22 Ağustos 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

22 Ağustos 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MM 1 0 Birr Müz ae ME Sitin Ayağa kalkarak; p — z İ Biye dedi, bata mr, Suziye mi Ni ye a yesini anlatırken fazlaca bol iç i Tag, Sözleri pek yumuşak (o görünmü. l Üy İstediğim şu ki, ne ona, ne e gülmenize tahammül edemem. fi ni kolundan çekti: Say, 70 hayvana binmek sözüne gül Sile devam et. vE Pa, dedi; fakat ben, bunda da vi IT Şey göremiyorum. # Ok. yok, sen devam et! İl Ki sadaşlar! işte: | ç Male. yalnız Suzi; — Anneme İl » derli, biirsi i Şem n ne İnatçı e Peki, Sırası geldiği zaman söyleriz. © İ a gemin bitmek Üzere vi Afvonda idim) ve iki Hayim kitama hareket edeceğimi büs. —u— ŞAR. herkese bol dağıttıktan sonra, <ş, * devam etti: b anin, İster inanmayın, dost- Ür, * İzdivaç beni hiç ürkütmüyor. İÇ Tai mırıldandı: İ 0 kadar güzel bir kız olduk. m, Si, pd fakat hiç de elverişli EA bengi da. çifte stmağa alıştırdığı | “Sp, Sor: Yumuşak atın çiftesi pek Pakaş | emdi ben, o anda bunları düşüne” Yemek lan gelmişti. Mr SİNİ, Ben de arkasından Bra anlattığım, o dizleri çeneye e lm merdivenleri benden Kam, Yetiştiğim zaman. onu sofra- Mçiği b €n küçük kardeşinin kulakla Ğ © ilim tavuskuşu gibi bağır. | ei kasırgalar | ni di süküneti iade edince. ki karayı seçti. Nihayet, ça İK bir maharetle pişirdiği ne a sü , geldi. N a ie ve zayıf olan — halacığım | lenen yordu, Ne bei çorkal | eyi Paktım: O gün bilmem ne * Sürüp, ey edilen ve kendi yanın. ler, muhtarının tabağına, bel, kaşık kaşık önündeki çorba. ye m meşguldü, Zavallı adam, ki ye, bir Ne Meselenin izahına o kadar İİ bi Misbir eyin farkında değildi. üm; Rülmemek için dudaklarımızı halam da, kızının -marifetini 0 ti, e bi Yarabbi! Ne halt ediyorsun? son Ğ tevap ami yutmağa ça anne bağına bırakarak, memnun are. “Ein üzerinde dolaştırdı. deni düşündürmesi icap Yi prestişe şayan bu- e ig Sİ değişikliğe belki pek al. talak bu halile © kadar gü. gr ie ei | Vona kir oyunlarına başta. | im Mi aldır; çiftler sıralandılar- Li Kendine arkadaş bu- <be., olur, ötekileri ko. yl tmüy. üzere Suziyi ararken, o. o ay ve “Pltton,, &- kocaman köpeğini bekliyor. gördüm. ie SİZ den, Mz an ebe, olacakst- ciddi misafir m. 22 AĞUSTOS — 1903 ABER'in Aşk ve His Romanı: Nakleden Haldun S. Kip külmiştem, Hiç bir i 5 lerin kahkahaları arasında, o siralanmış duran çiltlerin başına geçtim. Ellerimi çırparak işareti verdim, Arkamdaki ilk çilt ayrıldı, Benim et. ratımda şaşırima (vererek Öne gitmeğe çalıştılar. Başka bir genç kızı yakalamak istiyormuş gibi yaparak onları kovala. dım. Fakat çok uğraşmadım. Yorgun dü şen çift birleşerek, sıralarını beklemek ü. zere en arkaya geçtiler, arı, köpeğile ne yapaca- ğını merak ediyordum. Nihayet ortada nişanlımla köpöğinden başla kimse kalmadı, Ellerimi vurdum: Bir, iki, üç! Kara bi? yuvarlak sağıma O geçli, be- yaz bir bulut soluma.. Beyaz buluta doğ. ru koştum, Fakat tam yakalıyacağım si. rada... Nişanlım: — Tut Pleton! diye bağırmaz mı? Pleton bu emri alır almaz o ünilerme mun eteğine yapıştı. Belki bıraktırabilir- sem ümidile, farıl feri dönmeğe başladım. Fakat hayvan, sahibinin bir tek kelime. sine itante alışmıştı. Aksi gibi o kelime de ak'ıma gelmiyordu. Yarı gülerek, yarı kızarak dönmeği bı. raktım. Orada bulunanların hepsi katı. larcasma gülüyorlardı. Bu hikâyeyi dinliyen genç o zabitler de gülmekten geri durmuyorlardı. Sadun gayet ciddi idi. Biraz sustuktan sonra, sözüne devam etti : — Suzi Kendini bir iskemleye bırak- mış, bütün diğerlerinden fazla gülüyordu. Gürültüden vakit buldukça, halam — Bırüktır şu hayvana, canım! diye kızma bağırıyordu. Nişanlım daha fazla gülerek cevap ve- riyordu: — Yapamam!,. — Pekâlâ, dedim, üzülmeyin, gülme. niz bitince... Çimenin üzerine oturmağa o riyetlen. dim, Fakat Pluton hırlıyarak Beni © ka- dar kuvvetle çekti ki, ayakta odurmağa mecbur oldum. Nihayet nişanlım — ciddiyetini aldı ve Plutona bağırdı : — Yeter Plüton! Muti hayvan, dişlerini gevşetti; beni bırakarak, gatti hanımının yarına uzam dı. İşte yeğenim... hayvanlarını böyle ye tiştiriyordu.. Arkadaşları, Sadunun sözünün son kıs” mını harmetle alkışladılar. Hepsi, merak, la hikâyenin sonunu bekliyorlardı: — Sonra? Sonra? Sadun, “rasl?,, der gibi arkadaşlarına bir göz gezdirdikten sonra hikâyesine de. vam etti: — O akşam nişanlımla konuşmak için fırsat çıkmadı. Zaten, köpe meselesin- den de ona biraz gücenmiştim. Kendi ken dime, evlendiğimiz zama o kendisinden hesap soracağımı vaadederek o yatmağa gittim. Ertesi sabah, daha (— saat yedi yoktu. Pencereme, ufak çakıl taşlarile karışık &um yağdığını işittim. Koşup. pencereyi açtığım zaman, ihtiyar bahçenin geniş yol larında uzaklaşan bir kahkaha kulağımda çınladı. Çabucak giyindim. Bahçeye, esrarei. giz yeşillik yığınının derinliklerine koş. tum.. Bir şey yok! Bütün korulukları. bütün gizli yerleri aradım.. Bir şey yok! Ara sıra, ağaçların arasından, çıngırak lı Bir kahkaha geliyordu. o Sesin geldiği yere koşuyordum.. Kimse yek! Nihayet, eve dönüp, kahvemi içmeğe niyetlenirken, iki büyük ağacın arasın. dan nişanlımın serkeş yüzünü gördüm. Ellerime diken batmasına aldırmıyarak ona doğru koştum, belinden yakaladım., Ah, dosüarım!.. Daha elimin o #ltında kalbinin çarpıntısını o duymamıştım ki — söylerken kulaklarıma kadar kızaraca" Eım — Suratıma enfes bir tokat indi. Sadun, ciddiyetlerini artık “büsbütün tutamıyarak kahkahaları basan arkadaş- larmın yüzlerine utanarak baktı. Yüzbası İrfan Timur memnun bir ta. vırla gülümsiyordu. Ziyafetin kahramanı sözüne devam et. ti; (Devamı Var) saneaim Balm 18,58 m 6,17 12,17 16,03 IR,GS 20,39 3,25 Lüzumlu Teletonlar Yangın: İstanbul için: 24222, Beyoğlu için: 44614, Kadıköy için: 60020, Üsküdar &- cin; 60625. Yezliköy. Bakırköy, Bebek, Tarabya, Fenerbahçe, Ka Büyükada, Hey ENE, "Telefon muhubere memi emek kâfidir. " li, Eren i, Bu 22290, Elekirik bul: 24478, Sular İdaresi: Beyoğlu: 44783. Beşik- taş: 40918. Cibali: 20222. Nurosmuniye: 11708. Üsküdar - Kadıköy: 60773. Havagszi:. İstanbul: 24978. Kadıköy; 60794, Heyoğlu; 44642. Taksi Otomobili İstemek için Beyoğlu ciheti: 49084, Bebek ciheti: 36 - 101. Kadıköy ciheti 60447, Denizyolları İstanbul acenteliği: 22740. Karaköy: 43302, Pazorlesi Tephaneden 18,30 Mudanya, 20 Bandırma, Salı Tophaneden 09,30 İzmit, 16,30 Mu- danya, 10 Karabiga, 20 Bonrlurmu, Gala tadan 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mer sin, Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, 1 Bartın, Perşembe Tophaneden 9,30 İzmit, 16,20 Mudanya, 20 Bandırma, Gelstadon 12 Karadeniz, Cümijrtesi Tophaneden 14 Mudanya, 20 Bandırıma, oSirkeciden 15 Ayvalık, 18 Bartın. Pazartesi Tophaneden 9İmröz, 9,30 İz- mit, Gulatadan 8,30 Mudanya, 10,30 İzmir Sür, 12 Karaileniz, 22,30 Mudanya. 22 AĞUSTOS — 1938 PAZARTESİ Hicri: 1357 — Cemaziyelevvel: 25 Müzeler Ayasofya, Roma » Bizans, Yunan eser” teri ve Çinili Köşk, Askeri Müze ve sarnıç lar, Ticaret ve Sanayi Müzesi, Sıhhi müze, (Bu müzeler hergün sart 10 dan 10 ya kadar açıktır.) Türk ve İslâm eserleri müzesi: Pazar- tesiden başka Kergün saat 10 dan 16 ya kadar ve Cuma günleri 16 dan 15 ye ka- dur açıktır. Topkapı Müzesi: Hergün saat 13 ten 16 ya kadar açıktır. #“emleket Dışı Deniz ** Seferleri Romanya vapurları; Cumartesi günleri 13 de Küslenceve; Sah günleri 18 de Pi- ve, Bevrul, İskenderiye, İlalyan vapurları: Cams günleri sant 10 du Pire, Brendizli, Venedik, Triyesle, ği Si İstasyon o Müdürlüğü “Telefon 3079, Avrupa Hattı Semplon ekspresi hergün Sirkeciden saat 22 de kalkar ve Avrupadan geleni sunt 7,25 te eciye muvasalal eder, Konvansiyonel 2030 da kalkar, 1020 de gelir, Edirne postası; Hergün saat 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir, Anadolu hattı Hergün hareket eden şimendiferler: Saat 8 de Konya, 9 da Anküra, 15,15 de Diyarbakır ve Samsun, 15,30 da Eskişe- hir, 1910 da Ankara ekspresi, 30 de A- dapazarı. Bu trenlerden saat 9 da hareket eden Ankara mühlelifi pazarlesi, çarşamba ve cuma günleri Heleb ve Musüla kadar sefer elmektedir. MÜNAKASALAR: İInhisarlar idaresinin Samsun fabrikası için 124 kalem ceza e alâlı o fenniye açık eksiltmeye konulmuştur. Muhammen bede. Ni 617 bira olan bu eksilime, yarınki sal günü sani 10 da idarenin Kabalaşlaki le- vazım ve mübuynat şubesinde yapılacak, tar. GEÇEN SENE BUGUN NE OLDU? Romanya milli müdafaa nazırı şehrimize geldi, 'Trakyadaki büyük manevralar bitti, Istanbul Radyosu 22 AĞUSTOS — 1938 PAZARTESİ 18,30 plâkla dans musikisi, 19,15 Rıfat ve arkadaşları, tarafından Türk musikisi ve balk şarkıları, 19.55 borsa (haberleri, 20 saat ayarı, Granviç o rasathanesinden naklen, Nezihe Uyar ve arkadaşları tara. fından Türk musikisi ve halk o şarkıları, 20,40 Hava raporu, 20,43 Öner Rıza Doğ- rul tarafından arapça söylev, 21 saat ayarı Ismail Hakkı Özer, Şin kendi eserlerinden Siüdyo orkestrası refakatile, o 21,30 Fasıl saz heyeti, İbrabim Uygun ve arkadaşları, 22,10 Amatör mandelin o orkestrası, Dö, marini İdaresinde, 22,50 son haberler ve ertesi günün”programı, 23 saat ayan son. a ekşi İNN Ne YO aa sazan. vüvarisi, Kagşol'ün Kazol ilerlemesine devam ediyordu. 'Türk transporları durmuşlardı. Fakat çök geçmeden yine harekete geçtikleri görüldü. Süvari ikirti bir mermi daha ateşlettirdi. Bu merminin de suya dü- şüp, bir sütun yükseltmesiri müteakip transporlar durdular. Bu arada Kago lun telsiz zabitinin nefes nefese amira- lin yanıma çıktı, Aceleden boğulur gilâ anlattı; Baştaki Türk gemisi telsizle muha- bere yapıyor amiralim. Kolçak bir dakikada vaziyeti kavra- dı. Süvariye haykırdı: — Bana bak... Geminin direklerini topla parçala!,. Bütün toplar direklere koşautre €- dildi, Biribiri ardına patlıyan topların gürültüsü enginde oğultularla akseder. ken, nakliye gemisinin direği yerinden fırladı, geminin güvertesinden sıyrıldı, denize uçtu. Kagol ikinci defa işaret verdi — Beni takip edin!.. İşaretler toka edildikten az sonra üç 'Tüfk gemisi kuzuca bir teslimiyetle düşman kruvazörünün peşine takıldılar, engine doğtu açıldılar, Sahilden birkaç mil mesafeye glinince*Kagol (dur) # şaretini verdi. Yanlarmâ sokuldu, Bir filika ile indirilmiş Rus bahriye nefer- lerini her üç gemiye de gönderdi. İşgal ettirdi. Müteakiben tekrar yola çılmldı. Sıvastopol istikametinde yede başlandı. dı Amiral Kolçak fevkalâde memnundu. Muazzam bir iş yapmış, Osmanlı do- nanmasmdan mükemmel bir intikam almıştı, Kagolün kumanda köprüsünde Kagol süvarisi -Aiday “Sogotof ile'kos muşuy or, neşeli neşelietrafi'seyrediyor, peşleri sıra götürülen esir Osmanlı gemilerini mağrur bakıslarla süsüyor- du.. Bir ara Sogotofa döndü:: — Albay, dedi. Nasıl? Tereyağmdan kıl çeker gibi kolaylıkla başardık bu işi! Sogotof gülümsiyerek cevap verdi: — Şimdilik kazantımız iyi ama... Süvari bir tereddüt vakfesi geçirdi. Amiral bu tercddütten bir şey anlama- dı, sordu: — Ey.. devam etsene! Ama dedin kestin! , — Amiral.. içimde bir Üzüntü var. — Ne üzüntüsü —B pola & yoruz. — Tabii... Tek Rus krovazörünün Karadenizde neler yapmağa muktedir olduğunu böyle bir zafer alayile üssü- bahrimize dönerek dünyaya ilân edece. ğim!, — Çok iyi.. Yalnız henüz tehlikeyi at. Tatmadık. — Ne tehlikesini? — Ne tehlikesi olacak, Yavuz tehlike e taktık Srvasto- özlerinden bir şey Sogotof! Süvari, Kolçeğa izah etti : — Gemileri tevkif ettiğimiz sırada bun lardan en baştaki telsizle bir şifre çeki- yordu. Şifre yarılanırken topla direğini antenini devirdik. Fakat şifrenin ilk kıs mı hiç şüphe yok ki çekildiği yerce alın. mıştır. Osmanlı donanması, nakliye ge. milerinin tehlikeye < düştüğünü bu şifre den sezecektir, O takdirde Yavuz hemen denize açılır. Saatte 28 mille üzerimize gelecek, Yavuzun önündeti nasıl kaçarız. Haydi yalnız olsak kaçabiliriz diyelim. “Ya bu arkamıza taklığımız o yolsuz tek- neler ne olacak ? i Kolçak, düşünmeğt ihmal ettiği bu nok ta için süvariden utandı, ona — Hakkın var Sogotof, dedi, tedbir almalıyız. Ne yazık! zafer alayı ile gire miyeceğiz. Bu vapurları batırmak lâzım. Hem de vakit geçirmeden,. Kolçak süratle bu işe girişti. Kruvazör evvelâ başta yürüyen Bezmi- Aleme yanaştı. Buradaki o mürettebatla anbarlardaki alay (efradını tamamen kendine geçirdi. Sonra sirasile Bahriah. meri, Mitatpaşayı da boşalttı. Gemiler anlamıyorum #Hatım YAGIZ amiralın neşesine iştirak etmiyor, derin derin düşünüyordu. ön 2 yüklerle bırakıldılar, Bu işi bitirince s1. ra gemilerin batırılmasına geldi. Kolçak top ve torpido kullanmadı. İlk önce Bezmiâlemi vasat kısmından iki dela wahmuzladı. Ondan sonra Bah. riahmeri ayni suretle batırdı, üçüncü © larak da Mitatpaşayı üç mahmuzda su- yun dibine indirdi. Emektar Türk vapurları, (tecrübesiz, toy başkumandan vekili Enver paşayla idaresi bozuk Osmanlı bahriye nezareti. nin, mağrur ve hodkâm Alman O amirali " Şosonun tedbirsizliğine o kurban oldu. Milşonlarca lira tutarındaki harp malze, mesi 've iki tayyare ile birlikte Karâde. nizin kara bağrına gömüldüler. Karakol esirlerle birlikte Sıvastopo- Tan yolunu tuttu. Gürültü arasında, münakaşalar içinde bocalanırken Bezmiâlem genfsinde ihmal ediler, diğer sefinelerce de başvurulmâsı akla getirilmiyen telsizle haber vermek, Sadi kaptanın teşehbüsile son dakikada yapılmış, yarım yamalak bir telsiz uçu- rulmuştu. İstinye önlerinde boğaza yaslanan Oz manlı donanması hâlâ İstanbul sularım tehdit eden tahtelbahir ( meselesile meş. gul oluyor, destroyerler Marmarada ci. rit atıyor, Yavuz da bulunduğu noktada uyukluyordu. Amiral Şoson, o gün donanma ikinci klmandanı Arifi yeni tahtelbahirler bu. Junmadığı için bir temiz sigaya çekmişti, Arif bey ,amiral Şosonun önünde terler dökerken kamara kapısı vuruldu.. Ami ral, dakikalardır karşısında terler döken, Arif beyi bıraktı, seslendi: — Buyurun! Kapı açılınca içeri, , hindi ie e İl en de tuttuğu bir telsiz kâğıdını uzattı — Karadenize açılan üç ttanspordan Bezmidlem vapurunun verdiği bir şifre. Yarıda kalmış bir şey anlıyamadık, Her halde bir düşman taarruzuna uğradılar amiralim,. dedi, Şoson, Arif beyi azarlamağı o bıraktı. Kapar gibi bir hareketle şifreyi aldr, oku du; Bu, Bezmiâlemin ikinci süvarisi Sa. di kaptanın acele verdiği ve Kagol kru. wazörünün ateş &lerek geminin antenini tutan direğini parçalayınca varıda kalan telgraftı, Şoson kâğıdı elinde evirdi, çe- virdi... okudu. Birkaç kere kere daha o- kudu.. Karşısında esas vaziyetinde du. ran yavere sordu; — Şimdi mi alındı bu telgraf? — Evet elendim.. — Siz, bundan bir şey | çikaramadınız mr? — Çok üğraştık.. (Ama) (kelimesine kadar olan kisim sarih bir ifade.. Gemile. rin taarruza uğradıklarını bildiriyor. Üst taraft kalıyor, Acaba (o (Ama) dan mak. sat nedir? — Bu, olsa olsa sahil şehirlerinden biri olacak. Geminin yerini tayin etmek için verilecekken kimbilir hangi sebeble yr rıda kalabilir. Siz, oralarda o böyle bir mahal ismi biliyor musunuz? Enver bey biraz düşündü.. Arif bey de işi merak ediyor fakat çok az evvel ken- disini azarlayan, haştayan oamirale bir şey sormağa cesaret edemiyordu. Enver bey düşüncesinin netice vermediğini gö- rünce harita başına geçti.. Parmağını İs. “tanbuldan itibaren sırasile sahil şehirle. rinin üzerinde dolaştırdı. Bartından son ra haritada gözüne çarpan Amasra yazı- sınm fizerinde durdu. Amirale seslendi: — Amasra iskelesi var amiralim. — Tamam.. Orada, Amasra önlerin. de gâniler bir düşamın taarruzuna uğra. muşlardır.. Derhal harekete © geçmemiz lâzım. Enver bey, işaret çektirin, Midilli de hazırlansın. Birlikte denize çıkacağız! Hareket emri Yavuzda süratle yerine getirildi; koca gemi birkaç dakikada ha. zırlandı. Şoson kumanda köprüsüne çık* tı. Yavuz süvarisi albay Akkermana emir İ veriti — Albay, demir alın! (Devamı var) NM eğe ği 1)

Bu sayıdan diğer sayfalar: