2 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

2 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eğenin modern kazası sayılan Kuşadası | Muntazam çalışmalarla ber gün Fakat Kuşadası, (Hususi) — Kuşada. laz Kazanın bütün köylerinde bir imar faaliyeti | vardır. “Ynakam Naili İlter sık sık köyleri Yen m Programlı bir şekilde ileri. Ea ven nezaret etmektedir. BE azla zerinde durulan meseler Kk biri, yol tnşasr işidir. Selçuk — temiz arâsındaki yol esaslı olarak m » burada yeniden bir köp Yol ştur. Küşarser . Söke UN da bir kısmı tamir edilmiş ierinde rdenberi yağmur mevsim. “ Mecrasmı değiştirerek taşan rep raridaki evlere hayli zarır ve. miş, Erkmen. deresi devesi,, temizlettiril. etlere İS kasabanın İçindeki mecra geniş. mişti erek muntazam bir hale ifrağ edil. © Bu işte ilç binden fazla amele rü dç dere üzerinde yeni bir köp. tayrabada İmar faaliyeti de iyi ne. vermektedir. Hükümet konağı —— edilmiş, geçen sene seylâptan ha P olan parkın duvarları yeniden dark » töşcir işine hız. verilmiz. eş fazla çam ve saire 2. taş * dikilmiştir. şebekesi anım en güzel bir (yerinde blum in Büyük Şefin bir büstü kilece ir, # Kazanı biltün köyleri, © yenidön batlarla biribirine ve merkeze Vi Merkezde madern bir 5; t “ek kurulmuştur. Kuşadasmdan, Vi, var köylerle istenildiği anda | kolay. A Börüyüebilmekedir. MACA ik fan'iyeti. g ağdan ötriancilık işlerine di &hemihiyet verilmektedir. Boş “lan “İn ve bilhassa küçük tepelerin dün avdırıtmasınm sıhhat “bakımın. eşi Ylalazı köylülere konferanslar mma: kahvehane. ant yerlerinde bu mevzu ü- Mya hasbibniler oyapılmaktadır. Mare ormanlarda yangına kar$! * &lmmiş, ücrete köy be verilmek” Üzere civar enzlinin eko- Mom'k vaziyeti Bir yaly, istilsalât, madenleri © ve serveti arma kurumu, iktisat haftası Netiy, bir broşür o bazırlanıştır. ida? içerisinde, zengin matümalı M ei bu eser, Denizlinin ziral, tica > *adi durumunu fotoğraflarile or mp İsti vilayeti hakkındn broşürde şu Aİ Söze çarpmaktadır: Vary kazaşile birlikte yedi kozadan a olan vilâyelin mesahai © sathiyesi Drman etre, müfusü 201626 dır. ları 51700 hektardır. kan Yet halinde Sarayköy © kazasında vene Acıpayam kazasında (Zımpara) Mehter olduğu gibi faaliyette olmıyan ii vi bulunan Tebeşir taşı, miyant, Kurşun, kır TU boya ve alçı Çile - İki VE inde Yedi tane un fabrika ey 0m debagat fabrikatı faatiyetle- li 17,323,200 kilo der Üy gpaRak fabrikaları da 875000 kile bilye le imal etmektedir. Vilâyet da Bankir ga hi, Sokuma tersi mevcullur. Meg, senede 90.000.000 metre bez Viz dl vali bir senelik kuru mahsul fstib İ2)ig da W 23 milyon o 486,491, Arpa 2073, kay 8775, susam İSR4S3, pamuk Vs; 10033, Nohut, 22055, çeviziçi korna; ay 6ö01, anason o 12095 ipek di * Yün 2684, fasulye © 139000, i Fine, ei Afyon 7080, tütün 934750, Patates 1224000, mercimek 862000, sarmısak 17000, ao : * Fina 15000, erik 275000, 0: meli Kestane — 10000, Oklraz Ee Mn vişne 40290, iner, k * kaysı 25000, Özüm ME 2, ayen Gano kile Hip, ber (ma hsyte «iveriştidir. e biraz daba yeni bir çehre alıyor bir tek serbest doktor yok! köylerde orman < yangın korucuları ayni zamanda ormanlarda tahribata Sıhh? vaziyet Kazanım sihhi durumu çok iyidir. Sıtma mıntakası olan Selçuk - Belevi ve Güzelçamlı köylerinde (o mücadele devam etmektedir. Kazanın — bütün köylerinde halka kinin tevzi edilmek. tedir. Ancak bir noksarlık vardır ki, o.da'kaza belediye doktorunun bu. tunmaması ve ayrıca tek bir serbest tabip olmamasıdır.. Sıhhatl umumiyeye muzır oldu. Şundan hayvan sürülerinin sokaklâr. da dolaştırılması menedilmişitr. Fena kokular neşreden tabakhaneler de şe hir haricine kaldırılmıştır. Köylerde gübrelik bulundurulması “asaktır. Kazanın köylerinde de sistematik bir çalışma vardır. Mektep. binaları insa edilmekte, Cumhuriyet alanları, spor meydanları, çocuk bahçeleri, ni. mun fidanlıkları vücude getirilmek. tedir.” Bâzı köylerde damızlık kay. van istasyonları da kurulmuştur, usulü de Darısı “başımıza - ızmir halkı Hileli ve bozuk süt içmekten kurtarılacak İzmir, (Husus) — Belediye tara. fmdan İzmirde bir süt fabrikası vücu- de getirilmezine karar verilmişti. Bu fabrika, İzmirin süt ve tereyağ ihtiyar. cmı temin edecek, süt hazırlıyarak kemyonlarla şebrin her tarafına dağı. tacaktir. Belediye süt fabrikasının, . gehrin muhtelif yerlerinde satış şubeleri bu. tunacaktır, Bu suretle başka kimsenin İzmirde süt satmasma müsaade edil. miyecek' veiyibiridarcile halkın hilesiz, susuz, tem'z ve sıhhi süt içme. | si temin olunacaktır. İzmirde “süt fabrikasmm İnşası için Almanyada bir firma tarafından belediyeye teklifte bulunulmuştur. Be. lediye fen heyetince bu teklifin tetki- kine-başlanmıştır. UNAFKARPAFASLAR Nakleden F.K. Yaklaştı ve genç kızın ta gözlerinin içine bekte Piskopos “Zaen.in emri üzerine şato- wun sahibi Reymond dö Perey ile onun güzelliğiyle meşhur kızı Esklarmond üldürülmiyerek Narbon'a naklolundular ve orada bir nevi şato olan piskoposluk dairesinde iki ayrı odaya hapsedildiler Zaen'in Montsegür şatosunu zaptet mek istemesinin sebeblerinden biri de işte bu kızdı. Mahsurlar mağlüb olduk. tan sonra şatoyu hücumla almak kabil ken müzakereve girişmesi de gene o kr za duyduğu alâkadan ileri gelmişti” hü. cum esmastrxla gönç kızın ölmesinden korkuyordu, güzelliği dillere destan olan Esklarmond muhakkak onun olmalıydı ölmemesi lâzımnd. Hapsedildiğinin üçüncü günü genç kız hücresinden çıkarıldı ve Zaen'in odasına götürüldü. Esklarmond şato zaptedildi- Kı zaman piskoposu uzaktan sörmüştü. buna rağmen odasına götürülünce onu derhal tanıdı. Zaen elli yaşlarındaydı. Uzun boylu, sapsağlam vücutlu bir adamdı. Odada ayakta duruyor ve genç kıza bakıyordu. Tkisi yalrırz kaldıkları vekit “öze başla. de: — Esklarmond, seninle açık ve sarih konuşacağım. Sen çocuk delisin, ben de yana yakıla ilâmaşk etme devresini çok- tan geçirmiş, hem'de böyle şevlerle kav- bedilecek vakti olmrvan bir adamım. On sekiz yaşına gelen bir kız, benim kendi- sinden ne istediğimi pek âlâ anlıyabilir. Yalnız şunu söyliyeyim: . havatın ve babanın hayatı benim elimdedi sem ikinizi de serbest bıraktırabilirim. Sizi işkenceye ve ölüme sevketmek de gene benim elimdeğir. Ne demek istediğimi mi> Genç kız istihfafla gülümsedi ve gayet sakin cevab verdi: — Evet anladım. İstediğiniz olmıya- cak! Zaen kaşlarını çattı. esrarlı bir tavır takmdı ve cevab verdi: — Bakalım görürüz. İstikbal hakkın. da pek iddialr Konuşma! Yaklaştı ve genç kızın tâ gözlerinin İ- cine baktı. Birçoklarını olduğu gibi, onu da sadece iradesinin kuvvetile arzusuna rametmek istiyordu sanki... Fakat genç kız bu bakışa aldırmadı. utanıp göz ka* İ paklarını indirmedi ve dudaklarını istih- fafla hüzün pavasr, yukardan aşağı süz- inekle iktifa etti, Piskopos ummadıfı bu cesirete şas tı, genç kızın belli etmemele çalıştığı anladın değil heyecanla ütriyen kızıl dudaklarına, he. « Günak çıkartırken yecandan kabarıp inen göğsüne baktı, etekleri, uzun, elbisesini “zarif itinalarla taşıran vücudunu süzdü.» Göğleri 'parla- dı, e erir hücumu ie kızardı. Boğuk bir sesle: — Dikkat et, dedi. sana bir gün ve bir gece mühlet veriyorum. Yarın bu $a- atte kendi isteğinle buraya gelip şu ya tağa uzanmazsan hahana gözlerinin ö- nünde işkence edilecektir. Bu iş günlerce sürecek, ölümü mümkün mertebe geç 0- baskın veten papas... | — Eski bir tablodan — tir; genç kız tizi göttetirde, belki daba iyi olabilir, fakat riza göstermese sar“ ki neolur? Hâkim ölan gene kendisi değil mi? Onu hal: yola koymak; Fizs göstermediği şeyi zorla elde etmek ka bil döğil mi? Arada fark olabilir arora, bu fark o geceki zevkini fcda etmeğe değer mi?. Odasında aşağı yukarı gezinerek kir iki dakika bunları düşündükten surra kararını verdi ve bir şamdan; yakzinye- lacaktır. rak dışarı çıktı; bir koridor geçti ve Esklârmond, dalma sakin dinliyordu. | genç kizın babasının odasına girdi. Papas devam etti: — Peşimden geli. — Fakat teslim olurtan baban hiçbir şey bilmiyecek, sekiz gün benimle yaşa. diktan sonra ikiniz de serbest olacaksı- nız Seşvetinizin bir kısmını,da iade ede ceğim, Genç kız soğukkanlılığını muhafazada devam ederek kısaca cevab verdi: — Hayır! Pâpas hiddetle dudaklarını ısırdı, f kat bir şey söylemedi. Ellerini çırptı, ge- lenlere işaret etti, İki papes genç kızı tekrar hücresine rötürdü. Ertesi akşam Narbon piskoposunun verdiği ziyafe.te eski şaraplardan biraz fazlaca kaşıran Zaen. oldukça sarhoş olmuştu. Sarkoşluğu onu deli gibi bir hale sokardı; fakar hesaplı ve mantık- la hareket eden öyle Helilik ki zarerı kendişine değil, ancak etrafma “daku- nur. Bu kafa ile derhsl hükmetti ki ibtirasını tatmin için oEsklarmondun keyfini beklemek lüzumsuz bir küliet- İhtiyar adam uyku sersemi ile Seli ve papası, bir kelime söylemeksizin takip ctti, Züvmik, Zösiz edildiği dönberi kızını görmemiz, önü dar View tün 'sualleri, riçaları 'çevapsız kalmıştı. Papasın arkasından giderken kızımı gö- receği ümidiyle kalbi çarpıyor, papasa yalvarıyordu; , — Kızımı ne yaptınız? Onu görebi- leçek miyim?, Zaen göyet'soğuk ve kısa cevap vet di: — Acele etme, şimdi göreceksin.” Papasın odasına gelmişlerdi; - Zaen bir masa üzerinde duran kayış pargosi- m alarak bununla sakin duran ellerini dıktan sonra bir sandıktan. çıkars dığı iple, esiri bü; salonun -ortasın- daki sütunlardan biri: ayaklarından ve kollarından sımeık: çaptetti. (Devamı var) gündü” — İM di «iaberin deniz ve macere Tomam:; 42 Yazan; Ali Riza Seyfi ise de baha gene çok yakışıklı o görünmüştü. O- nunla elele tutuştuğumuz vakit, elimi bir dakika dan fazla müddet bırakmıyarak, yüzüme — 88- bebini ve mahiyetini bir türlü anlayamadığım — bir alâka İle uzun uzun baktı. O sirada kendisini büsbütün unutmuş görünüyor, elimi sıkmakta de- vam ediyordu. En sonra büyük bir irkilme ve Iç çekmesile kendine gelerek elimi biraktı: — Görüştüğümüze çok sevindim.. Yemek bi- zi bekliyor... Salondan bir iç odaya geçtik, Burası da birin ei salon gibi değerli postlarla süslenmiş, ortaya hükümdar ziyefetlerine yakışır bir yemek masa- sı kurulmuştu. Kaptanın davetlileri isa ben, dok- tor ve Dik adlı İskoçyalı gemiciden ibaretti. Bu ana kadar rastlamadığım derecede nefis yemeği yerken İskoçyalı, bir takım çapkınca şakalarda bulunmak istediyse de kaptan onun ağzını pek çabuk kapattı. Evelee papaz tahalli gördüğünü söyliyen İs koçyalı gülünç bir elddiyetle; — Yalnız, az kaldı sofra duasını urutuyor- duk? Diyerek ayağa kalktı ve saçma bir şeyler söy- lemeğe başladı. © anda kaptan Blak öfkeli bir kaplan hırs ve şiddetile ona döndü: — Bana çeneni tut demiyor muyum be herif! İskoçyalı yıldirımla vurulmuş gibi sarsıldı: — Affcdersin karten: ber vakitki gibi kede rini dağıtmak istemiştim. Sonra haksız yere ceza (O görmüs bir çocuk mahzunluğu İle yemeğini yemeğe başladı. Dok- tor pek hoş konuşuyor, birçok Avrupa şebirlerin- den bahsediyor, eğlendir!ei hâdiseler anlatıyor- du. Ben bütün bunlar; dinlemekle beraber bulun- duğum garip veziyetin nereye varacağını düşün- mekte fdim. Kaptan Blakın bana İlk hitabı, ye- meXx salonunun iyi ısındığı hakkında sarfettiğim pa kölime üzerine oldu: “ - Evet, burada bulunanlar için — sicaklık izi düşünülmeğe değer. Hele burada ilk kışı geçirenler daha fazla müteessir olurlar. gie hesiz şimdi nerede bulunduğumuzu blllyorsun “İlayır; bü hususta on ufak bir fikrim b ri yok. Kaptan bu sözüm üzerine doktora (manalı surette baktı, doktor da sevinçle omuzuma vora- rak: - Bfavo, bravo! dedi, bu sözünüz ezo nahoş suallerden birini olsun sormamızın o Önünü ali- yor. Zirhlmın kâmarssında her şeri bildiğiniz hakkında bana söylediğiniz şeylerin hep gözdağı olduğunu ben zaten anlamıştım. Kaptan bu sözden sonra şampanya getirtti ve — Mademki nerede olduğumuzu bilmiyor- çe sunuz, ben size söylirerim: Greanland'ım batr &n- hilinde bulunuyorsunuz. Buradan elli wit kadar uzakta Danimarkaldar <vuruyorsa da bukömşu Tarımızın tabii bizden biç bsberleri yotur. Kaptan bu o“ ra şampanya geiriti ve kadehler doldu”u zaman; — Yeni yolâsşımızın aşkına! Dedi. Ben kadehimi ötekiler gibi kalklırma- rustım. Kaptan Blar nu görünce birdenbire sortleşti: — Pek yl! Sti simdiden srkırtırmiyacn ız Teküfimi ve #talimi dotrrden dofruyasüüünüze koyuncaya kadar bizini misafirimiz gpyılırsınız. 5 ileri. sürersek İki defa İnspraız.. ON Wi aderslir ola dizera yatınız bakayım.. Şu gi hepatadul Iyidir. Çünkü iki hafta önce Amerikaya gitmek üzere İngiltereden yola çık- mış olan Lord Remingamın sigaralarıdır. Doktor gülünç, bir elddiyetle söze karıştı: - O Lord Remingam ki denizde acıklı bir kazaya kurban oldu. İskoçyolı Dik lâf tamamladı: — Allah gani gani rahmetine mazhar etsini Ve Nepsi birden udun birer kahkala Kopar- dılar.“Ben göğimi açmıyarak onları dinliyordum. Yemek bittikten sonra birdenbire kapı açıl- dı; “Dört gözlü, dostumuzun İri sendamını -gör- düm, Kaptanı ciddi. bir tavırla gelâmladı. Kaptan Rak pal dönerek di in Gağılımesı Jâ- < anmış olan yeri” Yalniz bizim hakkmizda-bazı rsonis beraber gelebilir- siniz. Sizi temin ederim olacak iş görülmeğe değer ve o zaman meğdalyonin övür yüzü hakkın- da da iyi bir fiyir Kayanacaksıız. Ben bir saniye kadar © duraladiktan sonra cevap verdiri: — Sizinle gidecöğim.. Bana ne gözterelilir- niz görmeze hazırım! Bunun üzerine önde kaptan Olmak üz Hep biriiktâ yemek salonu n çıktık. Salondan uzun bir koridora çıkmış bulünu- yorduk. İki inreitr bir takım kapılar vardu Yah- maktu olan elektrik lâmbalarımın © ışığile çok güzel tertip eğilmiş yatak odaları, bilardo salsu oturma odaları görmekte idim. Koridorun sonü- na gelihce, bir merdivenden © indik ve kayanın dışında bir geniş sahanliğa çıktık; Buradan ta gölün suları bizesma kadar kayanm yüzüne oyul muş'sarp, bir yol iniyordu. Bunun altında da ge- niş bir kumsal ve onun üst tarafında pek mr.in yapılmış geniş birkaç taş bina vardi ki;kaplân Blskm adamıları için yapilmiş oldukları #nlaşıl- makta idi... Bu h'nslerdan'en büyü”ünün içerisi elekrtik tâmbalerile iyi aydınlatılmış çok geniş bir salon- du. Gayet kalın ve av hayvanları (o postlearından (Devamı var) nize gidebilirsiniz. şeyler dahâ görmek izte

Bu sayıdan diğer sayfalar: