10 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

10 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

J&uata daR A Çocukluk ı * e günleri ÜN Nizamettin Nazif'in nasılsa bir iyiliği vardı, benden sohbe- Ki Sürgemedi. Tatlı tatlı ” konuştuk; daldmın da / Kara Davad olduğunu unuttu. O kadar ki çocukluk ha- ni anlatmağa başladı. AŞ İnran, dedi, çocukluğunda duydu- | ı_!ııılııı.u bir daha duyamıyor. Hani itdenbire bizi sarrvoren kolkular!... Bir kimsenin, bele bir döstun çocuk- , Künlerini anlatmasını dinlerken bi- hırd. kendi hatıralarımızı — uyandır- TşfA çalışmamız kadar tabü ne olabi- ça Benim de gözlerim önünde eeki, tski günlerim « bir eçtim gibi de Tağ, B —:'“i"n. çünkü renkler haylı sol- liy * hatlar karışmış -, yavaş yavaş sö: *tek kadar bile tayin :nıedi;imi’: v hemen / söyliyecek gibi olduğu: bir bestenin o mübhem vüzuhu ile hqv'...h başladı. O zamanlar renkler, “ular, sesler, ber şey şimdikinden T parlak, daha mı keskin, daha l_"':"-klı' ? Şimdikiler - niçin bizi nlıkla, hayretle durduramıyor? ski bu solgunluk, — belirsizlik, :";:—ırvlıı veya musikisizlik nereden hiş u.? Yoksa bizim hasselerimiz mi Yecek teyin harikulâdeliğini göremi- İ kadar zayıfladı? belki Ya elbette yine dünkü dünya; fak 3ç dan -daha çok bezenmiş, 'daha e giğinleşmiş bir dünya.. Fakat ne> Malar> işlerimizi hazla geçirdiğimiz el Me '.'“_'"-lwm büyüsü, Çocukluk -gün- i;,_.:: tekrar, fakat bugünkü benli- N dönmek kabil olsa o zamanlar ı._:'-ılıiı gibi pörüken renkleri, ko- bağı,' “leri alelide bulaceğımız, yıl- onların güzelliği ile kendimizi &e D-ı.h""" anlıyacağımız muhakkak- ting, 5 bütün harikulâdeliği cendile n .._;'iil. artık bizim için birer hatı- Ya l farında, benliğimizin ker hatıra- * Ve ettiği senginliktedir. WH '"Yegünz sebeb bu değildir. Gü- T ÇUL harikulâdelikleri asıl öldü- L“vııh" alışıklıktır. Bütün o renklere, lı,,_:'- seslere alıştık, hiç biri bizi Yor, H.:'_nîynr, çünkü hayret ettirmi- İti .â;u de bildiğimiz şeyler olduğu Büniçi birden bire durduramıyor, ©- Müyoy " Bize o kadar şiddetle tesir ede- tık ba, İAtiyarlamış adam, dünyada ar- d.“:"* edecek bir şey bulamıyan a- tnı p Fakat hakiki şairler, her anla- Alaşt en yaşıyanlar her gün cn bi tevlerin de kendileri için yep- kiki ga Arafını bulan adanılardır. Ha- Tüyen — dünyayı eskitmiyen, köhnet- kerini Söcuk gözlerini, çocuk hasse- Çoc MBafaza etmiş olan adamdır. da harik alkgöünleri.. Fakat yaşlılığın ıı:' bir keşfi var: çocuğun llılı Va Hma, hayret etmesine mu- VOĞ p LNİ güzelliğin şunda, bunda hayranlıkta olduğunu anlıyor. Nurullah ATAÇ Xx_———-— 125 bin çıgara icen ç tiryaki Ü .î,:' tünde müteaddid paket si- Ra, u,,y.k;“'lhur tiryakiler vardır. a- Pek görünce Fâwn kurban gidenleri Gr iştir. Tyakllağ Çı, Dönlmarkalı bir tütün * Bir şeye canı srkılmış ve sı- '.’;"'*k maksadiyle sigaraya _W"!üi günde 300 sigara İ- Yirmineş gy Ulutmiya çalışmış, fakat "'“ln...:: sonunda 125 bin gibi ğ ön d Yeküna varan sigaralar â- Söratmıttar, erdinden halâe değil, felce Yeni 100 ğ*uhı!ırallkı ar a 9 Dürata (Husust) — Yeni kâ ...n l:mmhn 100 Hralıkların "td: Gevam edilmektedir. i 'bınııın bu paralar, şu K ıı““"ıt.ı.ıı içinde tamanılan- ta, Ülğ lnrş:’ı Paraların baskısı | “İar yanılmaktadır. Haliç ae ersanesind —ai başdöndürücü hazırlık beş bin tonluk ilk vapurumuza 1940 da başlıy Haliçte yeniden dört kızak yapı- (acak ve eskileri de dahili olduğu halde bütün kı- zaklar en m dern tesisatla techiz elunacaktır HL'KUMF.T(N Heliçte, her tip- te ve büyüklükte gemiler inşa- sına kabil modeyn bir tersane kur- ma kararı üzerine devam etmekte olan hazırlıklar kemal devresine girmiş bu- lunmaktadır . Yeni Haliç tersanelerinin, İktısat Ve- kâleti deniz fabrika ve havuzlar idare- sinde yapılmakta olan umumi plân ve projeleri bu ay içinde bitirilecektir. Al- man tersane Mmütehassısı Güstav Wahl'in riyasetinde Türk ve Alman mühendis ve mütchasısları tarafından hazırlanmakta olan plân ve projeler, şubat ayı başlarında fabrika müdürü ta- rafından Ankarada tasdik ettirildikten sonra derhal inşaat faaliyetine başlana- caktır « Haliç tersanelerinin plânları, inşaat itibarile ıkişer senelik iki devreye ayııl- mış bulunmaktadır. Birinci plânın tat- bik edileceği ilk iki sene içinde, gemi inşâatına ait tesisat vücuda getirile- cektir, Bu arada yeni tersanenin tekne, saç ve ahşabiye kısımlarının atelyeleri yayılacak ve makineleri kurulacaktır. Bu iki sene nihayetinde, yani 1940 senesinde ,beş bin tonluk ilk Türk va- puru kendi kızaklarımızda yapılmağa başlanacaktır. İkinci devreyi teşkil eden müteakip iki sene içinde de tersanemizin makine imal ve inşasına müteallik kısımları ik- mal edilecektir.. Bü suretle, dört sene sonra en büyüğünden, en küçüğüne ka- dar bütün parçaları yerli olmak Üzere ! her çapta vapurları milli tersanemizde yapmak kabil olacaktır. 'Tersanenin makine ateliyeleri yapılın cıya kadar bu iş için lüzumlu eleman- ların yetiştirilmesine de çalışılacaktır. Haliç tersanelerinin kurulacağı ara- zi, şimdi Krop fabrikalarının Denizaltı gemilerimizi yapmakta olduğu eski Vâlde kızağından başlıyarak Hasköye kadar giden geniş bir sahayı işgal et- mektedir . Faaliyete geçilir geçilmez bu sahil- de mevcüut olan taş kızak battal edilecek Valde kızağı da esaslı bir şekilde 1slâh olunacaktır. Ayrıca, bu sahil boyunca dört yeni kızak dahx yapılazaktır. Eski- | teri de dahil olduğu halde bütün bu kı- | zaklar Avrupa şantiyelerindeki en mo- Etibba odası umumi | n Atölyedeki makinalardan bazıları dern tesisatla techiz olunacaklardır. Yapılacak dört yeni kızaktan ikisinde beşer bin tonluk, ikisinde de bin iki yüzer tonluk gemiler inşa edilebilecek- tir. Yeni tersanemiz kurulurken, Valde kızağında yapılmakta olan denizaltı ge- heyet toplantısı 7-12-1937 pazartesi günü için mu- karrer olan Oda Umumi Heyeti top- lantısı, nizamnamenin astih ettiği ek- seriyetin temin edilmemiğ olmasından dolayı tehir edilmişti. 10 İkimikânsın | 1938 c tesadüf eden bugünkü pazarte- si günü saat 18,30 da toplanacak olan heyeti umumiyeye sayın oda Üyelerinin iştirakleri. —— Türk - Yunan ticaret münasebalı Atinadaki (Greko « Türk) ticaret ofisinin çıkardığı iktısadi mesmuanın son gelen nüskasında, Yunanistanla 'Türkiye arasındaki ticari münasebetle- rin 1937 senesin'n ilk dokuz ayında pek çok inkişaf ettiğine ehemmiyetle işaret olunmaktadır. İhracat ve ithalâtta ge- acağız çan senenin ayni devresine n spetle yüz de elli fazlalık vardır. milerimizin inşaatını sekteye uğratma- mak üzere tertibat alınacaktır. Haliç tersanesinde sahanın merkezi bir yerinde bir umum müdürlük binası yapılacaktır. Lâboratuvarlar, kimyaha- meler, fotoğraf ve klişehaneler ve diğer teknik bir çok kısımlar bu büyük bina dahilinde olacaktır. Ayrıca yerleri ayrılmış ve plânları hazırlanmış olan bina ve atelyelerde ay- ni zamanda inşa edilmeğe başlanacak- tır. Bunlar, saç fabrikası, dökümhane, kazanhane, ince ve kalın işler için iki ayrı marangozhane, boruhane, makine tabrikaları, tenekehane, yelken ve dö- şemecilik kısımları, tornahane, çırak mektebi, yemekhane, apor salonu, ban- yolar ve sairedir. Yapılacak olan bu büyük ve küçük binaların miktarı yüze yakındır. Yeni Haliç tersanemizin inşası için, ükümetçe beş milyon liralık bir tah- sisat verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu tahsisat müsaadesi, bu yakınlarda Mec- listen alınacak ve ilk taksiti önümüzde- ki haziran ayı içinde deniz fabrikaları emrine verilecektir. Bir taraftan yeni tersanenin kurulma- & hazırlıkları ilerlerken, diğer taraftan, şimdiki havuzlarla deniz fabrikalarının ıslâhı işi devam etmektedir. Azapkapı- sındaki bu kıstmda makine tamirat a- telyesi tamamen yeni ve mükemel bir hale konulmuştur. Bu tamirat atelye- sinde, 25 ton ağırlık kaldıracak havai bir vinç yapılmıştır. Bu atelyenin önüne 20 metre geniş- | Hiğinde ve 60 metre uzunluğunda ikinci bir atelye daha inşa edilmiştir. Buara da: demirhane, boruhane, ince döküm ve teneke atelyeleri vücuda getirilmiş- tir. Ayrıca saç, köşebend ve kazanhane- den müteşekkil ve her biri 5 er ve 15 er tonluk havaj vinçlerle mücehhez daha üç atelye kurulmuştur. Bu atelyeler peyderpey gelmekte olan modern tez- gâhlarla da takviye edilmektedir « ğiaa'lı diyot bi: Hekimbaşı OHap»lıyutuyori! ÖRDÜNCÜ Muradın memlekot idaresinde tatbik ettiği — sis- tem, şiddet ve dehşetti. İstipdadını yürütmek için, yoktan sebeblerle insan boğdaruyor, tütün içenleri asıyor, geceleri sokaklarda fenersiz gezenleri öldürüyordu. Padişahın dostluğu da yoktu. Ya- kınlarına karşt beslediği muhabbe- te de inanmak caiz değildi. Saygı ve sevgi beslediği vezirleri, nedimleri- niş onların kendino karşı yaptı er hizmetleri, fodakârlıkları bir sa niye içinde unutur, — kellelerini u- çurtmaktan, boğazlatmaktan çekin- mezdi. BSevdiği yakınlarından biri de He- kimbaşıydı. Bağdat seferine dider- ken konak yerlerinde onunla dama oynamaktan zevk alır, yense de ye- nilse de iltifattan geri kalınazdı. Ma amafih, dördüncü Murat ekseriyoet- le partileri kaybederdi. Çünkü W kimbaşı damada hakikaten tsta Birçok ince ve ustaca “açmaz,,ları vardı. Hokimbaşının zayıf tarafı afyon- keşliğiydi. Afyonsuz yapamaz, gizli gizli yutar, hafif tertip dalga ge di. Padişahın afyona, tütüne kurşı aç tığı mücadeleyi ve afyon yutanlar'a, tütün içenler hakkında en — şiddetli cezalar tertip ettiğini bildiği halde bir türlü bu itiyadından vazgeçemi- yordu. Dürdüncü Muradın Hekimbaşıya karşı beslediği sevgiyi, — gösterdiği hürmeti çekemiyenler, yemediler, içmediler, afyon tiryakiliğini padi- şaha habher verdiler. Dördüncü Murat, Hekimbaşıyı ça- Kırttı, sordu: — Ben afyon yutarmışsın. Doğru mu? — Yalan şevketlim! — Göürenler var! — Hâşâ sultanım! Efendimin ya- sak ettiği blr nesneyi, — nasıl yuta- rım! Bazı HlAâçlarda kullanmak için elimde görenler bu zehaba kapılmış olsalar gerek.. Padişah Heklınbaşının teviline i- nandı. Öyle ya, elinde afyon bulun- ması, yuttuğuna delil olamazdı ki.. Hâçlarda kullanmak için tedarik o- dilmiş olabilirdi. Bir şey söylemedi. Maamafih gene ihtar etti: — Bu sefer yakanı kurtardın.. Bir daha duyarsam karışmam.. Ayağını denkal!.. “Sa uyur düşman uyumaz!,, der- ler. Hekimbaşının da, “duçarı mü- oazat ve ukubet,, olmadan bu İşten kurtulmasını çekemiyen düşmanlar da, uyumadı, bilâkis gözlerini dört açtılar. Kolladılar, kendisinc sezdir- medon bütüh hareketlerini göz hap- sine aldılar, neticede gizli gizli af- yon yuttuğunu tesbit ettiler. Finttâ, afyon kutusunu, kürkünün sol tara- fına yaptırdığı gizli bir cepto sakla- dığını bile öğrendiler, Hekimbasının düşmanları, öğren- diklerini dördüncü Murada — bildir- mek vazifesini Bostancıbaşrya yükle diler. Bustancıbaşı İzin tstodi. Huzara çıktı. Herşeyi anlattı. Dördüncü Mu- rad fena halde sinirlenmişti. Kaşları çatıldı, gözleri şimşeklendi, gene iti dalini muhafaza etti, hemen: — Kellesini uçurun! t #Lütjen sayfayı çeviriniz),

Bu sayıdan diğer sayfalar: