20 Ekim 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

20 Ekim 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Asker Sm bürlin Cennin bütün ye. a zen düşünmekte. ii üstakbel bip harb ilim ve le olacaktar, i nasıl kallanılabi. ki Keçiriyor; ima VE tarh, mezi isi olmaktan odağı Pazaş Dm konulmuş bu- Bekin, VS Benüz 2 balam nokta. Pal o Kalanı, OK terakkilere VA yay Mm ince ve Yür, çalışmaları si Üz La Bunun işin te- ri ni ir para ve »Sövl lâzimgöle ». ie olağa İbi, televoz- e? hükümetlerin T. Fakat, hükü- Yardımını leab ettire- Yolun acaba askeri sa olkCak mudır? AAKUM bakımla ne N A Fesİmleri naklo- Hi, de g k kabir oluyor, Fal inş man * iğ ie yaş nda neler olup d Öğrenâbileceğimi. nemeyiz, Çünkü, U sekiiyte, düşman vizyon makinesi pe lâzımdır. ki. düşman tarafın- Penebiliriz, MİSvİZYoN biribirine kl neşriyatı nak. ii elevizy kroki A tabii, SONA neşredilen liğin pe etmi elevizyo, | e Akabilir Olduğu k iğ İstesYonundan ima Mtacayiri 8 Yözikanın kıy üz böyle bir as. le 8 Yalnız okumakla Okt. NSA fazla dur - Tak gl da hş erhal fotoğrafı Ot vor, m kn Mniyelik iştir Yazin Yıkanıp kü. ka bir müd. YA tebliğ telsiz SA Çabuk gön. Man il sk *YA tebliğin tet, iy mide bir kroki. imi Ün, gmrağına Köse; ve. en Olünlüğü aşikâr. telmizie, PP büyük bir Olduktan başka Va alindrieran *dir. Bu suretle | ” Bantim, € teleyı, elik külçük bir per. |” K ği Nav bahçesinde televiz yönle sakil yapılıyor. Tondrahlar, garip hayvanım olturdukler; yerden, da parça parça neşvedilebilir ve yine der. hal fotoğrafı alınabilir. Keşif tayyarelerinder alınan fotoğraf ve bunlar vasıtasiyle çizilen krokileri de geri dönmek için vakit kaybetmeye lü. zum kalmadan, çekmek lâzımdır. Hattâ belki bir gün çekilen resmi doğ- rudan doğruya tayyareden televizvonla nakletmek kabil olacaktır, Şüphesiz ki, derilmesi üzerine tesiri olup olmyacağı da ayrı meseledir. Fakat zurtar'da hâlledildikten sorra, bir keşif tayyaresinin aldığı resimleri birer birer televizyonla göndermesi mümkün olacak- tır. Bu suretle Yacaktır, Gö oruz ki, televizyonla gönderilen bir resim aslındaki netliğinden kaybeder. Diğer taraftan, &skeri bir tayyarenin re- sim almak için oldukça yükseğe çıkma. sı lâzımdir. Bunnu televizyonla resim gön büyük bir zaman kazanı- daha şimdiden, televiz- yonun. bugünkü haliyle bile, tebliğlerin telsiz telgraf ve telefondan daha çabuk md va Yakin bir istikta) İğyaaklinde büyük bir yardımı olacaktır. Bunda, bilhassa sifre mahzuru da berta- kayva nat bahçesinin “karmca yiyen, adındaki televizyon makinelerinde görebitiyorlar. Televizyon askerlikte kullanılabilecek mi ? ii Sahada Televizyonun tatbikine muvaffak an memleket, müstakbel bir harpte Üstünlüğü temin edecektir raf edilmiş bulunuyor. Çünkü, bir gifre- nin düşman eline geçmiş olmak ihtimali her zaman için variddir. barbin başinda, şarki Pr kâtta Almanlar Rusların şifre larını b Meselâ, umumi anahtar» şlar ve onların derdikleri bütün emirleri öğrenmi, 1914 do Fransada dn ayni hâdise ol - muştur. Alman erkân! telgrafları Fransirlar tarafından alınmış arblerinin şifreli ve mükemmelen okunmuştur. Fakat, televizyonun lehine İşaret olu- nacak bir şey daha ver kl oda radyoğonimetri ile, neşredici bri is sudur: YO nun hangi İ 'amette bulunduğunu tayin Bu gibi mah. | etmek Kabildir.. Birkaç, radyegonimetdi müşahedesiyle do negredici -İslatyonun Derede bulunduğu tayin edilelilir. Diğer taraftan, ber telsiz telgraf istas. Yonunun, kendisini tanıtmak için bir ke. lime kullanması lâzımdır. Çünkü, birçok merkezleri vardır, bunların biribi- rinden ayırd edilebilmeleri için ayrı ayrı parola kullanmaları icab etmektedir. U- mumi barbdeki tecrübeler göstermiştir ki düşmanın bir telsiz şebekesinin ve 0- Yarı ciddi, yarı şaka “Meğer sen de masal- cının birl imişsin ha?,, Yazan: Osman Cemal Kaygılı Bir adam vardır kt bu, beri (o nerede görse bep ayni şeyi sorar.: — Siz avukatsınız değil mi? Ben de bu adamcağıza her vakit ayr cevabı v im: — Hayır, ben avukat ririm? değilim, muhar nim bu cevabımdan (sonra hemen Be da, gene aramızda ayni sözler geçer: — Siz avukatsınız değil mi? — Hayır, avukat değil, muharririm! dersiniz! — Esti ağlurullah! tayin etmek mümkündü Bu o kadar bilinen bir hakikattir ki or- duda ve bahriyede, çok mühim emirlerin telsizle gönderilmesi mahzurlu görü hattâ menediliyor. Bütün bu mahzurlar televizyonla gide- rilmoktedir. Televizyon İstasyonunun ye- rini de raydogonlmetri ile keşfetmek ka- bildir, Fakat bunun için televizyon veş- uzun milddet mütemadiyen de- vam ettirilmesi lâzımdır. Halbuki, tele - vizyonla neşredilen bir ererin aimmasm. da fol sürecek, bu müddet zarfında da radyogo- Ie müşahede aktin riyatı raf kullanılırsa neşriyat çok kısa nimetriyi yapmak mi olmıyacaktır. Yukarda ettiğimiz neticelere varılabilmesi için âletlerin o mükemmel bir evsafta olması ve kâfi miktarda bu- lunması lâzımdır. Bundan baska, öletle- rin gerek siklet, gerk biçim itibariyle, ta- şırmasında zorluk gıkarmamaları icab ©- der. | halde ik devletler. etle arasinda Bugünkü bütün küy de bu ül Tevizyon tatbikatı müesseseleri tetkikler yapılmaktadır. Şüphesiz ki bun- Jar gayet & ir ketumiyet içinde ce- ları in reyan etme Televizyı ilk muvs ds olan memleket harb zama « ında kendisine yeni bir muhabere vast- | tası temin etmiş bulunacaktır. Bu, bir muhabere gizliliği temin &mili olacaktır, — A, Niessen Alkolden gelen halsizlik kol de dis hiç istemez... Buntü, gibi alkol içmek ber gün devam edince, her gün İnsan sarhoş olacak kadar İçmese n çok içilen alk: az içmekle, insan vakıa aklı aşk duygusu akıldan daha tesiri, biri olur, dinleyini siz tanır Re, nelerde göebilirsiniz : Bu bay yirmi dört yasında, E da buruda, birkaç mağazası, belki bir de bü nı var, Onun için kendisine bir iş de tutmamıştır. O yaşta ” z 5 dl ci aa maddelerle de, kokai insan, süphesiz eğlenmek, hoşca vakit geçirm »ek ister. O vak bağı olur. İnsan yirmi #ört vasma ve babadan kalma birkaç mara - birkaç avdatıheri, keli mı$, © itir h is eğişir, halsizlik g: si bir sarhoşluk olduğu için, alkolün verdiği sarhoşluğu insana haisizl Bin! ir misal içinden ayırdığım, şu bayın hikâyesini Adı, tabi, kat ona bönzerlerden baztlarını biraha- zime taş Alkol, hele şaraben içindeki alkol, az miktarda ölunca in. sana neş'e verir, kuvvetini ve halini artırır. Onun için, iki defa tahammür etmiş şarap demek olan, şampanye; ancak keyif verecek de: olmak şartile - yeni evlilerin halsizliğine karşı ilâç olarak tavsiye ederler, Fâkat alkolün miktarı ço « galınca, şarabın içindeki al dan belli - kötü bi, şamlar: - tabii en Yemek yı de ya keyi bunlara yava ya Bu gencin maz, batı alkolden va rakıyı, şarabı vi #alm:yor.. Buna, önceki banlaklarnmı yine sizlik *ekrar geli Adeta fence brraksın, le, biriken alkolün Vİ diyece tesiri gibi Her gün , fakat size lâzım değil, Kendisini de şüphe“ kalmış, şvra- k ima Mi nl Zaten aşk i mez. On İı bir kadı. : m bağlamamak üzere evlenmemiş de Devamlı Çurarın ilk de voktur. çünleü met-esler ee cok defa insana a- | NU artırdığına İz aş mı bulamaz" Hayatta eda gidiyor. ık hiç ki 4 olduğu için - tahtası üzğüldir. Tekrar İkisi bir araya g yalnız al gerçekten yalnız . Onal Yazan: Dr.G. A. zâten kendisine gelir bırakmış bir babanın oğlu olduğun- r hastalığa da hiç tutulmamış, Yalnız âk- iyisinden » sekiz on kadek rakı içiyor. şarap, Yemek üstüne bir iki viski ancak vaş alıştığından hiçbir vakit sarhoş ol - fi ve neş'eli kalır... halsizliği, kendisini sarhoş etmiyen fakat her gün tekrarlandığı için m bisiken alkoldendir, İs- ir, Bir ay ikâyeti de t inkü, hali geri geldik şikâyetinin içkiden olduğu inanmak istemiyor ve sevgili kadehlerini, şarap ve viski okşamağa ba yor. bi kslni or. Bunun üzerine hal. lâboratuvar tecrübesi... İçkiyi yine du tecrübe bile fayda vermez, halsiz- Fakat, insanm wv bıraksa lik attık yerleşmiş gibidir, Uzun müddet, ya içkiyi bıcakımıktanı başka, tedaviy zum olur. ik getirir. KTM > g Alkol aşkın düşman içki ile nöbet bile ka- İçkiye öwbe ettiğine bir de. ktan sonra ikincisine şkı, ya İçkiyi tercih etmelidir. aşk arzusu- e, zamanlarda neş'e ve anmak pek saflık olur, Bu, aşkın ken. disinden boşka türlü zevke inananlarla istihzasıdır. bir türlü zevk vardır; lan bar-asınm ver tatbikme İ yük bir zafer Kendisile ara sıra, akşamlar: buluş muz yarı kırdathânemsi, yarı o kahvemsi bir yerde, belki bir yıldır aramızda £ rar edilen bu sözlere rağm bana ayni evdi na haykırdım Hayır! Ben avukât ririm be adam! Ve bu sefer o, bana affedersiniz! deme yip lâfr değiştirdi: Muharrir mi? Yani muharrir demek, tibiadil falan demek değil mi? muharrir demek... Sözümü kesti: — Pardon, pardon.. gazetelere yazı basan... dej Muharrir, yani — Eh. Aşağı yukarı biraz daode mektir. — Sen hangi gazeteye basıyorsun ba” kayım? — Hangisi rastgelirse? — Ne demek hangisi rastgelirse, yoksa sen garetelerin hepsinde ortak mısın? — Hayır, canım, hangi gâzete bende yazı ister — Ne gibi yazılar basarsın sen bu gaze telere bakayım? — Ne gibi olursal — Şu karı koca kavgalarını falan, flân da sen mi basarsın? — Hayır! Onları başkaları basar! — Otomofil, tramvay kazalarını falan flân? — Onları da başkaları basar! — Satılık evler, kiralık dükkânlar fa“ lan fl — Onları da başkaları! Ü Masanın üzerinde duran bir gazete" nin son sayfasındaki ilân yazılarını gös tererek: — Galiba sen bunları basıyorsun? — Onları da ben basmam! — Ya sen ni arsın ya? — Bne büsbütün başka » şeyler.basa” rm! — Anlaşılan sen devletlerin kavga, rültüleri, barış, gü: şleri falan Nân şeyleri basıyı — Hayır! Oi lde,, Ne ndeki gazetelerin iç sayf: bir futbol yazısı ile gü gbi da benim işim değili idi ki basılacak? arını kr reesmini —Y ökes sen bu topçuları falan filân mı basarsın? vır, hayır, onları da değil! Başka bir £ şık sinema yıldız” arını işaret &İ — Buldum, buldum, buldum. Ser mu t basıyorsun? canım, benim onlarla hiç ağın ben, gazetelere s6 ermiy Senin anlay nin biç de aklının basarım! — Benim #klımın ermiyeceği ş€ olabilir ki? Hemen cebimden kendi gazetemi, yani bizim Haberi çıkarıp onun ikinci sayfa” sındaki Nurullah Atacm bir yazısını w zattım: şeyleri ne ben gazetelere böyle yazılar ya” zarım! Adam Nurullahın bu yazısını biraz süz” dükten sonra yazınm başlığın: heceliyerek okudu: “Bir... ma.. Sal. . bü. Ve biraz, bön bön yüzüme — baktıktan şorira: — Demek dedi, sen ( güzetelere böyl bı gibi şeyler basarsın hal vet, onun gibi şeyler basarım! Bu defa herif ne dese beğenirsiniz. — Tuu h mü kkını versin bel Ben de seni aklı başmda sözü, sohbeti dinlenir, kendisine iş güç danışılır bir a” dum. Meğer sen de masaler U o gün bağ da Haberdeki vi fantezi, bir r hut büsbütütn komik bir saydım. ne olacaktı? Osman Cemal KAYGILI ey okumuş ols

Bu sayıdan diğer sayfalar: