28 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

28 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 “Denizbank,, Tü Mecliste Sadri Maksudi şiddetle tenkit edildi Ankara, 28 (Hususi) — Büyük Mil let meclisi dün toplanmış Oo ve iktisat vekili Şakir Kesebir, İkinci kânunun ba şında faaliyete başlıyacağından dolayı Deniz Bank kanun lâyihasının müstace len müzakere edilmesini teklif etmiş ve bu teklif kabul edildikten sonra rels, unvanmın tekrar tetkik edilmesi için bütçe er:ümenine verilmiş olan lâyiha daki encilmen mazbatası okunmuştur, - Malöm olduğu Üzere geçen cuma gönü lâyihanın ilk müzakeresinde Gire. son mebusu (Sadri Maksudi “Deniz Bank,, kelimesinin Türkçe olmadığını İleri sirmüş, nasıl “İş bankası,, denili. yorsa “Deniz bankası,, denilmek doğru rlacağını söylemişti, Encümen mazbatası, deniz banka #- dinin Türk grameri kaidelerine muta. bik ve bilhassa âlem İfade eden ismler. de bunun birçok misalleri mevcut oldu Bu ve ayrıca bu tabir Sumer Bank ve Eti Bank gibi şivemize uygun olup de mİz bankasına tebdiline Tüzum olmadığı neticesine varıldığı mealindedir. Bunu müteakip İsmali Müştak Ma- yakön (Siirt) ve Hasan Reşit Tanku (Maraş) söz almişlar ve Deniz Bank tarihinin doğruluğunu izah etmişlerdir. Bundar. sonra maddelerin mürake. yesine geçilmiş ve kanun kabul edilmiş» Ismail Müştakın tenkitleri İsmali Müştak Mayakon ezcümle şöyle söylemiştir: “e Müsaadeleriyle söyliyeyim ki, ortad abir garabet varsa bu garabet De niz Bank terkibinde değil Türk grame. ririn yapraklarmı karıştırmadan bu da vaya karışan arkadaşlarımızın man- tığındadır. “Kayır arkadaşlar, Sümer Bank, Eti Batık gibi Deniz Bank terkibinde de gevner bakımından hiç bir kaidesizlik yoktur. Bu terkipler kıvrak bir ifade kahi''yetinin, ve güzel bir gil elâstiki- in mahsulüdür, Sa?ı! Makshdi arkadaşımız Sümer Bank. Deniz Bank terkiplerini kaide. sirlikle itham ederken davasmı ispat edecek bir gramer kaideşi göstermedi. (, akü pösteremezdi. Çünkü öyle bir gramer kaldesi yoktu, Bilâkis bu gibi terkinlere cevar, kıymet ve yer veren bir kalde vardır. Türkçede üç şekil ter- kibi izafi bulunduğunu libirsiniz, Birin. ci şekil, terkibi izafilerde hem muzaf, hem müzafünileyh izafet alâmeti alır. lar. Bu terkibi izafi şekillerinin en ba- sitidir. Milletin hâkimiyeti, çumhuri. yetin fazileti, meclisin ruznamesi, bü. kümetin muyaffakıyeti ( terkiplerinde gldağu gibi, İkirsi şekil terkibi izafiler- de izafet alâmeti yalnız muzafın sonuna gelir. Kanun kuvveti, Türk bayrağı, keki eseri, şive düzgünlüğü terkiple- rinde olduğu gibi, Üçüncü şekil, terkibi İzafilerde ne muzaf ne de muzaf: ileyh izafet alâmeti almazlar: Dar dere, maltepe, Adahisar, Kadıköy terkiplerinde olduğu gibi, İşte Sumer Bank, Eti Bank, Deniz Bank bu Üçüncü şekle göre yapılmış ter kibi izafilerdendir. Bunlar gramer say falarında kaideleşmeden evvel dilde mü eyyideleşmiş birer dil o kıvraklığıdır. 'Türk zeklismn Türk zerafet ve hassa, şiyetinin birer muvaffakıyetidir. Meselâ, Galatasaray, Ayvansaray, Bahçekapı, Kumkapı, Topkapı, Dujte- po, Maltepe, Tmartepe, Hisartepe, Ka- difokale, Çanakkale, Dağkale, Rumkale, Bakırköy, Erenköy, Kadıköy, Malıköy, Şincanköy ve nihayet en büyüğümü. ün makamı fazilet ve asaleti olan Çan Görülüyor ki, Sümerbank ve Etibank güv Denizbank terkibi de kaideye mu” vafk, giveye uygun, iktisadı ve mali bir firmanın unvanmda bulunması lâzım » gelen bütün vasıfları haizdir. Yapıdan şey doğrudur. Katılünü yüksek heye» iinieden res ederim. “Bank, kelimsi Türkçedir İsmali Müştaktan sonra ayni mevzu söylüyen Maraş meb'usu 3, söz e Reşit bilhassa dedi ki; “Denizbank mürekep adımı teşkil e- den sözlerden, deniz kelimesi kadar “Cumhuriyet, in “Server Bedi, ine cevap e harrirlerimizde! da sayın mebusun bize söyledikleri kısa bank kelimesi de Türkçedir. Arzu bu- yururlarsa bunun uzun izahatini Türk dil kurumundan ve Türk dil fakültesi profesörlerinden tahkik buyurmaları gok kolaydır. Ben burada sadece hepimizin bildiği- miz “baç,, ve kendilerinin deçok iyi bilmesi lâzım gelen 'bân,, sözlerini ha- Urlatmakla iktifa edeceğim. Türkçed; bu kelimelere “taahhüt, “para taahhidü,, ve "borç, mânaların verirler, Garp Tisanlarındaki “Ban,, “banka;, “banko,, muahhar şekilleri eski Kelt ve Got dillerinden alınmadır. O devirler de de “ban, şekilleri vardı, Her halde Denizbank çok. yerinde temiz ve tem Türk dili bünyesine - yy» gun bir isimdir. Sayın kamutayın bu ismi kabul buyurmalarında isabet €lâ” cağını derin hürmetlerimle arrederim-, Ankara, 27 (A.A.) — Türkiye Bü- yük Millet MecWsinde müzakeresi geğ- miş olan “Denizbank,. sözü hakkında Ulus gazetesi mubarrirlerinden OK& tahya mebusu ai Uluğ ile Ajan mu- birinin vaki mülâkatım bir izahı da profesör Tankutun nutkun- dan sonra vermeyi münasip görüyoruz; Sual: — Bugün okuduğumuz. “Cumhur yet,, gazetesinde (Server Bedi)-imzalı-- yâzı üzerinde noktai nazarınız nedir? Bu yazdja bir resim vardır; “Deniz bankası,, yazısının son üç harfinden ev» vel yukarıdan inen bir balta, ve bunun şiddetli bir darbe ve keskinliğinin fışkı- ran alâmetleri. Server Bedi “Deniz bank,, m yanlışlığını ve “Deniz banka- sı,, denmek lüzumunu Üeri süren hu- kule profesörü Sadri Maksudiyi teyit için bir takım misaller getiriyor. Ez- cümle diyor ki;: “İzmir belediyesi yer'- ne "İzmir belediye, diyebilir miyiz? Sayın mebusumuz Naşit Uluğun bize verdiği kısa cevap şudur ; — Hayır “İzmir belediyesi, yerine “İzmir belediye,, demeyiz. Ve şimdiye kadar Türkler bize böyle bir terkibi isim kullandıklarına dair misal vermiş değillerdir. İzmir belediyesi, İstanbul belediyesi, Ankara belediyesi ve ber şehrin bir belediyesi vardır. Bunun mâ- nase'gok açıktır: İzmirin belde öşleri ile uğraşan müessesesi. Bunun Denizbank unvanını taşıyacak bir müessese ile hiç bir İlmi münasebeti olmadığı meydan dadır. Yalnız bende sizdeh şunu sormak isterim: Denizbank ifadesinin yanlışlığını, yanlış olarak, ileri süren ve Türk dili İle ne İlmi ve ne de - bilhassa - fonotik alâkası olmadığı kendini “tamryan ve du- yanlarea malâm bulunan Bay Sadri Maksudiyi teyid etmek için getletiği misaller arasında Niçin (Server Bedi) Aenilen zat: (Maltepe), (Kumkapı), (Beşiktaş), (Ayvansaray) gibi terkipleri katırlayanınmıştır? Bu (Server Bediy denilen zat ya çok &limdir, bu takdirde benim işaret ettiğim Ti İsimden “müs: rekkep unwariları An nazarı dikkate ala- rak ilim yolundan izahta bulunacaktır. Ve yahut Türk 4lli etimolojisinde ça” bildir, söze karamıyacaktı.., “Sadri Maksndt cahildir. Anadolu alanı Naşit Hakkları baska eski Raşvekâlet hususi kalem dlrektörü Kütahya (Omobusu Vedit Uzgören ile de görüşmüştür. “Denizbank” kelimesi üzerinde mütalea larını aöyliyem mebmslardan Falik Rıfs kı, Hasan Reşid, Naşid Hakkı ve hüc umlera muhatab olan Sadri Maksudi erden şieiiyetsterretelerden, kO “Sadri Maksudiyi hürmete şayan görüyor idik... «Türkçe gramere sığmaz, ,HABER“— Akşam postası rkçedir Bu zat-da ezcimle şöyle <— demiş- tir: “ Ben Bay Sadri Maksudiyi beki- katen bir şeyler tilir zânnederdim. Halbuki Deniz Bünk sözüne itiraz e- den beynüntıdden anladım Kİ bu zat hiçbir şey bilmiyormuş. Bir defa Türk dilinin tamamen” cahilt oldu- ğuna dair basıl olan. kanaatimi açık» ça söylemeliyim. Halbuki Sadri Mak sudinin dil hakkında (o yazılmış, ve mukaddimesind4 Atatürk imzasile nethü'#ena edilmiş kitabını okudu- gumsaman, hakiğaten Bu zatın dil İle alâkasr olduğunu satimıştım..Mee Üste İşittiklerim bu sanımı ne yazık ki tüketti, Sıfır yaptı. Ben, Sadri Maksudinin meşhur ta rih profesörü olduğunu da işitmiş. timi. Bu #on münasebetle onun tetki- kinimerak öttim: Tamkanaatle an- lddım ki bu zat tarihçi değil dir, Tarihi bir papagariın söylediğin den İleri geçmemiş bir zavallı İmiş, ; Biz bu hakikati, ne yazık ki mek- lan ve anlaşilmamazlığı: yüzünden, kimin tarafından seldiği tahkik edil mek lüzumuna kani olduğum cümle- calardan işitüm Oo Evet, bu manasız sözler ve hikâyeler de, Sadri Mak- şudinin cahilâne mahsulleri eserleri olduğuna kanaat getirdim. Arlık ç6- sarstle daha ileri gidebilirim: Sadri Maksudi, bir hukuk profe- sörü müdür? Henür bunun Üzerinde kuvvetli ve müeyyit vesika göreme- dim, Ancak etrafa yayılmış (kendi Madelerine göre Sadri Maksudi, Rus çarlığınde tahsilini ikmal etmiş ve orada bir nevi, bir nebze sokak avu- katlığı yapınış, kendilerinden men- kul olmak üzere, Pariste Sorbon üni versltesinde kürsü sahibi (İmiş, ne kürsüsü? Türk dili kürsüsü? Hukuk kürsüzü?.. Bunu henüz'tabkike vakit bulamadım, Ancak Paris, Sorbon üniversltesin de Sadri Maksudiye hukuk kürsüsü verriezler, Türk dili kürsüsü mü? o da şüpheli. Bğer böyle bir hata vaki olmuşsa n6 yazık, Garp âlemi Türk dilini--Sadri Maksudi uğzından işit» miş oldu. Bay Sadri Maksudi, derslerine de vam etmeden evvel sen türkçeyi öğ rensen:ve onun le: ğrınt Otatsan Mey koluşmaktan letinap 'eder-— sin.,, Eğer.senelerdenberi seni Türkiye | “talenalarını bildirmiş, sönrâ Ankara me. e Geellek gençliği sakat türk- çen &in deraleri o dinliyorsa, bunu kendin için bir Jütfu Mirai ve Türklüğün taşkın nezaketinin sek eseri telâkki etmelisin, Yok sen, Türkiyede türkçe konuşmağa, | türkçe ders vermeğe cesaret edeme- mek mevkiinde bir adamsın. Fakat beşeriyette senin gibi, ceh nl bilmiyen, kendini (âlim sansn gafiller az değildir..... Anadolu ajansı anketine deyam ede- vek Türk dili tetkik cemiyeti üyelerin- den ve “Dil, tarih ve coğrafya fakültesi, doçentlerinden Dilaçar ile de görüşmüş- tür. “Türk - Ermeni denilen bir kabile. nin Türk çocuğu, olduğunu. söyliyen Bay Dilaçar da demiştir ki: “— Biz bugüne kadar Bay Sadri Mak- sudi arkadaşımıza, hiç de tetkike lüzum görülmiyen bir mütehassıs olmak sanı siyle kendisini hürmete şayan görüyor- duk. Fakat Türkiye cümburiyeti hükü- metinin şüphesiz en mütshassıs dilcile- rimize sonra ortaya koydu- Bu “Deniz bank” sözüne itirazını o ka- dar gayri ilmi ve cahilâne gördük ki ar- ko zatın Türk ilim ailesi içinde bir See Si kabul edememekte mazu- Geceleyin de Ankara radyosunda ayni ni,gürünce şaşaladı. Kadın geri kaç rek şöyle demiştir; , bir dildir ki, bütün dünya dil âlimleri Kamyon Aya Baylara 1 incide ineceklerdi. Tramvay hattının Üze- rinden yürüyen kızla kadın Edirne- kapı çocuk bakım evine yaklaştıkla- rı bir sırada Marika İstanbul tara- fından doğru süratle bir kamyonun geldiğini görmüştür: Kız bu vaziyet üzerine elindet tut tuğu kadını çekerek yolun sağ tara- fına kaçmak (istemiştir. Sofiya da başını çevirip (o kamyonu, görünce korkmuş, kızın elini bırakıp geriye kaçinıştır. Bu'sırada kamiyon yetiş- miş, sol tekerleği Sofiyanın başma çarparak kadını yere düşürmüştür. Vakaya Karagümrük karskolu- na menâup zabita memurları el.kor muş,$oför yikalanmış, yaralı kadını mugyene için Edirnekapı bakım 6- vinden bir doktor ççağrılmıştır. Gelen doktor muayenesi neti- cesinde kadının başımın patlayıp beyninin dışarı çıktığını görmüş, yaşayamıyacağını anlayınca bas teneye kaldırılmaşına lüzum çi- madığını söylemiştir. Sotlya yol üzerinde on beş da- k'ka sonra ölmüş, cesedi bir sod- yeye konarak yolun kenarma a- Unmıştır. Kanların aktığı yerle- rin üzerine de talaşlar döküliüüş tür. Yarım saat sonra müğdelumumi muavinlerinden Übeyt ile tabibi ad- li Enver tahkikata el koymuşlar- dır. Tabibi adii Enver cesedi muayene etmiş, ölümün şeklini tesbit ettikten sonra defnine ruhsat vermiştir. Kazayı yapan şoförün oOAdı Tatı dir. 1715 sicil numarali olan Tafilin kullandığı kapımını numarası $892 dir, Vefada yıldız garajına ensup- tur. Taş, kireç taşımaktadır. getör Tatil müddelumumi geldikten sonra karakoldan getirilmiş, kaza etrafın da İzahat vermiş, sonra kamyona bi- nerek tecrübe yapmıştır. Tatil şunları söylemiştir: “- Karagümrük dürak yerini ge- çince-kadınla kızı yol üzerinde gör: düm. Karşı tarafa geçiyorlardı, Köor- na çalmadım. Çünkü korna çaldığım birçok kimseler ürküyor, şasırıyor- du. Kızla kadınım karşıya geçebile- ceklerini tahmin ettim.Fakat kız be mak istedi. Bu sırada (Kendilerine yetiştim. Sola doğru fren yaptım. Fa kat yerler çamurlu olduğundan ve yolun sol tarafında da paket taşları olduğundan tekerlekler kızak yaptı. Yaşamak Hakkı Nâzım Hikmetin İlk romanıdır. Bu değerli şairin adıyla Deşredeceği ilk eserini bür yük bir zevk ve büyük bir alâka ile takip edleceğinizden eminiz. Yeni senenin ilk gün ün- de başlamış bulunacaktır mm ik ARR m am mevzu üzerinde neşriyatta “bulunulmuş- tur. Kırşehir mebusu Müfid Özdeş mü- busu Falih Rıfkr Atay da söz söyliye — Türkçe, dünyaya kültür götür- yaymış, saçmış, Türkün dilidir. Buna bütün dünyada. İtiraz etmeği dü- şünen aklı başında hiçbir adam çıkma- miştir ve çıkamaz. B — Türkçe o kadar geniş ve zençin bunu kök ve ana olarak salmak meoburi- yetini itirafta başka çıkar ilmi yol bü- lamazlar. C — Bu kadar geniş bir dil, Osmanir devrinin kısır (o asırlarmda Oo mahdud kafaların o uydurduğu » gramere sığ - maz.. İşte biz “bü günkü “Türk çocukları, ve hakikatçı İnsanları, yukars da İşaret ettiğim prensipleri bütün vu - uhu ile en münkirlere dahi göstereceğiz. Bunu #abırla, ve fakat, Türklüğe has, Şuur ve İnanla bekleyiniz. Takdir eder- siniz ki bu iş o kadar. kolay değildir. Güç işi başaracak olanlar, “çalışma yo» lundadır. Bu Yol üzerinde çıkabilmesi da ima beklenen Sadri: Maksudi gibi mua- rizlar elbette aydmlık dışında kalacak » lardır, Siz Türk gençleri, bu muarızla - rin sözlerini değil, Türkiye Büyük Mil Jet Meclisinin en son verdiği suurlu ve parlak kararı kendinize istikamet yıldı. 71 alıız, Sizi muvaffakıyete, saadete ve hakiki bilgiye eriştirecek olan budur. ver 28-BİRİNCİKANUN 1937 kazası , Kâmyonun neresfnin çarptı e miyorum. Altı çocuk babasıyıf” yetek biç kaza yapar ayrilir * Seyrüsefer mühendisi tar? da kaza yerinde keşif yapıl ati ru şofür gere Karakola götü dele? tür. Kazayı görenlerin de if8' alınmıstır. Sokakta kalp sektesinden oi “ Bügün #ant bire yirmi kala ? #liden Birköciye doğru inmek ve 45-50 yaşlarında ' tahmif © bir adam Sirkeci dörtyol aff” metre kalarak birdenbire. yef* varlanmış ve bu şiddetli sukut cesinde biçare adamın başı da mıştır, J Hüviyeti tesbit editemiyen w ği zedenin kalb sektesinden vef8t ği anlaşılmıştır. Japonya alay mı ediyor? Dap Baztaraı 1 deki fıkralar rüe$aşı, Amerikanın girmesinden evvel birreyiâm yal ını teklif eden Lüdlowun sür'atle reddedilmesini temine vermişlerdir. Diğer taraftan idare, şonkânst yi ma devresinde bahriye için krediler «ide etmeğe çalışacaktır, Amerikan gazetelerinin dde neşriyatı Vaşinatonğ 28 (A.A.) — Panar MÜ dolayısile Tokyo ile Vaşingon tenti edilen notalar hakkında. (€' bulunun Evening Star gazetesi şöf”” maktadır; yeri! “Hariciye neraretile Tokyo hdi? g panmis addedebilirler. Fakat Amı si kının da ayni kanaalle bulunduğu dir. Büükle bircok kimseler. Jena Amerika bayrağını bu kadar ağır ye de tahkir ettikten sonra sadece. “be zur, görünüz, demesin) bizim. alçel rın ve uzak şarktaki menfaatlerimir! telâkki etmektedirler.,, Japon dahiliye nazırı amiral gu'nın verdiği yeni beyanat bambi” yapmıştır. Filhakika, Suetsugu Japonyanın Te tarziyelerine rağmen, ları sö; “ Kanlona karşı taarruzu k yi mak için, belki bir gön Halman j M # “nn teravtz Ön seri eği a yerleşmek mecburiyetinde ka! nay bidisesi gibi, hidiselere geline, diseler gayrikabili ietinabtr ve edebilir. Ne yapalım! Japonlar ANS ler ya! Kazadır bul. Bir hâdise Pekin, 27 (A. AY — Röyter gi ri bildiriyor: Japon askerleri dön İngiliz ae Misyonerleri mektebine girerek / #üsl evrak zaptetmişler, bunda mektebin Çinli müdürünün çıkmışlar ve orada bulunan evraki .mışlardır.. Çinli müdür, mâlüri sebehlerden dolayı tevkif 4 Bir şehir daha Japonları" geçti g Tientsin, 27 (A. A.) — Japon çe rmen umumi karargâhı, Tsimaf etmiş olan Japon kuvvetlerini? şehrin. tahkim edilmiş olan gal eden Çinlileri tardetmek sure mizleme” ameliyesile meşgul bu" larını bildirmektedir. Bir Japon erkânılarp zabiti Puken çephesinde uzun bir'ti sonra: Japon taarruzunun "4 ğunu beyan etmiştir. ki

Bu sayıdan diğer sayfalar: