17 Kasım 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

17 Kasım 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EYİLDİRM'İN 19 Yazan: Ikimim . . Seyh sözünü bitirmemişti ki Ali paşa yerinden fırladı Yuzan: H. C Bywater Almanların Baltık filosu zi lerinden olan Kurt, Libavf güzel annaya fen halde tutulmuştu raber'in tarihi Romanı #akat kapı açılmış ve içeriye | şeyh Buharf girivermişti. Paşa bozuldu. Üstü- bü başını silkerek bir kenara çöktü. Bi- gerç kadı da boğazmı sağa sola oynatıp oyarak şeyhin yanma koştu ve tit. reterek öptü, Şeyh Buharinia alnı çatık. imişti; — Paşa. Dedi. Bu ne bsl? vermedi. Şeyh Buhari birkaç adım flerliyerek tekrar ve hayki- rır gibi sö : — Paşa hazretleri, bu ne mücssif hâ- ına sebeb ne olsa! Hünkârı. mız sediri saltanatında paşa efendileri. mize muntazırdır. Bugün âlemi islâm için bir tarih hâdisesi tekevvün ederken zatı da bir kadi gırllağında neyle meşgulsünüz? Paşanm sabrr tükenmiş olacaktı. Ye - rinden kalktı ve şeyhe doğru birkaç adrm atarak cevab verdi: — İlmi kisveler altmda bizlere külâh oynıyanlarla meğgulüm şeyh efendi! Şeyh Buhari de kül yutanlardan değil di. — Yani. paşa? — Hakkımda şeyketlüya şekva oden- lerla başımdaymışsınız. Yanında köpek #adakatiyle çalışan Arab Zahidle bir hud'a avma çıkmış bulunursunuz. Ama, şeyh «fendi, ere silâhsız aslan &vm- dasın. Gözünü dört aç! Şeyh kadıya İşaret eti. Kadı derhal dışarı fırladı ve koşarak saraya gitti, Bu- hari bir tarafa oturarık geniş topla ve ağır ağır söyledi: — Vüzera arasında hünkârımın gözün” de hemen yalnız sen varim. Fakat »ere- den bilirler ki Marya isminde bir kefere kadmle.., Şeyh sözünü bitirmemişti ki Ali paşa yerinden fırlayıp eliyle şeyhin ağım kapadı. Bütün kuvveti bitmiş ve mağlüb öluvermişti, İşte korktuğu başma gel « mişti, Demek geyh otun yanımdaki Sırb güzelini öğrenmişti. Eğer padişaha ha- ber verirse AH paşanm canı gidecekti, — Aman, dedi. Bunu ifşa ederseniz iş değisir. Şeyh güldü. — Ne aşa? — Şöyla ki geyhim, saray (oetrafında üp dolaşıp da hünkâr kerimesine göz atmadan büyük bir cürüm olmasa gerek. tir bu. Şeyhde de hoşafm yağı kesilmişti. O Yâtasmı, diğeri kalm cübbevari paltosu Nü birer keğara fırlatarak iki bayağı ma halle horozu gibi karsı karşıya dikildiler. — Yalan #öylüyorsun herif! — Sen yalan söylüyorsun zındık! — Ben bünkâra işi cak ve Allahm BAR YI ME Dedi. Ne 'demek istiyorsun Mtasmı eniri, peygamberin kavli ile kerimelerini j istiyeceğim. — Ben de artık tekaüde sevkimi diliye im! Haydi böyle olsun. Zahidin ca - susluğuna ne buyurulur şeyhim? — Yıldırım karıs zabetle Marya arasmdaki giz rata ne buyrulur paşam? İki canbazdılar, bir ip üzerindeydiler. Eğer hünkür Yıldırım yine Yıldırım gibi yetişmeseydi, bu iş galiba kanla bitecek- ti. Hünkâr içeriye girince duvarları sar- san bir feryatla haykırdı: — Haydi şeyh geldi. Burada musafahanm srrası mı? Söyl, sah ben miyim, siz misiniz? Divan kurulmuş, sizi bekleriz. Şeyh ve Ali paşa biribirine bakıştılar. O ondan, o ordan gözleriyle bir şey söy- İenmemesi: ralvarmıştı. Çünkü Yıldı - rm her iki sebeble de kana girer, ne şeyh, ne paşa, ne kahraman, ne din din. Jerdi. et birkaç bardak şarabin ba- şına kopa firtina! Bu bâdise Ali pi ile şeyhin bir alaşımı olmuştu, Şeyh yol da paşaya eğilerek demişti: — Bir müddet kendini yine harbe vak- fet. Bu hal padişahm gözünden kaçmıyor. Evvel Allah, sonra bana güvenebilirsin. Garibdir ki şeyh Seyyid Ali Hemeda- ni, hulefayı Misriye namına bir imurah- hasla birlikte gelmişti, Padişahls öpüş- tüler. Buharf ile, paşayls, Ertuğrul ve Süleyman'a öpüştüler. Firuz bey şeyhin elini öptü, Dualar edildi, Miswr halifeleri namma murahhas olan şeyh Faruk Yıl. dırımın izniyle şeyh Buhariye (Sultanı Rum) unvanmı verği, Yıldırım Bayoziâ Akçağlayan elerine mı Sirp prensesi EU muhabe. durup eyin, padi- camii nadil bü- yük bir parayı ş Ali Heme. daniye hediye ari o gün tekrar Bulgar ve Müze Üzerine sefere hazırlanan Yildirim Bayeside kılmç ku- şattı. Böyle de İlm mertebedeki mevki Yıldırım unvaniyle müsavi oldu. Bu vaziyet şeyh Buhariys uma tali kapılarını açmış ve oracıkta bu hâ- diselere şakld AH paşayı da iylee yıldır. mıştı, Padişah da sefere iştirak edecekti, Fa- kat her şeyden önce seykten oemn yet Istiyecekti, Ne olur ne olmazdı. Eğer şeyh Maryadan bahsetmiyecekse Ali pa- şa da harbden dönmiyecekti. İşi sağlam kazığa bağlamak lâzrndı. Yavaşça gey - hin yanma sokularak: — Aziz şeyhim dedi, Seni tebrik ede- im, Osman'ı devletinin büyük hünkürr Yıldırım hazretlerine medarı iftiharsm. Ve yavaşça devam etti: — Maryadan bahis yok, Yildrem ar. Zulârına sevke ça'masağım. Bunu ULYYAŞC YDİ bir m Paf küt hi uzafferiyetimden sonra ağacağım. hn damadı olmana mukabil sü « yüksek sesle çevab verdi; smanlı devletinin yüce hükümdarı Yıldırım Bayezid han hazretlerinin büyük orduları başında kahramanlıklarla müm. taz olan Ali pasa bazretleri bepimizin iftihar medarıdır, Kendisini taziz ederim. Ve yavaşça devam etti: — Pek âlâ, Dikkat et. Hünkâr: kiz - dırma anlığım 1âf, onunki $#i- lâha dayanır ha Benim AL paşa ve şeyh müsteribtiler. Yarın sefere çıkıyorlardı, Bu gece sahilsara - yında tabesabah güzel Maryacığıyla bir tatli eyyum daha geçirecekti, Ali paşa sahilsarayına, Yıldırım da sarayma dön- diler. Şeyh Ri padişahı saraya kas dar takip ve teşyi etti. Misafirleri ile bir ex bir m üddet o bahçede ayırmadı, Ne id / * Heme , Fakat bi- a gösleri dolaşan çok Yıldırmım saray pence- rosinde yavuklusuyla işaretleştiğini ne- reden bilesekti, ini semadan dani bile böylesini görmemi İnsavvıf set Ali paşa «, şeyh de yavuklusuna kavuş- Ali paşa hareme girdiği zaman irkildi. Bu ne demekti, bu nasıl işti, hiç hare- me koskoea bir herif alınır da bövle yarı olak onunla konuşmak olur muydu? Kimdi bu herif, nasil onün dört duvar a- rasmdan çıkmıyan Maryam bu koç kar d mea kendinden geçivermiş, u- ün üstüne, Adetlerin dışına çikiv: ti? Ali paşa haykırdı: — Marya! Kadm bütün aşifteliğin! takmmış ve sanki yıllardır paşayı görmemiş gibi de- rin bir hasret ve iştiyak hamlesiyle pa- gaya atılmıştı. Ali paşa bir taraftaki M- hana tursusuna karşı bu parbiza Enyret etmişti. Biraz düzelmişti manahaza, Sor. du: Bu herif kim Marya? — Hali Paşa böyle bir isim batırlamıyordu. Dügündü re söylendi: — Halil, Hali. Ben böyle bir hatırlamıyorum. — Şevketlü hünkürm Sırp kralı Etiyen den istediği d Ali paşa anl dar gitti, dikkatle bel bir halde Maryaya bekte. (Devamı var) bildik Dğr Umumi harb esnasında, taki deniz harbleri bilhassa zinde cereyan etmiş oldu ve Falkland deniz harbleri müst diğer denizlerde cereyan eden lerden pek az bahsedilmiştir. yalnız Baltık denizi harbleri birkaç ciltlik bir tarihi do malgeme vermeğe müsaittir Alman donanması, harbin neticesi ü- zerinde tesir gösterecek derecede mü bim olmamakla beraber 6n acı k mikyas- imal deni. hâdis Halbuki başına yetlere bu denizde uğramıştır. Gene denizde Alman deniz erkâmiharbiy in kifayetsizliği, bu filoya kumanda prens Hanri dö Prusun o meharetsizliği meydana çıkmıştır. Baltık denizinin Alman donanmasına uğursuzluğu 28 Ağustos 1014 de başladı. Odensholm açıklarında dolaşan bir ince file, kesif bir sis içersinde yolunu gağtr- dı, yeni bir kruvazör olan “Magdeburg,, karaya düştü. Kurtarma faaliyeti ösna- sında birdenbire çıkagelen iki Rus kru- vazörü ateş açtı. “Magdeburg” un zabitleri o kadar te- Mıalarından akıllarını kaybetmiş gibi ol- dular ki, acelelerinden gizli evrakı ve rötlerin şifre anabtarını veya İmha etmeği bile akıl ede rek gemiyi terkettiler, Bu evrak Rusların eline geç- ti, onlar da kopyasını derhal İngiltere balıriyesine verdi Almanlar bu hata. Bin cezasını çok çektiler, 24 Eyidl 1914 de, Baltık kuvvetli bir İngiliz filosunun geleceği yolund yetler Alman amiralinin sinirlerini büs- bütün harab ett, İngiliz filosunun mu- vasala yolunu kesmeğe teşebbüs edecek yerde Almanlar Baltığa Kil kanalı yo- lundan takviye filosu göndermeğe kalk. tılar. On dört dretnot Kile hareket aldı. Fakat bu gemilerin kanaldan geçe- bilmeleri için kömür ve cephane y nin boşaltılarak hafifletir ve bu iş ise bir haftadan mazdı, Şayi İinee de Almanlar rahat bir nefes aldı- İar, Harbin ilk günlerinde Almanların he. defi, Baltıktaki Rus filosunun İ ya Üssübahrizinde filoyu tıka tv, Bu iyi bir tabiye idi. Çünkü r filosu iyi kullanıldığı takdirde Almanların başıma bir belâ ola' di. Fakat Rus filosu bu gayrimtsait r dahilinde de Üç bu- çuk sene İyi çalıştı ve A) larm Riza körfezine hâkim olabilmek tün gayretlerini boşa çikar 1917 de Almanlar Rigayı ve körfezi mü- dafaa öden adaları ele geçirmek İçin s- eden almağı 4 riva “ikleri- lâzımdı, vel yapıla. am essasız olduğu baberi ge. emrini | Nihayet | çiz deniz filosunun yar mecbur kaldılar, Bu arada büyük bir iş gördü yeri aff takıya ve Bu devamlı muv Rus amirallığı, casus 199 yetine borçludur. Bu ara hâdise, canusluk tarihinin © kat sayfalarından birini vegki bariyle anlatılmağa değ*” 2 ri sında tini Kurt Brent güzelliği iti de, yakişıklı bir genç pek fazlaydı ve kendisi V.. öğünmeği severdi. 1adlas1 eg luk timsali bir zevce, İİİ. sum bir genç kışı bile 9“ dayanamazdı. Muh: riyeli Donjoanm zamanlar bir kadın sira di “e line rağmen İyi bir ie rab we g gözündeydi. i İ Almanlar Lüyayı 4eE9l & Bremerman bir kravat 89 ö gibi du. Mei çıktı ae an “Ni u lies ass larla tanıştı. . Fakat ia sında birine fazla siâksi Bir Jokantada servöğ lâkayı mazur ve 8'İ mi derecede nadir bir duğu muhitle büyük ol kibar hali, ti heme başka almancay! mal Çı Bahriyeli donjuan İz ni az zamanda yeri Mi ğe laylık) kadını bağa mail lup konuşmasını geye* ana ar gibi sudan Vİ we ii ay ş mlinevvef vi #akayetini ray. “Bu ttiberi ek için Kurtun a heart zımd. A — e bağ! da, Premerman İ olmadığı u moli? ki ç çekinmedi. EE FE LES — KE EE ES EE ELA EE z 2 # e İZAK EEE EL M.İ NAKLEDENE iHUSİ Gülerek cevap verdim: meninilkrşkmeziz Hü sine — EL, ayak bir şey ifade etmez ki... — Sen istediğin kadar alay et. Bak, iki metre boyunda olan Hay lar beyin şakaları çok daha nazik... Kılık kıyafeti biraz kaba ama, yıltıyalı beri başka türlü oldu. Haydar beyin hayali bir türlü etrafımızda dolaşmaktan geri dur nuyordu. İşlerden tamamile çekilmiş olmakla berâber, hissesine dü- jen kârı veriyor ve bazı işleri ona danışmakta, veyahut danışır gibi pörünmekte kusur etmiyordum. O, sakin ve nevmididi, Aydan aya gönderdiği parayı iki misline ikardığındanberi, karısı mektuplarını küfürlerle (— doldurmuyordu. Haydar bey, civarımızda bir rtıman kiralamıştı. Burada da şezintilerine de ediyordu. Aliye, her iki ayda bir onu yemeğe davet ediyor, Haydar bey de, bu düvete dindar bir tavırla geliyordu. Zannediyorum ki artık yalnız bu gibi şeyler için yaşıyordu. Bazan yna bir bakkalın önünde tesadül ediyordum. Sırtina eski bir palto giyiyordu, sakalını traş etmiyordu .Fakat Aliyeye gelmek için, ge- seralin davetine giden bir yaver kadar ibtimamla giyiniyordu,. Hesaplarımızdan bahsettiğim vakit, omuzlarını silkiyor: — Para mı? ui, Ah! oğlum, paraya ne kadar az ehemmi- yet verdiğimi bilsen..! Kırk senedenberi parayı ne yapacağımı dü- jünmedim.., Fakat bende çok başka geyler de eksikti.. İnsan parayı ihtiyarlığı için saklar ve o gün gelince paranın... dur bakaym.... bir vasiyetnameden başka bir şey olmadığını anlıyor... Hiç dikkat ettin” mi bilmem: hangi dilenciye rastgelsem bir iki lira vermeden geçmi- yorum,, Maamafih bu da hayatın son boşluğunu doldurmağa kâfi zelmiyor... —Y0— Kâmran yakısıklı bir delikanlı oldu. Yalnız otomobil gesincilerinde aceleci... Diğer şeyler için çok ihr detlendi ve Valuvayı mahvetm Deki ü aye İİ ül e Şule Kia *ça küçük kaldı. Fakat şişmanca... ii bir kasırga içinde mahvoldu. Bu kuvvetli adamın lece yıkılması Aliye üzerinde büyük bir tesir yaptı, Bazı sabahlar saat 8 de evdet çıkarken oğluma tesadül ediyor dum. O sırtında smokin, henüz eve geliyordu. r sabah Haydar beyi “Son yurduna,, götürdük. , Madam Haydara ayrılan hisseden başka, eski patronumun bütün eti Girizana Ordu, esi çok daha geniş ol yek için icap eden şevleri yapacaktım, F: e itiraz ettiği için kinayelerde bulundum. Ama buk er çok sarihti, Cerkp olmak re; — Sen, dedi, fakir doğdun; gene fakir öleceksin! Sonra ellerimi öperek ilâve etti: Sizin gibi bir adamı hiçbir zaman aldatmamam lâzımdı., Be- ni dinle, Ali, şimdi kızımı mahvetmekle intikam (alıyorsun, bu iyi bir şey değil, senin bu şekilde hareket etmene hayret ediyorum... Girizanın mahvolmadığnı, bilâkis ona büyük bir cihaz hazırlı- yacağımı anlattım. Lüks, moda olduğu müddetçe lüks için yaşıyan karım, şimdi tamamile bunun aksini yapıyordu. Ahçı (ile hizmetçi kızdan maadasma yol verdikten sonra, Girizanın mutlaka steno * sami mma daktilo dersleri takip etmesini istedi nün birinde, onu benim pençemde! bankalarda, şirketlerde İş bulup çi d » Ne olur 9£ kurtaracak Dİ ye ştıracakti-« ii Şaşırdım kaldım, lâkin Girizan müdahale et Girizan çok çabuk büyümüş, ierpil Beni bu kıza doğru cezbeder his, mer mettenberi, hiçbir zaman onu terketmemisti” muştum. Her şey; herkes, annesi, arkada$ ir liyerek uyuturdum. B sayemde, arr den uydurduğu sözleri, dadısınm ba; latılan eğlenceli fakat manasız kocakarı bulamıyordu. erek Yazı odamda çalışırken, pek çok defalar: e de olduğum ehemmiyetli bir işim olduğu için “Gö etmemelerini emrediyordum. Halbuki Eım eğlenceli ca bi ibi Giriz tuk muamelesi yapıyor, sevi, — Ne tuhaf geysin sen, Girizar dun! biraz ciddiyet lâzım. e Ben Girizanı s0 dakikaya kadar bırak” kika, aşkın onu narikör yapacağı dakikayd!”

Bu sayıdan diğer sayfalar: