam değildi, bütün merakı avcılıkta, güzel yat niz seyahatleri yapmakta, her posta İle Avrupa- dan gelen sandık sandık kitaplar, gazeteler ara- #mnda yuvarlanmakta idi. Ben on gekiz yaşında iken amcam — Öldü; pek Penç ve pek zengin olarak geniş ve güzel dünya- da yeni baştan yalnız kaldım: Amcamın — bütün kerveti bana ge' Şti. , Yirmi yaşıma geldiğim — vakit ben iyi tahsil görmüş, amcamın saBlığında onunla, ölümünden sonra yalnız veya dostlarımla dört beş kere Av- rupada dolaşmış, çokça okuma ve spor düşkünü, Yakin herhalde ağırbastı bir gençtim. Böylece, amcamın bıraktığı büyük para ve emlâk sayesin- de hayatımın geçişi, aşağı yukarı amcamınkine benzemiş bulunuyordu. Başıma gelen büyük macera, daha yirmi ya- şımda, amcamın iken, artık benim — olmuş olan yatla sitmal! Avrupada dolaştığım sırada başla- mıştır. 1898 yılı İdi. Takenderiyeden yatıma binmiş. pek hoş bir deniz gezintisi ile canubi! Franen, İs- panya kıyılarını dolaşarak Londraya gelmiştik. Londrada lâzım olan ve güzel görünen hemen Haber'in deniz ve macera romanı: 1 gü ber şeyi ve'her yeri tekrar gördükten SONT? Çt ne yatımla Fransaya geçtim, d R de birkaç ay geçirmekti. Şurasını da Si ki: Londra bana, bir deracey gibi geliyordu. Oksford üniversitesinde :fçd #im beş yıl bana bu büyük şehirde pek ço tıür’; kazandırmıştı. Fransızcayı da iyi bilmekl? çf ber ingilizceyi de orta derecede, hattâ n_ıU" d“'y gsayilan çok İngilizlerden daha iyi biliyüf grte Şarkir te çok zengin — olmaklığım ise LOV çit Paris gibi merkezlerde insana nekadar ':"e v leryüzler, tatlı diller hazırlıyacağını h"kn”d’ Hlr. Bundan başka genç olduğumu da akir tutmalısıtız. 1897 yılında 1 * PFransanın “Kale,. limanma girdiğimiz ""F şimendiferin bizi atacağı Paris şehri bana ' — etlik duygusu vermekteydi. e U' Bu Paris& yolculuğunda yatta fn!nıi' I"*”. dim. Yanımda birkaç dostumuz daha vardi- ıf lardan biri Ali isminde benimle Oksfor: müş ve İstanbullu zengin bir allenin ço Yanında on altı yaşında kızkardeşi Öteki iso burada şimdi bile şeklini olarak tarif edemiyeceğim bir İngilizdi- ona bilmem tam manasile bir “dost,. c!l)'!dı " miydik! Bu bir bakışta elli elli boş yaşımt” çatf “Kartal,, adındaki — yatfiğil

Bu sayıdan diğer sayfalar: