9 Ocak 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

9 Ocak 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İL GR Mi pt İM e, A tı Bu aga komitesi ikinci safhad: ! Nİ Kaç almış bulunuyordu. Ya İkea İleri İdare şubelerinde gerek İe ve gerekse doğrudar | ta Br işleri ile uğraşan rü Mere $ olmuşlardı. Her şubed Hinçaklı vardı. Umum 2 | Biray tarı ele. geçen delterler Kg, 0 bir surette tesbit edi lag Akü hükümet tevkilata nçaklı rüesa bu Soğunu imhaya vakit bul | 3 Pakaf mahkeme safaha * ele geçirilen © vesika ve ti, Ja: Me ene mülddeiumumünin gg etinde “ahali ve tebegi sa mt Al ve iğfal,, tabirile bun Kiş İhtildi hareketinde bir sunu Mig ermişti, İddianameni” | mı, sinda Merritonla berabc | iğ, edenin açıldığı söylenmek m Mibuki Hınçakların murah Dessil yoluyla ve yani i a, sl açmadan yalnız Tür ilinde yüzlerce şubeleri var esi Avrupa Mita |) merkez muhaberat ve İsbliğe eyamir ve talimatı Miyg,,lmiz., derildiği halde be x tara ithal olurmamış» Vak, ks Amerikanın hemen bü & Ağ rinin hepsinde, Marsiya- Sürüş la, Fransada, İngilterede! Ne gi Mısırda, İskenderunde Mik te Hınçak (teşkilâtı iki Be a ayrılmış bulunuyordu. Ümayan Karabeti in tumum! | ç Ma bulunan “memaliki hanede,, ki şubeler. di- iyi İtin Sinâyan Karabetin karısı alımdan idare edilen Avrup3 Mönü im İngiltere şubesinin mü- Miki; 273r, Atina şubesinin rar Miniy” on Reştuni Marsilya şu /messili Kazaros Merzi iye dahikle faaliyeti tercih Pu iş ata Sizen Parsih Hınçak tes kp bulunuyordu. Buda ÜRükfy merkezine davet edilmiş 1 Baş Yollar takip ederek Krb- iy! wadan da bir Hegiliz | iş, Pirak Adanaya geçmi" İyne körniteye ihuhalk etmişti eli, Dİ Şubelerinin böyle müte İk ya alinin Merzifonz gelmele- Mia, AK hâdiselerinin ikinci ll smdadır. Çünkü artık ta kanayan kuvvet buldu * hasıl olmuş bulunu Niş ika bütün teşkilât az çok| İİ Bu sırada Hinçak iüyelimde (Sit Veson, Vinçis | Sin Mavzer, altı patlar, - muh” med” çapta - gibi silâhlar | BM dipg dü. Mühim miktarda fi x ali vardı, Bunlar| ere tevzi edilmişti. an Ropen Cevahirciyan ie! le ayan, Andon Reştuni arasında rekabet ve mü- devam Yan, rahip Daniyel teş sı için tedbirler Tekahet ve mücadeleleri Mirayer ettirmemeğe çalışı” # Sa 7 Pazı da Arzman oğlu O- toy » Gülbenk, Mihircan, çi Misak, Toros - (Icra) Na &detek bir taraf N larını ihanetten m del ve korkunç icraat * diğer taraftan da hu SEF İf, «5 Hibeler faaliyet halindey” | —56 — Hattraları anlatan ve vesikaları veren: Eliz Avrupada mekik dokuyarak lâzım olan parayı | toplıyordu. İut içinde asayişsizlik temini için acialar yapmaktaydılar. Eliz Avrupada mekik dokuyarak | izm olan parayı topluyor ve Av apa elkârı siyasiyesini (o (Ermen' »eyliğü gayesini himayeye hazırlı | yordu. Bittabi bu vaziyet Roperi Cev <iyan böyle Abdülhamide ve hükü mete aksediyor, bu münasebetle ca suslar, haliyeler mütemadiyen fa” aliyet halinde bulunuyorairdı . Amerika protestan cemiyeti mütte a , bütün protestan mektepleri ni istilâya doğru yürüyen bu hare | setin önüne geçmek için aimağa başlamış. fakat bunu Os | nanlı hükümetinin ıttıla ve hima | yesine koymıyarak kendi : başına işin içinden sıyrılmalı (düşünerek zizli mesaiyi tercih etmişti. Vaziyet göylece hülâsa edilebilir Bir ihmal bu hareketi o Osmanlı devleti aleyhine vahim (bir şekle sokabilirdi. Hükümetin te ı e Hınçaklıların aleyh şekilde bitirebilirdi. Birçok yerlerde Hınçal vikt cinayetler oluyor. yerlerde süküt hakkı olarak mühim- separalar dör r velhasıl karga şilık gittikçe artıyordu. Bu sırada Adapazarı ve havalisi de bulunan ermenileri de Hınçakla ra İlbak için yapılan teşebbüsü (Muhacir) be; (Hayret? adında Jamlarıydılar. Ropen'Cevahirciyar teşkilâtın garba sirayetini çok teh İmuş ve bu hususta umuru nazıtı Rıfat efendiyi iknaa muvaffak olarak bu havalide res apabilmek için Hın- | ç cephe kurmak ü cir beyle Hayreti istil-| - | Bilhassa Adapazarmın o Peşkirc| tedbirler | * Sagir mahallesinde oturan o Tapaz 164 AK. Blu ekmekçi Kirkoruli Hinçek teş dlâtını de ai landuğu öğrenii ekmekçi in önüne çıktı ve | Kirkor Kirkoru öldüren Muhacir bey bu suretle Hinçakların buraya kol at- Bu adam E Jen kaçmıştı, Y uzun boy! yor ki Ro anson zâamarlarda fınçak teşkilâtını bulundukları ma- alde bağlamak ve onların (gerek ark vilâyetlerine ve gerekse garp liâyetlerine doğru yayılmalarının önüne geçmek ii r de ittihaz ettik-! mucibince bütün teş yazırlamış oldu. Şubeler, esliha temini wevçeteleri ıt talımmtası; dinamit cephane ledariki i dütçeye mukabil taahhüt ettikleri! aidatı merkeze göndermiş bulunu-| orlardı, Hınçak teşk ynlmıştız 1 — Propaganda elemanları, 1iç büyük kola| “İderek yere otururken kendisi de İ kizin üstüne yığıldı. Fakat düşer- İken yanımda biz ses lâtince 2 — İdare elemanları — İcra edemarlar (Devamı var) KAHRAMAN HAYDUD E ski anlatı: l “Bulunduğum şehrin panayır mevsimiydi. Gece, yegâne eğlen.| te mahalli olan Amerikan iske-| tingi donanmış, her taraf zelektrik aydınlatılmıştı. o Gişeye vererek siyasi #shuliye Ger ötr billet aldım, içeri girdim. mavi Böyle mâkaralarla patinaj: hiç sevmem, Fakat başkalarının bu tehlikeli oyuna atılması seyretmek pek hoşuma gider. Tahta parmaklığın arkasından »ir genç kız ile bir delikanlının döndüğünü, dolaştığını, sıçradı ğını, seve seve seyrediyordum. Derken, bir çarpışma oldu. Genç kız, bir ihtiyar erkeğe çarptı.. Bu adam mllvazenesini kaybe- yüzü koyun yere kapandı. Bütün de koşan delikanlı da genç ken şişman bir kadına çarpmak felâketine de uğradı. Bu kadın da kocasını beraber sürükliyerek a. ğrr bir gürültüyle yuvarlandı. Bir saniye içinde ber tarai karıştı .. Meydanda sallanan basaklar, kok lar görüldü. Acı sesler işitildi. Ba gürültünün içinde olmadığımdan dolayı kendi kendimi tebrik eder- bir şiir okudu. Demek istiyordu ki: “Selâmet daima kenardadır!.,,* Acaba böyle lâtince şiirler oku- âlim zat kimdi? Başımı çevirip baktım, İsketingin sahip ve müdü- düm. Hayret etmiş ve hayretimi de izhar etmiş olmalı. yım ki; / — Yanlış okumadım değil mi e iendim? dedi, : Hayretim gittikçe artmıştı. Bu patinaj sahibinin kafasında Jâtin- ce şiirlerin ne işi vardı?. , Muhatabım, tevazuyla, sözüne devam etti: — Mayretinizi pek tabii bulu bassa oyun oynata öteberi Telsefte hocası... Yazan: Avrupadan dönen bir dostum! rum.. Panayıra gelen adamlar bil. | Hikâyeci Tabii, bu büyük' bir rezaletti. | Lise müdürü, muaarif müfettişi ba satanlar, tabit edebiyattan pek te| na ayrı ayrı birer tevbihname gön” anlamazlar, Fakat ben alelâde bir ( curdiler, gazinocu değilim. Yüzünüzde bü. yük bir ciddiyet ve samimiyet gör düğüm için size hikâye mi anlata rak merakınızı tatmin edeceğim . Ben yüksek muallim mektebinin felsefe şubesi mezunuyum. Aşağı yukarı on sene evvel bu şehrin ki- sesine felsefe hocası tayin olun dam, Bu İlk memuriyetimdi. Bu- irada hayat müthiş surette hazin. âi, Gidecek, gezecek biz yer yoktu. Tıkımtıdan ölüyordum. Derken bir at cambazı kumpanyası gele- tek çadırını şehrin büyük meyda- nına kurdu. Tabii oraya devama başladım, Ve pullu, yaldızk elbi- sesi beni teshir eden cambaz kız- lardan birinin arkasından koşma. ğa, onunla küçük bir aşk münase- beti tesi başladım. O, zaman hayatım, firtınalr, teneffüs ettiğim | hava kokuluydu. Tabii aklım ba”! şımdan gitti. Sergüzeşt, istediğimden © pek tarla ileri gitti, Bizi bastılar. Beni emrivaki karşısında beraktılar, İz-| divaca meçbur ettiler. Evvelâ mu- | kâvemet gösterdim, sonra itaat ettim. Cambaz kız, karım oldu ve ayni zamanda, sahneye “biri sakallı ka. dın, diğeri yılan şeklinde çıkan iki herifin eniştesi (oldum. Bir felsefe muallimi için ne parlak va siyet değil mi?. izdivacımız pek şatafatir oldu. Bütün yeni ailem erkân: merx simde hazırdı. Dua okunurken zevcemin oamcazadelerinden be çak yutan biri, kilise rahibinin â- sasmı yuttu. Hokkabazlık yapan bir diğeri de hizmetçinin topladı. ğı parayı yok etti. Ve kimse, bu paranın nereye gittiğini anlayamadı. KAHRAMAN HAYDUD Arkadaşlarım, (o beni görünce başlarını çevirmeğe, talebem yü- züme karşı bağırmağa başlad lar. Artık herkesin nefret ve istikrah ettiği bir adamdım. İstifaya mec. bur oldum. Kayınpederim beni cambazhaneye direktör muavini tayin etti, Ayni zamanda muhagse- be vazifesi de Benim üzerimdeydi. Bu işi gayet muvaffakıyetle idare ettim. O zaman, yüksek muallim mek- tebi mezunlarının isimleris! muns tazaman neşreden salnamede her. Xes şu yazıları okudu: “Mösyö (x) ... felsefeden me zum, Viktorya cambazhanesi di- rektör muavini.,, Tabil tekrar takbihnameler ale dım, Eski mezunlardan bir kısmı protesto yağdırdılar. Bu hücumlara mukâvemet et, İ tim. Sebatımı bozmadım. Cambazhane terakki etti, İşl doğrudan doğruya kendi üzerime ald.m, 4 Sonra bu isketini tesis ettim. Her gün geçtikçe muvaffakıyetim” den dolayı kendi kendimi tebrik € diyordum. Pariste de böyle mi bil- mem. Fakat burada patinaj her. kes çok seviyor. Avuç dolusu pa” ta kazanıyorum. Şimdi zenginim. Yakında de muzculuk ta edeceğim, Fakât felsefeyi terketmedim. Bu hafta Felsefe mecmuasında Eflâtuna da“ ir uzun bir makale neşretmek ©, zereyim. Bu, kiç şüphesiz felsefe âleminde büyük bir kareket meys dana getirecektir.,, Muhatabımı memnuniyetle †Jâmladım. HIKAYECİ na doğru yürüdü. Oraya ne yap gi Üstünde bir cumhuriyet dalgalanan uzun sütunlardan rinin bekliyordu. Bu sıradi 8 düka mahsus kapılârdan bir'si a- çıldı, Bir gölge göründü. Biyük kanal sahilini takip ederek yavaş yavaş yürümiye başladı. rdu 7 bayrağı bi- kim Hiç şüphe yök ki, Roların bek- lediği adam buydu.. Çünkü o da lan takibe başlamıştı ve dudakları arasından : — Bambo! diye tmutıldanmıştı .. Bu adam Bamboydu.. Rolan, ne yapacağımı bilmeden takip ediyor. du oi Kafasında ne oldukları belirsiz bir takım projeler parla” yıp sönüyordu. Bamdonun, vaktin bir hayli geç ve gecenin bir hayli ilerlemiş bu. lunmasına rağmen evine gitmedi” ği, gitmiyeceği muhakkaktı. Çün- kü 5 tarafa sapmamıştı. ayet durdu. Şimdi Emperyanın #arâyı ö nündeydiler. Rolan her şeyi anla. miştir. Demek oda seviyordu. Demek © da mâşukasının uyumakta oldu” ğu yerin önüne gelerek tatlı ha- yaller içinde . yüzüyordu. Rolan Leonorla konuşmıya nasıl gidi- yorduysa, Bambo da Biyanka ile münasebet ve mukâyese, kolanın dudaklarında zehirli bir tebessüm yarattı. Bi sırada Rolan, düşüncelerini bir yar, akaraz Bamboya doğ. rü yürümiye kaşladı. Bambo, kendisine doğru bir a yak sesinin yaklaştığının iarkma varmıştı. Geçip gitmesini temin için şöy- le geri çekildi, Rolan müstehzi bir sesle: — Demek, genç ve lâf meler İerin oturduğu şii saray pentersls. ri altmda bekliyen benden başka da âşıklar var ha? dedi. Bambo homurdandı; — Haydi Allahın belâsr. Rolan ilâve etti: — Madam Empezyaya tesadü- fen mi âşık oldunuz. Aşkm re demek olduğunu ancak üstadım gibi şairlerle, benim gibi şair ya. makları bilirler, Bambo mırıldandı: — Ah. Bu Aratenin kâtibi!, Sonra yüksek sesle ilâve eti — Lüten yolunuza devam edi" niz mösyö. — İşte ben de size bunu söylü. yezektim.. Güzel Biyanka için bir manzume yazmış, beğenip beğen miyeceğini anlamak için kendisini gütmek istemiştim. Biyanka adı, Bamboyu titretti. öylece konuşmıya gidiyordu. Bu Rolana doğru yürüdü. Onu kolun. gondulun köpeştesi üzerine düş- tü, Rolan şiddetle bağırdı: — Diyanka senin kızın. — Bir kız, bir kızım. — Evet senin kizın. Empetya. nın kızı Biyanka senin de kızın: dir, — Kim?.. O güzel güzel, zarif çekreli çocuk mu? — Evet o. — Bu melek kız, benim kızım ha! Oh Monsenyör, beni affedi- niz, Bu akl mın kabul edemiyece- ği bir şey, İskala Brino şimdi yavaş yavaş ağlamaya başlamıştı. Rolan küreklere geçti. Gendolü olanca sür'atiyle sahile çekti. Gon- dal sahile yanaştığı zaman İskala ini garip bir inilti ile karaya atladı. Şimdi, her şeyden ziyade yalnız kalmak istiyordu. Karanlık” lar içinde kaybolup giderken Ro- Jan arkasından bakarak: “Bu ka. dar senelik felâketten sonra niha- yet sevinç dakikasr.. Ağla. Ağla” makta haklısın.. Saadetini gecele- ze anlat... . Rolan, göndelu bağladıktan sonra kendisi de karanlık sokak. İara daldı, Karaları biribirine bağ- kyan köprülerden geşti.. Kanal saraya yaklaştı. Önünde durdu ,, Başını kaldırarak uzun uzun sey“ rası Altiyerinin sarayıydı. Başı ateşler içinde yanıyordu « Sabit ve kanlık gözlerini sarayın karanlık cephesine mdılamıştı . Bir aralık topukları üzerinde dur. du. Rıhtımda olduğunu anlad: Orada bulunan taşlardan biri- nin Üzerine oturdu, Gene gözlerini saraya dikerek mırıldandı: — Ben buraya ne yapmıya gei- dim, Burada kendisinden nefret ettiğim birisi uyuyor. Burada bel ki hayatımdan çok sevdiğim birisi oturuyor. Altiyeri ile Leonor.. Ben buraya neye geldim.. Orların hak- ku,daki duygularımı tetkike mi?, Şüphe yok ki ben korkunç dü. şüncelerimi tatbika o başlamazdan Bi.ce etrafıma saadet kırıntıları 8 «pmiye çalışmalıyım. İşte onlar- dan biri: Şuhmeşrep kadının kizi bu dakikada müsterih bir uyku içindedir. Ya şuhmesrep kadın. O a sevinç içinde. Ya Iskala Bri- no?.. O da öyle.. Yalnız ben, yak nız ben ıstırap içindeyim. . Leonoru hâlâ çılgınca seviyor. du. Yirmi adr milerisinde, güzel güzel yanağı içinde uyuyan sev- gilisi, onun'bu halinden haberi yoktu. Yalnız halinden deği, ya- şadığını bile bilmiyordu. Altiyeriyi kıskanıyordu, Leo. nor da dahil olduğu halde, Atiye» riye karşı içinde sonsuz bir infial, setti, Pencereleri kapalıydı ve busbirklddet yardı, *

Bu sayıdan diğer sayfalar: