4 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

4 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 TEMMUZ — 1938 HABER — Akssm öostiis 11 Yazan Piyer Buvalo Çeviren Muzatfar Esen | 2 defa öldürülen kadın Saat biri vurdu. Beber, bardağını dikti, pis o tezgâlun Üzerine yarım frank fırlattı ve paranın üstünü almaksızın çıktı. Kade sokağı ıssız ve karanlıktı. Biraz ileride Nlonmartr civarında kaldırımlar Üzerinde ara sıra gölgeler | görünüyor, $arı ve kırmızı akisler parlıyordu. Beber evvelâ hızlı hızlı yürüdü. Sonra aımlarmı yavaşlattı ve tam sokağın Or. tasma gelince birdenbire durdu. Sokakta cinler top oynuyor. Bir kasap dükkânr önünde bir kedi, parmaklıklar #ğİ arkasında görünmiyen bir sevgiliye kes- kin na Beber bir kapını önündeydi Şehadet parmağını kapımın düğmesine bastı ve bekledi. Bu aksam şimdiye ka dar httün yaptıklarında muaheze edile cek hiçbir sev voktu.. Fakat sonra. Parmağını zile dayadı. Çıngırağın u zıktan uzağa akseden sesi bu adamı tit. retti. Sonra birdenbire kapı açıldı. Peher bir saniye tereddüt etti; çok kı. Sa bir sanive,. Karar vermiş bir adam tav rile omuzlarını ilkti, kendi kendine “hay di.. dedi, içeriye daldı Kapıyı kapamadı ve kanadı şöyle iti- vermekle iktifa etti. Hızlı hızlı ilerledi. Beber ekseriya arkadaşlarına nasihat Verirdi: “İşin en nazik noktası © kaptet Odasının “önünden © geçmektir... Sonra Büler ve en korkusuz adamları bile tit. teten şakin bir sesle; “gerisi kolaydır... derdi. Kapinm arkasında anlaşılmaz birkaç hece mırıldandı. Beş yahut altı basamak çıktıktan sonra hareketsiz durdu. Nazik bir dakika. Kapıcı odasında €n ulak bir hareket farkeder etmez der hal bir sıçrayışta merdivenlerden atlaya. Cak, tekrar sokağa fırlıyacaktı. Kapıcı “lup bitenlerin farkına varmadan evvel Şöktan köşeyi boylamış olacaktı. Gecenin bu saatinde kapıcı tabil gömlekledir. Bu kıyaletle arkasından kovalayamaz ya. Yalnız, iş bozulur işte o kadar. Merdivenin trabzanına dayanmış ada- ma, bir asır kadar uzun gelen bir dakika geçti. Duvarm diğer tarafından. bir saatin tiktakları geliyor. sokaktanda kasap dükkânındaki kedinin o miyavlamaları.. Beher yoluna devam etti, Bu gece ziyaretçisinin, o harekete geç. mek için saat biri beklemiş olması sebeb. “İz değildir. Orta halli ailelerin oturduğu Apartımanlarda gece yarısma, hattâ ya- mma kadar giren çıkan o eksik olmaz. Tiyatro, sinema dönüşleri bu saate rast. lar. Bu saat geçtikten sonra koridorlarda birisile karşılaşmak ihtimali âdeta hiçe iner, Beber üçüncü kata kadar çıktı. Bura. da iki kapı var. Beber sağdaki kapıya Yaklaştı, Maymuncuğunu deliğe sokar tokmaz sıçradı. — Nasıl olur, moruk kapısını kilitle- meden yatıyor hal omuzlarını silkti: — Pena değil, epeyce vakit kazandık. Yavaşça kapıyı itti, dinledi. apartı. Manda «tam bir sessizlik vardı, İhtiyatla iş gören Beber gireceği yer hakkında evvelden mükemmel malümat girdi, Bu katın üstündeki daire boş. Ve Beber burayı bir kiracı gibi gezmiş ? taksimatımın tamamile aşağıki katm AYI olduğunu kapıcıdan öğrenmişti. Solda mutfak ve tuvalet — odası vardı. Sağda Yemek odası ve yatak odası. Beher ayakların ucuna basarak, du- Yarları tutuna tutuna ilerledi. Altı adim attı.. Bir kapı.. Burası ye. Mek odasıdır. Altı adım daha, der yavaş yava tokmağı © çevirdi, $ Yavaş kapıyı İtİ, ke örleri karanlığa alışmca yatağı far. etti. Yatakta uyuyan birisi vardı . ce misafirinin hayalinde bu uyuyan bir es şekli çizildi. Buruşuklarla dolu Jar, De Spil darmadağınık saç- Ökü. , çok çıkık yanaklar. peri li kıza, matmazel Adelald Ble. Mek defalar tesadüf etmişti. Zaten ia “ten beri hu maksatla bu semtte ye dürüyordu, Mi bir gün ihtiyarın arkasmdan ban B alar gitmişti, a #akin ceketinin iç cebini » radlan bir elektrik o limhası Yaya; ğmelerle bir aşk serenadı söylüyor. & ve kısa saplı bir çekiç çıkardı. Parmağının elektik unubasının düğ. mesine dokunması ve — çekicin üç dela biribiri arkasına ihtiyarın kafasına inme si göz açıp kapıyacak kadar kısa bir za- man içinde oldu. Çekicin üçüncü inişte kafatası parça. landı ve beyin parçaları oduvara kadar sıçradı. Katil gayriihtiyari bir hareketle çekici- ni yatak çarşalma (silerken dalgm bir gözle de etrafına bakmıyordu. Masanım Üzerinde bir bardak Su içeri. sihde bir takım takma diş, maden saplı bir çift gözlük ve siyah o ciltli bir kitap vardı. Oda eşya ile dopdoluy'du. Yazı masası, konsol, aynalı dolap. üzeri işlemeli bir. kaç koltuk.. Duvarda yelpaze biçiminde asılmış fotoğraflar, meşhur < tabloların kopyesi: “Rüya., “İkindi. (Başakçılar). Bu son tablo iğri asılmıstı. Niçin iğri? Beber sıçradı. Titriyen eliyle tabloyu kaldırdı. Basakçılar tablosu duvara gömülü bir kasayı gizliyordu. Kasanın kapısı ara- ikti, — Bu da ne demek oluyor? Kasanm kapısını çekerken haydudun eli daha fazla titriyordu. — Boş! Beber bir lâhza şaşkın durdu, sonra yüzı masasının üzerine atıldı. Masanın çekmelerini açmak çok kolay oldu. Bir sürü hatıra eşyaları. Deniz hay. vanları kabukları, eski bir şekesleme ku. tusu.. Daha akla gelmez bir sürü wfak te- fek... Haydut dudaklarında bir. küfür, kon. sola fırladı. Eski moda körsalar ve etek. likleri odanın her tarafına dağıttı. — Bir şeyler yok! Delirmiş gibi aynalı dolabı açtı: Arala- rma dikkatli dikkatli lâvanta © çiçekleri yerleştirilmiş yatak (çarşafları, yorgan yüzleri, çamaşırlar, mukavva bir kutu içerisinde bir şapka,. Yere dökülmüş çamaşırlara basa basa Beber odadan çıktı. Yemek odasmı, mut fağı dolaştı. Bütün kavanozları açtı. Tu. valet odasını bile araştırdı. Bir şeyler yok, vok vesselâm. Katil tekrar odaya döndü. Bu muam. mayı halledemiyordu, makine gibi elini boş kasanın içerisine soktu, Saat ikiyi vurdu. Katil kindar bir ba- kışla kurbanma baktı. Ibtiyar kızın vüzü şekilsiz bir et küt. lesinden baska bir şey değildi. Beber böyle manzaralara alışkın bir o adamdı. fakat bu manazra karşısında gene tees. sör duydu. — Kirişi kıralım artık. Karanlıkta kaymamağa dikkat ede ede aşağıya kadar indi. Kapıya yaklaşınca koşmağâ başladı.. Kar bıraktığı gibi ara- lik duruyordu, yavaşça dışarı çıktı ve hizls hızlı kaçtı. .. . Arkadaşlarının gözel (Maksim adını taktıkları Maksim birdenbire o uyandı. Alnı ter içerisinde idi. Şakakları zonklu. Baarcundaki telefonu vakalamak İster. Ribi kolunu uzattı, o vakit gözü bileğin: deki saate ilişti. Dokuzu yirmi geçiyor. du Bir Maksim elini tekrar soktu. > Olmaz. Daha vakit erken. Şimdi. ye kadar saat ondan evvel bir şey iste- diğim vaki değildir. Yorganı burnuna kadar çekti. Gözleri. ni kapadı. Uyumak, hiçbirşey düşünmemek isti. yordu. Maksim on defa, yirmi defa yatakta döndü. Birdenbire kalktı. karyolanın ü- zerine oturdu. Çenesini avucunun içerisi. ne aldı. Yeniden saatine baktı: Dokuzbuçuük.. Birkaç dakika daha sabretti. Artık da. ha fazla beklemeğe tahammülü kalmıya- rak sert bir hareketle telefonu yakaladı.. — Allo, kapıcı, bana (gazeteleri yollar mısınız! yorganm altına Maksim içeriye giren (o çöcuğa İâkayt görünmeğe çalışarak eliyle işaret etti: — Bırak craya. Gazeteleri açmak için çocuğun dışarı çıkmasını bekliyebildi. Bütün gazetelerin ilk sayfasında kocaman harflerle “Kade sokağında zengin bir kadın öldürüldü. serlevhası vardı. Delikanlr, boğazı sıkıla sıkıla okudu. “Bu gece sat ikiden sonra nöbetten çıkarak evine o dönen Metrdolel Jozef Valon, dairesine girerken, bitişik daire- nin kapısının aralık olduğunu görmüş. tür. Bu apartımanda tek başına zengin bir kadının oturduğunu bildiği için bu holden endişeye düşmüş ve... Maksim okumayı bıraktı: — İmkânı yok.. çıkarken kapıyı kapa. muştım. Bundan eminim. Acaba hakikaten emin miydi.. Bütün bu işleri yaparken bir rüyada ( yaşıyor- muş gibi hareket etmiyor muydu? Zavallı ihtiyar kadının buruşuk boynu na <i uzaltığı dakikayı (tekrar yaşadı. Kadının çabuk susan hurıltılarını tekrar işitir gibi oldu. Bir tablonun arkasına saklanmış kara. dan elli tane biner franklık o banknotla bir sürü tahvilâtı çıkarıp da cebine koy. duğunu düşündü. Fakat bundan sonrası- nı âdeta hatırlamıyor gibiydi. Belki yarım saat, belki daha fazlane yaptığını bilmeden sersem gibi yürümüş tü. Sonra yeraltı tramvayına binmiş, Port Dofine kadar gitmişti. Bir gün evvel burada paraları saklıya. cağı yeri hazırlamıştı. İşaret ettiği ağacı kolayca bulmuştu. Bir küçücük çocuk kazması, bir de te. neke kutu. Paraları buraya gömdüğünü kimsenin farketmesine imkân göremiyor» du. Birkaç ay sonra, bu iş unutulup gidin. ce Maksim tekrar buraya gelecek. göm. düğü serveti çıkaracaktı. Ormandan ayrılırken unutmak için biraz içmişti. Otele geldiği o vakit gece- yarisi olmuştu. Yağmur yağıyordu. Mak sim bir hasta gibi titriye titrive yatağına girdi. Uyumak itiyordu. Fakat imkânı Yar mı? Ancak şafak sökerken uyuyabilmişti. — Halbu ki ben kapıyı o kapamıştım. Evet muhakkak kapıyı kapamıştım. Okuyuşuna devam etti. e Okudukça hayreti arttı: “Apartımanın içerisi çok feci bir kal deydi. Yazı masası, aynalı dolap, kon &ol açılmış, içlerindeki bütün eşya darmadağınık yerlerde o sürünüyor, günlük zabıta hikâyesi elbiseler koridora rastgele sürüklen miş. İhtiyar kızın kapısı önünde ev sakibi ve kapıcı gördükleri manzara karşı- sında korkudan leş kesilmiş bir halde donup kaldılar. İhtiyarın kafatası ezilmiş, beymi suratına bulaşmıştı.., — Ah bü gazeteciler. İki fazla gazete satmak için bakınız neler (uyduruyor. lar, Makalenin sonlarma ( doğru Maksim düşünceye daldı. *Takkikah Monmarir komiseri mös. yö Didiye ile müddeiwmni muavin. lerinden mösyö Masso idare ediyor. Bu tahkikat şimdiden bir hayli iler- lemiştir. Katil birçok parmak izleri bırakmıştır. Zabıta ve adliye katilin izi üzerindedir. Umit ederiz ki kısa bir zaman içerisinde...., Parmak izleri de varmış ha.. Halbuki Maksim icap eden bütün tedbirleri al. mıştı. Bir defa elleri eldivenliydi. Maksim düşünüyordu. Ne diye bir ci. nayet işlemişti. morfin, eroin, kokain kaçakçılığı nesine yetmiyordü. Maksim kalktı, alelâcele tuvaletini yap tr, giyindi, artık yaptığı iş aklından çık- mıştı bile... Otelden Adeta istemiye istemiye çıktı... Ağır ağır, nereye gittiğini o düşünmeden Kılışı meydanına doğru yürüdü. Her sa. bah uğradığı kahveye girdi. — Maksim, bizimle bir Bölet oynayor musun? — Hayır, bu sabah canım istemiyor. — Ne var. İşlerin yolunda gitmiyor mu? Can sıkacak bir vaziyet mi var?, — Hem de pek çok.. Salonun en karanlık köşesine oturdu. — Pari Midi gazetesini versen €.. — Şimdi mösyö.. Üçüncü bardak permosunu içerken gâr son gazeteyi getirdi. Bu sefer gazetenin cümleleri delikanlının gözüönünde dan. setmeğe başladı. “Matmazel Bleşuyu kimin öldürdüğü anlaşıldı. Bu, en bayağı muhitlerde yaşı- yan bir sabikalıdır. Gayet kısa bir zaman içerisinde tevkil edileceği muhakkaktır.,, Daha aşağısını okumadı... — Garson al bu parayı! Maksim kahveden çıktı. İki yüz met. re kadar yürüdü. Bu yürüyüş esnasında belki on defa arkasına dönüp dönüp bak tı, Sık sık arkasına obakmak Maksimin Adetidir. İnsanım elbise astarları kokain, eroin ile dolu olursa yapacağı ilk ihtiyat tetbiri dönüp arkasına bakmaktır, Fakat Maksim bu sefer arkasına kaçak eşya korkusundan bakmıyordu. — Dün etrafımda dolaşan ( tehlike bir müddet için kodese girmekten başka bir şey değildi.. Bugün ise. Maksim gayriihtiyari bir hareketle e. lini boynuna götürdü ve şehadet parma» ğını boynunda dolaştırdı. Etraltan geçenlere dikkat | bile etmi. yordu. Bunun içindir ki kahveden çık. tığı vakit yavaş yavaş peşine takılan bir taksiyi fark bile etmedi. Bu takside iki adam vardı. — Daha bekliyelim mi? — Zahmete değmez sanırım. Şimdi ye- mek yemeğe gidiyor. Bu sabah alış veriş yapmıyor. Adamlardan birisi cama vurdu. Araba yavaş yavaş süratini arttırdı, Maksimi geçti ve Mülen . Ruj'un karşısında dur. du. İçindekiler indiler, birisi şoföre yaklaş- tı, diğeri bir iki adım uzaklaştı. Maksim iki memurun arasında kalmış. tı, — Kımıldanma. Maksim boş yere kaçmak, memurların dinden kurtulmak istedi. Fakat müfet. tişlerin pençelerinden okurtulmak kabil mi? Birdenbire kendini otomobilin sıra» sına oturmuş, ellerini kelepçelenmiş gör. dü. 'Taksi Sen nehrine doğru inerken polis memurları birkaç defa o mevkufa doğru eğildiler. — İnat etme. Meseleyi olduğu gibi ân- lat, yoksa müdüriyette seni bülbül gibi söyletmenin yolunu bilirler, Maksim başı elleri arasında. dudak. larını bile kıpırdatmıyordu. Borsanın yanında seyriseler o memuru otomobili durduttu. Gazete müvezzileri. nin feryadı caddeyi çın çın öttürüyordu. “İkinci tabi, yazıyor. Kade sokağı kati- İlinin tutulduğunu yazıyor.: Maksim düşlindü: — Şu gazeteciler yaman adamlar ves. selâm.. Ne çabuk haber alıyorlar, ne ça. buk basıyorlar, inanilır şey değil doğru- sü, Bu siler Maksime en ağır darbeyi in. dirmişti. Sırtı daha fazla kanburlaştı, dişleri biribirine çarpmağa başladı. Maksimin duruşundaki bu < değilişlik polis memurlarının gözünden kaçmadı. Biribirlerine (Omuzafferane bir bakışla baktılar. — Haydi, söylemeğe karar verdin de. gil mi? M — Evet, benim.. Paraya ihtiyacım var» dr.. Bu benim ilk cinayetim.. Fakat kadı nın kafasını çekiçle parçalamadım. Bu. rası doğru değil, sadece ellerimle boğ. dum. Bundan sonrasını zaten biliyorsu- nuz. Gözleri hâlâ önündeydi. Bunun için sivil polislerin çehrelerinde çizilen müt. hiş şaşkınlık ifadesinin farkma varmadı. Seyrisefer memuru hâlâ otomobile yol vermemişti. Memurlardan birisi bir ga. zete müvezzii çağırdı. Maksim doğruldu ve gözlerini gazeteye dikti, Nefesi kesiliyordu. Saçları diken diken olmuştu. m göz yaşları içinde anlatt,: Gazetede, şu yazılar vardı: “Evvelce tahmin ettiğimiz gibi mat- mazel Bleşu'nun katili bu sabah teş kif edilmiştir. Bu, caniler mukitinde Beber ismile tanınan Alber Tronyar isminde birisidir. Şimdiye kadar bir çok deja makküm olmuştur. “Sejil sabeh saat ona doğru Jermek Pujon sokağındaki bir pansiyondan çikarken tutulmuştur. Aleyhinde bik. riken deliller karşısında katil çabuk» . cak itiraf yolunu Iutmuştur. “Yalmz Beber musurrane bir inat ile maktulün odasından hiçbir şey al. madığımı söylemektedir. Sorgu hâ. kimi suçlunun bu inkönna kiymet vermemektedir. Yakında suçlunun bu hususta da itiraflarda bulunacağı takmin olumuyor!., han Tarus'un Küçük hikâyeleri Doktcr Monro'nun Mektubu — Yakında çıkıyor —

Bu sayıdan diğer sayfalar: