19 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

19 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 108 nhisarın yeni “fabrikaları | “osanta yakında ; a aşlanıyor K lar 5 i — a İdaresinin bu seneki bütçe am olan yeni iki fabrikanın Ti bulunan ve bugün artık mev 4 Müaatına aid hazırlıklar baş- » Paşabahçede şimdi mevcut Yanımda yapılacak olan bu şybrika mutedil dereteli rakı çeka- ' die fabrika büyük bir şarab fabr” Ni Macaktır. İdare bu fabrika için de iy, Borauva yolu üzerinde bir yer ii buradaki arsalatın istimlâki eg, S0 Memicketimizdeki müski- rün; NR en büyüğü ve en mo- aç elkil edecek olan bu. fabrika Ny ti Yarım milyon kilo şarap is- ke, ietir. İzmirin nefis şarablık a #lde edilecek bu şare'iler 1 N timizde seneden seneye Bulunan ve bugün artık mv- 44 Ve İmalâthenelerin müşkilât “AĞI sarap istihlükini karııla, de İzmir mıntakasmda prog “Mış lan şarabçılığın ihya *i bir örnek teşkil edecektir. he in : pan pivangosunda #Ahan numaralar iç , 5 m $ Bankasından: Kin 0, a Cemiyeti İkramiyeli Tah. i Sösunun 15 Temmuz 1935 By, X lan 67 inci keşidesinde ikra. İş, Dort isabet eden tahvil nu. Kiye Bösterir cetveldir. i İlla olunan tertip numaraları. e . 4119, 1265, 2857. 3332, 7050, 7371, 7473, 8123, 8392 i ep” İsabet eden numaralar: k to 129 61 8692 5 di 8123 s0 / 7071 21 8892 8s Yü ie) 36 maz 58 O 3332 16 2 7871 11 iy 8692 91 5 125 27 b 8692 716 : T 60 3 119 78 iş 1119 49 , iy 5 8123 8s 5 3332 8 Makası, 8123 15 İk tertiplerin o hizalarında aç Tİ adağ numaralarından mü. tertiplerin diğer sıra numa- ila, © 251. 3068, 7050, 7473 No. lr kâmilen amorti isabet etmiş. YE VE amorti bedelleri 22 tem- | n itibaren tediye edi. iş Norti bedeli beher tahvil içi : z l için yg Paların en çok tenevrü gös Buğün burlar.on a Büzel örmek veriyoruz. Bu ay, Pisi Pngilizlerin krlerdeği Mbkalara çok benziyor. di- Gülle süslenmiş bulunu- üç lar, ismiyle amlmakta 0- | MESELE| #ükünetimizin çimento işi hakkındaki kararları Memleketimizde - ki çimento buhranı ve bu buhran yü - #ünden memleke » | tün imar işlerinde çekilen güçlükle » deb bu sütunlarda uzun uzun bahset »- mıştk... Çimeme bühranı nı doğuran sebeb - leri tahlil ederken de, .nemleketimiz - de imar siyaseli sa yesinde,dev adımlar la ilerliyen inşaat işlerinin pek lazla çoğalmış olması kar şasında. yerli fahri. kalarının istibsalâ, tınım, istihlâki karşı İryamadığını - ileri sürmüştük. Bu arada aynen şu satırları İ da yazdığımızı hatırlıyorum: Çimenlö buhreni yüzünden bazı &- çak gözler, insafsızca büyük bir ihti kör yapmaktadırlar. İnşast yapmak bahanesiyle izin â. lan ve Jabrikalardan boyuna çimento çeken bu kimseler (onunu kükümetin tayin ettiği 17,5 Krahık Jiyattan temin ettikleri çimentolan, sıkışık vaziyette kalmış inşaat sahiplerine ton başına tem 10 lira kârla, derkol 27.5 lira. ya satmaktadırlar ki, bu müthiş bir ih tikârdır. Halbuki, bu memlekete di- şardan çimento getirilebilse, iş sehip. lerinin bu fiyatın yarısından çok daha aşağı bir fiyatla temin edebilecekleri açık bir hakikattir. Yerli sanayii hi. maya etmek elbette çok (arzu edilen bir iştir ama, hiçbir zaman kalkın &- leyhine olmamak şartile..., Bu satırlardan sonra da bazı mütalea. lar yürütmüş ve yazımızı şöyle bitirmiş tik. Hükümetimizin büyük bir memleket meselesi olon bu o çimenle işiyle çok yakından alâkadar olacağına ve acele tedbirlerle buhranı önliyeceğine şilp- he etmiyoruz. bası ona şu nasihati vermişti: — Oğlum yaptığın işi iyi ve tamam yap. Bu söz küçük Jüdsonun kulağında küpe olmuştur. Bugün Jüdson 64 yaşmdadır. Marangozluk yapar. Tfaftada bizim paramızla 45 lira kazanır. Bir aileyi ge- çindirmeğe kâfi bir para, Eşinin ölümü üzerinden bir çok seneler geçtiği hal de Jüdson evlenmemiştir. Fikat ihtiyarlık üzerine çökme» ğe başlayınca tekrar evlenmeğe karar vermiş,bunun için- de evlenme ilânları neşreden bir gazetede evlenmek iste- diğini ilân etmiştir. Gelen bir çok cevablar arasında Jüdson iki tanesini münasip bulmuştur. Vaşingtonda oturan Mev Meyer ile #İUnuvada bulunan Nelli Davis. Fakat yaptığı her şeyi tamam yapmağa azmetmiş o- Jan Jüdson evvelâ Mis Meyeri evine davet etmiş ve onun- Ja bir hafta beraber yaşamıştır. 57 yaşında olan Meyer ol- ğun ekinler kadar kumraldır. Bir hafta bitince, marangoz, kadını “kararımı sonra bildiririm” diyerek eski evine yol Tamıştır, Şimdi sıra Miş Davisi görmeğe gelmiştir. Jüdson buna da bir şimendifer bilsti göndermiş ve evinde bir kaç gön geçirmeğe davet etmiştir. Mis Davis 44 yaşındadır, Gecelere kadar da esmerdir. Mis Meyer Vaşingtonda on gün beklemiş, sonra, ihti den emin olduğundan, düğün hazırlıklarını yapmış ve eşyasını toplıyarak, gözleri söve” ve saadet ışıkları ile dolu matangözun evine çıka İ yar maran»ozun ker | gelmiştir. hesaha ka*—arente. İki kadını birden evinde gören Jüdson çok müşkil bir vaziyette kalmıs, nihayet şu kararı vermiştir; —İkiniz arasmda bir müsabaka açıyorum. İkiniz de burada kalacaksınız. Hanginiz bana daha iyi bakarsa o- Iki nişanlıdan birisini tercih edince... MERİKALI Jüdson Vanarsdal daha çocukken ba- Fakat Mis Meyer.kendisi gibi marangozdan çok hoş lanan ve onunla evlenmek istiyen Mis Davisin vücudunu - Dütüm imar işlerinin esası çimentoya dayanir. Şimdi, hükümeti bu işle çok (oyakın- dan meşgul olarak, işi kökünden halle decek kararlar vermiş olduğunu büyük memnuniyetle öğreniyoruz. Hükümet ilk iş olarak çimento satış fiyatlarını bir bu. çuk lira kadar (o indirmeğe karar verdi. Fakat bunun da buhranı önliyemiyeceği anlaşılınca, dışardan çimento ithaline ve gümrük resminin asgari bir hadde indiril mesi müsaadesi verildi, Anadolu ajansı hükümetin çok yerin- de bir titizlikle üzerinde durduğunu bu mühim mesele hakkında şu tebliği neşret mektedir: Ankara, (A.A.) — Memleketimizde twiran vasıtası olan çimentonun ucuz. latılması gaye ittihaz edilerek bu sako. | da hükümetimizce bazı tedbirler alın- mıştır, İstiklök edilen çimentonun kısmı 0. gamı devlet işletmelerinde ve devlet müesseselerinde kullanmaktadır. Bu itibarla hükümet bu sanayii herhangi bir sanayi şeklinde telâkki etmemek. tedir. Bu esasa binaen o gümrük res- mini bir ton için 3 ve 9 liradan (60) kuruşa indirerek çimenlonum bir el- den “Etibank,, vastasile idare ve it. kelini kabul etmiştir. Cehenneme kadar yolun var! ENUBİ Afrikada Yokanesburg şehrinde Margerit is- minde bir kadın otomobille giderken korna çaldığı i- çin polis tarafından arabası durdurulmuştur. Kadın bir müddet polisle mükaşa ettikten sonra canı stkılmış, ve “ha” tırım için buradan çekil. Sonra canın isterse cehenneme kadar yolun var” demiştir. ig - Polis, vazife yırasında memura hakaret suçu ile kadını mahkemeye sevketmiş, hâkim iki tarafı dinledikten sonra $u kararı vermiştir: “Cehenneme kadar gitmek insanm © linde değildir. Sonra madam canın isterse diyerek polisi ce- henneme kadar gidip gitmemekte serbest bırakmıştır. Bu cümlede polise hakaret kastı yoktur.” Memleketimizin imar işlerine yeni bır hız verecektir , Bundan sonra ya . bulacak fabrikaları mezkür bankamız yapacağı gıbi mev - cw fabrikalardan arzu edenler duhi “ “Etibank, teren « “dan satın ahnabile- ceklerdir.,, Bu tebliğ, artık buh randan istifade e - “dip ihtildir vapan muhtekirlerin orta- dan kalkacağını, ve şimdiden sonra, memlekette çimen » to sıknıtısı diye bir hâdise kalmıyacağı. niilân eden bir müjdedir. Dışardan gelen çi « mento.yerli malın « dan çok daha ucuza mal edildiğine fakat gerek yerli gerekse ecnebi mallarının ayni fiyata satılacağına göre, Etibank arada oldukça mühim bir fark kazanacaktır. Böyle olmaz da dışardan gelen çimen- to, maliyet fiyatından az bir kârla satı. lirsa, o zaman çimentoyu pahalıya mal ettiklerini iddia eden yerli (fabrikalarm vaziyeti ne olacaktır. Zannımıza göre,yerli fabrkaların iflasına sebep olacak ikinci şeklin yerine, şimdi- lik ilk şekil, yani bütün çimentoların ay ni fiyatla satılması vaziyeti terçih edile. cek ve aradaki fark milli bir müessese 0. lan Etibank tarafından kazamlacaktır ki bu bizce de en makul bir harekettir, Tebliğden anlaşıldığına göre, devlet yerli çimento fabrikalarını da yavaş ya- vaş Eetibanka mal edecek ve bir taraf- ederek yakm bir zamanda; yurrdun bü tan yeni farbikalar , — inşasına yardım tüh imar ihtiyacını karşılıyacak vaziyette millt sermaye ile çalışan büyük bir çi. mento sanayii kurulmuş olacaktır. Yurdun geniş imar sivaseti Üzerinde en geniş tesiri olan bir işi, böylece en iyi bir yoldan halleden Celâl Bayar hüküme ti ne kadar tebrik edilse yeridir. HABERCİ PA * Zerflara Inanmayan hâkim EVYORKTA Daniyel Taki isminde bir genç, hırsız- İk suçundan hâkim huzuruna çıkarılmıştır. Suçlu, muhakemenin başka bir güne bırakılmasını hâkimden is- temiş ve bunun için de şu sebebi ileri sürmüştür: — Bugün ayın on üçüdür. Halbuki 13 rakamı bana çök uğursuz gelir. Hayatimin bütün felâketlerine ön üç yüzünden uğradım. İlk tevkilim ayın 13 ünde oldu, 13 i- kincizânun 1935 de evlendim. 13 şubat 1516 da karım beni bırakıp kaçtı, 13 dolar çaldığım için ilk defa 13 eyhdi 1928 de 13 gin hapse mahköm oldum. Hâkim bu garip istege şu cevabr vermiştir; — 13 takamı bana çok uğurlu gelir. Çünkü ben 13 mayısta doğdum. Sonra davaya devam ederek suçluyu beş sene hapse matiküm etmiştir, Bunla evleneceğim. Şimdi iki kadın marangozun evire harıl harıl 'çalı- şıyorlar Fakat, ihtiyar marangozun ikisinden birini seç- meğe hiç niyeti yok! çiçek Yazan; Nizamettin Nazif Şair yetişmiyor diyoruz. Elbette yetiş- miyecek. Elbette, şiir diye bize sunulan şey bizi güldürecek. Çiçeksiz şehrin şa- iri olur mu? Eğer, ara sıra bazı satırlarda bir parça renk, bir ahenk sezer gibi oluyorsak hiç tereddüt etmiyelim ve diyelim: “Bu satırlar, Beyoğlunun pastacı dük. kânlarından fersahlarca ötede bir dağa tırmanmış olanm, yahut Belgrad orman larında bir bahar başlangıcı (o seyretmiş olanın eseridir.,, Ömrü dondurma (tenekelerinin yanı başında geçen vatandaş, şiirden dem vu- runca, hayrete düştüğümüzü, donduğu. muzu görürse hayret etmemelidir. Biz, şehirlerimizde çiçeğin bol olduğu günler- de yetişmiş nesillerdeniz. Eğer biri çıkar da derse ki; — Hâlâ mi gül, sünbül, hâlâ mı bül- bül? Ona acıyarak bakarız ve deriz: — Evet dostum, bir damla karanfil ru bunda yananı anlayıncaya kadar. bir de. met Helyotroptan yayılan . şehvete ka- nıncaya kadar, gelinciğe renk verenin ve gülü koklayınca solduranın sırrına akıl erdirinceye kadar, Ge Larid Etrafımdakileri görüp anlamağa başla. dığım günlerden batırmda kaları ilk dün- ya şudur: “Mavi bir gök, beyaz bulutlar, bol dal Mı. büyük ve yaşlı ağaçlar. Bir evin Ost katından, üzümlü asmealar ve sarmaşık- lar arasında görünmez olmuş bir perce- reden, kalın ve yüksek bir duvarla biri. birinden ayrılmış iki büyük bahçeye ba- kıyorum: Biri dolaşan renklerle dölu, biri duran renklerle, Renkleri dolaşan bahçeden; —Git, Git, Git, Gıdanak! — Kukurikuuuu! Ve — Puhuuu! Puhuuuu! Sesleri geliyor. Bu bahçe bizim bahçe. miz. Babam kümes hayvanları meraklı- sıdir, Ve bu sesler, uzun kuyruklu .De. nizli horozlarının, benekli Pleymut ta- vuklarının, her renkten, sayısız. paçalı paçasız güvercinlerin sesleridir. Komşumuzun bahçesinde su dolabını çeviren ve ara sira anıran bir (eşekten başka hayvan yok. Bu bahçeden bir baş» ka ses, ancak bizim horozlardan biri o tarafa atladığı zaman yükselir; Bahçıvanın sesi, Aman ne bağırırdun! Bizim kümeslere bakan sarısabanlı Şabar da hiddetlenip çenesini açtı mı bir konserdir başlardı. Mahallenin rahatı kaçardı. Hey gidi mesut günlerim bey! Hey ev. lerinde oturanların bütün temennisi bir sığırtmaçla bir babçıvanın kavga etme- mesinden ibaret olan mahalle neredesin? Neredesin ey tasasız cocukluk? Sessiz renklerin o bahçesinden rüzgür percereme ara sira tatlı bir koku getirir. di. Renk Tenk, cins.cins, biribirinden gü- zel çiçeklerin kokusunu. Pencere başında saatlerce oturur, bir meltem esmesini bek ler, o kokuyu tekrar tekrar tatmak ister. dim. Bir gün, mektepten dönerken, iki kuv- vetli kol, bir vinç gibi beni havaya kaldır dı. Bir adamın omuzlarında, mısırı zap- tetmiş bir Çezar gibi bu çiçek bahçesin. den geçtim. Mermer bir taşlığa ulaştırıl dım. Götüren adam çekilince bir kapr- dan kadife hotozlu bir bayan çıktı. Kor. ka korka ona doğru koştuğumu, etekle- rine sarıldığımı, onun beni şefkatle okşa. dığını sevdiğini, sonra, bahçeve bir horoz atladı diye avaz avaz bağıran bahçevanı- na şu emri verdiğini hatırlarım: — Ali! Ne kadar çiçek varsa yol! Hep sini bu yavruya ver, Büyük şairimiz Yahya Kemalin tey- zesi, asil hatun Hatice Azâhım bu hedi. yesini ömrümün sonuna kadar unutamı- yacağım sanırım, Meğer o benim çiçekle re hasretle bakışımı uzaktan seyreder du Turmuş. Ne cömert insandı! Bana bütün cennetini bahsetmişti? ... Şimdi. zevksiz tanzim edilmiş parkları vap Devamı 11 incide

Bu sayıdan diğer sayfalar: